23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MAYIS 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA J V L J J L J J . U l l kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt 'Gönderilmemiş Mektuplar'ın hüzünlü kentinden hepimize yazılmış 'mektup' var Amasra'yı 'kurtarma'çağnsı"Amasra filmin oyuncularını sarmalayan karakter. Oyuncu o da. Canlı, Idmlikli, fil- mi fılm yapan... Denizle kaya birbirine dolan- rnış, içine bir kasaba almış. Yeryüzünde coğrafya ve tarihin kardeş olduğu yerlerden biri..." Bu tanımlamayı, "GönderiJme- miş Mektuplar"ın çekim öyküsü- nü kitaplaştıran Nesteren Davutoğ- lu yapıyor... Diyebilinm ki filmde- ki duygusallığı bile aşan bir içtenlik- le kaleme aldığı sayfalarda gezinir- ken, sadece yönetmen Yusuf Kur- çenli'yi, Türkan Şoray'ı, Kadir Inanır'ı ve diğer emektarlan değil, Amasra'yı da yine filmdekinden daha fazla kucaklıyorsunuz (Boyut Kitaplan)... 'Coğrafya ve tarih'leyiz!.. Filmin sinemalarda gösterilmeye başlandığı hafta, biz de aynı coğraf- yayı ve aynı tarihi "kültür sevda- sıyla" sarmalamak için Amas- ra'daydık... Tarihi Kentler Birliği'nin (TKB) düzenlediği "Türkiye Buluşmala- n"nda su-a Bartın'a gelmişti... Türkiye'nin hemen her yöresin- den gelenlerin oluşturduğu 300 ki- şiyi aşkın bir katılımla 22 Nisan Dünya Günü de dünya mirası bir uygarlık ve doğa havzasında karşı- lanmış oldu... îşte bu buluşmalann belki de en "hüzünlü karşılaşması" ise Fa- tih'in kenti almadan önce tepeden aşağıya bakarken "Lala"sına dö- nüp; "çeşm-i cihan bu m'ola?" di- ye hayran kaldığı Amasra'yla "ba- kışmamız"dı Aynı tepeden kenti seyrederken ne denize koşarcasına inen eşsiz or- manlık ve yeşil yamaçlardan oluş- muş bir "coğrafya" var; ne de 3 bin yıla yakındır dünya denizcilerinin rüyaJanm süsleyen bir "tarihin" ta- nıklannı görebiliyorsunuz... Türkiye'nin hemen her tarafını kuşatıp kimliksizleştiren o ilkel rant kütleleri (ki, adlanna "apartman" diyorlar), bırakın yamaçlan ve tepe- leri, iki tarihi koy ve antik limanlar arasındakı "anıtsal yarımada"nın tarihi kale ve arkeolojik-kentsel StT dokusuna bile çullanmışlar... Fatih bugün aynı tepeden baksaydı; acaba şunu mu söylerdi; "Lala, kör olası imar talanı bu m'ola?..." îvedi projeler... O akşam, genç Belediye Başkanı Ali Yıldırım, her gün Amasra için düşünen ve fikirler üreten gemi mü- hendisi Hüseyin Çoban, ÇEKÜL Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, Mi- marlar Odası'ndan, YTÜ'den mi- marlar, plancılar, kimi konuk bele- diye başkanlan, çevre ve kültür gö- nüllüleri ile Amasra'nın bu "can çe- kişen" durumuna yüreği herkesten çok yanan, yörenin ve Anadolu'nun âşığı tarihçimiz Necdet Sakaoğ- lu'yla geç saatlere kadar dertleştik. Ertesi sabah ise soluğu erkenden "Zindan Mahallesi"nde aldık. Olanı biteni ve "geriye kaianlan" inceledik... Bu. hâlâ gizemini koru- yan, ama "yağmacılara karşı yal- nız bıraktığımız" dünya güzeli ta- rih kenti için Hüseyin Çoban'ın önerdiği "kurtarma projelerini" de içeren şu beş ivedi çahşmanın başlatılması gereğine karar verdik: 1- Cenova'yla Dayanışma: Hâ- lâ ayakta duran Ceneviz Şatosu ile çevresinde bir "tarihsel alan dü- zenlemesi" yapmak; bununla bir- likte bir "Ceneviz Sokağı" oluştur- mak için de Cenova ve Amasra be- lediyeleri arasında taruşıklık ve iş- birliği kurmak. Duygulu ve insan sevgisi yüklü bir filmin ardından böylesi bir mutluluğu borçlu olduğunuz Amasra, sizden aynı ilgiyi ve sıcaklığı asıl "bundan sonra" bekliyor... 13. yüzyıl ile 15. yüzyıl arasında- ki dönemin bu görkemli yapısı üze- rindeki "aile armalarının" da izi sürülerek, aynı ailelerin Italya'daki bugünkü fertlerine ulaşmayı araştır- mak... 2- "Kaptan EvT'ni Yaşatmak: Amasra'da sadece 2 tane kalmış es- ki ve özgün "kaptan evlerinden" birini onanp "ahşap işliği" olarak kente yeniden kazandırmak. Böylece hem "tarihin kaptanla- rının" anılannı yaşatmak hem de aynı geçmişin ahşap tekne sanatını kent kültürüne yeniden armağan et- mek... 3- Tarihi Kalyonlar: Özellikle deniz ticaret sektörünün desteğini alarak, Amasra'nın tarihi "yatak li- manı" yaşantısını ve gemicilik-de- nizcilik geleneklerini tümüyle yok olmaktan kurtarmak. Bu koyda demirleyecek ve "mü- ze-gemi" işlevi görecek bir eski "kalyon"un da kentle buluşması ve turistleri karşılamasını sağlamak... 4- "Yok Edici tmar" Durmalı: Kentin tarihi ve doğal dokusu ile öz- gün peyzajını hiç önemsemeyen sözde "imar planlan" uygulama- sına artık müdahale etmek... Amas- ra planının bir bütün olarak "koru- ma amaçh" içeriğe kavuşmasını sağlayıcı ivedi değişiklikler yap- mak. 5- Ve "Amasra" Komitesi: Bu gibi projelerin gerçekleşebilmesi için de bu kente sevdalı ve toplum- daki etkin kişilerden bir komite oluşturmak... Sıra 'vefa borcunda'... Işte bu 4. karann "esin kaynağı" ise Gönderilmemiş Mektuplar ol- du... Acaba, Yusuf Kurçenli böyle- sine derinlikli ve başanlı bir filme katkısı için, Türkan Şoray ve Kadir tnanır da sanat yaşamlannı daha da yücelten çekim günlerinde onlara bu heyecanı ve sevdayı armağan ettiği için, Amasra'ya karşı "vefa borçla- nnı" hiç değilse bu komitede yer alarak ödeyemezler mi?.. Yine Nesteren Davutoğlu aynı ki- tapta; "Bu çekimin, Amasra'nın hayatında neleri değiştirdiğini bi- lemiyoruz..." diyerek şunlan yaz- mış; "Amasraiılara hoş anılar bı- raktık dönerken sanırım. Biz on- ları sevdik. Bartınlıları da..." Biz de bu özverili ve duygu yük- lü sinemacılanmıza bu "mektubu" göndererek diyoruz ki; "Hem şu komitede bulunun ve kollan Amasra için de sıvayın, hem de ve hiç değilse bir eski Amasra evinin kurtarılmasına katkıda bulu- nun..." Örneğin böylesi bir eski ev için, Gölfem in yaşadığı zengin ve kibir- li Taşkonak olmasa bile Cem'in ai- lesine ait yoksul ve ahşap "Elmas Ev" seçilemezmi?.. Uluslararası jiiriye davet edlldl Vasıf Kortun haziran ayında Venedik'e gidecek. Vasıf Kortun Venedik Bienali'nde Kültür Servisi - Garanti Bankası Güncel Sanat Merkezi Platform'un sanat yönetmeni Vasıf Kortun, 1894 yılından beri düzenlenen Uluslararası Venedik Bienali'nın uluslararası jürisine davet edildi. Kortun, 11-12-13 Haziran tarihlerinde, bu yıl ellincisi gerçekleştirilecek bienal kapsammda Venedik'te Giardini ve Arsenal'de sergilenecek işleri görecek ve değerlendirme yapacak. Jüride aynca, Amerika'daki Walker Art Center'ın şef küratörü Richard Flood, Afrika Güncel Kültür Birliği'nden (African Association of Contemporary Culture) Koyo Kouoh ve îsraü'deki Herzilya Müzesi'nin yöneticisi Dalia Levin yer alacak. Venedik Bienali'nın uluslararası jürisinin vereceği karar sonucunda, bienalden bir iş ve 35 yaşın altındaki bir sanatçı 'Altın Aslan' ödülünü kazanacak. Jüri aynca, Venedik Kültür Bakanlığı Sanat ve Mimarlık Bölümü'nün vereceği özel ödülün sahibini belirleyecek. 50'nci Uluslararası Venedik Bienali'nde, 64 ülkenin pavyonlannda, yaklaşık 300 sanatçınuı işleri yer alacak. Teması 'Düşler ve Çelişkiler: İzleyicinin Diktatörlüğü' olarak belirlenen bienal, Italyan sanat eleştirmeni ve küratör Francesco Bonami'nın küratörlüğünde düzenJenecek. Vasıf Kortun, 1992'de düzenlenen 3. tstanbul Bienali'nin şef küratörü ve yöneticisiydi. Kortun, 1994 - 1997 yıllan arasında, Museum of the Center for Curatorial Studies / Bard College'in (Amerika), 2000 - 2003 yıllan arasında da Proje4L İstanbul Güncel Sanat Müzesi'nin kurucu yöneticiliğini yaptı. Walker Art Center'in 'Bush Global Advisory Committee'sinde bulunan Kortun, 2000-2002 arasında International Foundation Manifesta'da yönetim kurulu üyeliğinde bulundu, yurtiçinde ve dışında birçok serginin küratörlüğünü Yaşam savaşında bir genç Beyhan Murphy 'nin, Modern Dans Topluluğu 'yla sahneye koyduğu 'ŞehirOrman 'ın ilk gösterimi 5 Mayıs 'ta Ankara 'da Kültür Servisi - Beyhan Murphy, Se- yahatname'den sonra yine Devlet Öpera ve Balesi Modern Dans Topluluğu'yla sahneye koyduğu yapım 'ŞehirOr- man'la izleyiciyle buluşuyor. îlk göste- rimi 5 Mayıs'ta Ankara'da gerçekleşecek olan iki perdelik dans drama, daha sonra 8 Mayıs'ta Antalya AKM'de, 12-13 Ma- yıs'ta îzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Sa- bancı Kültür Sarayı 'nda, 17-19 Mayıs 'ta Ankara Opera Sahnesi'nde sahnelene- cek. 22 Mayıs'ta ise İstanbul Mydonose Showland'de galası yapılacak. 29 Nisan 'Dünya Dans Günü'nde dü- zenlenen bir basın toplantısıyla yapımı basına tanıtan ekipte, Beyhan Mur- phy'nin yanı sıra Yapı Kredi Reklam ve Halkla Ilişkiler Direktörü Mehmet Du- nı, müzik direktörü Rahman Altın, yar- dımcı yönetmen Alpaslan Karaduman, Athena grubundan Gökhan yer aldı. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ve Yapı Kredi işbirliğiyle gerçekJe- şen 'ŞehirOr- man', Rudyard Kipling'in 'Jungle Bo- ok' adlı kitabından esinlenerek Mur- phy'nin Alpaslan Karaduman'la birlikte kurguladığı bir gençlik oyunu. CençlerIn gözünden bir gösterl Bir eğitim ve iletişim projesi olarak ha- yata geçen projede, ergenlik çağmdaki gençlerin gelişim sürecine katkıda bulun- mayı hedeflerken, çağdaş sanat ve popü- ler kültür aracılığıyla toplumun sosyo- kültürel değerlerini irdelediklerini belir- ten Murphy, 'ŞehirOrman'la ilk kez gençlerin gözünden ve yanından bir gös- teri yapmaya çahştıklannı söylüyor. Ana hatlanyla metropolde yaşayan 15 yaşında bir gencin 'Jungle Book' kitabı- nı okumaya başlama- sıyla yaşadığı şehir ve kitapta anlatılan orman arasında çık- tığı yolculuğu anlatan 'ŞehirOrman', bir gencin şehir ormanında hayatta kalma mücadelesi. Dramatik bir dans tiyatrosu niteliğinde olan gösteri, Türkiye'deki şe- hir hayatının gerçekleri üzerine kurulu bir uyarlama Murphy'e göre. Çevre, do- ğa, madde bağımlılığı, sokak çocuklan, yine bize özgü her an hayatımızdan akan güncel haberler ve Mowgli'nin günlüğu, üç ekran aracılığıyla oyundaki dramatik anlatımla ilişkilendiriliyor. Farklı disiplinlerle zenginleşen göste- ride, müzik direktörlüğünü ve misafir DJ'liği Mercan Dede, müzik bestelerini ise Rahman Altın yapı- yor. Athena'nm yap- tığı 'Durmaz fnsan Hayvan Olunca' ad- lı bir beste ve Cüneyt Özdemir'in okuduğu haber metinleri de za- man zaman canlı per- formans, zaman zaman da ekran aracıhğıyla projede yer alacak sürpriz bölümler arasında. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Barış (çin Çeviriler (3): Hermann Hesse ve Leopold Staff Bu köşede "Banş İçin Çeviriler"'\T\ çıkmaya başlamasından bu yana, "klm bilir yazartar bu konularla ne kadar ilgilenecektir!" diye umutla- nanlar ve umutlannı bana iletenlerçoğaldı. Ben de tümüne aynı yanıtı vermekten morardım: "Hayır, bizde bazı istisnalann dışında, köşe ya- zarlan da dahil, yazarlar birbirlerini okumazlar!" Birkaç yıl önce -şimdi artık bu gazetede yaz- mayan- bir yazarımız, benim köşe yazarlannın beğendiğim yazılarına hep atıfta bulunmam üzerine "Yahu sen bizim gazeteyi bayağı oku- yorsun!" diye şaşmıştı. Haklıydı şaşmakta. Çünkü bizler -hele hele o "meslekten" aydın- larımız!- yüksek sesle hep çoksesli toplum is- terken, kendi kabuğumuzda yalnızca kendi se- simize kulak vermekten yana kişilerden oluş- mayız! Genç kuşaklarımızı da çoğunlukla "gü- rûltülü" olmaya koşullandırdık: Meydanlara koş, bağırarak barış iste, ama hemen yanıba- şında barış üzerineyazılanlan okuma zahmeti- ne girme! Her neyse, biz sürdürelim "Banş İçin Çeviri- /er"imizi. YAZKO Çeviri'nin 8. sayısındaki bölüme, Hermann Hesse'nin "Savaş ve Banş Üstüne Notlar" başlıklı yazısını da almıştık. "Savaşı isteyenler, hazırlayanlar ve bizi, gele- cekteki bir banşa ilişkin bulanık vaatlerte oyala- yarakya da dıştan gelecek saldırılaria korkuta- rak tasarılanna ortak etmeye çalışanlar, dünya- mızın ve her türfü banşın baş belasıdırtar. Sa- vaş, dünyayı ileriye götürmez, yalnızca birşey- leri erteler, tutkulann önüne kalıcı olmaktan uzak yeni hedefleratar; ama toplumun sefaleti, erya da geç, yine dikilecektir karşımıza, hem de es- ki korkunçluğundan ve yaygınlığından hiçbirşey yitirmemiş olarak (...) öldürme eylemine girişenler, herzaman yan- lış saftakiler olacaklardır, ama haklı da olsalar bir şey değişmez, çünkü ben, öldürmenin iyiye götürücü ve adaletiyerine getirici işlevine inan- mıyorum. Evet, haksızlıklardan hasta düşmüş bir dünyada yaşıyoruz. Ama bence sevginin, insanlığın ve kardeşlik duygusunun eksikliğin- den ötürü dünyanın çektiği hastalık, daha da ağır(...) Savaşlar, başkalarının yaşamını umursama- yanlann işidir. Bu kişiler, hep başkalarının malı, kanı ve canıyla yürütürier savaşlannı ve başka- lannın bu konuda ne düşündüğüne ya da neler çektiğine hiç aldırmazlar. Savaş korkusunu üret- mek, savaşı biriş ve kazanç sayanlann eski nu- marasıdır. Eski, sözde daha iyi zamanlarda da açgözlü- lüğün ve budalalığın harekete geçirdiği güçler, dünya tarihinde çoğu tarihçilehn kabul edebil- diklerinden daha büyük rol oynamışlardır. (...) Savaşın tepeden inme değil, kendi istediği- niz ve yarattığınız bir şey olduğunu anladığınız- da, banşa giden yol da önünüzde açılacaktır. Dünya sahnesinde sergilenmekte olan oyu- nu soğukkanlılıkla ve eleştirel gözle izleyebilen bireylerin sayısı arttıkça, en başta savaş tehli- kesi olmak üzere, kitlesel budalalıklann yol aça- bileceği tehlikeler de azalır." Şair Leopold Staff, kısacık bir şiirinde savaş- larda nelerin hiçliğe ve unutulmuşluğa terk edil- diğini belki ciltler dolusu kitabın başarabilece- ğinden çok daha güçlü biçimde dile getirmiş. "Üç Kasaba" adlı şiirin çevirisi, A. Kadir ve G. Aktaş'a ait. Üç küçük kasaba, o kadar küçükler ki, üçü bir tek kasaba olur olsa olsa. Haritada artık yoklar, yerle bir edildiler savaşta, çünkü sessiz insanlaryaşıyordu bu kasabalarda, banşçı, çalışkan. Ey ilgisiz insanlar! Neden hiçbiriniz aramazsınız bu kasabalan? Ne kadar zavallıdır sormayan insan! e-posta: ahmetcemal o superonline.com acem20 ' hotmail.com daudio Roditi İstanbul'da • Kültür Servisi - Yeni Bavyera Devlet Orkestrası ile Brezilyalı caz trompetçisi Glaudio Roditi, BNP-AK-Dresdner Bank ve Lamia Tanıtım Organizasyon'un desteğiyle yarm Alman Kültür Merkezi'nde bir konser verecekler. Alpler'den ve Latin Amerika'dan halk müzikleriyle caz arasında kurduğu köprüyü müziğüıe yansıtan Roditi'nin konseri saat 19.30'da başlayacak. (0 212 249 20 09) BUGÜIV • CRR'de 'III. Uluslararası İstanbul Dans Festivali' kapsamında 20.00'de Ballet de Lorraine'in gösterisi. (0 212 232 98 30) M KADIKÖY HALK EĞİTÎM MERKEZt'nde 20.30'da şef Gürer Aykal'ın yönetecegi, Maxim Vengerov (keman, viyola), Ozcan Ulucan'ın (keman) solist olarak katılacağı Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası'nın konseri. (Biletix: 0 216 454 15 55) • NARDİS'te 21.30'da Donovan Miıon Group'un konseri. (0 212 244 63 27) • AKM StNEMA SALONU'nda 15.30, 19.00'da Roman Polanski'nın 'Piyanist' fılminin gösterimi. (0 212 251 56 00) • EMEK StNEMASI'nda 'Yunanistan Sinema Günleri' kapsamında 12.00'de 'Kardan', 15.00'te 'Aleıis Zorbas', 18.30'da 'Yaraladığımız Ağaç', 21 30da 'Bir Asır ve Bir Gün' filmlerinin gösterimi. (0 212 293 84 39)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle