Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
NİSAN2003CUMA CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 11
Rumlar, yönetimin ve bazı siyasi liderlerin 'îşgal bölgesine gitmeyin' çağnsını ciddiye almadı
üney(denKuzey'eakın
AJANLAR ATAKTA
Adada
istihbarat
savaşı
MURATÎLEM
ATİNA - Türkiye'tıin geçen
hafta Kuzey Kıbns Türk
Cumhuriyeti'ne (KKTC) 450
milyon dolarltk yardım paketi
sunması, KKTCnin sûrpriz
bir kararla önceki gün Rum
tarafına geçışleri serbest
bırakması, Atina-Lefkoşa
ekseninde büyük tedirginlik
yarattı. Bugüne kadar
Türkiye'nın KKTC'yi ılhak
edeceğını. Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş'ın çözüm
istememesinin ardında yatan
gerçeğin bu olduğunu iddia
eden Yunanıstan ve Güney
Kıbns Rum Yönetimi
(GKRY). politikalannı
gözden geçirmeye başladı.
GKRY'nın tek taraflı AB
üyesi olmasının ardından
Atina ve Lefkoşa KKTC'ye
yönelik önlemler paketi
hazırlamıştı. Rum-Yunan
tarafı önce basın aracılığı ile
açılımlan gündeme getirip
zemin yoklamış, ardından
paketin önümüzdeki ay
açıklanacağım belirtmişti.
Paketin ıçeriğı tartışılırken
önce Türkiye, ardından
KKTC dengeleri değiştirme
yönünde iki önemli adım
atmış ve önceki gün yeşil
hattın duvarlannı yıkan
gelişmeler yaşanmıştı. Bu
gelişmeler ûzerine Atina ve
GKRY. Türk tarafının bundan
sonraki adımım merak
etmeye başladı. Kuzeydeki
muhalefeti hareketlendirip
Denktaş'ı zor durumda
bırakmaya yönelik
politikalann son dönemde
başansız olduğunu gören
Atina ve Lefkoşa, istihbarat
birimlerini harekete geçirdi.
Bilai toplayacaklar
Rum-Yunan tarafının daha
önce çok fazla öne çıkmayan
istihbarat bırimlerine, Türkiye
ve KKTC eksenındeki
gelişmelerle ilgili bılgi
toplamalan emri \ erildi. Türk
tarafının bundan sonraki
açılımlannın neler olabileceği
konusunda elde edilen bilgiler
Atina ve Lefkoşa'ya
iletümeye başlandı. Rum
tarafi, KKTC deki kendilerine
yakın kaynaklan uyararak
daha etkîn hale gelmelerini
istedi. Bugüne kadar Türk
tarafındaki kaynaklan ile
dolayh iletişim kurarak
çahşan Rum gızli sen'isinin,
geçışlerin serbest bırakılması
ile doğrudan ilişki kurma
yönünde çalışmalar başlattığı
da öğrenildi.
• Kimisi evini ve
yakınlannın mezannı
ziyaret etmek için, kimisi
de Girne Limanı'nda
balık yemek ve rakı
içmek için Kuzey'e akın
etti. Üç sınır kapısına 3
binden fazla Rum aracı
dayandı... Barikatlarda
yaşanan izdiham,
KKTC yetkililerini
yeni önlemler
almaya zorluyor.
REŞATAKAR
LEFKOŞA - Kuzey ile Güney
Kıbns arasında serbest bırakılan
geçişlerin ikinci gününde, hem
Kıbnslı Türk ve Rum yetkilileri, hem
de Birleşmiş Milletler yetkililerini şo-
ke eden gelişmeler yaşandı.
KKTC yetkililen, binlerce Kıbnslı
Türk'ün Güney'e geçmesınden endişe
ederken dün tam aksı bır gehşme oldu
ve 3 bini aşkın Rum Kuzey'e geçmek
için sınır kapılannda uzun kuyruklar
oluşturdu. Özellikle Lefkoşa 'daki Led-
ra Palace Türk barikatı önünde başla-
yan araç kuyruğunun Rum kesiminde
kilometrelerce uzadığı, bunun da Rum
trafığini felç ettiği görüldü. Rum hü-
kümetinin ve siyasi parti liderlerinin
"t^albölgelerinegitmejin-SakınDenk-
Lefkoşa: bölünmüş bir
taş'ın sabte devietini tanımayın ve pa-
sapordannınibrazetmeyTn" çağnsına
aldırmayan Rumlann, Kuzey'e akın et-
meleri karşısında KKTC polısi dün zor
anlaryaşadı.
Araç kaydını yaptıran ve kasko çıka-
ran Rumlann kayıt işlemi saatler alır-
ken sıcağın da ekisiyle bunalan Rum-
lar zaman zaman "Hadi açuuz-. Yeter
bavıb>T)ruz_.tşkenceyapmavın.bırakın
geçetim" sözleriyle yetkilileri sıkıştır-
maya çalıştı. Ledra Palace barikatın-
dan geçmek isteyen Rum araç sayısı-
nın 2bini aşması KKTC yetkililenni cıd-
di ciddi düşündürmeye başladı. Rum ba-
sın mensuplanndan elde edilen bilgi-
ye göre. Beyarmudu Sınır kapısı'ndan
geçmek için sıraya gıren araç sayısı bi-
ni. dün devreye gıren Magosa 2.5 mil
kapısından geçmek isteyenlerin sayısı
da 600'ü geçti. Bu durumun endişe ve-
rici olduğunu söyleyen Rum gazeteci-
ler. "Türk yönetimi sınır kapılannı ço-
ğaltmazsa mevcutkapüarbutalebikar-
şılayaınazveyıkılır'' değerlendırmesin-
de bulundu.
Diplomatlar yaya kaltiı
Sabahın erken saatlerinden itibaren
Yarım asırlık dostlar buluştu
Kuzey'e geçip evini ya da
arkadaşını görmeye İcoşan
RumJardan bin de şoför
okulu işleten 66 yaşındaki
Lambros Yorgi'ydı...
"Türk barikaüna
yaklaşbğunda heyecanım
doruk noktasına
ulaşnuştT diyen Yorgi'nin
iki arzusu vardı... Birincisi
Dikmen (Dikomo)
köyündeki evini görmek,
ikincisi de 45 yıllık
arkadaşı Tekin Birinci ile
hasret gidermek... Birinci
ile uzun yıllar birlikte
sürücü kursu
çalıştırdıklanm ve çok
mutlu günler
geçiıdiklerini söyleyen
Yorgi, 1974 sonrasmda
Dikmen'deki evinden
aynlarak, Güney'e
geçtiğini anlattı.
Lambros, Rum
hükümetinin "tşgal
bölgesine gftmeyiniz"
şeklindeki çağnsımn
kendisini etkilemediğini,
uzun süre sırada
beklemenın dışında hiçbir
IVıızey'e
geçince hem
e\ini. hem de 45
yülık arkadaşı
Tekin Birinti'yi
gören Rum
işadanu Lambros
Yorgi, "tçindeki
çıkmazsa evinıi
istemenT dryor.
(REŞAT AKAR)
şikâyeti obnadığını
belırtırken "Ben Kıbnsh
Türklerin ryifik sever, dost
olduklannı çok iyi
bihyorum. Bunlardan
birisi Tekin'dir'' dedi.
Lambros Yorgi
duygulannı anlatırken son
derece heyecanlıydı...
Zaman zaman
gözyaşlannın aktığını fark
ettiğimizde, bunun
mutluluktan
kaynaklandığını
söylüyordu... Lambros,
"Şimdi sıra Tekin'de.»
Pa/ar günü onu
beknjorum. Güney"e
gelecek ve biriikte O'nun
köyüne, Aynıkola'ya (Baf
bölgesi) gideeegK" derken
söz Tekin Bırınci'ye
geliyordu. Lambros'u
Lefkoşa'daki Ledra Palace
bankatmda karşıladığmı,
onu Dikmen'deki evine
götürdüğünü anlatan
Tekin Birinci, sınırlann
açıhnasıyla insani bir
sorunun ortadan kalktığını
söyledi.
KKTC'ye geçmek için sınır kapı-
lanna dayanan Rum araçlannın
•_ işlemlen yüzünden trafiği kapat-
malanndan dolayı, Güney Kıb-
ns'ta görev yapan yabancı diplo-
matlar ve büyükelçiler dün
KKTC'ye ancakyürüyerek geçe-
bildıler. KKTC polıs yetkilileri,
geçişler konusunda hazırhksız ya-
kalandıklannı ve Ledra Palace Sı-
mr Kapısı'nda görev yapan polis
sayısım dün iki katına çıkarmala-
nna rağmen işlemlerin uzadığına
[i dıkkat çektiler. İsteyen Rumlann
Kuzey Kıbns'a araçlanyla geçe-
bilmelerine karşın, Rum Yöneti-
mi'nınTürkaraçlanna izin verme-
mesi sert tepkilere yol açu. KKTC
vatandaşlanrun yam sıra çok sa-
yıda Rum vatandaşı da bu uygu-
^ lamanm yersiz olduğuna dikkat
çekiyor. Rum Yönetimi ise KKTC
plakalı araçlann ülkeye "yasadışı ti-
manlardan" gırdiğini ıddia ederek bun-
lann geçışlerine izın verilmeyeceğini,
ancak sınır kapılannda bekletilecek
otobüslerle bugünden itibaren her 2 sa-
atte bir Larnaka, Limasol ve Baf kasa-
balanna ücretsız otobüs seferleri düzen-
leneceğini açıkladı. Dün yaşanan önem-
li gelişmelerden bıri de Lefkoşa'daki ara
bölgede buluşan Türk ve Rum polis
yetkililerinin karşılıklı güvenlik önlem-
leri üzerinde durmalanydı. Uzun süre
de\'am eden toplantı sırasında Türk po-
lisinin "KKTC plakah araçlann geçi-
şine izin veriniz" şeklindeki talebıne
Rum polisi "Hükürnetimizin bu yön-
deki karan olumsuz" yanıtım verdi.
KKTC ve Rum bastnt
KKTC Bakanlar Kurulu' nun geçiş-
leri serbest bırakması Türk ve Rum
basınırun büyük bir bölümü tarafindan
olumlu bir gelişme olarak nitelendir-
di. KKTC'de sadece Ulusal Halk Ha-
reketi'nin yayın organı olarak bilinen
Volkan gazetesi bu gelişmeyi "Taksim
pekişiyor'' şeklinde değerlendırirken
Güney Kıbns'ta darbeci Nikos Sam-
son'un oğlu Sotiris tarafından yayım-
lanan Mahi gazetesi Rum halkına çağ-
nda bulunarak "tşgal bolgeterine gjt-
meyin, giderseniz Türklere tek kunış
harcamaynT şeklinde yayın yaptı. Di-
ğer gazetelenn başlıklan şöyleydi:
Kıbns gazetesi: Tarihi gün..., Hal-
kın Sesi: Gelen memnun, giden mem-
nun, Yenidüzen: Halkın zaferi, Kıb-
nsh: Cözülme, Afrika: Bu ne hasret.
Fileleftheros: Rumlar için serbest
dolaşımın ilk tadından sonra Denktaş
şimdi de vize istıyor. Simerini: Pasa-
portla evlenmize..., Alithia: Hükü-
mette zafıyet... Pobtis: Büyük Çarşam-
ba: Hukümet, halkın beklenmedik tep-
kisinden dolayı dondu... Kımse bu ka-
dar geçiş yapılmasını beklemiyordu.
3. sınır kapısı açılıyor
KKTC ile Kıbns Rum kesimi ara-
sında önceki gün başlayan serbest ge-
çiş uygulaması çerçevesinde Ledra
Palas" ve Bey Armudu kapılanndan
sonra 3. kapı olarak 2,5 Mil kapısı-
nın da hizmete gireceği bildirildi.
Bu arada, Dışişleri Bakanlığı, An-
kara'da görev yapan bazı yabancı ül-
ke temsilcilerine Kıbns konusunda
verdiği brifingde, Kıbns'taki son
gelişmeler ve KKTC Cumhurbaş-
kanı Rauf Denktaş"ın Rum Yöneti-
mineyaptığı öneriler konulanndabil-
gi verildi.
Ankara, Paris'te açılışı yapılan heykelin iki ülke arasındaki ilişkileri bozacağmı bildirdi
Sözde soykırım anıtına sert tepldANKARA (Cumburiyet Bürosu) -
Türkiye, Paris'te "Ermeni soykmm
anıtT açümasına izin veren Fransa'yı
sert bir dille eleştirdi. Paris'te açılan
anıtın "kin anrtT olduğunu belirten
Türkiye, Türk-Fransız ilişkilerinin
Ermeni soykınmı girişimlerinin ipo-
teği altında kaldığrnı iletti. Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri Bakaru Abdul-
lah Gül ise Türkiye'nin tarihinin açık
ve berrak olduğunu belirterek "Arşiv-
lerimiz herkese açıkür" dedi.
Dışişlen Bakanlığı'ndan yapılan
yazılı açıklamada, Paris'in önemli
meydanlanndan Place du Canada'da
Paris Belediyesi tarafindan Ermeni
asıllı besteci Komitas adına amt açıl-
masına tepki gösterildi. Açıklama-
da şu görüşlere yer verildi: "Buaru-
ün durdurulnıası için Ankara"da ve
Paris'teher fırsattan yarariarularak
yapılan girişimler maalesefakim kal-
rruştır. Son olarak Saym Başbakanı-
nuzve Savın Bakanımız22Nisan'da
Türkr>e'ye gelen Fransız Dışişleri
Bakaru Dominıque de Villepin ile
görüşmüşlerve bu anıt\"e benzeri gi-
rişimlerin ikili iüşküerimiz üzerin-
deki olumsuz yansımalanna bir kez
daha dikkat çekmişlerdir. Uzun bir
tarihi geçmişi olan ve henüz 2001'de
çıkanlan 'Ermeni soykınmı' yasa-
sının olumsuz etkilerinden kurtula-
mayan Türk-Fransız ilişkilerinin 3.
taraflann tarihi çarpıtan pontikala-
n doğnütusunda ipotek ahmda tu-
tulmaya çahşılrnasma müsaade edil-
mesison derece hazindir.Türk-Fran-
siziUşkilerininbu tür ohımsuzlukla-
nn gölgesinde kalmaması için Fran-
sız hükümetinin gerekli duyarbnğı
göstermesini bekfiyoruz."
Gül, dün Oğuz Saöcı başkanlığm-
dakı Türkiye thracatçılarMeclisi yö-
neticilerini kabul etti. Gül, kabulde
anıtla ilgili soru üzerine, konuyu
Fransa Dışişleri Bakanı'nın ziyare-
ti sırasında hem Başbakan Recep
Paris'te Komitas heykeli açıldı
PARİS (AA) - Fransa'nın başkenti Paris'te, "Ermeni
805400011" anısuıa yapılan Ermeni dın adamı ve
besteci Komhas'm heykeli dün törenle açüdı. Kanada
Meydanı'nda dikılen heykelin açılışına Paris
Belediye Başkanı Bertrand Delaone, Ermenistan'ın
Paris Büyükelçisi Edvvard Nalbandian, Içişleri Bakan
Yardımcısı Ermeni kökenh Patrick Devedyan,
Ermeni asıllı Fransız sanatçı Charles Aznavour ve
heykelin yapılmasını sağlayan eski Paris Belediye
Başkanı Jean Tîberi ile Fransa'da yaşayan çok sayıda
Ermeni katıldı. Delaone, törende yaptığı konuşmada,
"1922'ye kadar 1.5 milyon Ernıeninüı öldürüldüğünü,
bunlann 3'te 2'sinin Osmanh İmparatorluğu'nda
yaşayan Ermeniler olduğunu" iddia etti "Bu trajediyi
anmakiçin simgesel olarak heykelin dikUmesine
karar veriküğini'' söyleyen Delaone, "21. yüzyüda
Türk halkmın Osmanh Imparatorhığu döneminde
olanlardan sorumlu rutulamayacağı" ifadesini
kullandı. Heykelin Paris'e dikilmesine, dönemin
Paris Belediye Başkanı Tiberi izin vermişti. Ermeni
sanatçı David Yerevantsi tarafindan yapılan bronz
heykelin boyu, kaidesiyle biriikte 6 metreye ulaşıyor.
Tayyip Erdoğan hem de kendisinin
bakana ılerriğini ve bunun ilişkilere
gölge düşürebileceğini söyledikle-
rini ifade etti.
'Arşlvlerimiz herkese açık*
Bakanın "Bununbirde\1et,ülketav-
n ounadtğuu, Fransa"daki serbestKk
içindeki bazı gruplann hareketi ola-
rak gördüklerinr ifade ettiğini be-
lirten Gül, "Biz bu tür hareketkrin
engelknmesi için ne gerekiyorsa ya-
pdmasuu istedik" dedi. Gül, "Ümit
ediyorum bu tipşeylerin anlamstzol-
duğunu herkes görecektir.Butipmü-
nakaşalartarihe kalacakür. Bfcdm ta-
rihimiz ga\et açıknr, berrakür. Ken-
dûnizden eminiz. Arşjvierimiz deher-
kese açıktir" diye konuştu.
Kamu-Sen üyesi memurlar, Erme-
nilerin soykınm iddialanm protesto
etmek amacıyla Fransa Büyükelçili-
ği önüne "siyah çeknk" bıraktı.
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Çaylar Şirketten
Ama Buzlu Olsun...
Amerikalılann "lce Tea" adını verdikleri soğukçay
ile ilk karşılaşmam 1978'de oldu. Akademik bazı
toplantılar dolayısıyla ABD'de bulunuyordum.
Benim henüz tanıştığım "soğuk çay" Amerika-
lılar için de yeni idi. Meşrubat sanayiine yeni katıl-
mıştı, halkın ilgisini pek çekmiyordu. Tek tük içen-
ler vardı ama son sıradaydı.
Tabii, soğuk içilen bu çayın temel özelliği soğuk-
luğu değildi; teneke kutu içinde kola türü, gazoz
türü içeçekler gibi üretilip sunulabilmesiydi. Sana-
yi, sıcak çay ile uğraşamazdı; halkın zevki ve alış-
kanlığı soğuk olana dönüştürülse 'kolalı' içecek-
leri üretip satan dev şirketler, 'çay'1 da kendi tekel-
leri altına alabileceklerdi. Çantaya, buzdolabına
harta cebe bile girerdi.
1978'de ABD'de halkın pek alışık olmadığı so-
ğuk çay, bugün aynı ülkede sıcak çayın yerini al-
dı ve kola tekellerinin bir ürünü oldu. Artık sabah
çayınızı bile teneke kutudan, yani 'sanay/'den, ya-
ni dev şirketten, yanı tekellerden alabileceksiniz.
Evet artık, "çaylar şirketten" değil, çaylar tekel-
den, teneke kutunun bedelini ödemek koşulu ile.
ABD için hiç zararı yok...
Amerika'da bu işin dünya tekelini yapan Ç.U.Ş.
önce kendi halkının alışkanlıklannı, tercihlerini de-
ğiştırmişler. 1970'lerde Amerikalılann yabancısı ol-
duklan soğuk çay 1990'larda, 2000'lerde onlann
temel tüketim mallanndan biri haline gelmişti; an-
cak, teneke kutu içinde, fabrikada üretilen türden;
üstelik tekellerden.
Amerika için bunun hiçbir sakıncası yoktu. Üre-
ten 2 ya da 3 dev firma zaten "ulusal çokuluslu"
türden tekellerdi. Amerikan ekonomisine kazandı-
nyorlardı. Katma değer artmış, ıstihdam artmış,
devlete ödedikleri vergi de yükselmişti.
Dahası var. Ihraç ettikleri zaman sadece gelir sağ-
lamıyorlar, "Amerikan soğuk çay kültürünü" de
ihraçediyoriardı. Fas'ta, Mısır'da, Meksika'dafab-
rika kursalar bile "yerii olanın yerine" giriyorlardı.
Tekeller ABD'ye her açıdan kazandınyortardı. Içer-
de ekonomi gelişirken "kendi ürettikleh kültürü",
azgelişmiş ülkede "ikame kültür" olarak yerleşti-
riyorlardı: Yerlisini yok etme karşılığında.
Nisan ayında Izmir'e bir konferans için giderken
Türk Hava Yolları'nda karşılaştığım bir olay bunla-
rı yazmama sebep oldu.
THY hostesi ikram servisinde, "Ne içmek ister-
siniz kola mı, elma suyu mu, kahve mi, ays tii mi"
diye sorunca şaşırdım. İkram servisine alışılmış
içeceklerin yanına soğuk çay da eklenmişti.
Bana yakın oturanlardan görebildiğim, 20-25 ki-
şiden hiçbiri soğuk çay istemedi. Zaten bizde böy-
le bir âdet ve alışkanlık da yoktu. Çay, kahve, ga-
zoz, meyve suyu, kola türü şeyler istenirdi.
Bir iktisatçı olarakdüşündüm, "Müşterilerin kul-
lanmadığı bir ürün, bedava ikram servisinde ni-
ç/'n müşterilere, istiyor musunuz diye sorulur"? Bu-
nun bir tek anlamı vardır:
- Müşterilerden bazılan, birde bunu deneyeyim
der; dener, belki yavaş yavaş alışır. 1, 5,10 yıl hiç
fark etmez, beklerler.
- Müşteri denemese bile "sunulan bir ürün ola-
rak, ismi kulaklarda yer etmeye başlar". "Aystii,
Aystii" hem Ingilizce adı ile; soğuk çay denir mi;
ismi kayıtlı, patenti var, sadece "aystii" denebilir!
- Hele bunu teneke kutu içinde satan firma, Tür-
kiye'de yerleşmiş bir Amerikan devi ise, macera-
nın nereye varacağı baştan bellidir. Amerika'da
buzlu çayı alıştırmak için 30 yıl çaba gösterenler
Türkiye'de, Mısır'da, Rusya'da da aynı sabn ne-
den göstermesinler?
Canım, adam varsın buzlu çayını da satsın, bun-
dan ne çıkar diyemeyiz.. Çünkü bundan çok şey-
ler çıkar. Sayalım bakalım:
1- Normal 'kolalı' ıçkilerde Türkiye piyasasını
eline geçiren Ç.U.Ş., nasıl son 20 yılda Ozalcılık
sayesinde yerii içecekleri ortadan kaldırmış ise,
son kalan kalelerden biri olan yerii çayımızı da
mahveder. Tam bir tekel olur.
2- Kendi buzlu çayının, yaprağını da dısardan ala-
cağı için çay üreticisini, aynen tütünde olduğu gi-
bi batınr.
3- Ithalatımıza, bir de soğuk çay ekleneceği için,
paramız dışan gider.
4- O güzelim demli Türk çayı kültürünün de kö-
künü kurutur.
Ahmet Dayı kahveye 20 yıl sonra gidınce, "us-
ta, bir kutu aystii ver" demek zorunda kalır.
Bu iş Türkiye'de değil de "uygar Batılı" (!) bir ül-
kede olsa, o ülkenin yerii çay üreticileri derhal uçak
şirketine koşar, "sen bizim çay sanayimizi, çay
üreticimizi ve çay kültürümüzü yok etmek mi isti-
yorsun" diyerek tepki gösterirdi.
"Olmakya da olmamak, işte bütün mesete bu..."
Anlayanlar için tabii.
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali
Sözde soykınm müzesi açılmadı
Hoşgörü Müzesi
Ermenileri kızdırdı
WASHESGTON(A\)
- ABD'deki Ermeni kö-
kenli Amerikalılar, Los
Angeles kentindeki Hoş-
görü Müzesi'ne, kalıcı
bir "Ermeni soykmmı"
sergisi açılmasını açlık
greviyle protesto etme-
lerine rağmenkabul etti-
remeyince, açlık grevini
bir haftada sona erdirdi.
Los AngelesTimes ga-
zetesinin haberine göre,
kentteki Hoşgörü Müze-
si'nin (Museum ofTole-
rance) kaldınmlannda
bir haftadır açlık grevi
eylemi yapan Ermeniler,
müzenin, soykıruna ilgi
göstermesine çahşıyor-
du. Gazete. Müze Mü-
dürü Liebe Geft'in, yaş-
lan 18 ile 23 arasında de-
ğişen Ermeni Geçlik
Vakfı üyelenyle, müze-
nin programı ve planla-
nna ilişkin görüşmesinin
ardından açlık grevinin
sona erdiğini kaydetti.
Amenka Ermeni Ulusal
Komitesi (ANCA) ise
müzeyi faks yağmuruna
tuttuklannı ancak "Er-
menisoyiannıına'' yöne-
lik kalıcı bir sergi açüma-
sına karşı direnci kıra-
madıklannı kaydetti.
Kaliforniya, 1985'te
aldığı bir kararla müze-
de, "Ermenisoyianmıy-
la" biriikte, 20. yüzyıhn
soykınmlanna ilişkin bir
sergi oluşturulmasını
yasalaştırmıştı.