06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 NtSAN 2003 PAZARTESİ CUMHURlYET SAYFA DIŞ BASEV ABD Dışişleri Bakanı Powell: Paris bizi Irak'a karşı savaşta desteklememesinin sonuçlanna katlanmalıdır Fransa şerekseninemi eldendi?• Jefferson ve Napolyon döneminde ABD'nin Louisiana'yı Fransızlardan satın alıp umduğunu bulamaması iki ülke arasında yiizyıllık gerginliğe yol açtı. Bugün de Fransa'nın savaşta ABD'ye destek vermemesi Amerikalılan kızdırdı. Dışişleri Bakanı Powell, "Fransa bunun sonuçlanna katlanmak zorundadır" diyerek ABD'nin Fransa'yı kara listesine aldığını gösterdi. JOHNO'FARRELL Bu hafta, ABD'nin şer eksenine baş- ka bir "tehükeB diktatörlük" daha ek- lendi Sunye, Kuzey Kore velran'ıbir kenara bırakın ABDnın hazırladığı "yaramazlıkyapan" devletler listesin- deki yenı ısım Fransa gibi görünüyor. ABD Dişışlen Bakanı CoKn Powefl çar- şambagünüFransa'nın ABD'yı Birleş- miş Milletler Güvenlik Konseyi'nde ve savaşta desteklememesinin sonuç- lanna katlanacağını açıkladı. Ve bunun an meselesı olduğunun al- tuıı çizdı. Bu açıkJamadan sadece bir- kaç hafta önce "French fries" (patates kızartması için kullanılan Fransız lazart- ması) "özgüriükkEartmasT olarak de- ğiştirilmişti. O günden beri ABD'de bazı Fransa'yla özdeşleşmiş ürünlen üreten firmalar battı. Fransız yemekle- ri boykot edildi. Fransa'nın dünyaca ünlü ve pahalı Camembert ve Roquefort peynirlerinin eski popülaritesi kalma- dı. Ingiltere'den ithal edilen peynirler bu ikiliyle yanşacak düzeye geldi. Ta- bii ABDde ve tüm dünyada çok kıy- metli olan Fransız şaraplannı da unut- mamak gerekir. ABD'nin birçok büyük kentindeki Iüks lokantalarda "Bir şişe Chateauneuf du Papes getirebinr misi- niz" dedığınizde şuyarutı alıyorsunuz: "Üzgünüm sör, ama bu şaraptan yok. Size alternatif olarak bir şişe İngiliz Ri- esüng sunabilir mi\im?" ABD'de yürütülen karalama kampanyası Bugünlerde Fransa'dakı insan hakkı ihlalleri hakkmda detaylı bilgi veren geniş kapsamlı bir Birleşmiş Milletler raporu yayımlandı. Fransız garsonlann omuz silkerek umursamaz ta\irda dav- randıklanna ılişkin haberler rahatsız edici nitelıkte. CNN'de yayımlanan Fransız bürok- ratlannın yabancılara küstah ve yara- layıcı tavırlannı gösteren görûntüler de cabası. Hamile olan bır Fransız kadını elinde beyaz şarap kadehiyle gören Amerikalı anneler ise çok kızdı. Tüm bu olumsuz haberleri bir kenara bıra- ABD Başkanı George Bush geçen yıl mayısta Fransa'yı ziyaret ermiş. Deviet Başkanı Jacques Chirac'la Ehsee SarayTnda ortak basın topianüsı düzenlemiştL (AP) kalım, bence Amenkahlan Fransızlar konusunda en çok sinirlendiren şey, bu kadar lezzetlı ve yağlı yemekleri yıyip kilo almamalan. Onlara göre Fransız- lar yaptıklannın sonuçlanna katlan- mak için Batı'daki obezite sınınna ulaş- malı. Kamuoyunda ve medyada bun- lar yaşanırken ABD Başkanı George Bush da boş durmuyor elbette. Başkan "en çokaranan FransızlartistesTniha- zırlıyor. Listede şimdıye kadar sadece ünlü aktör Gerard Depardieu ve bırkaç kişi daha var. Loulslana'mn varattıflı gerglnllk ABD ve Fransa arasındaki gergınli- gin temeli bayağı eskiye dayanıyor. Hatta 1801 -1809 yıllannda BaşkanJık yapan Thomas Jefferson'ın dönemine dayanıyor. O dönemin Fransız Impara- toru Napolyon'un emlakçisi, Louisi- ana'yı Amerikahlara satarken "İlgfle- nen başkalan var" diyerek fîyatı yük- seltmesınin yarattığı bir tatsızlık. ABD Başkanı. "Blöfyapryoriar'' dese de an- cak, Bayan Jefferson Mississippi Neh- ri'nin batısındaki 1.3 milyon metreka- relik araziye âşık olmuştu. Başkan bakacaklan başka bölgeler de olduğunu, belki Ispanyollardan Flori- da'yı alabileceklenni söylerken Bayan Jefferson emlakçinin ılgilenen başka- lan olduğuna ılişkin söylediklerine ka- narak ıçınde gölleri. dağlan, tepeleri, bınlerce ağacı bulunan Louisiana'yı al- mak için yalvanyordu. Burayı diğerle- rine kaphrmaktan korkuyordu. Sonuçta 1803 yılında ABD Fransız- lara 15 milyon dolar ödeyerek Louisi- ana'yı aldı. Meksika'dan Kanada sını- nna uzananbüyük alandan o dönem son- rasına ABD'nin 13 eyaleti oluşturuldu. Fransızlardan kazık yedlklerlnl düşündıiler Ancak, arazı umduklan gibi çıkma- dı. Komşular sevımsizdi. Büyük bö- lümü kurak, büyük bölümü de batak- lıklarla doluydu. Amerika bu işyüzün- den bir yüzyıl boyunca surat astı. Daha ilerikı süreçte de, 1966'da dö- nemın Fransa Deviet Başkanı De Ga- ulle tüm ABD birliklerinin Fransız top- raklannı terk etmesini istedi. Ve, bu gerginliğin sonunda Amerikalılar ken- di çahşanlannı bu ülkeye yerleştirmek için başka bir yol aramak zorunda kal- dılar. Bu da Paris'teki Disneyland'ın ku- rulması için ilk adımlann atılmasuıa neden oldu. Beyaz Saray itaatkâr bir Fransız başkan Istlvor Ronald Reagan'la, o, binlerce deniz piyadesinin Mickey Mouse ve Goofy kostümleri içinde Fransa'da konuşlan- dınlmasını planlarken bu konuyu tar- tışmak bile mümkün değildi. Asker- leri, binlerce Fransız Uyuyan Güzel'in kalesine giderken selamlıyordu. Ve on- lar kendilenyle bulunduklan ülkenin yerlilerinin kol kola fotoğraf çektir- mesine pek de alışık değillerdi. Ama bu sıcak tablo, Fransa'daki bu Amerikalılar kendilerinı ABD'nin Paris'teki rejimi değıştirme planlannın parçası olarak açıklayınca yinedeğişiyor gibi görünüyor. Beyaz Saray'ın tüm is- tediği ABD'nin kayıtsız şartsız yanın- da olan, polıtikası ne olursa olsun des- tekleyen bir Fransız Deviet Başkanı.Bu onlann en çok istediğı şey. Tüm bu şartlar göz önüne alındığında Ingiltere Başbakanı Tony Bbir'in neden Fransız- ca derslerine bu kadar önem verdiğıne de şaşırmamak lazım. (The Guardian - 25 Nisan) Bush velraklılann demokrasianUtytşı farklışekilde olabüir NAOMIKLEIN Savaşın başından sonunaka- dar Başkan Bush'un söyleye- cek ne kadar sözü olduğunu gördük. Paskalya tatilinin ol- duğu hafta sonu da Başkan'ın söyledikleri geçmiştekilerden farklı değildi. Konuşmasının özel bir yanı, özel bir mesajı yoktu. Irak'ın özgürleştirilmesinin dünyayı daha banşçıl hale ge- tireceğı konusundakı iddiası- nı yineledi. Saddam Hüse- yin'in bundan böyle yöneüm- de olmamasıyla Irak halkının yaşamı geçmişe oranla çok daha iyı şartlarda olacaktı. Ko- nuşmasını tamamlarken ise şunlan söyledı "Özgüriük güzeldir. Ve in- sanlar özgürken geçmişteld durumun aksinefîldrlerini ra- hatça söyleyebilirler.'' Açıkça ifade edilen tüm bu fıkirlerBushve yönetimini ha- yal bile etme- dıkleri şekilde sınava tabi tu- tacak. ABD'nin "Ge- neiVaB" olarak atadığı emeklı general Jay Garner Bağ- dat'a gelir gel- mez savaşın ya- rattığı tahribatı ortadan kaldır- maya öncelik vereceklerinı açıklarken bin- lerce Iraklı ye- nı ele geçirdik- leri özgürlüğü, memnuniyetsızliklerini ıfade etmek için kullandı. Bağdat'ta- ki binlerce kışı için -kı bunlar ABD'li birlikler kente gırdi- ğınde alkışlamaya gelenler- den daha fazlaydı- bu haykı- nş ABD işgalini protesto et- mek anlamına geliyordu. • Irak'a empoze edilen devrim ve özgürlük havası Başkan Bush'un tasarladığı şekilde bir demokrasi yerine Irak'nı komşulannınkine benzeyen bir hükümetin başa geçmesine neden olabilir. Kerbela'ya yolculuk Binlerce başka Iraklı da bu özgürlük duygusunu kendi di- ni inançlannı özgürce ifade etmek amacıyla kullanıyor. Saddam Hüseyin döneminde anma töreni düzenlemeleri ya- saklanan yüz binJerce Şii üç gündür büyük bir kutlama dü- zenlemek amacıyla Kerbe- la'ya doğru yol alıyor. Bu yıllardır baskı altında tu- tulan bir dıne ve inanca bağım- hlığın göstergesinin yeni elde edilen özgürlük dolayısıyla duyulan mutlulukla kanşma- sıyla yapılan bir anma töreni. Ancak, bu kutlama havası dü- şünülenden çok daha uzun sü- reli ve kalıcı olabilir. Irak'ın kent, kasaba ve köylerinde Baas Partisi yöneticılerınin kaçmasıyla doğan otorite boş- luğu doldurulmaya çalışüıyor. Ancak, bu boşluk birçok böl- gede ABD'li ve ingiliz yöne- ticilerin ya da halkın peşin- den gideceği demokratlann göreve getirilmesiyle doldurul- muyor. Şiı din adamlan yöne- time getiriliyor. Bu eğilim sadece geçici bir dönem için geçerli olabilir. Ancak. uzun da sürebüir. Irak nüfusunun yüzde 60'ını Şiiler oluşturuyor. Ve, Irak'ta yaşayan Şiiler çok sayıda frak- sıyona aynlmış durumda. Şim- dıye kadar ise yönetım azın- lık olan Sünnilerin elindeydi. Bağdat'taki Jay Garner ve eki- bi başkent ve di- ğer kentlerdeki su, elektrik sıkın- tısuıı halledemez ve belirli ölçüde düzeni sağlaya- mazlarsa otorite halkın gözünde saygın olan Irak- lılara kayabilir. Bu saygın kişı- ler de günümüz- de imamlar. Her- kesten önce de geçen hafta ABD'nin Irak'ta- ki geçici hükü- mete ılişkin top- lanüsına katılma- yı reddederek muhalif rolünü üstlenen Şu imamlar. Böyle olması planlanma- mıştı. Savaş için tasarlanan bir senaryo Baas Partisi"nin kendi arzusuyla yönetimden çekileceği yönündeydi. Ingilizlerin ülkenin güneyin- dekı ilerlemesi Basra'ya su, gıda ve ilaç getiren konvoylar- la birlikte zihinlerde canlan- dınldı. Ancak, savaş sahnele- n bunlan değiştirdi. Henüz hiçbir şey hallolma- dı. Lrak hükümeti kurulana ka- dar da bir yıl geçebilir. Bu sü- reçte ise her olasılık hesaba katılmalı. Tabii, en önemlisi bu empoze edilen devrimın Baş- kan Bush'un tasarladığı şe- kilde demokrasi yerine Irak'ın komşulannınkine benzeyen birhükümetgetirebüeceği ola- sılığı da. (TheIndependent-22Nisan) Sende kasabın oglu Uday birlisi ya da kimyagerin kızı - Ann Thrax var mı (AnnThrax: tngflizce'de 'antraks',başkadeyişleşarbon anlamma geüyor.) THE DJDEPENDENT Afiika'da sıtma korkusuÜlkenin birçok bölge- sınde yağan şıddetli yağ- mur, 3 'üncü Afhka Sıtma Günü'ne yeni bır salgının kapıda olduğu korkusu- nun damgasını vurması- nanedenoldu. SağlıkHiz- metleri Dairesi'nin Mü- dürü Richard Muga, sağ- lık bakanlığının bir önlem paketi hazırladığını ve sal- gın olması halinde hasta- lıkla başa çıkmak ıçın ba- ğış yapacaİdannbulundu- ğunu açıkladı. Bu Kenyalılar için çok önemlı ve iç rahatlatıcıy- dı. Son yıllarda çok ağır salgınlargördüler. Sadece geçen yılki sıtma salgı- nında 400 kışi öldü. Ista- tisriklere göre, bu hastalı- ğın geçen 30 yılda Afn- ka'ya faturası 100 mılyar dolar oldu. Sıtma vakala- nnın 10'undan dokuzuna Afrika'da rastlanıyor. Bu da zaten zayıf durumda olan ülke ekonomisini da- ha da kötüleştiriyor. Has- tahğı önlemek elbette en iyi kurtuluş yolu. Kullanı- lan böcek ilaçlan hastalı- ğa yakalanmaoranrnıyüz- de 50 düşürdü. Afrikalı li- derler 2000 yılının 25 Ni- san'ındaki toplantıda 2005'e kadar kullanılan su şebekelerinin yüzde 60'ının mikroptan anndı- nimış olacağına dair söz verdiler. Ancak, 2003 'te bu oran sadece yüzde 5. Bu utanç verici. Hamile kadın ve çocuklar sıtmaya karşı özellikle hassas. Hastalı- ğayakalanan çocuklarhe- men tedavi edilmezlerse 24 saat içinde ölebıliyor- lar. Hastalığa ve salgın hale gelmesini sağlama- ya uğraşmanın tedaviden daha öncelıkli birkonu ol- duğu unutulmamalı. Sağ- lık Bakanlığı umanz doğ- ru noktaya öncelik verir. (Dail\ \auon,Kana-25Msan) Moskova, savaş sürecini zarar görmeden atlatmış olsa da yaptığı hatalan tekrarlamamalı Rusya'nın ders alması şartSERGEIKARGANOV Irak krizi henüz bitmedi. Önümüzde beklenmedik olaylar, mane\Talar, işin içındeki herkes için tatsız sürprizler olabilir. Her şeye rağmen askeri açı- dan ve perde arkası diplomasisi açısın- dan ABD ve Ingiltere'nin başı çektiği müttefîklerin zaferiyle sonuçlandığını kabul etmemiz gerek. Bizler Irak sa\Tjnmasının neden bu ka- dar çabuk pes ettiği konusunda, işlevi olmayan tartışmalanmızı sürdürebiliriz. Ya da ABD ve bu ülkenin Irak'ta yap- tıklarına neden sıcak bakmadığunıza yönelik tartışmalan devam ettirebili- riz. Ancak günümüzde Rusya'nın ken- dini içinde bulduğu yeni koşullara ve Rus diplomatlannın bu yeni şartlar al- tındaki performansmın nasıl olduğuna baksak daha iyi ederiz. 11 Eylül'de yaşananlar Insanların gözünü açtı 11 Eylül 2001 yeni bir gerçeği doğur- madı, ancak var olan deviet işlerine karşı insanlann gözünü açtı. Prak krizı de yenı bir şey değildi. Ancak bugün biz geçmişte görmezden geldiğimiz, umursamadığımız şeylere karşı aym tavn takrnamayacağız. Eskiden dikkate almadığımız şeylen umursamak zorundayız artık. 1940 ve 1990'lar arasındaki ulusal özgürlük ve devrimci hareketler, sos- yalist deneyımler, halklan için yeterli yaşam standardı ve yeterli gelişmeyi sağlamak konusunda etkin ormadıkla- nnı gösteren ülkelelenn sayısını arttır- dı. Dini sorunlarla körüklenen gelişme eksikliği, yaygın yolsuzluk, etkin ol- mayan despot rejimler, sadece bu ülke- ler ve halklan için değil, tüm insanlık için büyüyen bir tehdit oluşturdu. Bu bölgeler çoğunlukla istikrarsız- hk, salgın hastalık ve terorizmin kol gezdiği bölgeler. Buülkeleruyuştunı- Asyada. Bu yöndeki ılk gınşım başa- rıyla sonuçlandı. Düzeni sağlamaya Irak'tan başlayan ABD, bundan son- rakilerin de başanyla tamamlanacağı konusunda da emin hıssediyor kendini. Hatalarına raömen bu sürecl lyl atlattı ABD, gelecekte bozguna da uğraya- bilir. Ancak daha kayıtsız da davranma- • Irak krizinin, ABD ve îngiltere'nin başı çektiği müttefîklerin zaferiyle sonuçlandığını kabul etmemiz gerek. Rusya'nın performansına gelince... Belki bir harika yaratmadık. Ancak çok şükür bir felaketi önle- meyi başardık. Hatalara rağmen bu sûrecin içinden çıkmayı başardık. Bunun için de Deviet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı George Bush'un şahsi diplomatik çabalanna teşekkür borçluyuz. î cu trafiği ve kitle imha silahı banndır- mak gibi insanlık için çok önemli teh- likeler oluşturuyor. Bunlar Afrika'nın büyük bölümü, Orta Asya ve Ortado- ğu'da. Eski SSCB'nin sınırlannda yer alan bazı devletler bu ükeler arasında. Rusya da birçoğuyla sınrr komşusu. ABD ise bu bölgelerin büyük bölü- münde düzen ve kendi anladığı anlam- da modernizasyonu empoze etmek için kararlı. Özellikle de Ortadoğu ve Orta 1 ya başlayabilir; burada Rusya'run çıkar- İan da zarar görebilir. BM Güvenlik Konseyi'nm ise sadece 1945 sözleşme- sini baz alarak çahşmalaruıa devam et- mesi mümkün gibi görünmüyor. BM de her geçen gün etkinliğini yitiriyor. Rusya'nın performansına gelince... Belki bir hanka yaratmadık. Ancak çok şükür bir felaketi önlemeyi başardık. îs- tihbarat binmlerimiz, Irak'ın gücü ve direnme kararhhğı konusunda bizi ya- nılttı. Rusya'mn polıtikası çok iyi or- ganize edilmiş ve düşünühnüş görünü- mü de vermedi. Tutumumuz net de de- ğildi. BM Güvenlik Konseyi'ni kurtar- mak ve savaşa muhalif Avrupa ülkele- riyle yan yana mı olmak, yoksa Ame- rika'yla iyi ilışkiler içinde mi ohnak istediğimiz konusunda çok net bir ta- vır sergıleyemedik. Dördüncü birnok- ta da Rusya Irak'takı ekonomik çıkar- lanm hiç düşünmedi. Ekonomik Gelışme ve TicaretBakan- lığı ülkenin Irak'taki ekonomik çıkar- lan konusunda üzerine düşeni yapma- dı. Son olarak Rusya'nın politikasının bir boyutu daha hatah. En güçlü üyesi- ne karşı bir tutum sergilemek, BM'de de işlevsizliğe neden oldu. BM acilen reform geçirmediği takdirde sonunun NATO'ya benzemesi hatta daha beter hale gehnesi kaçınıhnaz olacaktır. Hatalara rağmen bu sürecin içinden çıkmayı başardık. Bunun için de Dev- let Başkanı Vladimir Putin, ABD Baş- kanı George Bush'un şahsi diplomatik çabalanna teşekkür borçluyuz. Ve ta- bıı Saddam Hüseyin'ın geri adım atması için çaba sarfeden eski Başbakan Yev- geny Primakov'u da unutmamak gerek. Sonuçta bu süreçten düzenli ve organize bır sıyasetle, birbirlerine bağlı adımlarzinciriyle sıynlmadık. Birbiriyle bağlantısı olmayan ancak sonuçta başarıyla sonuçlanan bazı adımlar sonucunda savaş sürecini atlattık. (Mosiinv Tımes - 25Nisan)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle