04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
NİSAN2003CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 11 Rumlar, yönetimin ve bazı siyasi liderlerin 'îşgal bölgesine gitmeyin' çağnsını ciddiye almadı üney(denKuzey'eakın AJANLAR ATAKTA Adada istihbarat savaşı MURATÎLEM ATİNA - Türkiye'tıin geçen hafta Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) 450 milyon dolarltk yardım paketi sunması, KKTCnin sûrpriz bir kararla önceki gün Rum tarafına geçışleri serbest bırakması, Atina-Lefkoşa ekseninde büyük tedirginlik yarattı. Bugüne kadar Türkiye'nın KKTC'yi ılhak edeceğını. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın çözüm istememesinin ardında yatan gerçeğin bu olduğunu iddia eden Yunanıstan ve Güney Kıbns Rum Yönetimi (GKRY). politikalannı gözden geçirmeye başladı. GKRY'nın tek taraflı AB üyesi olmasının ardından Atina ve Lefkoşa KKTC'ye yönelik önlemler paketi hazırlamıştı. Rum-Yunan tarafı önce basın aracılığı ile açılımlan gündeme getirip zemin yoklamış, ardından paketin önümüzdeki ay açıklanacağım belirtmişti. Paketin ıçeriğı tartışılırken önce Türkiye, ardından KKTC dengeleri değiştirme yönünde iki önemli adım atmış ve önceki gün yeşil hattın duvarlannı yıkan gelişmeler yaşanmıştı. Bu gelişmeler ûzerine Atina ve GKRY. Türk tarafının bundan sonraki adımım merak etmeye başladı. Kuzeydeki muhalefeti hareketlendirip Denktaş'ı zor durumda bırakmaya yönelik politikalann son dönemde başansız olduğunu gören Atina ve Lefkoşa, istihbarat birimlerini harekete geçirdi. Bilai toplayacaklar Rum-Yunan tarafının daha önce çok fazla öne çıkmayan istihbarat bırimlerine, Türkiye ve KKTC eksenındeki gelişmelerle ilgili bılgi toplamalan emri \ erildi. Türk tarafının bundan sonraki açılımlannın neler olabileceği konusunda elde edilen bilgiler Atina ve Lefkoşa'ya iletümeye başlandı. Rum tarafi, KKTC deki kendilerine yakın kaynaklan uyararak daha etkîn hale gelmelerini istedi. Bugüne kadar Türk tarafındaki kaynaklan ile dolayh iletişim kurarak çahşan Rum gızli sen'isinin, geçışlerin serbest bırakılması ile doğrudan ilişki kurma yönünde çalışmalar başlattığı da öğrenildi. • Kimisi evini ve yakınlannın mezannı ziyaret etmek için, kimisi de Girne Limanı'nda balık yemek ve rakı içmek için Kuzey'e akın etti. Üç sınır kapısına 3 binden fazla Rum aracı dayandı... Barikatlarda yaşanan izdiham, KKTC yetkililerini yeni önlemler almaya zorluyor. REŞATAKAR LEFKOŞA - Kuzey ile Güney Kıbns arasında serbest bırakılan geçişlerin ikinci gününde, hem Kıbnslı Türk ve Rum yetkilileri, hem de Birleşmiş Milletler yetkililerini şo- ke eden gelişmeler yaşandı. KKTC yetkililen, binlerce Kıbnslı Türk'ün Güney'e geçmesınden endişe ederken dün tam aksı bır gehşme oldu ve 3 bini aşkın Rum Kuzey'e geçmek için sınır kapılannda uzun kuyruklar oluşturdu. Özellikle Lefkoşa 'daki Led- ra Palace Türk barikatı önünde başla- yan araç kuyruğunun Rum kesiminde kilometrelerce uzadığı, bunun da Rum trafığini felç ettiği görüldü. Rum hü- kümetinin ve siyasi parti liderlerinin "t^albölgelerinegitmejin-SakınDenk- Lefkoşa: bölünmüş bir taş'ın sabte devietini tanımayın ve pa- sapordannınibrazetmeyTn" çağnsına aldırmayan Rumlann, Kuzey'e akın et- meleri karşısında KKTC polısi dün zor anlaryaşadı. Araç kaydını yaptıran ve kasko çıka- ran Rumlann kayıt işlemi saatler alır- ken sıcağın da ekisiyle bunalan Rum- lar zaman zaman "Hadi açuuz-. Yeter bavıb>T)ruz_.tşkenceyapmavın.bırakın geçetim" sözleriyle yetkilileri sıkıştır- maya çalıştı. Ledra Palace barikatın- dan geçmek isteyen Rum araç sayısı- nın 2bini aşması KKTC yetkililenni cıd- di ciddi düşündürmeye başladı. Rum ba- sın mensuplanndan elde edilen bilgi- ye göre. Beyarmudu Sınır kapısı'ndan geçmek için sıraya gıren araç sayısı bi- ni. dün devreye gıren Magosa 2.5 mil kapısından geçmek isteyenlerin sayısı da 600'ü geçti. Bu durumun endişe ve- rici olduğunu söyleyen Rum gazeteci- ler. "Türk yönetimi sınır kapılannı ço- ğaltmazsa mevcutkapüarbutalebikar- şılayaınazveyıkılır'' değerlendırmesin- de bulundu. Diplomatlar yaya kaltiı Sabahın erken saatlerinden itibaren Yarım asırlık dostlar buluştu Kuzey'e geçip evini ya da arkadaşını görmeye İcoşan RumJardan bin de şoför okulu işleten 66 yaşındaki Lambros Yorgi'ydı... "Türk barikaüna yaklaşbğunda heyecanım doruk noktasına ulaşnuştT diyen Yorgi'nin iki arzusu vardı... Birincisi Dikmen (Dikomo) köyündeki evini görmek, ikincisi de 45 yıllık arkadaşı Tekin Birinci ile hasret gidermek... Birinci ile uzun yıllar birlikte sürücü kursu çalıştırdıklanm ve çok mutlu günler geçiıdiklerini söyleyen Yorgi, 1974 sonrasmda Dikmen'deki evinden aynlarak, Güney'e geçtiğini anlattı. Lambros, Rum hükümetinin "tşgal bölgesine gftmeyiniz" şeklindeki çağnsımn kendisini etkilemediğini, uzun süre sırada beklemenın dışında hiçbir IVıızey'e geçince hem e\ini. hem de 45 yülık arkadaşı Tekin Birinti'yi gören Rum işadanu Lambros Yorgi, "tçindeki çıkmazsa evinıi istemenT dryor. (REŞAT AKAR) şikâyeti obnadığını belırtırken "Ben Kıbnsh Türklerin ryifik sever, dost olduklannı çok iyi bihyorum. Bunlardan birisi Tekin'dir'' dedi. Lambros Yorgi duygulannı anlatırken son derece heyecanlıydı... Zaman zaman gözyaşlannın aktığını fark ettiğimizde, bunun mutluluktan kaynaklandığını söylüyordu... Lambros, "Şimdi sıra Tekin'de.» Pa/ar günü onu beknjorum. Güney"e gelecek ve biriikte O'nun köyüne, Aynıkola'ya (Baf bölgesi) gideeegK" derken söz Tekin Bırınci'ye geliyordu. Lambros'u Lefkoşa'daki Ledra Palace bankatmda karşıladığmı, onu Dikmen'deki evine götürdüğünü anlatan Tekin Birinci, sınırlann açıhnasıyla insani bir sorunun ortadan kalktığını söyledi. KKTC'ye geçmek için sınır kapı- lanna dayanan Rum araçlannın •_ işlemlen yüzünden trafiği kapat- malanndan dolayı, Güney Kıb- ns'ta görev yapan yabancı diplo- matlar ve büyükelçiler dün KKTC'ye ancakyürüyerek geçe- bildıler. KKTC polıs yetkilileri, geçişler konusunda hazırhksız ya- kalandıklannı ve Ledra Palace Sı- mr Kapısı'nda görev yapan polis sayısım dün iki katına çıkarmala- nna rağmen işlemlerin uzadığına [i dıkkat çektiler. İsteyen Rumlann Kuzey Kıbns'a araçlanyla geçe- bilmelerine karşın, Rum Yöneti- mi'nınTürkaraçlanna izin verme- mesi sert tepkilere yol açu. KKTC vatandaşlanrun yam sıra çok sa- yıda Rum vatandaşı da bu uygu- ^ lamanm yersiz olduğuna dikkat çekiyor. Rum Yönetimi ise KKTC plakalı araçlann ülkeye "yasadışı ti- manlardan" gırdiğini ıddia ederek bun- lann geçışlerine izın verilmeyeceğini, ancak sınır kapılannda bekletilecek otobüslerle bugünden itibaren her 2 sa- atte bir Larnaka, Limasol ve Baf kasa- balanna ücretsız otobüs seferleri düzen- leneceğini açıkladı. Dün yaşanan önem- li gelişmelerden bıri de Lefkoşa'daki ara bölgede buluşan Türk ve Rum polis yetkililerinin karşılıklı güvenlik önlem- leri üzerinde durmalanydı. Uzun süre de\'am eden toplantı sırasında Türk po- lisinin "KKTC plakah araçlann geçi- şine izin veriniz" şeklindeki talebıne Rum polisi "Hükürnetimizin bu yön- deki karan olumsuz" yanıtım verdi. KKTC ve Rum bastnt KKTC Bakanlar Kurulu' nun geçiş- leri serbest bırakması Türk ve Rum basınırun büyük bir bölümü tarafindan olumlu bir gelişme olarak nitelendir- di. KKTC'de sadece Ulusal Halk Ha- reketi'nin yayın organı olarak bilinen Volkan gazetesi bu gelişmeyi "Taksim pekişiyor'' şeklinde değerlendırirken Güney Kıbns'ta darbeci Nikos Sam- son'un oğlu Sotiris tarafından yayım- lanan Mahi gazetesi Rum halkına çağ- nda bulunarak "tşgal bolgeterine gjt- meyin, giderseniz Türklere tek kunış harcamaynT şeklinde yayın yaptı. Di- ğer gazetelenn başlıklan şöyleydi: Kıbns gazetesi: Tarihi gün..., Hal- kın Sesi: Gelen memnun, giden mem- nun, Yenidüzen: Halkın zaferi, Kıb- nsh: Cözülme, Afrika: Bu ne hasret. Fileleftheros: Rumlar için serbest dolaşımın ilk tadından sonra Denktaş şimdi de vize istıyor. Simerini: Pasa- portla evlenmize..., Alithia: Hükü- mette zafıyet... Pobtis: Büyük Çarşam- ba: Hukümet, halkın beklenmedik tep- kisinden dolayı dondu... Kımse bu ka- dar geçiş yapılmasını beklemiyordu. 3. sınır kapısı açılıyor KKTC ile Kıbns Rum kesimi ara- sında önceki gün başlayan serbest ge- çiş uygulaması çerçevesinde Ledra Palas" ve Bey Armudu kapılanndan sonra 3. kapı olarak 2,5 Mil kapısı- nın da hizmete gireceği bildirildi. Bu arada, Dışişleri Bakanlığı, An- kara'da görev yapan bazı yabancı ül- ke temsilcilerine Kıbns konusunda verdiği brifingde, Kıbns'taki son gelişmeler ve KKTC Cumhurbaş- kanı Rauf Denktaş"ın Rum Yöneti- mineyaptığı öneriler konulanndabil- gi verildi. Ankara, Paris'te açılışı yapılan heykelin iki ülke arasındaki ilişkileri bozacağmı bildirdi Sözde soykırım anıtına sert tepldANKARA (Cumburiyet Bürosu) - Türkiye, Paris'te "Ermeni soykmm anıtT açümasına izin veren Fransa'yı sert bir dille eleştirdi. Paris'te açılan anıtın "kin anrtT olduğunu belirten Türkiye, Türk-Fransız ilişkilerinin Ermeni soykınmı girişimlerinin ipo- teği altında kaldığrnı iletti. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakaru Abdul- lah Gül ise Türkiye'nin tarihinin açık ve berrak olduğunu belirterek "Arşiv- lerimiz herkese açıkür" dedi. Dışişlen Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Paris'in önemli meydanlanndan Place du Canada'da Paris Belediyesi tarafindan Ermeni asıllı besteci Komitas adına amt açıl- masına tepki gösterildi. Açıklama- da şu görüşlere yer verildi: "Buaru- ün durdurulnıası için Ankara"da ve Paris'teher fırsattan yarariarularak yapılan girişimler maalesefakim kal- rruştır. Son olarak Saym Başbakanı- nuzve Savın Bakanımız22Nisan'da Türkr>e'ye gelen Fransız Dışişleri Bakaru Dominıque de Villepin ile görüşmüşlerve bu anıt\"e benzeri gi- rişimlerin ikili iüşküerimiz üzerin- deki olumsuz yansımalanna bir kez daha dikkat çekmişlerdir. Uzun bir tarihi geçmişi olan ve henüz 2001'de çıkanlan 'Ermeni soykınmı' yasa- sının olumsuz etkilerinden kurtula- mayan Türk-Fransız ilişkilerinin 3. taraflann tarihi çarpıtan pontikala- n doğnütusunda ipotek ahmda tu- tulmaya çahşılrnasma müsaade edil- mesison derece hazindir.Türk-Fran- siziUşkilerininbu tür ohımsuzlukla- nn gölgesinde kalmaması için Fran- sız hükümetinin gerekli duyarbnğı göstermesini bekfiyoruz." Gül, dün Oğuz Saöcı başkanlığm- dakı Türkiye thracatçılarMeclisi yö- neticilerini kabul etti. Gül, kabulde anıtla ilgili soru üzerine, konuyu Fransa Dışişleri Bakanı'nın ziyare- ti sırasında hem Başbakan Recep Paris'te Komitas heykeli açıldı PARİS (AA) - Fransa'nın başkenti Paris'te, "Ermeni 805400011" anısuıa yapılan Ermeni dın adamı ve besteci Komhas'm heykeli dün törenle açüdı. Kanada Meydanı'nda dikılen heykelin açılışına Paris Belediye Başkanı Bertrand Delaone, Ermenistan'ın Paris Büyükelçisi Edvvard Nalbandian, Içişleri Bakan Yardımcısı Ermeni kökenh Patrick Devedyan, Ermeni asıllı Fransız sanatçı Charles Aznavour ve heykelin yapılmasını sağlayan eski Paris Belediye Başkanı Jean Tîberi ile Fransa'da yaşayan çok sayıda Ermeni katıldı. Delaone, törende yaptığı konuşmada, "1922'ye kadar 1.5 milyon Ernıeninüı öldürüldüğünü, bunlann 3'te 2'sinin Osmanh İmparatorluğu'nda yaşayan Ermeniler olduğunu" iddia etti "Bu trajediyi anmakiçin simgesel olarak heykelin dikUmesine karar veriküğini'' söyleyen Delaone, "21. yüzyüda Türk halkmın Osmanh Imparatorhığu döneminde olanlardan sorumlu rutulamayacağı" ifadesini kullandı. Heykelin Paris'e dikilmesine, dönemin Paris Belediye Başkanı Tiberi izin vermişti. Ermeni sanatçı David Yerevantsi tarafindan yapılan bronz heykelin boyu, kaidesiyle biriikte 6 metreye ulaşıyor. Tayyip Erdoğan hem de kendisinin bakana ılerriğini ve bunun ilişkilere gölge düşürebileceğini söyledikle- rini ifade etti. 'Arşlvlerimiz herkese açık* Bakanın "Bununbirde\1et,ülketav- n ounadtğuu, Fransa"daki serbestKk içindeki bazı gruplann hareketi ola- rak gördüklerinr ifade ettiğini be- lirten Gül, "Biz bu tür hareketkrin engelknmesi için ne gerekiyorsa ya- pdmasuu istedik" dedi. Gül, "Ümit ediyorum bu tipşeylerin anlamstzol- duğunu herkes görecektir.Butipmü- nakaşalartarihe kalacakür. Bfcdm ta- rihimiz ga\et açıknr, berrakür. Ken- dûnizden eminiz. Arşjvierimiz deher- kese açıktir" diye konuştu. Kamu-Sen üyesi memurlar, Erme- nilerin soykınm iddialanm protesto etmek amacıyla Fransa Büyükelçili- ği önüne "siyah çeknk" bıraktı. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Çaylar Şirketten Ama Buzlu Olsun... Amerikalılann "lce Tea" adını verdikleri soğukçay ile ilk karşılaşmam 1978'de oldu. Akademik bazı toplantılar dolayısıyla ABD'de bulunuyordum. Benim henüz tanıştığım "soğuk çay" Amerika- lılar için de yeni idi. Meşrubat sanayiine yeni katıl- mıştı, halkın ilgisini pek çekmiyordu. Tek tük içen- ler vardı ama son sıradaydı. Tabii, soğuk içilen bu çayın temel özelliği soğuk- luğu değildi; teneke kutu içinde kola türü, gazoz türü içeçekler gibi üretilip sunulabilmesiydi. Sana- yi, sıcak çay ile uğraşamazdı; halkın zevki ve alış- kanlığı soğuk olana dönüştürülse 'kolalı' içecek- leri üretip satan dev şirketler, 'çay'1 da kendi tekel- leri altına alabileceklerdi. Çantaya, buzdolabına harta cebe bile girerdi. 1978'de ABD'de halkın pek alışık olmadığı so- ğuk çay, bugün aynı ülkede sıcak çayın yerini al- dı ve kola tekellerinin bir ürünü oldu. Artık sabah çayınızı bile teneke kutudan, yani 'sanay/'den, ya- ni dev şirketten, yanı tekellerden alabileceksiniz. Evet artık, "çaylar şirketten" değil, çaylar tekel- den, teneke kutunun bedelini ödemek koşulu ile. ABD için hiç zararı yok... Amerika'da bu işin dünya tekelini yapan Ç.U.Ş. önce kendi halkının alışkanlıklannı, tercihlerini de- ğiştırmişler. 1970'lerde Amerikalılann yabancısı ol- duklan soğuk çay 1990'larda, 2000'lerde onlann temel tüketim mallanndan biri haline gelmişti; an- cak, teneke kutu içinde, fabrikada üretilen türden; üstelik tekellerden. Amerika için bunun hiçbir sakıncası yoktu. Üre- ten 2 ya da 3 dev firma zaten "ulusal çokuluslu" türden tekellerdi. Amerikan ekonomisine kazandı- nyorlardı. Katma değer artmış, ıstihdam artmış, devlete ödedikleri vergi de yükselmişti. Dahası var. Ihraç ettikleri zaman sadece gelir sağ- lamıyorlar, "Amerikan soğuk çay kültürünü" de ihraçediyoriardı. Fas'ta, Mısır'da, Meksika'dafab- rika kursalar bile "yerii olanın yerine" giriyorlardı. Tekeller ABD'ye her açıdan kazandınyortardı. Içer- de ekonomi gelişirken "kendi ürettikleh kültürü", azgelişmiş ülkede "ikame kültür" olarak yerleşti- riyorlardı: Yerlisini yok etme karşılığında. Nisan ayında Izmir'e bir konferans için giderken Türk Hava Yolları'nda karşılaştığım bir olay bunla- rı yazmama sebep oldu. THY hostesi ikram servisinde, "Ne içmek ister- siniz kola mı, elma suyu mu, kahve mi, ays tii mi" diye sorunca şaşırdım. İkram servisine alışılmış içeceklerin yanına soğuk çay da eklenmişti. Bana yakın oturanlardan görebildiğim, 20-25 ki- şiden hiçbiri soğuk çay istemedi. Zaten bizde böy- le bir âdet ve alışkanlık da yoktu. Çay, kahve, ga- zoz, meyve suyu, kola türü şeyler istenirdi. Bir iktisatçı olarakdüşündüm, "Müşterilerin kul- lanmadığı bir ürün, bedava ikram servisinde ni- ç/'n müşterilere, istiyor musunuz diye sorulur"? Bu- nun bir tek anlamı vardır: - Müşterilerden bazılan, birde bunu deneyeyim der; dener, belki yavaş yavaş alışır. 1, 5,10 yıl hiç fark etmez, beklerler. - Müşteri denemese bile "sunulan bir ürün ola- rak, ismi kulaklarda yer etmeye başlar". "Aystii, Aystii" hem Ingilizce adı ile; soğuk çay denir mi; ismi kayıtlı, patenti var, sadece "aystii" denebilir! - Hele bunu teneke kutu içinde satan firma, Tür- kiye'de yerleşmiş bir Amerikan devi ise, macera- nın nereye varacağı baştan bellidir. Amerika'da buzlu çayı alıştırmak için 30 yıl çaba gösterenler Türkiye'de, Mısır'da, Rusya'da da aynı sabn ne- den göstermesinler? Canım, adam varsın buzlu çayını da satsın, bun- dan ne çıkar diyemeyiz.. Çünkü bundan çok şey- ler çıkar. Sayalım bakalım: 1- Normal 'kolalı' ıçkilerde Türkiye piyasasını eline geçiren Ç.U.Ş., nasıl son 20 yılda Ozalcılık sayesinde yerii içecekleri ortadan kaldırmış ise, son kalan kalelerden biri olan yerii çayımızı da mahveder. Tam bir tekel olur. 2- Kendi buzlu çayının, yaprağını da dısardan ala- cağı için çay üreticisini, aynen tütünde olduğu gi- bi batınr. 3- Ithalatımıza, bir de soğuk çay ekleneceği için, paramız dışan gider. 4- O güzelim demli Türk çayı kültürünün de kö- künü kurutur. Ahmet Dayı kahveye 20 yıl sonra gidınce, "us- ta, bir kutu aystii ver" demek zorunda kalır. Bu iş Türkiye'de değil de "uygar Batılı" (!) bir ül- kede olsa, o ülkenin yerii çay üreticileri derhal uçak şirketine koşar, "sen bizim çay sanayimizi, çay üreticimizi ve çay kültürümüzü yok etmek mi isti- yorsun" diyerek tepki gösterirdi. "Olmakya da olmamak, işte bütün mesete bu..." Anlayanlar için tabii. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Sözde soykınm müzesi açılmadı Hoşgörü Müzesi Ermenileri kızdırdı WASHESGTON(A\) - ABD'deki Ermeni kö- kenli Amerikalılar, Los Angeles kentindeki Hoş- görü Müzesi'ne, kalıcı bir "Ermeni soykmmı" sergisi açılmasını açlık greviyle protesto etme- lerine rağmenkabul etti- remeyince, açlık grevini bir haftada sona erdirdi. Los AngelesTimes ga- zetesinin haberine göre, kentteki Hoşgörü Müze- si'nin (Museum ofTole- rance) kaldınmlannda bir haftadır açlık grevi eylemi yapan Ermeniler, müzenin, soykıruna ilgi göstermesine çahşıyor- du. Gazete. Müze Mü- dürü Liebe Geft'in, yaş- lan 18 ile 23 arasında de- ğişen Ermeni Geçlik Vakfı üyelenyle, müze- nin programı ve planla- nna ilişkin görüşmesinin ardından açlık grevinin sona erdiğini kaydetti. Amenka Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) ise müzeyi faks yağmuruna tuttuklannı ancak "Er- menisoyiannıına'' yöne- lik kalıcı bir sergi açüma- sına karşı direnci kıra- madıklannı kaydetti. Kaliforniya, 1985'te aldığı bir kararla müze- de, "Ermenisoyianmıy- la" biriikte, 20. yüzyıhn soykınmlanna ilişkin bir sergi oluşturulmasını yasalaştırmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle