Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2003 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Onarım ve Yıkım
ŞÖYLE YA DA BÖYLE, ıkinci
Iraktezkeresinin Meclis'ten geri dö-
nüşü genel olarakTürkiye için olum-
lu bir sonuç doğurmuş sayılmalıdır.
Birincisi, ABD'nin petrol savaşı-
na bulaşmak, bırileri çok istemiş ol-
sa da, halk/n hiç istemediği birşey-
di. Parlamentonun tutumu, bu ül-
kede iyi kötü işleyen demokratik bir
mekanizma bulundugunu dünya-
ya gösteren en belirgin kanrttı.
Ikincisi, ABD'nin isteğine Anka-
ra'nın Meclis ağzıyla "hayır" diye-
bilmesi, Avrupa'da ve özellikle de
Üçüncü Dünya'yla Arap âleminde
"Amerikan maşası Türkiye" biçi-
minde yerleşmeye yüztutmuş bir iz-
lenimin silinmesini sağlamıştı.
Üçüncüsü, Türkiye'nin böyle bir
petrol savaşına Kuzey Irak'ı bile
kendi denetimine alamayacak tarz-
da bulaşması herhalde askerin bü-
tününce de pek istenir bir bulaşma
sayılamazdı.
Ne var ki, her şeyi parayla ölç-
meye alışmış olan ve Ameri-
ka'nın istekleri dışına çıkmayı büyük
günah sayan Bizans basınındaki
bazı kalemler bu tutumu büyük bir
fırsatın kaçınlışi olarak gördüler. Hat-
ta, aralarından kimileri, Atlantik öte-
lerinden "Ankara özür dilemelidir"
diyen birkaç salakla neredeyse ağız
birliği edecek kadar saçmaladı.
VVashington'a yapılan son Ziyal
seferini biraz da bu havanın etkisiy-
le düzelenmiş bir "onanm" girişimı
olarak görmek hiç yanlış olmaz.
Sefer sonucunda vanlan bazı çö-
zümler bir ölçüde doğal sayı-
labilir. Üslerle limanlann ve ulaşım
yollarının insancıl yardım ve lojistik
amaçları için kullanıma açılması
bunlar arasındadır.
Ama, üzerinde uzlaşmaya vanl-
dığı söylenen noktalardan biri var ki,
hayli tartışmalıdır; hatta düpedüz
yanlış ve tehlikeli sonuçlar doğura-
bilir: Irak'taki işgal ordusuna Türki-
ye'nin asker vermesi.
Bütün ülkeleri "yaptınmlar son-
rasında Irak'ın ayağa kaldınlması-
na destek verme"ye çağıran 1483
sayılı Güvenlik Konseyi kararı çer-
çevesine sokmak çok zor böyle bir
katılışı. Yardım başka, ışgale katkı
başka.
Çünkü, özellikle "kitle imha si-
lahlan" hikâyesinin de fos çıkmasın-
dan sonra, Irak savaşının çirkin yü-
zü iyice belirmiş ve artık orada as-
keri kuvvet bulundurmak "çalıntı
mala bekçiliketmek"ten başka an-
lam taşımaz olmuştur.
Üstelik, Türkiye'den istenen, ku-
zeydedegil, güneydeki "Şiibölge-
s/"ndebekçıliketmek. HemdeAme-
rika'nın gözüne girmek için yüz kü-
sur kişilik bir kuvvetle savaşa katıl-
mış gözüken Polonyalıların komu-
tası altına sokularak.
Şimdi, işgale karşı gitgide şıd-
detlenen bir direniş ortamında pisi
pisine öldürülen Mehmet'ler olur-
sa, o kayıplann hesabı sorulmaya-
cak mı? Kimin kimden nasıl yetki al-
dığı bilinmeden yapılan bütün bu iş-
ler, hem Meclis'intutumuyla Türki-
ye için oluşan olumlu izlenimi hem
de Türk askerinin toz kondurulma-
ması gereken saygınlığını yıkmak
değildir de nedir?
21. Yüzyılda Yükseköğretim Boyutu.
Prof. Dr. Osnıan İNCI Trakva Üniversitesi Rektörü
B
ilim ve teknolojik değişün ve
yenılenme ısterrüeri (taleple-
n) bağlammda ülkemizde ünı-
versitelerin. eğitim-öğretım
ve araştırma faaliyetlerinin ba-
şansı her şeyden önce ıçten ve gerçekçi bir
dunım saptaması. akademık amaç ve hedef-
lerin net behrlemesı \ e tanımlaması ile ola-
naklıdır .Amaç ve hedeflenn belırlenmesi
sürecinde uluslararası ıtibar ve rekabet gü-
cü kazanması öne çıkmalı ve aynı zaman-
da yerel, bölgesel ve ulusal gereksirumler
de dikkate alınmahdır. Üniversiteler ve bi-
lim insanlan. bilgi ve teknolojiyi toplum-
sal yarara dönüştüren kurumlardır. Bu gö-
rev rahat, gürültüsüz, gü\ enlı ve huzurlu ça-
lışma koşullannda gerçekleşir. Cniversıte-
lerbılgı mabedidir. Herkesın özellikle de eko
nomi ve yönetimleri ellerinde tutanlann bu
kurumlara saygılı olması vazgeçilmezdir. Ya-
şadığımız yüzyıl gerçekleri ile bağdaşma-
yan kör dö\üşüyle kaybettığimiz zamanı
asla gıderemeyiz.
UNESCO târafindan 5-9 Ekım 1998'de
Paris'te toplanan "\uinibirinci Vüzyılda
Yükseköğretim: VTzyon ve tcra" konulu
Yükseköğretim Dünya Konferansı sonuç
bildirgesinde: Yükseköğretim kurumlan-
nın temel özgörevini (misyonunu); eğitim,
uygulama ve araştırma faaliyetlerim sür-
dürerek topluma hızmet etmek, sürdürüle-
bilir büyümeye ve yaşam nıtelığının ıyıleş-
tırilmesine katkıda bulunmak, sorumluluk
sahıbı yurttaşlar olacak şekilde nitelikli ve
beceri kazanmış mezunlar vererek yaşam
boyu öğrenme olanaklan sağlamak şeklın-
de tarumlamıştır. Yükseköğretim kurum-
lannın bu görevien yenne getirebilmeleri
için ise özgür ve özerk olmalannı vazgeçil-
mez görmekteyiz. Kurumlar iç ve dış de-
ğerlendinnelere açık. nıteliği (kaliteyi) en
vazgeçilmez öğe (unsur) olarak algılama-
hdır.
Y'irmi birinci yüzyıl ünıversıteleri yeni
amaç ve hedefler belirlemek durumunda-
dır. Bilgi ve teknoloji devtnırru, hızı. bilgı
eskimesi, teknoloji küreselleşmesi dikkate
alındığmda "Bilgi ve Teknoloji Devrimi"
süreci yaşıyoruz. Bir çağ değişimıne tanık-
lık ediyoruz. Avnıpa üniversiteleri yaptığı
analiz \e saptamalar sonucu Bolonga 1999
deklarasyonu ile Avrupa üniversıte reformu-
nu açıkladı. Araştırma üniversıtelerine doğ-
ru yenı bir yapılanma ekseni kurulmakta-
dır. Avrupa Birliği 2010 yılı hedeflerinde tüm
A\Tupa'yı "Avnıpa Ortak Araştırma Ala-
ru" ilan etti. Bılimsel araştırma \ e teknolo-
jik gelışme çerçeve programında 2006 yılı
hedefleri ve araştırma yatınm bütçesi be-
lirlendi ve ülkeler bütçe yükümlülüklerini
yerine getırdıler.
Endüstriyel ve teknolojik genşme bağla-
nunda ülkeleraras, üniversitelerve sanayi-
ler arası projelerve çahşmalar başladL Yir-
mi birinci yüzyüa gjrerken teknoloji, küre-
seileşme ve rekabet üçlüsü suur tanımaz bir
süreç yaratn. Ulusal sınırlan aşarak top-
lumlann yaşamına girdi. Bilgi ve teknolo-
jik küreselleşme eğitim kurumlarını ve yük-
seköğretimi değiştiren önemli güç oldu.
Teknoloji, rekabeti arttınp küreselleşmeye
olanak tanımakta, küreselleşme rekabeti
güçlendırmekte. Küreselleşmenin getirdi-
ğı ekonomık baskı ve üstünlük ulusal dev-
let, ulusal kimliği ve kültürü zorlamakta
hatta dışlamaktadır.
Eğitim düzeyi, niteliği kışisel gelişme ve
kalıfiye ıstihdama (işlendırmede nitelikli-
lik) götüren en önemli anahtardır. Üniver-
siteler her önemli mesleğin kaynağı ve de-
ğerli bir geçiş kapısı durumuna gelmiştir.
Yeni programlarda eğitim olanağı vermeli,
% 9O'ı
yeşil alan.
Yerinizi alın!
yd önce Cumhurıyet Mahallesi kurulurken, tanıtım broşürümüzde,
nizde ilk kezgerçekanfamda, doğayla uygariığı buluşturmak...
nın içinde, âogayı bpzmadan, hatta daha âa zcnginleştirmek,
ama uygarhktan da rıizgeçmcmek.. " demişûk.
Bugün^beton bloklarda üst üste yaşamaktan bunalnıış,
kent gürültüsünden ve kirli havadan kaçıp doğayla kaynaşmak isteyen 640 aile
% 90*ı yeşil alan olarak aynlan bir ortamda yerini almış buhınuyor.
Cumhuriyet Mahşjlçsi Çanta ve Kınalı Evleri'nde
yörenin mimari ve doğal özelliklerine göre tasarlanmış,
ahşabın yoğun olarak kullanıldığı evlerin sayısı her geçen gün artıyor ve
____.—_* ÇzğfcÇ bir yaşam ortamı hızla geüşiyor.
Siz de seçiminizi yapın ve
Cumhuriyet Mahallesi Kınalı Evleri'nde bir an önce yerinizi alın!
• Pırıl pırıl bir doğa parçası
• Bölgenin en temiz denizi ve en uzun kumsalı
• İstanbul'a 40 dakika
• Çağdaş insanın tüm
gereksinimlerine uygun tasarım
• Ortak yaşam alanları
: • Zemin etütlü, deprem güvenli projeler
Tamamlanmış kanalizasyon, içme ve yağmur suyu
altyapıları ve ulaşıma açık yollarıyla, 500 - 650 m
2
45j parsel kaldı!
yenşkin eğinmini \ e yaşam bo>ıı eğıümı yön-
lendirmelidir. Avrupa'da üniversiteler te-
mel araştirmaJann kaynağıdır. Üniversite-
ler a>ru zanıanda sosyal hizmetlerle de \a-
kmdan ilgili olup üniversite hastaneleri, öğ-
retmeniere sürekfi eğitim. ortaöğretim ırvinn
merkederi.güzel sanadar konsenaru\artar,
gençük-spor ünite ve vanşmalan en somut
örnelderidir.
Bugün uru\ ersıteleri ileri götürenler: ini-
siyatif, analiz ve haval gucü'dür Hayal gü-
cünün ve öğrenimın bıleşimi için deneyim
çeşitlilıği ve farklı görüşte olan farklı do-
nanıma sahıp diğer beyınlerin desteğı ge-
reklidir Bir üniversitenın en önemli vizyo-
nu öğrenci merkezli olmaknr. Öğrenciler eği-
timdeki ortaklardır ve üniversıte kararlan
içinde olmak durumundadırlar. Hangi bo-
)Titta olacağı ve ne tür kararlara katılacak-
lan tartışılabılır. 1dan personel ünh ersıte yö-
neümının temel taşıdır. Ünrversitelenmız aka-
demısyeni, öğrenci \ e çalışanı ile bir bütün-
dür. Bilgi ve teknoloji devriminin yaşandığı
günümüzde ekonomik, kültürel, hukuksal-
lık, çevre gibi temel konularda sosyal yapılan-
ma anlayışının çatırdadığı süreçte ünıver-
sitelerimize yeni hedefler ve görevler düş-
mektedir. Üniversiteler öncü göre\ ını tam
olarak yapmalıdır. Bilgi binkimini, tarihsel
deneyimini ve bilincini paylaşarak toplum
ile bütünleşmelidir. Kamuya karşı görev ve
sorumluluğumuzu yerine getirelim.
Yirmi birinci yüzyıl bilgi ve teknoloji
devrim yüzyılıdır. Kararnokösında bulunan
kişı, kurum ve kuruluşlann gerçeklen iyi ai-
gılamalan vazgeçilmezdir. Gerçek tartışıl-
maz. Ülkemizde yükseköğretim, bılım ve
teknoloji program ve planlan yapılırken,
bilim insanlanndan yararlanılması da tar-
nşılamazgerçektir. Cumhuriyeömizin yüzün-
cü yılı hedefleri hersektörde belirlenmelidir.
Özellikle eğitim-ögretim, bılimsel ve tek-
noiojik gelişmede, kesin hedefler belirlemek
için çok çalışmak zorundayız. Cumhuriyetin
aydınlık kurumlan üniversiteler sonım-
luluğunun bilincindedir. Başaracağız.
İstendiğinde, proje, ruhsat ve
kademeli inşaat seçenekleri.
Cumhuriyet
nı a lı a 11 es i
YAPI-C
Istanbul Merfcez Turkocagı Caddes Basın Sarayı No 1
Kaı 4 Gazetecıler Cemıyett usîu Cağatogiu Is'anbul
Tel 10212) 520 21 91 - 92 (0212) 522 49 26 Faks (0212) 520 50 23
Cumhuriyet Gazetesı. (0212) 512 05 05
Y A P I - C Cumhuriyet Vakfı kuruluşudur
Tanmın Çöküşü
ve Çıkış Yohı
ArifBAKIR
Ziraat Yüksek Mühendist,
CDP Aydm 11 Başkanı
K
alkınmakta
olan bir ülke
için tanm vaz-
geçilmez bir sektördür.
En ucuz katma değerta-
nmdan elde edılir. Ta-
rımdan yaratılan ucuz
kaynak sanayide akıllı
ve bilinçli kullanılarak
yüksek oranda kalkin-
ma sağlanabilir. Bütün
gelişmiş ülkelerin tanm
sektörleri en üst düzey-
dedir. Özellikle bizim
gibi gelişmekte olan ül-
kelerde, tanmdan gelen
ucuz kaynak olmadan
sanayinin oluşması ya
da sanayinin ayakta dur-
ması mümkün değildir.
Cumhuriyetin ilk yılla-
nnda, Mustafa Kemal ın
tanma ve köylülüğe gös-
terdiği önem son dere-
ce bılimsel ve akılcı bir
davranıştır. On yıl için-
de de yüksek bir kalkın-
ma hızı yakalanmış ve
sanayi kurulabilmiştir.
1980 yıhna kadar ta-
rımımız, özellikle
1960'tan sonra beş yıl-
lık planlarla belirli bir
yükselme süreci göster-
miştir. 1980 yılına ka-
dar tanmda kendi ken-
dine yeten nadir ülke-
lerden biriydik. Hatta ta-
nm ürünlerinin ihracı
ile oldukça ciddi birge-
lirsağhyorduk. 1980 yı-
lından sonra özellikle
24 Ocak kararlanyla bir-
likte, Batı'nın özelleş-
tirme baskısıyla, tanm
sektörüne karşı görül-
memiş bir kampanya
başlatıldı.
Zira tanmda dışanya
muhtaç olmayan 60 mil-
yonluk bir Türkiye, Ba-
tı'yı çok rahatsız edi-
yordu. Oysa Batı için
çok kârlı bir pazar ola-
bilirdi. Ulusal çıkarlan-
nı düşünmeyen yöne-
timler iş başına getiril-
di. ilk önce tanmın can
daman tanm üretme is-
tasyonlan ve tarımsal
araştırma enstitüleri ka-
patıldı.
Yeni yeni üretim ko-
operatiflerinde örgütlen-
meye başlayan köylülü-
ğün önü kesilerek ko-
operatifust örgütleri
inaktıfhale getınldı. Oy-
sa Batı'da bütün gelişmiş
ülkelerde tanmdaki ko-
operatif örgütlenme ta-
mamlanmıştır. Zira bu
örgütlenme olmadan ai-
le işletmeleri verimli iş-
letmeler haline getırile-
mez.
PENCERE
Yunus Nadi ve
Mütareke Basını...
1962 yılının bir güzel ilkbahar günü Cumhuriyet
gazetesinin eski ahşap konağının kapısından içe-
ri girerken 2003 yılının bir sıcak yaz günü bu yazı-
yı yazacağımı nereden bilebilirdim?..
Yaşar Kemal bir gün:
- llhan, demişti, Nadir Nadi Bey seninle görüş-
mekistiyor...
Ikinci kata çıktım, Nadir Nadi'nin odası Yunus
Nadi'nin odasının karşısındaydı...
Yunus Nadi çoktan gözlerini yaşama kapamış-
tı; odası kilitliydi.
Bugünkü yazımızın konusu Yunus Nadi!..
•
Nadir Nadi babasını çok severdi, bir gün Müta-
reke dönemine ilişkin bir anısını anlatmıştı...
Istanbul işgal altındaydı...
Yıl 1919..
Yunus Nadi "Yeni Gün" gazetesini çıkanyor, mu-
halefetini sürdürüyor...
Nadir 11-yaşındadır.
Polis Yeni Gün başyazarının evini bir gün basın-
ca koca Yunus Nadi bir ahşap sandığa saklanmış-
tı; eşi Nazime Hanım içinde kocasının bulundu-
ğu sandığın üstüne oturmuştu...
Ingiliz ve Türk polisleri tüm odalan gezmişler,
aradıklarını bulamayınca gitmişlerdi, Nadir Nadi
kendi kendine soruyordu:
- Annemin oturduğu sandığa bakmadılar; Türk
polisi sanınm özellikle aramadı...
•
Olaydan sonra Yunus Nadi Istanbul'da banna-
mayacağını anlar, Anadolu'ya kaçar, Yeni Gün'ü An-
kara'da çıkanmaya başlar...
Yıl 1920...
Ankara'da iki gazete çıkıyor:
Hâkimiyeti Milliye..
Yeni Gün..
Istanbul'daki gazeteler ise çoğunlukla Mustafa
Kemal'e karşıdırlar...
Ingilizler bu sürede Anadolu'daki direnişçilere
'Kemalistler' adını takıyoriar; bu deyiş o günlerde
'eşkıyalar' anlamında kullanılıyor; ama Kurtuluş
Savaşı kazanılıyor...
Hemen ardından Ankara'daki Meclis'te (29 Ekim
1923) birgazeteci kürsüye çıkıp tüm dünyaya Cum-
huriyet'in ilan edildiğini duyuracaktır...
Kimdiro?..
Yunus Nadi!..
•
Ankara'da Cumhuriyet ilan edilmiştir; Istanbul'da-
ki Babıâli gazeteleri 'Mütareke basını' havasını sür-
dürmektedirler, padişahlık yıkılmıştır, halifelik sür-
mektedir...
Mustafa Kemal bir gün Yunus Nadi'yi karşısına
alıp kararını bildirir:
- Çocuk (Atatürk sevdiklerine böyle seslenir) Is-
tanbul'da bir gazete çıkaralım, adı Cumhuriyet, yö-
netim yeri Kırmızı Konak olsuni.
Akıllara durgunluk veren bu 'geçmiş' Cumhuri-
yet gazetesinin kısa tarihidir; bilmem ki dünyada
böyle bir öykünün eşi var mı?..
Yunus Nadi Cumhuriyet'i 5 Mayıs 1924'te çıkar-
dı; baba Nadi gözlerini yaşama 1945'te kapadık-
tan sonra Nadir Nadi meşaleyi elıne aldı.
•
Yunus Nadi'nin yaşamı masal mı desem, des-
tan mı desem, bilmiyorum; elinızdeki Cumhuriyet
sıradan bir gazete değil...
Yazıyı bitirirken aklıma bir de soru geliyor:
Bizim bugünkü medyaya Mütareke basınından
miras kalmış nitelikler yok mu?..
www.ogzala.com
Tel: 0.212. 293 91 95
252 30 39TRANS KAÇKAR 25
kaçkar dağı geçişi
Temmuz ve Ağustos aylarında her hafta
günübirlik doğa yürüyüşleri için arayınız.
KOOP-C'DEN DUYURU
YAZSÖYLEŞİLERİ
29 Hazıran 2003 Pazar günü saat 14.00'de Çanta Beldesı'nde,
Cumhunyet Mahallesi 1 kjsımdakı Kır Kahvesi'nde
bu yılkı yaz söyleşılenmızden ilki gerçekleştirilecektir.
Konu: Küreselleşme ve Işçi Hareketlerinin Bugünü
Konuşmacılan
Kemal NEBİOĞLU (OİSK Eski Genel Başkanı
veTlPEski Mılletvekili)
Şükran SONER (Cumhuriyet Gazetesi Yazan)
açık sayfa
aylık aktüel hukuk dergısı haziran 2003
Fıyatı 2 000 000.-TL
I;\ asası Değişti - tşin tçinden Hâlâ Çıkılamadı
DİSK Başkanı Süle\man Çelebı ^e TtSK Başkanı Refık Ba>dur'la sövleşı
f;\a$asneTartı;ilmasıG«rekeııler K. Ahmet Se\ımlı
Hâkim Hukuki konularda
Bilirki'jive Ba;>urabilir mi? Avukat AiımetÇoban
Çağdaş Avukatlar Gnıbu Nere>e? -\vukat Halul, Inamcı
TBB Genel Kurulu'nun Ardından A\ukat Kurtuluş Bınıcı
• Doğal SİT'ler-deGerçekler
\e koruma llkeleri Okta> Ekıncı
Tûrkive \e \tHS\e Ek 4. Protokol Prof Dr Rona A>ba\
\rama Y önetmeliğine Eleştirel Bakı; Narnı Karaka\a
Hukukun Hali Prof. Dr. Mehmet Semıh
Gemalmaz
"G«DÇ Kadastrocular" Tedirgin A\dın Engın
latemet'te Fikri HaUann Korunması Avufcat Erdem Türkekul
kırmLU
Bcnim Adım Nuri BilgeCe\lan \\ukat CengızGûngör
Sertab Erener
DGVI'ler Ne Getirdi, Ve Götürdö? A\ııkat Ha\dar Topav
Spor Hukuku A«ıkat Ergun Benan Arse\ en
Tek Taraflı Poliıika >e kuramcılan Adıl Baktıava
Miras llukukunda Bazı Milatlar Avukat Fuat Topdemır
AÇIK SAYTA DERGtSl
\DLflHERDE BARO OD4L\RINDA SATTLM.4KTADIR