02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 T E M M U Z 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ticari araç şoförleri hem kendileri hem de yolculann can güvenliğini ikinci plana atıyor Son durak 'kaza'olmasın• îstanbul'daki ticari araç emekçilerinin çalışrna koşullannı 'yanlış işleyen serbest piyas-a ekonomisi' belirliyor. Yûzde 98'i hiçbir sosyal güvenceye sahip olmayan şoförler çalışrna şanlannın ILO standartlanna uydurulmasını istiyor. ALPERİZBUL Taksi, minibüs ve otobüs şo- förleri, çalıştıklan aracın sahibi- ne daha çok kazanç sağlayabil- mek için günde 16 saat direksi- yon başında kalıyor. Bunun so- nucunda "kaza" dahıl pek çok olumsuzlukla karşı karşıyakalan şofbrler, çalışma şartlarmın ILO standartlanna uydurulmasını is- tiyor. Ticari araçlarda çahşan etnek- çilerin haklannı korumak için 1993 yılında kurulan "Ticari Araç Çalışanlan Yardımlaşma veDayanışmaDerneğr (Şof-Der) Başkaru Imdat Pabuççu. tstan- bul'daki ticari araç emekçileri- nin çalışma koşullannı "yanhş işleyen serbest ptyasa ekonomi- sTninbelirlediğirii söyledi. Yüz- de 98'i hiçbir sosyal güvenceye sahip olmayan şoförlerin "işten atümamak". "patronun hasılaö- nıartnrmak", "evineekmekgö- türebümek" gibi nedenlerle *in- sanüstü" birperformansla çalış- tığını ifade eden Pabuççu, •'DLO standartlanna göre bir şoför 4 saatçalışır,Udsaatdinlenir. Gün- de toplanı8saatçanşabilir" dedı Halk otobüslerinin. ÎETT'nin koyduğu kurallar gereği, çalıştı- ğı duraklar arasında belli süreler içinde seferlerini tamamlaması gerektiğini anlatan halk otobüsü şoforü Şeref Atan, "Örneğin Esenler (Turgutreis) - Bakırköy arasında yapılan sefer için veri- len süre 50 dakikadır. Siz 52 da- kikada vanş noktasınagelmişse- niz 105milyonliraparacezasuun yanında kalküğuuz durağa boş döndürülüyorsunuz. Eğer55-60 dakikadavanşnoktasınagrfdh- seniz, 105 tnilyon iira para ceza- suun yanı sıra otobüsünüz o gün için çahşmaktan men ediliyor" diye konuştu. Şoforlenn işten atılma korkusuyla bu cezayı gö- ze alamadıklanru ıfade eden Atan, "Bu nedenle yoDar yanş pistine dönüyor.Şoförlerhem kendileri- nin hem deyolculann cangüven- liğini ikinci plana aüvor" dedı. KAZALARDA 85 KİŞÎ YAŞAMINIYÎTÎRDİ Yollar yıne kana bulandı• Aksaray-Ankara yolunda bir minibüsün lastiğinin patlaması sonucu meydana gelen kazada 12 kişi öldü, 7 kişi yaralandı. inırt Haberleri Servisi - Yuriun çeşitli yerlerinde dün meydana gelen trafik kazalannda 35 kişi öldü, 62 kişi yaralandı. Aksaray-Ankara Kara- yolunda, HüseyinGörgü- hî yönetimindeki 06 SAB 27 ?lakalı minibüs, karşı yönien gelen Hüseyinlpek yöretimindeki 42 L 6282 plaialı kamyonla çarpıştı. Krada. DöodiiAydın,Ca- fer uak. MehmetAydm,Ü- haniBaysaLGülizar Bay- saLHaakeskiiLÇelebiDo- gatşüzeL, Vedat Çam, Ali Dısuı Aydın, Muhittin Ko- b» AyşeTopçuveBayram Sö'nnez hayatını kaybetti. Kaada 6 kişi yaralandı. bnir'in Buca ilçesine bap Kaynaklar beldesin- deı tsa Ösekniş yöneti- mindeki 35 UA 079 plaka- lı otomobil, orta refüjü aşarak karşı yönden gelen Reşat Çabuk yönetimin- deki 35 U 5508 plakalımi- nibüsle çarpıştı. Kazada, Çabuk ve yanında bulu- nan Mehmet Emin Dik- men yaşamını yitirdi. Ya- ralanan Isa Öselmiş, Bel- gin Avcu, Tülay Dikmen, Günay Dikmen ve 6 yaş- lanndaki bir çocuk, Buca SSK Hastanesijıe kaldı- nldı. Amasya, Aydın, Ço- rum, Afyon, Osmaniye, Gazıantep, Hatay, Diyar- bakır, Muğla, Çanakkale, Antalya, Aksaray, Giresun, Yozgat, Bolu, Bursa, Zon- guldak, Eskişehir, Şanlı- urfa ve Rize'de meydana gelen kazalarda ise 21 ki- şi öldü, 50 kişi yaralandı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Sendikalar ve Siyaset AçıkHava'daSertab rüzgân "Every Way That I Can" adlı parça Üe Eurovision Şarkı Yanşması'nda Türkiye'yi birincih'ğe taşıyan Sertab Erener, Harbiye Açık HaN 1 » Tiyatrosu'nda hayranları ile buluştu. Beşiktaş Kiiltür Merkezi'nin organize ettiği konserde Erener, sempatik ve rahat tavırları ile izlevicilerin gönlünü bir kez daha fethetti. Konserin başında izleyicüere "Sizleri çok eğlendireceğim'' diye söz veren sanatçı, hareketö şarkılan eşnğmde hem dans etti hem dans ettirdi Eski-yeni birçok parçasını sevenleri ile birtikte seslendiren sanatçı, hayranlanndan büyük alkış aldı. Konserin teknik bir anza nedeniyle geç başlamasuun yaratüğı olumsuz hava ise Hilton channdan tesadüfen atüan havai fışekkr sayesinde dağddı. (Fotoğraf: ALPER ÎZBLT) Kamu işyerlerinde çahşmakta olan işçilere, "ücret zammı" konu- sunda gülünç tektifler yapılmasının ardından, farklı konfederasyonların yöneticileri, seslerini (haklı olarak) yükselttiler. Bu durum beni, yakın geçmişi düşünmeye itti. Bugün seslerini yükseltmekte sonuna ka- dar haklı görünen işçi sendikalannın liderteri; yakın geçmişte de seslerini yükseltebilselerdi, bugün hem ken- dileri ve hem de temsil ettikleri kitle, çok daha iyi bir durumda olurdu. • • • 12 Eylül sonrasında; toplumumu- zun bazı kesimleri, dayanılması ola- naksız acılar içindeydiler. 12 Eylül öncesinde, "polis-ülkücü koalisyo- nu"nun tehditlerinden bunalan ve kimi zaman canını güç kurtaran "toplumcu kesim", şimdi de 12 Ey- lül'ün baskısını yaşıyordu. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DISK) yöneticileri, inanılmaz sıkıntı- lar yaşarken en geniş tabana sahip olan Türk-lş, cunta hükümeti içinde yer alıyor ve genel sekreterini, kabi- neye bakan olarak veriyordu. Hiçbir demokratik ülkede, böyle bir kepa- zelik görülmemiştir. Ve cuntaya tes- lim olan bu "bakan"® ilk kongrede, "Benim ağzımı açtırmayın.." diye bir tehdit yuvarlayınca; o "anlı şan- lı" sendika başkanlan, süt dökmüş kedi gibi susuvermişlerdi. Ve o dönemde Türkiye'de işçi üc- retleri, (reel olarak) neredeyse yan yanya gerilemişti. Fakat işçi sendi- kalannın (en azından o dönemde) sesleri yükselmemişti. önce "cunta hükümetine", daha sonra da Özal'a yaranabilme konusunda cid- di bir yanş içine girmişlerdi. Aslında, sonuna kadar direnen sendikacılar da oldu elbette. Fakat o dönemin tozu dumanı içinde, bunlann sesleri hiç duyulmadı. O dönemden geriye kalan tek te- miz şey; DİSK yöneticilerinin, yargı sırasında ve sorasındaki, (bizleri) gururtandıran tutumlan oldu. ötesi, bir "pislikten" başka bir şey değildi. • • • O dönemde; "Sendikalar Yasas/" ve "Toplu Iş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası", baştan aşağı elden geçirildi ve demokratikleşme işareti olabilecek tüm maddeleri değiştiril- di. Ve o zor günlerde de, şiddetle eleştirdiğimiz bu değişikliklere, bun- ca zaman sonra ve bunca dar bir çerçevede, elbette yeniden girme- yeceğim. Fakat o günlerden beri içimde kanayan bir yarayı, "hak grevi" hakkının yasadan çıkanlma- sını, sizlerle yeniden paylaşmak isti- yorum. • • • Hak grevi, normal grevden farklı bir grev türüdür. Grev; toplu iş söz- leşmesi görüşmeierinde, bir anlaş- ma sağlanamazsa, çalışanların işi bırakması demektir. Buna karşıhk hak grevinde, herhangi bir ücret zammı talebi, vb. yoktur. Hak grevi, daha önceden bağıtlanmış bulunan sözleşme koşullannın uygulanma- masından, ya da eksik uygulanma- sından ötürü greve gidilmesidir. Eğer işveren, sözleşme koşullanna uyarsa, hak grevi kesinlikle söz ko- nusu edilemez. 12 Eylül öncesi yasa, hak grevine "cevaz veriyordu". Fakat 1962- 1980 arasında, sanıyorum bir istis- na dışında, hiçbir sendika hak gre- vine başvurma gereksinimini duy- mamıştı. Zira, böyle bir "tehdit" ol- duğunu bilen işverenler, sözleşme koşullanna uyma ve imzalannın ge- reğini yerine getinme konusunda, ti- tiz davranıyoriardı. Ve bu koşullar altında, hak grevini yasaklamanın tek amacı olabilirdi. Bu amaç, işçinin "burnunu sürt- mek" ve "kimin güçlü olduğunu" göstermek idi. Ve Türk-lş bu konu- da bile; "zikre değer" bir direnme gösterememişti. • • • Bugün Sayın Recep Tayyip Er- doğan, sendikalara sert çıkabiliyor- sa, elbette o dönemleri anımsadığı için sert çıkabiliyor. Fakat bu arada, işçinin suskunluğuna fazla güveni- yor. Buna fazla güvenmemek gerek. Bu arada; Türk-lş'in istediği ücret zammının yüzde 10'unu, "refah pa- yı" olarak isimlendirmesini, mantık dışı buluyoruml. Milyonlarca insan, işsiz güçsüz dolaşırken ve hükümet bu "kozu" haince oynarken; sefalet diz boyu iken; insanlar akşama ne yiyeceklerini düşünürken; "refah payı"ndan söz etmek, sıkıntıdaki bu insanlarla alay etmekten başka bir şey değildir. , Nerde refah var ki, Türk-lş bun- dan pay istiyor? Bunun adını, "Yiti- rilen haklar karşılığı" gibi bir biçim- de değiştirmek gerekir. Yanlış anla- şılıyor. CEYLAN GRUBU'NDAN KAMUOYUNA BİLGİ SUNUMU, • Ceylan Grubu, Merhum Ağâ Ceylan'ın kurduğu; 40 yıldır yurt içinde ve dışında 8000in üzerinde çalışanı iie 2,3 milyar dolar tutarındaki projeleri başarı ile bitirerek teslim etmiş; inşaat sektöründe önemli yeri olan bir gruptur. Halen yurt içinde ve dışında taahhüdünde bulunan büyük projeleri başarı ile yürütmektedir. Yine bu süre içinde, Ceylan Grubu 4.000 yatak kapasiteli, 5 yıldızlı üç otel ve iki tatil köyü yatırımını tamamlayarak turizm sektörünün hizmetine sunmuş olup bu tesisler halen grup tarafmdan işletilmektedir. • 2000 yılında dünyada ve Türkiye'de yaşanan büyük ekonomik krizin grubumuza da yansıması sonucu, grup şirketleri içinde yer alan Bank Kapital'in Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafmdan, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilmesi ile, ailemizi, çalışanlarımızı ve grubumuzu yakından tanıyan herkesi üzen bir süreç içine girilmiştir. 27 Ekim 2000 tarihinde başlayan bu süreçte, Ceylan Ailesi, yetkililerle derhal görüşmelere başlamış; üç ay gibi çok kısa bir süre sonunda borcunun ödenmesi konusunda mutabık kalınan anlaşmayı imzalamıştır. • İrnzalanan bu anlaşmanın yürürlüğe girmesi, Grubumuzun dışındaki sebeplerle mümkün olamamış; yetkililerce, anlaşmaya, alacaklı diğer bankaların da katılması esası benimsenmiştir. Bu çerçevede, Eylül/2001 tarihinde TMSF ve alacaklı bankalarla yapılan ikinci anlaşma ise kamu bankalarının mevzuatında yapılan değişiklik sebebiyle yürürlüğe girememiştir. • Nihayet, Ceylan Grubu'nun 2,5 senedir; tüm varlığını ortaya koyarak, yürürlüğe girmesi için çalıştığı borçlarının ödenmesine ilişkin anlaşma, Ceylan Grubu'na kredi veren bütün banka ve finans kuruluşlarınca oy birliği ile imzalanarak 30 Nisan 2003 tarihi itibariyle resmen yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. • Bu anlaşma ile, Ceylan Grubu Şirketleri ve Ceylan Ailesi bireyleri, 158,8 milyon USD'lık Bank Kapital borcunun yaklaşık % 50'sini (Yüzde elli) diğer banka ve finans kurumlarına olan borcunun ise yaklaşık % 40'ını (Yüzde kırk), varlıklarının devri suretiyle def'aten ödemektedir. Bankalar da, Ceylan Grubu'na, yurt içinde ve yurt dışındaki taahhüt projeleri için ihtiyacı olan yeterli miktarda teminat mektubu kredisi açmış bulunmaktadır. • Böylece, Bank Kapital'in TMSF'ye devri ile ortaya çıkan süreç sona ermiş; yeniden yapılandırma çerçevesinde yerini yeni bir sürece bırakmış olmaktadır. Bu durumu kamuoyunun bilgisine gururla sunarken, bu güne kadar gerek devam eden taahhüt işlerimizde, gerekse turizm sektöründe ve diğer ticari faaliyetlerimizde, güven içinde bizimle çalışmalarını ve iş birliğini sürdürmüş olan meslekdaşlarımıza, kamu ve özel sektör kuruluşlarına; taşeronlarımıza, çalışanlarımıza, BDDK ve TMSF yetkilileriyle tüm mali sektör mensuplarına, şükranlarımızı sunarız. CEYLAN GRUBU ADINA İCRA KURULU BAŞKANI MAHMUT CEYLAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle