Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 8 NİSAN 20*3 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
ŞİRKETLER
• YKM2OO3îlkbahar-
Yâz sezonunda bahar
aylaruun moda trendleri
değişik temalarla kendini
gösteriyor. YKM, Bonus
Card sahiplenne tüm
reyonlannda peşın
fiyatına taksitle alışvenş
yapma olanağı sunuyor.
• DOMESTOS,
öğretim yılı sonuna
kadar tstanbul'da
ilköğretim okullannda
temizlik ve hijyen
günleri yapıyor.
Başlatılan sosyal
sorumluluk kampanyası
çerçevesinde Domestos
Hijyen Ekibi, Istanbul'da
her gün bir ilköğretim
okulunu temizleyecek.
• TUKAŞ 'Acı Biber
Sosu Paprüca' ve 'Biberli
Ezme', ev hanımlanna
lezzetli yemek tarifleri
hazırlanmasında pratik
bir yardımcı işlevi
görüyor.
• FLORMAR, uyumlu
renkleriyle tek dokunuşta
göz kapaklannda
kendiliğinden gölgeler
yaratan 'Multi Touch'
göz fannı üretti. Dört
farklı rengin tek
ambalajda bir araya
getirildiği göz fan,
profesyonel makyajı
pratik hale getiriyor.
• HUNCA Kozmetik,
CNR EXPO Fuar
Merkezi'nde ilki
düzenlenen ödül
yanşmasuıda Caldion ile
'En iyi kozmetik ürün
markası', yeni şampuan
serisi Hunca Şampuan
ile 'En iyi yeni kozmetik
ürünü' ödüllerinin sahibi
oldu.
DANONESA, doğal
kaynak suyu Hayat'ı
damacanada sunmaya
başladı.
Yeni petrol yasa tasansı TÜPRAŞ'ın sahibine dağıtım şirketi kurma hakkı veriyor
Akaryakıtpazarı sarsılacak
GÜLŞAH KARADAĞ
AKP hükümeri, TÜPRAŞ'ın
özelleştirilmesinde iştah kabar-
tacak yenı bir uygulama için kol-
lan sıvadı. Hükümetın yeniden
ele alarak değişiklik yaptığı Pet-
rol yasası tasansına göre, rafine-
ri sahipleri akaryakıt dağıtımına
da girebilecek. Böylece, Türki-
ye'nin akaryakıt ihtiyacının yüz-
de 86'sını karşılayan TÜPRÂŞ 'ı
satın alacak şirket büyük bir
avantaja sahip olacak. Sektörde
haksız rekabeti körükleyecek bu
durumun dışında tasa-
n bir bütün olarak
akaryakıt bayiilerini
endişelendiriyor.
Üç yıllık bir çalışma
sonucunda geçen hü-
kümet döneminde
ğıtım zincirinin getirdiği dikey
yapılanmayı sağlayacak olan
madde, ilk bakışta getirilen sı-
nırlamayla haksız rekabeti en-
gelleyecek gibi görünüyor. An-
cak rafineri sahiplerine getirilen
yüzde 30 sınırlamasına karşılık
akaryakıt şirketlerinin pazar pa-
yı da yüzde 35"le sınırlandınlı-
yor ve rafînerinin avantajlı duru-
mu korunuyor. Madde, petrol
pazannın doğal tekeli TÜP-
RAŞ'ı satın alacak yerli ya da
yabancı şirkete, akaryakıt dağı-
tım sektörünü de avcuna alma
• Rafineri sahiplerine yüzde 3O'a kadar
dağıtım pazannda olma hakkı tanıyan
taslak, sektörde haksız rekabetin
önünü açacak.
meclise sevk edilen Petrol Yasa-
sı değişikliği, AKP iktidan dö-
neminde kadük kaldı. Hüküme-
tin yeni bir Petrol Yasası oluştur-
ma karan üzerine hazırlanan ye-
ni tasan, 18 Nisan'da son görüş-
meleri yapılarak Enerji Bakan-
lığı'na gönderildi.
Petrol Işleri Genel Müdûrlü-
ğü'nün internet sitesinde yayın-
lanan taslağa göre, rafineri sa-
hipleri, pazar payı yüzde 3O'la
sınırlanmak kaydıyla, akaryakıt
şirketi kurabilecek. Pek çok ül-
kede bulunan arama-rafinaj-da-
şansı tanıyor. "Özel TÜP-
RAŞ"ın dağıtım şirketine ve ba-
yiılerine malıyetıne satış yapa-
bilmesine, avantaj sunmasına
olanak sağlanıyor. Bu madde-
nin, ülke ömeklerine bakılarak
konmuş olabileceğinı belirten
uzmanlar ise, Türkiye piyasası-
nın kendıne özgü koşullan nede-
niyle, dikey yapılanmanın kamu
eliyle yapılması gerektiğinı vur-
guluyor.
Türkiye Akaryakıt Bayileri
Petrol ve Gaz Şirketleri Işveren
Sendıkası Başkan Yardımcısı
Rasih Arbay, taslağın aynı za-
manda akaryakıt bayilerinin ka-
panmasına neden olacagını vur-
guladı. Taslak, rafıneri-ana da-
ğıtım-akaryakıt bayisi zincirine
"depocu" ara katmanını ekhyor.
Akaryakıt dağıtım şirketlerinin
işinın *depolamaoktuğunu" ifa-
de eden Arbay, *bu zorunlulu-
ğun kalknıası dağıtun şirketi sa-
yısnu, devamında bayi sayısını
piansızca artünr. Zaten planı oi-
mayan bavilik sisteminin ryice
bozulmasL, bağımsız bayüerin
haksız rekabete maruz kalması-
nıgetirir"dedi.
Tasanya konulan ve
belirli bir yere petrol
satma yetkisi bulunan
"toptan saücı" kavra-
mını da eleştiren Ar-
bay, "Bugünkü sstem-
debunu bayfleryapıyor. Yaünmı
ohnayan Aşirketi bayiye rakipçı-
kryor" dedı. Bayının EPDK va
da benzen bir kurumdan lisans
alması şartının getirilmesine de
karşı olduklannı vurgulayan Ar-
bay. "Ulusal Marker sistemi>1e.
kaliteti benzin renkkndirikrek
kaçaktan aynlacak. Taslak ta bu
da eie ahnryor. Böyle bir düzen-
lemeden sonraekbirtisansmhiç-
bir anlamı yok. Lisans. bayinin
serbest koşullarda hangi dağıum
şjrketinden isterse mal atanasını
da engeffiyor" dıye konuştu.
Yeni petrol yasa tasansı Türkiye petrol pazannm doğal teke-
li TÜPRAŞ'ı satın alacak şirkete büyük avantaj sağlayacak.
Unakıtan, Road Show için Londra'ya gitti
SatılacakKÎT'ler
için aktifpazarlarna
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ /
ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginy
(«1r.net
İki fantezi, bir semptom...
tSTANBUL (AA) - Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan,
özelleştırme programında
bulunan kuruluşlan tanıtmak için
yabancı ve yerli yatınmcılann bir
araya geleceği Road
Show'a ev sahipliği
yapacak olan Londra'ya
gitti. Atatürk
Havalimanf nda açıklama
yapan Unakıtan, "Bizim
programmuz, aktif
pazarlama yapmak,
özeUeştirme kapsamında
olan kuruluşlanmızı
müşterileriınizin yoğun
olduğu yerlere ve baa
pazarlara gitmek
suretrv İ€ tamtmaktır. En
Unakıtan, tamtımı yapılacak
kuruluşlan ise şöyle sıraladı:
"TÜPRAŞ, TekeC Miffi Piyango
İdaresi, diğer küçük işletmelerimiz
var. TeJekom ve THY var. Bunlann
hangileriyle
Ugileniyoriarsa
anlatacağız."
TEKEL'e yoğun llgl
Unakıtan'ın, 1 Mayıs
Perşembe gününe kadar
çeşitli finans kuruluşlan
ve sanayi kuruluşlannın
yetkilileriyle bir araya
geleceği bildirildi.
Temaslannın üç gününde
de TEKEL'in
iyi fiyaü bulmak, en iyi Kemal Unakıtan özelleştirilmesiyle ilgili
şartlarda satmak göriişmeler yapacak olan
gayesindeyiz" dedi. Londra'da, Unakıtan, Milli Piyango için yann,
çeşitli firmalarla görüşmeler TÜPRAŞ için de çarşamba günü
yapacaklanm söyleyen çeşitli yatınmcılarla görüşecek.
BURSA-OSMANGAZt
ATATÜRK CADDESİ'NDE
SATILIK TAŞINMAZ
Mülkiyeti Vakfımıza ait Bursa ili, Osmangazi ilçesi, Şekerhoca mahallesi, Saray
Caddesi (Atatürk Caddesi) pafta 29, ada 357, parsel 79 no'da kayıtlı taşınmazın
arsa alanı 723.71 m
2
olup üzerinde 1 bodrum+zemin+5 normal kat+çekme katlı ve
ınşaat alanı toplamı 3150 m2
olan bina mevcuttur.
Atatürk Caddesi No: 75 adresindeki taşınmazın, zemin katın bir kısmındaki mağaza
(bodrum+1. kat bağlantılı) bölümü hariç olmak üzere 52 adet bağımsız bölümü (18
dükkan ve 34 büro) kapalı zarfla teklif alınmak suretiyle satılacaktır.
1-Satılacak taşınmazın muhammen satış bedeli 2.000.000.000.000.-TL ve geçici
teminatı 500.000.000.000.-TL'dir.
2-Ihale 05.05.2003 pazartesi günü saat 16.00'da T. Garanti Bankası A.Ş. Emekli
ve Yardım Sandığı Vakfı, Halaskargazi Cad. No: 278 Kat: 8 Şişli/Istanbul adresinde
yapılacaktır.
3-Şartname yukandaki adresten teslim edilebilecektir.
4-Teklif mektupları en geç 05.05.2003 pazartesi günü saat 12.00'ye kadar yukarıdaki
adrese verilecek veya aynı gün ve saatte belirtilen adreste bulunacak şekilde posta
ile gönderilebilecektir. Postadaki gecikmeler kabul edilmeyecektir.
5-Vakfımız 2886 sayılı kanuna tabi olmamakla, ihaleyi dilediği kişi ve kuruluşa
vermekte veya ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
6- Satış hakında daha geniş bilgi, Genel Müdürlüğümüzden şahsen veya
(0212) 233 36 40/10 hat nolu telefonlarla temin edilebilir.
TÜRKIYE GARANTI BANKASI A.Ş.
MEMUR VE MÜSTAHDEMLERÎ
EMEKLI VE YARDıM SANDıĞı VAKFı
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Ekonomik
kriz, savaş, sal-
gın hastalık...
Kuoılu düzen lime lime... öyle birhızlada-
ğılıyor ki, acilen devreye gıren fanteziler bı-
le ancak birkaç hafta dayanıyor Geçen
haftalarda devreye giren ikı fantezi de bu
kaderden kaçamadı: 1) ABD, Irak'taki hız-
lı ve kesin zaferinden sonra dünya ekono-
misini peşinetakıp, içinde bulunduğu kriz-
den çıkanyor. 2) ABD Irakta hızla ve kesin
bir zafer kazanarak imparatoriuk tahtına
oturmaya layık olduğunu kanıtiadı. Fante-
zileri hızla dağıtan çürümenin, SARS gibi,
kendine özgün semptomlan da var.
Zafer heyecanı nerede?
ABD'nin Irak "zaferinin" ardından, piya-
salarda beklenen toparianma gerçekle-
şemedi, cılız bir canlılık, sonra da sarkma.
Dolar da yeniden gerileme trendine otur-
muş görünüyor. Çünkü ABD ekonomisi-.
nin, dolayısıyla (bu ekonomi halen dünya
ekonomisinin büyüme hızının yüzde 60'ını
sağladığına göre) dünya ekonomisinin
karşı karşıya olduğu sorunlar çok ciddi.
Daha önce birçok kez tartıştık.. onun için
bu konuda, bir alıntı yapmakla yetinece-
ğim: "Aşın kredi ortamından, ipotek ff-
nansman köpüğünden (gayrimenkul pi-
yasalan -E. Y), istikrarsız türev işlemleri
dûnyasından, başıboş spekülasyon orta-
mının gittikçe artan istikrar bozucu etki-
lerinden geri dönülemez bir noktaya gel-
dik. Bu korkutucu mali spazmlar, aslında
aşın derece hasta birsistemin semptom-
lan. Bir gün bu spazmlardan biri, yaşam-
sal bir kap krizine dönüşecek. Karşımız-
da, aslında işlemeyen birparasal sistem-
den ve ne pahasına olursa olsun bunu ko-
rumaya kararlı bir merkez bankasından
oluşan tarihsel koşullar var" (Prudentbe-
ar, aktaran Auerback, 22/04).
Geçen hafta açıklanan veriler de bu tes-
pitleri destekleryöndeydı. ABDekonomi-
sinin büyüme hızı, 2003'ün ilk dört aylık
döneminde, yüzde 1.6'yla beklenen yüz-
de 2.4'ün çok altında kaldı. Ekonomistler,
işsizliğin azalması için en az yüzde 3'lük
bir büyumenin gerekli olduğunu söyüyor-
lar (Bloomberg 25/04). Büyumenin bile-
şenleri tüketicinin daha az tükettiğini, gi-
rişimcinin de daha az yatırım yaptığını
gösteriyordu. Diğer taraftan, ABD'de tü-
keticinin daha fazla tüketmesi, yatınmcı-
nın daha fazla yatınm yapması da çözüm
değil. Morgan Stanley'in baş ekonomis-
ti Roach'ın birçok kez vurguladığı gibi,
daha fazla tüketim dış ticaret açığını kö-
rüklüyor ve daha fazla yatırım da aşın üre-
tim/ yatırım (kapasite fazlası) sorununu
ağııiaştınyor. Klasik bir yapısal kriz du-
rumu!
Bu aşın üretım/yatınm krizinin aşılabil-
mesi için ABD'nin daralmaya devam et-
mesi, dünya ekonomisini de ABD dışında
bir merkezin peşinden çekmeye başla-
ması gerekiyor. Ne ki geçen hafta yayım-
lanan OECD verileri Avrupa'nın şimdilik
bu işlevi yerine getırmeye aday olmadığı-
nı gösterdi. Yüksek işsizlik, zayıf ıç tüke-
tim ve yatınm ortamı ve EURO'nun güç-
lenmeye devam etmesi EURO bölgesinin
hâlâ durgunluktan çıkamadığını, Siemens
Genel Müdürü Heninrich von Pierer'in
deyimiyle "kapsamlı bir iyileşmenin işa-
retlehnin henüz hissedilemediğini" gös-
teriyor. Wall Street Journal'ın bildirdiği-
ne göre önde gelen Avrupa şirketlerinin,
2003, birinci dönemi bilançolan da düş
kınklıgı yarattı (25/04). OECD'nin Japon-
ya'ya ilişkin beklentileri de kötümser. Ge-
ride, Latin Amerika'nın hâlâ IMF pençesin-
de kıvrandığını düşünürsek Asya ve Çin
kalıyor. Bunlar ise Irak savaşının yan etki-
leriyle ve SARS'te (akut, ciddi solunum
hastalığı)
sarsıldılar.
Worid Bank
(Dünya Bankası) Doğu Asya'da büyume-
nin geçen yıla göre bu yıl en az 1 puan dü-
şerek yüzde 5 dolayında kalacağını söy-
lüyor. Morgan Stanley'den bölge analıs-
ti Andy Xie'ye göre Çin de SARS'ın etki-
sıni şiddetle hissetmeye başladı; sert bir
duraklama olasılığı giderek artıyor (25/04).
Bu ortamda, bir analistin işaret ettiği gibi
piyasalar "savaşı da sevmiyor.. zaferi de ".
Büyük topaıianma fantezisi de sönüp gi-
diyor...
Büyük zafer fantezisi de...
ABD'nin büyük Irak zaferi de bir fante-
zi: Savaşması beklenen tarafiardan biri,
henüz tam olarak anlaşılamayan bir ne-
denden dolayı savaşmamaya karar verdi
ve anahtan teslim etti. Gittikçe artan ve-
riler ABD'nin, Bağdat'ı rakipsiz askeri gü-
cüne dayanarak değil, Irak üst yönetimiy-
le yaptığı bir anlaşma sonucunda ele ge-
çirdiğini gösteriyor. ABD'nin arananlar lis-
tesine, Irak Enformasyon Bakanı Said Es-
sahafın, Dışişleri Bakanı Naci Sabri'nin,
Cumhuriyet Muhafızlan komutanı, Mahir
Sufyan'ın alınmamış olması da çok ilginç.
Rusya'nın Irak elçisi de Moskova'ya dö-
ner dönmez NTV'ye "Irakh generallerin
ABD ile gizli biranlaşma yaptığından emin
olduğunu" söylemedi mi? (Asia Times
24/03) Sonuç: ABD bir başka yerde, örne-
ğin Suriye'de veya Iran'da, tekrarlanması
olanaksız, bir hileyte Bağdat'ı ele geçirdi,
bir imparatora layık bir biçimde ordusunu,
büyük bir savaştan zaferie çıkararak.. sa-
vaş gücünü kanıtlayarak değil. ABD'nin
Bağdat'ta düzeni sağlamaktaki yetersizli-
ği, yağmalar ve yangınlar da iktidarsızlığı-
nın bir başka göstergesi. Imparatorun bu
iktidarsızlığını hemen algılayan Irak halkı
da, işgale karşı hızla bir kitlesel direniş ge-
liştirmeye başladı. Bölgeyi sarsacak, her-
kesi dize getirecek büyük zafer fantezisi
beklenenden çok daha hızla dağıldı.
ve bir semptom
SARS paniği dünyayı sarsıyor, ekono-
mik krizi derinleştiriyor, medya Irak'ı bıra-
kıp hızla ona odaklanryor, sokaklarda
maskeyle geziliyor, uçaklarda maske da-
ğıtılıyor, insanlar otellere hapsediliyor.
Ancak verilere bakınca bu paniği anla-
mak zor. Geçen altı ayda yaklasık 5 bin
SARS olayı görüldü, yaklasık 270 kişi
SARS'tan öldü: ölüm oranı yüzde 3-5 ara-
sında. Halbuki, dünyada, her yıl nezle-
den, yalnızca ABD'de 36 bin kişi olmak
üzere 250 bin-500 bin kişi ölüyor. Malar-
ya, çoğu Afrika'da olmak üzere, her yıl 1 -
3 milyon can alıyor. Tüberkülozdan ölen-
lerin sayisı da yıllık 2 milyonu geçiyor.
HlVnin 2002 bilançosunda, 610 bin'i ço-
cuk olmak üzere 3 milyon ölüm var (Sat-
ya Sagar, ZNET, 25/04). özetle, SARS
tabiı ki önemli bir hastalık, ama Vietnam
gibi yoksul ülkede bile, ciddi bir çabayla,
hemen denetim altına alınabildiğine göre,
önlenemez bir felaket değil.
öyleyse bu panik neden? Neden olma-
sın? Bu "küreselleşen" (siz küresel kriz
diye okuyun) dünyada, her gün hangi,
ekonomik siyasi, sağlık felaketi, hangi bi-
linmedik delikten çıkıp bizi nereden vura-
cak endişesiyle yaşamıyor muyuz? Işimi-
zi, sağlığımızı, hatta canımızı korumaya
devam edebilecek miyız? Biri selam ver-
mek için omuzumuza dokunsa içimiz hop
etmiyor mu? Tüm bunlar bizi saran top-
lumsal, ekonomik, kültürel dünyanın artık
bizi saramadığını göstermiyormu? SARS
paniği bunun semptomlanndan en yenisi
değil mi?
AINKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Uyarıyı Doğru Okumak
Geçen hafta 23 Nisan günü yaşanan resepsiyon
uyansının, kamuoyunda büyük tartışma yarattığı,
tartışmanın daha da uzayacağı görülüyor. Konunun,
önemi gereği tartışılmasında yarar var.
Bunu yapmadan önce bir büyük yanlış yaklaşı-
mın ya da kanının altının çizilmesi gerekiyor. Büyük
yanlış, AKP'nin yapısıyla ilgilidir. AKP'de, Başba-
kan'ı, hükümetini, Meclis'i ve giderek Meclis Baş-
kanı'nı birbirinden ayn tutmak, bunlar arasında gö-
rüş aynlığı ya da uyuşmazlık bulunduğu varsayımı-
nı yapmak, en azından şimdilik, tümüyle geçersiz-
dir, tam bir saçmalıktır. Kendine özgü niteliği nede-
niyle değişik tutulması gereken 1 Mart'taki tezkere
örneği dışında, AKP'de her konuda tam bir biriik ve
beraberiik geçerlidir. Çok katı bir yapı vardır. Ne ko-
misyonlarda ve genel kuruldaki yasa çalışmalann-
da ne de soru, Meclis araştırması ve genel görüş-
me gibi denetim konulannda, AKP muhalefet ile iş-
birliğine yanaşıyor. AKP, toplum yaranna olduğu
konusunda kuşku duyulmayacak, muhalefet ile bir-
likte sahiplenilmesi gerekli konularda bile işbiriiği
yapmıyor. AKP, tam bir kabadayı tutumuyla, yalnız
benim dediğim olur anlayışını; bildiğim bildik, çal-
dığım düdük ilkelliğinı sergiliyor.
•••
Resepsiyon uyansını doğru algılamak için,
AKP'nin yaptıklannı bir bütünlük içinde ele almak
gerekir. Eğer böyle bir inceleme yapılırsa, görüle-
cek ilk sonuç, iktidardaki AKP'nin muhalefetteki
AKP'den 180 derece farktı olduğu, çizginin karşı ta-
rafında yer aldığıdır. AKP, iktıdara, yoksulluğu azal-
tacağı, işsizliğe çözüm bulacağı ve toplumsal ba-
nşı güçlendireceğı savlanyla geldi. Bu amaçla, say-
dam, piyasalara güven veren, halka yakın bir hü-
kümet oluşturacağı sözünü verdi.
AKP, milletvekili dokunulmazlığına dokunmadığı
için saydam bir kamu yönetimi sözünü yerine ge-
tiımedi ve getiremez; Ihale Yasası ve Mali Milat,
özelleştirme konulanndaki tutumu da bunun ta-
mamlayıcısı değil mi?
Oysa, yolsuzluk ve rüşvetin ortadan kaldınlması,
ekonomide güven ortamı, siyasetin işlerliği ve top-
lumsal yapının ahlak değerlerinin düzelmesi için bir
önkoşuldur, vazgeçilmezliktir. AKP sözcüleri ve
AKP için gözyaşı dökenler, önce, bu partinin, bu
noktadaki muhaiefet-iktidarfarkını açıklamak, top-
luma, bunun hesabını vermek zorundadır.
Ikinci, ancak kesinlikle ikincil olmayan önemli
alan AKP'nin kadrolaşma hareketidir. Kadrolaşma
uygulaması, yönetim ve yönetişim ilkelerine; genel-
likle benimsenmiş bulunan kurallara ve bu konuda-
ki yerleşik geleneklere tam anlamıyla ters düşmek-
tedir. AKP yönetimi, görevi çoğu kez, görevden al-
dıklanndan çok daha deneyimsiz, birikimsiz ve be-
ceriksiz olduğunu kanrtlamış olanlara veriyor. Bu
konuda sınır da tanımıyor; yaJnızca üst yönetimi
değiştirmekle yetinmiyor; kurum ve kuruluşlann en
alt basamaklan da ele geçirilmek isteniyor.
Ek olarak AKP kadrolannın iki özelliği öne çıkıyor:
a) Geçmişte, başta laiklik olmak üzere Cumhuri-
yet'in değerterine açıkça karşı olduğunu kanrtla-
mış olmak; b) Atananlann çok büyük bölümünün
yine geçmişte adlannın yolsuzluğa kanşmış, hak-
lannda soruşturma açılmış, yani sanık durumuna
düşmüş olmaları.
AKP, bu nitelikteki bir bürokrasiyle ülkeye büyük
zarar vereceğinin ilk işaretlerini veriyor. örneğin, bu
kadrolaria yapılacak bir özelleştirmeden nasıl ba-
şanlı sonuç alınır? Rüşvet ve yolsuzluklann toplu-
ma, ekonomiye ve siyasete vermekte olduğu zarar
çok büyüktür. Açıkça, cumhuriyet düşmanı kadro-
lann oluşturulması ise bir büyük yıkımın tohumlan-
nı taşıyor.
Uyan, eğer doğru okunursa, görülecek olanlar,
çok kısa olarak bunlardır. Uyanyı, yapay, önemsiz
ve de bir bardak suda fırtına koparmak gibi gerek-
siz bulanlann yapması gereken, AKP için, oyunca-
ğını kaybetmiş çocuklar gibi ağlayacaklanna, bu
konulan tam bir yansızlıkla ele almak ve kamuoyu-
na doğruyu, yalnız doğruyu iletmek olmalıdır. An-
cak böyle yapariarsa, AKP'yi iktidara gelmesi için
verdikleri o büyük uğraşın sorumluluğunu biraz ol-
sun azaltabilirier.
yakup@metu.edu.tr
Rekabet Kurulu
TEKEL'le ilgili
karara savunma
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Rekabet
Kurulu'nun olumsuz
teknik raporuna karşın
Maliye Bakanı Kemal
Unakıtan ile yedikleri bir
akşam yemeği sonrası
TEKEL'in sigara işlet-
melerinin tek parça ola-
rak satılmasına "ikna
olan" Rekabet Kurulu,
Başkanvekili Mustafa
Pariak aracıhğıyla bu ka-
rannı savundu.
Pariak "Piyasada
önemli ölçüde rekabeti
bozacak hâkim durum
ohışmasuıaİ2mverme>iz.
Rekabeti bozucu bir hâ-
kim durum yoksa, özel-
leştirmeyi engellemek
için de bir şey v-apmayız"
dedi. TEKEL'ı alacak
grubun zaten yüzde 61
pazar payına sahip olaca-
gını ifade eden bir yetki-
li Parlak'ın açıklamasını
"TEKEL BAT'a saöl-
mak isteniyor. Böiûnerek
sabkaydı, rekabet tesis
cdiürdi-dedı
Rekabet Kurulu'nun
hazırladığı teknik rapor-
da, TEKEL'i tek bir fır-
manın alması durumun-
da rekabetin bozulacağı,
tütün üreticilerinin de bu
satıştan mağdur olabile-
ceği tespit edilmişti.
Rekabet Kurulu'nun
piyasaya etkin müdaha-
lesinin, düşük maddi ce-
zalar ve uzun hukuki sû-
reç nedeniyle çoğunluk-
la mümkün olmadığı be-
lirtiliyor.
] BICONOMİ f
1975: Bakanlıklararası Ekonomik Kurul, demir, çelik ve
çimento fiyatJannın yüzde 35-50 arasında inrMnesi-
ni kararlaştırdı.
1989: Petrol Ofisi, Shell, Mobil ve BP'de çalışan Pet-
rol-lş üyesi işçüer, topkı vizrte eytemi yaptlar.