28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 NİSAN 2003 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN Düşünen Adam KJahir Sevgili, Kemal Tahir'i anma toplantılarının haberle- rini izleyince, önce şaşırdım. Demek aradah otuz yıl geçmişti. Anıları, çeyrek, hatta yarım yüzyıla dayanan insanlar zaman zaman böyle şaşkınlıklara dü- şüyorlar. Edebiyatımızın devlerinden Kemal Tahir'i ta- nımak, dinlemek mutluluğuna erişenlerden bi- riyim. Kemal Tahir'i tanımaktan mutlu olmamın ne- deni, zaman içinde gelişen düşüncelerimin onunkilerle aynı doğrultuda olması değil, düşü- nen, araştırıp sorgulayan bir kişiyi görüp dinle- mek olanağını bulmamdandır. Bizimkiyle aynı doğrultuda olmasa bile düşün- ceye saygı, düşünebilmenin ön koşulu yeter ki, söz konusu düşünce, yargı gerçek bir sorgula- manın ve araştırmanın ürünü olsun. Kemal Tahir'i yalnızca düşünür yanıyla anım- samak, ona haksızlık olur. Kendisi aynı zaman- da kurguları mükemmel, diyalogları ustalığın doruğuna varmış bir romancıydı. Topluma bakışının kendisininkiyle çeliştiğini gö- ren okur, eğeronun romanlarından usta yazar- dan alacağı keyfi alamamışsa, çok yazık ol- muştur. • • • Yaşamının son gecesini, birlikte geçirdik. Mehmet Barlas'ın Şişli'deki evindeydik. Aradan otuz yıl geçti, bütün konukları teker teker anımsayamayabilirim. Ama hatırlayabildiğim kadanyla, ev sahipleri Canan ve Mehmet'in dışında, konuk olarak Ismail Cem, Mete Tunçay ve eşi ile birlikte bir doktor bey ile ustanın eserlerine pek aşina ol- mayan ve kendisini "büyükAtatûrkçüyazar" ola- rak tanımlayan ve doğal olarak oldukça sinir- lendiren bir hanım davetli daha vardı. 12 mart dönemiydi. Bir ara Mete Tunçay, Kemal Tahir'in tarihe ba- kışını eleştirdi, gecenin havası içinde kanımca biraz aşırıya kaçarak, - Elimde olsa dedi, KemaJ Tahir'e tarih tezi üret- meyi yasaklardım. Doğrusu, hiç de yasakçı zihniyette olmayan ve sanırım, amacını aşan bu sözleri Mete Tun- çay'a yakıştıramadım. - O ustalığın doruğuna erişmiş bir romancı, diyaloglarla oynayacak kadar virtüöz, tarih te- zinde yanlışlar varsa, siz kendi çalışmalannız- da doğrusunu koyarsanız ortaya, ama yasak- lamak... gibisinden birşeylersöylediğimianım- sıyorum. Nitekim, Kemal Tahir'in görüşleri Cumhuriyet gazetesinin ana görüşleriyle de bağdaşmıyor- du, ama o Yunus Nadi ödülü'nü de kazanmış- tı. • • • Neyse gecenin en önemli yanı o değildi. Kalkmalarına yakın Kemal Tahirsöze girdi ve kelime kelime hatırlamasam bile, mealen şun- ları söyledi: - Ben aldatılmadım. Zaman zaman yanılmış olabilirim, ama aldatılmaya karşı direndim... Sanki bir vasiyetti sözleri. Iki gün sonra, değerli yazar (o zamanlar ak- tif politikada değildi) Ismail Cem Milliyet'teki köşesinde, vasiyet gibi algıladığı bu sözleri de içeren enfes bir yazı yazacaktı. Kemal Tahir ve eşi, erkence kalktılar. Herkes, evin dış kapısında saf tuttu. Usta her- kesin elini sıktı, iki yana sıralanmış insanlann ara- sından geçti. Eşiyle asansöre bindi. Meğer, çoğunluğun kabul ettiği görüşlerle de- ğil, yaşama, topluma ve geçmişimize kendi göz- lükleriyle bakmak için çabalayan, kendi doğru- larını bulup, anlatmaya çalışan büyük ustayı son yolculuguna büyük saygıyla uğurluyormu- şuz da haberimiz yokmuş Sevgili. Aradan geçen otuz yılda, ne Kemal Tahir'in düşünceterine karşı eleştirilerim, ne de çok renk- li kişiliğine ve çabasına karşı hayranlık ve say- gım azaldı. Olağan Cenel Kurulu yapıldı Kızılay'da Gönen yeniden başkan ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Kızılay Genel Başkanı Ertan Gönen, başkanlık göre- vine yeniden seçildi. Kızılay Olağan Genel Kongresi'nde tek genel başkan adayı Ertan Gö- nen Kızılay Genel Baş- kanJığı'na yeniden se- çüirken başkanveldllik- lerine Oztoek Saran ve AB Ulvi Bakır getirildi. Genel sekreterliğe Ayde- mir Akkayaoğhı seçilir- ken Ylahmut Toprak- kale,HayatiÇetin,Prof. Dr. Şükrü Cin de yöne- tim kurulu üyesi oldu. Tûrianenkr Kızılay ı beküyor Öte yandan, Dışişleri Bakanı Abduflah Gül, Irak'taki savaşın ardın- dan yaşanan gelişmeler nedeniyle bölgede Kızı- lay'a çok ihtiyaç duyul- duğunu söyledi. Musul ve Kerkük'te- ki Türkmenlerin Kızı- lay'ı bekledifini belir- tmGü].tt Öyieyerler\ar- ufrkibizhflaM/Türkbay- rağmı ancak sizzn saye- nizde dalgalandırabili- riz" dedi. Kızılay'ın olağan ge- nel kongresinin ikinci gûnüne katılan Gül, Kı- zılay'ın Cumhuriyetten eski bir tarihe sahıp ol- duğunu anımsatarak şunlan söyledi: "Kralay, geleneği, kö- kü,saygtnhğı, onuru ofan, herkesin kuruluşu bir teşkflatnr. Herkesin ka- ra gün dostudur. Böyle bir kurumu yönetenİer, çauşaniar ve kuruma destekvcrenlermesuliyet taşıyan insanlarthr." Kızılay'daki aksaklık- larm giderilerek modem- leştirilmesinin herkesin görevi olduğunu belir- ten Gül, Irak'taki geliş- melerin ardından bölge- de kurumun yapacağı çalışmalara çok ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Muş'ta 5 ay önce evinden çıkan ve bir daha haber alınamayan Sıddık Kaya'nın cesedi nehirde bulundu Failimeçhul yineortayaçıktıMAHMUTORAL DÎYARBAKIR - Güneydoğu'vu 1990'lı yıllann ortalannda kan gölü- ne çeviren faili meçhul cinayetler ye- niden başladı. Geçen yıl kasun ayın- da jandarmadan aldığı telefon üzeri- ne evinden çıknktan sonra birdaha ha- ber ahnamayançiftçi SıddıkKaya'nın (46) cesedi Murat Nehri'nde sürük- lenirken çocuklar tarafindan elleri ve ağzı bağlı şekilde bulundu. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yıllarca Hizbullahçılar "Afiah adma" PKK'h olduklanndan kuşkulandıkla- nnı, PKK 'liler de intikam uğruna şe- riatçı teröristleri öldürdü. Hemen her gün yaşanan faili meçhul cinayetle- rin hedefi genelde siyasetçiler, sen- dikacılar, gazeteciler, yazarlar, aydın- lar ve demokrat insanlar oldu. HEP • Muş'un Varto ilçesinde 20 Kasım 2002'de "Beni astsubay Celal Şen çağınyor" diyerek ablasının evinden aynlan Kaya'dan bir daha haber alınamadı. Çiftçilik yapan Kaya'nın cesedi perşembe günü Murat Nehri'nde sürüklenirken çocuklar tarafindan elleri ve ağzı bağlı şekilde bulundu. Diyarbakır II Başkanı Vedat Aydm. DEP Batman Milletvekili Mehmet Sincar. IHD Elazığ Şube Başkanı Me- tin Can ve üye Doktor Hasan Kaya, Eğitim- Sen Diyarbakır Şube Başka- nı Zûbeyir Akkoç'un yanı sıra gaze- teci-yazar Musa Anter de uzayıp gi- den faili meçhul cinayetler listesinde yer aldı. Çeşitli gerekçelerle gözalnna ahnan demokrat insanlar bırkaç gün sonra ölü bulundular, enselerinden tek kur- şunla vuruldular, elleri, gözleri bağ- landıktan sonra yol kenanna ahldılar. tHD verilerine göre 1991-1998 yıl- lan arasında bin 98 kışinin yaşamnıı yıtirmesine yol açan faili meçhul ci- nayetler 1996'dan sonra azaldı. Son dönemlerde hiç görülmeyen faih meç- hul cınayetlerin son kurbanı Sıddık Ka- ya oldu. Muş'un Varto ilçesinde 20 Kasım 2002'de "BeniastsubayCelal Şença- ğınybr" diyerek ablasının evinden aynlan Kaya'dan bir daha haber alı- namadı. Olaydan sorumlu tutulan astsubay Şen, Sıddık Kaya'yla görüştüğünü, an- cak sadece "yeşfl karfla ilgilı ko- nuştuğunu söyledi. Kaya'run cep telefonu kayıtlan in- celendığınde de son görüşmenin ast- subay Şen ile yapıldığı, ancak kısa bir süre önce de Varto Emniyet Müdür- lüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde görevlı "Cengjz" adlı bir polisin aran- dığı belirlendi. ÎHD heyetleri ilçedeki inceleme- lerin ardından hazırladıklan raporla- n Basbakanlık, tçişleri, Adalet ba- kanlıklan, TBMM Insan Haklan în- celeme Komisyonu'na da ilettiler, Uluslararası Af Orgütü ve Insan Hak- lan tzleme Örgütü'ne başvurdular. Adalet Bakanlığı'ndan 28 Ocak'ta tHD 'ye göndenlen bu"yazıda ise Ka- ya'nın olay günü yeşil kart almak için Kaymakamlık ve Jandarma Komutan- lığı'na gittiği, aynı gün laz kardeşi- nin evinde kaldığı ve saat 17.00 sıra- lannda da bir telefon üzerine evden aynldığı bilgilerine yer verildi. Yaklaşık 5 aydır haber alınamayan Kaya'nın cesedi 24 Nisan'da akşam saatlerinde Bulanık ilçesine bağlı Se- rinova beldesi yakınlannda Murat Nehri kıyısında pancar toplamaya gi- den çocuklar tarafindan bulundu. Kaya'nuı dayısı Şevket Kıhna, ye- ğeninin ayaklanna taş bağlanmış ve ağzı banth şekilde bulunduğunu be- lirterek, "Yeğenimin yözü tanınır hal- deydL KaybohnadanönceErzurum ua yapüan amebyatla sağ ayağnun baş parmağı kesilmişti. Uzak bir yerden suya bıralaküğını tahmin ediyorum. Çünkü sürüklendiği bellrvdi. üzerin- de hâlâ elbiseleri vardı ve kotundaki saat hâlâ çahşıyordu" dedi. Muş Dev let Hastanesı morguna kal- dınlan ceset, daha sonra Istanbul Ad- li Tıp Kurumu'na gönderildi. Ortak kutlama Emekçiye lMoyts çağnsı Istanbul Haber Servi- si-DlSK,Hak-Iş,KESK ve Türk-lş tarafindan ha- zırlanan ortak metinle 1 Mayıs programı açıklan- dı. Hazırlıİdann sürdüğü belirtilen açıklamada, si- yasi partiler. demokra- tik kitle örgütleri ve si- yasi dergi temsilcileriy- le görüşmelerin tamam- landığı ifade edildi. Irak'ta Savaşa Hayır Ko- ordinasyonu da progra- ma destek verdiğiıi açık- Iadı. Etkinlikler kapsamın- da, yann Kazancı Yoku- şu'nda ve Kadıköy'de 1 Mayıs 1977 ve 1996'da ölenler karanfillerle anı- lacak. Konfederasyon ge- nel başkanlannuı 29 Ni- san Salı günü Taksim Hill Otel'de yapacaklan basın toplantısının ardın- dan, 1 Mayıs'ta Ferhat Tünç, Onur Akm, Meh- met Gümüş ve Mezopo- tamya Külrür Merkezı Müzik Grubu'nun da bi- rer konser vereceği mi- ting, Çağlayan Meyda- nı'ndayapılacak. DİSK,KESKveTürk- Iş'e bağlı bazı sendika- lann Istanbul şubeleri ta- rafindan oluşturulan Is- tanbul Sendikalar Birli- ği de dün Bakırköy Öz- gürlük Meydanı'nda "1 Mayıs'ta meydanlara" çağnsı yaptı. Eğitim-Sen 3 No'lu Şube Başkanı Ekber Işık yaptığı açık- lamada, ABD emperya- lizminin dünya halklan- nı özgürleştirmek adına köleleştirdiğini vurgula- yarak "Sa\r aşı durdura- cak, halklann kardeşteş- mesini ve bartşı sağlaya- cak olan işçi \¥ emekçi- krin örgütfü mücadete- adhr" dedi. YARGITAY BAŞKANI ÖZKAYA: Siyaset yargıdan elini çekmefi Jandarma însan Haklan thlaflerini tnceieme ve Değeriendirme Merkezi törenleaçıkü. (Fotoğraf: AA) Insan haklanjandarmaya emanet ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Jandarma ''• însan Haklan îhlallerini înceleme ve Değerlendirme Merkezi (JMDEM) törenle açıldı. tçişleri Bakanı Abdulkauır Aksu, dünyada insan haklan olgusunun yükselen bir değer olduğunu belirterek bunun artık ülkelenn iç sorunu olmaktan çıktığını söyledi. Aksu törende yaptığı konuşmada, "Jandarma Genel Komutanhğı'nda böyle bir merkezin açüması bu konuya atfedilen önemin ve sorumluluk bitincinin bir göstergeskur" dedi. însan haklanyla ilgili il ve ilçelerde yurttaşlann başvurulannı alarak kurullar aracılığıyla değerlendirdiklerini belirten Aksu şöyle konuştu: "Insannğm bugün uiaşûğı s«viyede, yapdan görev ne ohırsa olsun hukuka uygunhığun vanı sıra insan haklan flkeferine riayetedBmesi de çağdaş hizmet anlayışmın bir gereğkUr. İnsan haklannın de\Tedilemez, vazgeçflemez \ç dokunulamaz en temel haklardan ohnası, bu konuya gerekfi önem ve hassasiyetin gösterflmesmi gereknrmektedir.*' JÎHÎDEM'in çalışma esaslanna ilişkin bilgi veren Jandarma Genel Komutanlığı însan Haklan Şube Müdürü Kurmay Yarbay Necdet Gûngör de merkezin 24 saat esasıyla görev yapacağını, insan haklan ihlali iddiasıyla yapılan başvurulann titizlikle inceleneceğini bildirdi. NEVŞEHtR (Cumhu- riyet) - Yargıtay Başkanı Eraslan Ozkaya. Türki- ye'de yargı bağımsızlığı- nın siyasilerin hâkimler üzerindeki denetim gü- cünden vazgeçmesi ha- linde sağlanabileceğini belirtti. Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde Gazi Üniversite- si'ne bağlı yüksekokul oluşturuhnası için başla- tılan çalışmalar kapsamın- da ilçede incelemede bu- lunan Özkaya, gazeteci- lerin sorulannı yanıtladı. Yargının bağımsız ol- madığını birçok kez yı- nelemelerine karşın bu- güne kadar somut ve olumlu adımlar ahlmadı- ğını belirten Özkaya, "Türkiye'de şu an yargı bağımsızlıgından söz et- mek nıümkün değildir. Yargı bağnnsızhğının sağ- lanabilmesi için anayasa- da gerekli değişildiklerin yapıbnası gereldr" dedi. Öncelikle "Hâkimvesav- cılar idari görevleri yö- nfinden Adalet Bakanb- ğı'na bağhdırlar'' ifade- sinin yer aldığı anayasa- nın 140'ıncı maddesının 6'ıncı fıkrası, soruştur- malarla ilgili 149. mad- de ile Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu'yla ilgili 159. maddenin değişme- si gerektiğini \-urgulayan Özkaya şöyle konuştu: "Bu maddeler kaldıgı sürece yargı bağımsı/lı- ğmdansözedemeyiz. Yar- gının bağımsız olmama- smın başhca sebebi de si- yasi gücün hâkimler üze- rindeki denetim gücünü ehnden bırakmak isteme- mesidir." ALTIYARGIÇ YARIŞACAK Yargıtay Başsavcısı seçimiyarm Iddianamede, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği ileri sürüldü Barzani'nin kitabına davaANKARA (ANKA) - "Türkiye KuzeyIrak'a girmeymce kazandık" sözleriyle Türkiye'yi kızdıran Kür- distan Demokrat Partisi (KDP) li- deri Mesııt Barzani'nin, babası Mol- la Mustafa Barzani'yi anlattığı ki- tap için dava açıldı. KDP lideri Barzani'nin, babası Molla Mustafa Barzani 'nin yaşamı- nı anlattığı "Barzani ve Kürt LTu- sal Özgürlük Hareketi'' isimli kita- bı, Vahdettin tnce'nin çevirisıyle Doz Yayınevi tarafindan basıldı. Bir ayı aşkuı süredir kitapçılann raflannda yerini alan kitabın çevir- mem Vahdettin Ince, Can Matba- acılık sorumlusu Bedri Vatansever ve Doz Yayınevi sorumlusu Ahmet Zeki Okçuoğlu hakkında da\a açıl- dı. tstanbul DGM savcılan tarafin- dan hazırlanan ıddianamede, Va- tansever, Okçuoğlu ve Ince'nin ki- tabın basılmasına katkı sağlayarak "haDa: snuf, ırk, din, mezhep veya böige farkhhğı gözeterek kin ve düş- manhğa açıkça tahrik ettikleri'' kay- dedildi. Iddianamede, söz konusu kişilerin böylece PKK- KADEK'e de yardım ettikleri savıınularak, TCK'nin 312. maddesine aykın da\Tandıklan belirtildi. Iddianame doğrultusunda, Istan- bul 3 No'lu Devlet Gü\ enlik Mah- kemesi'nde açılan davanın ilk du- ruşması 7 Mayıs'ta görülecek. Da- va kapsamında, Vatansever, Okçu- oğlu ve tnce'nin 1 yıldan 3 yıla ka- dar ağır hapis cezası ile cezalandı- nlmalan talep ediliyor. AMCARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sa- bflıKaııadoğlu'nun 20 Ma- yıs'ta yaş haddinden emek- liye aynlacak olması nede- niyle Yargıtay Genel Ku- rulu'nda başsavcılık için yann seçim yapıJacak. Ye- ni aday çıkmazsa 6 yargıç, başsavcılık için yanşacak. Tek tur yapüacak seçün- de adaylardan en fazla oyu alan 5 üye belirlenecek. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 5 adaydan birinı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na seçecek. Yargıtay Başsavcılığı se- çiminde oy sıralamasının belirleyici ohnadığı bili- niyor. Cumhurbaşkanı, en yüksek oyu alan yargıç ye- rine daha az oy alan adayı da başsavcı olarak seçebi- lecek. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kana- doğlu, görev süresi dolan Vural Savaşın yerine 21 Ocak 200 l'de başsavcılık göre\ine başladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı için Başsav- cıVekilıErolOcaUl.Ce- za Dairesı Başkanı Nuri Ok, 10. CezaDairesı Baş- kanı ŞenerGüngör. 3. Ce- za Dairesi Üyesi Ergûl Güryel, 1. Hukuk Dairesi Üyesi AhmetUğurTuran, 11. Ceza Dairesi Üyesi Hüseyin Demirörs'ün aday olarak adı geçiyor. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Gomidas Vartabed'in Paris'teki büyük konserinin ardından ünlü Fran- sız bestecisi Claude Debussy şun- lan söylemişti: "Gomidas Vartabed başka hiçbir eser vermeyip yalntzca Anduni'yi (Evsiz-Garip) bestelemiş olsa dahi Schubert'e eşdeğerbir 'Lİ- ed' ustası sayılabilir." Kimdirbu Go- midas diye düşündünüz, ben de dü- şünüp araştırmaya karar verdim. Bundan birkaç yıl önce bir büyük ga- zetenin birinci sayfasında Fransa'da çs- kilmiş bir fotoğrafla bir heykelin dibi- ne bir köpek çiş yapıyordu. Bu heykel Gomidas'aaHti. Büyük gazete, Erme- ni soykınmı tartışmalanna gösterdiği tepkiyi bu fotoğrafla ifade etmeyi yeğ- lemişti. Bu fotoğrafı gören Ermeni top- lumu Gomidas'ın büyûk bir müzik ada- mı olduğunu ve bu topraklarda büyü- düğünü söyledi. Gazetenin yönetimi bu eleştirilere hak verip, hatalı bir tavır sergilediğini kabul etti. Ermeni soykınmı tartışmalannın bir parçası olarak Gomidas yeniden gün- demegeldi. Paris'te Gomidas'ın hey- kelini diken Paris Belediye Başkanı Bertrand Delanoe, bu heykeli soy- kınm kurbanı 1.5 milyon Ermeninin anısına adadığını belirtti. Bu anıtTür- Gomidas Anadolu'nun Ürünü... kiye yönetimi tarafindan tepkiyle kar- şılandı. Başbakan Erdoğan, Fransız Dışişleri Bakanı Dominique de Ville- pin'le görüşmesi s»asındatepk)sini di- le getirdi. Paris Belediye Başkanı heykelin açılışında, soykınmdan söz ettikten sonra, "21. yüzyılda Türk halkı, Os- manlı Imparatortuğu dönemJnde olan- lardan sorumlu tutulamaz" dedi. Az- navour'un sözleri ise şöyleydi: "Ba- sına ve entelektüel çevrelere önem- li görev düşüyor. Iki toplum arasın- daki diyaloğu geliştirmek bu çevre- lerin elinde." Gomidas heykelini gösterenler de şunlan belirtti: Anıtı dikilen rahip Go- midas, 1915'te Istanbul'dagözaltına alındı, sonra serbest bırakıldı. Paris'te akıl hastanesinde öldü. Ermenilerin iddia ettiği gibi soykınm olayıyla bir il- gisi yok. • • • Gomidas kimdi? 1869 yılında Kü- tahya'nın fakir bir mahallesinde ayak- kabı tamircisı Kevo'nun oğlu Soğo- mon olarak dünyaya geldi. Annesi- nin adı Takuhi'ydi. Çok küçük yaşlar- da annesini ve babasını yitirdi. 1881 yılında eğitim için ünlü Ermeni Kilise- si Eçmiyadzin'e gönderildi. Eçmiyad- zin'e geldiğinde Türkçeden başka bir dil bilmiyordu. Ermeniceyi oradaöğ- rendi. Etkili birsesi ve müziğeözel bir yeteneği olduğu hemen anlaşıldı. Di- ni eğitiminin sonunda 1895 yılında ona Gomidas Vartaped adı verildi. Uzmanlık alanı, halk ezgilerini der- lemek ve armonize ederek çoksesli ha- le getirmekti. Darıa sonra klasik mü- zik dersleri aldı. Ardından bir Ermeni işadamı tarafindan Berlin'e müzik okumaya gönderildi (1896). Üç yıl eği- tim gördü ve Kafkaslar'a geri döndü. Ermenice, Kürtçe müzik ezgileri der- ledi, onları notalara geçirdi, düzenle- di. O bir müzik dehasıydı. Düzenleme- leri kilise hiyerarşisi içinde sorunlara neden oldu. Müziğinin çok dünyevi ol- duğunu söyleyen bağnazlara kızarak Eçmiyadzin'den Istanbul'a döndü (1910). Halide Edip Adıvar, yakın dostu Gomidas için şöyle yazmışt: "Bi- zim memleketin mahsulüydü. Eski Gregoryen musikisine ait parçalar topladığı gibiyıllarca Anadolu 'da halk türkülerini de toplamıştı. Uzun rahip cüppesi tamamen Anadolu manası- nı taşıyan esmer, sakin yüzü ve yine Anadolu 'ya mahsus hüznü ve daima garip bir hasretifade eden siyah göz- Ierini görür, sesinin o kudretli ahen- gini işitirseniz, derhal Anadolu halk musikisi ile karşılaştınrdınız." Adıvar aracılığıyla Türkocağı'nda 1914 yılında verdiği musiki konferan- sı büyük ilgi gördü. ••• Gomidas'ın soykırım iddialanyla gerçekten ne ilgisi vardı? 1915 yılın- da Ittihat ve Terakki iktidan, Anado- lu'daki Ermenileri "tehcir" etmeye, yani göç ettirmeye karar verdi. Bu ta- rihlerde Istanbul'da da 270 Ermeni aydını birer bırer evlerinden toplandı. Aralarında milletvekili, doktor, avu- kat, gazeteci ve öğretmenlerin, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin de bulunduğu bu aydınlartrenle Anado- lu'ya götürüldüler. Çankın'ya ve Ayaş'a gönderildiler. Sağ kalan pek olmadı. Tutuklananlar arasında Gomidas da vardı. Yeteneğine hayran olan veliaht Prens Abdülmecit Efendi'nin araya girmesiyle Çankın'dan geri döndü- rüldü. ölüme yolculuk Gomidas'ın sonu oldu. Döndüğünde arşivinin tarumar olduğunu görmek, bir daha ders ve- remeyeceğini öğrenmek onu yıkmış- tı. Kendine gelemedi. önce Istan- bul'daki Fransız akıl hastanesine ya- tınldı, sonra Paris'e gönderildi (1919). Tamamen akli dengesini yitirmişti. Ondan sonra hiçbir şey üretemedi. En verimli çağında yaşamdan koptu ve 1935 yılında Paris'te öldü. _ Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Uluç Özülker, Gomidas anrtı üzerine şöy- le konuşmuş: "Hiç kimsenin sanat- çısına sahip çıkmasına karşı değiliz." Gomidas bu topraklann yetiştirdiği belki de en büyük sanatçılardan biri- siydi. Onun acı içinde ölümünün en büyük sorumlusu Ittihat ve Terakki ik- tidanydı. Gomidas da, Ittihat ve Te- rakki önderi Talat Paşa da bu toprak- lann ürünüydü. Gomidas'a önce bizim sahip çıkmamız gerekiyordu. O bu topraklann çocuğuydu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle