Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 MAYIS 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
JV LJ \^ı M. U MA. kultung cumhuriyet.com.tr 15
ALLECRO EVİN İLYASOĞLU
İstanbul bahannda müzikSon yıllarda istanbul bahannda
müzik etkinlikleri giderek alevle-
niyor. 'Mozart Günleri' de yıl
içindeki etkinlikleri FestivaPe bağ-
layan bir köprü haline dönüşmekte.
''İstanbul Festivali' otuz birinci
yılına üzgün başlıyor. Neredeyse
kurulduğundan beri FestivaFe gön-
lünü koymuş bir üyesinı, Cevza
Aktüze'yi yıtırdi. O sakin ve telaş-
sız görünümüyle, Festival'in kimli-
ginı yaratan yapıtaşlanndan biriy-
di Cevza Hanım. Aydın Gün'ün
asistanlığını yapmış, daha sonra da
müzik festivalinin direktörlüğünü
üstlenmişti. Yıllardır Istanbula ge-
tirmeye çalıştığı Cecilia Barto-
li'nin geldiğini göremeden gözleri-
ni yumdu.
Genel Müdür Görgün Taner ve
Müzik Festivali dırektörü Ahmet
Erenli, Bartoli'nin 22 Hazıran'da-
ki dinletisini Cevza Hanım'a ada-
dılar. Bu yılki festivalde böylesi ka-
dirbilirlik örneği bırkaç dinleti da-
ha var: Beylerbeyi Sarayı'ndaki
açılış konserinde Nevit Kodallı
'Yaşamboyu Başarı Ödülü' ıle
onurlandınlacak. Gürer Aykal yö-
netimınde Borusan Filarmoni nın
seslendireceği Aya Sofya'daki ilk
konser ise festivalin kuruluşuna bü-
yük emeği geçen Cevad Memduh
Altarın anısına düzenlenmiş.
Evet, Festival otuz birinci yılın-
da yine Istanbul'un ilkyazını şen-
lendirmeye hazır. Ya biz, dinleyi-
ciler hazır mıyız? Savaş bulutlan-
na, ekonomik krize ve yeni hükü-
mete alışmaya çalıştığımız bir kış
mevsıminden çıktıktan sonra, "Bu
yıl Festivalde ne var" sorusunu
hâlâ sorabtliyorsak, hazınz demek-
tir! Yine biletler pahalı, yine spon-
sorlar çok yer istemiş... Ama bir-
takım ındinmli bıletler de söz ko-
nusu. Kırmızı Lale, Siyah Lale,
Beyaz Lale sahiplerinin öncelikle-
ri, öğrencilere aynlmış sıralar, vb...
Kendinize bir armağan alırcasına,
birkaç etkinliği seçmelisiniz Festi-
val'den. Lorin Maazel yönetimin-
deki Bavyera Radyosu Senfoni
Orkestrası olmaz da, tvan Fisc-
her'in yönettıği Budapeşte Festi-
val Orkestrası olur! Louvre-Gre-
noble Müzikçileri olmaz da Ci-
hat Aşkın ve Shlomo Mintz'in
paylaştıklan "Üç Kemanın Hikâ-
yesi" olur. Europa Gallante ol-
maz da Berlin'in Alte Musik Aka-
' u yıl 31 '.si düzenlenen
istanbul Müzik Festivali'nin
en ünlü adı 22 Haziran'da
dinletisini sunacak olan
Cecilia Bartoli. Bu yıl
ikincisi düzenlenen Ülker
Mozart Günleri'nde ise
Lubimov özlemle
bekleniyor. Mehmet
Okonşar geçen hafta
Boğaziçi Üniversitesi'nde
bir Liszt resitali sundu.
demie topluluğu, ya da Emre Ara-
cı yönetımındekı İstanbul Oda
Orkestrası'nın "Boğaziçi Meh-
taplarında Sultanlarla Vals"
programı olur! Piyano ıstıyorsanız
neden ille de yabancı isim diye
Kenneth Hamilton a takılırız ki,
kuşkusuz Muhiddin Demiriz ha-
rikalar yaratacaktır resıtalinde. Do-
ğal ki festivalin en hit adı Cecilia
Bartoli. Biletleri bürün dünyada ol-
duğu gibi kimbilir kaça satılacak-
tır, bilmiyoruz. Onun yerini tutma-
sa da bir başka tarihi olaya daha
tanıklık edebilir, örnegin Tokyo
Kuvartefıni dinleyebilirsinız.
Istanbul'un tarihi mekânlarına
kucak açan bu yılki etkinlikler ara-
sında kendinize bir de istanbul ar-
mağanı sunun: Alışageldiğimiz
Aya Irini olmazsa, Saint Anruan'da
Haselböck'ün org dinletisini, Üç
Horon kilisesinde koroyu, Darpha-
ne binalanndaki, Rahmi Koç Mü-
zesi'ndeki etkinlikleri izleyin. Bu
yılki programlar birkaç kuşak Türk
bestecisini kapsıyor. Eğer açılışta-
ki Kodallı, Erkin, Tarcan'ı kaçır-
dınızsa, Covent Garden Kraliyet
Operası solistlerinin seslendirece-
ği Sıdıka Özdil'in 'Pbasilis'ıni
dinleyebilirsiniz. Ancak mutlaka
açıkhava Cemil Topuzlu Sahne-
sinde Fazıl Say'ın 'Metin AJtıok
Oratoryosu'nun dünya prömiyeri-
ni izlemelisiniz.
Ülker Mozart Cünlerl
tstanbul'da kış etkinlikleriyle
Festival arasında bir köprü kuran
'Ülker Mozart Günleri', ikinci yı-
lında ve gelenekselleşme yolunda.
20-27 Mayıs tarihleri arasında Aya
Irini'de yeralacak konserlerde ken-
di alanlannda büyük isim yapmış,
deneyimli sanatçı ve topluluklarla
gencecik yetenekler birleşiyor. Rus
ve Avusturyalı sanatçılann paylaş-
tıklan konserlerde üç Koreli genç
kızın kurduğu Ahn Trio da yer alı-
yor. Programlar, Mozart ve döne-
mininbestecilennden seçilmiş. Ay-
nca zamanın otantik çalgılanna bü-
yük önem verilmiş. Örneğin kapa-
nış konsenni tümüyle eski zaman
çalgılannın yer alacağı Salzburger
Hofmusik ten dinleyeceğimiz gi-
bi, Lubimov'un da fortepiyanosu
geçen yıldan beri kulaklanmızdan
silemediğımız bir ustalık taşıyor.
Açılış konserinde Musica V
r
iva
topluluğunu yönetecek olan Ale-
xander Rudin, şefliğinin yanı sıra
hem çellosuyla hem de piyanosuy-
la Istanbul'un konuğu olacak hafta
boyunca. Kapanış konserinin şefi
Wolfgang Brunner de aynı za-
manda fortepiyanosuyla hem şef,
hem solist rolünü üstlenecek. Cu-
martesi ve pazar günleri 14.30'da
Moskova Konservatuvan 'nda eğiti-
len 10-14 yaş arasındaki üstün ye-
tenekleri izlemek bir başka keyıf
olacak. Mozart Günleri'nin bilet fi-
yatlan 20-30 mılyon arasında, her
keseye uygun!
Ceçen haftanın konserlerl
Geçen hafta izleyebildiğim iki
konserden biri Gürer Aykal yöneti-
mındeki Borusan Filarmoni Or-
kestrası' ydı. Bir öncekı konserin
Vengerof büyüsünü unutmak iste-
meyen izleyiciler bu kez Japon ke-
mancı Okumura ya itibar etme-
mişlerdi. Oysa orkestranın çaldığı
'Hafif Süvari Marşı' ve 'Üç Kö-
şeli Şapka'nın parlak görkemini de
kaçırdılar. Kemanların kusursuz
biriikteliği. bakır üflemelilerin ter-
temiz tonu ve topluluğun artık sim-
gesi haline gelen vurma çalgı vir-
tüozu Torino'nun hüneri, düzeyli
bir dinletinin etmenleriydi.
Piyanist Mehmet Okonşar ın
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki Liszt
resitali son derece etkileyiciydi.
Liszt biçeminin zarafetini özümse-
yen sanatçı, aynı zamanda bir bes-
teci olduğundan, armonik planlan
ustaca ayınp yarattığı renklerle ki-
şilikli bir konser sundu.
e\ini(fl boun.edu.tr
GEÇEN HAFTA 'ANADOLU DÖRTLÜSÜ' IZMÎR SANATTAYDI
Gençlerin resitalleri
düşündürdü
ONDER KUTAHYALI
Geçen hafta İzmir Sanafta "Anadolu Dört-
lüsü"nü dinledık. Topluluk bir zamanlar sa-
dece hanım sanatçılardan oluşmuş ve başan-
lı yonımlar sergilemiştı. Yeru bıçıminde ke-
manlarda Bilgehan Erten ve Tangör Ertaş,
vıyolada Feza Gökmen. viyolonselde ise
Gülgön Akagün Sansözen var. Sanatçılar.
W. A. Mozart'ın Re majör Divertimento'su-
nu, U. C. Erkin'in dörtlüsünü ve A. Dwo-
rak'ın Fa majör dörtlüsünü ("Amerikan")
çaldılar.
"Anadolu DÖrtlüsfi" güzel tınlıyor ve iyi
müzik yapıyor. Özellikle kıdemli üyeler Feza
Gökmen ile Gülgün A. Sansözen son derece
coşkulu. Bilgehan Erten ile Tangör Ertaş te-
miz ve pürüzsüz çalıyorlar; ancak ellerindeki
kemanlar yeterli değil. Durumu sevgili Er-
taş'la konuştuğumda şöyle
dedi: "15 bin dolarım ol-
sa, benim açımdan sorun
kalmazdı." Oda müziği ya-
pan sanatçılanmıza çalgı
konusunda yardım edilme-
si gerektiğini düşünüyo-
rum.
Genç vıyolonselci Emre
Sayarı, HU Ankara De\ let
Konservatuvarfnda Prof.
AliDoğan'lave Yard. Doç.
Nuray Eşenle yaptığı ça-
lışmalara ek olarak bazı bü-
yüklerin ustalık sınıflanna
katılmış. Ismet Inönü Sanat Merkezı'nde pi-
yanist Aydan Galip'in eşliğinde verdiği resi-
talde müzığı benliğinin doğal bir mızacı ola-
rak yaşadığını kanıtladı ve J. S. Bach'ın. F.
Schubert"in ve J. Brahmsın sonatlannı çok
güzel çaldı. P. İ. Çaykovski'nin Op. 63 "Pez-
zo Capriccioso"sunda ise sağlam bir tekniği
olduğunu kanıtladı. Mehmet Emir Barutçu.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Kon-
servatuvan'nda Çağdaş Alapınar Gen-
çay'ın piyano sınıfında eğıtim yapmaktadır.
İki yıl sonra mezun olacak. Barutçu. DEÜ
Devlet Konservatuvan Orhan Barlas Salo-
nu'ndaki resitalinde D. Scarlatti'nın iki sona-
tıyla ve I. Van Beethoven'ın Op. 13 Do mi-
ilgehan Erten
(keman), Tangör Ertaş
(keman), Feza Gökmen
(viyola) ve Gülgün
Akagün Sansözen'den
(viyolonsel) oluşan
'Anadolu Dörtlüsü' geçen
hafta İzmir Sanat'ta
konser verdi.
nör sonatıyla ("Pathetique") yeteneklerini
ortaya koydu. Genç sanatçı adayı. A. Scri-
abin'den. Chopin'den. S. Prokoryev'den, C.
Debussyden ve A. Adnan Saygun'dan par-
çalar da çaldı. Emre Sayarı şanslı bir genç;
çünkü 2000 yılında İZDSO'nun açtığı sınavı
kazanarak bu kurumun üyesi olmuş: fakat M.
Emır Barutçu'yu iki yıl sonra kaygılı günler
beklıyor. Nerede ve hangi kurumda iş bulaca-
ğını, geleceğinin ne olacağını düşünmeye baş-
layacak. Piyanist olduğundan, belkı bir kon-
servatuvarda göre\- alabilir. Peki o güne dek
sayılan daha da kabaracak olan yüzlerce işsiz
genç müzikçi ne yapacak?
Sanatçı adaylanna şans tanınmıyor
Geçenlerde CSO'nun başkemancılanndan
Oktay Dalaysel beni telefonla aradı. Özlem
gıderdik. Sevgili Oktay, kırk yıllık hızmetten
sonra emekli olmuş ve gü-
zel bir törenle onurlandınl-
mış; ama dertliydı. Emekli-
ye a>nlan orkestra, opera ve
bale sanatçılannın yerine
yenileri alınmıyor, böylece
kunımlar kan yıtıriyordu.
Dostumun söylediğıne göre
Ankara'da bazı konservatu-
var mezunlan Çukurova,
Antalya ve Bursa orkestra-
lanna gitmeyerek CSO üye-
liğinde ısrar etmişler. Yedi
yıldır kurumun yeni sanat-
çı adaylan için sınav açma-
sını bekleyen bu gençler umutsuzluğa kapıl-
mış ve bunalıma girmiş. Atafürk döneminden
başlayarak evrensel nıtelıklı müziği halkımı-
za tanıtma ve özümsetme yolunda önemli iş-
ler yaptık.
Konservatuvarlanmız. senfoni orkestralan-
mız ve opera-bale kurumlanmız \ar; çünkü
müzik yüceltıcidır. însana düşünmeyi, akıl \ii-
rütmeyi. duyarlı olmayı ve sevgıyı aşılar. Bu
güzellıkleri ülke düzeyıne yaymaya çalışan
sanat kurumlanmızı korumak, özellikle de
gençlerin önünü açmak gerek. Müziği her tür-
lü ekonomik kaygının üstünde tuhjıalıyız.
AB'ye ahnmamız içın yapılması gereken şey-
lerden biri de budur.
Ünlü fotoğrafçıya Isveç'te teşekkür plaketi verildi
Yıllardır Isveç'te
yaşayan ve çektiği
yazar ve şair
portreleriyle
tanınan Lütfi
Özkök'e
Stockholm'de tsveç
Yazarlar
Sendikası'nın
tarihi binasındaki
Rydbergs adlı
restoranın
duvarlarında
1989'dan beri
yer alan
fotoğraflarından
dolayı törenle
teşekkür plaketi
verildi.
Lütfi Özkök onurlandınldı
GÜRHAN
STOCKHOLM - Yıllar-
dır Isveç'te yaşayan ve çek-
tiği yazar ve şair portre fo-
toğraflanyla butün dünyada
tanman Lütfi Özkök bir kez
daha onurlandınldı. Stock-
holm'de Isveç Yazarlar Sen-
dikası'nın tarihi binasındaki
Rydbergs adlı restoranın
duvarlannda 1989'dan beri
yer alan fotofraflanndan
dolayı Özkök'e teşekkür
için hazırlanan ve duvara
yerleştirilen plaket. yapılan
alçakgönüllü bir törenle
açıldı.
İsveç bflyûkelçisi katıldı
Özkök'ün Isveçli ve Türk
dostlannın katıldığı törende,
Türkiye'nin Isveç Büyükel-
çisi Tomur Bayer de bulun-
du ve plaketin açılışını Öz-
kök'le birlikte yaptı. Daha
önce tanınmış Isveçli yazar-
lar Peter Curman ve Heidi
von Born birerkonuşma ya-
parak fotoğraf ustası ve şair
Lütfi Özkök'e teşekkür etti.
Büyükelçi Bayer de konuş-
masında, Özkök'ün ülkemi-
zin sanat dünyasındaki gu-
ruru olduğunu belirtti ve Is-
veç ile Türkiye arasında bir
kültür bağı oluşturduğunu
söyledi.
Lütfi Özkök, bu küçük a-
ma duygulanduıcı etkinJikle
ilgili olarak Cumhuriyet'e
şu açıklamada bulundu:
"1989'da bu restoranın o
zamanki işletmecisi bana
geldi ve fotoğraflarımdan
200'den fazlasını rastgele
seçti. Ben karışmadım,
çünkü daha sonra yazar
dostlarımın, beni seçtin,
beni seçmedin" gibi sözleri-
ne hedef olmak istemiyor-
dum. Fotoğraflarım, 200
nv'lik restoranın duvarla-
nnı kapladı. Zamanla. ba-
zı portrelerin yok olduğu-
nu gördüm. Konuklar, sev-
dikleri yazarları ceplerine
atıp gidiyorlardı. Büyükel-
çimizin bu törene çiçek
göndermesi ve katılması
beni gururlandırdı. Gele-
cek ay yazar dostlanmı ko-
nutunda ağırlamak iste-
mesi de sanata karşı ne
denli duyarlı bir insan ol-
duğunu gösteriyor."
Rodos'ta sergi
Lütfi Özkök, gelecek haf-
ta Rodos'taki Akdeniz Ya-
zarlar ve Çevirmenler Mer-
kezi'nin yıllık kongresine
katılacak ve Nobel sahibi 27
yazar ve şairin portrelerin-
den oluşan sergisinin açılı-
şında bulunacak. Kongreye,
Kıbns'ın iki kesiminden de
edebıyatçılar katılacak. Pe-
ter Curman, "Böylelikle bu
güzel adada esen barış ve
kardeşlik rüzgârlarına sa-
natçılar da katkıda bulun-
muş olacaklar" diye ko-
nuştu.
GÜZELİN ARDINDA
BERTAN ONARAN
Kazım Mirşan ya da
Ekinsel Irkçılık
Geçen yaz, Nilgün Şarman'ın uyansıyla, 20Tem-
muz akşamı, atv'de, Ceviz Kabuğu'nda tanımış-
tım Kazım Mirşan'ı.
Türk Dilinin Kökeni'yle ilgili tartışma, 29 Haziran
akşamı Haluk Tarcan'la başlamış, ertesi hafta sür-
müş, ben ancak sonuncuya yetişebilmişim.
Ama o sonuncuda bile, karşısındaki okullu bil-
giç'in (daha doğrusu okumuş bilgisizin) tüm çaba-
lanna karşın, Sayın Mirşan'ın söylediklerinin öne-
mini sezebilmıştim.
Şimdi elimizde, Ceviz Kabuğu yayınlarının bas-
tığı o üç tartışmanın da metni var. Haluk Tarcan'ın
Kazım Mirşan'dan ödünç aldığı somut bilgilerle öne
sürdüğü temel sav şu: Batılılann inatla, jsrarla öne
sürdükleri, tersini kimseye söyletmedikleri sava gö-
re, uygarlığın temeli olan yazı Mezopotamya'da,
Sümerlerle başlamış; sonra bayrağı Yunanlılar al-
mış.
Oysa, Tarcan, On-Türklerin tarihiyle ilgili çalış-
malarının sonunda, yazıtlara dayanan belgeleriyle,
Yunanlıların adının bıle, Üst-Asya'dan gelmiş öke-
rik adlı kavmin adının sıkışıp Grek'e dönüşmesiyle
oluştuğunu savunuyor.
Mirşan, haklı olarak, yazı olmadan uygarlık ol-
maz, deyip, yeryüzünde resim ya da düşün yazı-
sından abeceye ilk geçişin Orta Asya'da, Türkler-
de başladığını savunuyor; Türklerin başlıca beş böl-
gede: Issık Göl ve çevresinde, Sibirya'da Ulukent
Havzası'nda, Ural Dağları'nın güneyınde, Şölgen-
taş Mağarası'nın dolayında, Doğu Anadolu'da, Er-
zurum yörestnde, son olarak da Güneybatı Fran-
sa'da yaşadıklarını, üstelık yazılı kanıtlarıyla, anıt-
larla, kendisinin ınsanlık tarihinde ilk kez okuyup
metne döktüğü belgelerle savunuyor. Ispanya'da-
ki mağaralardan, Italya'daki yazıtlardan, taşlardan
tutun da, Mısır piramitlerıne, çivi yazısına dek sa-
yısız belgeden söz ediyor.
öne sürülenlerın tersine, Italya'ya Anadolu'dan
göçmüş Etrüsklerin değil, Yunanlıların abeceyi on-
lardan aldıklarını belgeleriyle, ömekleriyle kanıtlıyor.
Ammaa! Türk halkının vergileriyle Amerika'da, Av-
rupa'da ya da buradaki yüksekokullarda okutul-
muş profesörler, doçentler, yardımcı doçentler, ha-
ni şu kendimizi bildik bileli yinelenen ekinsel buyu-
ruculuk (kültür emperyalizmi) altında yamyassı ol-
duklarından, eğitım sandıkları bütün koşullanmala-
nnı ırkçı, kıskanç, yasakçı Batı'ya borçlu oldukla-
nndan; ve daha da önemlisi, Mirşan'la Tarcan'ın,
haklı olarak sayısız kez yıneledikleri gıbı, yarım ya-
malak öğrendikleri, küçümsediklerı, utandıkları
Anadolu Türkçesi'nin dışındaki öbür Türk dillerini,
yazılannı bilmedikleri için, asıl kaynakları, belgele-
ri okuyamadıklan; yalancı Batı kaynaklarınatuksak
kaldıkları için, söylenenlere sürekli karşı çıkıyor; bu
iki sabırlı araştırmacıyla dalga geçiyor, inanacakla-
rı engellemeye çalışmışlar, çalışıyorlar.
Oysa Kazım Mirşan, rastlantı ve gerekliliğin ar-
mağanıyla, Türkistan'ın lli Nehri üzerindeki Kulca
kentinde dünyaya gelmiş; ilkokulu Çin'de okumuş;
ortaöğretime Türkiye'de başlamış, Almanya'da ta-
mamlamış; orada başladığı mühendislik eğitimini
Teknik Üniversite'de bitirmiş. Dolayısıyla Almanca,
Rusça, Çince, Ingilizce, okuyup anlayacak kadar
Latince, Yunanca, Italyanca'nın dışında, belli baş-
lı bütün Türk dillerini bilıyor.
Buna dayanarak, yeryüzündeki bütün abecele-
rin, Türk yazısından yola çıkarak türetildiğini öne sü-
rüyor; Türkçe yazının Şölgentaş Mağarası'nda bu-
lunan kaynaklarda, 16 bın yıl öncesine dek uzandı-
ğını; Erzurum'un Cunni Mağarası'nda bulunmuş
olan, kendi gözüyle okuyup yazıya döktüğü yazıt-
lara göre, ünlü Mısır çivi yazısının bıle, tam 7000 yıl
önce, Anadolu'dan gitmiş olacağını savunuyor.
Üstün yetenek, olsa olsa, evrendeki ilışki ağını en
az ıpucuyla, hani şu can gözü adını verdiğimiz ye-
tenekle sezip dile getirme olduğuna göre, o sıradı-
şı varlığın, Mustafa Kemal Atatürk'ün, elinin altın-
da henüz Kazım Mirşan yokken, şaşmaz biçimde
saptadığı gibi Anadolu'da 7000 yıllık Türk varlığı da
belgelenmiş oluyor.
Kıtapta sayısız aynntısını bulacağınız bu kanıtla-
ra ırkçı, sözün tam anlamıyla bağnaz, çıkarcı Ba-
tı'nın inanmasını boşuna beklemeyin.
Mirşan, Tarcan gibi sabırlı araştırmacılar aslında,
Atatürk'ün ünlü: Türk, öğün, ÇALIŞ, güven öğüdü-
ne sağlam bir temel kazandırmaya uğraşıyorlar;
hem de somut belgelerle.
Irak Savaşı gözümüzü yeterince açmaya yetecek
mi, hep birlikte göreceğiz, yaşayacağız.
sbonaran hotmail.com
BUGUN
• CEMAL REŞİT REY KONSER
SALONL'nda 20 OO'de K. B. İstanbul Devlet
Klasik Türk Müziği Korosu'ndan 'Beste-i
Kadim ve tstanbul Şarkılan' adlı konser.
(0 212 232 98 30)
• NARDtS JAZZ CLUB'da 21 30'da Şenova
Ülker, Imer Demirer, Halil, Can Çankaya,
Güray Aktalay, Yavuz Duman, Aydın Özarı,
Serkan Özyılmaz konseri. (0 212 244 63 27)
• BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ALBERT
LONG HALL KÜLTÜR MERKEZİ nde
19.30'da Zeynep Tanbay'dan dans gösterisi ve
Zeynep Oral söyleşisı. (0 212 287 02 32)
• BABYLON'da 21.30'da DJ Arkın AJlen.
(0 212 292 73 68)
• AKBANK KÜLTÜR VT SANAT
MERKEZİ'nde 18.30'da Kendini Koruyan
Kentler Dizisi' kapsamında 'Korumada
Talas ve Ağırnas Orneği' konulu panel.
Katıhmcılar: Prof. Dr. Hüseyin Yurtsever,
Ceyhan Yücel, Yrd. Doç. Dr. Sencer
Erkman. (0 212 252 35 00) '•
M OSMANLI BANKASI KARAKÖY
BtNASI'nda 18.30-20.30 saatleri arasmda
Yüdırım Büktel'in katılacağı 'Kudüs' adlı
söyleşi. (0 212 233 22 38)
• RİTÜELde 18.30da Etyen
Mahcupyan ın katılacağı 'Zihniyet Yapılan
ve Değişim' adlı söy|||. (0 212 243 13 91)
• ATATÜRK KÜLTTJR MERKEZİ
SİNEMASI'nda 15.30 ve 19.00'da'Cennetten
Çok Uzakta'. (0212 251 5600/373)
M TURKCELL BİNASI'nda 18 30 da
'Kurmaca Gerçek: Yeni Iran Sineması'
.kapsamında 'Yakın Plan'. (0212 252 35 00)