23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S 7 HAZİRAN 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Asiıtiirk'e 1 y\\ 9ayceza § • İstuıbul Haber Servisi - ' "Vergı Usul Kanunuı'na mu- lxa.efet etmek' suçlamasıyla y&ıgılanan Orhan A-slıtürk, 1 }il 9 ay hapis cezasına çauptınldı. İstanbui 6. Ağır CTeza Mahkemesi'n-dekı du- ruşnada. Aslıtürk'iâ 1 yıl 6 a y hapis cezasına çarptıran mahkeme sanığın cezasını, eylemi birden çok lcez yap- tığı gerekçesiyle arttırarak 1 yû 9 aya çıkardı. Dokutayini TBMM'de • ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Ulusal Prog- ram"da da yer alan Avrupa IConseyı'nin Doku Tipı Ta- y-inıne Yarayan Reajktiflerin Değışimine tlişkin Avrupa Anlaşması ve Ek Protoko- lü'nün onaylanmasmın uy- gun görülmesine ili şkın ta- san TBMM'ye gönderildi. AB mevzatına uyurn çerçe- vesinde AB'nın taraf oldu- ğu doku tipi tayiniri'e yara- yan reaktiflerin ihfiyaç faz- lası bulunan imzacı ülke- den, acil ihtiyaç duyan di- ğer imzacı tarafa giimrük vergısi ahnmaksızın gönde- rilmesi öngörülüyor. TBMM'dai patriğe riyaret • İstanbui Haber Servisi - TBMM tnsan Haklannı In- celeme IComisyonu Başka- nı Mehmet Elkatmış'ın da aralannda bulundugu 5 ki- şilik heyet. Türkıye Erme- nilen Patriği Mesrob II ile görüştü. Kumkapı'daki Er- meni Patrikhanesi'nde ger- çekleşen görûşmenin ardın- dan açıklama yapan Elkat- tnış, Türkiye'de "arınlık" denilen birtakım dini cema- atler bulunduğunu belirte- rek "Ama biz onlan azınlık olarak değil, birparçamız olarak görüyoruz" dedi. Tokafta TİKKO operasyonu • TOKAT (AA) - Orta Ka- radeniz ve Iç Anadolu'da TIKKO'ya yönelik operas- yonlar devam ediyor. Tokat Kızıldağ kırsal kesiminde güvenlik güçlerinin "teslim ol" çağnsına ateşle karşılık veren TKP/ML TtKKO üyesi 2 kişi öldüriildü. 1 militan ise yaralı olarak yakalandı. Özbek'e 'TÜPkiye sevdalısı' ödiilü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhuriyetçi Demokrasi Partisı Genel Başkan Yardımcjsı Osman Özbek'e, Yeni Konya gaze- tesınin 55. kuruluş yılı ne- deniyle 'Türkiye Sevdalıla- n' ödülü verildi. Ödül töre- ninde CDP Konya II Baş- kanı Hasan Pektekın de ha- zır bulundu. Emekli Tüm- general Osman Özbek, gö- rev yaptığı dönemde yolsuzluklarla mücadele- siyle tanınıyor. Kaçak yapılaşma cezasına onama • YALÖVA (Cumhuriyet) - Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 17 Ağustos Marmara dep- reminde, denetimsiz ve ka- çak yapılaşma nedeniyle çok sayıda kişinin öldüğü Yalova'nın Çınarcık ilçesi- nin belediye başkanı Ah- met Yaşar Birinci hakkın- da. 'tmar mevzuatlannda ve uygulamalartnda görevi- ni kötüye kullanmak' su- çundan venlen 35 aylık ha- pis cezasını onadı. Yargıtay aynca eski Fen Işleri Mü- dürü Mahmut Renkler hak- kında, görevini kötüye kul- lanmaktan 10 aylık cezayı da onarken karar, taraflara tebliğ edildi. AçıMama Albaraka Türk AŞ avukatı Nihat Boz, gazetemizin 17 Hazıran 2003 tarihli sayısın- da yer alan haberle ilgili olarak açıklama yaptı. Haberde Albaraka Türk'ün adına yer verildiği belir- tilerek. "Haber-yazıda il- gılisi olduğumuz iddia olun- masuıa karşılık. varlığı, doğruluğu ve mahiyeti hakında bilgi sahibi ol- madığımız, yasal olarak gizli tutulması gereken sav- cılık soruşturması hakkmda ütstelik manşetten olmak ûzere bir yayın yapıl- masının başta anayasa, Basın Kanunu ve Basın tl- keleri olmak üzere ilgili tüm hukuk kurallanna açık ay- kınlık oluşturduğunu belirt- mek istiyoruz" denildi. Dışişleri Bakanı, reformlar için AB Uyum Komisyonu üyelerinden destek istedi: Umanm 7.paketson olurANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Dışişleri Bakanı Ab- dullahGül. Meclis AB Uyum Komisyonu üyeleriyle bir ara- ya gelerek Ulusal Program (UP) ve 7. paket için destek is- tedi. 7. reform paketinin son paket olmasını umduğunu söy- leyen Bakan Gül, "2003 yıhn- da gerekli yasal düzenJemele- ri çıkararak 2004 yılında uy- gulamav a yoğunlaşmayı plan- byoruz. 7. pakede Türkiye raü- zakarelere başlamaya hazır ol- duğunu rahatükla ilan ede- cek" diye konuştu. Dışişlen Bakanı Gül, AKP milletvekili Yaşar Yakış baş- kanlığındaki Meclis AB Uyum Komisyonu üyelerini AB Ge- nel Sekreterliği"nde (ABGS) kabul etti. UP ile 7. reform paketinin genel hatlanyla ele alındığı toplantıya. AB Genel Sekreteri Büyükelçi Murat Sungar ile üst düzey yetkili- ler de katıldı. Gül'ün toplan- ULUSAL PROGRAM'DA ŞENER'ÎN İSTEDİĞİ OLDU AYHANŞİMŞEK ANKARA-Başbakan yardımcılan Abdülla- tifŞenerile AbdullahGül arasında tartışmaya neden olan AB UlusaJ Programı (UP), Şener'in istediği şekilde değiştirildi. Şener'in ısran so- nucunda kurulması planlanan "Devlet Yardun- lan AjansT, Devlet Planlama Teşküaü'na (DPT) bağlandı. AB Genel Sekreterliği'nin (ABGS) hazırladığı UP taslağında, AB ölçütlerine uyu- mun sağlanması için devlet yardırnlannın özerk bir yapıda toplanması öngörülmüştü. Ulusal Program, Şener'in itirazlan sonucun- da yapılan bazı değişikliklerin ardından dün ta- mamlandı. Milli Güvenlik Kurulu toplantısı- na yetiştirilen yeni UP'de en önemli değişiklik Devlet Yardımlan Ajansı'nın statüsü konusun- da yapıldı. ABGS'nin, özerk olmasını önerdi- ği ajans, DPT'ye bağlandı. Buna göre DPT bün- yesinde devlet yardımlan için bir genel müdür- lük kurulacak. Genel müdürlük, devlet yardım- lannın izlenmesinden sorumlu olacak. DPT kaynaklan, gümrük birliğinin, devlet yardım- lan için bir rekabet kurulu ve izleme ajansı ku- rulmasını gerektirdiğini, genel müdürlük ile bu gereksinimin karşılanacağım savundular. tıda AB süreci açısından kri- tik bir dönemden geçildiğini anlatarak UP ile 7. paketin ba- şanlı sonuçlandınlması için destek istediği öğrenildi. Türkiye'nin elini çabuk tut- ması gerektiğini anlatan Gül, AB tlerleme Raporu'na daya- nak oluşturmak amacıyla ABGS tarafından hazırlanan İzleme Raporu'nun birkaç gün içerisinde teslim edileceğini söyledi. Dışişleri Bakanı, top- lantının yapıldığı ABGS'de ga- zetecilerin sorulannı da yanıt- larken 2003 yılında Kopenhag siyasi kriterleriru tümüyle kar- şılama hedefının altını çizdi. Gül, "Çok yoğun çahşacağız. Tüm dünyaya Kopenhag kri- terlerini yerine getirdiğimizi göstermek için gayret içinde- yiz" dıye konuştu. 'Tezkereye gerek yok' Irak'a ınsani yardım için üs- lenn kullandınlmasma ılişkin sonılar üzerine Gül, bu uygu- lama için bir tezkere gerekme- diği görüşünü yineledı. Türki- ye'nin BM'nin aldığı karar uyannca insanı amaçlı olarak üs, liman ve sınırlannı kulla- nıma açtığını belirten Gül, bu geçişlerde muharip güçlerın bulunmayacağım söyledi. Gül, hukukçulann yaptık- lan aynntılı incelemede de bir tezkerenin gerekmediği sonucuna vanldığını anlattı. Dışişleri Bakanı Gül, Bakan- lar Kurulu'nun kararının Cumhurbaşkanı 'nın isteğiy- le 1 yılla sınırlandırıldığını da doğruladı. Diyanet'e 15 bin kadroya savuıuna Gül, Diyanet Işleri Başkan- lığı için 15 bin kişilik kadro istenmesine ilışkinsorular üze- rine de bu karan savundu. Ko- nuyla ilgili Bakanlar Kurulu üyelerinin yaptıklan açıklama- lan desteklediğini belirten Gül, "Bunlar gayet mantıldı açıkla- malar" diye konuştu. CHP milletvekili Dervis: Yunanistan y la çıkarlarımız ortak ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART İstanbui Haber Servi- si- "Güneydogu Avru- pa'da Güveniikve İşbir- Bği Konferaasrnda ko- nuşan Cumhuriyet Halk Partisı (CHP) İstanbui Milletvekili ve Avrupa Birliği'nin Geleceği Konvansiyonu Türk Par- lamentosu Temsilcisi Kemal Derviş, Türkiye ve Yunanistan'm Bal- kanlar konusunda eko- nomik açıdan ortak çı- karlannın bulunduğunu belirterek "Bu iki ülke- nin elbirliğrv le bu bolge- ye destek olması çok önemBdir" dedi. An Grubu, Bölgesel ve Uluslararası Çalışma- lar Enstitüsü, Friedrich Naumann Vakfi, tsveç 'in tstanbul Başkonsoloslu- ğu,Kokkahs Vakfi, NA- TO Kamu Diplomasisi Bölümü ve Toplumsal Katılım ve Gelişim Vak- fi tarafından Hyatt Re- gency Otel'de düzenle- nen iki günlük konfe- rans, Kemal Demş'in konuşmasıyla açıldı. Derviş, Avrupa'nın gü- venliği açısından Doğu Akdeniz. Balkanlar, Ya- kındoğu \e Karadeniz bölgelerini istikrara ka- \Tişturmanın Batı A\TU- pa açısından son derece önemli olduğunu anım- satarak "Dolayısryla Av- rupa bu bölgenin tiimüy- le AB'ye girmesini iste- yecek ve çaba göstere- cektir" dedi. tyi komşuluk ilişki- süıde olan ülkelerin iyi kalkındığını, büyüme- sinin hızlı olduğunu ifa- de eden Derviş, Güney- doğu Avrupa'da Yuna- nistan ile Türkiye'nin ortak çıkarlannın bulun- duğunu söyledi. Bölgede ekonomik ve askeri baJamdan en güç- lü ülkenın Yunanistan ve Türkiye olduğunu, ancak bu iki ülke ara- sında hâlâ güvensizlik, korku, yanhş anlamalar ve tarihi suçlamalara de- vam edildiğini anlatan Derviş, bunlann mutla- ka yenilip ileriye bakıl- ması gerektiğini sözle- rine ekledi. Eski îsveç Başbakanı, BM Genel Sekreteri Balkanlar Özel Temsil- cisi Carl Bildt de böl- genin AB 'ye entegre o!- ması için öncelikle ken- di içinde sorunlannı çöz- mesi gerektiğine dikka- ri çekti. SgKJ.POKTOR musakart@ttnet.net.tr Yolsuzluklara Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi komisyonda kabul edildi Dokunulmazhk için AB'y^ söz • Uluslararası sözleşmeye göre Türkiye, Meclis üyelerinin yolsuzluklanna karşı 'yasal önlem almayf Avrupa'ya taahhüt ediyor. Komisyon 'dokunulmazlık' konusunda sözleşme ünzalanırken Türkiye'nin koyduğu çekinceyi kaldırdı. ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Türkiye, Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi ile Avrupa Kon- seyi'ne "milleh'ekiUerinedokunma*' taahhüdünde bulunuyor. Avrupa Konseyi'nce hazırlanan uluslararası sözleşme. TBMM Dı- şişleri Komisyonu'nda dün çeldnce- siz olarak oybirliğiyle kabul edildi. Sözleşmeye göre Türkiye, her türlü rüşvet ve haksız çıkar sağlanmasına karşı cezai yaptınmlan uygulama sözü veriyor. Sözleşmenin 4. mad- desi, herhangi bir kamu meclisi üye- si tarafından işlenen rüşvet ve yol- suzluk suçunu cezai yaptınm gerek- tiren bir suç haline gerirmek için "ge- rekli görülen yasal ve diger önJemle- rin ahnmasuu" öngörüyor. Özel sektörde de rüşvet suç Uluslararası sözleşme. Türk hu- kukunda şimdiye kadar yer almayan "özel sektörde rüşvet" düzenlemesi- ni de zorunlu kılıyor. Sözleşmeye göre özel sektördeki bir kurumu yö- neten veya o kurum için çalışan ki- şi, kendisine veya bir başkasına gö- revlerine aykın bir iş yapmak veya işi yapmaktan kaçınması için haksız kazanç sağlarsacezalandınlacak. Ti- cari etkinlikde doğrudan veya üçün- cü bir kişi aracılığıyla rüşvet isten- mesine karşı da ceza getirilecek. Uluslararası parlamentolann üye- lerinin yolsuzluk işlemleri de söz- leşme kapsamında değerlendiriliyor. Sözleşmede, uluslararası örgüt görev- lilerinin yolsuzluğu, uluslararası mah- kemeierin yargıç ve görevlilerinın yolsuzluğu, nüfuz tıcareh, yolsuz- luk suçlanndan elde edılen gelirin ak- lanması konulannda yaptınmlar is- teniyor. Adaletle işbirliği yapanla- nn ve tanıklann korunması ve suç- tan kaynaklanan gelire el konulmasını kolaylaştırmaya yönelik önlemler de sözleşmeyle taahhüt ediliyor. POLtTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA DevpimSüreci... (1) Aydınlanma Devrimi'nin Mustafa Kemal Ata- türk'ün ölümüyle birlikte durduğu savları acaba ne kadar doğru? Türkiye 1918 yılından başlayarak bir dönüşüm yaşadı, Ulusal Kurtuluş Savaşı'yla bağımsızlığı- nı, özgürlüğünü kazandı... Reform dizisi şu ya da bu şekilde 1950'ye ka- dar (Demokrat Parti'nin iktidar oluşuyla brtti) uza- dı... Prof. Dr. Bülent Tanör (Işık içinde yatsın) 'Ku- ruluş-Kurtuluş' kitabında (Çağdaş Yayınları) şöyle der: "Dönemin sonunu belirlemek daha da zor- dur. Birgörüşe göre devrimci atılımlar 1930 baş- lannda son bulmuş ve durulma dönemi başla- mıştır, bu nedenle devrim de noktalanmıştır. Ama unutmamak gerekir ki reformlann yerfeş- tirilmesi ve hatta yenilerinin bunlara eklenmesi süreci (milli eğitim, Halkevleri, Köy Enstitüle- ri, toprak reformu girişimleri, hümanizma akı- mı vb.) 1940'ların sonuna kadar uzanacaktır. Hatta çok partili hayata geçiş süreci de bir- çok yönüyle 1920 'lerde başlayan yeni oluşu- mun uzantısı niteliğindedir. Çok partili yaşam, bazı görüşlere göre bir 'karşıdevrim' özellikle- ri göstermiş olsa bile devhmin 'harakiri's/ de- ğil, kendini tanımlaması ve aşması anlamına da gelmektedir. Dolayısıyla onunla birlikte ve onun bir uzantısı olarak ele alınması mümkündür." Tanör"ün kitabı 2003 Türkiyesi'ne ışık tutuyor... Kurtuluştan sonra da çağdaşlaşmayı ve evren- sel değerleri hizalayan yöneticiler, Batı'yla ve hatta eski düşmanlarla komplekssiz ilişkiler kur- dular. Atatürk'ün Anzak ailelerine hitabesi bu açıdan çok öğreticidir... Atatürk şöyle demiştir: "Bu memleketin topraklan üzerinde kanlannı döken kahramanlar. Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyu- nuz. Sizler Mehmetçikle yan yana, koyun koyu- nasınız. Uzak diyarlardan evlatlannı harbe gön- deren analar-babalar!.. Gözyaşlannızı dindiriniz! Evlatlannız bizim bağnmızdadır. Huzur içinde- d'ırier ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklar- dır." • • • Kemalist devrim esas hesaplaşmasını Osman- lı-lslam tarihi ile yaptı. Uluslaştırma perspekti- fi işte bu doğrultuya oturtuldu. Ulusçuluk başka ülkelerde zaman zaman monarşik ve dinsel ide- oloji ile uyuşabilmişken, Türkiye'de geçmişten esaslı bir kopuş olarak belirdi, bu yönüyle de devrimci ve laik bir kimlik kazandı... Demokrasi ve laiklik, birbirinden farklı ama ay- nı amaca yönelen iki kavram değil midir? Bülent Tanör'ün bu soruya yanıtı şudun "Egemenlik kimindir? Tann'nın ya da 'yeryü- zündeki gölgelerinin' mi, yoksa halkın ya da mil- letin mi? Bundan da çıkan iki alt soru var. Birinci soru şudur: Kim adına iktidar yanşına girişilir ve iktidar yetkileri kullanılır? Tanrı adına mı, halk, millet adına mı? Bu sorulardan birin- cisine 'evet' diyen rejim teokrasidir. Ikincisine olumluyanıt veren ise demokrasi. Böylece 'Hâ- kimiyet Allah'ındır' düsturu ile 'Egemenlik mil- letindir' ilkesi arasında hem laik/antilaik karşıtlı- ğı, hem de demokratik/antidemokratikzıtlığı var- dır. Ikinci alt soru şudur: Hukuk kurallannı kim ko- yar? 'Tann kutsal kitapta bunlan zaten koymuş- tur' diyen rejim bir kez daha teokrasi ya da yan teokrasidir. Bu kurallann kutsallığı, değişmezli- ği ve hatta tartışılmazlığı esastır. 'Kuralları halk ya da millet ya da temsilcileri koyar' diyen re- jim ise yine demokrasidir. Bu şekilde konan ku- rallar kutsal değildir, tartışmaya açıktır ve değiş- tirilebilir." • • • Eğitim-öğretim yeni toplum-yeni insan mode- lini yaratmada en önemli araç olmuştur. Burada amaç laik-ulusal kimlikli yeni kuşaklar yaratmak- tır... 1929'larda liselerden Arapça ve Farsça ders- leri kaldınldı. ilköğretimdeki din dersleri uygula- ması kentlerde 1930da. köylerde 1939da kal- dınldı... Kültüryaşamında gerçekleştirilen yenilikler de hem uluslaştırma hem de laikleştirme anlamına gelir... GünümüzTürkiyesi'nde Islamcı, Osmanlıcı, li- beral ve ikinci cumhuriyetçi çevrelere göre de cum- huriyet laikliği, dayatmacılık, keyfilik, tepeden in- mecilik, hatta din düşmanlığı olarak görülür... 2003 Türkiyesi'nde AKP iktidarı laik demok- ratik eğitim sistemini dayatmacılık, keyfilik, te- peden inmecilik olarak görmüyor mu? hikmet.cetinkayaiScumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 ' KAÇAKÇILIK SUÇLARINA AF GETÎREN DÜZENLEME REDDEDÎLDİ Hayalicüere komisyon engeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Ada- let Komisyonu'nda, hayali ihracat ve Mercedes ka- çakçıhğının da yer aldığı kaçakçılık suçlanrun af- fedilmesini öngören düzenleme kabul edilmedi. AKP ve CHP milletvekilleri, tasannın oylamasm- da ikiye bölündü. Bazı AKP'li miHetvekilleri, "1-2 hayali ihracatçı için binlerce masum insan mağdur edilmesin" dedi. TBMM Adalet Komisyo- nu'nda, dün Kaçakçılıkla Mücadele Yasa Tasansı gö- rüşüldü. Komisyon, iöıali in- san sağlığı ve güvenliğine aykın kaçakçılık yapanlara uygulanan para cezasını arttırdı. Alt komisyonun ka- çakçılık suçlanna af getiren düzenlemesi ise tartış- malara neden oldu. CHP'li Orhan Eraslan. düzen- lemenin genel af niteliğinde olduğunu vurgulaya- rak hayali ihracat suçlannaafgennldiğine dikkatçek- ti. Komisyon Başkanı Köksal Toptan da. "5 kflo çay getiren kişiye af getirirken daha büyük suçlara da af grtirmeveu'nı. Tophımun vkdanı incitilmemeli'" di- • Adalet Komisyonu, ithali insan sağlığı ve güvenliğine aykın kaçakçılık yapanlara uygulanan para cezasını arttırdı. yerek CHP'li üyelerin itirazına destek verdi. AKP'li Haa Biııer ise affi savunurken "1-2 kişi hayaliihracatyapıyor diyebinlercemasuminsanı he- ba etmevdim" dedi. CHP'li Esat Canan da, "Bir- kaç kaçak Mercedes yüzünden mihonlarca insanı mağduretmenin anlanu \ok" diyerek affa destek ver- di. Bazı CHP ve AKP milletvekilleri, af düzenle- mesinin tasan metninden çı- kanlmasını önerirken Dev- let Bakanı Kürşat Tüzmen, söz konusu düzenlemenin korunmasuıı, ancak hayali ihracat suçlanrun kapsam dı- şında tutulmasını istedi. AKP'li Ramazan Can ve Recep Özel ile CHP'li Or- han Eraslan affin tasan metninden çıkanlması yö- nünde önerge verdi. Önergeye Komisyon Başkanı Toptan da destek verdi. CHPTi Esat Canan ile di- ğer AKP millervekilleri ise afFın korunması yönün- de oy kullandılar. Afnn tasandan çıkanlması kabul edilirken Tüzmen, düzenlemeyi Genel Kurul'da ye- niden gündeme getirebilecekleri mesajı verdi. KAMBÎYO SUÇUNU ÎŞLEYENLERE DE AF GELÎYOR AKP'den 'ak'lamaya devam AlSK\RA(CuınhuırçtBürosu)-Hükümet, kam- biyo rejiminde yapacağı yeni düzenlemelerle itha- lat, ihracat ve transit ticaretten doğan dövizin yurt- dışında bıralalmasını teşvik ederken, önceden kam- biyo suçu işlemiş olanlara da af getiriyor. Kambiyo afB öngören tasan TBMM'ye gönde- rildi. Komisyonlarda görüşülecek olan tasanda it- halat, ihracat işlemleri ve transit ticaretten doğan ala- caklannı 180 gün içinde yur- da getirmeyenlere venlen ce- za yüzde 100'den yüzde 5'e indiriliyor. Haklannda kam- biyo taldbi veyakanuni işlem başlatılanlar ile kesinleşmiş yargı karan bulunan- lara da yükümlü olduklan bymetleri tasanda belir- lenen süreler içinde yurda getirmeleri ve bu bedel- lerin yüzde 4'üne kadar ceza ödemeleri koşuluyla af getiriliyor. Mevcut kambiyo mevzuatına göre it- halat, ihracat işlemleri ve transit ticaretten doğan ala- caklann 180 gün içerisinde yurda getirilmesi gere- kiyor. Alacaklann yurda getirilmemesi halinde kam- • Meclis'egönderilen tasanyla ithalat, ihracat ve transit ticaretten doğan dövizin yurtdışında bırakılması teşvik ediliyor. biyo mevzuah açısından suç işlenmiş sayılıyor. Ay- nca 180 günden sonra getirilen alacaklann, dövi- zin 180'inci günündeki kuruyla getirildiği gün ara- sındaki kur fârkı Merkez Bankası'na gelir olarak kay- dediliyor.Meclis'e gönderilen "TürkParasınm Kry- metini Koruma Hakkmda Kanunda Değişiklik Ya- pdmasuıa Dair Kanun Tasansı"na göre getirilen önemli değişiklikler şöyle: • Haklannda kambiyo ta- kibi başlatılan ancak henüz yargıya intikal ettirilmeyen- lerin, bu kanunun yayımı ta- rihinden itibaren 150 gün içinde yükümlü olduklankıy- meti yurda getirmeleri halinde bu konuda yürütü- len idari işlemler ortadan kalkar. • Yükümlülüklerini kanunla verilen 150 günlük süre içinde yerine getirmeyenlerin, kanunun yayı- mı tarihinden itibaren en çok 180 gün içinde kam- biyo takibine konu kıymetin yüzde 4'ünü ilgili ver- gi dairesine ödemeleri halinde bu konuda açılnuş davalar ile idari işlemler ortadan kalkar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle