Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 2003 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
'Cumhuriyet'le
Bütün Bir Yaşam...
Türkiye Cumhuriyeti 1923'te kuruldu. "Cumhuriyet
Gazetesi" de1924'te...
Bıri 80, biıi 79 yaşında!.. Ama ikisi de genç, ikisi de1
Kemalist devrim çizgisinde...
Bıri kardeşim, biri biryaş küçüğüm... Gazetenin en es-
ki, en sıkı izleyicilerindenim. llkokula gitmeden önce Fe-
lek imzasını harf harf sökmuştüm. Anlamı neydi, sormuş-
tum, yanıtalamamıştım. "Fe/e/r'biryazannsoyadfymış,
Burhan Felek'in!.. "Cumhuriyet" yaşam boyu hemen
her sabah ulkemın gerçeklenni, dünyanın nerden nere-
ye gittiğinı anlatan bir dost, vazgeçilmez bir sevgili...
Çarşamba günü Cumhurfyet dostlan bir araya gele-
cek. Bir bayram günü! Her yılın 7 Mayısı'nda tarihsel bi-
namızın bahçesi, salonlan, odalan Kemalist devrim ate-
şiyle yananlarfa, yannlara güvenle bakanlarta, Atatürfc'ün
kurduğu bir gazetenin yakınlan, okurlan, çalışanlan, ya-
zarianyia dolup'dolup boşalacak...
"Cumhuriyet'ie geçen otuz beşyılı anımsryoaım. Gün
gün, yazı yazîS, 1969'dan beri Evet/Hayır" diyorum
ikinct sayfada... Doğrulara, gerçeklere, yurtiçin, birey için,
toplum için yarariı olan davranışlara, olaylara, kararlara,
uygulamalara Evet; gericiliklere, yanlışlıklara, onursuz-
luklara, karanlıklara; Hayıri..
"Cumhuriyetmürekkeplıbirkâğıtparçası değildir" di-
ye bitirmiştim 1971 Mayısı'ndaki biryazımı, son yazımı!..
Bir kopuştu, bir kopanlıştı. Başta Nadir Nadi, tüm ger-
çek Cumhuriyet'çi arkadaşlar bir anda gazeteden uzak-
laştınldığımız günleri ilhan Selçuk, Oktay Kurtböke
Selimiye'de yargılanmaktaydı. "Cumhuriyet" kapatıl-
mıştı. Gazetenin yeni yönetimi "Cumhuriyet"] kendi an-
layışlan çizgisinde "mürekkepli bir kâğıt"a çevirmeye
kalkışmışlardı. Tüm gerçek okurtar da kopmuşlardı, uzak-
laşmışlardı. Tam biryıl!.. Sonra okuriann direnişi hertür-
lü geri anlayışlan yıktı. "Cumhuriyet" yenıden gerçek ki-
şiliğine kavuştu.
Yıllar sonra yeni bir kopuş, aynlış! 12 Eylül 1980... Yi-
ne kapatılış! Yine değerii arkadaşlanmızın, Ortian Apay-
dın, Erdal Atabek, Ali Sirmen vb. tutuklanışı, yıllar sü-
ren hapisliği. Ülkenin, hukuk dışı uygulamalaria bir ka-
rabasana dönüştürülüşü... Benim de bir yazımdan ötü-
rü üç ay gazeteden kopanlmam.
Okurlanm anımsariar bu acı günleri!.. Laik Cumhuri-
yeti, gerçek hukuk anlayışını, uygariık atılımlannı savun-
makta direniş, büyük bir okur çoğunluğundan destek al-
mamız... Hertürtü değişikliğe, yozlaşmaya karşı çıkma-
mız... Nadir Nadi'sinden İlhan Selçuk'una, doğaJ olarak
sevgili Berin Nadi'sine, tüm yazariaria, çalışanlarla..
Sonra bir daha, bir daha, son defa kopanlış... Bu kez
kimi arkadaşlanmızın, günün akıntsına, yanlış hesapla-
nna uyarak "Cumhuriyet"\ bambaşka nftelikJi bir "mü-
rekkepli kâğıt"a çevimıek isteğıne karşı çıkışımız... Ken-
di isteğimizte aynlışımız!.. Yine bir yıllık bir bozgundan,
bir yozlaşmadan sonra Sevgili İlhan Selçuk'un büyük ça-
basıyfa Cumhuriyef'm saygın çızgisine dönüşü... Bu ara-
da benim ve Ali Sirmen'in, birsüre de Uğur Mumcu'nun
Cumhuriyef'm dışında uğraşı, ama aynı Cumhuriyet çiz-
gisinde uğraş vemıesi... Sonra yeniden buluşma bu ga-
zetenin sütunlannda, yeniden Evet'e Evet, Hayır'a Ha-
yır demek.
Bunlar birtarihtir! 'Cumhuriyef'm romanı yazılacak el-
bet, gerçek romanı... Bu, aynı zamanda bir bakıma Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin de romanı olacak... Seksen yıl sü-
ren Atatürk'ün devrimcilik savaşı... Seksen yıl, zaman za-
man nice düşmanlıklaria karşılaşılsa bile, tüm engelleri
aşıp bu güzel kutlama gününe ulaşmak...
Tüm Cumhuriyetçi "Cumhuriyet" okurtanna sevgim-
le, saygımla...
Atatürk'ü Dışlayan Oostlander'e...
Türkiye'de büyük çoğunluk, Batı uygarlığı hedefini,
samimi olarak benimsemiştir ve bu hedefe, gerçekten
inananlarla beraber yürümekten asla vazgeçmeyecektir.
Kâmran BARAIV Hukukçu
Sayın ArieOostlander, Avru-
pa Parlamentosu, Strasbourg
Bu ay Avrupa Birliği (AB)
Genel Kurulu'na sunulacak ra-
porda Türk Devleti'nin Kema-
îist yapısını sorguluyorsunuz.
Bu sorgulama, gerçek ve bilim-
sel bilgilere dayansaydı, bun-
dan büyük bir memnunluk duy-
muş olacağunıza emin olabılir-
siniz.
Buna karşınraporunuzun,içer-
diği yanlışlann, ortak amaç ve
çıkarlanmız üzerinde neden ola-
cağı, olası zarar ve haksızlıklar-
dan anndınlması için bir fırsat
yaratmasından bizler gibi, siz-
lerin de memnun olacağınıza,
samimi olarak inanıyoruz.
Sokrates'ın dediği gibi, "Hiç-
bir insan bile bfle kötü değildir.
Her bir kötülük, bilgi sanılan bir
bilgisizlikten doğaıf Biz, bu söz-
deki gerçeği önemsediğimız için,
aslında Türk ulusuna olduğu ka-
dar, AB uluslarına da kötülük
sağlayacak, çok önemli bazı yan-
hşlann, raporunuzda kasten yer
almış olabileceğıni, asla düşün-
mediğimizi hemen vurgulamak
isteriz.
Bu nedenle, Türkiye'nin
AB'ye girişini engellemek, AB
için bir amaç olamaz, tam ter-
sine vahim bir hata olur.
Çünkü Avrupa tarihi, Türk-
lerle bir bütün teşkil eder ve şa-
yet Türideri bu tarihin dışında tu-
tarsanız, Avrupa tarihi anlam-
sızlaşır ve açıklanamaz bir nite-
lik kazanır.
Bilindiği gibi, zaman zaman
bütün Avrupa, Türkler (Osman-
lı Imparatorluğu) ile kader bir-
liği yaparak ortak güvenliği sağ-
lamıştır.
Bu konuda, sızı Italya Başba-
kanı Berlusconi'nin kısa bir sü-
re önce "Türkiye, Rusya ve İs-
rail, bir an önce AB'ye kazanıl-
mab" önensi üzerinde düşün-
meye davet ediyoruz.
Berlusconi'nin bu görüşü, bi-
ze göre tarihin ışığında 21. yüz-
yıl gerçeğini çok iyi görebilen,
tamamen objektif, üstün bir kül-
rürel değeri olan öngörüdür.
Gerçekten mutlu, güvenli ve
ülkelerinde banşın ve bütünlü-
ğün korunduğu bir AB amaçla-
nıyorsa, Berlusconi'nin öneri-
si, en büyük öncelikle ele alın-
malıdır.
Raporunuzda kullandığınız
Kemalizm deyimi, Türkiye
Cumhuriyeti'nin (TC) hiçbir
anayasasında yer almış değil-
dir. Atatürk'ün mevcut yazılı
belgelere geçen, bütün düşünce
ve eylemlerine; insana ve ulu-
suna saygısı, çok uzaklan görü-
şü ve büimseUik anlayışı egemen
olmuştur. Bu nedenle, Atatürk
ulusuna, "Baühlaşmayı özüm-
seyen çağdaş uygaruğT hedef
olarak göstermıştir.
Bu itıbarla, Türk Devrüni'nin
asıl amacı, çağdaş bir Türk uhı-
su yaratmaktan başka bir şey
değfldl Bunun da yolu, her tür
dogmatizmden derhal annarak
çağcıl gelişmenin temeli olan,
aklın ve her an değişen çağdaş
bilimin öncülüğünü kabul et-
mektı.
Atatürk'ün gösterdıği bu yol-
da ilerleyen TC, geliştirdiği çağ-
daş nitelikleri sebebiyle 26 Ha-
ziran 1945'te imzalanan San
Fransisco Antlaşması ile kuru-
lan BM'nin kurucu üyesi olmuş-
tur.
Yine, ülkelerimizin içinde yer
aldığı NATO'da, antlaşmanın
başlangıç bölümündekı ortak
mirası ve sıralanan bütün de-
gerleri hep birlikte savunmayı,
Türk halkı, tıpkı değerii Hol-
landa halkı gibi benimsediği için
onlan korumak azmini ortaya
koymuştur.
TC, gerek BM ve gerekse NA-
TO idealleri çerçevesinde belir-
lenmiş olan ilkeleri savunmak
için, dünyanın her yerinde si-
lahlı kuvvetlerini, gönüllü ola-
rak görevlendirmekte hiç tered-
düt etmemiştir.
TC, dinamik ideali gereği ge-
hşmesini, çağcıl bir hızla sürdür-
mekte kararlıdır ve örneğin, Ko-
penhag ölçütlerini (kriterlerini)
bu anlayış ve azim ile benimse-
miştir.
TC, bulunduğu çok komşulu
ve çok kritik bir coğrafyada, çok
dikkatli olmak koşuluyla Ata-
türk'ün başlattığı Türk Devri-
mi'ni koruyabilir ve çağdaşlı-
ğım sürdürebilir.
Tarihe göre; hiçbir devrim,
çoğu iç ve dış çıkar çevrelerinin
ve istismar edilen cehaletin et-
kisiyle meydana gelen çeşitli
karşı devrimlerin engellerini aşa-
madıkça başarılı olamamıştır.
Türkiye'de büyük çoğunluk,
Batı uygarlığı hedefini, samimi
olarak benimsemiştir ve bu he-
defe, gerçekten inananlarla be-
raber yürümekten asla vazgeç-
meyecektir.
Atatürkçülüğün özü "AJal ve
bilimin öncülüğünü kabul et-
mektir". Atatürk, bu özü kabul
edenkri, kendisinin mirasçılan
olarakkabuledeceğini söylemiş-
tir. Çünkü Atatürk bitimsel dü-
şünen, degişmelere her an hanr
olan bir binm adamı ve gerçek
bir önder olarak yüce ulusuna;
akıl \e bihmin dışmda hiçbir mi-
ras bırakmış değildir.
Atatürk gibi bir önderin zaman
ve mekânla sınırlanamayan et-
kisi, elbette, onun fiziki varlığı
ile de sınırlı olamazdı. Örneğin;
20. yüzyılın ilk çeyreğinde, in-
sanlığın gelişmesi ile ilgili şu
sözleri. Ikinci Cihan Savaşı 'ndan
sonrakı nice onyıllardır, insan-
lığın gerçekleştırmeye çalıştığı
bir ideal değıl midir?
"tnsanbğuı gelişmesi demek,
insanbğm düm a birliğine doğru
yürümesi ve onu gerçekleştir-
mesi demektir."
Bıze göre, adınızın da mimar-
lan arasında anılacak olan AB,
Kendi Kendine Yalan Söylemek...
Deniz ve Gani Şeren'i
ana baba yapan
ElifBaharŞeren
dün sabah saat 08.00'de
dünyamıza günaydın dedi.
Mutluluk dileklerimizde
kutluyoruz.
KARAÖREN'LER
Insanlann, görmek istediğinı görerek, duymak
istediğini duyarak ve öyle ohnasını istediği
için o açıdan bakarak kendine yalan söylediği,
en azından kendini yanılttığı söylenebilir.
Bu da kendine olan özgüven duygusunun
yetersizliği ve sorunlar karşısında ayakta
durma, sağlam yere basma güçsüzlüğünden
kaynaklanır.
Bu durum, zayıf ve duygulann önde, mantığın
ve aklın biraz gerilerde olduğu kişilerde daha
çok görülebilir.
Kişinin o ana kadar yeterli, çağdaş bilgi
birikimine sahıp olamaması, olaylan akılcı
bakışia nesnel bir biçimde yorumlayıp, analiz
ve sentez edememesı bunun başlıca
nedenlendir.
Göz bakar, akıl görür deyişinden yola çıkarak.
hepimize aklın öne çıktığı, sorunlann üzerine
korkmadan gidıldiği ve o zaman bu yığınlann
nasıl küçüldüğünün görüldüğü bir yaşam
diliyorum.
Bu göriişlerin ışığında, toplumun bireyleri
olarak, kendi özdeğerlerimize, doğal ve insan
kaynaklanmıza sahip çıkarak ulusakı bir
bakışia, mutlu günlere erişeceğimize inancım
tamdır.
Saim CANATAN
îşletme Ekonomisti
Atatüık'ün arzuladığı gibi, insan-
lığın gelişmesi yolunda, çok gü-
zel ve anlamlı bir ömek değil mi-
dir?
Milli Güvenlik Kurulu
(MGK)'ndaki askerin gücü ise,
AB'ye uyum çalışmalan çerçe-
vesinde ele alınarak son anaya-
sa değişikliği ile yeniden düzen-
lenmiştir. Buna göre; MGK'de
siviller çoğunlukta olup kuru-
lun gündemi de cumhurbaşka-
nı tarafından hazırlanmakta ve
kurul sadece hükümete tavsiye
niteliğinde öneride bulunabil-
mektedır. Bu itibarla, kurulu-
şundaki sivil- asker oranı nede-
niyle yanlış yorumlamalara ko-
nu olan MGK hakkında, artık
herhangi bir eleştiriye mahal ol-
madığını sanıyoruz.
Her farklı din ve inancın, uzun
yüzyıllardan beri, özgürce ve
kardeşçe bir arada yaşadığı dün-
ya uygarlıklannın beşiği Türki-
ye'de, en büyük saygıyla benim-
senmış olan laiklik konusuna
gelince: Avrupa üniversiteleri-
nin, tamamen objektif ve taraf-
sız bazı öğretim üyelerince ya-
zılan kitaplarda "laiktikTuran-
h bir kurumdur" ifadesi yer al-
maktadır.
Dünyanın en eski toplulukla-
nndan olan Türkler, binlerce yıl
önce tek Tann anlayışına yük-
seldikleri halde, geleneksel olan
özgürlük nitelikleriyle, laik bir
yaşam sürdürmüşlerdir.
Din ve inanç, tamamen kişi-
sel özgürlük alanı içinde kal-
mıştır. Atatürk'ün "Özgürlük
ve bağnnsızhk benim karakte-
rimdir. 1921" sözü, bu tarihsel
gerçeği voırgular.
Türkler, on bin yılı aşan tari-
hınin inişli çıkışlı yollannda yü-
rürken temel niteliklerini koru-
mak için çok çaba harcamışlar-
dır. Türk devrimine bu açıdan ba-
kanlar, devrimin amacını; Türk-
lerin eski yaşam tarzlanna ve
öz değerlerine dönüşü olarak
görmüşlerdir.
Sonuç olarak: TC, kendisinin
de memnun ohnadığı bazı alan-
lardald eksikHkiermi giderebil-
mek için, onlan doğuran koşui-
lan hileştirip gefiştirerek bir an
önee, AB ölçütlonn» uyarlanma
yı kendisine bir amaç ve yaşam
biçimi olarak benimsemiştir.
1982'dejürürlüğegiren Anaya-
sa'da 2003 yıh başma kadar, ye-
di kez değişiknk yapılması, AB
ök;ütkrine uyum çabalannda-
ki samimiyeti için en çarpKi bir
ökûittür.
Bu itibarla, Türk halkı, AB
amacuıa ulaşma çabalannda,
dosdannm vereceği desteği da-
ima haüriayacaknr. Her şeye kar-
şın, raporunuzun, bu amacımız
için önemli bir katkı sağlamaya
vesile olacağma inanmak istiyo-
ruz.
istikbal
Raha tltgın Adresi'
Dolmak nedir bilmez!
Yastıklar, yorganlar, örtüler... İstikbal bazalar sayesinde
hiçbir şey ortalıkta kalmaz. Farklı sistem ve modelleriyle
İstikbal bazalar, hem yatak odalarınıza şıklık katar,
hem de fazlalıkların hepsini içine atar!
1002,
SoJışSonrou
Hiımet dolmdo
TükrtkiyHe Doıt
Aftm Kaitt ÖdüK
İstikbal 'in.
8-ermuda Baza-M6jest>k Klastk 8a$l k Armada Baza l berry 3a}ttk
Daha genış renk ve desen seçeneklerı ıçın
bayılerımızden broşur temın edebılırsınız
m 0800 361 5558
PENCERE
Adamda Ne Ayak
Varmış Ama...
Kalıbına kıyafetine bakarsan ayağı en aşağı 44
numara..
Yada45..
Belki daha büyük...
Maşallahı var!..
Türkçede ayaK gıllıgışlı bir sözcüktür, Çaykovs-
ki'nin ünlü keman koçertosundan daha çok gıygı-
yı vardır, kullanırken notasına dikkat gerekir:
AyakJanmak.. Ayağı çanklı.. Ayağı köstekli.. Aya-
ğı suya ermiş.. Ayağı yerden kesilmiş.. Ayak bağı..
Ayağına çabuk.. Ayagına düşmek.. Ayağına gelen
fırsat... Ayağına yüz sürmek.. Ayak öpmek.. Aya-
ğını yorganına göre uzatmak.. Ayağını denk al-
mak.. Ayağının altına karpuz kabuğu koymak..
Ayağının türabı olmak.. Ayağının tozuyla.. Ayakla-
n birbirine dolaşmak.. vb...
Ayak üzerine en afili deyişlerden biri de kişinin
gündeme girişindeki hikmeti vurgular...
Derier ki:
- Ayağı uğuriu geldi!..
Uğuriu ayağın numarasına bakılmaz; İster42 ol-
sun, ister45, İster46...
Bizimkinin de ayakkabısının numarasından çok,
ayağının uğuriu gelmesi önemliydi...
Daha dün bir.
Bugün iki..
Tayyip Siirt seçiminden sonra ayağının tozuyla
Başbakanlık koltuğuna oturunca ne oldu?..
Savaş..
Vedeprem..
İki büyük felaket!..
Oysa Hazret ayağına çabuktu, daha hiçbir şey
değilken ayakları birbirine dolanarak Başkan
Bush'un ayağına koşmuş, Amerikan ayağına Müs-
lümana karşı savaş için söz kesmişti...
Irak'a Amerikan saldınsında Anadolu'dan Ku-
zey cephesını açmak için ülkeyi ayağa kaldırdı...
Amatutturamadı!..
'Ayağı çanklı erkânı harp' idi Başbakanımız;
ama kurmay değildi...
Imam okulundan çıktığı için Harp Okulu'na gi-
remezdi ki subay olsun.
Yine de savaş için ayak sürttü...
•
Başbakan Tayyip'in ayağı uğuriu gelmedi, Irak
Savaşı derken deprem patladı...
Ne ayak varmış Recep Bey'de!..
Bingöl depremde yıkıldı, öğrenciler çöken oku-
lun altında kaldılar, ülke perişan oldu, anneler ba-
balar kahroldu, bir de üstüne çadır dağıtımında
haksızlıklar yapılınca halk ortalığa döküldü, kıya-
met koptu...
Gelsin polis..
Gelsın asker..
Bingöl savaş yerine döndü; gözyaşı, başkaldın,
çatışma, yürek acısı, dan dun...
•
Iktidara gelmeden önce ne demişti Tayyip Bey,
kürsüden şiir bile okumuştu:
"Kubbeler miğferimiz..
~tvtrncirvter sangûmûz..
Camiler kışlamız..
Müminler askerimiz..."
Oysa Bingöl'deki olaylanda Tayyip Bey'in man-
zumesindeki ıddıalan göremedik; kubbeden miğ-
fer, minareden süngü, camiden kışla, müminden
asker yoktu...
Polis bizim polisimiz, asker bizim askerimiz, halk
da bizim halkımızdı...
Tayyip ayağına neden değişsinler ki?..
• ABD'nin Ortadoğu Politikalan
• Savaş Karşıtı Hareketin Geleceği
• Ekonomide Yalan Rüzgarlan
• Kıbrıs'ta Statüko Çatırdıyor
• Güle Güle Pascal Nouma...
Yazılan ve çızgılenyte: Ahmet Çakmak, Aydın Engin,
Azız Çelik, Bülent Forta, Cüneyt Akman, Ece
Temelkuran, Gülay Batur, Hayn Kozanoğlu, Mustafa
Sönmez, Nevin Sungur, Oral Çalışlar, Saruhan Oluç,
Tan Morgül, Tayfun Mater, Zafer Toprak
KOOP-C'DEN DUYURU
16-19 Mayıs 2003 tarihlerinde
AYVALIK-FOÇA-BERGAMA
kültür turundayız.
•••
BtLLURCU OTEL
3_GeceJ Gün Yanm Pansivon
İki kişilik ododa fdşi başı: 220.000.000.- TL
Tek kişiiık oda: 250.000.000.- TL
Çocû: 160.000.000.- TL
AYVALIK ALİ BEY \DASI. TEKNE İLE ADALAR TURU
BERG.AMA AKROP'JL KIZIL A\1U. ASKLEPİON. FOÇA.
ATENA VE KYBELE \Ç\K HA\ \ TAPf\ AĞI GEZİLERİ
Daha genış bılgı ı - ûtfen aşagıdakı numaralan aravınjz
Tel: (0 21. <20 21 91-92 Faks: 520 50 23
E-mail: cumhimrt >; camhnrivetmahallesi.com.tr