Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2003 CUMA
HABERLER
200 metre koşulu kalkıyor
Ozel okullara
'ayncalık'
• Okul yakınına içkili yer yasağında
çifte standart uygulanacak. Milli
Eğitim Bakanı Çelik'in açıkladığı
yeni düzenlemeye göre, özel okul
yakınında içkili yerler serbest olacak.
ANKARA(Cumhu-
riyet Bürosu) - Milli
Eğitim Bakanı Hüse-
yin Çefik, özel öğretım
kurumlannın hapisha-
ne, kahvehane, meyha-
ne, bar, elektronik oyun
merkezleri gibi yerle-
re en az 200 metre
uzaklıkta bulunmasına
ilişkin kanun hükmü-
nün kaldınlacağını
açıkladı.
Özel okullan teşvik
için her türlü kolayhğı
sağlamaya dönük poli-
tikalar izleyen Çelik'in
karan, tam bir çifte
standart yarattı. Yeni
düzenleme yasalaşırsa
özel okul yakınında iç-
kili lokanta, meyhane
gibi yerler açılması ser-
best olurken devlet
okullannda okuyanlar
için 200 metre yasağı
sürecek. Çelik'in bu ka-
rannda özel okul ve
dershanelerin yoğun
baskısının etkili oldu-
ğuna dikkat çekildi.
Çelik, beyin felçli ço-
cuklara yönelik olarak
Ankara'da yapılacak
okulun protokolüne
ilişkin imza töreninin
ardından gazetecilere
açıklama yaptı. Özel
Öğretim Kunîmlan Ya-
sası'nın 9. maddesini
değiştireceklerini be-
lirten Çelik, şunlan
söyledi:
"BuradaönefliH olan
şu; dryedm ki 210 met-
re ileride bir birahane
var. 200 metregiden bir
çocuk 10 metredaha gi-
demez mi? Bunu bu şe-
kilde yapmak yanlış.
Kâğıt üzerinde birbiri-
mizi kandırmavalım."
Siliflce ve Gazıantep öğ-
retmenevlerinde içki sa-
tışı yasaklanmış, konu-
yu ÇHP, TBMM günde-
mine taşımıştı. Bakan-
hk ise verdiği yanıtta
içki yasağıru, öğretme-
nevlerinin okul yarun-
da bulunması gerek-
çesine dayandırmıştı.
Bodrum Kaymakamı izin vermedi
Sıvas anmasına
turizm gerekçesi
MUSTAFAÇAKIR
ANKARA-Bodrum
Kaymakamhğı, 2 Tem-
muz Sıvas katliamında
yaşamını yitiren aydın-
lan anmak isteyen Tür-
kiye Komünist Parti-
si'ne (TKP) izin verme-
di. TKP'nin, garaj al-
tında bulunan ve bele-
diyeyeaittaka"2Tem-
muzSıvas'ı unutmadık,
ıınuttıırtnayacağız'' ya-
zılı pankart asma istemi
"turizm sezonu" oldu-
ğu gerekçesiyle redde-
dildi. Kaymakamlığın
gerekçesini "komik"
bulduklannı anlatan
TKP Bodrum îlçe Yö-
neticisi Ünal Küçük-
dönmez, "Yaz ayında
anma etkinliği yaptla-
mazgibibir gerekçeola-
bflirıni?"dedi.
TKP Bodrum Üçe Ör-
gütü,26Mayıs2003'te
Bodrum Kaymakamlı-
ğı'na yazılı dilekçe ile
başvuraraktaka"2Tem-
muzSıvas'ı umrtmadık,
unuttunnayacağız.Ge-
ricflikle mücadele bizinı
işimiz. TKP" yazılı pan-
kart asmak için izin is-
tedi. Bodrum Kayma-
kamlığı' ndan25 Hazi-
ran 2003'te verilen ya-
nıtta istem reddedilerek
"Turizm sezonu olmas
sebebiyle3çe kaymaka-
mınuz tarafından pan-
kart asmanız uygun gö-
riiimemiştir. Kayma-
kamlık makamının
emirleri doğnıttusunda
beurtüen pankarü asa-
mayacağınız tarafinıza
tebİiğ ve tebellüğ edil-
miştir" denildi. Küçük-
dönmez, izinverilme-
mesine karşın parti bi-
nasında anma etkinliği
yapacaklannı vurgula-
dı.
Kavmakam: Doğru,
izin vermedik
Bodrum Kaymakamı
Osman Ekşi ise "îstemi
turizm sezonu olduğu
gerekçesiylereddetmiş-
siniz, Konuya açıkhkge-
tirir misiniz" şeklinde-
ki sorumuz üzerine,
"Tdefonlaaçıkkkgetire-
miyonız. Konu odur.
izin vermediğimiz dog-
rudur. Gerekçesi de
odur" yanıünı verdi.Ek-
şi, daha önce de bar ve
diskolann erken kapa-
tılmasmı istemişti.
Prof. Erdener: Hesaplar sinsi
İmam kadrosuna
büyük tepki
İZMİR/İSTANBUL
(Cumhuriyet) -AKP hü-
kümetinin kadrolaşma
girişimlerini en üst dü-
zeyde sûrdürmesi ve son
olarak Diyanet Işleri
Başkanlığı'na 15 bin
imam kadrosu verilme-
si büyük tepki gördü.
Ege Üniversitesi (EÜ)
Tıp Fakültesi Dekam
Prof. Dr. Ata Erdener
dün kalabalık bir öğre-
tim üyesi katılmııyla
yaptığıaçıklamada, "İJta
ÖnderAtarürk'ün kur-
duğu laik cumhuriyeti
her zaman ve her koşul-
dakonmısçakararbye*
dedi. Prof. Erdener, ik-
tidarpartisi milletvekil-
lennın Türkıye'nın gele-
ceğine ilişkin düşünce
ve planlan açısından son
derece endişe verici bir
durumla karşı karşıya
bulunduğunu vurgula-
yarak "Olayiara genel
olarak baküğuıuzdagö-
rünen odur ki, kfiçük ve
sinsi bazı hesaplarla la-
ik cumhuriyetten bazı
parçatarkopardmayaça-
bşıtmaktadır. Birülkede
kûçük insanlann götge-
sbüyüyorsaoülkedegü-
neşbauyordemektir.Biz-
ler güneşin batmasına
asla izin vennevecegtz"
diye konuştu.
CHP IstanbulMil-
letvekili Mehmet AU
Özpolat ise yaptığı
açıklamada "Dnünanç-
lann siyasete bu denli
fütursuzca alet edilme-
si, camilerin sivasi rant
alanma dönüştürülme-
si ve ülkenin gerçek
inançfa insanlannı da ra-
hatsız edryor" dedı.
Sivı] Toplum Kuru-
luşlan Platformu Dö-
nem Başkanı Dr.Büknt
Berkarda da yaptığı
açıklamada "Devieti kü-
çülten iktidar. Diyanet
kadrosunu gereksîz bü-
yülterekörgüüenmesiııi
sürdürmektedir" dedi.
Savcı, Susurluk kazasıyla ortaya çıkan ilişkilerin devletin bilgisi dahilinde olduğunu söyledi
Bucak'a 'çete'denberaatECEVtTKILIÇ
Susurluk kazasıyla ortaya çıkan
kirli ilişkilerin kilit isimlerinden olan
eski DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat
Bucak, çete davasından beraat etti.
Bucak hakkındaki gıyabi tutuklu ola-
rak aranan katliam hükümlüsü Ab-
dullah Çatlı'nın yerini yetkililere bil-
dirmemek ve kaza sırasında otomo-
bilden çıkan ruhsatsız silahlan bulun-
durmak suçlan ise Şartla Salıverme
Yasası gereği ertelendi. Savcı müta-
laasında, -Bucak, terörle mücadeleyi
temsil edrvor. ttişküerini Cumhurbaş-
kanı ve diğer devlet yetkililerinin taÛ-
matları doğrultusunda gerçekleştir-
miştir" dedi.
Istanbul 2. Ağır Ceza Mahkeme-
si'ndeki duruşmaya tutuksuz yargı-
lanan Sedat Bucak katılmadı. Otu-
rumda Cumhuriyet Savcısı Orhan Er-
• Istanbul 6 No'lu DGM'nin Susurluk davasında 14 sanığı çete suçundan mahkûm
etmesine karşın, 2. Ağır Ceza Mahkemesi "çete yok" dedi. Savcı, Bucak'ın kazada
ölen ve ceza alan sanıklarla ilişkilerini 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve
diğer devlet yetkililerinin talimatlan doğrultusunda geliştirdiğini belirtti.
bay, 10 sayfalık esas hakkındaki gö-
rüşünü açıkladı. Savcı, Bucak'ın Cum-
hurbaşkanı "nın talimatıyla istihbarat
ve güvenlik birimleriyle çalışmaya
başladığını ifade etti.
'ÇaÜı'yı tanıyamazdr
Bucak'ın ıfadesınde kazada ölen
binncı sınıf emniyet müdürü Hüseyin
Kocadağ la 1980'den sonra Sıverek'te
emniyet müdürü olarak çalışırken ta-
nıştığını ve ilişkilerini koparmadığını
belirttiğini kaydeden savcı, şu görüş-
lereyerverdi "Sanık,\fehmetOzbay
takma adryla bilinen Abdullah Çatü ile
1994vıhnda emnivet müdüründen da-
ha üst düzeyde yetidlilerin bulunduğu
bir yemekte işadanu olarak tanışnnJ-
dığını sö\1üyor. Çatlu çe\Tesinde saygı
du\ıılan bir kişi görüntüsü veriyor. 12
Eyİül müdahalesinin üzerinden çokza-
man geçmesi nedenhie kamuoyıı Çat-
b'yı unuttu. Aynca yetkiBlerin bu Idşi-
nin arand^ıru Bucak'a bfldirmemesi ne-
denhie sanığm Çath'\ıgerçek kimljgrv-
le tanımaması normaldir."
Bucak'ın Susurluk davasında ceza
alan diğer sanıklan terörle mücadele
sırasında tanıdığını ve ilişkilerini ge-
liştirdiğini söyleyen Savcı, sanıklann
çeşitli saldınlar gerçekleştirdiğinin
iddia edildiğini, ancak bu saldınlann
kimlere karşı yapıldığı ve yapılacağı-
nın belirlenemediğinı ıfade etti.
'Çete suçu yok'
Savcı, şöyle devam etti: "Birkaçki-
şinin bir araya geunesl, suçun bir kez
işlenmesi çete suçu için yeterli değUdir.
Çete suçunun oluşnıası için bir ama-
cın olmasu birden çoke\lemin gerçek-
leştirilmesi ve eylemlerin sanıklar ara-
suıda pa>1aşılması gerekir. Bu unsur-
lann olmaması nedeniyle çete suçu
oluşmanuştır. Sanıklann hangi suçla-
n işledikleri, silahlann nerede kulla-
nıldığı beüi değildirr
Savcı, Bucak'ın çete oluşturduğu-
na ilişkin yeterli delil bulunmadığı
gerekçesiyle beraatını istedi. Mahke-
me heyeti de savcının talebi doğrul-
tusunda çete suçundan Bucak'ın be-
raaftna, Çatlı 'nın yerini yetkililere bil-
dirmemek ve ruhsatsız silah bulundur-
mak suçlannın ise ertelenmesine ka-
rar verdı.
İstanbul 6 No'lu DGM, 6 yıl süren
yargılama sonunda 2001 yılında emek-
li Yarbay Korkut Eken \e Ibrahim
Şahin'i "çete oluşturmak" suçundan
6 yıl, aralannda Haluk Kun, Sami
Hoştan ve An" Fevzi Bir ile özel tim-
cilerin de bulunduğu 12 sanığı ise 4'er
yıl ağır hapis cezasına çarptırmıştı.
Şahin'in cezası hafızasını kaybetme-
si nedeniyle ertelenirken Eİcen hâlâ
cezaevinde bulunuyor. Hakkında id-
dianame hazırlanan ancak bir türlü
yargılanamayan yalnızca DYP Genel
Başkanı Mehmet Ağar kaldı.
Uluslararası Af Örgütü, Türkiye'yi işkence uygulayan ilk 27 ülke arasında saydı
İşkence karnesi karamsar• Geçen yıl ülke genelinde
1362 işkence başvurusuyla
savcılıklara şikâyette
bulunulurken bunlann 319'u
hakkında takipsizlik, 15'i
hakkında ise yetkisizlik
karan verildiği belirtildi.
Haber Merkezi - "BM İşkence Gö-
renlerle Uluslararası Dayanışma Gü-
nü" nedeniyle çeşitli ıllerde etkinlik-
ler düzenleyen insan haklan savunu-
culan, Türkiye'nin işkence karnesi-
nin karamsar bir tablo çizdigini vur-
guladılar. Geçen yıl ülke genelinde
1362 işkence başvurusuyla savcılığa
şikâyette bulunulurken, bunlann 319'u
hakkında takipsizlik, 15'ine yetkisiz-
lik karan verildi. Uluslararası Af Ör-
gütü, Türkiye'yi, 2003 yıh raporunda,
işkence uygulayan ilk 27 ülke arasın-
da saydı.
Insan Haklan Derneği (ÎHD) İstan-
bul Şubesi'nin Sultanahmet Mehmet
Akif Ersoy Parkı'nda yaptığı bastn
açıklamasında konuşan şube başkanı
Kiraz Biçici, bugünü Istanbul'un en
merkezı yerinde kaçınlıp işkenceye
maruz kalan GülbaharGündüze ada-
dıklannı belirterek, işkencenin mün-
ferit değil sistematik olduğunu vurgu-
ladı. işkenceye maruz kalan kişiyi mu-
ayene eden hekimin kişiyle yalnız kal-
ması gerektiğine ve sonuçlan aynntı-
h bir şekılde rapor etmekle yükümlü
olduğuna dikkat çeken Biçici,*tşken-
ce gördügünü iddia eden kişjye, yargı
önündebunu kamdamafirsadverüme-
Bdir'' dedi
'Cezasız bıraküıyor'
tzmir Barosu, tzmir Tabib Odası.
Çağdaş Hukukçular Derneği Izmir
Şubesi, IHD ve İHV tarafından yapı-
lan ortak açıklamada, "İşkence ya-
pan kişilerin korunması. işkencenin
terör tehdidivle gerçekleştirilmesi ve
cezasız bırakılması, işkencenin uygu-
lanmasını cesaretiendiren güncel ve
yayguı bir tutumdur" denildi.
Diyarbakır'da Batıkent Parkı içinde-
kı "İnsan Haklan AmtT önünde çok
sayıda kuruluşun katılımıyla düzenle-
nen etkinlikte konuşan İnsan Haklan
Derneği Diyarbakır Şubesi Başkanı
Avukat Selahattin Demirtaş ise "İn-
sanhk dışı bu suça karşı yetküıler, ke-
sin ve kararh bir tutum sergUemeü, et-
kili önlemler almabdır" dedi.
Önce iûn sonra dayak
Ftipicezaevierini protesto etmek ve ölüm onıcunda yaşa-
mını yitirenleri anmak için tsriklal Caddesi'ndc basın
açıklaması yapmak isteyen gruba polis. önce izin verdi,
sonra sert müdahalede bulundu. Istiklal Caddesi'ne 26
Haziran 2001 'de ölüm orucu etk'mi nedeniyle yaşamını
yitiren Aysun Bozdoğan'ı anmak için hanrlanan "Aysun
Bozdoğan ölümsüzdür" yazıta pankart ve "Yaşasn öJüm
orucu direnişimiz" sloganıyla Bekar Sokak'tan girmek
iste>en "Mücadek Biröği*' adlı grubun önü çe\ik kuvvet
ekiplerince kesildl Tophıluğun sokak içinde kalmak ka>-
dıyla açıklama > apmasma kısa bir siire izin veren poîis
ekipieri, aniden karar değiştirerek e>1emcilere müdahale
etti. Çevik Kuv\et poliskri \uklaşık İ5 kişilik grubun tüm
üyelerini tekme ve yumnıkla do\erek gözalüna akn. Mü-
dahale sonunda pek çok eylemcinin ağu ve burnundan
kan gekliği görüldü. Polis daha sonra bir temiziik görev-
liâneyerdekikanıtemizköi (Fotograf: ALPERİZBUL.)
Iran 'a giden heyet üyeleri gezilerinin eleştirilmesine tepki gösterdiler
Alevi temsilcileri döndü
MİYASEİLKNUR
Iran Kültür Bakanlığı'nm davetini
kabul ederek Tahran'a giden ve di-
ğer Ale\i örgütleri tarafından eleşti-
rilen heyet Türkiye'ye döndü. Heyet
dönüşte yaptığı açüdamada, gezile-
rinin eleştirilmesinden dolayı üzgün
olduklaruıı belirterek "Bizler molla-
larflegörüşüprejimpazarhğıyapma-
dık" dediler. Geziye katılmaktan do-
layı pişman olmadıklanm dile geti-
ren heyet üyeleri, giderken Dışişleri
Bakanlığı'nm onayına başvurdukla-
nnı ve Tahran'da Türk Büyükelçili-
ği'ni ziyaret ettiklenni bildirdi. He-
yette yer alan Mehmet Boy, İrfan Çe-
tinkaya, Gülağ Öz, HKÜr Elmas, Er-
gül Bakır, Şeref Can ve Mehmet Ka-
rasu adına yapılan açıklamada, îran
topraklarında masraflannuı tran Kül-
tür Bakanlığı tarafından karşılandığı
teyit edildi. Heyetin açıklamasında
şu bilgilere yer verildi:
Rejim pazarhğı >apmadık'
"Bizler 27 kişilik bir heyet olarak
14.06J003tarihindetran'a bir kültür
araşarma ve kutsal mekânlarunızızi-
><
aret etme gezisine kaokhk. Ziyareti-
miztran Kümlr Bakanhğı tarafindan
Ankara Buyükelçttiğı'nin KültürAta-
şeüği aracıhğı ile Hüseyin Gazi Derne-
ğiaracıhğıyla yapdnııştır... Tahran'da
da Türkbüyükeİçüigini zharetederek
gezimizle UgiH bfl^iverdik. Herşey bu
kadarnetveaçık ohnasmarağmen,bi-
zün olmadığımız bir tarihte Türki-
ye'de hakkımızda obnadık ifnralaria
basında karalama yaalan yayimlan-
nuşnr. Cemlerimizde uğruna gözvaşı
döktüğümüz On İkJ İmamlanmızıa
inanamızda çokönemli veri olan Şah
İsmail'in ve her yıl mih onlarca ,\levi-
Bektaşinin rürbesini zharet ettiğiHa-
cı Bektaş Veli'nin doğduğu, yaşadıgı
köviinü ziyaret ettiğimi/ için toplum
karşısında potansiyel suçlu ilan edil-
dik. Bizler moDalar ile görüşüp rejim
pazarhğı yapmadık."
Hüseyin Gazi Dernek Başkanı Gü-
lağ Öz ise, temaslan süresuıce Iranlı
yetkililerin kendilerine en ufak bir
telkinde bulunmadığını tam tersıne
kendilerinin Îran rejimini eleştırdiği-
ni ve Mustafa Kemalın cumhuriye-
tini örnek gösterdiklerini söyledi.
ESKİ DEHAP LÎDERÎ
Abbasoğlu'na
lyd 11 ayhapis
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Eskı DEHAP Genel Başkanı Meh-
met Abbasoğhı ve 3 eski parti yöne-
ticisi, partiyi 3 Kasım seçimi öncesin-
de yasal örgütlenmesini tamamlamış
gibi göstererek "resmi beigede sahte-
ciük" yaptıklan gerekçesiyle 1 yıl 11
ay 1 l'er gün hapis cezasına çarptınl-
dı. Partinin eski Merkez Yürütme Ku-
rulu üyesı 22 kişi ise beraat etti.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkeme-
si'nde görülen davada sanık avukat-
lan yazılı olarak sunduklan esas hak-
kındaki savunmalannda suçun "res-
mi beigede sahtecilik" olarak tanım-
lanamayacağını, müvekkilleri tara-
ftndan bıldirim amacmı taşıyan bel-
ge düzenlendiğini belirttiler.
Mahkeme heyeti, eski genel baş-
kan Abbasoğlu, eski genel sekreter Nu-
rettin Sönmez; bildirimde bulunulan
dönemin genel başkanı VeysiAydm ve
dönemin genel sekreteri Ayhan De-
mir'il yıl 11 ay 11 'er gün hapis ce-
zasına çarptırdı. Abbasoğlu, 8 Hazi-
ran"da yapılan DEHAP 2. Olağanüs-
tü Kongresi'nde genel başkanlığı Tun-
cer Bakırhan'a devretmişti.
ÖLÜM CEZASI KALKTI
öNohpmtokol
onaykndı
ANKARA (Cumhumet Bürosu) -
Avrupa Insan Haklan Sözleşmesf nin
banş zamanında ölüm cezasının kal-
dınlmasını öngören 6 numaralı ekpro-
tokolü, dün TBMM Genel Kurulu'nda
onaylandı. Türkiyeböylece, idamı uy-
gulamama konusunda uluslararası söz-
leşmeyle de taahhütte bulunmuş oldu.
Türbye, protokolü onaylamayan tek
A\Tupa Konseyi üyesi ülkeydi.
3 Ağustos 2002 tarihinde çıkanlan
yasayla ölüm cezalan müebbet hapis
cezasına dönüştürülmüş ve banş za-
manında idam mevzuattan çıkanlmış-
tı. 6 nolu protokolde ölüm cezasının
kaldınlması öngörülürken "savaş za-
manında ölüm cezası" başlığı altında
"Bir devlet, savaş zamanında veya ya-
kuı sa\aş tehdidi durumlannda işienen
eylemler için yasalannda ölüm cezası-
na ilişkin hüküm öngörebiUr; böyie
bir ceza ancak yasada beflrtilen du-
rumlarda \e yasa hükümlerine uygun
olarak uygulanabilir" deniliyor.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
AKP'lilerin Meclis Komisyonlannda
1600 Diyanet Işleri kadrosunu 15 bine
çıkarmasıyia birtartışma başladı. AKP'li
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şa-
hin, Diyanet Işleri kadrolannın "rejimin
teminato" olduğunu söyledi. Şahin, ye-
terli imam olmadığından din faaliyet-
lerinin ehil olmayan kişilerin eline ge-
çebildiğini belirtti.
AKP'lilerin yaptığı tamamen bir istis-
mar. Böyle bir kadro çıkışıyla seçme-
ne mesaj veriyor. 15 bin kadroyu alsa
da almasa da sonunda bir çaba gös-
terdiğini kanıtlamış oluyor. Ancak bu so-
run kadrolann arttınlmasıyla veya azal-
tılmasıyla çözülecek bir sorun değil.
Şu anda Diyanet Işleri Başkanlığı'na
bağlı kadro sayısı 76 bin 365. Olağa-
nüstü bir rakam.
Burada bence asıl sorun, din ile dev-
let ilişkisınde. Türkiye'de devlet, dini ku-
rumlaştırmak, devlet eliyle yönetmek
istiyor. Bu amaçla Sünni - Hanefi inan-
cından din adamlarının içinde yer al-
dığı Diyanet Işteri Başkanlığı, dinin dev-
let eliyle yönlendirilmesi amacıyla fa-
aliyet yürütüyor. Başbakan Yardımcı-
Diyanet'i Kökten Tartışalım
sı Mehmet Ali Şahin'in yeni kadrolan
savojnmak amacıyla soyledıği, "Imam-
larrejimin teminatı" sözleri de işte böy-
le bir devlet - din anlayışına sığınıyor.
önce şunu saptayalım. Diyanet iş-
leri Başkanlığı, sonuç olarak islamcı
örgütlenme için bir depo olarak kulla-
nılıyor. Unutmayın, Cemaletbn Hoca,
Diyanet Işleri Başkan Yardımcısrydı. Av-
rupa Milli Görüş Teşkilatı'nın uzun yıl-
lar başkanlığını yapan Ali Yüksel, yurt-
dışına devlet tarafından, yani Diyanet
Işleri Başkanlığı görevlisi olarak gön-
derilmiştı.
Birdevlet, kendi bütçesinden yalnız-
ca Sünni - Hanefi inancını geliştirmek
amacıyla olağanüstü büyüklükte para-
lar harcıyor. Böyle yaparak islami akım-
ları kontrol edebileceğini iddia ediyor.
Birinci olarak bu tezin öne sürdüğüy-
le gerçek durum tamamen tersi. Tür-
kiye'de Diyanet örgütlenmesi asıl ola-
rak İslamcı hareketi besliyor. Zaten yal-
nızca bir mezhebe ve bu mezhebin bir
kolunadayanarak laikliktemelli biriliş-
kı kurabilir mi?
örneğin Alevi yurttaşlardan, Şafi
yurrtaşlardan, Hıristiyan ve Musevi
yurttaşlardan alınan vergilerle devlet,
Sünni - Hanefi örgütlenmesine maddi
ve yasal destek sağlıyor. Ondan son-
ra bu örgütlenmeleri savunanlar, "La-
iklik elden gidiyor" diye şikâyet etme-
ye başlıyoriar.
Din, sonuç olarak tartışılmadan ka-
bul edilmesi gereken hükümlere sa-
hip olan bir inanç sistemidir. Dini nasıl
yorumlarsanız yorumlayın, dinin dog-
maları vardır. Bu dogmalar tartışıla-
maz. Siz 76 bin görevliyi dinin propa-
gandasını yapmak için görevlendirdi-
ğiniz sürece, oradan laikliğe uygun bir
anlayış çıkaramazsınız. Üstelik devlet,
Diyanet Işlen Başkanlığı'nın yapılan-
ması nedeniyle dinler ve mezhepler
karşısında tarafsız da olmuyor. Sünni
- Hanefi tercihi yapıyor.
"Dini topluluklar, kendi ibadet ör-
gütlenmelerini kendileri yapmalıdır-
lar, devlet dinin örgütlenmesine mad-
di ve manevi destek vermemelidir"
fikrini savunanlara karşı şu tez öne sü-
rülüyor: "O zaman tarikatlar bu işe
egemen oluriar, şeriatçılar alıp başı-
nı giderter." İddia bu, ama gerçeğe ba-
kalım: Laiklik konusunda karar üstü-
ne karar alınan bir dönemin ardından
İslamcı partiler geçmişe göre çok da-
ha yüksek birseçmen desteğine ulaş-
tılar.
Camilerde laiklik örgütlenemez. Ca-
milerde örgütlense örgütlense Islam-
cılık örgütlenır. Nitekım de öyle oluyor.
Diyanet Işleri'ne yeni 15 bin kadro ve-
rilmesıne laik çevreler neden tepki gös-
teriyorlar? Diyorlar ki, bu kadrolar İs-
lamcı akımlara yarayacak, laiklik yara
alacaktır. Aslında burada kapalı olarak
şu kabul yatmıyor mu: Diyanet Işleri
Başkanlığı, Islamcıların kadrolaşma
yeridir. O zaman neden devlet bütçeden
önemli bir miktan bu alana yatırıyor?
Üstelik bugüne kadar bu alana yapı-
lan yatınmların Islamcılığı ürettiğini bil-
dikleri halde böyle yapıyoıiar.
Diyanet Işleri'nin yapısını, fonksiyon-
larını, dını ve mezhepsel tercihlerini
masaya yatırmalıyız. Daha da önemli-
si, devletie ilişkisini sofgulamalıyız. Dev-
let, bu alanı kontrol ettiğini düşünerek
bütün bu maddi ve manevi imkânlan
bu kuruma tanıyor. Sonuç, iddia edi-
lenin tam tersi oluyor.
Bence kadro meselesi sakatlığın son
halkası. Neden yurttaştan aldığın ver-
gilerle bir mezhep grubunun propa-
gandasını yaptınyorsun? Inananlar, ca-
miye gidip dua etmek isteyenler, bun-
lan yurttaştan alınan vergilerle değil, ken-
di olanaklanyla yapsınlar. Buralardata-
rıkat ve cemaatler örgütlenir kaygısı
ise yaşadığımız gerçeklik içinde tam an-
lamıyla saçma. Şimdı örgütlenmiyor-
lar mı? Laikliği hedef alan örgütlenme
yapılırsa onun çaresi de hukuk devle-
ti. Hukuk içinde gerekenler yapılır
Sorun, kadro sayısından çok dinle
devlet arasındaki ilişkinin, laik birdev-
lete uygun halde olmamasında...