01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27-MAYIS2003SAU CUMHURİYET SAYFA HJJV\_/11U1VJJ. [email protected] 13 BM işadamlarım bilgilendiriyop • GAZİANTEP (Cumhuriyet) - Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye Temsilciliği, 5 mılyar dolarhk bir pazan bulunan BM ile iş yapmak isteyen işadamlannı bilgilendirmek için iki seminer düzenledi. Gaziantep'te dün düzenlenen semınerde BM Türkiye Koordinatörü Jacob Simonsen, Afganistan ve Irak'ın ihtiyaçlannın, bu ülkelere yakınhğı nedeniyle Türkiye 'den karşılanmasının uygun olduğunu söyledi. Simonsen, BM satın alma sisteminin 2002'denbuyana Türkıye'de faaliyet gösterdiğini belirtti. Demir Romlease Italyanların • MtLANO(AA)- Demirbank'm Romanya'daki bankası Demirbank Romania'dan sonra, leasing şirketi Demir Romlease de îtalyan Unicredito Italiano bankasının denetimine geçti. Unicredito Italiano, Demir Romlease hisselerinin yüzde81.88'lik bölümünü alarak salt çoğunluğu elde etmiş oldu. Tat, Cappi Sun üretecek • Ekonomi Servisi - Tat Konserve, Isviçre merkezli Capri Sun AG ile lisans anlaşmasına hazırlanıyor. Tat Konserve'den Borsa'ya gönderilen açıklamaya göre, şirket yönetim kurulu, Capri Sun AG ile "Capri Sonne" teknolojisi ve markasıyla üretim, satış ve dağırım amaçlı lisans sözleşmesinin yapılması konusunda şirket yönetiminin yetkili kılınması karan aldı. Vısa Türkiye'den 4 bankaya ödül • İSTANBUL(AA)- Visa Türkiye, Visa kredi kartı ve Visa Electron banka kartı markalanna geçen yıl en çok katkıda bulunan üye bankalan belirledi. Buna göre, Yapı ve Kredi Bankası 2002'de Visa kredi kartı kullanımında en yüksek işlem hacmi gerçekleştiren banka olurken, îş Bankası, Visa Electron banka kartı kullanımında en başanh banka ödülüne layık görüldü. Denizbank ve Vakıfbank kredi kartında en yüksek büyüme oranını gerçekleştiren bankalar oldu. Bulgaristan'da yatırımcıya takip • SOFYA(AA)- Bulgaristan Milli Istihbarat Servisi (NRS) Genel Müdürü Vekili Alb. Kirço Kirov, ülkeye yatınm yapacak yabancı yatınmcılann güvenlik araştırmasından geçirileceğini bildirdi. Hükümet, özelleştirmeye katılacak adaylann isimlerini önceden NRS'ye verecek. NRS de bunlar hakkında soruşturma yaparak rapor hazırlayacak. YASED, New York, Frankfurt ve Tokyo'da toplantılar yaparak yabancıları çağıracak TürkiyegörücüyeçıkıyorEkonomi Servisi- Türkiye'de "bıçak kemiğe dayandığı için gücünün gerektirdiği ağırükla sözünü ortaya koyacağun" açıklayan Yabancı Sermaye Derneği (YASED) dünyanın önde gelen fınans merkezlerin- de Türkiye'yi tanıtmaya hazır- lanıyor. YASED Başkaru Şaban Er- dikler, îstanbul Ticaret Oda- sı'nda düzenlenen "Yabancda- rm Taşınmaz Mal Tasamıfiı" konulu sempozyumda gazete- cilerin sorulannı yarutlarken yannm ortamının iyileştirilme- sine ilişkin yasalann çıkması- nı takiben yaz aylannda New York, Londra, Frankfurt ve • YASED yatınm ortamının iyileştirilmesine ilişkin yasalann çıkmasının hemen ardından, yaz aylannda, New York, Londra, Frankfurt ve Tokyo'da toplantılar yapacak. Toplantılan TÜSÎAD ve TOBB destekliyor. Tokyo'da toplantılar yapmayı planladıklannı, büyük yabancı yatınmcılan Türkiye'ye davet edecekJerini belirtti. Erdikler, 3 Kasım'dan bu ya- na yabancı sermaye adına ger- çekleşen tek adımın Yabancı- lann Çalışma Izinleri Hakkın- da Kanun'un çıkanlması oldu- ğunu belirterek, "Bunun (hşm- da somut adım adına bugüne kadar yapılmış bir şe>yok ama aknğnmz çok iyi mesajlar var" dedi. Yabancılara eşıt tnuame- le talebinde bulunan Erdikler, YASED'in bir eylem planı ha- zırladığını ifade ederek şöyle konuştu: "30 Haziran'a kadar kanunlaşmasını beklediğimiz konular hayata geçtikten sonra, sayın Basbakanın bir toplanü yapmasını ve Türkiye'de ya- bancı sermaye için gerekli orta- mı sağladıkiannı açıklayarak yabancılan davet etmesini bek- Hyonım. Toplanüyı milat ala- rak, temmuz sonu ağustos ba- şmda road shovva çıkacağrz. YASED ticaret odaian, yati- nm tanıüm ajanslan ile beraber Tûrkiye'deki yeni yatinm orta- nuru tanıücı konferanslar, semi- nerler düzenleyecek." Erdikler, ilk etapta 4 finans merkezinde, daha sonra özel- likle Avrupa'da yapmayı dü- şündükleri etkinliklere Türk Sanayicüeri ve Işadamlan Der- neği (TÜSİAD) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) de destek vereceğini bildirdi. Erdikler, "Yasalarçık- mazsa, bu road showu yapma- yacağız. Cebimde malzemem obnazsa ne satacağım" diye ko- nuştu. Erdikler, geçen yıl dünyanın önde gelen uluslararası kuru- luşlann başkan ve CEO'lannın davet edildiği ancak iptal edilen Yatınmcı Konseyi Toplanh- sı'nın da, eylül-ekim aylannda Dünya Bankası işbirliğiyle ya- püacağını bildirdi. Türkiye'ye 2002'de sadece 600 milyon dolar sermaye giri- şi olduğunu anımsatan Erdik- ler, 2004 yılında 3 milyar dolar, 2005 yılında da 5 milyar dolar yabancı sermaye girişi tahmin ettiklerini söyledi. 2. Dünya Ticaret Merkezi Karadeniz'in kalbi Trabzon J da AHMETŞEFtK TRABZON - Türkiye'nin ikinci Dünya Ticaret Merkezi (DTM) yann Trabzon'da açılacak. Açılış dolayısıyla Karadeniz Ekonomik Işbirliği (KEI) bölgesinden çok sayıda konuk Trabzon'a geldi. Trabzon Dünya Ticaret Merkezi'nin, KEİ, Kafkaslar, Orta Asya ve Ortadoğu'ya yönelik çalışması hedefleniyor. îstanbul DTM'nin ardından Türkiye'de ikincisi olacak Trabzon DTM, dünya çapında da 267'nci DTM olacak. Trabzon DTM iki bölüm halinde inşa ediliyor. Birinci bölüm üç adet fuar ve yönetim binalanndan meydana geliyor. Şu anda açıhşa hazırlanan fuar alanı 11 bin metre kapalı alandan oluşuyor. Birinci bölümde KEI ülkeleri ile ticaretin geliştirilmesi hedefleniyor. îkinci bölüm inşaatı ise konaklama, iş toplantılan, konferanslar gibi gereksinmelere yönelik olarak hazırlanacak. En büyük hissedann îstanbul DTM'nin olduğu Trabzon DTM'ye, Trabzon Özel Idaresi, Trabzon TSO, Trabzon Belediyesi ve merkezin bulunduğu Kaşüstü Belediyesi de ortak. Yaklaşık 9 ayda bitirilen ve 5 trilyon liraya malolan fuar ünitesinde "Birinci Uluslararası Karadeniz, Ticaret, Sanayi ve GirişimJer Fuan" açılacak. Açılışı Başbakan Recep Tayyip Erdogan'ın yapması bekleniyor. Açıhşa KEI ile OECD ülkelerinden temsilciler, Rusya Federasyonu'ndan Tataristan, Soçi, Surgut, Krasnodar, Rovorosisk, Dzerzhinsk, Nizhny, Tagil, Stavropol, Tomsk; Ukrayna'dan Kınm, Sıvastopol; Tahran, Zencan, Tebriz; Moldova'dan Pridnesbterovie; Gürcistan; Macaristan'dan Zigetvar; Yunanistan'dan Kavala ticaret ve sanayi odaian temsilcileri, Azerbaycan Ekonomi Geliştirme Bakanlığı yetkilileri katılacak. 160 milyar dolarhk dev endüstri Güzellik tutkusu kriz dinlemez Güzel vebakımlı olmak cinsiyetaynmıgözetilmek- sizin tercih edilen bir olguya dönüştü. Ekonomi Servisi- Uygarhk kadar eski olduğu varsayılan "güzel ouna" arzusu, günü- müzde gelışen teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar yararlanan dev bir endüstri yarattı. Güzel ve bakımlı ol- manın cinsiyet aynmı göze- tilmeksizin tercih edilen bir olgu haline dönüşümü, bu uğurda "bol acı"ya katlanan insanlan, u bol para" harcar hale getirdi. Ince bir boyun için takılan halka- lar, ince bir bel için katlanılan kaburga eksıltmeler... Her dönemin kendi ta- nımı içinde şekille- nen güzellikkavra- mı, artık yıllık 160 milyar dolarlık ci- roya sahip küresel bir endüstriye is- mini veriyor. The Economist dergisinde yer alan habere göre, güzelliği bir işkolu haline dönüştüren, in- sanoğlunun güzel olmak ko- nusundaki hiç eksilmeyen tutkusu. Bu tutkuya paralel olarak, insanlann bu uğurda harcadıgı para gittikçe arnyor. Yatınm bankası Goldman Sachs'in araştırmasına göre, küresel güzellik endüstrisi her yıl yüzde 7 büyüyor. Ge- lişmiş ülkelerin Gayri Safi • Küresel güzellik endüstrisi her yıl yüzde 7 büyüyvr. Araştırmalara göregüzel ve hakanlı olmak kisiyesosyal avantaj sağltyor. Yurtiçi Hasıla büyüme oran- lannı bile geride bırakan bu tablo içinde, lider kozmetik fırmalannın giderek katla- nan kârlan da dikkat çekiyor. Sektörün piyasa lideri L'Ore- al 13 yıl içinde yıllık kârlan- nı yüzde 14 arttınrken aynı dönemde Beiersdorf's Ni- vea'nın yıllık satışlannda yüzde 14 oranında bir büyü- me olduğu kaydediliyor. Amerikalüann güzellik uğruna har- cadığı paranın her yıl artarak eğitime harcananın önüne geçtiği belirtilirken, bu tarz bir eğilimin yahuzca "saf bir kendini gösterme" duygusu ile açıkla- namayacağı görüşü ağırhk kazaruyor. Yapılan araştırma- lar, güzel ve bakım- lı olmanın sosyal avantajlar sağladığım, çekici erkek ya da kadınlann "daha zeki ol- duğu ya da daha fazla para kazandıklarTnın düşünül- düğünü ortaya koyuyor. "Güzel görünmenüT kadın- lann en etkili özelliği oldu- ğunu belirten Psikolog Nan- cy Etcoff "Bu özellikkrini sosyal statüye, paraya hatta aşka bile çe>TÜebüdiğiııi < " dıle getiriyor. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA [email protected] Artık tüm "üçüncü dünya" ül- kelerinin güvenlikleri tehdit altın- dadır. Çünkü, perşembe gününe kadar Cenevre ve Lahey anlaş- malanna aylon olan, ABD'nin im- paratorluk projesi, "önleyici vu- ruş", "devletlere son verme", "rejjm değişikliği" politikalan, bu politikalann sonucu Irak'ın işga- li ve sömürgeleştirilmesi Birleş- miş Milletler Güvenlik Konse- yi tarafından onaylandı ve yasal- laştınldı. Bu madalyonun öbüryüzünde de o andaki uluslararası denge- lere ilişkin bir başka gerçek var. Hem, tüm askeri üstünlüğüne karşın ABD Irak'ın etkin ve kalıcı bir biçimde sömürgeleştirilmesi için gerekli mali ve manevi gü- ce sahip değil. Bu BM karanna gereksinimi var. Hem de savaşa karşı çıkan Fransa, Almanya, Rusya gibi ülkeler, Irak'ın zengin- liklerinden nemalanmak umu- duyla kolektrf sömürgeciliği benimsemeye hazır olduklannı gösterdiler. Sömürgecillğe yasal kılıf dlklldi Dün savaşa karşı çıkan Al- manya ve Fransa gibi ülkeler, bu kez ABD tarafından BM Güven- lik Konseyi'ne verilen ve Irak üze- rindeki ambargoyu kaldırmayı amaçlayan önergeyi onayiadılar. Ama bu önerge aslında salt ABD'nin isteği üzerine konmuş bir ambargoyu kaldırmakla sınır- lı değildi. önerge, The Times'ın vurguladığı gibi ABD ve Ingilte- re'ye, Irak'ın ekonomik (petrolün yönetimi dahil) ve siyasi yöneti- minde olağanüstü yetkiler veri- yordu. Bu yetkiler, ne zaman ku- rulacağı belli olmayan ve önerge- de de kurulması bir zaman çete- lesine bağlanmamış olan yeni "temsil yetkisine sahip sivil Irak yönetimi" seçilene kadar geçer- Kolektil Sömiipgecilik! li olacaktı. Buna karşılık ABD, The Guardian'ın da işaret ettiği gibi, BM'ye tam olarak ne anla- ma geldiği belli olmayan bir de- netim rolü veriyordu. ABD, geliş- meleri her 12 ayda bir BM'ye ra- por edecekti. Financial Tımes onaylanan önergenin içeriğini, I. Dünya Sa- vaşı galiplerinin, Osmanlı Impa- ratorluğu paylaşılırken kendi kendilerine verdikleri yetkilere benzetti. BM'ye verilen sözde yetkilere ilişkin, "Pratikte BM, ABD'yi denetleyebilir mi" diye sorduktan ve olumsuz bir cevap verdikten sonra, "Irak projesi, inanılmaz derece riskli ol- maya devam ediyor, ABD'nin bu işe tek başına kalkışması hiç akıllıca ol- maz dryerek", BM karan- nın arkasındaki mantığa da dikkat çekti. Le Monde'un "gerçeğe dönüş" başlıklı başyazısında da benzer bir yaklaşım söz konusuydu. Fransa'nın uluslararası are- nada iyice yalnızlaştığını saptayan Le Monde G-8 zirvesine ev sahipliği yap- maya hazıriandığı bir nokta- da Chirac'ın direnmesinin çıkarianna uygun olmadığı- nı vurguladıktan sonra, Irak'ın yeniden inşasında ABD'nin eskisi kadar kendinden emin olmadığını savundu. Alman Gazetesi Süddeutsch Ze- rtung'a göre de ABD, müdaha- leci dış polıtikasını BM'de onay- latmıştı? Bundan sonra Was- hington kolaylıkla bu karan em- sal teşkil edecekbir biçimde kul- lanabilirdi? Gazete yorumunu "Eski uluslararası yasa öldü, yaşasın Imperium America- num yasalan" diyerek ironik bir tonla bitiriyordu. Die WeK de bu oylamanın, "Transatlantik ilişkile- rin ağıriığını çeken bir köprû ola- rak NATO'nun devreye girebil- mesinin (dolayısıyla kolektifmü- dahale- E.Y)yolunu açabileceği- ni belirtiyordu. UPI'nın uluslara- rası editörü Roland Flamini'nin yorumu da bu yöndeydi. Çin'den Avrupa'ya, oradan Latin Ameri- ka'ya kadar bütün belli başlı ga- zetelerin yorumlan hep aynı te- malar üzerinde yoğunlaşmıştı: ABD ve Ingiltere'ye büyük yet- ki, işgale ve ABD dış polruka- sına onay, meşruryet, ABD'nin Irak projesinin altından tek ba- şına kalkmasının zoıiuğu? Kolektlf sömürgecillğln zemtnl hazır Batı'daki "liberal", "iyi niyet- li emperyalizm" tartışmalanna daha önce değinmiş, yeniden bir sömürgeciliği savunan ve Wall Street Journal da iki kez (!) ya- yımlanan bir çalışmayı da 15/10/01 tarihinde yine bu köşe- de aktarmıştım. Bu yazımda, "başansız devletler" olarak görü- len alanlann nasıl bir sorun yarat- tığını ve buralann küreselleşme içine çekilebilmeleri (kullanılabi- lir hale getirilmeleri) için sömür- geleştirilmeleri gerektiğinin sa- vunulduğuna işaret etmiştim. Bu yaklaşımın Pentagon'da da bir karşılığı vardı. Mart ayındaki bir yazımda, Council on Foreign Relations' üyesi ve Pentagon danışmanı, Deniz Harp Akade- misi öğretim üyelerinden Proi. Barnett'in bir Esquire'dayayım- lanan çalışmasına atıfla, ABD'nin bu küreselleşme dışında kalan bölgeleri kullanıma açmaya ka- rarlı olduğunu aktarmıştım (24/03/03). Ancak birçok kez tartıştı- ğımız gibi ABD'nin ekono- mik ve mali gücü bu projeyi tek başına gerçekleştirme- ye yeterii değil. Tehlikeli bir noktaya gelmeye başlayan cari açık, bütçe açığı, hemen tüm eyalet yönetimlerinin if- lasın eşiğinde olması (Fi- nancial Tımes) bunun bir işareti. Üstelik Savunma Ba- kanlığı denetimcilerinin ra- poriarında, Pentagon büt- çesinden kayıp olduğu sap- tanan toplam 3.4 trilyon do- lar (1999+2000 yıllan) ger- çek açıklann daha, çok da- ha büyük olduğunu gösteri- yor. Buna karşılık, David Ignati- us'un New York Times'da vur- guladığı gibi, özellikle Fransa, (Almanya ve Rusya), hem ABD'nin Imparatorluk projesin- den çekiniyor, hem de uluslara- rası platformda tek iktidar nok- talan olan BM Güvenlik Kon- seyi'nin ABD tarafından etkisiz- leştirilmesini istemiyoriar. Bunla- ra ek küresel ekonomik krizin an- daki dönemecinde, Fransa ve Al- manya ekseninin de en az ABD kadar yeni yatınm ve mal ihraç pazarlanna, ucuz enerjiye gerek- sinimleri var. cesede üşüşenler Bush yönetiminin Irak'ı, niyeti- ni gizlemeye bile çalışmadan ta- lan etmeye hazırlanması, ABD'de hiç kaygı yaratmıyor değil. örne- ğin Columbia Üniversite- si'nden Prof. Jeffrey Sachs, BM oylamasından iki gün önce Financial Times'da yayımlanan yazısında, "ABD'nin niyetleri pet- rolle lekelendi" diyor, neredeyse safça bir iyi niyetle, petrolün BM denetimine verilmesini öneriyor- du. Sachs, Irak'ta şeffaflık da is- tiyor, Bush yönetimiyle Bechtel, Halliburton, Fluor gibi Irak'ta ihale verilen şirketler arasındaki ilişkilerin açıklanmasını istiyordu. Halbuki Bechtet, 680 milyon do- lariık Irak kontratını taşeronluğa açmış, Washington'da yaptığı ilk sunuşta, 2000 teklif, Web sitesin- de de 4.500 kayıt almıştı bile. Bechtel'ın açtığı paket ilk anda ufak, ilgi çok abartilı gelebilir. An- cak atık işleme alanında çalışan, Ceres Association'ın bir temsil- cisine göre Irak'ta en azından 20 milyar dolariık bir pazar var, önemli olan buraya ayağını ata- bilmek (Wall Street Journal 18/05). Fransız, Alman ve diğer Avru- pa ülkelerinin bu pazardan pay almayı umdukları, bunun için de şimdilik ABD'nin dümen suyuna girdiği anlaşılıyor. Şimdi, ABD'nin artıklan diğer çakallan doyurma- ya devam edecek mi? ABD, bu yeni şekillenmeye başlayan ölü sevici ittrfakı, ayaktatutabilmek için gerekli cesetleri üretmeye devam edebilecek mi? ABD'nin imparatoriuk projesinin ilerieme- ye devam etmesi, askeri gücüne olduğu kadar bu soruların ce- vaplanna da bağlı. Kolektrf sö- mürgeciliğe hoş geldiniz! IŞÇIMNEVREMNDEN ŞÜKRAN SONER Guruplanıyopuz... Sertab Erener'in çok özel sesinden, yeteneğin- den, müzik bilgisinden, işine saygısından kuşku- muz yoktu. Yıne de Eurovision'da 28 yıl hep en ar- ka sıralarda yer alırken bu defa gelen birincilik gru- rumuzu okşadı, herkes kendine göre pay çıkardı. Yarışmanın gelecek yıl Türkiye'ye taşınmasından başlayıp Türkiye'nin tanıtımına katkısına yararlan sayılırken Türkiye'nin gelişmesinin bir kanıtı olarak AB ilişkilerinde bile olumlu etkisinden söz edildi. Hemen arkasından gelen "Uzak" filminin, oyun- culannınCannesFilmFestivali'ndealdığıödüllerar- ka arkaya sıralanmış başarıları çağnştırdı. Orhan Pamuk'un romanının çeviri ödülü, dünyada bir nu- mara olan koşucumuz Süreyya Ayhan'ın rekorla- n, doğadan gelen bir güzellik olsa da Azra Akın'ın kraliçe seçilmesi, milli takımın, Galatasaray'ın ku- palardaki yeri.. ile Türkiye'nin dünya ülkeleri arasın- da tartışılmaz, hak edilmiş çağdaş yerini almakta olduğunun altı çizildi. Tabii bu başarılara siyasilerimiz seyirci kalamaz- lardı. Başbakan Tayyip Erdoğan da, hükümetin il- gili bakanlan da hem görevlerinin hem de politika- nın gereği ödül alan sanatçılarımıza, sporcularımı- za gereken özeni gösterip ilk kutlayanlar arasında yer almaya baktılar. Hazır gündeme gelmişken isterseniz ödül alan, üst üste dünya çapında Türkiye'nin çağdaş uygar- hk düzeyindeki yerini pekiştiren sanatçılarımızın, sporculanmızın varlığını, Türkiye'nin hangi değer- lerine borçlu olduğumuzu bir düşünelim. Aydınlan- mayı geçerii kılan Cumhuriyet değerleri olmasa on- lar olabilirler miydi? ödül alanları kutlayan, başarılarından ülkemiz adına haklı pay çıkaran Erdoğan hükümetinin tem- sil ettiği toplumsal çizgiden dünya çapında başa- nya ulaşacak çağdaşlaşmanın simgesi sanatçılar, sporcular yetişebilir mi? Tarikat ilişkisi olan, erkek olmak koşulu ile başan çizgisinde tırmanmış spor- culanmızı biliyoruz. Ancak türbanlı kızlarımızdan, Azra Akın'ı unutun, bir Süreyya Ayhan, Sertab Ere- ner çıkarabilir miyiz? Başbakan Erdoğan'ın kızları gibi ABD'de okuya- bilirler, Gül'ün eşi gibi laik Türkiye'nin geçerii hu- kuk düzenine aykın dava açabiliüer, ancak içlerin- den, katlanan yetenekte, çalışkanlıkta bir sürü genç kızımız olsa da 61 yaşı geçti diye emekli edilen dünya sanatçımız Idil Biret'ler, Suna Kan'lar, Ser- tab Erener'ler, Süreyya Ayhan'tar çıkamaz. Onlar Cumhuriyetin değerlerine, 19 Mayıs'a bağlı olsalar bile öğrencilik yıllarında 19 Mayıs spor gösterileri- ne katılamazlar. Hani, türban kadının bireysel özgüriük alanında bir konu imiş gibi pazarlanıyor ya.. kadm hakları sa- vunuculanna, dogru bir mantıkla, en azından ka- dm - erkek eşitsizliğini ortadan kaldırmak üzere tür- banlılara kamu alanını yasaklamaya karşı çıkmala- n gerektiği, aksine çıkışlann ayınmcılığa katkı oldu- ğu anımsatılıyor ya. Tam da sorun bu püf noktasın- da... Türbanlı kadını yaratan erkek egemen kültür, er- kek, şalvar, sank, cüppe yerine kravat ceketi seç- tiğinde siyasette iktidar, başbakan oluyor. Türban- lı kadına kamu alanı yasağı kadın aleyhine gerçek- ten çok önemli bir ayırımcılık haksızlık oluyor. Ne yazık ki bu ayınmcılık türbanın kendisinin doğrudan negatif özgüriük aracı olmasından kaynaklanıyor. Kadına türban, çarşaf, burka giydiren erkek ege- men kültür, siyasal çizgi, hele de iktidar ile çağdaş bir ülke, aydınlanma, dünya ile yanş, gerçekten AB üyeliği olabilir mi? Dünyada en zengin petrol, do- ğal kaynaklar üzerine oturmuş, siyasal Islam, ılım- lısı radikali farklı şeriat anlayışları ileyönetilen ülke- lerin haline bakmak yetiyor da artıyor bile. Kadına yasak koyan, ancak kendi hakları aleyhi- ne negatif özgüriük tanıyan (türban, burka, çarşaf ile sokağa çıkmaya, toplumsal yaşama katılıma izin veren) bağnaz kafa, aslında erkekler arasında bile yaratıcılığı köreltiyor. Sanat, kültür kadınla erkeğin bir arada olduğu, birbirini beslediği, geliştirdiği dünyada yeşeriyor. Çağdaş yaşam, aydınlanma, bilimselteknolojikge- lişme, uygarhk, kadınla erkeğin yeteneklerinin eşrt koşullarda buluştuğu bir dünya istiyor. Sözün özü ABD'nin, Türkiye'de ılımlı siyasal Is- lamın başansını AKP ile dünyaya kanıtlama girişi- mi, eşyanın tabiatına aykın bir şey. Türkiye Cum- huriyet değerleri, laiklik ile yoluna devam edecek- se ya AKP gerçekten Aydınlanmanın gereklerine inanarak, takıyye yapmadan iktidara geliş ve ikti- darda bizlere dayatmaya çalıştığı çizgisinden vaz- geçecek. Ya da Türkiye Cumhuriyeti'nin değerleri, bugüne kadarki kazanımlan, aydınlan ve çağdaş bi- rikimiyle kaçınılmaz çatışmaya girerek geldiği gibi hızla gidecek. soner(a cumhuriyetcom.tr Microsoft Türkiye yeni proje üretli Ekonomi Servisi - Dünyaca ünlü yazılım devi Microsoft, Türkiye'de 10. yıluıı doldurdu. Mic- rosoft Türkiye'nin Genel Müdürü Haluk Maga. zaman zaman ekonomik krizlerle de boğuşmak zorunda kalan ve en büyük darbeyi 2001 yılında alan Türkiye BT (Bilişim Teknolojileri) pazan- nın 10 yıllık süre içinde 100 milyon dolardan 3 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığmı anlattı. Maga. Türkiye'nin bilgi toplumu sürecine kat- lada bulunmak için yeni projeler geliştirdikleri- ni, bu amaçla Microsoft Türkiye'nin bir vakıf kurma karan aldığını söyledi. I BtCONOHÎ [ TA£İHİN1>6 EUÇÜN | 1942 -1942 yılı bütçesi 394 milyon 314 milyon 918 bin | lira olarak bağlarvdı. Bu rakamın 221 milyon lirast Milli Savunma ihtiyaçlan için aynldı. 1944 - Yeni Türk harflenyie ilk Cumhuriyet Altını Merkez Bankası için 10 bin adet darak Darphane'de basıldı. 1960 - Almanya, Türkiye'ye 176 milyon mark kredi ver- di. 25 yıl vadeii kredinin faizi yüzde 3 olarak beüriendi. 1974- Ünye Çimento A.Ş. kuruldu. Ordu'nun Ünye ilçesinde Sabancı ortaklığı ile faaliyetine devam eden fabrikada çimento üretimi gerçekleştirilerek böigenin ihtiyacı karşıianıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle