Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2003 SALI
HABERLER
DÜNİADA BUGUN
ALİ SİKMEIN
43. Yılırda 27 Mayıs'ı
Doğpıı frdelemeliyiz
43 yıl önce bugün ülkemizin insanlan, marş-
lar ve TSK'nin AJparslan Türkeş'in nançe-
resinden stomırtaş-an sesiyle uyanıyorlar, yir-
mi yıl sürecek askeri darbeler dönemine adım
atıyoriardu
Çevrerndeki bırçok kişi, Türkiye'deki aske-
ri darbeJerin hepshi "veya büyük bölümünü ken-
di kişisel tarihlerinin travmaları olarak yaşa-
mışlar, sürgünü şten atılmayı, hepsi tanımış-
lardır.
Tarihsel olayönn, onlardan uzaklaştıkça,
daha iyi değerlend irilebileceği görüşü bir öl-
çüde doğrudur arna bu her zaman da söy-
lendiği gibi olmamaktadır.
Çünkü, gşeçmşe belirli uzaklıktan bakan ki-
şi veya toplum, kirni zaman olayın meydana
geldiği günkii loşLillan ve ortamı tam olarak
değerlendîrememekte, bugünün elbisesini
geçmişe g iydirerek mazide kalanı yanlış bi-
çimde canJandnnaktadır.
Tarihi olaylanfcişilerinyeteneğine veya yeğ-
lemesine b»ağlamak eğiliminde olan bir top-
lumda ise, geçnışteki olaylann yerilmesi ve-
ya övülmesi gib anlamsız davranışlara tanık
oluyoruz.
Tarihsel t)ir olaya "iyi ki oldu" ya da "keş-
ke olmasaydr diye bakmak, halamıza bıyık
takıp onu amcaya çevirmek çabası kadar
abestir.
•*••
Yaşanmışa yaşanrnamış kılmakolanaksız. Bi-
limkurgu filmleri dışında, zaman makinesiyle
geriye gide rek gelişmelerin mecrasını değiş-
tirmek de mümkün değil.
Bütün mesele, belirli bir zaman diliminde
meydana çjelen olaylann nedenlerini araştı-
rabilmektir.
Türkiye 1360ta, genç Cumhuriyet'in 37., çok
partili rejimin 14.yılında hangi nedenlerle dar-
beler dönemine girmişti?
27 Mayıs 196O'ı iyi değerlendirmek için,
özellikle aynı yılın 28 Nisan'ında hızlanan olay-
larayol açan gerginliği ve ortamı değeriendir-
memiz gerekjr.
Tek partili rejimden, çok partililiğe travma-
sız geçen ve Curnhuriyet'in kuruluşunun 27.
yılında kuruccı partfyi muhalefete iten Türki-
ye, 1960 yılında, ekonomik ve politik birçık-
mazın içine düşmüş görünüyordu.
1960 bar»annda Türkiye'de hoşnutsuzlu-
ğunu ifade eden tek: kurum TSK değildi.
Hatta o günleri ammsayanlar veya okuyan-
lar bilirler, TSK'nin tepkisi hiç gün yüzüne çık-
mıyor, ama sivil tepki bir çığ gibi büyüyordu.
Polis üniversiteyegirmiş, rektörleri kan için-
de yerlerde sürüklüyor. gençlergözaltına alı-
nıyor, gösteriler gcsterileri izliyor, bu arada
iktidar partisi, yas2ma içinde kendi üyeleri
arasından seçeceği "Tahkikat Encümeni"
üyelerine, rnuhalefet milletvekilleri de arala-
nnda olmak üzere, gerekli gördüklerini idam
ile yargılayacak yargı yetkisi veriyordu.
*••
Kısacası, 10 yıl önce sorunsuz biçimde ik-
tidann el değiştirrresi sayesinde yönetime
geçmiş olanlar, şirrdi onu kendi uhdelerinde
tutmak için rejimin sınırlannı yıkıyorlardı.
27 Mayıs'ı doğuran nesnel etken buydu.
Bununyanında, kmi askerlerin "vatan kur-
tarma" tutkulannın
r
ol oynayıp oynamadığı-
nı tartışmanın bir arlamı yoktur.
Çünkü rejim bizzet iktidar tarafından rayın-
dan çıkarılmamış osaydı veya iş işten geç-
meden bir erken seçim yoluyla yaralann sa-
nlması yolu tutulssydı, olaylar bu noktaya
varmayacatctı.
TalatAydemir oleyı göstermiştir ki, salt as-
kerin "vatan kurtama" tutkusu sonuç veren
bir darbeye dönüşemiyor.
Başka bir deyişle Türkiye'de sonuçları ne
olursa olsun, "darhs"\er yalnız askeri tepki-
nin ürünleri değillercir. Sivil tepki değişim gi-
rişiminin aynlmaz parçasıdır.
Yönelişleri ve soruçları bakımından birbir-
lerine benzemeselede 27 Mayıs'ın kendisin-
den sonraki darbeler ile ortak noktası da bu-
dur.
Bu gerçeği iyi gömek, benzeri olaylan ya-
şamamanın zorunlıkoşuludur.
Dinci kesim davet edilmedi
14 gazeteci çağnldı
ANKARA (Cumihı-
riyet Bürosu) - Gene-
kurmay Başkanı Orgc-
neral Hilnıi Özkök* ik
ulusal gazetelerin /\ı-
kara temsilcilenyle yar-
tığı toplantıya Gerae-
kurmay'a akredite o>laı
14 gazetenin temsil<;iii
katıldı. Genelkurmaty ı
akredite olmayan Yen
Şafak, Zaman, MilliO-
zete ve Vakit gazetek
ri toplantıya davet e<ü-
medi.
Toplantıda, D ü n d a
Bugüne Tercüman ik
Halka ve Olaylara X e
cüman gazetelerirruı
temsilcileri de yer alnra
dı. Toplantıya çağrLİa:
temsilciler şunlar:
"Akşam Gazetesi /^j-
kara Temsilcisi Nurra
Başaran, Cumhuri^ye
Gazetesi Ankara Tesn-
sikisi Mustafa
Hürriyet Gazetesi An-
kara Temsfldsi Sedat Er-
gin,ÎVliDiyrt GazetesiAn-
kara Temsfldsi FikretBi-
la, Ortadoğu Gazetesi
Ankara Temsilcisi Or-
han Karataş,POstaGaze-
tesi Ankara Temsilcisi
Mete Belovacıklı,Radi-
kal Gazetesi Ankara
TemsfldsiMurat Yetkin,
Sabah Gazetesi Ankara
Temsilcisi Muharrem Sa-
nkaya,StarGazatesiAn-
kara Temsilcisi Murat
Çelik, Turkish Daily
News Gazetesi Ankara
Temsilcisi Ilnur Çevık,
Türkiye Gazetesi Anka-
ra Temsilcisi Nuri Eli-
bol, Vatan Gazetesi An-
kara Temsilcisi Bilal Ç e-
tin, Yarm GazetesiAnka-
ra Temsilcisi Taki Doğan
ve YeniÇağGazetesiAn-
kara Temsilcisi Mehmet
Balıkçıoğlu."
Genelkurmay Başkanı, irticai kadrolaşmanın Türk Silahlı Kuvvetleri'ni kaygılandırdığını vurguladı:
HepimizrahatsızızMUSTAFA BALBAY
ANKARA - Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hilmi Özkök, Cumhuri-
yet'in 23 Mayıs'ta manşetten duyurdu-
ğu, "Genç subayiar tedirgin'' başlıkiı
haberi için, "Şayet TSICde tedirginlik
varsabu birtasimdedeğiLTSK'nin bu-
tünündedir.TSKolarakçesjtii konular-
da derin kaygı ve duyarhkklanmız ga-
yet tabii ki vardır. Genç subaylar tan>-
mına dayalı olarak \apdan yorumlan
reddednorum. Bizde gövde - baş ayrı
değiktir. Hepimiz baa konularda has-
sasK" yorunnınu yaptı. Özkök, "Ozel-
likledevietkadrolaruun dolduruluş bi-
çimi, irtica faaliyetlerine kaülnuş kişi-
lere karşj hükümetin tutumu btzi rahat-
azetmektedir.8Ocak'tadflegedrdiğin)
kimi kaygüar giderek arn\w'' diye ko-
nuştu. Özkök, daha önce basında yer
alan "Hükümede şiir gÜMViz" tanımı-
ru da reddederek "Kat'a söytemedim''
dedi.
Özkök, -Hassasrvtderinizi hükümet
dikkate almazsa ne yaparsuuz" soru-
sıına yanıt vermeyeceğini belirtti.
Orgeneral Özkök, dün gazetelerin
Onurlu
üyelik
-AB'yeuyum paketineiJişkin görüs-
leriniz nedir?
Özkök- 8 Ocak tarihinde orada şöy-
le demişim; TSK daima modernleş-
menin öncüsü olmuştur.Turk ordusu
zaten 50 yıldu" NATO yoluyla Avru-
pa'nın içindedir. Bu nedenJe TSK'nin
AB'ye girişe karşı olduğu iddiası çok
büyük bir haksızlıkür. TSK AB 'ye kar-
şı değil, aksine AB'ye uyumun dene-
yimli bir vasıtasıdır. Ancak dikkat çek-
mek istediğimiz husus AB'ye her şe-
ye rağmen değil, onurla, eşit şartlarla
ve milli ve coğrafı bütünlüğümüzü ko-
ruyarak girmektir. Son günlerde oku-
yorsunuz, Avrupa anayasasındaki ba-
zı çekinceleri. lngiltere'ye gidiyorsu-
nuz LordlarKamarası var. Hâlâpara bi-
rimine girmedi. Kıbns'ta egemen sa-
halan var, Avrupa müktesebatinı uygu-
lamayacağım dıyor. Romanya tarih al-
mıştır AB 'ye giriş için, Romen Genel-
kurmay Başkanı doğrudan Cumhur-
başkanı'na bağlıdır. Yani her ülkenin
kendine özgü şartlanndan kaynakla-
nan ihtiyaçlan vardır.
- MGK Genel Sekreteri Orgeneral
TuncerKıhnç'ınAB'veilişkindeğerien-
dirmelerine kaülrvor musunuz?
Ozkök: Karılıp katılmama ayn ko-
nu. Suali öyle sormamak lazım. Tun-
cerPaşamızMGK Genel Sekreteri'dir.
Biraz önce söylediğim gibi her şeyi
mantık içerisinde almak lazım. Nasıl
bir dinleyici grubuyla konuştu, ne de-
di, aktanlanlarmotamotaynı mrydı? Pa-
şamızm söyledüderi onun söylediği
sözlerdir ve burada onu kendisine sor-
mak lazım. Kendisi de genel sekreter-
dir, Başbakanlığa bağlıdır. Ama
TSK'nin de bir orgeneralidir. 0 ba-
kımdan söyledüderi doğrudur, eğridir
demem...
- Kıhnç'ın AB paketine iKşkin Başba-
kanlığa yazdığı çckincelere kaülıyor
musunuz?
Ozkök: (Büyükanıt'a dönerek) Mut-
fağa baş\-urmam lazım... (Bir süre fi-
sıltıyla konuştuktan sonra) Paşa'run o
yazısı bize gelmedi. Çünkü bazen ka-
rargâha gelir, bana gelmez diye söylü-
yorum. Dolayısıyla o yazıyı bilmedi-
ğim için o basında çıkana cevap ver-
mem mümkün değil.
• "Genç subaylar" tanunlamasına karşı çıkan Genelkurmay Başkanı Özkök, "Türk
Silahlı Kuvvetleri bir bütündür. Genç subaylar tammına dayalı olarak yapılan
yorumlan reddediyorum. Üzüntüyle karşılıyorum. Bizde gövde-baş ayn değildir.
Kaygılanmız ortaktır. Hepimiz bazı konularda hassasız" dedi.
Ankara temsilcilenyle Genelkurmay
Karargâhı'ndaki Omurtak Salonu'nda
bir sohbet toplantısı düzenledi. "Önce
hepinizin soracağı sorulan \anitiaya-
yım" diyen Özkök, şöyle devam etti:
"Bunlardan birincisi genç subaylar
tedirgin meselesL Bu en güncel konu-
muz bühorsunuz. Bu konuda bir gaze-
temizdebirhaberwraldıvesüratlegün-
denıi işgal etti Bunun tabii bir haber
ka\nağuıa istinat ettiği aşikâr. Bu ha-
ber kaynağı besbeih' ki kerameti ken-
dinden menkulbir ka>nak. Iki kişiara-
sında baş başa \apüriuş bir konuşma-
yı her nasılsa sanki dinlemişgibi bu ha-
berealmış vedeğerli gazetecimize ulaş-
ürmış olnıası gereki\or. Bu yazı\i ha-
zırlavan yazanmızın önenı ve konumu-
nu da dikkatealdığnnızzaman, bu kay-
nağm üstelik önemli bir ka>nak oldu-
ğunu da değerlendirrvorum. Ancak he-
men vurgulamahyım ki maalesef >an-
hş olmaktan öteye valan ve maksath
bir haber. Dola>isıyla bu konudaki bü-
tün yorumlar da mesnetsiz kalryor."
Özkök bu değerlendirmeyi yaptık-
tan sonra, "Bütün bunlar, hiçbir ra-
hatsdıgUTUzyokmuşanlanuna geunez.
Şavet TSK'de tedirginlik \-arsa bu bir
kesünde değiL TSK'nin bürünündedir.
TSKolarakçeşitfi konularda derin kay-
gıvedu>arlıhkİanmızga\ettabiikivar-
du*" dedi. Özkök, şu görüşleri dile ge-
tirdi:
"Ama mesela bunlaruı basında dev-
let kadrolanna irticai düşünceleriyle
şaibeü kJsüerin verieştirilmekte oluşu >e
gayet tabii ki bu kişilerin icraaünın Si-
lahlı Kımeder'in ranında ülkenin ge-
lecegini düşünen bütün kurumlarca iz-
leneceğini ve izlenmekte olduğunu da
biliyoruz. Bu ülke hepimizin ülkesidir.
Bu de\1et hepimizin de\1etidir.'1
Özkök, açıklamalannı tamamladık-
tan sonra gazetecilerin sorulanna şuya-
nıtlan verdi:
-Cumhuriyet'in manşetindeyeralan
haberin bütünü TSK'de genel bir ra-
hatsızük olduğunu içerhordu. Hükü-
metin kimi uygulamalanna kuşkuyla
yaklaşıldığıy&nbydı. Bunlar\anlış mı?
Özkök: Zaten ben bunu size söyle-
dim Sajın Balbay. Silahlı Kuvvetler'de
bütün olarak rahatsızlık var dedim.
Bunlardan bir tane de örnek verdim.
Kaygılanmız oluyor dedim. Ben bun-
lan söyledim. Gayet tabii ki var. Ama
alt kademelerden böyle gelmedi... Bü-
yük birgüven duygusu vaı. Astlann ya-
pacak o kadar çok işleri var ki. Gayet
tabii ki Türkiye'ninmeselelerini takip
ederler. Ama bunlara bir şikâyet değil,
zaman zaman komutanİarın onlarla
yaptığı konuşmalar gündeme gelir ve
bunlar silsileleryoluyla gelir ve çok sağ-
lıklı bir sistemdir. Oradaki söyledikle-
GeneOaırmay Başkanı Ozkök, GeneHoırmay Başkanoğı'na akredite 14 gazetenin Ankara temsikileriyie bir araya geldL Genel-
kurmay Başkanhğı Karargâhı Omurtak Salonu'ndaki toplantrva Özkök'ün yanı sıra Geneikurmay İkmci Başkanı Orgeneral Ya-
şar Büyükanıt ve GeneJkurmay Başkanhğı Genel Sekreteri Tünıgeneral Aslân Güner de kankh. (Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY)
Atatürkyolu
-Sizedönükeleştirilerara-
suıda irtica ile mücadetede
yeteıü akoMte\i göstermedi-
ğiniz, uzun vıllar \nrtdisin-
da kahnanız nedeniyle Tür-
kiye sorunlanna biraz Baü
gözlüğüvle baktığuuz yazıl-
dı. Siz ne kadar vurtdışuıda
kaldunz?
Özkök: 75 senesinden 78
senesine kadarAvrupa Müt-
tefık Komutanlığı'nda Bel-
çika'da görev yaptım. Bir de
1992'den 95'e kadar korge-
neral rütbesiyle askeri tem-
siliyet başkanı sıfatryla Brük-
sel'de görev yaptım. Toplam
7-7.5 senedir. Bir yerden
yanlış bilgi olarak yurtdı-
şında kalmakla memleket
gerçeklerinden koptu iddi-
asında bulunuldu. Ben ona
katılmıyorum. Ben demok-
rat bir kişiyim, bununla if-
rihar ediyorum. Asıl olma-
sı gereken de bu değil mi
yani? Eskiden müspet bir
nitelikti. Baü değerlerini çok
beğenirim. Çünkü o bize
Atatürk'ümüzün gösterdigi
yoldur. Çocukluğumdan be-
ri hiç unutmam, hep Barı'yı
gösteriyordu. Bize bu öğre-
tiyi verdiler. NATO'yagir-
mekle beraber biz Avrupa
Birliği'ne girdik. Bütün ga-
yet tabii ki bu Batı hayran-
lığı veya Batı bağlıhğı ola-
rak ahnmamalı. Bizim mil-
li poh'tikamızAB 'ye girmek
değil mi? Her hükümetimiz
bununla uğraşmamış mı?
Tek konu budur. Batı'da ka-
lıp da yurdu unutmak öyle
bir şey değildir. Ama yanlış
hareketlerim olabilir. Ben
de insanım. Bir defa çok sa-
mimi bir insanım.
Kopya değiliz
- Sayın Başbakan cumar-
tesi öğle saatlerinden itiba-
ren 3 gündür onlarca kez
TSK ile ahenkten söz etti.
Hükümetie iKşkiniz bu dü-
zeyde mi? Açıkça ifade eder
misiniz?
Özkök: Burada ahenk ta-
birini sorgulamak lazım.
Problemler olabilir, farklı
görüşler olabilir. Önemli
olan farklı görüşlerin veya
problemlerin üstesinden ge-
lebilecek mekanizmalann
oluşturulmuş olmasıdır. Ga-
yet demokratik düzen içeri-
sinde bunlar oluşturulmuş-
sa, zorluklann üstesinden
gelme donanım ve yazılım-
lan oluşturulmuşsa korkacak
hiçbir şey yoktur. Sayın Baş-
bakan bunu nasıl ifade etti,
ben söyleyemem, onu ken-
disine sorarsınız. Ama ben
size teorik olarak bunu söy-
lüyorum. Ahenk demek,
karbon kopyası gibi tamam
ben böyle istiyorum demek
anlamına gelmez. Mesela
şimdi benim için de bazı
şeyler söylüyorlar, bunu A
kişisi, başbakan veya falan-
ca basın beğendi, öyleyse
bu onlardan... Böyle şey olur
mu? Hepimiz bir hareket
yapanz, bugün beni beğenen
yann beğenmez. Tabii kay-
gılarımız vardır, süregel-
mektedir dedim. Ama de-
diğim gibi bunlardan kork-
mamak lazım. Hep beraber
oturup birproblem varsabu
problemi gidermek lazım.
- Sayın Başbakan 'la bir
görüşmeniz oldu mu?
Özkök: Bana onu müsa-
ade ederseniz sormayıa Öiş-
kiler ayn bir konu.
rinizden tabii doğru olanlar var. Benim
daha ziyade gündeme getirmek istedi-
ğim başlığın taşıdığı mesaj ve bunun
çokyorumlarayolaçması. Şunu açık-
ça söyleyeyim, bu yazının başlığı yan-
lıştır veya falanca kişinin söyledıkle-
ri yanlıştır gibi kategorik yaklaşmak is-
temiyorum; doğruya doğru, eğriye eğ-
ri, gayet tabii ki ama bu başlık belli bir
sonuç yaratır. TSK'de gövde ayn, baş
ayn diye bir şey olmaz. TSK'de kolek-
tif akıl vardır. Bizim beynimiz kafata-
sımızın içindekiyle sınn-lı değil. Or-
tak akıl üretiriz. Tartışınz. Alt kademe-
lerden bizim görüşümüzü paylaşmayan
subaylar da açıkça ne düşündüklerini
ifade ederler. Planiar böyle oluşur.
- İrticai kadrolaşma konusunda ra-
hatsıznğuuzı söyiediniz. Bunlan Başba-
kan'a ilettiniz mi?
Özkök: Türbye'de güvenliği ilgi-
lendiren bütün konular için çeşitli plat-
formlar var. Bu platformlann en basın-
da MGK var. Tabii Başbakan'la yapı-
lan konuşmalar var. Ama buralarda ne
konuşulduğunu, ne yapıldığmı söyle-
mek durumunda değilim. Gayet doğal
olarak böyledır.
28
Şııbat
sürecek
-28Şubatdevam ediyor
mu?
Özkök: Şimdi şöyle,
doğru cevap almayı hak
etmek için suali de çok
doğru sormak lazım. Ben
dedim ki 28 Şubat bir se-
bep-sonuç ilişkisidir. Se-
bep ortadan kalkmadan
sonuç da ortadan kalk-
maz. Ben bu kadar açık
söyledim. Aynen böyle
dedim.
- İngiltere'deki strateji
konıluşu Türkiye'de dat-
be olasıhğından söz edi-
yor. Bunu nasıl değerlen-
diriyorsunuz?
Özkök: Bu sözün bu
mekânda konuşulmasuıı
bile istemiyorum. Türki-
ye büyük bir devlettir.
TSK büyük bir silahlı kuv-
vetleridir. Onlar bizi ta-
nıyamadıklanndan... Böy-
le bir şeyi konuşmayı şid-
detle reddediyorum. Biz
büyük bir devletiz, büyük
bir orduyuz.
- Arahk avmdaki YAŞta
\IilliSavunma Bakanı'nm
ordudan aülması gereken-
letie ilgili şerh kmıtıası si-
zi üzdü mü? YAŞ karar-
lannın >argrva açıkohna-
sına ne diyorsunuz?
Özkök: O tabii onlann
takdiridir. Herkes kendi
perspektiflerinden bakar,
hukukçular kendi açısm-
dan bakar. Bizim tutumu-
muz anayasada ve kanun-
larda yazılı olan husus-
tur.
- TSK içinde pek çok
karargâhta Cumhuri-
yet'teki manşetin fotoko-
pisi çekilip dağıtürvor. Siz
bütünlüğün yanı sıra ta-
banda daha hassas bir
yaklaşını olmadığından
emin misiniz?
Özkök: Buna cevabun
yok...
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
PRAG - Avrupa Sendikalar Konfe-
derasyonu 10. Kongresi, Avrupa'da
ve dünyada önemli değişikliklerin ol-
duğu bir dönemde toplanıyor. Bu
kongrede, Konfederasyon'un efsane
ismi Genel Sekreter ftalyan Emilo
Gabaglio görevini Ingiliz sendikacı
John Monks'a bırakıyor. John Monks
Ingiliz işçi hareketinin tanınmış isim-
lerinden. 34 yıldır Ingiltere Sendika
Kongresi'nde yöneticilik ve genel
sekreterlik yaptıktan sonra oradan
aynlıpAvrupa Sendikalar Konfederas-
yonu'nun tayin edici koltuğuna otu-
ruyor.
John Monks, Ingiltere'nin Avrupa
Birliği üyesi olması için en çok gay-
ret gösterenlerden birisiydi. Bazı sen-
dika liderlerinin kendisine karşı çık-
masına rağmen o bu tutumunda ıs-
rar etti. Bir sosyal demokrat olan
John Monks bu tutumunu şöyle açık-
ladı: "Avrupa ülkelerinin değerteri, iyi
bir ekonomik büyüme için olumlu
öğeler içeriyor. Sendikalar Ameri-
kan tarzı kapitalizmin neoliberal sis-
Avrupa Sendikalan 10. Kongresi'nde
teminde değil, 'Avrupa sosyal mo-
delinde' daha rahat nefes alabilir.
Kuzey Amerika 'daki işçi mücadele-
si çok önemli. Onlarla çok iyi bağ-
larımız var. Dünya, ABD'de sol ka-
nadın güçlenmesine ihtiyaç hissedi-
yor."
Kongreye Türkiye'den de sendika
temsilcileri katılıyor. Türk-iş, Hak-lş,
DİSK ve KESK temsilcileriyle kong-
re arasında görüştük. Onlann ETUC
değerlendimnelerini dinledim. Hak-lş
Genel Başkanı Salim Uslu, Avru-
pa'nın gündemiyleTürkiye'nin gün-
deminin çok farklı olduğunu ve ihti-
yaçlann da farklı olduğunu belirtti.
"Avnıpalılar sosyal modeli nasıl ge-
liştireceklerini tartışıriarken biz 'genç
subaylar'/n tepkilerini konuşuyoruz.
Bunlar çok farklı düzeyler. Genel
sekreterliği bırakan Emilio 'yu biz bir
kayıp olarak görüyoruz. ObirAkde-
nizliydi, yeni genel sekreter ingiliz..
farklı kültürierden geliyorlar. Emilio
bizi daha iyi anlayacak bir kültürden
geliyordu."
Salim Uslu sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Türkiye 6. uyum paketi ile çok
önemli adımlar attı. Bu adımlar bu-
rada normal karşılanabilir.. belirterek
Türkiye'nin koşullan düşünüldüğün-
de önemli gelişmeler oluyor. Avru-
pa 'nın Türkiye'yi bu adımlara baka-
rak cesaretlendirmesi gerekiyor."
KESK Genel Başkanı Sami Evren de
ilginç bir noktaya dikkat çekti: "Tür-
kiye'de Avrupa Birliği'ne girişi sa-
vunan çevreler işin yalnızca ekono-
mik ve siyasi boyutunu ele alıyorlar.
Halbuki burada geliştirilmek istenen
'Avrupa Sosyal Modeli' işin en temel
boyutlanndan birisi. Emekçiler açı-
sından bu boyut dikkate alınmadan
Avrupa Birliği projesi tek ayaklı ka-
lır. Nitekim Türkiye'de çıkanlan yeni
kanunlar işin bu yönünü dikkate al-
madan çıkanlıyor. Sermaye çevrele-
ri yalnızca ekonomik entegrasyon
üzerinde duruyor. Işçilerin sosyal
haklannı kimsenin dikkate aldığı yok.
Bu çok tehlikeli ve eksik bir AB kav-
rayışı."
Türk-lş temsilcisi Yıldınm Koç ise,
ETUC'u çok önemsediklerini, ancak
"ETUC'un IMF ve Dünya Bankası'na
karşı çok açık ve net bir tutumunu
göremiyoruz. Bu yönde karar tasa-
nlan oluştururken önerilerde bulun-
duk. Çok küçük bazı ibareler girdi.
Cepheden bir karşı çıkış göreme-
dik" dedi.
Türkiye'den gelen sendika temsil-
cileri ETUC'un bir uygulamasına da
itiraz ettiklerini belirttiler: "ETUC, üye
konfederasyonlara bağlı olan sendi-
kalann da bağımsız olarak burada-
ki alt konfederasyonlara üye olma-
sını istiyor, biz buna karşıyız."
DİSK temsilcisi Tonguç Çoban
ise yeni üye olacak ülkelerle eski
üyelerarasındaki farklılıklann yarata-
cağı sorunlara dikkat çekti. "Eski üye
ülkelerde oturmuş uygulamalar var-
ken, yeni üye adaylannda bir kural-
sızlık dikkat çekiyor. Bu kuralsızlık
nasıl giderilecek, aradaki fark kapa-
tılabilecek mi, onu bilemiyoruz. Üye
adayı ülkelerde Avrupa Sosyal Mo-
deli'ne aykın çok kötü uygulamalar
var, bunlar kolay kolay da gidehle-
meyecek gibi görünüyor."
Prag'da serın bir hava hüküm sü-
rüyor. Avrupa Birliği genişlemesinin
bir başka ve önemli boyutu burada
enine boyuna tartışılıyor. Sendikalar
ve işçi haklan bu birleşme içinde na-
sıl bir şekil alacak? Bunu kimse şim-
diden tam olarak kestiremiyor. Çün-
kü her ülkenin işçi hareketi, yasal
düzenlemesi içindeki sosyal haklar
farklılıklar gösteriyor. Bunlann eşit
düzeye gelmesi mümkün olacak mı?
Belki de bu farklılara sahip olan üye
adaylan, yeni konseptlere ihtiyaç his-
sedecekler.