02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 TEMMUZ 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 HüldnetDerkesaalr zmnrtnrt- Test Etektronik posta: denizsomecumhuriyetcom.tr Tel; 0.212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97 - Mahkeme, dolaria kefalet istemiş... "Döviz mülkün temelidir!" Bir öğretmen Ankara'daki bir dershanede yaşadıklannı test sorusuna dönüştürmüş: "Soru 1: Aşağıdakilerden hangisi, öğretmenler arasında gülmeyi, (bir öğretim yılında üç kez) yasaklamış olabilir? A. Bakanlık yetkilisi. B. Fareli köyün kava/cısı. C. Kasaba hapishanesi bekçisi. D. Ankara'da bir dershane yöneticisi. Soru 2: Ankara'da bir dershane yöneticisi, öğrencilerine kitap, oyun öneren öğretmene aşağıdakilerden hangisini yapmıştır dersiniz? A. Ödül vermiştir. B. Görmezlikten gelmiştir C. Bana da kitap, oyun önerir misin demiştir. D. Soruşturma açmışör." Soruların doğru yanrtı D şıkkı! T anh 21 Haziran... Saat öğle sulan... Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı Cengiz Acar, yanında yine Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı eşi ve oğ- lu olduğu halde Karaköy'den Eminönü'ne doğru gidiyor... Acar ailesi Galata Köprüsü'nden yü- rüyerek geçiyor... Köprünün altından yürüyorlar... Istanbul, yazsıcağını yaşıyor... Susuyoriar... Köprünün altında bir büfe görüyorlar... Cengiz Acar bir kutu bira alıyor, eşi ve oğlu birer kutu meyve suyu... Içecekleri ellerinde yürümeye devam ediyorlar... Sonrasını Cengiz Acar anlatıyor: "Yolumuza devam ederken içeceklerimizi içmeye başladık. Yeni köprünün altındaki restoranlar ve kafeterya- lar artık bir hayli faal duruma geldiklerinden yürüdü- ğümüz yol üzerinde masalarda oturan insanlar ye- meklerinı yiyip içeceklerini içiyorlardı. Koprude Eminönü tarafına çıkmadan tam köprü çıkışında eşime 'Istersen şu korkuluklann orda duralım denizi seyredip içeceklerimizi yudumlanz' dedim. Hep beraber köprünün korkuluklanna yöneldiği- mizde arkadan bana seslenen kişiye doğru döndüm. Köprüdeki güvenlik görevlisi gayet sakin ve ılımlı bir ses tonu ile 'Beyefendi köprüye bira ile giremez- siniz' dedi. Ben de 'Köprüye girmiyorum, zaten köprünün di- ğer tarafından buraya kadar geldim, üstelik köprüde isteyen herkes oturup restoranlarda birasını yudum- luyor' dedim. Oturarak içebileceğim ama yürürfcen biramı içeme- yeceğim görevli tarafından söylendi. Köprünün dışına kadar yürüyüp orada durarak bu- nu kimin yetkisi ile yaptıklannı sorduğumda Eminö- nü Belediyesi yanıtını aldım. Bunun üzerine kafamda bazı düşünceler ve soru işaretleri belirdi: Bu yasak benim asayişi bozabilme ihtimalim göz önüne alınarak uygulanıyorsa eğer, o birayı oturarak içenler de aynı potansiyeli taşıyor demektir... Restoranlar bu birayı iç kısımdaki büfeden alma- dıklanna göre, büfeci bu birayı kime satacak veya sat- masına izin veriliyor. Ben birayı restoranlarda oturarak içebiliyorum, üst kısımda balık avlayarak aynı şekilde içebiliyonjm, köprünün dışında içebiliyorum ama dolaşarak köp- rüde içemiyorum. Bu belediye sadece Galata KöpriJsü'nün belediye- si olarak mı çalışıyor ki; köprüde yasak ama köprü dışında bana ne mantığı ile hareket ediliyor. Ben eski Galata Köprüsü'nü de bilirim. Ve inanın o köprüyü özlüyorum!" ParaAkrf Kökçe: "Çok para, kara paranın; kara para, kanlı pa- ranın kibarca dite getirilmesidir ve uy- gulanmayan uluslarara- sı yasalar nedeni ile ka- ra para, dünyanın en geçerli parasıdır." Yüksek Yerilim Hattı erdincutku.;; yahoo.com Sorunlarla dolu bir çelişkiler ülkesiyiz: Bir dokun BÎN mizAH işıt! L'equipe'den köpek sürüsü yakıştıpması Fransızların ünlü spor gazetesi L'equipe, FIFA Kupası'na katılan ulu- sal futbol takımımızın kaptanı Büterrt'e tam sayfa ayırmış; yazıya da "Bülent, chef de meute" başlığını atmış... Baş- lık "Bülent, takımının patronu" gibi algılansa da Istanbul'dan Alex Me- dici, "meute" sözcüğü ile başlığın aslında mide bulandıncı bir sövgü - içerdiğini söylüyor: "Fransızca'da 'meute' sözcüğü, ye- tişkin, erişkin insan topluluklanna ya- kıştırıldığında 'hor' anlam taşır. Bunun 'hoş' karşılanabilecek tek istisnası, sa- dece izcilikte, henüz sorumluluk duy- gulan tam gelişmemiş; afacan minik- lerin oluşturduğu yavrukurt 'küme'le- rine yakıştırılan küçümen anlamında 'meute de louveteaux'dır. Bülent gibi 33 yaşında, yıldız bir futbolcunun ön- derliğinde, rakiplerine kök söktürmek- ten başka vukuatı olmayan ulusal ta- kımın genç-yaşlı 'aslanlar'ına 'meute' deyimini hiç kimse yakıştıramaz. Her evde bulunabilecek, orta boy bir Fran- sızca-Türkçe sözlükte görüleceği gi- bi 'meute' sözcüğünün karşılığı av ^ köpegi sürüdür. Sözcüğün mecazi anlamı ise sürü, güruh, çetedir... Umanm, bu küstahlık, aynı şekilde, resmi veya özel bütün il- gililerin de dikkatini çekmiştirve gerek- li girişimler vakit kaybetmeden yerine getirilir. Birtakım 'dostlar'ın butürküs- tahlıklarına sıkça rastlanmaktadır. Şüphesiz, bu ne ilk ne de sondur. Tep- kisiz kalıp ıçimize sindirdikçe de sonun başlangıcı asla gelmeyecektir. Siyasi yasaklılar için düzenleme yapılsın1 Üçyflze yakm aydm bildirryi imzalanyla desteldedi. (HİLAL KÖSE) Aydmlardan banş çağnsı tstanbul Haber Servisi - RutkayAziz, Edip Akbayram, Vecdi Sayar, Işıl Özgentürk, Selda Bağcan, Ferhat Tunç, Hahık Levent, Zeki Demirku- buz, BülentOrtaçgfl' ın de ara- lannda bulunduğu üç yüze ya- kın sinema ve tiyat- ro sanatçısı, müzis- yen. yazar, şair ve yönetmen düzenle- nen basın toplantı- sıyla toplumsal ba- nş ve demokratik katılım çağnsında bulundu. Aydınlar tarafin- dan Pera Palas Ote- li'nde düzenlenen toplantıda sinema oyuncusu Yusuf Çetin tarafindan oku- nan"Banşa Bir Söz, Bir Ezgi ve Bir Şans"başhklı bildiride, "21. yüzyıbn ülkemizde özgür- Ifikler yüzyih oiması için başta Kiirt sorunu ofanak üzere, tüm sonınlanmız çağdaş, demok- ratik çözünılere kavuştunıt- mandır, gerçek sanat ve özgür • Bildiride "gerçek sanat ve özgür sanatçının gelişmesinin yolu birçok dilde sansürsüz sanattan geçer" denildi. sanatçının gelişmesinin yolu birçok dilde sansürsüz sanat- tan geçer" denildi. "Şiirleri- miz, savaşa ve onun acılanna yazdmasın arük! Şarkılanmı/. aolan ve umutsuzluklan dil- lendirmesin artık."" ifadelen- nin yer aldığı bildi- ride şöyle denil- di :"Biz aşağıda im- zası bulunan aydın ve sanatçılar olarak toplumsal banş ve demokratik kaühm için hükümeti tüm siyasiyasakhlann ve siyasi tutuklulann demokratik kaûb- mını sağiayacak tarzda vasal düzenlemeleryap- maya davet edjyoruz." Toplanhda konuşan şarkıcı Ferhat Tunç, genel af çağnsın- da bulundu. İnsan Haklan Derneğı (ÎHD) Istanbul Şube- si Başkanı Kiraz Biçici de 17 yıldan bu yana aynmsız, ko- şulsuz genel af istediklerine dikkat çekti. ÇİZGlLlK KÂMİL MASARACI Çizerimiz yıllık izninin bir bölümünü kullanacağından çizgilerine bir süre ara vermiştir. HARBÎ SEMİHPOROY semihporoyı n yahoo.com HAY4T EPİK TtYATROSU MVSTAFA BÎLGIN 'SSK'D* SOY6UN' D-4V-4SIND-4 TAHLİYELER BAŞLAOI irak'ta savaşa Hayır Koordinasyonu ABD mallanna yeniden boykot İstanbul Haber Servisi - "I- rak'ta Savaşa Hayır Koordi- nasyonu" iki yüze yakm aydın, yazar, sivil toplum örgütü ve sendikanın desteğini alarak "4 Temmuz'da ABD mallanna boykot" çağnsı yaptı. Istanbul Tabipler Odası Konferans Salonu'nda düzen- lenen basın toplantısında ko- nuşan yazar Vedat Türkaö. 4 Temmuz'daki boykotun bütün dünyada Amerikan emperya- lizmine karşı bir bilinç oluş- ması açısından çok önemli ol- duğunu \urgulayarak Türld- ye'nin başında şaşkm bir ikti- dar var ve bu şaşkın iktidar Amerika'yla birlikte hareket etmekte ısrarcı bir tuftını izfi- yor. Bu nedenle bu boykot hü- kümete de bir uyan niteligi ta- şıyor" diye konuştu. 4 Temmuz günü simgesel hale gelen Marlboro, Coca Co- la ve ıVIcDonald's gibi Ameri- kan ürünJerinin özellikle kul- lanılmaması amaçlanıyoi'' OTOBÜSTEKİLER KEMALIRGESÇ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARJKA\ 1 Temmuz uınc. mumtaz-arikan. com İLK TÜRK ROMANINfN YAZARlSEMSE1TİNSAML 13O4-'T£ SUGÜN, ŞEtoSETTÎN SAMl HSNÜZ 22 DEI/Rı'NİN ÜHLU 54 YAf/MOA ÖLMÜŞTÜ , 8/LİNEN İLK TÜSK. TAAŞŞUK-I TBLÂr FİrUAT "(T74LÂT VE FİrMAr V/V AÇIK ADLI &0MAM, YtiPtSt VE ANLATfA ///£ 8İH MfreUĞİ T/4ÇIMAZTAYOI- ZAM/IKIfNfN EN 8Ü- YÜK DİL 8İLGİNİ SAYHAU ŞEMSETTİN SAMl, , Ç£f/i/Sf{.£S . sa YO&ULMAK BILMEY£N z/e YÖA/Ü &£ GAZErECİLİĞÎYPİ. Sağda, Ş. Sami '<ji son yıllctrmda AAehmet Faraç KOTULER MAHALLESİ "Kanh topraklartia bir ürfa destanı..." Tüm kitapfilarda GUnizi Vauıncılık 0.212 512 1172 SAHİBlNDEN SATILIK YAZLIK Çatalca Binkılıç Doğanyamaç sitesinde seçkin bir ortamda yan olimpik yüzme ha\oızlu 500 m2 bahçe içinde triplex villa Td: 0536423 00 68 FIRATMEHMETEROCLU'nun yeni kitabı SURENGİ HER ŞEY KİTAPÇmaiMN ISTEMEYI UNUTMiiyH İsteme adresi.Reşitpaşa Mahallesi, Mareşal Caddesi, No:2 D: 2, Sanyer/lstanbul, Tel: 0 536 468 77 26 GÖRÜŞ ORHAN MANYASLI Tesettür ve Türban Üzerine Necip Mahfuz Nobel ödülü kazanmış Mısırlı bir yazar. Bir edebiyatçı, bir eleştirmen değilim. Bir okur gözüyle onun ortalama bir yazar olduğunu düşünü- yorum. Değerlendirmem sübjektif (öznel) bulunabilir. Hangi kriterlere göre (nesnel-öznel) nobel ödülüne la- yık görüldüğüne -kuşku ile baksam da- bir şey söy- leyemem. Bana göre, N. Mahfuz yıllardır Nobel ödü- lü adaylanndan olan Yaşar Kemal'in çapından çok küçük bir yazar. Bu yazann bir kitabını okudum, adı 'Midak Sokaöı'. Kitapta, biraz Reşat Nuri Güttekin tadı buldum. özellikle 'YaprakDökümü' kitabını anım- sattı. Rahat okunan bir kitaptı ama bir solukta oku- nan anlamına da gelmesin... Bir edebiyat eleştirme- ni olmadığımdan amacım N. Mahfuz'u övmek ya da yermek değil. Kafam o kitapta bir söze takıldı (çakıl- dı demek daha doğru!) Söz şu: "Kendimiz için yeriz, başkası için giyeriz." Bu sözün birMısırdeyişi mi yok- sa N. Mahfuz'un birözdeyişi mi olduğunu bilmiyorum. Bu sözün anonim bir söz veya N. Mahfuz'un sözü ol- ması önemli değil. önemli olan hatta çok önemli olan 0 söz.. "Kendimiz için yeriz!" derken totolojik bir bil- gi sunmuş ve mutlak bir doğruyu dile getirmiş oluoız. Hamile hanımlan bu düşünceden tenzih ederim! "Başkalan için giyeriz" de genel olarak doğru bir gö- rüş. Doğa ve ekonomik koşullara bağlı olarak giyin- mek ve örtünmek benzer ama ayn şeylerdir. Sosyal ilişkiler içinde olan biz insanlar bir giysi alır- ken renk, model, desen ve bir sürü özellik aranz. ön- ce kendimiz kendimize yakıştınnz sonra satıcının, tez- gâhtann fikrini soranz. Hoş biz daha beğenme süre- ci yaşarken satıcı tezgâhtan bizim beğenmemize bir ivme kazandıncı sözlerie olumlu (!) karanmızı hızlan- dınr... Daha sonra çevremizdeki yakınlara soranz "Ya- kıştı mı" diye. Yanıtlar genellikle içten ya da usulen "Yakıştı" şeklindedir. Aksi yanıtlar çoğunlukta olup (Satıcı-tezgâhtar hiçbir zaman bu çoğunluğun içinde olmaz!) rengi, deseni biçimi beğenilmezse canımız sıkılır, neşemiz kaçıverir. Aldığımız giysiyi zor taşır, zor giyer oluruz. öyle değil mi? Benim varmak istediğim yen yıllardır, caddelerde, sokaklarda 12 Eylül 1980 askeri darbesı sonunun ürü- nü olduğuna inandığım yerden fışkınrcasına artan tür- banlı bayanlar. Bu bayanlar, inançlan gereği Kuran'da- ki tesettüre (örtünmeye) ilişkin ayetleri (cümleleri) gö- nüllerince yorumlayıp bir güzel örtündüler. Ama ne ör- tünme, örtünme değil gızlenme!.. Bu örtünme gizlen- me, rengârenk, zengın desenli, kimisi -belli kı- paha- lı mı pahalı gıysiler (özellikle türbanlar) ülkenin tanın- mış mankenleri tarafından ilgili dindar bayanlara su- nuldu. Alıcı dindar bayanlann beğenisine sunulan bu giysiler, özellikle allı-güllü tünbanlar sonradan cadde ve sokakta yüzlerce, binlerce bakıcı-görücüye sunul- du ve sunulmaya devam ediyor. Bir an için bu hanımlann Kuran'daki konuya ilişkin ayetlerin (cümlelerin) Tann buyruğu olduğundan ha- reketle örtünmelerini anladığımı varsaysam bu tiır- banların cıvıl cıvıl, rengârenk, frapan desenli olanlan- nın seçilmesini anlayamıyorum. Onlar, bu örtüyü Tan- n buyruğunu yerine getirmek için mi takıyor yoksa gö- ren, bakan gözlerin beğenisine sunmak için mi takı- yor? Niçin düz, siyah, beyaz, yeşil değil de allı-mor- lu, güllü-dallı bir türban, anlamak olası değil... İçten söylemek gerekirse. belki Iran, S. Arabistanlı hanım- lar daha tutartı... Belki de oralardakı din büyükleri 'fet- va' çıkarmışlardır allı-güllü yasak, günah diye... 198O'de yapılan askeri darbe sonu tekstilde şaha kalkan tesettür giyim sanayii, sanınm cirosunu 10'lar- ca, 100'lercetrilyonataşımıştır. Dinsel duygular teset- tür sanayiini, tesettür sanayii dinsel duygulan besli- yor, şişiriyor. Ve buna bağlı olarak yeşil sermaye se- mirdikçe semiriyor. Görüşüme göre, 1980 askeri darbe öncesi gün- demde hiç olmayan tesettür-türban konusu isteyerek, istemeyerek darbeci generaller tarafından ateşlen- miş ve körüklenmiştir. özellikle birisinin, gittiği çok yerde yaptığı Kuran ayetleriyle süslenmiş konuşma- lan bazı çevrelere cesaret vermiştir. Bu darbeciler, 23 yıllık süre için tesettür sanayiinden komisyon isteme- ye kalksalar ülkenin en varijklıları arasına girerlerü! Bu arada N. Tevfik'i birkaç dizesi ile anmadan ge- çemeyeceğim: "Be hey dürzû I Ne ararsın Tann ile aramda I Sen kimsin ki orucumu sorarsın I Hakika- tenyoksa gözün haramda I Başı açığa niye türban so- rarsın I Rakı, şarap içiyorsam sana ne I Yoksa sana birzaranm içerim I Ikimizde gelsek kıldan köprüye I Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim..." Bu dizele- re ek olarak H. Bektaş Veli'den şu dizeler de uygun olacaktır sanınm: "Hararet nardadır I Sacda değildir 1 Akıl baştadır I Taçta değildir I Her ne anyorsan in- sanda ara I Kudüs'te Mekke'de Hac'da değildir." http://www.seckinmail.com B U L M A C A SEDATYAŞAYAN 1 2 3SOLDANSAĞA: 1/ Türkülerde yinelenen dı- zelere verilen ad. 2/ Kürkü değerli bir ya- ban kedisi... ABDMerkezi Haberalma Örgütü'nün simgesi. 3/ Olumsuzluk belirten bir önek...Pelinle kokulandınlmış sert bir içkd. 4/ Düşmanın kafa derisini, savaş ganimen olarak kesip alma eylerni. 5/ tnce dantel.. Eski Mı- sır'da güneş tannsı... "Kader kedere — ol- du / Ağladım gözüm yaş oldu" (Âşık Vey- sel). 6/Halkedebıya- ttna özgü, genellikle dört dizeden oluşan şiir türü... Kırmızı renkte bir süs taşı. 7/Alyu\r ar 8/Dünyamızınuydusu... Asmakü- tügü. 9/ Yaş duvar sıvası üzerine yapılan resim... Kokmuş hayvan ölüsü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Süzülmüş et ya da tavuk suyu. II Yüriirken dayan- makiçınkullanılankaluısopa... Fayda. 3/Birbağlaç... Bir dakikanın altmışta biri. 4/Haberci... " — Kuyru- ğu": AzizNesin'in öykü kitabı. 5/Çingene çocuğu... Satrançta özel bir hareket. 6/ Kayak sporundaki ya- nşma dallanndan biri. 7/ "'Kışlanın önünde redif se- si var / Bakın çantasında — nesı var / Bir çift kundu- rayla bir de fesi var" (Türkü)... Temel niteliğinde olan. 8/ "Biz kimseye — tutmayız / Kamu âlem bir- dir bize'" (Yunus Emre)... Halk dilinde yağ tavasına verilen ad. 9/Vücut ısısı... Birine dokunsun diye söy- lenen söz. *
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle