Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 NİSAN 2003 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Düşünen Adam KJahir
Sevgili,
Kemal Tahir'i anma toplantılarının haberle-
rini izleyince, önce şaşırdım. Demek aradah
otuz yıl geçmişti.
Anıları, çeyrek, hatta yarım yüzyıla dayanan
insanlar zaman zaman böyle şaşkınlıklara dü-
şüyorlar.
Edebiyatımızın devlerinden Kemal Tahir'i ta-
nımak, dinlemek mutluluğuna erişenlerden bi-
riyim.
Kemal Tahir'i tanımaktan mutlu olmamın ne-
deni, zaman içinde gelişen düşüncelerimin
onunkilerle aynı doğrultuda olması değil, düşü-
nen, araştırıp sorgulayan bir kişiyi görüp dinle-
mek olanağını bulmamdandır.
Bizimkiyle aynı doğrultuda olmasa bile düşün-
ceye saygı, düşünebilmenin ön koşulu yeter ki,
söz konusu düşünce, yargı gerçek bir sorgula-
manın ve araştırmanın ürünü olsun.
Kemal Tahir'i yalnızca düşünür yanıyla anım-
samak, ona haksızlık olur. Kendisi aynı zaman-
da kurguları mükemmel, diyalogları ustalığın
doruğuna varmış bir romancıydı.
Topluma bakışının kendisininkiyle çeliştiğini gö-
ren okur, eğeronun romanlarından usta yazar-
dan alacağı keyfi alamamışsa, çok yazık ol-
muştur.
• • •
Yaşamının son gecesini, birlikte geçirdik.
Mehmet Barlas'ın Şişli'deki evindeydik.
Aradan otuz yıl geçti, bütün konukları teker
teker anımsayamayabilirim.
Ama hatırlayabildiğim kadanyla, ev sahipleri
Canan ve Mehmet'in dışında, konuk olarak
Ismail Cem, Mete Tunçay ve eşi ile birlikte bir
doktor bey ile ustanın eserlerine pek aşina ol-
mayan ve kendisini "büyükAtatûrkçüyazar" ola-
rak tanımlayan ve doğal olarak oldukça sinir-
lendiren bir hanım davetli daha vardı.
12 mart dönemiydi.
Bir ara Mete Tunçay, Kemal Tahir'in tarihe ba-
kışını eleştirdi, gecenin havası içinde kanımca
biraz aşırıya kaçarak,
- Elimde olsa dedi, KemaJ Tahir'e tarih tezi üret-
meyi yasaklardım.
Doğrusu, hiç de yasakçı zihniyette olmayan
ve sanırım, amacını aşan bu sözleri Mete Tun-
çay'a yakıştıramadım.
- O ustalığın doruğuna erişmiş bir romancı,
diyaloglarla oynayacak kadar virtüöz, tarih te-
zinde yanlışlar varsa, siz kendi çalışmalannız-
da doğrusunu koyarsanız ortaya, ama yasak-
lamak... gibisinden birşeylersöylediğimianım-
sıyorum.
Nitekim, Kemal Tahir'in görüşleri Cumhuriyet
gazetesinin ana görüşleriyle de bağdaşmıyor-
du, ama o Yunus Nadi ödülü'nü de kazanmış-
tı.
• • •
Neyse gecenin en önemli yanı o değildi.
Kalkmalarına yakın Kemal Tahirsöze girdi ve
kelime kelime hatırlamasam bile, mealen şun-
ları söyledi:
- Ben aldatılmadım. Zaman zaman yanılmış
olabilirim, ama aldatılmaya karşı direndim...
Sanki bir vasiyetti sözleri.
Iki gün sonra, değerli yazar (o zamanlar ak-
tif politikada değildi) Ismail Cem Milliyet'teki
köşesinde, vasiyet gibi algıladığı bu sözleri de
içeren enfes bir yazı yazacaktı.
Kemal Tahir ve eşi, erkence kalktılar.
Herkes, evin dış kapısında saf tuttu. Usta her-
kesin elini sıktı, iki yana sıralanmış insanlann ara-
sından geçti. Eşiyle asansöre bindi.
Meğer, çoğunluğun kabul ettiği görüşlerle de-
ğil, yaşama, topluma ve geçmişimize kendi göz-
lükleriyle bakmak için çabalayan, kendi doğru-
larını bulup, anlatmaya çalışan büyük ustayı
son yolculuguna büyük saygıyla uğurluyormu-
şuz da haberimiz yokmuş Sevgili.
Aradan geçen otuz yılda, ne Kemal Tahir'in
düşünceterine karşı eleştirilerim, ne de çok renk-
li kişiliğine ve çabasına karşı hayranlık ve say-
gım azaldı.
Olağan Cenel Kurulu yapıldı
Kızılay'da Gönen
yeniden başkan
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Kızılay
Genel Başkanı Ertan
Gönen, başkanlık göre-
vine yeniden seçildi.
Kızılay Olağan Genel
Kongresi'nde tek genel
başkan adayı Ertan Gö-
nen Kızılay Genel Baş-
kanJığı'na yeniden se-
çüirken başkanveldllik-
lerine Oztoek Saran ve
AB Ulvi Bakır getirildi.
Genel sekreterliğe Ayde-
mir Akkayaoğhı seçilir-
ken Ylahmut Toprak-
kale,HayatiÇetin,Prof.
Dr. Şükrü Cin de yöne-
tim kurulu üyesi oldu.
Tûrianenkr
Kızılay ı beküyor
Öte yandan, Dışişleri
Bakanı Abduflah Gül,
Irak'taki savaşın ardın-
dan yaşanan gelişmeler
nedeniyle bölgede Kızı-
lay'a çok ihtiyaç duyul-
duğunu söyledi.
Musul ve Kerkük'te-
ki Türkmenlerin Kızı-
lay'ı bekledifini belir-
tmGü].tt
Öyieyerler\ar-
ufrkibizhflaM/Türkbay-
rağmı ancak sizzn saye-
nizde dalgalandırabili-
riz" dedi.
Kızılay'ın olağan ge-
nel kongresinin ikinci
gûnüne katılan Gül, Kı-
zılay'ın Cumhuriyetten
eski bir tarihe sahıp ol-
duğunu anımsatarak
şunlan söyledi:
"Kralay, geleneği, kö-
kü,saygtnhğı, onuru ofan,
herkesin kuruluşu bir
teşkflatnr. Herkesin ka-
ra gün dostudur. Böyle
bir kurumu yönetenİer,
çauşaniar ve kuruma
destekvcrenlermesuliyet
taşıyan insanlarthr."
Kızılay'daki aksaklık-
larm giderilerek modem-
leştirilmesinin herkesin
görevi olduğunu belir-
ten Gül, Irak'taki geliş-
melerin ardından bölge-
de kurumun yapacağı
çalışmalara çok ihtiyaç
duyulduğunu söyledi.
Muş'ta 5 ay önce evinden çıkan ve bir daha haber alınamayan Sıddık Kaya'nın cesedi nehirde bulundu
Failimeçhul yineortayaçıktıMAHMUTORAL
DÎYARBAKIR - Güneydoğu'vu
1990'lı yıllann ortalannda kan gölü-
ne çeviren faili meçhul cinayetler ye-
niden başladı. Geçen yıl kasun ayın-
da jandarmadan aldığı telefon üzeri-
ne evinden çıknktan sonra birdaha ha-
ber ahnamayançiftçi SıddıkKaya'nın
(46) cesedi Murat Nehri'nde sürük-
lenirken çocuklar tarafindan elleri ve
ağzı bağlı şekilde bulundu.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde
yıllarca Hizbullahçılar "Afiah adma"
PKK'h olduklanndan kuşkulandıkla-
nnı, PKK 'liler de intikam uğruna şe-
riatçı teröristleri öldürdü. Hemen her
gün yaşanan faili meçhul cinayetle-
rin hedefi genelde siyasetçiler, sen-
dikacılar, gazeteciler, yazarlar, aydın-
lar ve demokrat insanlar oldu. HEP
• Muş'un Varto ilçesinde 20 Kasım 2002'de "Beni astsubay Celal Şen çağınyor" diyerek ablasının
evinden aynlan Kaya'dan bir daha haber alınamadı. Çiftçilik yapan Kaya'nın cesedi perşembe günü
Murat Nehri'nde sürüklenirken çocuklar tarafindan elleri ve ağzı bağlı şekilde bulundu.
Diyarbakır II Başkanı Vedat Aydm.
DEP Batman Milletvekili Mehmet
Sincar. IHD Elazığ Şube Başkanı Me-
tin Can ve üye Doktor Hasan Kaya,
Eğitim- Sen Diyarbakır Şube Başka-
nı Zûbeyir Akkoç'un yanı sıra gaze-
teci-yazar Musa Anter de uzayıp gi-
den faili meçhul cinayetler listesinde
yer aldı.
Çeşitli gerekçelerle gözalnna ahnan
demokrat insanlar bırkaç gün sonra
ölü bulundular, enselerinden tek kur-
şunla vuruldular, elleri, gözleri bağ-
landıktan sonra yol kenanna ahldılar.
tHD verilerine göre 1991-1998 yıl-
lan arasında bin 98 kışinin yaşamnıı
yıtirmesine yol açan faili meçhul ci-
nayetler 1996'dan sonra azaldı. Son
dönemlerde hiç görülmeyen faih meç-
hul cınayetlerin son kurbanı Sıddık Ka-
ya oldu.
Muş'un Varto ilçesinde 20 Kasım
2002'de "BeniastsubayCelal Şença-
ğınybr" diyerek ablasının evinden
aynlan Kaya'dan bir daha haber alı-
namadı.
Olaydan sorumlu tutulan astsubay
Şen, Sıddık Kaya'yla görüştüğünü, an-
cak sadece "yeşfl karfla ilgilı ko-
nuştuğunu söyledi.
Kaya'run cep telefonu kayıtlan in-
celendığınde de son görüşmenin ast-
subay Şen ile yapıldığı, ancak kısa bir
süre önce de Varto Emniyet Müdür-
lüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde
görevlı "Cengjz" adlı bir polisin aran-
dığı belirlendi.
ÎHD heyetleri ilçedeki inceleme-
lerin ardından hazırladıklan raporla-
n Basbakanlık, tçişleri, Adalet ba-
kanlıklan, TBMM Insan Haklan în-
celeme Komisyonu'na da ilettiler,
Uluslararası Af Orgütü ve Insan Hak-
lan tzleme Örgütü'ne başvurdular.
Adalet Bakanlığı'ndan 28 Ocak'ta
tHD 'ye göndenlen bu"yazıda ise Ka-
ya'nın olay günü yeşil kart almak için
Kaymakamlık ve Jandarma Komutan-
lığı'na gittiği, aynı gün laz kardeşi-
nin evinde kaldığı ve saat 17.00 sıra-
lannda da bir telefon üzerine evden
aynldığı bilgilerine yer verildi.
Yaklaşık 5 aydır haber alınamayan
Kaya'nın cesedi 24 Nisan'da akşam
saatlerinde Bulanık ilçesine bağlı Se-
rinova beldesi yakınlannda Murat
Nehri kıyısında pancar toplamaya gi-
den çocuklar tarafindan bulundu.
Kaya'nuı dayısı Şevket Kıhna, ye-
ğeninin ayaklanna taş bağlanmış ve
ağzı banth şekilde bulunduğunu be-
lirterek, "Yeğenimin yözü tanınır hal-
deydL KaybohnadanönceErzurum ua
yapüan amebyatla sağ ayağnun baş
parmağı kesilmişti. Uzak bir yerden
suya bıralaküğını tahmin ediyorum.
Çünkü sürüklendiği bellrvdi. üzerin-
de hâlâ elbiseleri vardı ve kotundaki
saat hâlâ çahşıyordu" dedi.
Muş Dev let Hastanesı morguna kal-
dınlan ceset, daha sonra Istanbul Ad-
li Tıp Kurumu'na gönderildi.
Ortak kutlama
Emekçiye
lMoyts
çağnsı
Istanbul Haber Servi-
si-DlSK,Hak-Iş,KESK
ve Türk-lş tarafindan ha-
zırlanan ortak metinle 1
Mayıs programı açıklan-
dı. Hazırlıİdann sürdüğü
belirtilen açıklamada, si-
yasi partiler. demokra-
tik kitle örgütleri ve si-
yasi dergi temsilcileriy-
le görüşmelerin tamam-
landığı ifade edildi.
Irak'ta Savaşa Hayır Ko-
ordinasyonu da progra-
ma destek verdiğiıi açık-
Iadı.
Etkinlikler kapsamın-
da, yann Kazancı Yoku-
şu'nda ve Kadıköy'de 1
Mayıs 1977 ve 1996'da
ölenler karanfillerle anı-
lacak. Konfederasyon ge-
nel başkanlannuı 29 Ni-
san Salı günü Taksim
Hill Otel'de yapacaklan
basın toplantısının ardın-
dan, 1 Mayıs'ta Ferhat
Tünç, Onur Akm, Meh-
met Gümüş ve Mezopo-
tamya Külrür Merkezı
Müzik Grubu'nun da bi-
rer konser vereceği mi-
ting, Çağlayan Meyda-
nı'ndayapılacak.
DİSK,KESKveTürk-
Iş'e bağlı bazı sendika-
lann Istanbul şubeleri ta-
rafindan oluşturulan Is-
tanbul Sendikalar Birli-
ği de dün Bakırköy Öz-
gürlük Meydanı'nda "1
Mayıs'ta meydanlara"
çağnsı yaptı. Eğitim-Sen
3 No'lu Şube Başkanı
Ekber Işık yaptığı açık-
lamada, ABD emperya-
lizminin dünya halklan-
nı özgürleştirmek adına
köleleştirdiğini vurgula-
yarak "Sa\r
aşı durdura-
cak, halklann kardeşteş-
mesini ve bartşı sağlaya-
cak olan işçi \¥ emekçi-
krin örgütfü mücadete-
adhr" dedi.
YARGITAY BAŞKANI ÖZKAYA:
Siyaset yargıdan
elini çekmefi
Jandarma însan Haklan thlaflerini tnceieme ve Değeriendirme Merkezi törenleaçıkü. (Fotoğraf: AA)
Insan haklanjandarmaya emanet
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Jandarma
''• însan Haklan îhlallerini înceleme ve
Değerlendirme Merkezi (JMDEM) törenle
açıldı. tçişleri Bakanı Abdulkauır Aksu, dünyada
insan haklan olgusunun yükselen bir değer
olduğunu belirterek bunun artık ülkelenn iç
sorunu olmaktan çıktığını söyledi.
Aksu törende yaptığı konuşmada, "Jandarma
Genel Komutanhğı'nda böyle bir merkezin
açüması bu konuya atfedilen önemin ve
sorumluluk bitincinin bir göstergeskur" dedi.
însan haklanyla ilgili il ve ilçelerde yurttaşlann
başvurulannı alarak kurullar aracılığıyla
değerlendirdiklerini belirten Aksu şöyle konuştu:
"Insannğm bugün uiaşûğı s«viyede, yapdan görev
ne ohırsa olsun hukuka uygunhığun vanı sıra
insan haklan flkeferine riayetedBmesi de çağdaş
hizmet anlayışmın bir gereğkUr. İnsan haklannın
de\Tedilemez, vazgeçflemez \ç
dokunulamaz en temel haklardan ohnası, bu
konuya gerekfi önem ve hassasiyetin gösterflmesmi
gereknrmektedir.*' JÎHÎDEM'in çalışma
esaslanna ilişkin bilgi veren Jandarma Genel
Komutanlığı însan Haklan Şube Müdürü
Kurmay Yarbay Necdet Gûngör de merkezin 24
saat esasıyla görev yapacağını, insan haklan
ihlali iddiasıyla yapılan başvurulann titizlikle
inceleneceğini bildirdi.
NEVŞEHtR (Cumhu-
riyet) - Yargıtay Başkanı
Eraslan Ozkaya. Türki-
ye'de yargı bağımsızlığı-
nın siyasilerin hâkimler
üzerindeki denetim gü-
cünden vazgeçmesi ha-
linde sağlanabileceğini
belirtti.
Nevşehir'in Hacıbektaş
ilçesinde Gazi Üniversite-
si'ne bağlı yüksekokul
oluşturuhnası için başla-
tılan çalışmalar kapsamın-
da ilçede incelemede bu-
lunan Özkaya, gazeteci-
lerin sorulannı yanıtladı.
Yargının bağımsız ol-
madığını birçok kez yı-
nelemelerine karşın bu-
güne kadar somut ve
olumlu adımlar ahlmadı-
ğını belirten Özkaya,
"Türkiye'de şu an yargı
bağımsızlıgından söz et-
mek nıümkün değildir.
Yargı bağnnsızhğının sağ-
lanabilmesi için anayasa-
da gerekli değişildiklerin
yapıbnası gereldr" dedi.
Öncelikle "Hâkimvesav-
cılar idari görevleri yö-
nfinden Adalet Bakanb-
ğı'na bağhdırlar'' ifade-
sinin yer aldığı anayasa-
nın 140'ıncı maddesının
6'ıncı fıkrası, soruştur-
malarla ilgili 149. mad-
de ile Hâkim ve Savcılar
Yüksek Kurulu'yla ilgili
159. maddenin değişme-
si gerektiğini \-urgulayan
Özkaya şöyle konuştu:
"Bu maddeler kaldıgı
sürece yargı bağımsı/lı-
ğmdansözedemeyiz. Yar-
gının bağımsız olmama-
smın başhca sebebi de si-
yasi gücün hâkimler üze-
rindeki denetim gücünü
ehnden bırakmak isteme-
mesidir."
ALTIYARGIÇ YARIŞACAK
Yargıtay Başsavcısı
seçimiyarm
Iddianamede, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği ileri sürüldü
Barzani'nin kitabına davaANKARA (ANKA) - "Türkiye
KuzeyIrak'a girmeymce kazandık"
sözleriyle Türkiye'yi kızdıran Kür-
distan Demokrat Partisi (KDP) li-
deri Mesııt Barzani'nin, babası Mol-
la Mustafa Barzani'yi anlattığı ki-
tap için dava açıldı.
KDP lideri Barzani'nin, babası
Molla Mustafa Barzani 'nin yaşamı-
nı anlattığı "Barzani ve Kürt LTu-
sal Özgürlük Hareketi'' isimli kita-
bı, Vahdettin tnce'nin çevirisıyle
Doz Yayınevi tarafindan basıldı.
Bir ayı aşkuı süredir kitapçılann
raflannda yerini alan kitabın çevir-
mem Vahdettin Ince, Can Matba-
acılık sorumlusu Bedri Vatansever
ve Doz Yayınevi sorumlusu Ahmet
Zeki Okçuoğlu hakkında da\a açıl-
dı. tstanbul DGM savcılan tarafin-
dan hazırlanan ıddianamede, Va-
tansever, Okçuoğlu ve Ince'nin ki-
tabın basılmasına katkı sağlayarak
"haDa: snuf, ırk, din, mezhep veya
böige farkhhğı gözeterek kin ve düş-
manhğa açıkça tahrik ettikleri'' kay-
dedildi. Iddianamede, söz konusu
kişilerin böylece PKK- KADEK'e
de yardım ettikleri savıınularak,
TCK'nin 312. maddesine aykın
da\Tandıklan belirtildi.
Iddianame doğrultusunda, Istan-
bul 3 No'lu Devlet Gü\ enlik Mah-
kemesi'nde açılan davanın ilk du-
ruşması 7 Mayıs'ta görülecek. Da-
va kapsamında, Vatansever, Okçu-
oğlu ve tnce'nin 1 yıldan 3 yıla ka-
dar ağır hapis cezası ile cezalandı-
nlmalan talep ediliyor.
AMCARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Sa-
bflıKaııadoğlu'nun 20 Ma-
yıs'ta yaş haddinden emek-
liye aynlacak olması nede-
niyle Yargıtay Genel Ku-
rulu'nda başsavcılık için
yann seçim yapıJacak. Ye-
ni aday çıkmazsa 6 yargıç,
başsavcılık için yanşacak.
Tek tur yapüacak seçün-
de adaylardan en fazla oyu
alan 5 üye belirlenecek.
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, 5 adaydan
birinı Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'na seçecek.
Yargıtay Başsavcılığı se-
çiminde oy sıralamasının
belirleyici ohnadığı bili-
niyor. Cumhurbaşkanı, en
yüksek oyu alan yargıç ye-
rine daha az oy alan adayı
da başsavcı olarak seçebi-
lecek.
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Sabih Kana-
doğlu, görev süresi dolan
Vural Savaşın yerine 21
Ocak 200 l'de başsavcılık
göre\ine başladı.
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı için Başsav-
cıVekilıErolOcaUl.Ce-
za Dairesı Başkanı Nuri
Ok, 10. CezaDairesı Baş-
kanı ŞenerGüngör. 3. Ce-
za Dairesi Üyesi Ergûl
Güryel, 1. Hukuk Dairesi
Üyesi AhmetUğurTuran,
11. Ceza Dairesi Üyesi
Hüseyin Demirörs'ün aday
olarak adı geçiyor.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Gomidas Vartabed'in Paris'teki
büyük konserinin ardından ünlü Fran-
sız bestecisi Claude Debussy şun-
lan söylemişti: "Gomidas Vartabed
başka hiçbir eser vermeyip yalntzca
Anduni'yi (Evsiz-Garip) bestelemiş
olsa dahi Schubert'e eşdeğerbir 'Lİ-
ed' ustası sayılabilir." Kimdirbu Go-
midas diye düşündünüz, ben de dü-
şünüp araştırmaya karar verdim.
Bundan birkaç yıl önce bir büyük ga-
zetenin birinci sayfasında Fransa'da çs-
kilmiş bir fotoğrafla bir heykelin dibi-
ne bir köpek çiş yapıyordu. Bu heykel
Gomidas'aaHti. Büyük gazete, Erme-
ni soykınmı tartışmalanna gösterdiği
tepkiyi bu fotoğrafla ifade etmeyi yeğ-
lemişti. Bu fotoğrafı gören Ermeni top-
lumu Gomidas'ın büyûk bir müzik ada-
mı olduğunu ve bu topraklarda büyü-
düğünü söyledi. Gazetenin yönetimi bu
eleştirilere hak verip, hatalı bir tavır
sergilediğini kabul etti.
Ermeni soykınmı tartışmalannın bir
parçası olarak Gomidas yeniden gün-
demegeldi. Paris'te Gomidas'ın hey-
kelini diken Paris Belediye Başkanı
Bertrand Delanoe, bu heykeli soy-
kınm kurbanı 1.5 milyon Ermeninin
anısına adadığını belirtti. Bu anıtTür-
Gomidas Anadolu'nun Ürünü...
kiye yönetimi tarafindan tepkiyle kar-
şılandı. Başbakan Erdoğan, Fransız
Dışişleri Bakanı Dominique de Ville-
pin'le görüşmesi s»asındatepk)sini di-
le getirdi.
Paris Belediye Başkanı heykelin
açılışında, soykınmdan söz ettikten
sonra, "21. yüzyılda Türk halkı, Os-
manlı Imparatortuğu dönemJnde olan-
lardan sorumlu tutulamaz" dedi. Az-
navour'un sözleri ise şöyleydi: "Ba-
sına ve entelektüel çevrelere önem-
li görev düşüyor. Iki toplum arasın-
daki diyaloğu geliştirmek bu çevre-
lerin elinde."
Gomidas heykelini gösterenler de
şunlan belirtti: Anıtı dikilen rahip Go-
midas, 1915'te Istanbul'dagözaltına
alındı, sonra serbest bırakıldı. Paris'te
akıl hastanesinde öldü. Ermenilerin
iddia ettiği gibi soykınm olayıyla bir il-
gisi yok.
• • •
Gomidas kimdi? 1869 yılında Kü-
tahya'nın fakir bir mahallesinde ayak-
kabı tamircisı Kevo'nun oğlu Soğo-
mon olarak dünyaya geldi. Annesi-
nin adı Takuhi'ydi. Çok küçük yaşlar-
da annesini ve babasını yitirdi. 1881
yılında eğitim için ünlü Ermeni Kilise-
si Eçmiyadzin'e gönderildi. Eçmiyad-
zin'e geldiğinde Türkçeden başka bir
dil bilmiyordu. Ermeniceyi oradaöğ-
rendi. Etkili birsesi ve müziğeözel bir
yeteneği olduğu hemen anlaşıldı. Di-
ni eğitiminin sonunda 1895 yılında
ona Gomidas Vartaped adı verildi.
Uzmanlık alanı, halk ezgilerini der-
lemek ve armonize ederek çoksesli ha-
le getirmekti. Darıa sonra klasik mü-
zik dersleri aldı. Ardından bir Ermeni
işadamı tarafindan Berlin'e müzik
okumaya gönderildi (1896). Üç yıl eği-
tim gördü ve Kafkaslar'a geri döndü.
Ermenice, Kürtçe müzik ezgileri der-
ledi, onları notalara geçirdi, düzenle-
di.
O bir müzik dehasıydı. Düzenleme-
leri kilise hiyerarşisi içinde sorunlara
neden oldu. Müziğinin çok dünyevi ol-
duğunu söyleyen bağnazlara kızarak
Eçmiyadzin'den Istanbul'a döndü
(1910). Halide Edip Adıvar, yakın
dostu Gomidas için şöyle yazmışt: "Bi-
zim memleketin mahsulüydü. Eski
Gregoryen musikisine ait parçalar
topladığı gibiyıllarca Anadolu 'da halk
türkülerini de toplamıştı. Uzun rahip
cüppesi tamamen Anadolu manası-
nı taşıyan esmer, sakin yüzü ve yine
Anadolu 'ya mahsus hüznü ve daima
garip bir hasretifade eden siyah göz-
Ierini görür, sesinin o kudretli ahen-
gini işitirseniz, derhal Anadolu halk
musikisi ile karşılaştınrdınız."
Adıvar aracılığıyla Türkocağı'nda
1914 yılında verdiği musiki konferan-
sı büyük ilgi gördü.
•••
Gomidas'ın soykırım iddialanyla
gerçekten ne ilgisi vardı? 1915 yılın-
da Ittihat ve Terakki iktidan, Anado-
lu'daki Ermenileri "tehcir" etmeye,
yani göç ettirmeye karar verdi. Bu ta-
rihlerde Istanbul'da da 270 Ermeni
aydını birer bırer evlerinden toplandı.
Aralarında milletvekili, doktor, avu-
kat, gazeteci ve öğretmenlerin, sivil
toplum örgütlerinin temsilcilerinin de
bulunduğu bu aydınlartrenle Anado-
lu'ya götürüldüler. Çankın'ya ve Ayaş'a
gönderildiler. Sağ kalan pek olmadı.
Tutuklananlar arasında Gomidas da
vardı. Yeteneğine hayran olan veliaht
Prens Abdülmecit Efendi'nin araya
girmesiyle Çankın'dan geri döndü-
rüldü.
ölüme yolculuk Gomidas'ın sonu
oldu. Döndüğünde arşivinin tarumar
olduğunu görmek, bir daha ders ve-
remeyeceğini öğrenmek onu yıkmış-
tı. Kendine gelemedi. önce Istan-
bul'daki Fransız akıl hastanesine ya-
tınldı, sonra Paris'e gönderildi (1919).
Tamamen akli dengesini yitirmişti.
Ondan sonra hiçbir şey üretemedi. En
verimli çağında yaşamdan koptu ve
1935 yılında Paris'te öldü.
_ Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Uluç
Özülker, Gomidas anrtı üzerine şöy-
le konuşmuş: "Hiç kimsenin sanat-
çısına sahip çıkmasına karşı değiliz."
Gomidas bu topraklann yetiştirdiği
belki de en büyük sanatçılardan biri-
siydi. Onun acı içinde ölümünün en
büyük sorumlusu Ittihat ve Terakki ik-
tidanydı. Gomidas da, Ittihat ve Te-
rakki önderi Talat Paşa da bu toprak-
lann ürünüydü. Gomidas'a önce bizim
sahip çıkmamız gerekiyordu. O bu
topraklann çocuğuydu.