25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 NİSAN 20O3 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ BASEV Savaşın, halkın özgürlüğünü sağlamak için düzenlendiğine dair sözler kanlı ceset görüntüleriyle çelişki oluşturuyor Zorlaverilen özgürlük• Her çocuk savaşta olupbitenin farkmda olmasa da yerini alıyor, yaşananlara tanık oluyor. Onlann hastane koğuşlanndaki acı dolu ve şaşkın bakışlan Saddam Hüseyin'in en öldürücü silahı belki de. Ve savaş karşıtı yürüyüşler düzenlemiş de olsak hepimiz ahlaki açıdan Irak'ta yaşananlardan belirli ölçüde sorumluyuz. MADELEEVE BUNTING Bombalamadan sonra hab>er spiken- nin sesi insanı yardım görüntülennin ekrana gelmesiyle neşelenıyor. Bom- balanmış binalann ve kanlı vücutlann yerini tngiliz askerlerinin su dağıttığı görüntüler ahyor. Sürekli bunun kalplerin ve akıllann savaşı olduğu anlatılıyor bize. Manipü- lasyon yapmaya çalışanlar acaba bu gö- rüntülerle kimin kalbinin kazanıldığını ya da aklının çelındiğini sanıyorlar? El- bette, susuz bırakılıp kuşatılan, çocuk- lan öldüıülen ve önlenne birer şişe su atılan Iraklılannkıni değil. Uzmanlar, 16 milyon Iraklı için ge- reken yardımın maliyetinin geçen haf- ta yapılanın 32 katı kadar olduğuna işa- ret ediyorlar. Şu anda bir ulusun tama- mının refahı BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın anımsattığı gıbi Amerikalıla- nn ve Ingilizlerin sorumluluğunda. Amerikahlar ve Ingilizlenn kazanmak istediği kalpler ise kendi halklannınki ve bu savaşı izleyen yerküredekı tüm iz- leyicilerinki. Amaç destekçilere sahip çı- kıp protestolan bastırmak. Yardım konusu ve konuyla televiz- yon ekranlanmızda nasıl oynandığı bı- ze bu savaşın neden çıktığını anımsatı- yor. Kitle imha silahı ya da petrol de- ğil, ABD gücünün, 11 Eylül sonrasın- da yeniden korkulacak ve tüm dünya- da sayılacak bir şey olarak kanıtlanma- sına gereksinim duyulduğundan kay- naklandığını anımsatıyor. irak lyl bir sahne Tahminime göre Irak bu performans için elverişli bir sahne oluşturuyordu. Ne çok tehlikeli, ne çok zayıf ve petrol ku- yulanyla donahlmış. Medya ise Ame- rikan yönetiminin isteğı doğrultusunda dünyaya öğretilmesi gereken iki şeyi nakledecekti: Amerika'nın silahlannın korkutucu nitelikteki teknolojik gücü ve Amerikan yanlısı olmanın doğasın- daki "iyihu\1aliık,otuın]u]uk n ilkesı Şimdiye kadar geçen 12 gün bunla- rm ikisini de göstermedi. Öncelikle "Şok veDehşet" sırufta kaldı. Dünyanın en ge- lişmiş askeri organizasyonu yağmur ve kum firtınalannda batağa saplandı. Ge- rilla savaşında Amerika'nın akıllı silah- lannın çoğu işe yaramadı. Iraklı yandaş kazanma gerekliliği Amerika'nın ma- nevra alanını daralrh ve pozitif imaj ile iyi huyluluk öğretisini de mahvetti. Özgür olmaya zorlanıyorlar Bu bir özgürlük savaşı olacaktı. Ama Iraklılar şimdi özgür olmaya "zorlanı- yorlar" ki bu binlerce kişinin ölümüne neden olacak bir aldatmaca. Camp David'deki basın toplantısı ge- çen hafta şimdiye kadar gördüğüm en iğrenç siyasi tiyatro yapıtıydı. Bir tngi- liz Başbakanı bugüne dek ne zaman Bombalar ve bisküvitler Irak'ın güneyindeki bir köyde iki çocuk. Babalarının, ağabevlerinin savaşüğı cephenin yakınında dağıülan însani yardım pakederinden aİmışlar. Bombardımana ara verildiğinde dağınlan bisküvit süt ve birkaç başka yiyecekten oluşan paketierden. Ancak, ellerinde yrvecek ohnasma rağmen yüzkrindeki ifadeden ürktükleri. kaygüı olduklan okunuyor. Olupbitenin yüzde yüz biüncinde olmasalar da 'pakederi dağıtan abta ve ağabeylerin arkadaşlannın' belki o an babalannı ya da bir arkadaşlannın babasını öldürdüğünü. geleceklerinin tehükede olduğumı hissetmiş gibi-. kendi dürüstlüğünü ve bütünlüğünü yok etti? Tony Blair, özgürlük gününün Irak- lılar için yakın olduğunu söyledi. Bu sözler üzerinde duman tüten ve çölde kan içinde ceset görüntüleriyle çelişki oluş- turmuyor mu sizce? Başkan Bush'un da bu savaşa daha banşçıl bir dünya için girişildiğini söylemesi Müslüman top- lumlarda kızgınlık yarattı. Koalisyon güçleri ancak Saddam Hü- seyin'in hiçbir zaman baglı kalmadığı kurallar uygulandığında savaşı durdu- rurlar. Irak lideri şu durumda her şeyi gözünü kırpmadan kullanabilir. Ancak elmde sadece halkı ve onlann yaşama haklan var. O, halkını şimdiye kadar çoğu kez ucuz bir şekilde kullan- dı. Şu anda ülkesine odaklanan 24 sa- atlik küresel medya ılgısi karşısında ise bu insanlann kan ve canlan daha da önem kazandı onun için. Onlan, ya- şamlan pahasına kalkan olarak, sokak savaşında öncü kuvvet olarak kullanmak- tan kesinlikle çekinmeyecektir. Onun kendini savunmak için uygula- yacağı vahşette bizim de bıraz sorum- luluğumuz olduğunu düşünmek çok ah- laklı bir düşünce yapısını gerektirmiyor. Bağımsız bir ulusun topraklannı ışgal eden bıziz ve tarih boyunca "kendini sa- vunma" prensibi olmuştur böyle du- nımlar karşısında. 20'inci yüzyılda sa- vaşlann yarattığı en büyük kayıp sivil ölümlen oldu. 21 'ıncı yüzyılın bu ilk bü- yük savaşında ise en acı senaryo savaş- çı ve sıvilin arasındaki büyük aynm ve farktan kaynaklanıyor. Her çocuk sa- vaşta olupbitenin farkında olmasa da yerini alıyor, yaşananlara tanık oluyor. Ve onlann hastane koğuşlanndaki acı do- lu ve şaşkın bakışlan Saddam'ın en öl- dürücü silahı oluyor. Heplmlz sorumluyuz Biz de koltuklanmızda, kafamız ah- laki anlamda çelişkılerle dolu olarak oturuyoruz. Savaş karşıtlan yürüyüşle- rimizi yaptık ama bir şey fark etmedi. Yine de ahlaki açıdan bir sorumlulugu- muz var bu savaş konusunda. Bizim ço- cuklanmız bızden sonraki kuşak ola- rak Irak halkından özür mü dileyecek? Ya da bıze bu olupbıtene nasıl ızin ver- diğimizı mi soracaklar? Ve bizim sa- vunmamız ise elimızden geleni yaprı- ğımız, ancak bakmakla yükümlü ol- duğumuz ailelerimiz. ışimız olduğundan ibaret mi olacak? (The Obverver - 31 Mart) Habercilerin yaşadığı çelişkiler CHRIS CRAMER* Savaşın ılk iki haftası televiz- yon habercileri şimdiye kadar tanışmadığımız, değişik etik so- runlarla karşılaştı. Ilk günler, modern teknoloji ve koalisyon güçlerinin işbirlikçi tutumu sa- yesinde şeffaflığın canlı yayın- da 24 saat boyunca haber ya- yımlanmasının sürebileceğini gösterdi. Bu görüntüler savaşın en ince aynntılannı, öldürülme ve yaralanma tehlikesini otur- ma odamıza taşıdı. Ancak. cepheden canlı yayın yapma imkânı veren, yeni ça- ğın savaş haberciliği muhabiri bir çelişkiyle karşı karşıya bıraktı. Biz savaş görüntülerinin değe- rini insanlığın karşı karşıya ol- duğu trajediyle ay- nı teraziye koyarak konuyu tartmak zo- rundayız. Canlı ya- yın dünyadaki mil- yonlarca insana, cephedeki askerle- rin ailelerine, ya- kınlanna da bu gö- rüntüleri izletmek anlamına geliyor. Görüntüler insan- lık için aşın dere- cede şoke edici ise teknolojik olarak görüntüyü kesme şansımız var. Irak savaşı izleyicilere canlı yayın açısından hangi aşamada olduğumuzu, ancak bununla be- raber onlar için ne kadar büyük sorumluluk taşıdığımızı da gös- terdi. tzleyicilerin gözü önünde kum üzerine saldın planı çizen gazeteciye yöneltilen eleştirile- ri anımsayın. Esir alınan , t a - rikalılan görüntüleyen ve onla- ra sorular yönelten Arap tele- vizyonlan da eleştirildi. Tüm bu sıcak manzaralar dünyanın dört bir yanındaki editörlere görün- tüleri seçmek, uyansız yayımla- mak gibi konularda büyük sorun yaratıyor, sorumluluk yüklüyor. Onlar sadece haberci olarak sorumluluklan ve kamuoyuna karşı sorumluluk arasında çeliş- ki içinde kalmıyorlar. Bununla birlikte kültürel ve siyasi anlam- da tolerans ve sansür tartışma- lan da yaşanıyor. Bazı kanallar- • Televizyon muhabirleri izleyiciyi şoke etme hakkına sahip olmalılar. Ancak bu hakkı tasarrufyaparak ekonomik kullanmahlar. da televizyon haberciliğinin ilk prensibi olan doğruluğu kanıtlan- mayan haberi yayımlamama il- kesine ihanet ediyorlar. Ancak, biz CHN'cıler ve BBC gibi ka- nallar bu tür habercilik anlayı- şını başkalannabırakıyoruz. Or- neğin asker ölümleri ve esır alın- malarda ailelerin haberdar edil- mesine ve haberin kesinleşmiş olmasına kadar bekledik. Kültür farkı Geçen hafta ise Bağdat ve di- ğer kentlerdeki sıvil ölümlerine odaklandık. Arap televizyonla- n bu görüntüleri olduğu gibi ya- yımlama yolunu seçtı. CNN ve BBC'ye ise bu görüntüleri san- sürleyerek yayım- ladığımız yönünde eleştiri yapıldı. Ancak, bizimkisi sadece meslek eti- ğinden kaynakla- nan bir konu de- ğil, toplumsal kül- türden de kaynak- lanan bir tutum. Araplar bu tür görüntülere alışık ve bu konuda da- ha az duyarhhk gösteriyor olabi- lir. Ancak, burada bu riski kim- se göze alamazdı. Hem Irak ko- nusundaki haberlenn nasıl yapı- lacağını öğreten bir ders kitabı da yok. Editörler yine zaman darlığı içinde kendi mesleki de- neyün ve içgüdülennin rehber- lığinde haber ve görüntü seçimi konusunda karar vermeye de- vam edecekler. Bunu yaparken de 1970'lerde Kuzey îrlanda'dan bildiren bir BBC muhabınnin sözlerini anımsamalılar: "Televizyon muhabirleri izk- yiciyi şokeetme hakkına sahip ol- mak zorundalar. Ancak bu hak- kı tasarruf yaparak ekonomik kullanmalüar." Ben, gazetecilik kalitemizin elimizdeki her şeyi yayımlama- mızla değil, duyarlılığımız, yap- hğımız tonlama ve gösterdiğimiz özenle ölçüleceğınden eminim. *CNN International Yönetim Kurulu Başkanı (DieWeit-4Msan) THEINDEPENDENT Iraky ABD 'li şirketlere rant kaynağı olmasın Savaşın başlangıcının üzerinden iki hafta geçti. Irak halkının efsanevi direnişı sürüyor. BM'yi safdışı bırakmak ve uluslararası alandaki sorunlan çözmek için forum yaratma rolünü görmezden gelmek tehlikeli bir sonuç doğurdu. Dünya, ABD'nın ve tngiltere'nin BM'yi hıçe sayarken takındıklan tutumu ve sonrasındaki felaketi andıran sonuçlannı kolay kolay unutmayacak ve affetmeyecek. Iraklılar, Washington ve Londra'nın başlattığı yoğun bombardıman ve karadaki saldın karşısında korkup kaçmadı. Kuveyt sınınndaki Ümmü Kasr dışında hiçbir Irak kenti ışgalcilere yenik düşmedi. tnsanlığın düşünceleri çok üstün hale geldi. Iraklılann Amenkan ve Ingiliz birliklerini kurtancı olarak görmedikleri açıkça ortada.Bağdat'a giden yola bombalar serpiştırilmış durumda. Irak'ın büyük ve önemlı kentlen, özellikle de başkent Bağdat "ı ele geçirmek için girişilen savaş çok zarar verecek ve kentlerde yaşayan sivil halkla karşı karşıya gelmeyi gerektirecek Böyle bir savaş Irak halkının hissettiği öfke ve kızgınlığı sadece bü>'ütür ve yaygınlaştınr. Tabii diğer Müslümanlar için de aynı şey geçerli. Irak'taki altyapıya verilen zarar, bu zaran verenler tarafından telafi edılmeli. Su istasyonlan, elektrik santrallan, petrol kuyulan Iraklılara hiçbir masraf çıkanlmadan onanlmah. Savaş sonrası Irak'ın yeniden vapılandınlması ise mide bulandıncı şekilde Bush yönetimine yakınlıklanyla tanınan ABD şirketleri için eğlence haline gelmemeli. (El-Ahram) Uluslararası meşruiyeti olmayan ve İngiltere'de destek görmeyen bir savaşı savunmak mümkün değil Kabineden neden istifa ettim?ROBES COOK* Kabineden istifa ettim çünkü Işçi Parti- sı'nin dış politikasının temel prensiplerin- den ödün verildiğini düşünüyorum. Eğer bağlayıcı kurum ve kurallan, kanunlan olan bir uluslararası topluma inanıyorsak, bi- zim açımızdan yeterli ve uygun olmayan so- nuçlar ortaya çıktığında bunlan bir kenara bırakıp görmezden gelemeyiz. Ben ulusla- rarası alanda kararlaştınlmamış, uluslara- rası toplumun onayı olmayan, başka deyiş- le uluslararası anlamda meşru olmayan ve üstüne üstlük kendi ülkemde de destek gör- meyen bir savaşı savunamam. Başbakan veDışişleriBakanı'mnBM GüvenlücKon- seyi'nden çıkacak ikinci bir karar için sarf ettikleri ısrarhhk ve çabaya alkış tutuyorum. Ancak, bu emekler işe yaramadı diye ikin- ci bir karann çıkanlması gereksiz ve önem- sizmiş gibi davranamayız. Son günlerde en şiddetli eleştiri Fran- sa'ya yöneldi. Ama sadece Fransa denetim- ler için daha uzun süre istemiyor. Alman- ya bıze karşı. Rusya bize karşı. Askeri mü- dahaleye duyulan uluslararası nefretin tek nedeninin Devlet Başkanı Chirac'a ait ol- duğunu düşünürsek hata yapmış oluruz. Acı gerçek, Ingiltere'den lider konumun- da üyelerinden olduğu uluslararası kurum- lann onayı olmadan girişilen bir savaşa ka- tılmasının istenmesidir. NATO, Avrupa Bir- liği ve şimdi de Birleşmiş MilletlerGüven- lik Konseyi. Bundan sadece bir yıl önce biz ve ABD, terorizme karşı benim umdu- ğumdan çok daha geniş katılımlı ve çok bo- yutlu olan koalisyonun parçasıydık. Tarih bu güçlü koalisyonun bu kadar çabuk da- ğılmasına neden olan diplomatik alandaki yanlış hesaplan ibretle anacaknr. Ingiltere bir süper güç değil. Çıkarlan- yin'in askerlerinin savaşın birkaç günde bitmesine neden olacak kadar güçsüz, mo- ralsiz ve öyle körü teçhizata sahip olduğu- nu söylüyor. Ancak, askeri stratejimizi Sad- dam'ın zayıf durumda olduğu ve ciddi bir tehdit oluşturduğu tezi üzerine kuramayız. Irak'ın öyle sanıyorum ki öyle söylendiği boyutta bazı kentleri hedef alabilecek güç- te kitle imha silahı yok. Ancak, bunlar Irak'ta 1980'lerden beri -ABD'nın Sad- • 20 yıldır var olan ve yapılanmasına yardım ettiğimiz bir askeri kapasiteye karşı neden silahsızlanması için şimdi, bu kadar acilen askeri müdahale düzenlememiz gerekiyor? mız tek taraflı düzenlenen bir askeri mü- dahaleyle değil, çokuluslu karar mekaniz- masıyla ve kurallann, kanunlann geçerli ol- duğu bir dünyada en iyi şekilde korunur. Bi- zim için en önemli olan uluslararası alan- daki ilişkiler zayıflamış durumda. Bunlar savaş başlamadan verilen ağır kayıplar. Hıçbınmizlrak'ayönelik bombardıman sonucunda kaç sivilin öleceğinı hesapla- yamayız. Ancak, sayının en azından binler- ce olacağı kesin. Irak'ın askeri kapasitesi geçmişteki Körfez Savaşı'ndakininyansı- pa inmiş durumda. Bazılan Saddam Hüse- dam'a şarbon fıkrini sattığından ve Ingiliz hükümeti kimyasal fabrikalanru kurduğun- dan beri- bulunuyor. 20 yıldır var olan ve yapılanmasına bi- zim yardım ettiğimiz bir askeri kapasiteye karşı neden silasızlanması için şimdi. bu ka- dar acil şekilde askeri müdahale düzenle- memiz gerekiyor? Ve neden Saddam'ın sı- lah programlan BM silah denetçilerinin varlığı tarafından zor durumdayken bu haf- ta savaşı başlatmamız gerekiyor? Irak'ın silahsızlanmak için aylan değil 12 yıh olduğunu ve sabnmızın tükendiğinın söylendiğıni çok duydum. Ancak, Israil'in işgal ettiği yerleşim alanlanndan çekilme- sini öngören 242 No'lu BM Güvenlik Kon- seyi karannın alınmasının üzerinden 30 yıl geçti. îsrail'e sabırsızlık göstermiyoruz. Al Core Bagkan olsaydı Beni son haftalarda en çok üzen şey "Al Gore'un başkan secilmesi halinde şu anda İngiliz askeri birliklerini Irak'ta savaşma- ya yoDamryor olacaktık" inancı. Ingiliz ka- muo\aında hâkim olan psikolojinin manük- lı olduğuna inanıyorum. Onlann Saddam Hüseyin"ın %ahşi bir diktatör olduğundan şüphesi yok. Ancak, İngiltere'yeyönelik ke- sin ve aciliyen olan bir tehdit oluşturduğun- dan emin değiller. Denetimlere bir şans ve- rilmesini istiyorlar. Ve ABD yönetiminin kendi gündemiyle onlan alelacele bir ça- tışmaya soktuğu konusunda şüpheleri var. Tüm bunlann dışmda İngiltere'nin geniş bir uluslararası koalisyonun yer almadığı bir as- keri maceraya katılmasından hoşnut değil- ler. Yorumculann çoğunluğunun favori ko- nusu Avam Kamarası'nm Ingiliz siyasetin- deki kilıt rolünü kaybettiğiydi. *Eski Dışışleri Bakanı, Avam Kamarası Başkanı olarak görev yaptığı kabineden 17 Mart 'ta istifa etti) (The Guantian -18 Marp
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle