08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2003 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Onarım ve Yıkım ŞÖYLE YA DA BÖYLE, ıkinci Iraktezkeresinin Meclis'ten geri dö- nüşü genel olarakTürkiye için olum- lu bir sonuç doğurmuş sayılmalıdır. Birincisi, ABD'nin petrol savaşı- na bulaşmak, bırileri çok istemiş ol- sa da, halk/n hiç istemediği birşey- di. Parlamentonun tutumu, bu ül- kede iyi kötü işleyen demokratik bir mekanizma bulundugunu dünya- ya gösteren en belirgin kanrttı. Ikincisi, ABD'nin isteğine Anka- ra'nın Meclis ağzıyla "hayır" diye- bilmesi, Avrupa'da ve özellikle de Üçüncü Dünya'yla Arap âleminde "Amerikan maşası Türkiye" biçi- minde yerleşmeye yüztutmuş bir iz- lenimin silinmesini sağlamıştı. Üçüncüsü, Türkiye'nin böyle bir petrol savaşına Kuzey Irak'ı bile kendi denetimine alamayacak tarz- da bulaşması herhalde askerin bü- tününce de pek istenir bir bulaşma sayılamazdı. Ne var ki, her şeyi parayla ölç- meye alışmış olan ve Ameri- ka'nın istekleri dışına çıkmayı büyük günah sayan Bizans basınındaki bazı kalemler bu tutumu büyük bir fırsatın kaçınlışi olarak gördüler. Hat- ta, aralarından kimileri, Atlantik öte- lerinden "Ankara özür dilemelidir" diyen birkaç salakla neredeyse ağız birliği edecek kadar saçmaladı. VVashington'a yapılan son Ziyal seferini biraz da bu havanın etkisiy- le düzelenmiş bir "onanm" girişimı olarak görmek hiç yanlış olmaz. Sefer sonucunda vanlan bazı çö- zümler bir ölçüde doğal sayı- labilir. Üslerle limanlann ve ulaşım yollarının insancıl yardım ve lojistik amaçları için kullanıma açılması bunlar arasındadır. Ama, üzerinde uzlaşmaya vanl- dığı söylenen noktalardan biri var ki, hayli tartışmalıdır; hatta düpedüz yanlış ve tehlikeli sonuçlar doğura- bilir: Irak'taki işgal ordusuna Türki- ye'nin asker vermesi. Bütün ülkeleri "yaptınmlar son- rasında Irak'ın ayağa kaldınlması- na destek verme"ye çağıran 1483 sayılı Güvenlik Konseyi kararı çer- çevesine sokmak çok zor böyle bir katılışı. Yardım başka, ışgale katkı başka. Çünkü, özellikle "kitle imha si- lahlan" hikâyesinin de fos çıkmasın- dan sonra, Irak savaşının çirkin yü- zü iyice belirmiş ve artık orada as- keri kuvvet bulundurmak "çalıntı mala bekçiliketmek"ten başka an- lam taşımaz olmuştur. Üstelik, Türkiye'den istenen, ku- zeydedegil, güneydeki "Şiibölge- s/"ndebekçıliketmek. HemdeAme- rika'nın gözüne girmek için yüz kü- sur kişilik bir kuvvetle savaşa katıl- mış gözüken Polonyalıların komu- tası altına sokularak. Şimdi, işgale karşı gitgide şıd- detlenen bir direniş ortamında pisi pisine öldürülen Mehmet'ler olur- sa, o kayıplann hesabı sorulmaya- cak mı? Kimin kimden nasıl yetki al- dığı bilinmeden yapılan bütün bu iş- ler, hem Meclis'intutumuyla Türki- ye için oluşan olumlu izlenimi hem de Türk askerinin toz kondurulma- ması gereken saygınlığını yıkmak değildir de nedir? 21. Yüzyılda Yükseköğretim Boyutu. Prof. Dr. Osnıan İNCI Trakva Üniversitesi Rektörü B ilim ve teknolojik değişün ve yenılenme ısterrüeri (taleple- n) bağlammda ülkemizde ünı- versitelerin. eğitim-öğretım ve araştırma faaliyetlerinin ba- şansı her şeyden önce ıçten ve gerçekçi bir dunım saptaması. akademık amaç ve hedef- lerin net behrlemesı \ e tanımlaması ile ola- naklıdır .Amaç ve hedeflenn belırlenmesi sürecinde uluslararası ıtibar ve rekabet gü- cü kazanması öne çıkmalı ve aynı zaman- da yerel, bölgesel ve ulusal gereksirumler de dikkate alınmahdır. Üniversiteler ve bi- lim insanlan. bilgi ve teknolojiyi toplum- sal yarara dönüştüren kurumlardır. Bu gö- rev rahat, gürültüsüz, gü\ enlı ve huzurlu ça- lışma koşullannda gerçekleşir. Cniversıte- lerbılgı mabedidir. Herkesın özellikle de eko nomi ve yönetimleri ellerinde tutanlann bu kurumlara saygılı olması vazgeçilmezdir. Ya- şadığımız yüzyıl gerçekleri ile bağdaşma- yan kör dö\üşüyle kaybettığimiz zamanı asla gıderemeyiz. UNESCO târafindan 5-9 Ekım 1998'de Paris'te toplanan "\uinibirinci Vüzyılda Yükseköğretim: VTzyon ve tcra" konulu Yükseköğretim Dünya Konferansı sonuç bildirgesinde: Yükseköğretim kurumlan- nın temel özgörevini (misyonunu); eğitim, uygulama ve araştırma faaliyetlerim sür- dürerek topluma hızmet etmek, sürdürüle- bilir büyümeye ve yaşam nıtelığının ıyıleş- tırilmesine katkıda bulunmak, sorumluluk sahıbı yurttaşlar olacak şekilde nitelikli ve beceri kazanmış mezunlar vererek yaşam boyu öğrenme olanaklan sağlamak şeklın- de tarumlamıştır. Yükseköğretim kurum- lannın bu görevien yenne getirebilmeleri için ise özgür ve özerk olmalannı vazgeçil- mez görmekteyiz. Kurumlar iç ve dış de- ğerlendinnelere açık. nıteliği (kaliteyi) en vazgeçilmez öğe (unsur) olarak algılama- hdır. Y'irmi birinci yüzyıl ünıversıteleri yeni amaç ve hedefler belirlemek durumunda- dır. Bilgi ve teknoloji devtnırru, hızı. bilgı eskimesi, teknoloji küreselleşmesi dikkate alındığmda "Bilgi ve Teknoloji Devrimi" süreci yaşıyoruz. Bir çağ değişimıne tanık- lık ediyoruz. Avnıpa üniversiteleri yaptığı analiz \e saptamalar sonucu Bolonga 1999 deklarasyonu ile Avrupa üniversıte reformu- nu açıkladı. Araştırma üniversıtelerine doğ- ru yenı bir yapılanma ekseni kurulmakta- dır. Avrupa Birliği 2010 yılı hedeflerinde tüm A\Tupa'yı "Avnıpa Ortak Araştırma Ala- ru" ilan etti. Bılimsel araştırma \ e teknolo- jik gelışme çerçeve programında 2006 yılı hedefleri ve araştırma yatınm bütçesi be- lirlendi ve ülkeler bütçe yükümlülüklerini yerine getırdıler. Endüstriyel ve teknolojik genşme bağla- nunda ülkeleraras, üniversitelerve sanayi- ler arası projelerve çahşmalar başladL Yir- mi birinci yüzyüa gjrerken teknoloji, küre- seileşme ve rekabet üçlüsü suur tanımaz bir süreç yaratn. Ulusal sınırlan aşarak top- lumlann yaşamına girdi. Bilgi ve teknolo- jik küreselleşme eğitim kurumlarını ve yük- seköğretimi değiştiren önemli güç oldu. Teknoloji, rekabeti arttınp küreselleşmeye olanak tanımakta, küreselleşme rekabeti güçlendırmekte. Küreselleşmenin getirdi- ğı ekonomık baskı ve üstünlük ulusal dev- let, ulusal kimliği ve kültürü zorlamakta hatta dışlamaktadır. Eğitim düzeyi, niteliği kışisel gelişme ve kalıfiye ıstihdama (işlendırmede nitelikli- lik) götüren en önemli anahtardır. Üniver- siteler her önemli mesleğin kaynağı ve de- ğerli bir geçiş kapısı durumuna gelmiştir. Yeni programlarda eğitim olanağı vermeli, % 9O'ı yeşil alan. Yerinizi alın! yd önce Cumhurıyet Mahallesi kurulurken, tanıtım broşürümüzde, nizde ilk kezgerçekanfamda, doğayla uygariığı buluşturmak... nın içinde, âogayı bpzmadan, hatta daha âa zcnginleştirmek, ama uygarhktan da rıizgeçmcmek.. " demişûk. Bugün^beton bloklarda üst üste yaşamaktan bunalnıış, kent gürültüsünden ve kirli havadan kaçıp doğayla kaynaşmak isteyen 640 aile % 90*ı yeşil alan olarak aynlan bir ortamda yerini almış buhınuyor. Cumhuriyet Mahşjlçsi Çanta ve Kınalı Evleri'nde yörenin mimari ve doğal özelliklerine göre tasarlanmış, ahşabın yoğun olarak kullanıldığı evlerin sayısı her geçen gün artıyor ve ____.—_* ÇzğfcÇ bir yaşam ortamı hızla geüşiyor. Siz de seçiminizi yapın ve Cumhuriyet Mahallesi Kınalı Evleri'nde bir an önce yerinizi alın! • Pırıl pırıl bir doğa parçası • Bölgenin en temiz denizi ve en uzun kumsalı • İstanbul'a 40 dakika • Çağdaş insanın tüm gereksinimlerine uygun tasarım • Ortak yaşam alanları : • Zemin etütlü, deprem güvenli projeler Tamamlanmış kanalizasyon, içme ve yağmur suyu altyapıları ve ulaşıma açık yollarıyla, 500 - 650 m 2 45j parsel kaldı! yenşkin eğinmini \ e yaşam bo>ıı eğıümı yön- lendirmelidir. Avrupa'da üniversiteler te- mel araştirmaJann kaynağıdır. Üniversite- ler a>ru zanıanda sosyal hizmetlerle de \a- kmdan ilgili olup üniversite hastaneleri, öğ- retmeniere sürekfi eğitim. ortaöğretim ırvinn merkederi.güzel sanadar konsenaru\artar, gençük-spor ünite ve vanşmalan en somut örnelderidir. Bugün uru\ ersıteleri ileri götürenler: ini- siyatif, analiz ve haval gucü'dür Hayal gü- cünün ve öğrenimın bıleşimi için deneyim çeşitlilıği ve farklı görüşte olan farklı do- nanıma sahıp diğer beyınlerin desteğı ge- reklidir Bir üniversitenın en önemli vizyo- nu öğrenci merkezli olmaknr. Öğrenciler eği- timdeki ortaklardır ve üniversıte kararlan içinde olmak durumundadırlar. Hangi bo- )Titta olacağı ve ne tür kararlara katılacak- lan tartışılabılır. 1dan personel ünh ersıte yö- neümının temel taşıdır. Ünrversitelenmız aka- demısyeni, öğrenci \ e çalışanı ile bir bütün- dür. Bilgi ve teknoloji devriminin yaşandığı günümüzde ekonomik, kültürel, hukuksal- lık, çevre gibi temel konularda sosyal yapılan- ma anlayışının çatırdadığı süreçte ünıver- sitelerimize yeni hedefler ve görevler düş- mektedir. Üniversiteler öncü göre\ ını tam olarak yapmalıdır. Bilgi binkimini, tarihsel deneyimini ve bilincini paylaşarak toplum ile bütünleşmelidir. Kamuya karşı görev ve sorumluluğumuzu yerine getirelim. Yirmi birinci yüzyıl bilgi ve teknoloji devrim yüzyılıdır. Kararnokösında bulunan kişı, kurum ve kuruluşlann gerçeklen iyi ai- gılamalan vazgeçilmezdir. Gerçek tartışıl- maz. Ülkemizde yükseköğretim, bılım ve teknoloji program ve planlan yapılırken, bilim insanlanndan yararlanılması da tar- nşılamazgerçektir. Cumhuriyeömizin yüzün- cü yılı hedefleri hersektörde belirlenmelidir. Özellikle eğitim-ögretim, bılimsel ve tek- noiojik gelişmede, kesin hedefler belirlemek için çok çalışmak zorundayız. Cumhuriyetin aydınlık kurumlan üniversiteler sonım- luluğunun bilincindedir. Başaracağız. İstendiğinde, proje, ruhsat ve kademeli inşaat seçenekleri. Cumhuriyet nı a lı a 11 es i YAPI-C Istanbul Merfcez Turkocagı Caddes Basın Sarayı No 1 Kaı 4 Gazetecıler Cemıyett usîu Cağatogiu Is'anbul Tel 10212) 520 21 91 - 92 (0212) 522 49 26 Faks (0212) 520 50 23 Cumhuriyet Gazetesı. (0212) 512 05 05 Y A P I - C Cumhuriyet Vakfı kuruluşudur Tanmın Çöküşü ve Çıkış Yohı ArifBAKIR Ziraat Yüksek Mühendist, CDP Aydm 11 Başkanı K alkınmakta olan bir ülke için tanm vaz- geçilmez bir sektördür. En ucuz katma değerta- nmdan elde edılir. Ta- rımdan yaratılan ucuz kaynak sanayide akıllı ve bilinçli kullanılarak yüksek oranda kalkin- ma sağlanabilir. Bütün gelişmiş ülkelerin tanm sektörleri en üst düzey- dedir. Özellikle bizim gibi gelişmekte olan ül- kelerde, tanmdan gelen ucuz kaynak olmadan sanayinin oluşması ya da sanayinin ayakta dur- ması mümkün değildir. Cumhuriyetin ilk yılla- nnda, Mustafa Kemal ın tanma ve köylülüğe gös- terdiği önem son dere- ce bılimsel ve akılcı bir davranıştır. On yıl için- de de yüksek bir kalkın- ma hızı yakalanmış ve sanayi kurulabilmiştir. 1980 yıhna kadar ta- rımımız, özellikle 1960'tan sonra beş yıl- lık planlarla belirli bir yükselme süreci göster- miştir. 1980 yılına ka- dar tanmda kendi ken- dine yeten nadir ülke- lerden biriydik. Hatta ta- nm ürünlerinin ihracı ile oldukça ciddi birge- lirsağhyorduk. 1980 yı- lından sonra özellikle 24 Ocak kararlanyla bir- likte, Batı'nın özelleş- tirme baskısıyla, tanm sektörüne karşı görül- memiş bir kampanya başlatıldı. Zira tanmda dışanya muhtaç olmayan 60 mil- yonluk bir Türkiye, Ba- tı'yı çok rahatsız edi- yordu. Oysa Batı için çok kârlı bir pazar ola- bilirdi. Ulusal çıkarlan- nı düşünmeyen yöne- timler iş başına getiril- di. ilk önce tanmın can daman tanm üretme is- tasyonlan ve tarımsal araştırma enstitüleri ka- patıldı. Yeni yeni üretim ko- operatiflerinde örgütlen- meye başlayan köylülü- ğün önü kesilerek ko- operatifust örgütleri inaktıfhale getınldı. Oy- sa Batı'da bütün gelişmiş ülkelerde tanmdaki ko- operatif örgütlenme ta- mamlanmıştır. Zira bu örgütlenme olmadan ai- le işletmeleri verimli iş- letmeler haline getırile- mez. PENCERE Yunus Nadi ve Mütareke Basını... 1962 yılının bir güzel ilkbahar günü Cumhuriyet gazetesinin eski ahşap konağının kapısından içe- ri girerken 2003 yılının bir sıcak yaz günü bu yazı- yı yazacağımı nereden bilebilirdim?.. Yaşar Kemal bir gün: - llhan, demişti, Nadir Nadi Bey seninle görüş- mekistiyor... Ikinci kata çıktım, Nadir Nadi'nin odası Yunus Nadi'nin odasının karşısındaydı... Yunus Nadi çoktan gözlerini yaşama kapamış- tı; odası kilitliydi. Bugünkü yazımızın konusu Yunus Nadi!.. • Nadir Nadi babasını çok severdi, bir gün Müta- reke dönemine ilişkin bir anısını anlatmıştı... Istanbul işgal altındaydı... Yıl 1919.. Yunus Nadi "Yeni Gün" gazetesini çıkanyor, mu- halefetini sürdürüyor... Nadir 11-yaşındadır. Polis Yeni Gün başyazarının evini bir gün basın- ca koca Yunus Nadi bir ahşap sandığa saklanmış- tı; eşi Nazime Hanım içinde kocasının bulundu- ğu sandığın üstüne oturmuştu... Ingiliz ve Türk polisleri tüm odalan gezmişler, aradıklarını bulamayınca gitmişlerdi, Nadir Nadi kendi kendine soruyordu: - Annemin oturduğu sandığa bakmadılar; Türk polisi sanınm özellikle aramadı... • Olaydan sonra Yunus Nadi Istanbul'da banna- mayacağını anlar, Anadolu'ya kaçar, Yeni Gün'ü An- kara'da çıkanmaya başlar... Yıl 1920... Ankara'da iki gazete çıkıyor: Hâkimiyeti Milliye.. Yeni Gün.. Istanbul'daki gazeteler ise çoğunlukla Mustafa Kemal'e karşıdırlar... Ingilizler bu sürede Anadolu'daki direnişçilere 'Kemalistler' adını takıyoriar; bu deyiş o günlerde 'eşkıyalar' anlamında kullanılıyor; ama Kurtuluş Savaşı kazanılıyor... Hemen ardından Ankara'daki Meclis'te (29 Ekim 1923) birgazeteci kürsüye çıkıp tüm dünyaya Cum- huriyet'in ilan edildiğini duyuracaktır... Kimdiro?.. Yunus Nadi!.. • Ankara'da Cumhuriyet ilan edilmiştir; Istanbul'da- ki Babıâli gazeteleri 'Mütareke basını' havasını sür- dürmektedirler, padişahlık yıkılmıştır, halifelik sür- mektedir... Mustafa Kemal bir gün Yunus Nadi'yi karşısına alıp kararını bildirir: - Çocuk (Atatürk sevdiklerine böyle seslenir) Is- tanbul'da bir gazete çıkaralım, adı Cumhuriyet, yö- netim yeri Kırmızı Konak olsuni. Akıllara durgunluk veren bu 'geçmiş' Cumhuri- yet gazetesinin kısa tarihidir; bilmem ki dünyada böyle bir öykünün eşi var mı?.. Yunus Nadi Cumhuriyet'i 5 Mayıs 1924'te çıkar- dı; baba Nadi gözlerini yaşama 1945'te kapadık- tan sonra Nadir Nadi meşaleyi elıne aldı. • Yunus Nadi'nin yaşamı masal mı desem, des- tan mı desem, bilmiyorum; elinızdeki Cumhuriyet sıradan bir gazete değil... Yazıyı bitirirken aklıma bir de soru geliyor: Bizim bugünkü medyaya Mütareke basınından miras kalmış nitelikler yok mu?.. www.ogzala.com Tel: 0.212. 293 91 95 252 30 39TRANS KAÇKAR 25 kaçkar dağı geçişi Temmuz ve Ağustos aylarında her hafta günübirlik doğa yürüyüşleri için arayınız. KOOP-C'DEN DUYURU YAZSÖYLEŞİLERİ 29 Hazıran 2003 Pazar günü saat 14.00'de Çanta Beldesı'nde, Cumhunyet Mahallesi 1 kjsımdakı Kır Kahvesi'nde bu yılkı yaz söyleşılenmızden ilki gerçekleştirilecektir. Konu: Küreselleşme ve Işçi Hareketlerinin Bugünü Konuşmacılan Kemal NEBİOĞLU (OİSK Eski Genel Başkanı veTlPEski Mılletvekili) Şükran SONER (Cumhuriyet Gazetesi Yazan) açık sayfa aylık aktüel hukuk dergısı haziran 2003 Fıyatı 2 000 000.-TL I;\ asası Değişti - tşin tçinden Hâlâ Çıkılamadı DİSK Başkanı Süle\man Çelebı ^e TtSK Başkanı Refık Ba>dur'la sövleşı f;\a$asneTartı;ilmasıG«rekeııler K. Ahmet Se\ımlı Hâkim Hukuki konularda Bilirki'jive Ba;>urabilir mi? Avukat AiımetÇoban Çağdaş Avukatlar Gnıbu Nere>e? -\vukat Halul, Inamcı TBB Genel Kurulu'nun Ardından A\ukat Kurtuluş Bınıcı • Doğal SİT'ler-deGerçekler \e koruma llkeleri Okta> Ekıncı Tûrkive \e \tHS\e Ek 4. Protokol Prof Dr Rona A>ba\ \rama Y önetmeliğine Eleştirel Bakı; Narnı Karaka\a Hukukun Hali Prof. Dr. Mehmet Semıh Gemalmaz "G«DÇ Kadastrocular" Tedirgin A\dın Engın latemet'te Fikri HaUann Korunması Avufcat Erdem Türkekul kırmLU Bcnim Adım Nuri BilgeCe\lan \\ukat CengızGûngör Sertab Erener DGVI'ler Ne Getirdi, Ve Götürdö? A\ııkat Ha\dar Topav Spor Hukuku A«ıkat Ergun Benan Arse\ en Tek Taraflı Poliıika >e kuramcılan Adıl Baktıava Miras llukukunda Bazı Milatlar Avukat Fuat Topdemır AÇIK SAYTA DERGtSl \DLflHERDE BARO OD4L\RINDA SATTLM.4KTADIR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle