06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1O MAYIS 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Kadro koşulları CHP'nin yayın organı "Gün- dem"\r\ mayıs sayısında "Liyakat değil tarikat" başlığı altında A-K- P'nin nasıl kadrolaştığı belge belge, ad ad sıralanmış. Listeyi gözden geçirdiğinızde A- K-P'nin "kadrolaşmada aranan koşullan" üç odakta toplanıyor: 1- A-K-P milletvekillerinin, yöneticilennin eşi, dostu, akrabası olmak. 2- Recep Tayyip Erdoğan döneminde Istanbul Belediyesi'nde çalışmış olmak. 3- Imam kökenli olmak. llk iki şık ile ilgili çok haber, yoaım çıktı. Istersenız biz üçüncü şıkka tek bir örnek verelim: Dünyaca ünlü piyanistimiz Idil Biret'i emekli eden Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Müsteşan Mustafa Isen, imam hatip okulu mezunudur ve 2 yıl Pasinler'de imamlık yapmış, daha sonra üniversiteye geçmiştir. Her gün kendisine gelen bilgileri derleyerek, taradığı gazetelerdeki haberleri toplayarak A-K-P'nin kadrolaşmasını yakından izleyen CHP Kars Milletvekili Selami Yiğit'in önerısi uyarı niteliğinde: "Geçmişte yaşanmış kadrolaşmalardan farklı olarak çok daha büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Uyanık olmalıyız. Göreve getirilenleri yakından izlemeli, attıklan her adımı izlemeliyiz. CHP bünyesinde milletvekillerinden, parti yöneticilerinden, yerel düzeyde görevli arkadaşlanmızdan oluşan komiteler kurmalı, iz sürmeli, bilgi ve belge toplamalıyız. AJdığımız her bilgiyi değerlendirmeli, kamuoyu ile paylaşmalıyız." IŞIK KANSU 17 Ağustos depremi fırsat bilinerek, deprem korkusundan bile para kazan- manın yolu bulunmuştu. Zorunlu dep- rem sigortası çıkartıldı ömeğin, sigorta şirketlerine büyük kaynak -son bir yıl içinde 66 trilyon liraya yakın- aktanldı. Bir başka deprem fırsatçılığı da, bir ya- sayla yapı denetiminin özel şirketlere devredilmesiydi. 0 dönemde, yapı de- netiminin özelleştirilmesinin sakıncala- nnı dile getiren görüşleri köşemizde yan- sıttığımızda bize ilk karşı çıkanlar da "projeci sosyal demokratlar" olmuştu. Geldik Bingöl depremine. Onlarca kü- çük can çürük okul binasının altında kal- dı, "projeciler", yapı denetimini piyasa- laştıranlar da bu acıyı seyretmekle ye- tindiler. Çünkü! Yapı denetimi yasası ile bu alan özel şirketlere devredilirken "muhtemelafet- Deprem fırsatçılığılerde can ve mal güvenliği sağlama" görevi 19 il için uygun görülmemişti. Aralannda Bingöl'ün de olduğu bu iller şunlardı: "Amasya, Bartın, Burdur, Er- zincan, Hakkâri, Isparta, Kınkkale, Kas- tamonu, Kırşehir, Karabük, Kahraman- maraş, Manisa, Muğla, Osmaniye, Si- irt, Şırnak ve Tokat." "Yapı Denetimi Hakkında Kanun" kapsamına sokulma- yan bu illerin özelliği neydi? Temel özellikleri, 1. derece deprem bölgesi içinde olmalarıydı. Bir başka özellikleri daha vardı: "Yoksul iller ol- malan." Peki, özel yapı denetim şirketlerinin kapsama alanlan hangi illerdi? Elbette Istanbul gibı, Antalyagibi, Izmirgıbi, An- kara gibi varsıl iller... Gayri safi milli hasıladan binde 2 pay alan 1. derece deprem bökjesindeki Er- zincan kapsama alanı dışında; yine gay- ri safi milli hasıladan binde 79 alan ve 4. derece deprem bölgesındekı Ankara kapsama alanı içinde! Niye? Nedeni yine bir sorunun çen- gelinde asılı: "Yapı denetimi"r\\ üstle- nen, üstlenecek olan özel şirketler, yok- sul kentlerden mi para kazanır, varsıl kentlerden mi? Açıkçası, temel bir kamu görevi, so- rumluluğu olan yapı denetimi ticarileş- tirilirken, Bingöl depreminde ölen ço- cuklanmızın canlan da kâr hırsıyla takas edilmiştir! Başta TMMOB olmak üzere ilgili ku- ruluşlann uyarılannı göz ardı ederek bu yasayı önerenler, çıkaranlar ve onu des- tekleyen projeci sosyal demokratlar şim- di kendilerini nasıl hıssediyorlar, çok me- rak ediyoruz. Ziraat Mühendisleri Oda- sı Başkanı Gürol Ergin, CHP milletvekili olduktan sonra görevinden aynldı. Yerini, gönül rahatlığıyla yi- ne kendisi gibi bilimsel ça- lışmalara ağırlık veren, ça- lışkan, özverili, genç bir meslektaşfna, Gökhan Gü- naydın'a bıraktı. Günaydın, yalnızca zira- at mühendisi değil. Aynı za- manda hukukçu, aynı za- manda iktisatçı. Atatürk Üniversitesi Zi- raat Fakültesi, Istanbul Hu- ZMO'ya yeni başkan kuk Fakültesi ve Anadolu Üniversitesi Iktisat Fakül- tesi mezunu. TODAlE'den yüksek lisanslı. Dahası, ha- len Siyasal Bilgiler Fakül- tesi Syaset ve Yönetim Bi- limi anabilim dalında dok- tora çalışmalannı sürdürü- yor. Düşüncelerini, yetenek ve birikimini örgütçülükle bütünleştirebilen Günay- dın'ın ZMO'nun emekten, ulusal değerierden ve halk- tan yana geleneksel çizgi- sini sürdüreceğine herkes inanıyor. Hem, son günler- de düzenlenen bir sempoz- yumda söyledigi şu sözler onun: "Küresel emperyalizmin ve onun yehi işbiriikçileri- nin yaymaya çalıştktan Tür- kiye'de tanrna aynlan kay- naklar ülke için bir kara de- liktir' iddiası gerçek dışıdır. 1999 yılındanbu yana Tür- kiye'de, kamu bûtçesinden tanma aynlan kaynak yılda 2 milyar dolann altındadır. Halkınneredeyse yarısının doğrudan istihdam edildi- ği ve geçimini sağladığı bir sektöre aynlan bu kaynak bir kara delik değil, sonyıl- larda doğrudan gelir des- teği uygulamalarında da somutlaştığı üzere olsa ol- sa nafakadır." Gökhan Günaydın'a ye- ni ve zoriu görevinde başa- nlar diliyoruz. Sosyalist basın çahşanlan "Çalışanlanmız tutuklanıyor. arşivlerimi- ze, fotoğraf makinelerimize, bilgisayariarımıza el konuluyor" dediler. Polislerden açıklamaya büyük 7/gf Sosyalist basından baskılara protesto tstanbulHaber Servisi - Tür- kiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) önünde toplanan çeşit- li gazete ve dergilerin çah- şanlan, geniş güvenlik önlem- leri arasında "sosyaBst basın üzerindeki" baskılan protes- to etti. TGC önünde bir araya gelen Ekmek ve Adalet, Direniş, Iş- çi Köylü. Dayanışma, Ahnte- ri, Kızıl Bayrak, Çağn. Odak, Devrim, Barikat. Devrimci De- mokrasi ve Yeni Arılım gaze- te ve dergilerinin çahşanlan, "halkm haber abna özgüriüğü- nûn yönetenlerce engellendi- ğmi" savundu. "Bize Gücü- nüzYetmez", "SansürehayTr". "Devrimci-sosyalist basın sus- turulamaz" yazıh dövizlerin açıldığı gösteride, 7 otobüs dolusu çevik kuvvet polisi gö- rev aldı. "Sosyalist basın" çalışanla- nnuı açıklamasında, "Düşün- ce ve haber alnıa özgürlüğüy- le ilgili olarak yapılan açıkla- malara karşın ilerici basına yö- nelik baskdar artarak sürü- yor. Yayınlanmız toplatihyor ve milyaıiarca liralık para ce- zalan ahyoruz. Çahşanlanmız tutukiamyor, dergi ve gazete- lerimirin bürolan basıhyor, ar- şivlerimize, fotoğraf makine- İerimize, bilgisayarlanmıza el konuhıyor." denıldi. Açıklamada, cezaevlerinde tutulan sosyalist gazete ve der- gi çalışanlanndan MemikHo- ruz, Erdal Tan, Necati Abay, Kamber Saygıh, Yaşar Çam- yar, Yaşar Yıhnaz, Erol Zavor ve Cumali Kıhçın bir an ön- ce serbest bırakılması istendi. Eylem, "Susmadık, susma- yacağE" şeklinde atılan slo- ganlann ardından alkışlarla sona erdi. Emniyet kayıtlan yine 'hata 'yayol açtı Gökalp Eren'e 8 saatlik gözalb tstanbul Haber Senisi - KKTC Başbakanı ve UBP Ge- nel Başkanı DervişEroğnı'nun resmi konuğu olarak KKTC 'ye gitmeye hazırlanan 68'liler Birliği Vakfı Başkanı Gökalp Eren, Istanbul Ata- türk Havalimanı'nda gözaltı- na alındı. Eren'in"1971 yıhn- da tstanbul Süayönetim Ko- mutanhğı'nca ahnan 'yurtdı- şına çıkamaz'" karan gerek- çe gösterikrek gözaltma alın- dığı beUıiendi Eren yaklaşık 8 saat gözalünda tutulduktan sonra serbest bırakıldı. "KKTC toprak değil vatan- dır" düşüncesiyle bir araya ge- len yüzlerce demokratik kıtle örgütü ve aydından oluşan Kıb- ns'a Etestek Plarformu'nda yer alıp eylemlerine destek veren 68'liler Bırlığı Vakfı, KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu ta- rafından başkanı olduğu UBP'nin kongresine davet edil- di. Vakıf Başkanı Eren de bu çagnya uyarak. dün KKTC'ye gitmek üzere Atatürk Havali- manı'na geldi. Ancak hava- alanında bulunan polis yetki- lileri, Eren'i, hakkında 1971 yılında Istanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'nca ahnan "yurt- dışına çıkamaz" karannı ge- rekçe göstererek, gözaltına al- dı. Vakıf Başkanı Eren, yurt- dışuıa çıkış yasağının kaldı- nldığının anlaşılması üzerine 8 saatlik gözaltı süresinden sonra, saat 16.00 sıralannda serbest bırakıldı. Büyük başkan Türkiye'nin sonucu belli bir erken seçime sürüklenmesinin en büyük nedenlerinden biri DSP'yi parçalayan Yeni Türkiye hareketiydi. Başını Ismail Çem ve Hüsamettin Özkanin çektiği bir grupla kurulan Yeni Türkiye Partisi'nin bugünkü durumu belli. DSP'den aynlış sürecinde pek iddialı hedefleri olanlann çoğu şimdi YTP'de değil. Eski ANAP liderinin, Mesut Yılmaz'ın yakın dostu Hüsamettin özkan da geçenlerde YTP'den istifa etti. YTP Genel Başkanı Ismail Cem'egeçen hafta gazeteciler sormuşlar, "Hüsamettin özkan'ın partiden istifası yapılanmanızı nasıl etkiler?" diye. Cem, yanıtlamış: "Partiye olumlu ya da olumsuz bir etkisi olmaz." Arşivimizi kanştınrken bulduk, 16 Temmuz 2002 tarihli gazete kupürünü. Ismail Cem, 15 Temmuz 2002 günü DSP'den istifa eden milletvekilleri ile 4.5 saatlik bir toplantı yaptıktan sonra şu açıklamayı yapmış: "Ben genel başkan olarak, bu süreci başlatan, bu oluşumun bu noktaya gelmesini sağlayan Hüsamettin özkan7 en büyük başkan olarak görüyorum. Ben genel başkanım, ama büyük başkan özkan." özkan'ın istifasının YTP'ye tek etkisi olmuş: Büyük başkanlık sisteminden genel başkanlık sistemine dönülmüş. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak/ı turk.net ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACl H A R B t SEMİH POROY semihporoy(â yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 10 Mayıs CHURCMLL BAŞBAKAN.. 194O'7A BtlGÜN.UULÜ İHGİLİZ V/INSPDN CHUtZCMLL(£ÖKÇİL), 8AŞ&AKAN OL- Pü. TûM AVKUPA'MIM ÇAUCAIAHPIĞI KCÜN YA SAVAÇI'NIN 8AŞLA/İINDA, IN6İLTEIZ£ 8AŞ~- 8AKANUĞI İÇİfJ SAÇKA 8/K SEÇEAJE&/H BU LUNMADl&l TEK RfKLEŞTfR/Cİ OiAKAK GÖ- RUUJYO££>U. Bİ&CAÇ GÜN SOHZA >#f*G4Ğl ÜNUJ KOSJUŞMAPA ŞUNLA& SÖYUYECBKTİZ: *s/ze, >cAAj,Aa,Göz>nçı VE TERDEN BAÇKA ŞEY VAApePEMEM"..."POLİT/KAN NE£>İIS, OİYS SOBAHSANI2 ! PENUDE.KAEAPA HAVA- DA BÜTÜN GÜCÜMÜ2LS SAVAÇAAAK, DE&M .. " , OEeSEUİZ; TEfC /CBUMEYLE YA Churchill, Londra'daki Downmt) Stree/-, -fOntı. maralı baçkakanlık. komrhı önünde- KADtRIİ SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN Dosya No-2002 753 Davacılar Zafer Savrun ve ark. vekili Av. Ali Ayas tarafından davalılar Osman Savrun ve ark. aleyhıne açılan Kadirlı ilçesı, Topraktepe Köyü, 351 ve 384 parsel sayılı taşınmazın aynı taksımi olmadığı takdirde satılarak ortak- lığının giderilmesine daır açılan davanın mahkememızde yapılan duruşmasın- da verilen ara karan gereğince, Davalılardan Güiseren Kalpaklı ve Dürdane Ispir adlanna davetiye tebliğ edılememiş ve tüm aramalara rağmen de adres- leri tespit edilemediğinden ılan yolu ile tebhgat yapılmasına karar venldığın- den adı geçenlenn duruşma gûnü olan 28 05.2003 günü saat 09.00'da bızzat dunışraaya gelmeleri \eya kendılenm bir \ekille temsıl ettırmelerı. aksı tak- dırde yokluklannda karar venleceği hususu ılan olunur. 28 04.2003 Basın- 21407 SATILIK 0T0 1998MODELTOYOTA SAHİBİNDEN SATILIKTIR Tel: 0532 - 287 52 73 SAGNAK NtLGÜN CERRAHOGLU VVashington-Brüksel- Ankara: şeytan Uçgeni "Ağam, ben ettimsen eyleme..." Amerikan "şahinlen" bizden bunu bekliyor... Doğrusu hiç şaşmadım. Hatta bu çıkış niye bu kadargecikti diyedüşünüyordum... 1 Mart'tan bu yana "eli kulağında" dıye beklerken iki aylık bir ge- cikmeyle geldi. Eh, yapacak çok işleri vardı tabii. Büyük lokmalarla uğraştılar önce. Bızı ancak dü- şünebildiler. "Had bildirmek" ve "hizaya çekme- nin" de kendine göre bir "öncelikler ve aciliyet" sıralaması var. Olimpos dağından men Zeus'un öfkesi falan gi- bi bir şey bunlannki. Isteklerine kim, hangi sebep- le karşı çıkarsa çıksın; "ibretiâlem" için bileti ke- siyorlar. Tarihi dostluk. müttefiklik ilişkisi; jeo-po- litik dengeler... Böyle fuzuli, karmaşık şeylerle uğ- raşmıyortar. Ya biz, ya onlar. Ya bizimle, ya bize kar- şı!.. Siyah-beyaz. Bu kadar basit. 'Cartnes Festivali' bile kara listede Baksanıza "Cannes Film Festivali"n\ bile boy- kot edeceklermiş bu yıl. Hollyvvood'dan kimse Cannes'a katılmayacakmış. Festivallere kadar el- leri uzanıyor. Fransa ve Almanya kara listede. AB'yi böldüler. NATO'yu silkelediler. BM'yi darmadağın ettiler. Bizden topu topu bir "özür" istiyorlar. Çok mu? Insaf valla. Mesela benim çok ilgimi çekti. AB projemizi hâ- lâ destekliyorlarmış. Wolfowitz Türkiye'nin AB üyeliğine olan desteklerıni kesinlikle devam etti- receklerini söylemiş. Grossman da "Bu Amerikan hükümetinin politikasıdır. Bizim çıkarımızadır!" demiş. Sağ olsun, var olsunlar.. da.. niye? Taş üze- rinde taş bırakmayan bu yönetim, AB söz konu- su olduğunda kapı gibi hâlâ arkamızda. Türkiye'yi her konuda cezalandırmaya hazır, bu konuda de- ğil. Neden acaba? Işte buna şaşırdım. Düşünsenize.. adamlar ica- bında Inciriik'ten çıkanz diyor, TSK'ye ve hüküme- te posta koyuyor ama Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemeye devam ediyor... "Bu Amerikan hü- kümetinin çıkarianna uygunmuş"... Neden? Vesile ve zamanlamanın münasebetsizliği; Tür- kiye'ye çekilen fırçanın boyutlan düşünüldüğün- de, Ankara'nın üyeliğine -başka hiçbir nedenle ol- masa bile- sırf Amerikan vizeli" olduğu için kar- şı çıkan AB çevreleri haklı çıkmıyor mu bu durum- da? "VVashington Türkiye'yi Truva Atıgibikullan- mak istiyor!" üiyenlerin tezi güçlenmiyor mu? Tür- kiye'nin hiç düşünmeden talep ettiği ve ileri geri kullandığı bu "ABDkartından" bunalan Chirac'la Schroeder haksız mı şimdi? ABD desteğiyle nereye? ABD'nin AB politikasına şöyle bir bakın. VVas- hington, Irak savaşına Saddam'dan önce AB'yi kur- ban etti. Yaptığı ilk iş savaş karşrtı Fransa ve AJ- manya'yı "yaşlı Avrupa" damgasıyla "ıskartaya çı- karmak" oldu. Ingiltere, Ispanya, Italya'yı yanına alarak, bu iki ülkeyi dışladı. AB'ye katılma sürecin- deki Doğu ve Orta Avrupa ülkelerini de "savaş destekçileri"ne katarak AB'ye nifak soktu... Ama Türkiye'nin AB'ye girmesine arka çıkıyor... Hangi AB'ye sokacaklar acaba şimdi bizi? "Vilnius gru- buna" mı? Bu marifetleri karıştırmış bir ülkenin desteği bize yarar mı sağlar, zarar mı? Türkiye adına yapılan bu "Amerikan presi" Ko- penhag'daterstepmemişmiydi? Chirac'la Schro- eder isyan etmemişler miydi? Daha o tarihte bize "AB'ye kimin üye olup olmayacağına VVashing- ton değil biz karar veririz" dememişler miydi? Tüm bu olanların üstüne şimdi -hiçbir şey olmamış gi- bi- sil baştan ABD desteğiyle karşılanna çıkan bir ülkeye saygı duyarlar mı? Siz duyar mısınız? Dü- şünün bir... Brüksel Bush tarafından şartlanmak istemiyor. Bu destekAB'nin hoşuna gitmiyor. VVashington des- teği bu durumda Türkiye'ye de bir yarar sağlamı- yor. AB'de söz sahibi en önemli iki ülke -Fransa ve Almanya'yı- bize yakınlaştıracağına, bizden uzaklaştırıyor. Ankara'nın ve kendi elleriyle böl- dükleri AB'nin işinegelmeyen, işineyaramayan ve işlevsel olmayan bu desteği ABD öyleyse niye ve- riyor? Taraflann işine yaramayan bu destek ABD'nin ne "işine yanyor"? Hangi "Amerikan çıkarianna" uygun düşüyor? Bu sorulan düşünmek zamanı gelmedi mi; ne der- siniz? BULMACA SEDAT YAŞAYAN Kirlenen Dünyamızı Fidan Dikerek Antalım ORMAN BAKANLIĞI SOLDANSAĞA: 1/Sacüzerin- depişirilenbir tür ekmek. 2/ Zehir... Bir çemberin içinde kalan düzlemparça- sı. 3/ "Ağaç- sansan" da denilen, pos- tu değerli bir hayvan. 4/ Uzakkkanlat- makta kullanılan söz... Bazı eylemle- rin yapılmasına ya 2 da yapılmamasına 3 yol açan içgüdüsel 4 eğilim. 5/Halkdilin- 5 de nisan ayına veri- 6 len ad.. Esİa Mısır'da güneştannsı. 6/Ucu 8 halkalıcıvata...îşye- 9. . . . . . . ri. 7/Telefon sözü... Herkesin gözü önünde yapı- lan. 8/Islam inancına göre, şeytanın Tann'yabaş- kaldırmadan önceki adı. 9/Kalın bükülmüş sicim... Bir nota... Malik, saKip. YUKARIDAN AŞAĞIYA: I/Sacdapişirümişyuv^riakpide. 2/Madenleriyont- mada kullanılan çelık araç... "Benim adım dert- li dolap / Suyum akar yalap yalap / Böyle emrey- lemiş — / Derdim ^ardı^ inilerim" (Yunus Em- re). 3/Delişmen, zıpir, hayta. 4/Kap ağırhğı... Bir renk. 5/Düşünce... '/ücut parçası, organ. 6/Kü- çük kareler biçiminde kesilmiş hamur katlan ara- sına kıyma konularsk yapılan Italyan yemeği. 7/ Kullanma süresi... Hjlk dilinde serçeye verilen ad. H/Rütbesız asker... Cerahat. 9/Dondurulmuşmey- ^e suyundan yapılar; bir tür pelte.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle