06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 10 MAYIS 2003 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AMERİKA'NIN sözde devlet adamlan avanakça demeçlerte Tür- kiye Cumhuriyeti'ni aşağılayadur- sunlar, devletin kurumlan yine bu devletin içinde zaman zaman orta- ya çıkan yanlışlan ve kusurian dü- zeltmeye devam ediyor. Başkalannın dıştan eleştirilerine, uyarmaJanna gerek duymadan. Hatta, bazan, "Hatayapsınlarda Türkiye kendiiçinden birazdahaza- yıflasın" diye hınzırca göz yumuş- lanna aldınş etmeden. Son ömek, Anayasa Mahkeme- si'nin 61 yaşta emeklilik konusun- daki yürürlüğü durdurma kararıdır. Bu karar, hem kamu hizmetine ada- nışın kutsallığı, hem de mahkeme- ce yoaımuyla geliştirilen "yûrüriü- ğü durdurma" yetkisinin önemi ve yararı açısından kutlanmaya değer btr karardır. Şimdi kamu hizmetindeki yük- seliş beklentileri yerine gelme- den erken yaşta emekli edilme teh- didiyle karşı karşıya kalanlar artık bu karabasandan kurtulmuş olacak- lar. Emekli edilmiş olanlar da, teb- liğ tarihinden sonraki 60 gün için- de iptal davası açaıiarsa yenkten AÇI MUMTAZ SOYSAL Trauma görevlerine dönebilecekler. Hatta "manevî tazminat" iste- meye hak kazanmış olarak. Çünkü, kısa bir süre için de ol- sa, psikolojik şok geçirmişlerdir. Düşünün ki, yirmi beş yıldır kamu hizmetindesiniz; sonra, hizmetini- zin bitmesine daha dört yıl varken günün birinde, iktidar olmayı hoy- ratlığa hak kazanma olarak yorum- layanlar bir yasa çıkarıp sizi eve yollayıveriyorlar. Hem de, bu hoy- ratlık yasasında bile "görevin önem, sorumluluk ve niteliğiitibanyla hiz- metine ihtiyaç duyulup görevinde kalmaiartnda fayda görülenler" açı- sından bir istisna tanındığı, böyle- lerin 65 yaşına kadar çalışabilme- leri mümkün kılındığı halde. Yani, 61 yaşında eve yollanmış- sanız, evdeki çoluk çocuk, yakın- lannızvearkadaşlannız, "Demekki görevi ve sorumluluğu pek önem- li değilmiş, kendisine de ihtiyaç duyulmuyormuş" diye düşünmez- ler mi? 0 anlan ve günleri yaşamış olmanın acısı ve etkisi, herfıangi bir kazanın ya da felaketin "tra- uma "sından daha mı hafrftir? Türkiye'de aptalca yaygınlaştı- rılan "kamu hizmeti düşmanlı- ğı"r\a son verme zamanı gelmiştir. Birkaç noktayı akılda tutarak. Birincisi, bu ülkedeki kamu gö- revlisi oranı Avrupa Birliği ülkelerin- dekine göre bile düşük bir orandır. Sorun, büyük ölçüde, bu insanla- nn görevlere ve yerlere yanlış pay- lastırılmış olmasından kaynakianır. ıkinci ve daha önemli nokta, şu soru doğru sorulunca ortaya çıka- caktır: Devlet, bir sosyal devlette kendisine düşen görevlerin hepsi- ni yerine getiriyor mu ki, memur fazlasından söz ediliyor? Kamu hiz- metinde "memur fazlası var" di- yenler, eksik kamu görevlerinin ya- pılmasına karar vermişler midir ki fazlalık sözü etmektedirler? Erken emekliliğin amacı, galiba, yeni kadrolaşmaya yer açmaktan ibaretti. Ortnanlarla îlgili Anayasa Değişikliği Ferruh ATBAŞOĞLU Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanı SSM SABANCI ÜNİVERSİTESİ SAKIP SABANCI MÜZESİ Sakıp Sabancı Müzesi'nde "Anneler Günü" 11 Mayıs Pazargünü bütün Anneleri ve Çocukları Müzemizde bekliyoruz. Giriş ücretsiz. Anneler Günü'nüz Kutlu Olsun. Bu Cumartesi - Pazar, Anneler Günü'ne özel olarak, Atıl Kutoğlu'nun tasarlamış olduğu eşarp, fular ve t-shirtler müzemizin butiğinde ve Sabancı Üniversitesi'nde indirimli olarak satışa sunulacaktır. Mayıs - Haziran - Temmuz aylarında PAZAR günleri müzemizi ziyaret edenler saat 15:00'te verilecek Klasik Müzik Konserini de ÜCRETSİZ olarak dinleyebılirler. Müzemız Pazartesi dışında her gün açık Emirgan, istanbul Tel: (212) 277 22 00 http://muze.sabanciuniv.edu ÜCRETSİZ GİRİŞ İÇİN BU İLANI LÜTFEN YANINIZDA GETİRİNİZ. 4 Nisan2003 tarih ve 4841 Sayüı Ya- sa ile TC Anayasası'nın baa mad- deleri değiştirilmiş, yeni hüküm- ler eklenmiştir 4841 Sayılı Ya- sa'nın ]. maddesinde seçmen ya- şı 25'e indirilmiş. 2 maddesinde anayasa- nın 169. maddesinde "Ormanlann yalnız devletçe yönetitip işletifeceği'' hükmü mev- cut iken, bu kez "jşlettiriKr" hükmü ekJen- nuş, 170 madde de ıse "31.12.1981 tarihin- den önce bifim vefen bakınundan orman ni- tehğini kaybetmiş olan yerlerin değeriendi- rilmesi ve yine biÛm ve fen bakınundan or- man olarak muhafazasında yarar görühne- yen yerlerin tespiti, orman smırian dışma çı- kardarak orman köylüsünün buralara yer- leştirihnesi, halkınyarartanmagna tahoonin kanunla düzenlenmesi, bu halkın işktme araç ve gereçkrinin sağlanması, orman için- den nakiedikn köyler halkına ait arazilerin derhal ağaçlandıninıası" hükümleri yanına "31.12.1981 tarihinden önce biBm vefen ba- lanundan orman niteliğini tamamen kay- betmiş ve orman sınırlan dışına çıkanlmış verierindevTİ-tahsisi-terki-kirayaverilmesi- üzerindesuurh aynihak tesKJ-saüşr biçimın- de yeni hükümJer ekienmiştir. 1-Öncelikle, hükümetin bu yoldaki çalış- ması ve duyurusu. sadece 170. maddede de- ğişiklik yapılarak dışan çıkanlan yerlerin orman köylüsü dışmdakı kişilere de satışı- nı sağlamak biçiminde bir değişikliği içeri- yordu. 169. madde gündemde değildı. Oysa şimdi 169 maddeye ekJenen "Dev- let ormanlannın devlet efiyle işletinr hük- müne, işlettirinr" hükmü eklenerek yeni ve çok vahim sonuçlar getırecek bir değişiklik yapılmıştır. Bu değışıkliğıngetireceği sonuç- lan şöyle sıralayabıJznz a- Devlet ormanlannın, devlet dışında da işlettirilmesi özel sektörü ve özellikle yaban- cı şirketi devreye sokar Devlet ormanlannın ışletilmesi yabancı şırketlere verildığı takdirde, ormanlar sade- ce ağaç ve bitki kavramından ibaret olma- yıp, ana öğe olarak toprak söz konusu ola- caktır ve orman işletmecılıği uzun yıllan içeren bir işletmecılik olduğundan yabancı şirketler, ormanlanmıza ve topraklanmıza gi- receklerdır. b- Yabancı şirketlerin ormanlanmıza (top- rağımıza) yerleşmesi haluıde, o ormanlar- da yaşayan ve orman ıçi yayla ve meralar- da hayvancüık yaparak ekmeğini ormandan çıkaran orman köylüsü ile sürtüşmelere ne- den olacak köylünün huzuru bozulacak, ge- çim yolu da kapanacaktır. Bu da sosyal ve ekonomik bunalımı hazırlayacaktır. c-Orman topraklannın uzun yıllar yaban- cı şirketler elinde bulunması, siyasal bağım- sızlığı, toprak bütünlüğıimüzü zedeleyici ol- gulan beraberinde getirecektır. ç-Yeni birkapitüJasyon dönemi başlaya- cak ve dönûşü çok zor bir yola girilmiş ola- caktır. d- Yabancı şirketlerle doğacak ıhtilaflar- da, tahkim konusu gündeme gelecek ve ya- bancılar ülkemiz ormanlan üzennde soz sa- hibi olabilecektir. 2 - a) 170. madde de ise. yukanda özet- lediğim eski maddeye "saüş yanında- de- vir-terk-idralama-ayııi hak tesisi" gıbı yeni hükümlereklemiş, hükümet satışia 25 mil- yar dolar elde edeceğini ilan etmiştir. De- vir ve terk olgusu satış yamnda yer aldığı- na ve bu yeni hükümlerle ormanlann bedel- siz olarak binlerine devri ve terk edileceği şündiden belli olduğuna göre satılacak ke- sim neresidir ve bu 25 mılyar dolar nasıl ka- zamlacaktır? b)- Yine 2/B ile çıkanlan yerler ya da 2/B'ye konu olacak kesimler küçük bir alan ya da miktan belli bir kesim değildır. Tüm Türkiye ormanlanna özellikle rantı yıiksek İstanbul. Yalova. Karamürsel, Kocaeli, h- mir, Bursa, Antarya, Adana, Mersin. Bolu, Ilgaz, Toroslar'da yer alan ormanlann için- de binlerce "viDa,işj«ri,fabrika, oteLlokan- ta,cafeyapdanbahuımaktadır" Buralarda yerleşenler orman köylüsü değıldir. Toprak ihtiyacı ile gelmemişlerdir. Ormandan elde edilen bu yerler, ağaçlar. bitkiler kesilerek, yakılarak, sürülerek zorla ele geçirilmiştir. 6831 Sayılı Orman Yasası'nın 14. ve 17. maddeleri bu eylemleri suç saymış ve a>™ yasanın 91, 92. ve 93. maddeleri bunlara karşı hapis vepara cezasını öngörmüştür. Hat- ta Orman Yasası cezabölümünde yapılan de- ğişiklikle orman suçlannda müebbet hapis ve ölüm cezası dahı öngörülmüştür. O halde suç sayılan ve cezai müeyyıdele- ri olan tüm olgular bu yeni anayasa değişik- liği ile yok sayılacak ve suç işleyenlere el- de etügi yerler venlerek ödüllendırilmiş ola- caklardır. Bu hukuk devleti ilkeleri ile bağ- daşmaz ve kabul edilemez büyük bü" yan- lıştır. Hükümet gerekçesinde. bu yerlerden -ecrimisiJ ahnıp, kişilere saOlmasr halinde ödüllendinlmemiş olacaklan ıJeri sürülmek- tedir. Oysa, tam tersı bir olay söz konusu- dur. Ormana tecavüz eden, kesen, bıçen, ya- kaa yok eden, yerleşen, hem mülk sahibi ola- cak, hem de tapuyu ele geçirdikten sonra bü- vük rantlarla bu yerler başkalanna devredi- lecektir. Işte asıl ödüllendirme bu şekilde ger- çekleşecektir. Anayasa ve yasalara saygılı olup ormana el atmamış vatandaşlar, bu olgu karşısında düşünecekler ve hukuk devletine, anayasa- ya, yasalara güven duygulan sarsılacaktır. Bunun sonucu psikolojik, ekonomik, sosyal bir kaos oluşacaktrr. Bu olayuı asıl felaket yönü ise, 6831 Sa- yılı Yasa'nın, dışan çıkarma olgusunu sağ- İayan 2/B maddesi yürürlükte bırakılmış ol- masıdır. Bu madde yürürlükte oldukça dışa- n çıkarma işlemleri devam edecektir ve et- mektedir. 2/B yapay bir kavramdır, bilimsel ve gerçekçi bir dayanağı yoktur. zira, anaya- sada ve yasalarda "Bilmi ve fen baknnmdan tam nitelik kaybı" ifadesı yer almıştır. Tür- kıyemizin ormanlan, bilim ve fen bakınun- dan doğal olarak niteliğini yitirmemiştir. 31 Aralık 1981 tarihinin hiçbir anlarru yoktur. Zira, yasa yürürlüktedir ve 1981 'den sonra günümüze değin devam eden her dı- şan çıkarma ışlemi 31.12.1981 'den önce "nitelik yitinniştir" gerekçesine dayandın- larak sürdürülmektedir. Bu yasa iptal edil- mez ve uygulanması devam ederse. Orman Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre 20.199.296hektarolanorman variığımız, bel- li bir süre sonra tükenecek ve dışan çıkan- lacak orman kalmayacaktır. Bu vahim gidi- şin sonucu olarak Türkiye çölleşecektir. Ne acıdır ki, çölde yaşama olanağı yoktur Oy- sa gelecek kuşaİdara, yeşil ve yaşanır bir ül- ke bırakmak devletin ve ulusun görevidir. Bu nedenlerle, açıkladığım olgular göze- tilerek, öncelikle ormanlann sürekli olarak rejim dışına atılmasuıı ve yok olmasını sağ- layan 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi kal- dınlmalı, dışan çıkarma eylemi ve işlemle- ri "durdurulmair. anayasadaki hükümler Türktyeormanlannın geleceğini girvence aJ- tma alacak. ormanlann yok olmasını önle- yip ulusa v« orman köylüsüne akıkı \»Ua yarar sağlayacakbiçimde yeniden düzenlen- meli, bugün ulaşüan yanhş \oldan dönül- melidir. Aksi halde vann çok geç olacakür. Şimdi Bellona'da sizi zorlamayacak ödeme seçenekleri var. Seçin, zorlanmadan ödeyin! PENCERE Empepyalizmin Türkiye'de Diiş KınKlığı... Meserret Kıraathanesi'nde demli çaylannı yu- dumlayan Şaban ile Ishak bahse tutuşmuşlar... Şaban: - Nuruosmanye Camisi'nin kapısında, diyor- muş, zincir yoktur— Ishak: - Hayır, vardıri- Tartışma uzamış, sorunu yerinde çözmeye ka- rar vermişler, kakıp camiye gitmişler, kapıda zin- cir asılı duruyormuş, ama, Şaban diretiyormuş: - Yoktur!.. Ishak zinciri alıp şakkadak Şaban'ın kafasına vurmuş... Nafile... Şaban yine: - Yoktur, yoktur, yoktur!.. • Türkiye Cumhuriyeti emperyalizme karşı bir Kur- tuluş Savaşı'yta kuruldu, ama çoğu okumuş kişi 'em- peryalizm' sözcüğünü, eski deyişle, 'telaffuz' et- mekten çekinir; böyle bir şeyi yok sayar... Osmanlı'da da böyleydi; Jön Türkler'de emper- yalizm kavramı yok gibidir; Hele Abdullah Cevdet, Prens Sabahattin, Ahmet Rıza'daki 'Avrupa hay- ranlığı' böyle bir yaklaşıma hiç izin vermezdi. Bugün ortalıkta dolaşan çoğu Amerikancı ente- lin ağzından emperyalizm sözcüğü çıkmazken Bush'un Amerikası emperyalizmin daniskasını komşumuzu işgal ederek gösterdi... Nuruosmaniye Camisi'nin zincirini al eline, vur Amerikanofilin alnına... Nafile!.. • Amerikancı politika öylesine iliklerimize işlemiş- tir ki AKP sandıktan çıkınca Recep Tayyip ilk iş olarak Başkan Bush'un kapısına vardı; daha ne baş- bakandı, ne milletvekiliydi; ama.görünüşte Mec- lis'in yüzde 66'sınaegemendi. Beyaz Saray'ın pat- ronu ayağına gelmiş fırsatı kaçırır mı?.. Hemen anlaştılar... Pazarlığın kurbanı Irak'tı... Amerika ellerini uğuşturuyordu; Iskenderun'dan çıkarma başladı, kamyonlar, tanklar, toplar, silah- lar, cephane, asker, falan filan... Ama Meclis bu gidişe 'dur' deyince, yalnız işler değil, Amerika da bozuldu... Gayrimeşru bir savaşın güdülenmesinde Türki- ye emperyalizme teslim olmadı... Ama sen kalk bunu Amerika'ya anlat anlatabi- lirsen, 'neo emperyalizm'm kuramcısı Wolfowitz diyor ki: "- Türkiye hata ettim, desin." Oysa Türkiye hata yapmadı... Burnunda çiçeği ve ayağının tozuyla Bush'a ko- şup 'mutabakat'avaran Recep Tayyip'e güvenmek- le Amerika büyük hata yaptı. • Peki, şimdi Amerika ne yapacak?.. Herkes merak ediyor... Irak nasıl durulup hangi koşullarda bir yönetime kavuşacak?.. Amerika, Afganistan'da ne durumda?.. Kâbil'den ötesine laf anlatabiliyor mu?.. Suriye kolay lokma sayılabilir... Ya Iran?.. Bush'un Asya seferinde Türkiyesiz yola çıkması olanağı yokgibi... • Amerikan emperyalizmi 'Yeşil Kuşak' kuramıyla kırk yıl Türkiye'de dincileri destekledi; bugün kar- ştsında gördüğü Tayyip Erdoğan bu siyasetjn tohum- layıp büyüttüğü bir politikacıdııi.. GENÇ FELSEFECİLER İÇİN ULUSLARARASI DENEME YARIŞMASI MACİT GÖKBERK FELSEFE ÖDÜLÜ Gökberk ailesince konulan Macit Gökberk Felsefe Ödülü bu yıl Türkiye'de toplanacak 21. Dünya Felsefe Kongresi'yle bağlantılı olarak, Kongrenin genel konusu olan Dünva Sorunları Karşısında Felsefe başlığı altına girebilecek bir denemeye verilecektir. Kablma Koşullan: 1. Yarışma 40 (kırk) yaş altındaki bütün felsefe- cilere açıktır. 2. Yarışmaya Kongrenin genel konusuyla ilgili tek denemeyle katılmak gerekmektedir. 3. Yarışmaya sunulan denemeler iki aralıkla ya- zılmış 10 (on) sayfadan kısa, 20 (yirmi) sayfa- dan uzun olmamalıdır. 4. DenemelerTürkçe, Ingilizce, Franstzca, AJman- ca dillerinden birinde yazılmış olabilir. 5. Yarışma sonucu, 21. Dünya Felsefe Kongre- si kapanış töreninde duyurulacaktır. 6. Denemeler, 20 Temmuz 2003 tarihine kadar toc (Stfk.org.tr elektronik posta adresine gön- derilmeli ve başında "Macit Gökberk Felse- fe Odülü" deyişi yer almalıdır. KİRLİ KRAMPONLAR ECEVİT KILIÇ Uyuşturucu, fuhuş ve hayali ihracat gibi illegal işlere bulaşan mafya kendisini legal hale getirmek için hedefini futbola çevirdi. Kirli işlerden kazandığı paraları futbolla aklayan mafya meşin yuvarlağm yeni patronu olmak istiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle