01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHUBİYET EVET/HAYIR OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 27 MAYIS 2003 SALI 27 Mayıs ve Siyasal Iktidann Sınırlandınlması... PE1VCERE BipDimuııYepi "hükürpetier-iriczraitı menfıolup damillet iti- raz etfnez ve Jldcfar düşünvezse, bütün bu kusur vekabafıatl&re katılmış demektir." "-"" Bugün 27 N f ^ ı s . . . 3ir zamanlar bayram gü- \ nüydü... Yasalsra g ö e bir buçuk gün yurttaş- \ lar, bu "özgüıiürA ve &rayasa" dinlencesinde, gü- \ nün gerçek a n f arn veönemini yaşarlardı. ''-. 1961 Anaya&ası, 2/Mayıs 1960devrimciey- Vninin iJrünü. - . Özgirlüklere yolu açan, cum- hCıriyet <jüşma.nların< yolu kapatan bir temel yasa... O gün H a s a n  l i Yicel şöyte yazmıştı: "Üçkelıme, oâç ktlime ağızlarda: Hürriyet, Ordu, Atatürk. Bu /<usal teslis oldu Türk için: Hürriyet, Ordu, Ata tük... Öylebir üç ki, üçü bir ve biri üç. Demek orcusuz Türk, Türksüz Ata- türk ve Atatürkr 'sîızr iksi olamıyor." Bir yazı o k u d ı m . v azan, yıllar önce "Ata- türk'ün Sosyal GSörjşleri" kitabını yazmış; hmen her ulussl bayamda, Atatürk'ü, devrim ve ilkelerini salorlarda, toplantılarda anlatmış, değerlendirmiş bri!.. Eaktım,şimdiTürkiye'de- ki bütün bozuk cJüzen şleri, Atatürk ilke ve dev- rimlerine yüklü^or!.. S<nki 1938'den bu yana bu devrimci ilkeler uygulanagelmiş gibi!.. Atatürk cumhuriyetini ortadar kaldırmak niyet ve özle- mini çekenlere yarannak mı? Bir çıkar sağla- makmı?Hangi amsçıçin? Bugün Türkiye 173 devlet arasında 85. sıra- daymış! Suçlu da, Atatürk devrim ve ilkeleri imiş! Bunu yazrnak» soylemek hem çirkin hem çok yanlış bir şey... Ayıca da, kişinin bilisizliği- ni, körlüğünü, Kafasızlğını belirten bir tutum... Hangi profesör. hangı üniü yazar söylemişse, bilerek ülkenin gerici, ikel, çağdışı gidişine des- tek oluyor demektir. Bilmem, Prof - Çetir Yetkin'in "Karşı Dev- rim" kitabını okudunu: mu? Bugün kimilerince alay konusu yapılmak stenen "Atatürk devrim ve ilkeleri"n\n hangi taihte ortadan kaldınlma- ya başlandığını bu Kitapta aynntılarıyla görür- sünüz... O tarih. 14 Ma/ıs 1950'dir. Yani iktida- nn CHP'den DP'yegeÇiği yıl!.. Gerçi, Atatürk'ün ölümüyle başlar gerileme, bu ilke ve devrimle- rin orasından t>urasından yıpratılması... Ama kesin kopuş 1950 seçmleri sonrasıdır... Geçen gün, AKP lideri, "BizDP'nin devamı- yız" gibilerden b>ir söz »öyledi. Kıyamet koptu. "Nasıl olur da, AKP giti şeriat düzeninden ya- na bilinen insanfann paıtisi, Atatürk'ün arkadaş- larının, yandaş/annın fiartisiyle özleştirilir" di- ye karşı çıktılar!.. Oysaçokdayanlış birgörüş degil! DP iktidan ilegerci adımların başlatılma- sıtarihsel bir gerçek. llkadımTürkçeezanınkal- dınlması olmamış mıyd? Ardından, tutulan tu- tulmayan devrimler, geici nabızlaraşerbet!.. Bugün 27 Mayıs!.. Br dönüm noktası... Ke- malizmin dirilmesi... Gerçek halkçılığın, laikliğin, devrimciliğin canlandınması... Yeni anayasası, çağdaşanlayışı, begensi ile... Birgüzel başlan- gıç... Ama çok sürmedi Yeniden AP'ler, derken ANAP'lar, DYP'ler, MSP'ler, MHP'ler, hatta oy kazanma hesaplanyla CHP'ler... Atatürk'ün sesi aynı etkinlikte, canlılıkta bu- gün de kendini duyuru)or. "Ferdin saltanatına ve onun temsil ettiği me- şum yönetim biçimine karşı çevrilen her silah kutsaldır." Yıllar önce yazdıktanm yinelemekte yarar var: 27 Mayıs 1960, Türk tarihinin önemli bir dö- nüm yeridir. Zaman geçtikçe değeri daha iyi anlaşılacaktır. Çağdaş demokrasilerde Meclis çoğunluğunun her istediğini yapması artık geçerli değildir. Hukukun üstünlüğü ilkesi ve demokrasinin kendisini koruma hakkının gelişmesi ile siyasal iktidann yetkileri sınırlanmıştır. O r . Alev COŞKXJıV 1961 Anayasası 'm yapan Kurucu Meclis Üyesi, esJa parlamenter, eski Turizm ve Tanıtma Bakanı B ugün 27 Mayıs Devrimi'nin 43. yılım kutluyoruz.Kimi yazarlara göre 27 Mayıs sı- radan bir askeri darbedır, on- lar 27 Mayıs'ı 12 Mart gibi, 12 Eylül gibi görürler, hepsini aynı kefe- ye koyariar. Mademki askeri bir hareket- tir, demokrasi dışıdır, hepsinin lanetlenme- si gerekir. Oysa, ne yapılış biçimi ne de sonuçlan bakımından bu üç askeri hareket birbirle- riyle eş tutulamazlar. • 27 Mayıs askerler arasında emir-ko- muta zinciri içinde yapılmadı. 27 Mayıs Devrimi'ni gerçekleştiren 38 kişilik Mil- li Birlik Komitesi'nde (MBK) sadece 5 general vardır; öbürleri albay, yarbay, bin- başı, yüzbaşı rütbesini taşıyorlardı. Albay ve yarbaylann sayısı 15, binbaşı ve yüz- başıların sayısı 18 idi. • 12 Mart ve 12 Eylül ise tamamen emir- komuta zinciri içerisinde ve üst düzey ko- mutanlar tarafindan yapılmıştır. • Sonuçlan bakımından da, birbirlerine taban tabana zıttırlar. 27 Mayıs seçinüe gelmiş Kurucu Meciis oluşturdu. Bu Ku- rucu Meclis sosyal adalet, laiklik ve hu- kıılcun üstünlüğü ilkesine dayalı Türk ta- rihinin en ilerici anayasasını yaratmıştır. Bir toplumda yeni düşünceler, o güne ka- dar uygulanmayan, yeni kurallara daya- nan, yeni kurumlar yaratıhyorsa, o hare- ket devrim olgusunun kapsamma girer. Başka toplumlarda yapılmış büyük devrim- lerin getirdiği kurumlan alıp, onu bu ku- rumlara yatkın obnayan bir topluma uy- gulamakta büyük ölçüde devrimdir. 27 Mayıs, seçimle oluşan Kurucu Meclis'inin yarattığı yeni Anayasa ile vukanda belir- tilen toplumsal değişimi sağlayan çığın açmıştır. • 12 Mart ve 12 Eylül ise, 27 Mayıs'ın yarattığı 1961 Anayasası'na karşı çıkmış- tır. 12 Mart "tutucu" (muhafazakâr), 12 Ey- lül ise sonuçlan bakımından "karşıdevrim- ci'' bir askeri harekettir. Bu iki askeri dar- be aldığı kararlarla açıkça 27 Mayıs hare- ketinin ve yarattığı özgürlükçü demokra- tik düzenin karşıtı olduğunu ortaya koy- muştur. Böyle bir durumda, gerek yapılış- lan gerek düşünsel temelleri gerekse ya- rattığı sonuçlan bakımuıdan birbirinin kar- şıtı olan bu hareketler nasıl olur da aynı ke- feye konabilir. Direnişhakkı 27 Mayıs, halk istencine (iradesine) da- yanarak özgür seçimle iktidara gelen, De- mokrat Parti'nin (DP) demokrasinin te- mel ilkelerine karşı gelerek, baskı ve par- tizanhk dahil her çareye başvurarak ikti- darda kalmanın yollannı araması sonucu, tnsan Haklan Evrensel Bildirisi'nın verdi- ği direniş hakkının kullanıhnası sonunda gerçekleşmiştir. 27 Mayıs salt askerin bir hareketi de değildir, halİan özellikle genç- liğin totaliter rejime direniş hakkını kul- lanmasının sonunda gerçekleşmiştir. Öbür iki gerici nitelikli askeri hareket- lerde halkın ve gençliğin katılrmı şöyle dursun, belirli karşı çıkışı söz konusudur. 1950 yılında yapılan özgür ve demok- ratik bir genel seçimle iktidara gelen DP, sınıfsal olarak büyük toprak sahiplerinin, ticaret burjuvazisinin ve esnafın çıkarlan- nı gözeten bir siyasal partiydi. DP'nin ilk icraatlan, siyasal liberalleş- me uğruna Köy Enstitüleri ve Halkevle- ri 'nin kapatılması ve başta Arapça ezan ka- bul edilerek kutsal din duygulannın siya- sal yaşamın içine çekilmesidir. 1955 yılı DP'nin dönüm noktasıdır. Ya- sakçı bir politika izlenmeye başlandı. • Siyasal partilerin radyoda propagan- da yapması yasaklandı. (Henüz TV kanal- lan yoktu.) • Emekli Sandığı Yasası'na eklenen bir madde ile yüksek dereceli memurlar ve yüksek dereceli yargıçlar emekli edildi. • 1954 seçünlerinde muhalefete oy ve- ren Kırşehir ili cezalandınlarak ilçe ya- pıldı. • 6-7 Eylül olaylarında Türklük onuru ayaklar altına alındı, azmlıklann evlerine, dükkânlanna saldınbnasına göz yumul- du. • Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasa- sı değiştirilerek seçün dönemi dışında si- yasal parti toplantılan yasaklandı. • Seçim yasası değiştirilerek, seçimler- de partilerin işbirliği yapmalan engellen- di. • Muhalefet lideri İnönü'nün Kayse- ri'de yolu kesildi. Uşak'ta başına taş atıl- dı. Topkapı'da arabasına DP'nin militan- lan saldırdılar, Inönü bir rastlanh sonucu kurtuldu. Bardağı taşıran damla 18 Nisan 1960 'ta Meclis içinde kurulan Tahkikat Komisyo- nu'dur. 15 DP milletvekilinden oluşan bu komisyon, gazete ve matbaalan kapatma, gazeteleri toplatma, her rürlü toplantıyı yasaklama, istediği kişiyi tutuklama ve ce- zaevine koyma yetkilerini taşıyordu. Ko- misyonun aldığı kararlar kesin olup karşı itiraz hakkı yoktu. Bu komisyon hem yürütme gücüne sa- hipti, hem savcı, hem de yargıç yetkisini taşıyordu. Bu hareket özellikle üniversite gençliği arasında büyük bir infîal yarattı. Istanbul ve Ankara'da üniversite gençliği DP'nin baskı rejimine karşı protesto hareketleri- ne başladı. 27 Mayıs "siyasal zorbaya di- renme hakkmın" sonucunda doğmuştur. Hukukun üsttinlüğü 27 Mayıs Devrimi'nin en önemli ürünü olan 1961 Anayasası hukukun üstünlüğü ilkesi üzerine yapılandırılmıştır. Meclis çoğunluğunu ele geçiren siyasal iktidann her istediğini, her aklına geleni yapama- yacağı, siyasal iktidann hukuk kurallan çerçevesinde sımrlandınlması gerektiği il- kesi üzerine var edilmiştir. Bilindiği gibi orta çağlarda egemenliği kullanankrallariktidargüçlerini Tann'nın kutsal iradesinden alırlardı. Ne var ki, ay- dınlanma hareketi eleştirel aklı öne çıkar- dı, dini dogmalar tartışmaya açıldı. 1789 Fransız Devrimi ile Insan Haklan Bildiri- si, "Hiçbir kurul ve kişi milletin vermedi- ği otoriteyi kullanamaz" diyerek "Vlilli EgemenKk" ilkesine evrensellik kazandır- mıştır. Avrupa ülkelerinin anayasalan bu evrensel kurala göre düzenlenmişti. 1. Dün- ya Savaşı'ndan sonra iktidara gelen parti- İer bu "millet egemenüğin kuraluıa daya- narak, parlamentoda da çoğunluğu sağla- dılar, siyasal iktidan ele geçirdiler. Ama sonunda ne oldu? Italya'da Mus- sofini'nin faşist partisi demokrasinin ku- rumlannı ve özgürlükleri alabildiğine kul- landı. Ekim 1922'deRoma'yayürüyen50 bin parti örgütü üyesi kralı zorlayarak Mus- solini 'nin başbakan olarak atanmasını sağ- ladı. Mussolini'nin faşist düzeni doğdu. ts- panya'da Almanya'da da faşistler Meclis çoğunluğuna dayanarak istedikleri her şe- yi yaptılar. Sonuç îkinci Dünya Savaşı sona erince, Belçi- ka, Ahnanya, Italya, Fransa'da yeni ana- yasalar yapıldı. Bu anayasalarda Lockeve Montesquieu'nun fikirleri yeniden ele alı- nıp yorumiandı. Bu yazarlara göre, yasa- ma, yürütme ve yargı erkleri birbirlerin- den ayn olmahydı. Bu güçler tek elde top- lanırsa, siyasal gücün kötüye kullanılma- sı kaçınılmaz oluyordu, zorbalık başlıyor- du. "Egemenlik katyttsız koşulsuz milktin- dir" ilkesi temel olmakla beraber, üstün yet- kili organ olan parlamentonun ve siyasal iktidann gücünü sınırlamak için yeni ku- rallar geliştirildi. Insan haklanna, sosyal adalete, laiklik ilkesine, hukukun üstünlü- ğüne öncülük veren, çağdaş anayasalar ya- pıldı. Çoğulcu demokratik düzeni, totali- ter alomlara ve parlamento çoğunluğunun diktasına karşı koruyan Anayasa Mahke- mesi gibi çağdaş kurumlar gerçekleştiril- di. Işte, 27 Mayıs devriminin ürünü olan 1961 Anayasası, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yapılan bu yeni anayasalardan esin- lenerek düzenienmiştir. Avrupa 'daki bu yeni anayasalar, çağdaş egemenlik anlayı- şını etkin kıhyordu. Egemenliğin kulla- nıbnasının tek başına bir organ, kişi, züm- re ya da sınıfa bırakıhnasını engelliyordu. Demokrasi kullanılarak demokrasi karşı- tı rejimlere açık kapı bırakmıyordu. Mec- lis çoğunluğunun bir dikta yaratmasını en- gelleyen kurumlar oluşturuldu. Çağdaş de- mokrasilerde, Meclis çoğunluğunun her istediğini yapması artık geçerli değildir. Hu- kukun üstünlüğü ilkesi ve demokrasinin kendisini koruma hakkı düşüncesinin ge- lişimiyle, anayasa mahkemeleri ve Avru- pa Insan Haklan Mahkemesi (AİHM) ku- ruldu. Böylece siyasal iktidann yetkileri sınırlandınldı. Laik Cumhuriyetin temel ilkesine aykı- n davranan partileri Anayasa Mahkemesi kapatıyor, bu kararlan AİHM onayhyor. Meclis'te çoğunluğu sağlayan ve her is- tediğini bu çoğunluğa dayanarak yapaca- ğını sanan siyasal partiler ve onun lider- leri acaba bu çağdaş demokrasi gelişme- lerinden haberdar mıdır?.. Hemen arayrn! Danışma Hatti: 4443636 www.igdas.com.tr Bu koşuilar 24 Mayıs - 21 Temmuz 2003 tarihleri arastmU |*fertidir. Saniyi kuruluşlan lumpanyaya dahll dffildir. IGDAŞ"GökyüzüyleArkadaş" İ S T A N B U L B Ü Y Ü K Ş E H İ R B E L E D İ Y E S İ • •• Bugün Mayıs'ın 27'si Bugün 27 Mayıs... 1960'ta gerçekleşen 27 Mayıs'ın başını çeken- leraskerlerdî... Her devrim gibi 27 Mayıs'ın da artılan ve eksile- ri tarihin terazisine vurulmalı... • Okullanmızda 'LavoisierKanunu' okutulur; ama, okuyan öğrerıciyle belleten öğretmen, yasayı ko- yan adamın siyasal kimliğini bilmezler. Zengin bir tüccann oğludur Antoine Laurerrt de Lavoisier, Fransa Bilimler Akademisi'ne girdi- ği zaman yaşı yirmi beştir, 1789 Devrimi'nde mil- letvekilidir, 1 791 'de Hazine Genel Sekreteri'dir; 1794'te kellesi giyotinin sepetine düşmüştür... Lavoisier yargılanırken üstünde çalıştığı önemli deneylerini bitirmek için süre istemiştir; Devrim Mahkemesi yargıcının bu isteğe yanıtı ünlüdür... Demiştir ki Sayın Yargıç: "- Cumhuriyetin bilginlere ihtiyacı yokl.." Ahmak yargıcın karan, kara leke gibi, 1789 Dev- rimi'nin bir sayfasına yapışmıştır; binlerce yaprak- tan oluşan bir kitapta böyle olaylann sayısı bir de değildir, daha çoktur. • 1961 Anayasası 27 Mayıs'ın temel belgesidir, 'Tarih Baba'mn kitaplığında korunuyor... Bu anayasayı keşke sivil parlamenterier zama- nında yapabilselerdi... Ama tarih 'keşke' ile yazılmıyor. Türkiye'de bugünkü rejim 1961 Anayasası'nın ge- risindedir; Batı'da 'temsilidemokrasi' aşıldı, 'katı- lımcı demokrasi'ye geçildi. Biz uygarlığın ardında nal topluyoru2; 2003'te en sıcak konumuz irtica de- ğil mi?.. Geçenlerde anımsatmıştım, kimisi 27 Mayıs'ı bir 'askeri darbe' saymakta direnir; ama, 1961 Ana- yasası'nın Türkiye'ye kazandırdığı demokratik ku- rum ve kavramlan kuşbakışıyla birsayalım: Anayasa Mahkemesi.. Sosyal devlet. Yüksek Hâkimler Kurulu.. Idarenin bûtün karar ve işlemlerine yargı yo- lunun açık olduğu ilkesi.. Üniversitelerin özerkliği.. Devlet radyo ve televizyonunun tarafsızlığı.. Sendikal haklar. Toplusözleşme düzeni.. Grev hakkı.. Yargı bağımsızlığı.. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı.. Tabii yargıç ilkesi.. Sosyal güvenlik hakkı.. • 1961 Anayasası'na kadar 'sosyal' sözcüğü Tür- kiye'de tehlikeliydi, 'so/'u kimse ağzına alamazdı; 27 Mayıs bu açıdan bir kültür devrimi içeriği de ta- şır... Aziz Nesin'in biryazısını anımsıyorum, usta ya- zar gırgır geçiyordu: "Sos.. sos.. sos.. Ne diyorsun sen?.. Sosis diyecektim." Türkiye nereden nereye geldi?.. Yakın tarihi doğ- ru değerlendiremezsek gelecege bakışımız çar- pıklaşın bugün Avrupa Biriiği'ne yaklaşımın temel ölçülerini koyan belge 27 Mayıs Anayasası'dır. 27 Mayıs'a öfkelenip söverek gerçekleri değiş- tirmek olanağı yoktur... Tarih Baba'ya kızılmaz!.. 1 ASLINURSENCER ile GÜNEŞ CIBIROĞLU Evlendiler. Istanbul, 24 Mayıs 2003. Kutlar, mutluluklar dileriz. KARAÖREN'ler İNGİLİZCENİZ İNGİLİZCENİZ sorun yaratıyor ise... veya... gelecekte, sevdiKlerlnl2ln bu sorunları yaşamalarını istemlyorsanız... The English Centre Dii Okulu size akılcı çözümler öneriyor genel ingilizce programlan çocuklara özel programlar sirketler ve kuruluslar için özel programlar is ingilizcesi programlan konujma smrfları bire-bir eğitim TOEFL - IELT5 - KPD5~ hazırlıK programlan IMayfı BBgl IçJn ISTANBUL Rumeli Cad. No:92 80220 Osmanbey T«l:(0212) 225 91 72 - 247 09 85 mail: [email protected] Intsrnet: httpjAvww engtshcontrecom httpy/www.englisncentre.net ENGLİSH CENTRE Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Gazete Ülke somnlanna ilişkinraportanyla,araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsjz haberieriyle sivil toplumlann gazetesi. Düzmli okumak için abone olun. Te<: 0^12.51108 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle