Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 HAZİRAN 2003 PERŞEMBE
HABERLER
DÜNY4DA BUGUN
ALİ SİRMEN
Bush'un Yol Hanitası
ve Uzun Yolcııluğu
Dünyanın sekiz zengininden yedisinin devlet ve
hiikümet başkanlan, o tuhaf tatlı suyuyla nasıl dün-
ya japında bir şöhrete eriştiğini bir türlü anlaya-
madığım, Fransa'nın Evian kentindetoplantıları-
nı noktalarken zenginliklerin zengini, dünyanın
pafronu, ABD Başkanı George W. Bush, çok-
tan Şarm El Şeyk'te, Mısır Devlet Başkanı Hüs-
nü Mübarek ve öbür Arap liderleriyle buluşmak
üzere, Avrupa'dan Ortadoğu'ya uçmuştu bile.
Irak Operasyonu'nun ilk aşamasını öngördü-
ğü gibi, başarılı bir şekilde bitirmiş olan Başkan
Bush, şimdi 2005 yılına kadar bağımsız Filistin dev-
letinin kurulmasını da içeren yeni yol haritasını an-
latmak üzere, Ortadoğu'nun önde gelen liderle-
riyle görüşmekte.
Bütün bu görüşmelerin en çarpıcı yönlerinden
biri de çeyrek yüzyıldan fazladır Filistin konusu-
nun gündeme geldiği bütün görüşmelerin baş ak-
törü Yaser Arafat'ın artık sahneden çekilmiş ol-
masıdır.
ABD, Ariel Şaron'unda katkısıyla oluşturulmuş
bulunan yeni Ortadoğu planının önünde engel ola-
rak gördüğü Yaser Arafat'ı, tarih sahnesinden sil-
miş görünmekte.
• • •
Başkan Bush'un, yeni dünya düzeni içinde,
Ortadoğu ile ilgili yol haritasını anlatıp kabul et-
tirmek için çıktığı yolculuğ un Avrupa aşaması da
oldukça ilginç geçti.
Artık, geleneksel müttefîklerdönemini bırakıp,
"birolayda kim yanımdaysa, o müttefikimdir" bi-
çiminde özetlenebilecek olan "AdHoc lttifak"\ar
dönemini açmış olan Bush, bu politikasının ör-
neğini, Irak'ta Pax Arnericana'nın kayıtsız koşul-
suz destekçisi olarak görülen Polonya'yı ziyaret
edip bu ülke ve liderlerine övgüler yağdırarak
verdi.
Şu sırada, doğum yeri olan efsanevi St. Peters-
burg'un üç yüzüncü yılını büyüktörenlerle kutla-
yan Vladimir Pırtin de Bush'un iltifat pastasın-
dan ıkramını alanlar arasına girdi; üstelik Irak ko-
nusunda, VVashington ile Moskova arasında ki-
mi görüş ayrılıklan bulunmasına karşılık...
Bush'un uzun yolculuğunun en merak edilen
etabı ise G-8 zirvesi için gîttiği Evian'da, Fransız
Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile karşılaş-
ması olmuştur.
Bilindiği gibi, Irak savaşı sırasındaki tutumla-
rıyla, Alman Şansölyesi Schröder ile Fransız
Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın Başkan Bush
ile iyice araları açılmış durumdaydı.
General De Gaulle'ün kırk yıl önce Eisenho-
vver'a kafa tutmasıyla başlayan, çok kutuplu, da-
ha kendi başına buyruk Fransız dış politikası çağ-
rışımları, De Gaulle'cü olarak tanınan Chirac'ın,
Schröder'den daha fazla Amerikalıların tepkisini
çekmesine neden oluyordu.
• • •
Doğrusu ya, güç bir ekonomik boğazdan ge-
çen, en büyük gelir kaynağını, yıllık 70 milyon tu-
ristin oluşturduğu Fransa'nın, Âtlantik ötesinden
gelecek olan zengin ziyaretçilere çok ihtiyaç duy-
duğu şu sıralarda, bir Amerikan ekonomik am-
bargosuna hiç tahammülüı yok.
Bu yüzdendir ki herkes, Chirac'ın, Bush'un tav-
nnı yumuşatmak için elinden geleni yapmasını bek-
liyordu.
Oysa, baş başa görüşmelerinde neler konuş-
tuklarını bilemesek de görünüşte Chirac'ın tavn
hiç de öyle olmadı.
Bir yandan Brezilya Devlet Başkanı'na göster-
diği yakın ilgi, öte yandan G-8'lerin, yani zengin-
lerin yoksul güney diye diyaloğa daha fazla önem
vermesini ısrarla vurgulayan tavn, çok kutuplu bir
dünya özlemini dile getiren konuşmalarıyla Fran-
sa'nın bir numarası, hiç de alttan alan bir tavır için-
de görülmedi.
Zaten, Bush'un kameralar önündeki gülümse-
mesine karşın, el sıkışmaları bile gergin ve soğuk
bir hava içinde geçti.
Kovboy Başkan, Evian'ı toplantı sona ermeden
bir gün önce terk eder, Ortadoğu'ya giderken şu
mesajı veriyor gibiydi:
- Ben söyleyeceğimi söyledim. Sizgerisini ko-
nuşun! Benim başka bölgeleri de düzenlemem
gerek. Onun için Şarm El Şeyk'e gidiyorum. Unut-
mayın büyük patron ne isterse o olur!
Bakalım, büyük patron, hakça değil, Bush'ça
bir düzeni getirmeyi amaçlayan Pax America-
na'nın bir parçası olan Ortadoğu yol haritasını ne
kadar yaşama geçirebilecek?
AKP MYK. icraatları ele aldı
Hedeflerin yüzde
6O'ı gerçekleşti
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - AKP
Merkez Yürütme Ku-
rulu (MYK) hüküme-
tin Acıl Eylem Planı
çerçevesinde 6 aylık ıc-
raatını ele alarak not
verdı. Parti yöneticile-
ri, henüz hazırlığı sü-
ren bazı taslak çalışma-
lan da icraat sayarak ön-
görülen hedeflerin yüz-
de 60"ının gerçekleştı-
ği görüşüne vardı.
AKP Merkez Yürüt-
me Kurulu'nun hafta-
lık toplantısında 6 aylık
icraat masaya yatınlır-
ken uygulamadaki ek-
siklerin IMF ile zaman
zaman soğuyan ilişki-
lerden kaynaklandığı.
thale Yasası ile ekono
mi bakanhğı kurulma-
sı konularındaki gecik-
menin buna örnek oluş-
turduğu belirtildi.
Parti yöneticileri Acil
Eylem Planı'ndaki 1-3
aylık hedeflerin büyük
ölçüde tutturulduğu, 6
aylık hedeflerin büyük
bölümü için de altyapı
çalışmasına başlanıldığı
görüşüne vardı. Buna
göre. Içişleri Bakanh-
ğı'nın kamu yönetımin-
de bürokratik engellerin
azaltılmasına ilişkin ça-
lışması, 600 tesisten
70 inin satışa hazır ha-
le getirihnesi, yatınm-
cılara bedelsiz arsa tah-
sisinin uygulamaya ko-
nuhnası, sağlık kuruluş-
lannın tek çatı altında
toplanmasını öngören
düzenleme ve yabancı
yatınmcının özendıril-
mesiyle ilgili tasanlarla
altyapı oluşturulduğu be-
hrtıldi.
Çiftçilere 'Gözünüzü kara toprak doyurur' diyen Tanm Bakanı'na her kesimden tepki yağdı
Güçlü istifaya
Tanm Bakanı Sami Güçlü.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Tanm ve Köyişleri Ba-
kanı Sami Güçlünün çiftçile-
re yönelık olarak dile getirdi-
ği. "İnsanoğlunun gözünü ka-
ra toprak doyurur" sözlerine
tepkı yağdı.
Tanm Bakanı Güçlü'nün ön-
ceki gün düzenlediği basın top-
lantısında dile getirdiği, "Da-
ha yüksekfiyataçıklasak. tabii
üreticüer nıenınun olur. tnsa-
noğlu böyledir. Gözünü az da
doyurmaz. çok da doyurmaz.
Ne doyurur biliyor musunuz,
kara toprak..." sözleri büyük
tepki yarattı. CHP Adana Mil-
letvekili Atifla Başoğlu, TBMM
Başkanlığı'na verdiğı soru
• CHP, bakanın sözlerini Meclis gündemine taşıdı. DYP, Güçlü'nün özür
dileyerek istifa etmesini ya da azledilmesini istedi. Bakan ise kendisini "Ben
insanoğlu için genel olarak o ifadeyi kullandım. Bu. çiftçileri özel olarak
kasteden bir ifade değildir" diye savundu.
önergesinde. demokrasilerde
sorumlu makamlarda bulunan-
lann sözlennın nereye varaca-
ğını düşünmeksizin konuşma
özgürlüğü olmadığıru vurgula-
dı. Başoğiu, "Köylümüzü aç-
gözlülükle ithanı etmekteki
amacınız nedir? Köylü ile kav-
ganızın bu memlekete bir fay-
da sağlamayacağı gerçeğinden
yola çıkarak, onların yaraları-
nı saracak bir program uygu-
lamayı düşünüyor musunuz?"
sorulanna yanıt istedi.
DYP'lı Nevzat Ercan, yaptı-
ğı açıklamada. Güçlü'nün çıft-
çıyle ılgılı "vahim beyanlannın
kınanarak geçiştirilecekveya üs-
tü örtülecek nitelikte olmadığı-
nı" kaydettı. Ercan. şöyle dedi:
"Hakaret, 59. hükümetin
Türk çiftçisine bakışını ortaya
koyar. Böyle bir bakanın, bu
sözden sonra bakanlığını sür-
dürmesi, çiftçiye ikinci bir ha-
karet olur. Bakan, özür dileye-
rek derhal istifa etmeü veya ba-
kanhktan azledilmelidir."
Eski Tanm ve Köyişleri Ba-
kanı Hüsnü YusufGökalp, çift-
çilenn, bu hükümet dönemınde
böylesine aşağılanmasını asla
kabul etmediklerinı ve bunu ya-
panlardan hesap soracaklannı
behrterek. "Çiftçiyi mezara so-
kamazlar" dedi.
TZOB Başkanı Şemsi Bay-
raktar, düzenlediği basın top-
lantısında. "Beyanlan doğru
ise dahi, bunu bir sürçülisan ve
kasnnı aşan bir ifade olarak ka-
bul ederim. Çiftçi rant peşinde
hiç olmamıştır, bu tür bir ifade
rantpeşinde koşanlariçin geçer-
li olabiÛr" dedi. Bu sözün hü-
kümeti sıkıntıya sokacağına
işaret eden Bayraktar, "Zirabu
şekilde bir beyan IMF'den çok
EVIF'ci olmak gibi bir anlayışı
gösterir" diye konuştu.
Tanm Bakanı Güçlü ise gaze-
tecilenn sorulan üzerine "Bu
özel olarak o kesün için söylen-
miş bir ifade değil. Bu insanoğ-
lunun tutunı ve davraıuşlanna
yönetik olarak kuDandığırnız ge-
nel kavramlardan birisi. Dola-
yısıyla bu nıaksat için söyledim,
özel olarak sektörle ilgili özel bir
anlamda açıklannuş bir söz de-
ğildir" açıklamasını yaptı.
AKP TEŞKİLATI DA TEPKÎLİ
// başkanlan
Erdoğan 'a
şikâyet etti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Buğday taban
fiyatına tepki gösteren çiftçilen hakaret ederek
yanından kovan Tanm Bakanı Sami Güçlü'nün
ıcraatı, önceki gün AKP Genel Merkezi'ndeki il
başkanlan toplantısında da tartışmaya neden oldu.
Bakanın skandal sözleri duyulmadan önce
gerçekleştirilen toplantıda en fazla eleştıri alan
kabıne üyesi Sami Güçlü oldu. Çok sayıda il
başkanı, buğday taban fiyatının yetersiz olduğunu,
çiftçinin harcamalan, mazot fıyatı ve emeği dikkate
alındığında bu fiyatla geçinmenın olanaklı
olmadığını vurguladı. II başkanlan aynca Tanm
Bakanhgı'na bağlanan Köy Hizmetleri Genel
• Güçlü'nün
'Sizi kara toprak
doyurur' diye
köylüleri hedef
aldığı saatte
AKPil
başkanlannın da
Başbakan'a
bakanı şikâyet
ettiği öğrenildi.
Erdoğan ise
"Haksızlık
yapmayın"
diyerek bakanı
savundu.
Müdürlüğü'nün yeterince
çahşmadığını, köy
yollannın yapılmadığını
belirtti Başbakan Tayyip
Erdoğan ise "Haksızlık
etmeyin. Daha önce
mazotta \iizde 35 indirim
uygulandı mı? Bunu da
hesap ederseniz farkı
görürsünüz" diyerek
bakanı savıındu. Erdoğan,
mazot indınmı
uygulamasından küçük
ölçekli çiftçinin
yararlanmasını engelleyen
uygulama sorunlannı da
göz ardı etti.
ilginç uvarüar
Tavyıp Erdoğan, kongre
sürecındeki teşkilat yönehcilerine ilginç uyanlarda
bulundu. Edinilen bılgıye göre AKP lideri,
kongreierde "tek adayın" çıkmasını, çok adaylı
yanşlann da "seviyeli ohnasuu" istedi. İl
yönetimlerine yolsuzluklara kanşmış ısimlenn
getirilmemesini vurgulayan Erdoğan, "Bütün gözler
üzerimizde. Kırmızı çizgilerimizi ihlal edenin
gözünün yaşuia bakmam" uyansında bulundu
Antalya teşkilatırun bürokratlara dönük atama
yazısı, Elazığ Ferrokrom işletmesınde yönetim
kurulu üyesi olan il başkaru. Çanakkale-Bayramiç
belde başkanının kadrolaşma anonsu gibi basına
yansıyan örnekleri aktaran Başbakan. "Bunlan
duydukça çılgına dönüyorum. Bu tür davramşlarla
bize, siz tuzak kuruyorsunuz. Böyle bir şeye hakkınız
yok. Hiçbir il başkanı kamu kurumunda görev
abnayacak. Bu böyle biünsin" dive konuştu
tl başkanlanna "Siz bizim omurgamızsınız" diyen
Erdoğan şunlan söyledi: "MiIlet\ekiDerini ayda bir
toplayın. Hesaba çekin. Bazılannın arasında sorun
var. Onlan siz birleştirin."
KOLELIK YASALARI
GERİCEKİLSIN 1Istanbul SendikalarBiriiği'neüyebirgrup, işyasasuuveto etmesi için Cumhurbaşkanı'natelgrafçekti. ( AA)
TBMM'de 'tutanak' komedisi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel
Kurulu'nda, Iş Yasası'nın "çalışmasüreleri'
1
nı düzen-
leyen 63. maddesinin görüşmeleri sırasında kome-
diye dönüşen bir dizi hata yapıldığı ortaya çıktı.
Iş Yasası'nın TBMM Genel Kurulu'ndaki ilk gö-
rüşmeleri. 13 Mart'ta yapıldı. 12. maddesine kadar
gelinen tasan, daha sonra Çalışma Komisyonu'na
geri çekildi ve bazı maddeleri değiştirilerek yeniden
genel kurula sunuldu. Komisyonda, tasannın 63.
maddesinin "Ortalama çalışma süresi,fazla çahşma-
lar da dahil ohnak üzere haftada 48 saati aşamaz" bi-
çimindeki üçüncü fikrası çıkanldı.
Genel kurulda, 63. maddenin görüşmeleri sırasın-
da CHP'li millet\'ekilleri, tasannın ilk haline göre öner-
ge verdi. Bu önergede, komisyonda çıkanlan 3. fik-
ranın yasa metninden çıkanlması istendi. Bu öner-
genin eski maddeyegöre \erihniş olduğunu fark et-
meyen Başkanlık Divanı, önergeyi işleme koydu.
Hükümet ve komisyon da dalgınlığa düşünce öner-
ge görüşüldü, ancak kabul edilmedı.
TBMM stenograflannın. söz konusu maddeyi ko-
misyondan genel kunjla ilk gelen biçimiyle tutanak-
lara alması ve bu tutanaklann intemette yayımlan-
ması, olayı komedıye çevirdi. DlSK'e bağlı Birleşik
Metal-İş Sendıkası, kabul edilen yasa metni ile
Köşk'e gönderilen metin arasında değişiklik yapıl-
dığını bir basın açıklamasıyla duyurdu. Bu açıklama-
nın ardından internetteki tutanaklar değiştirildi.
Kapatılma olasılığına karşı yann DCP kuruluyor
DEHAP paıtiyi yedekledi
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - HADEP'ın Ana-
yasa Mahkemesi'nce temelli ka-
patılması. DEHAP hakkındaki
davanın da sürmesi nedeniyle
"yedekparti" kurulması için düğ-
meye basıldı. Demokratik Cum-
huriyet Partisi (DCP) adını ala-
cak olan parti. HEP, ÖZDER DER
HADEP ve DEHAP'ın çızgısın-
de olacak. Partinin adının Ab-
dullah Ocalan'ın Imralı duruş-
malan sırasında dillendirdiği "De-
mokratik Cumhuriyet Projesi"
ile benzerliği dikkat çekerken sı-
yasi çizgisinin "demokratik sos-
yafizm" olacağı belirtildi.
HADEP'ın kapatılmasının ar-
dmdan yeni bir oluşum arayışı-
na giren partililerden bazılan yol-
lanna DEHAP'la de\am karan al-
dılar. Ancak DEHAP hakkında
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı-
lığı taranndan açılan kapatma da-
\ası yeni arayışlan hızlandırdı.
DEHİ\P'm 2004 yerel seçimle-
rine kadar kapatıhna olasılığını
göz önünde bulunduran eski HA-
DEP'lıler, Ahmet Türan Demir
başkanlığında yeni parti içm ha-
zırlıklara başlamışlardı. Partinin
tüzük ve program çalışmalan ge-
çen günlerde tamamlandı.
Yeni partinin kuruluş dilekçe-
sınin yann İçışleri Bakanhgı'na
sunulması bekleniyor. Partinin
genel başkanlığına ise kapatılan
RA.DEP'in genel başkanı .Ahmet
Turan Demir getirilecek.
.Ahmet Turan Demir, Cumhu-
riyet'in sorulan üzerine yeni ku-
rulacak partinin sol çizgide. "de-
mokratik sos>aüzmi" hedefle-
yen bir parti olacağını dile ge-
tirdi. Partinin politik anlayış ba-
kımından RADEP'ten farklı ola-
cağını anlatan Demir, "HADEP
daha sosyal demokratbir parth-
dL Ama >«ni parti daha da sol çiz-
gide olacak" dedi.
YSK KARŞI:
Gödemci
bağımsıdık
ilkesiyle
bağdaşmaz
ANKARA (ANKA) -
Yüksek Seçim Kurulu
(YSK)AlhncıUyumPa-
keti'nde yer alan ve Tür-
kiye'nın taraf olduğu ulus-
lararası kuruluşlann tem-
sılcılerinin, seçimlenn tüm
aşamalannı izleyebilecek-
leri düzenlemesine şid-
detle karşı çıktı. YSK,
"Hiçbir ülkenin seçim ka-
nunlannda uluslararası
kuruluşlann gözlemcile-
ri gelir, her aşamayı izler
diye hüküm yok. Sanki
müstemleke maddesL, sö-
mürge maddesi anayasa-
daki bağımsızhk ilkesiyle
bağdaşmıyor" görüşünü
sa\-unuyor.
Edinilen bilgıye göre
YSK, AKP hükümetının
çıkarmayı planladığı, an-
cak askeri kesimin karşı
çıktığı bazı düzenlemeler
karşısında benzer görüş-
ler ıletti. Paketin 5'inci
maddesiyle Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seç-
men Küriikleri Hakkında
Kanun'a getırilmesı dü-
şünülen Ek Madde 8 ile il-
gili olarak Adalet Bakan-
lığı'na görüş bildiren
YSK, düzenlemeye şid-
detle karşı çıktı.
Görüşüne başvurulan
YSK kaynakJan konuyla
ilgili düşüncelerini şöyle
ifade etti:
"Hiçbir ülkenin seçim
kanunlannda uluslararası
kuruluşlann gözlemcileri
gelir, her aşamayı izler, di-
ye hüküm yok. Sanki müs-
temleke maddesi, sömürge
maddesi TürkryeCumhu-
rheti Ana\asası ndakiba-
ğımsızhk ilkesiyle bağdaş-
mıyor. Biz de o yönde gö-
rüş bildirdik. Mütekabili-
yet esasuıa göre bu konu-
labilir. 3 Kasım'da da gel-
diler. İzlemelerine engel
maddeyok. Bunu yasalzo-
runluluk haline getirmek
uygun değiL"
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Katıldığım toplantının başlığı bu.
Erivan'da NATO'nun desteğiyie, Prag
zirvesi sonrası NATO'yu konuşmak ne
anlama geliyor? ABD'Iİ, Ingiliz, Iran-
lı, Yunan, Gürcü ve Ermeni diplomat-
lar, aydınlar, araştırmacılar, yeni NA-
TO içinde Kafkaslar'ın rolünü tartışı-
yorlar. ingiliz Büyükelçi David Miller'e
sordum, "Kafkaslar'da NATO ne an-
lama geliyor?" Miller, yıllarca Erme-
nistan'da büyükelçilik yapmış: "NA-
TO'nun üç görevi var. Birinci görevi
güvenliği sağlamak. Ikincisi genişie-
yerek siyasi istlkrara katkıda bulun-
mak. Üçüncüsü terohzme karşı sa-
vaşı geliştirecek yollar inşa etmek.
Kafkaslar'ın üç ülkesi Azerbaycan,
Gürcistan ve Ermenistan içindeAzer-
baycan ve Gürcistan NATO ile iliş-
kilerini epeyce geliştirmiş durumda-
lar. Ermenistan'ın da ileriemesi ge-
rekiyor. Bu toplantı önemli."
Miller'e "Bu ülkelerin hepsinde cid-
di bir Rus askeri üstünlüğü ve ılişki-
si bulunuyor. Bu nasıl gerçekleşecek"
diye sorunca güldü, "Rusya NA-
TO'nun buralarda bulunmasından
memnun. Zaten kendisi de NATO
Trag Zirvesi Sonrası NATO'
ile işbirliği yapıyor" cevabını verdi.
Toplantıya Rusya'dan katılan akade-
misyen Oleg Barabanov ise bölge-
dekı göç dalgalanna dikkat çekti ve
eski Sovyet ülkelerinden Rusya'ya
yoğun göçün bölgenin güvenliğini
tehdit eden etkenlerden biri haline
geldiğıni söyledi.
Toplantıya ev sahipliği yapan Erme-
nistan Araştırmalar Merkezi Direktö-
rü ve geçen günlerde muhalefetteki
Adalet Bloku'ndan milletvekilı seçi-
len Profesör Tatoul Manasserian,
toplumsal güvenliği tehdit eden çev-
re güvenliği, enerji güvenliği gibi ko-
nulann önemine vurgu yaptı. Karabağ
sorununda olduğu gibi karşı tarafı
dinlememenin sorunların çözümünü
zorlaştırdığını söyledi. Manasseri-
an'ın dikkat çektiği tehlıkeli konular-
dan birisi de bölge ekonomisinın do-
larizasyonu idi. Herşeyin dolara en-
dekslenmesinin ekonomık istıkrar-
sızlığı arttırdığını beürten, Manasse-
rian, bölgede yüzde 20'lık bir kitlenin
açlık sınırının altında yaşadığı gerçe-
ğinin altını çizdi.
Toplantıda konuşan Ermeni aka-
demisyenler, Rusya'nın bölgedeki
egemenliğinin NATO veya başka bir
yolla dengelenmesinın önemi üze-
rinde durdular. Dağlık Karabağ soru-
nunun da hâlâçözülememiş olmasın-
dan rahatsızlıklannı dile getirdiler. Ko-
nuştuğum Ermeni akademisyenler,
kendilerini anlayan asıl ülkenin ABD
olduğunu söylüyorlar. En çok merak
ettikleri konu iseTürkiye'nin Ermenis-
tan'la olan sınınnı açıp açmayacağı.
Diyorlar ki Türkiye Gürcistan'la tica-
ret yapıyor ama, oraya sattığı birçok
malı biz alıyoruz. Benim yazı yazdı-
ğım masanın yanı başında akşam
daveti hazırlanıyordu. Sıcak yemek-
lerin muhafaza edilip servise sunul-
duğu büyük metal kapların markası-
na baktım "öztiryakiler"d\. Yani Tür-
kiye'den gelmışti. Henüz Erıvan'ıtam
dolaşmaya fırsat bulamadım, ama
eminim ki 9 yıl önce gördüğüm man-
zara pek değışmemiştir: Bütün tez-
gâhlan Türk malları kaplıyor.
* • •
Üç dört gün önce Prag'daydım.
Prag'dan sonra Erivan, Türkiye'nin
doğusuyla batısı arasında iyi bir kı-
yaslama olanağı veriyor. Erivan Ha-
vaalanı'na uçağımız iner inmez, bir-
çok yolcu daha motorlar durmadan
ve uçak park etmeden cep telefon-
lannı açtılar, ayağa kalkıp eşyalarını
toplamak üzere harekete geçtiler.
Hostesler onlan zar zor durdurdu.
Ardından pasaport kontrolü için kar-
gaşa başladı. Bazılan araya girip öne
geçiyorlardı. Evet anladım ki burası
Doğu'ydu, burası Batı'ya benzemiyor-
du. Buralarda Batı ile karşılaştırıldı-
ğında kuralsızlık kural haline gelebi-
liyordu.
Karşılaştığımız insanlar çok sıcak
ve ıçten davranıyor. 9 yıl önce geldi-
ğimi öğrenince, "Nasıl Erivan değiş-
miş mi" diye soruyorfar. Evet Erivan
değişmiş, yeni binalaryapılmış, tami-
ratlarsürüyor. Ancak yoksul bir ülke.
Prag'ın ihtişamından sonra burası
çok farklı geliyor.
BanaTürkiye-Ermenistanilişkileri-
ni soruyorlar. Ben de Azerbaycan ve
Ermenistan arasındaki sorunlann çö-
zülememesi Türkiye'yi etkiliyor ce-
vabını veriyorum.
Sulen, Ermenistan Üniversitesi'nde
Türkoloji okumuş. Türkiye'nin 1920-
30'lu yıllarını araştıran bir kitap üze-
rindeçalışıyor. Siyasi islamla Avrupa
Birliği'nin nasıl bağdaştırılacağını so-
ruyor. NATO adına toplantıya katılan
Yunanistanlı Despina-lno Afento-
uli, Istanbul'a olan hayranlığını anla-
tıyor.
Prag'dan Erivan'a gelince Türki-
ye'nin bölgedeki önemi daha iyi an-
laşılıyor. Türkiye'nin bir ucu Avru-
pa'da, bir ucu Kafkaslar'da, diğer
ucu Ortadoğu'da. Eğer, sorunlannı
çözüp demokrası yönünde ciddi
adımlar atabilirse, bölge için önemli
bir istikrar unsuru haline gelebilir. Bü-
tün bölge için Batı ile bir köprü gö-
revi yerine getirebilır.
Dünya giderek küçülüyor...