21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 2003 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Iptica Karşı ' Atatiipk'e Olmaküp... Yine buyuımuş: "Irtica tehlikesibirvehimdir." 'Ve- him'm sözlükteki karşılığı "Kuruntu, yersiz korku, yanlış düşünce"... llk kez değil, kaçyıldır aynı yo- rum; kimi zaman vehimdir, kimi zaman paranoya- dır! Kısacası Türkiye'de hiçbir zaman "irtica" adı verilen kanlı ya da kansız eylemler, davranışlar, başkaldınlar olmamıştır! "Irtica var" diyenler, as- kerler, komutanlar, yazarlar, hukuk adamlan, yar- gıçlar, savalar vb. yanılmışlardır. öyle bir şey yok- tuıi. Oysatoprak altından çıkarılan cesetlerin kimle- rin kurbanları olduğunu, ne çabuk unuttuk! Ne ça- buk, toplantılarda yükselen bağnşmalan, seçimle seçimsiz politikada ön yerleri alan adamlann, Tür- kiye Cumhuriyeti'nin temel yasalannı, laiklik anla- yışını, Atatürk devriminin atılımlarını yok etmeye, yıkmayayönelik isteklerini, uygulamaya kalkışma- lannı, ne çabuk! Iktıdarda bir parti var. Bu partinin içinde yıllardır irtica suçlamasıyla yargılanan, cezalandınlan nice insan var. Içlerinden Atatürk'ün çizgisinde bir tek insan var mı? Şu günlerde, sözde AB istiyor diye- rek, en başta^anayasayı, bazı temel yasalan değiş- \ tirip kendLamaçlanna uygun biçime sokmaya ça- \ lışanlar kim? Irtica eylemlerini, bölücü davranışla- n önleyen yasanın 8. maddesini ortadan kaldır- mak, Milli Güvenlik Kurulu'nu kuşa çevirmek! Imam okulu çıkışlılan devletin üst görevlerine getirmek is- teyenler kim? Gören, duyan, anlayan tüm yurttaşlar bu gidişin farkındaL Ama hâlâ dirençle "/rt/ca teA?///ces/to//ve- himdir, bir paranoyadır" diye kafalan kanştırmak heveslileri, yollarından bir türlü dönmüyorlar... TBMM'yealtıncı.yedincıpaketlergönderipAB'nin isteklerine uyuyormuş gibi, kendi çıkariannı gerçek- leştirmek... Zaman zaman bütün gazeteleri alıyorum. özel- likle yeni yetişmiş köşe yazarlarını okuyorum. Bir yenigörüş, birgüzelanlatım, biretkileyici fikir, halk- tan, emekten, emekçiden yana birtutum, Türk hal- kının kültür, sanat yaratılanna bir katkı, biryakla- şım!.. Varsa yoksa patron çıkariannı destekleme, sa- vunma, ilk fırsatta gerici bir partiden aday olma bek- lentisi, şu ya da bu yoldan kendine yarar sağlama!.. Ya irtica heveslerini kışkırtma, ya patronuna yaran- ma, ya falanca iş çevresinden alkış bekleme... Yanm yüzyılı çoktan aşan bir gazetecilik, bir ya- zarlık hesaplaşmasını yapan kişi, ancak acı, hüzün, umutsuzluk duyar. Ister istemez okurlarına da bu- nu duyurur... Şunu da eklemeliyim: Tayyip Bey "irtica" konu- sunu soran gazetecilere: "Bunu herkes kendine gö- re yorumluyor" demiş... Irtica denilen geriliklerin birtek yorumu vardır: Atatürk'e, devrimlerine, ilke- lerine, bu ülkede gerçekleştirdiği uygariık atılımlanna karşı olmak, düşman olmakL MİCHOLAS PARK • • * Çam ağaçlan içerisinde sıcak bir ortamda tatil yapmak isteyenlere Odalarda Klima, Saç Kurutma, Buzdolabı, Ketıl. "Ölüdenizde özel plaj" Hisarönü-Ölüdeniz 48306-Fethiye Tel: 0 252.616 63 53 - Fax: 0 252 616 63 55 e-mail: nic.parkotel" superonline.com Amasya Genelgesi ve Bu îktidar... Savaşarak alamadığını ekonomik ve siyasal sıkıştırmalarla sağlamaya, Lozan Barış Antlaşması'na katlanamadıkJanndan yeni Sevr'ler gerçekleştirmeye çalışan Batılılarla birlikte AB dayatmalan, ABD gözdağlan şakşakçılarmın aymazlıklan artmıştır. Yekta Güngör ÖZDEN Hukukçu ömürgeci ve yaytlma- Günümüzde Kemalizm/Ata- scı dış güçlerle, dinsel ağırlıklı baskıcı kişi- sel yönetime karşı, tüm yoksunJuklan ve sap- kınlıklan göğüsleyerek tam ba- ğımsızlık, özgürlûk, ulusal ege- menlik ve aydınlanma amaçlı Ulu- sal Kurtuluş Savaşı'ru kazanıp her yönden yepyeni bir devlet lcu- ran Mustafa kemal Atatürk'ün Müdafaa-i Hukukruhuve Kuvayı MflKye ateşiyle Anadolu thtilali bayrağını açtığı günün 84. yıldö- nümünü, laırtuluş ve kuruluşu- muzun simgesi ilkelerden veri- len ödünler nedeniyle burukluk- la kutluyoruz. Toplumu ümmetten ulusa, ki- şileri tebaalıktan onur ve erdem saydığnruz hak ve özgürlükleriy- le ulusun eşit öğesi olan bireyli- ğe taşıyan yepyeni Türkiye Cum- huriyeti, ulus kurumu ile bağım- sızlık kavramını ilk kez öngören Amasya Genelgesi doğrultusun- da yaşama geçirilmiştir. türkçülüğe, Atatürkçülere yöne- lik çirkin saldırılar, Atarürk'ü ımutturmaçabalan,gereksizvesa- kmcah sormacaiar, Mütareke ba- smını annnsatan yabancı kaynak- h flkel tarüşmalar, yurtseverleri ıryarmah, devletin tekögi, ülkenin tümlüğü, ulusun birfiği, ıdusal de- ğerlerk \arUdar. kamu malan,do- ğal kaynaklar, ulusal güvenlik ve ulusal çıkar, demokratik rütelik- ler, bilimsel dayanaklar ödün ve- rümeden özenle konmmah ve güç- lendirilmehdir. Bu zorunluluk ve Amasya Genelgesi'nin ulusal ya- pımıza katkısının önemi günden güne artmaktadır. Savaşarak alamadığını ekono- mik ve siyasal sıkıştırmalarla sağ- lamaya, Lozan Banş Antlaşma- sı'na katlanamadıklanndan yeni Sevr'ler gerçekleştirmeye çalışan Batılılarla birlikte AB dayatma- lan, ABD gözdağlan şakşakçıla- nnın aymazlıklan artmıştır. Yapay sorunlaryarahhp ikili oynayaîrak kötü niyetlerini saklayan kimi komşulanmız da iktidann sus- kunluğu ve beceriksizliğine bakıp gövde gösterilerine girişmişler- dir. Düşünce ve inanç özgürlüğü- nü birbirine kanştınp sömürenler, sarmaş dolaş birbirleriyle yanşır durumdadır. Zorbalıklar, anaya- saya ve hukuka karşı direnmeler, dokunulmazlıklann sınırlandınl- ması, siyasi partiler ve seçim ya- salan değişiklıkleri, antidemok- ratik kurallan ayıklama unutulup anayasayı ve kimi yasalan kendi çıkarlan doğrultusunda değiştir- meye koyulma, Türk düşmam yabancılann önerileri dogruhu- sunda laik Cumhurrvetin bekçi- lerinden silahb kırvvederi sindir- me ve zayıflatma hevesleri, de- mokrasi dışı. ahlak dışı yöntem- lerigündemegetiren,yaianlav«de- ğişik içerikli saldınlaria sürdürü- len amaçlı yayınlann desteğinde, toplum aldaularak yürütülmek- tedir. Ülke koşullannı hiçe sayıp Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesmi vürürtükten kaknrma, >fflfa' Güvenlik Kurulu Genel Sek- reterüği'ni srvilleştirme çabalan kimi güncel örneklerdir. Etnik ve köktendınci teröre, iş- sizliğe, yoksulluk ve adaletsiz- liklere ilgisiz kalan iktidar, laik Cumhuriyetin niteliklerine kar- şıtlığını zikzaklarla sürdürüp ge- rici kadrolaşmaya ve gereksiz özelleştirmeye hiz vermiş, Cum- huriyet protokolüne sokamadığı ayıncı, gereksiz sıkmabaşı ulus- lararası protokole sokarak, kimi bakanJann konuşmalannda eği- time dinsel dayanak göstererek yönünü ve yolunu iyice belli et- miştir. Siyaseti hukuksallaştır- mak yerine, bukuku siyasallaştı- np eksik ve aykın işlemlerle uy- gulamalara girişmiştir. Iş yasası çelişkisı açıktır. Demokrasi, yar- gı bağımsızlığı, geçim koşullan, üniversite özerkliği gençlik, Irak, Ege, Kıbns sorunu umurunda gö- rünmeyen, ulusu ve ülkeyi kap- sayan bir insan ve hukuk kurumu olan devleti savunanlara, Atatürk ilkelerini koruyanlara ters bakan, kötü ve karakteri belli, kanşık ya- pılı, karanlık felsefeli, ulusal onu- ru korumakta başansız, Türkiye- mize yakışmayan, ver kurtulcu ve takıyyeci bu iktidar Amasya Genelgesi'ni her gün birkaç kez okumahdır. Ödün verilmesi olanaksız ilke- lerin koruyuculanyız. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlannı, Hacı Hafiz Tevfık ile Abdurran- man Kâmil Efendileri Amasya Genelgesi'nin amaç ve ereğine içtenlikle bağlı olarak saygı ile anıyoruz. İşsizlik Yoksulluğun Tortusu Bülent TANLA tstanbul Milletvekili CHP MYK Üvesi w w u lkemızingünü- müzdekıenön- celikli sorunu işsizUktir. Yok- sullukla müca- dele bu sorunun halinden geçmektedir. Ekonomik kriz sonrası Türkiye dünya- daki en fazla sayıda eği- timli genç işsizi olan üfice konumuna gelmiştır. Genç- lerimiz hem işsiz hem de umutsuzdur. Suıai üretim biçiminin yaygınlaştiğı 19. yüzyılın ortalanndan sonra bugün- kü biçimiyle ortaya çıkan iş- sizlik, teknolojik yenilik- ler ve küreselleşmeyle bir- likte üstesinden gelinmesi güç özellikler kazanmıştır. Türkiye'nin aşın dış borca bağımlı, faiz sarmalı ıçin- deki ekonomisi işsizlikle, iş- sizliğin yol açtığı yoksulluk baş edememektedir. Komşusu açken tok uyu- mayı sevmeyen bir toplum olan Türkiye'yi her türlü felaket karşısında ayakta tutmuş olan sağlam aile ya- pısı fena halde zorlanmak- tadır. Aiie içi dayanışma kırmızı alarm vermektedir. Yoksulluk karşısında ba- şuıı dik tuönasını, gururu- nu korumasını bilmiş insa- nımız yoksulluğun yaygın- laşması ve yerleşmesiyle, çocuklannın işsizlik çık- mazuıda debelenmesi kar- şısında büyük ıstırap duy- maktadır. Yoksulluk özellikle de dünyanın ulaşmış olduğu teknolojik ve ekonomik ge- lişmişlık noktasında hiçbir mazereti olmayan tam bir skandaldır. Küreselleşme- nin, globalleşmenin bir amacı, birgerekçesiolacak- sa bu da her şeyden önce yoksulluğu yeryüzünden kaldırmak olmalıdır. Dün- yadaki istikrarsızlığın, terö- rün nedeni zengin ile yok- sul arasındaki uçurumdur. Küreselleşme de birçok başka ülkeye yaptığı gibi Türk ekonomisine yapısal kısırdöngümüzü bozmaya, insanlara yeni alışkanlık kazandırarak postmodern çağın işleyişine ayak uy- durmalannı sağlamaya ça- hşmaktadır. Ancak burada Nasredin Hoca'dan almış olduğumuz bilgelik dersi devreye gir- mektedir. Hoca, her şeyin olduğu gibi yoksunluğa alışmanın da bir maliyeti, bir sınınnın olduğunun çok iyi farkındadır. "Tam açb- ğa ahşnnşken" kısırdöngü- sü kınlan canlı hayata da ve- da etmektedir. Bu dersi sadece fiziki ih- tiyaçlann giderilmesi yö- nüyle değil, insanlann el yordamıyla da olsa bir şey- ler yapabilme, yoksulluğa karşı bir "mum yakarak" direnebilme zorunluluğu olarak anlamamız gerekir. îktisadi büyüme hem yoksullaşma hem zengin- leşme nedenleri doğurur. Yoksulluk, emek ve serma- yenin değer kazanması ya da değer kaybetmesı süre- cinin aynlmaz parçasıdır. Belli başh iki yoksulluk sü- recinin ilkinde nitelik kay- bı, erken yıpranma gibi ne- denlerle emekgücü deger- sizleşme sürecine girer. Enflasyon örneğrnde ol- duğu gibi malvarlığının ta- sarrufun değer kaybetme- si sürecı yaşanır. Böylece toplumun dışlanmışlardan ayn olarak yeni bazı yok- sulluk kategorileri ortaya çıkar. Ünlü iktisatçı John Kenheth Galbrait'e göre bu uyum sağlama olayıdır. Böylelikle bazı kimseler daha düşük yaşam düze- yiyle yetinmek eğilimine girerler ve giderek yoksul- laşmaya ahşır, bunu kendi kaderi olarak görürler. Mü- cadele etmemiz gereken asıl kısırdöngü budur. Açlık, işsizlik, eğitimsrz- lik gibi insani ayıplardan oluşan yoksulluk olgula- nyla insan odaklı, sürdü- rülebilir, toplumsal bir mü- cadele biçimi gerekmekte- dir. Soğuk savaş döneminin politik içerikli iki kutuplu Doğu-Batı dünyası 1980'lerde hızlanan bir sü- reç sonucu zengin ve yok- sullardan oluşan ekonomik içerikli kutuplara dönüş- müştür. Türkiye de bu bağ- lam içinde yoksulluk ya da daha genel bir ifade ile az- gelişmişlik kıskacındadır. BM Kalkınma Progra- mı'nın 2002 yılı insani ge- lişme raporuna göre Türki- ye 173 ülke arasında 85. sı- radadır. Ülkemizde sağlık- lı içme suyuna erişemeyen nüfiıs oranı yüzde 17, beş yaşın altında yeterli düzey- de beslenemeyen çocuk oranı yüzde 8 air. Yükseko- kul mezunlan kalkınmış ül- keler için gösterge olarak alınırken Türkiye hâlâ bu bataklıkta boğuşmaktadır. Türkiye'de özel sektörle kamu sektörünün tüketim ve yatınm harcamalannın artmasına ihracat da katkı- da bulununca ekonomik bü- yüme ve milli gelirle iyileş- me sağlandığı görülmek- tedir. Ancak peşinden ge- len enflasyon ve hesapsız borçlanma, yüksek faiz ve borç ödemelerinin öngörü- lememesi bir sarmal hali- ne dönüşen sosyal, politik ve kültürel yozlaşmalan be- raberinde getirmiştir. Yok- sulluk ve kayıt dışı ekono- mi yaygınlaşmıştır. Taklitçi, çıkar ilişkisıne dayalı, başanlan ödüllendir- meyen, aksine ahlaki de- ğerlerden soyutlanmış "ba- şanlan" destekleyen, ye- nilikçi görünüp gelenekçi tavırlar yansıtan bir zihni- yet yapısı bireysel, kurum- sal ve toplumsal düzenimi- ze hâkim olmuştur. Bu sü- reç düşük gelir düzeyi, ge- lir dağılımında dengesiz- lik, artan suç oranlan, bo- zulan sosyal dayanışma gi- bi yoksulluk ve azgelişmiş- lik özelliklerini ağırlaştır- mıştır. Türkiyede yapılan enflasyon ölçümleri Türk ailelerinin tüketim alışkan- 31.ULUSIARARASI İSTANBUL MÜZÎK FESTIUA 5 HAZİRAN - 3 TEMMUZ KOCBANK SIEMENS Mustafa 15 yıl oldu Sensiz Ana Dizi, Kardeş Dizi, Yar Dizi Güzel Değildir Ailesi ve Arkadaşlan Adına Kemalettin Gülmez 1963-1988 STflHDflRD PROFİL Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı, 31. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali kapsamında 22 Haziran 2003 tarihinde Aya Irini Müzesi'nde yer alan "Ceciüa Bartoli" konserinin gerçekleştirilmesindeki değerlı katkılan için Koçbank A.Ş., Siemens ve Standart Profil Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.'ye teşekkür eder. ACI KAYBIMIZ Avşa Adası Yiğitler Köyü'nün doğa âşığı, çevreci tarımcısı AHMET DURMAZBİLEK 19 Haziran 2003 Perşembe günü aramızdan ayrılmış ve 20 Haziran 2003 günü toprağa verilmiştir. Dostlanmıza duyururuz. AİLESİ lHEczdcıbaşı MARMARA SAHİBİNDEN SATILIK ARSALAR Çanta Cumhuriyet Mahallesinde 334/8 parsel - 524 m2 343/2 parsel - 401 m 2 tel: (532) 526 41 42 lığını temsil etmese de.enf- lasyon düşme eğiliminde- dir. Ancak enflasyon dü- şerken parasızlık ortaya çık- makta, küçük bir kesimin elindeki parayla ekonomi çarkı dönmemektedir. Türkiye nüfusunun yan- sından fazlası, yaklaşık 37 milyon kişı yoksulluk sını- nnın altında yaşamaktadır. Bunlann 12 milyonu açlık sının altındadır. Arjantinör- neği Türkiye için de son derece uyancıdır. Bu ülke, popülist politikalarla ülke zenginliklerinin satılması ve aşın borçlanma sonucu iflas bayrağını çekmiştir. Arjanrin'i yönetenlerkri- ze giden süreçte yapılan uyanlara aldınş etmemiş- tir. 2002 başında krizi ye- rinde incelemek üzere bu- lunduğumuz Buenos Ai- res'te Anantmlılerknzi "Fa- kirtik kaptdan girdi mi,sev- gi pencereden kaçar" fs- panyol atasözüyle özetle- diler. Geçiş dönemi Cum- hurbaşkanı Duhalde de "Ortakkaderbiincinin kay- bohnuş oJmasmdan" yakı- nıyordu. işsizlik ve yoksul- luk uluslararası çepeçevre sardı mı, ülkelenn gelecek- leri ipotek altına girer. Tür- kiye'de iç borç stoku 2002 Aralık ayında 149 katril- yonken 2003 Mart'ında üç ay içinde 13 katrilyonluk bir artışla 162 katrilyon li- raya çıkmışnr. Türkiye eko- nomisi büyüyor, enflasyon geriliyor, ancak iç borçlar azalmayıp artıyor, işsizlik had safhaya vanyor. Yoksullaşma sürüp gidi- yor. Halkın tüketime ayıra- cak parası kalmadığı için iç tüketim düşüyor, kalkın- ma sürüyor ama genış halk kitlelerine yansımıyor. İc- ra dosyalan, boşanmalar dağ gibi yığılıyor, aile içi şiddet çok nahoş noktala- ra vanyor. Bir zamanlar canlı iş merkezleri Çar- şamba Pazan, Mısır Çarşı- sı, Doğubank Iş Hanı, Mah- muÇaşa, Kapalıçarşı sinek avlıyor. Türkiyede yeni kalkın- ma hamlesine gerek du- yulmaktadır. Ülkemiz , yoksulluk döngüsünü kı- rabilecek, azgelişmişlik tablosunu değiştirebilecek potansiyele sahiptir. CHP bu davanın mücadelesini yapmaktadır. Türkiye ken- disini dışa kapatmayacak- tır. Kendi iç dinamikleri ekseninde geliştireceği po- litikalarla kallanma süreci- ni etkinlikle işletecek yok- sulluk skandalına son ve- recektir. Türkiye'nin kur- tuluşu sorunlann çözümü sosyal demokrasidedir. Dünyanın bu en saygın ha- reketi Avrupa'yı bugünkü noktaya getirmiştir. Türki- ye sorunlannı, işsizliği, yoksulluğu, adaletsizliği, sosyal demokrasi ile çö- zer. CHP'nin birinci önce- liği, ülkenin en önemli so- runu işsizlik ve yoksullu- ğun üstesinden gelmektir. PENCERE Sencil Uygarlık Ne Zaman?.. Insan öteden beri evrendeki çelişkiyi sezmiş, dinselliğe yansıtmış; şeytan ile melek üzerine ço- cukluktan bu yana ne masallar dınledik; kötü ile iyi, güzel ile çirkin, cennet ile cehennem, aydınlık ile karanlık bir bütünün iki yanını vurgular. Ne var ki bir anda kavranan bu çelişkinin gerçe- ği bir süreçte değişemez mi?.. Din "değişmeyen gerçek" üstüne kurulduğun- dan, kuralınıtümzamanlarayayar; insan değişme- yen gerçeğe inanıp bağlanacak, eleştiriye kapana- cak.. Inancını sorgulamayacak.. Kişi değışmez gerçeğin karşısında hazırola ge- çecek, susta duracak... Insanlık din devletinin buyurganlığını binlerce yıl böyle korumuş... • Yaeytişim?.. Yani "diyalektik"denen degişimin kuramı "an"\n gerçeğini zamanı oluşturan süreçlerde nasıl sor- gulamaya başladı da insan düşüncesi zincirferin- den kurtulup özgürieşti ve bağımsızlığının tadını çı- karmaya başladı?.. Dahadün gibi... Edebiyatta geçerii deyişle "Dostoyevskiyen" bir yaklaşımla şeytan ile meleğin tek insan bedenin- de buluşması artık doğal sayılıyor; kimi zaman "ib- lisin iğvası "na kapılabiliyor kişi, kimi zaman da me- leklere rahmet okutabiliyor, tannsallaşıyor... "Sencil" ile "bencil" de bir elmanın iki yansı ka- dartümel... • Insanda var olan bencilliğin karşısına sencilliği çıkarmak, kutsal kitaplann öğütlerinde sevap sa- yıldı; ama, o evrede sencillik kişinin gönlüne bıra- kılmış bir erdemden başka şey degildi.. Zamanla, uygarlığın ışıması sürecinde, sencillik sosyal adalet yasalanna bağlanıp devlet düzenine dönüşünce bencilliğin egemenliğinden kurtuldu... Kurtuldu mu?.. • Eğer gerçekten insana yakışır bir küreselleşme yaşanacaksa, tüm gezegenimizin sorumluluğu uy- gar kişinin vicdanına işlemeli... Teknolojik devrirn sayesinde dünya küçülüyor, avu- cumuzun içine sığıyor... Peki, "Batı" insanlığa ne öneriyor?.. Neoliberalizm!.. Neoemperyalizm!.. Bencilliğin bundan daha çarpıcı bir göstergesi- ni insanlık tarihinde bulmak güçtür. • Terör lanetli bir sözcük... Lanetlenmiş terör Islamcılığın yerküredeki geri cog- rafyasında yaygınlaşmaya başladı... Terörist kendisini de yok edecek bir sencilliğin özverisini benimsiyor... Çıkış yollannın tümüyle kapatıldığı topraklarda ya- şamaya çabalayan yoksul, ölümcül bir sencilliğin umarsız silahına niçin başvuruyor?.. Çünkü karşısında güçlü bencillik duvannın kah- rolası vicdansızlığı var... • "Çağdaş uygahık" Amerikan bencilliğinin ina- nılmaz çılgınlığına sürükleniyor... Insanlık bu beladan kurtulabilecek mi? *Aİt fc-i^^J^^P^Bjit -1 Bir yaşam tarzı Loryma Resort Turunç, Güney Ege'nin fıyortlarla bezenmiş nefes kesici coğrafyasının en güzel koylanndan biri... Loryma Resort Hotel yamaçlann vejetasyon dokusuna gızlenmiş, koy-un büyüleyıcı, mıstik panoramasına tümüyle hükmeder ko- numda, sıra dışı bir tesıs. Ormanlardan ınen serinletici esintiler, düşük nem oranı ve bol oksijenlı. sağlıklı hava- sıyla ideal iklim koşullanna sahip. Eko-çiftliğinden kendi sütünü, peynirini, kıemasını, yumurtasmı temin eden. kendi ürettiği -yörenin en kaliteli- zeytinyağını kullanan. damak zevkı kadar sağlıklı beslenme ılkelerine de duyar- lı bir mutfak. Konforlu apart daireler. açık büfe restaurant. pool-bar. outdoor-bar. açıldcapalı yüzme havuzlan, jaku- zi, fıtness-center. sauna, süper disko. bilardo, dart, tenıs, masatenisi, çocuk kulübü. doktor ser\isi... Lisanslı reh- berlerle mountaınbiking. sea kayaking, trekking. canyo- ning, scuba dıvıng, rafting... Ruh-zihin-beden sağlığı progTamlan. Ayurveda konsültasyonu. T'ai-Chi, Yoga se- anslan. aromaterapi masajlan. doğal zayıflama kürleri. yüz-vücut bakımı... "Özel animasyonlar". "sürpriz show- lar'dan anndınlmış. arabeskmüzığı uzaktan bile duyama- yacağınız. kent yaşamının yıprattığı ınsanın pozitif yaşam enerjısıyle dolu günlük yaşamına dönmesini hedefleyen. kültür ve çevre dostu bir işletme anlayışı. Detaylı bilgı: www.loryma.com Tel: 0252 476 72 20-24 Faks: 0252 476 72 25 info(a ioryma.com VSNSGL OUTVOOZ LİJL -LJLL 12-13 - T J . »ao ••*>»•- «»^l«1l«l%t*tıwllM>*lll'«ll>l)i*l**«l«*>j W:(Q212)a5JU2« MMjmt 14ı IO21AI4» ÎO 10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle