06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 MAYIS 2003 PERŞEMBE JVLJJ-il. LJil. [email protected] W Uluslararası İstanbul Dans Festivali ve Türkiye'de bir ilk: CRR Dans Tiyatrosu stanbul'u dans coşkusu sardıZEYNEPORAL Daha dün gibiydi: tstanbul Bi- rinci Uluslararası Dans Festivali ilk kez gerçekleştirildiğinde, de- vamı geür mi gelmez mi endişe- si egemendi. Ülke gerçekleri, sür- dürülebilirliğini her an tehdit edi- yordu. Arkası gelmez diyenler ya- nıldı. Uluslararası tstanbul Dans Fes- tivali, Cemal Reşit Rey'de üçüncü kez gerçekleştiriliyor. Üstelik yal- nızca seyirlik bir olay olmaktan çıktı, üretkenliğe de dönüştü. Cemal Reşit Rey Konser Salonu Genel Sanat Yönetmeni Arda Ay- dogan'ın girişimciliği, çalışkanlı- ğı, azmi ve engel tanımayan tavn, yıllannı, yüreğini ve aklını modern dansa vermiş, bu alanın öncülerin- den koreograf Geyvan McMiDen' in düşüyle buluşunca Türkiye'nin ilk "Dans Tjyatrosu" da kurulmuş oldu. Bir bakıma yeni kurulan bu toplulu- ğa dans festivalinin çocuğu da diye- biliriz. Cala gösterlsl 29 Nisan Dûnya Dans Günü'nden bir akşam önce başladı 3. Uluslara- rası Dans Festivali. "Gala Gecesi Yıl- dHİarT başlıklı birprogramda Anka- ra Devlet Opera ve Balesi, Berlin Al- man Opera ve Kiev Devlet Balesi, Sofya Devlet Balesi sanatçılannı ay- nı gecede izleme olanağmı buldu, Lütfi Kırdar Salonu'nu dolduran iz- leyiciler. Ankaralı sanatçılann, Kenneth Mac- MiDen koreografısiyle sunduğu Şos- takoviç'in "Concerto w su, topluluğun disiplinini, uyumunu, ritim duygu- sunu ortaya koyuyordu. Bir de Almıı- la Oztem - Bahri Gürcan çiftinin son- suz şiirselliğini... Almanya'dan gelen "Deutsche Oper Bertin", klasikten güncele uzanan, farklı disiplinleri bir araya getiren programında, solistlerinin ustalığını sergiledi. Bunlar arasında biri Türk, iki mükemmel erkek dansçının Fabi- an Voranger ile Can Arslan'ın "Les Indomptes" (Idare Edilemeyenler) eserinin aldığı alkış, bana öyle geldi milletimizin bilinçalhndaki gizli duy- gulannın da "tercümanı" oldu! Benim yüreğimi fetheden, hiç kuş- ' Ankara Devlet Bakssi •emal Reşit Rey Konser Salonu Genel Sanat Yönetmeni Arda Aydoğan'ın girişimciliği, çalışkanlığı, azmi ve engel tanımayan tavn, yıllannı, yüreğini ve aklını modern dansa vermiş, bu alanın öncülerinden koreograf Geyvan McMillen'in düşüyle buluşunca Türkiye'nin ilk 'Dans Tiyatrosu' da kurulmuş oldu. Bir bakıma yeni kurulan bu topluluğa dans festivalinin çocuğu da diyebiliriz. kusuz Kiev Devlet baıesı nuen IKI solistin Elena Filipyeva ile Denys Matviyenko'nun sunduğu "Car- men"di. Sergey Svetkof un koreog- rafisi iki dansçının keskin dışavu- rumcu yorumu, soyutla somutu bir arada harmanlıyordu. Sahnede yalnız Ispanya'yı, toprağını, toprağının ren- gini, kokusunu, boğayı, arenayı gör- mekle kalmadım, aşkı, rutkuyu, kıs- kançhğı, intikamı içimde duydum. iki sanatçının sunduğu "Don fâşoftan bölûmler ise yine büyük alkış alan bir hüner gösterisi, hüner yanşına dö- nüştü. ceyvan McMlllen Gelelim bana heyecan veren olaya, "CRRDans Tîyatrosu Topluluğu"nun kurulmasına ve 3 Mayıs'ta Uluslara- rası tstanbul Dans Festivali çerçeve- sinde ilk gösterimine... Geyvan McMillen, sonsuz birikim- li bir sanatçı. Kendini modern dansa adamış bir koreograf. Ankara'da Da- me Ninette de Valola'nın öğrencisi ol- duğu, Londra Çağdaş Dans Okulu'nda Martha Graham tekniği üzerine eği- tim yaptığı, Murce CunninghanTın burslu öğrencisi olduğu yıllar çok ge- ride kaldı. Sonra yurtdışında ve yur- tiçinde kendini koreografiye ve mo- dern dansın ülkemizde ilerlemesine ve yayılmasına adadı. Halen hem ts- tanbul Devlet Opera ve Balesi kore- ografi hem de Yıldız Oniversitesi Mo- dem Dans Bölümü kurucusu ve prog- ram yürütücüsü. Hiç unutmuyorum: 7O'li yıllann sonundaydı. Ondan izlediğim "Ana- dolu Gecesi" eserinden sonra demek benım ülkemde de hem böylesine ye- rel hem böylesi evrensel ve çağdaş eserler yaratılabilirmiş duygusuna ve inancına kapıldığıma. 0 gün bugün, onu izlemekten vazgeçmedim. Geyvan McMillen uzun yıllardır bir dans tiyatrosu topluluğu kurmayı düşlüyor, düşünüyordu. Modern dan- sın önemine karşın sadece Ankara Devlet Opera ve Balesi bünyesinde ku- rulmuş olan Modera Dans Toplulu- ğu dışında ülkemizde sürekli bir top- luluk ohnaması, onu bu boşluğu dol- durmaya itti. Bir yıl boyunca CRR Ge- nel Sanat Yönetmeni'yle bir araya gelip çalıştılar. Geçen şubat başı ilk seçimler yapıldı ve "CRR Dans Tî- yatrosu"nun çekirdek kadrosu kurul- du. Klmllkler' Dans tiyatrosu kavramı, modern danstan türeyen, Alman dışavurum- cu dansçılarca geliştirilen, ama hiç kuşkusuz Pina Bauch ile doruktaki ifa- desini bulan ve dünya çapında yay- gmlaşan bir kavram. Alışılagelmiş formlan ve estetik anlayışı kınp dün- yayı ve bedeni de sorgulamarun yo- lu. CRR Dans Tiyatrosu, Uluslararası tstanbul Dans Festivali çerçevesinde ilk gösterisini (dünya prömiyeri de diyebihrsiniz) "KimHkler" adlı eser- le yapacak. Geyvan McMillen çok kültürlü bir program tasarlamış. Dört koreografın farklı birikimleri, farklı geçmişleri, farklı kültürleri "kürüik arayışT çerçevesinde bir araya geli- yor. Bu dört koreograf Geyvan McMillen, (adından da anlaşılacağı gibi trlandalı bir 'Karadenizli'yle, Paul McMillen'la evli) izleyicilerin yakından tanıdığı Uğur Seyrek, tngi- liz Paul Clayden ve Berlin'de yaşayan tsviçreli NicoleCacdvio. (3 Mayıs'ta- ki gösteri 17 Mayıs'ta tekrarlanacak.) Uluslararası tstanbul Dans Festiva- H'nde bu akşam Fransa'dan gelen Ballet de Lorraine'i, yann akşam dünyanın her fesrivalinden övgüler- le dönen Bulgaristan'dan gelen Sof- ya Ulusal Müzik Tiyatrosu'nu ve fes- tivalin son gösterisi olan Dilek Evgin Dans Projesi'ni 4 Mayıs'ta izleyebi- lirsiniz. Bu projede yer alan llhan Usmanbaş'ın müziğiyle "Içimdeki Çığhk", Rahmaninovla "Canan" ve Christine Groult müziğiyle "DL.a..Jo.~g" adlı üç eserin de kore- ografı Dilek Evgin. Bir kent nasılgörünmez kılınır? İşaretler Şehrini Okumak'projesi yayın, web sitesi ve atölye çalışmalarıyla sürecek • 'îçerden' ve 'dışardan' sanatçılann aynı kente, ne kadar uzak-yakın bakabildiklerinin de izlenebildiği sergi projeleri, görmeyen bir insamn gelişmiş duyulanyla kentin algılanışı, atıklar aracılığıyla kentin değerlendirilmesi, gündelik hayatta fark etmediğimiz anlar, Batılılann tstanbul üzerine olan izlenimlerine tanıklık ve kentin farklı duraklanndaki seslerle istanbul'u yeniden görmemizi sağlayan işlerden oluşuyordu. ÖZLEM ALTUNOK Yaşadığımz kenti ne kadar tanıyorsunuz ya da o kent sizi ne kadar anlatıyor? Bu soruya verilebilecek yanıtlar girtikçe daha karmaşık bir dunım ahyor. Her geçen gün biraz daha turistleştiğimiz kentlerin srnrrsız sınırlan içinde zaman geçiriyonız. Neye baktığımızı, neyi, nasıl gördüğümüzü çok da fazla tanımlamadan, o yere ait olamadan... Geçen günlerde Londralı altı tasarımcı, istanbul Bilgi Üniversitesi'nden bir ekiple birlikte 'tşareuer Şehrini Okumak' başlıklı bir proje için IstanbuFdaydı. Kentler üzerine kurduklan farklı işlerle gündelik yaşam ve sanatı kesiştirmek amacıyla oluştunüan projenin ikinci aşamasmın Londra'da gerçekleştirilmesi düşünülüyor. Bilgi Üniversitesi'nde 15 günlük bir çalışma ve iki günlük bir sergilemeden sonra prpjeye ait bir web sitesi ve bir kitap hazırlanması da planlanan işler arasında. İstanbuTu farkh yaklaşımlarla görmek ItaloCahmo'nun 'GörünmezKentfer' kitabına gönderme yaparak, küresel tüketim turizmi döneminde bir kentin maskesini kaldrrmaya çalışan ekip, istanbul'u -turist kimliği dışında- farklı yaklaşımlarla görmeye çalıştı. Proje- yeTürkiye 'den tpekDuben, Serhan Ada, Güven Incûiioğlu, Çiğdem Borucu, Seda Ergül, İlteriş Kaplan ve Esen Karolkatılmıştı. Izlenimlerini kentin ses arşivi, kente ilişkin fotoğraf, metin, tipografi ve videolarla oluşturan ekip, turist kimliginde var olan ya da var edilen önyargılan âillUıı Î.I..U silmeye çalışarak ilginç bir projeye imza attı. 'tçerden' ve 'dışardan' sanatçılann aynı kente, ne kadar uzak-yakın bakabildiklerinin de izlenebildiği sergi, görmeyen bir insamn gelişmiş duyulanyla kentin algılanışı, atıklar aracılığıyla kentin değerlendirilmesi, gündelik yaşamda fark etmediğimiz anlar, Batılılann bu kent üzerine olan izlenimlerine tanıklık ve kentin farkh duraklanndaki seslerle Istanbul'u yeniden görmemizi sağlayan işlerden oluşuyordu. Bir süredir Londra'da yaşayan Gülizar Çepoğlu, 'Sulann tzinden îstanbul' başlığı altında "tstanbul Boğazı kente ilişkin anlamb ve kesin işaretler içerirve kinıhk sorunu üzerine sö\iernJeridoğrula>an,sorgula\anyada\adsı\-an güncel bir tstanbul ldmHğini açığa vurur nıu" sorusunu yanıtlamaya çalışmış projesinde. Bunun için fotoğraftan videoya, röportaja uzanan değişik tekniklerle belge toplayarak deniz aracılığıyla tstanbul'u görünür kılmaya çahşmışlar. Projenin başlangıcındaki düşünceyse 'her şeyin ortasında olmak". Çünkü Çepoğlu Londra'da yaşayan bir Türk olarak 'ne içerden. ne dışardan, tam ortadan' bir konuma sahip bu projede. Çöp projesi üzerinde çalışan Joanna Rucktidge.ılk kez geldiği tstanbul'da bir turistin. yaşanmışlığın ürünü olan çöplere bu kadar yakın olamayacağını ve dokûnamayacağını düşünmüş projeyi hazırlarken. Bu yüzden hem kendisine ait olmayana dokunup hem de bir turistin ilgilenmeyeceği şeylerle ilgilenerek Kilyos, Eminönü, Nişantaşı gibi farklı bölgelerden topladığı, tstanbul'un kirliliğini gözler önüne seren çöplerle bir anlamda sosyolojik bir gözlem de yapmış. Yaşanmış kûçûk öyküler.^ Rebecca VVrights ise aynntılardan ortaya çıkabilecek küçük öykülerin peşine düşmüş tstanbul sokaklannda. Küçük işaretleri izleyerek ve fotoğraflayarak yakaladığı 'küçük tarih'le biri için görünmez olan şeyi bir diğeri için görünür kıldığını düşünmüş. Çünkü ona göre 'bir kent ancak yaşanmış küçük öykülerle görünür hale getir.' tşte bir örnek: "Be>oğhı'nda yürürken bir zar buldum kalduım kenannda, o zar beni bir kitap-cafeye götürdü. Orada bulduğum bir Idtapta aikmin yaşadığı sokağuı fotoğrafını buldum. Ve başka bir kentte yaşamöyküme yaklaşüm." Bir başka ilginç projeyse, tpek Duben'in 1900-1997 arası tstanbul'da yaşamış tngiliz diplomat, seyyah ya da ruristlerin tstanbul gözlemlerini yazdıklan kartpostallardan oluşan 'Turks are ™' adlı projesiydi. MartinLuther'in 16. yy'da Türkleri 'Berbat Türkler' olarak tanımlamasıyla Batı kafasma yerleşen bu imgeyi, Türkleri 'dıştan' görenlerin anlayışıyla içten' yansıtan yaşamlardan oluşan bir dizi olarak tanımhyor Duben çalışmasını. "Bugün değişmiş bir ülkede olsak da inanmakta zorlandıklan asıl düşünceler belki de. Kuynıkhı, zenci, da> ak atan ,fesü, Moğol Türkler™" diyor. Gerard Mermoz tstanbul'un Kadıköy, Eminönü, Zekeriyaköy, Beyoğlu, Tarlabaşı gibi farklı semtlerini dolaşarak sesleriyle algılamamızı sağladığı kayıtlanyla duyulanrruzı devreye soktu, tıpkı Julliana Otterbach'ın gözleri görmeyen insanlann algılayışlanyla yansıttığı tstanbul profili gibi. Bir kent nasıl gizlenebilir ki zaten, hem de tstanbul gibi sereserpe bir kent. Görmek isteyene... Behzat Ay doğum güüıde arabyor • Kültür Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Mersin Şubesi ile tçel Sanat Kulübü, Köy Enstitülü yazar Behzat Ay'ın doğumunun 67. yıldönümü nedeniyle yann yazann doğum yeri olan Mersin'de anma günü düzenliyor. 'Behzat Ay'ın Günlükleri' konulu bir söyleşüıin yapılacağı etkinliğe Mersin Devlet Operası sanatçılan da türküleriyle katılacaklar. Tören, 'Behzat Ay Yazm Ödülü'nü kazanan yazarlar Osman Nuri Poyrazoğlu ve Atilla Aşut'a ödüllerinin verilmesiyle sona erecek. (0 324 481 54 31) Caz müziğimizde taze bir soluk • Kültür Servisi - Yaklaşık bir buçuk yıldrr tstanbul'un çeşitli kulüplerinde çalışmakta olan caz-fusion grubu Lifeline ilk albümü 'Nova Express'i Ada Müzik'ten çıkardı. 2001 yazında caz gitarcısı Şevket Akıncı tarafindan kurulan Lifeline, kuzey cazıyla sokak funk'mı, 70'lerin rusion'uu ve rock müziğini bir araya getiren özgün bir proje. Tenor ve soprano saksofonda Asia Minor, Acid Trippin gibi gruplardan tamdığrmız Yahya Dai, da\ıılda Cem Aksel, klavyede Emre Tukur, bas gitarda Eylem Pelit ve Mümtaz Sohnaz, gitarda da Şevket Akıncı'dan oluşan Lifeline'ın ilk albümü Nova Express'e trompette tmer Demirer, kla\yede Baİci Duyarlar ve \urmalı çalgılarda Cem Erman gibi caz dünyasından önemli sanatçılar konuk oluyor. Bestelerin tümü Şevket Akıncı'ya ait, aranjmanlanysa grubun diğer elemanlannrn katkılanyla yapılmış. Oyun AtötyesTnde etkMMer • Kültür Servisi - Oyun Atölyesi'nin düzenlediği 'Siyah-Beyaz Dinleti' izleyiciyle son olarak bugün ve yann saat 20.30'da buluşacak. Çeşitli sanatçılann kahlımıyla gerçekleşecek olan dinleti aşk, tutku, ölüm, zulüm gibi pek çok kavramı yansıtmayı amaçlıyor. Oyun Atölyesi'nin sahnelediği 'Dolu Düşün Boş Konuş' adlı oyun ise 3 Mayıs günü 16.00 ve 20.30 saatlerinde oynandıktan sonra 4 Mayıs günü saat 16.00'da son kez sergilenecek. Steven Berkoff'un yazdığı, Haluk Bilginer'in yönettiği oyun aile ve iş yaşamının, dostluk ilişkilerinin açmazlannı, endişelerini anlatıyor. Müziklerini Selim Atakan'ın yaptığı oyunun ışık tasanmı trfan Varlı'ya, dekor tasanmıysa Ferhan Şensoy'a ait. (0 216 345 39 39) 7OTİ yıllapdan bir kesit • Kültür Servisi - IFSAK üyesi, serbest fotoğrafçı tbrahim Akyürek, metal işkolunda çalışan 'işçi-fotoğrafçılar'ın sendikal örgütlenme içinde saptadığı görüntülerinden oluşan '70'li Yıllar'Bir Kesit' başlıklı bir sergi düzenliyor. '70'li yıllann objektifinden günümüze bakmayı amaçlayan sergi, 5 Mayıs-15 Mayıs tarihleri arasında Zonguldak'taki'Sergi Odası'nda ziyaret edilebilir. (0 3 72 252 17 59) İstanbul Serbest Mmartar Derneği • Kültür Servisi - Türkiye'de mesleğini uygulayan ve serbest çalışan, tasanmcı mimarlann kurumu oknak amacıyla kurulduklannı açıklayan Türk Serbest Mimarlar Derneği, Ankara'dan sonra Istanbul'da da örgütlendi. Başkanhğuıa Umut tnan, yönetim kurulu üyeliklerine de Sinan Genim, Haydar Karabey, Emre Arolat ve Bünyamin Derman'm getirildiği dernekteki yeni oluşum, ileride kunılacak diğer bölgesel 'serbest mimarlar dernekleri' ile bir birlik çatısı altında buluşulması ve böylece ülke çapında etkin ve güçlü bir sivil toplum kuruluşunun yaşama geçirihnesini amaçlıyor. (0 212 292 43 00) Haldun Taner l\lew York'ta anıldı • Kültür Servisi - New York'ta Elif Özmenek ve Buket Şahin tarafindan düzenlenen 'öykülü geceler'in beşincisi Haldun Taner'e aynldı. Dün New York Sufi Kitabevi'nde gerçekleşen etkinlikte Haldun Taner'in öykülerini tlhan Mimaroğlu, Çem Baza ve Handan Hizmetli okuyup yorumladı. Etkinlik, Sökalp Dişiaçık'ın sunduğu müzik dinletisi ve New York'ta yaşayan Türklerin oluşturdugu öykü atöryesiyle sona erdi. Amatör şairlerin buluşması • SIVAS (AA) - Sıvas'ta, çeşitli meslek dallanndan amatör şairlerin kurduğu 'Mavi Göçebe' adlı sanat topluluğu, tarihi Inönü Konağı'nda şiirseverlerle buluşuyor. 20 kişiden oluşan topluluğun sorumlusu Orhan Karahan, amaçlannın Sıvas'ta şiirle uğraşan insanlan bir araya getirmek olduğunu belirterek "4 yıldır faaliyet gösteren grubumuz son birkaç aydır çalışmalanru tnönü Konağı'nda sürdürüyor. Böylece amatör şairler bir araya gelerek, kendi yazdıklan şiirleri okuma imkânı buluyorlar" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle