Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 NİSAN 2003 ÇARŞAMBA
HABERLER
Mahkeme, Yeter davasında işkenceyi kabul etti. Yeter'in eşi ve müdahil avukatlar karan temyize götürüyor
Öldüren işkenceciye4 yıl hapiststanbul Haber Servisi - Lımter-lş
Sendikası eğitım uzmanı SüJevman
Yeter'ir 7 Mart 1999 tanhinde gö-
zaltında ölümüne neden olduklan
gerekçesıyle yargılanan 3 eski polis-
ten Mehmet Yutar 4 yıl 2 ay ağır ha-
pıs cezasına çarptınlırken biri bera-
atetti, birinin dosyası da aynldı. Ye-
ter'in eşi Ayşe Yeter ve müdahil avu-
katları, temyize gideceklerini söy-
lediJer.
Istanbul 6. Ağır Ceza Mahkeme-
si 'ndeki duruşmaya. futuksuz sanık-
lar Erol Erşan ve Mehmet Yutar ka-
tılmadı. Gıyabi tutuklu sanık Ahmet
Okuducu ıse yakalanamadığı ıçın
dumşmada hazır edilemedi. Duruş-
mada son savunmasını yapan sanık-
• Mahkeme heyeti, Mehmet Yutar ve gıyabi tutuklu sanık Ahmet Okuducu'nun,
Süleyman Yeter'e işkence yaptıklannı ve bu işkence sonucu Yeter'in hayatını kaybettiğini
belirtti. Mahkeme sadece Yutar'ı 4 yıl hapis cezasına çarptırdı.
lannavukatıDhamiYelekçirnüvek- da. Süleyman Yeter'in kalbe giden nıvebu işkence sonucu Yeter'in ha-
kili Mehmet Yutar' ın sorgulama yet-
kisi bulunmadığını, yalnızca tuta-
nağı yazdığıru söyleyerek diğer mü-
vekkili Erol Erşan'ın da. olay günü
izinli olduğunu savundu.
Davaya dayanak oluşturan Adli
Tıp Kurumu 1. thtisas Dairesi rapo-
runda, genel vücut travması ve bo-
yuna yönelik baskılar nedenıyle ölü-
mün meydana geldigi, bunun da Tok-
yo Bildirgesi'nde yer alan "işken-
ce" tanımına uyduğunun bildirildi-
ğini ıfade eden Yelekçi, aynı rapor-
ve kalpten çıkan damarlannda ki-
reçlenme olduğu, kalp damarlann-
da orta derecede tıkanmadan söz
edildiğini belirtti. Bu nedenle Ye-
ter in sorgu sırasında kalp krizi ge-
çirmiş olabileceğini iddia eden Ye-
lekçi, raporu hazırlayan thtisas Da-
ıresi Başkanı Prof. Şebnem Konır
Fîncancı'nın taraflı olduğunu ileri
sürdü.
Mahkeme heyeti, Mehmet Yutar ve
gıyabi tutuklu sanık Ahmet Okudu-
cu'nun, Yeter'e işkence yaphklan-
yatını kaybettiğini rutanaklara ge-
çirdı. Yutar'ı "kasti aşarak kasten
adam öJdürmek" suçundan 10 yıl
ağır hapis cezasına çarphran mahke-
me heyeti. bu cezayı failin birden
fazla olması ve asli failin belirlene-
memesi nedeniyle 5 yıl ağır hapis ce-
zasına indirdi. Mahkemedeki iyi ha-
lini dikkate alarak Yutar'ın cezasuıı
4 yıl 2 ay ağır hapis cezasına çevi-
ren mahkeme heyeti, Yutar'ın 3 yıl
boyunca kamu hizmetlerinden yasak-
lanmasını kararlaştırdı. Sanıklardan
Erol Erşan'ın delil yetersizliğinden
beraatına karar veren mahkeme, ya-
kalanamayan gıyabi tutuklu sanık
Ahmet Okuducu hakkındaki dosya-
yı ise ayırdı.
Duruşmadan sonra bir açıklama
yapan müdahil avukatlardan Ercan
Kanar, karan temyiz edeceklerini
söyledi. Mahkemenin .Ahmet Oku-
ducu yönünden eksik bir karar ver-
diğini vurgulayan Kanar. kararla bir-
likte Okuducuyu yakalamayan em-
niyet birimleriyle ilgili de suç duyu-
rusunda bulunulması gerektığini, an-
cak bunun yapılmadığını söyledi.
Süleyman Yeter'in eşi Ayşe Yeter de
işkenceye karşı mücadelesini süre-
ceğini belirtti.
BAŞSAVCI SABtH KANADOĞLU:
Manisa Türk
yargısı için
onur meselesi
İstanbul Haber Servisi - Yargıtay Cumhunyet
Başsavcısı Sabih Kanadoğiu, Manisa davasının
çözülmesının Türk yargısı için "bir onur meselesi"
olduğunu söyledi. Yargıtay Başkanı Eraslan Ozkaya
da sıyasılerin yargı sorunlannı "kasıth olarak"
çözmediğıni behrterek "Yarguun sorunlannın
çözülebilmesi için siyasi iradenin isteksiztiğini ve
direnişini ortadan kaldırnıak lazurT dedı. Yargı
çalışanlannın maaşlannı "ayn bir fecaat" olarak
nitelendiren Özkaya, "Biz hâldmler olarak
maaşlarunızı dile getirmekten hep utamr olduk"
diye konuştu. İstanbul Barosu'nun 125. kuruluş
yıldönümü nedeniyle Istanbul Ticaret
Üniversitesi'nde düzenlenen "Yargı Reformu ve
Yargı Sonınlan
Sempozyumu"na
Özkaya, Kanadoğiu,
Istanbul Ticaret
Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dekanı ve eskı
Adalet Bakanı Prof. Dr.
Aysel Çetikel, İstanbul
Barosu Başkanı A\ııkat
Kazım Kolcuoglu ve
Avukat Müşir Kaya
Canpolat katıldı. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı
Sabih Kanadoğiu, Manisa
davasının zamanaşımına
uğramadan çözülebilmesi
için calışıldığını
belirterek "Türldye böyle
bir ayıbı hak etmemiştir
ve böyle bir ayıpla
karşılaşmayacaktır
r
dedı.
Kanadoğiu, toplumun
hukukun üstünlüğüne
inanacak durumda
olmadığını belirterek
"Bu nasıl hukuk
devletidir ki Yargıtay
başkanlan, her yıl
yarguun sorunlannı
anlaörlar fakat siyasi
iktidariar tarafindan çözüm için hiçbir şey
yapdmaz" dıye konuştu. Kanadoğiu, çıkar ve terör
amaçlı suç örgütlenyle etkin mücadele için
"Türkiye Cumhuriyeti BaşsavcıhğVnın kuruiması
gerektiğiıu"" söyledi. Yargıtay Başkanı Eraslan
Özkaya, siyasılenn seçımlerde oy getırmedıği için
yargı sorunlannı kasıtlı olarak görmemekte ısrar
ettiğini belirtti. Özkaya, anayasa başta olmak üzere
temel yasalann hızla değiştirilmesi gerektiğini ifade
etti. Kuvvetler aynlığı ılkesinin uygulandığı
Türkiye'de siyasi organın yargıya hâkim olmuş
vaziyette olduğunu vurgulayan Özkaya, "Bir
milletvekili, ydlannı adalete harcanuş yüksek
vargıçtan üç misli fazla maaş alıyor" dedı.
tĞNELİ FIRÇA
iiafHİHrn
mOFr
J0ÜA
fJI
/•
Nfcr
ZAFER TEMOÇtN
y n>l t'fvUvKlrllJ
i SA?mffKf
CHP'li CHP'liyi tehdit etti
Meclis kulisinde
'silahlı' tartışma
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Kasta-
monu Milletvekili Meb-
met Yıkhnm, kuliste tar-
hştığı CHP Muş Millet-
vekili ŞerifErtuğrul'u teh-
dit etti. Yıldınm. silahına
mermi sürerken "Yalaka-
lar, ag7ini7a skanm'' di-
ye bağırdı.
Yıldınm. sık sık kürsü-
ye çıtap sarmısağın yarar-
lan hakkında konuşması
ve millervekillerine sar-
mısak dağıtmasıyla tanı-
nıyordu. Yıldınm, son ola-
rak bütçenin tümü üzerin-
de görüşmeler sırasında
kürsüye çıktı. Yıldınm'm
"Biz anayasa degişikligi-
ne oy vermeseydikBaşba-
kan burada oruramazdL
SnttekibaşanyısizeCHP
verdL Erdoğan'ın Başba-
kan ohnasım sağlamaya
çahşok. Genel başkanmuz
oraya gftmedi bile. Kemal
Derviş yüzünden oy kay-
bettikama haksızhketmi-
şiz" benzeri sözleri ile ko-
nuşmasının sonunda sure
okuması grupta rahatsız-
lık yarattı. Yıldınm. kür-
süden inerken kendisini
AKP'lıler alkışlarken
CHP'lilerin alkışlamama-
sı dikkat çekti.
Yıldınm, dün
TBMM'deki muhalefet
kulisinde konuşması ile
ilgili olarak kendisini uya-
ran Genel Başkan Yar-
dımcısı Eşref Erdem'le
tarhştı. Erdem'e bağıran
Yıldınm, araya gırmeye
çalışan Muş Milletvekili
Şerif Ertuğrul a da "Ya-
laka.-" diye bağırdı. Tar-
tışma büyürken milletve-
killeri birbirinın üzerine
yürüdü. Araya giren CHP
İstanbul Milletvekili Al-
ganHacalogtu. Yıldırun'ı
kulis dışına çıkarmaya ça-
lışrı. Bu arada Yıldınm'ın
silahını çekerek ağzına
mermi sürdüğü görüldü.
Yıldınm araya girmeye
çalışan millervekillerine
de "Vâlakalar, ağzmızası-
kanm" dıye bağırmayı
sürdürdü.
Al anisa davasının
zamanaşımına
| uğramadan
çözülebilmesi için
çalışıldığını
belirten Yargıtay
Cumhuriyet
Başsavcısı
Kanadoğiu,
"Türkiye böyle bir
ayıbı hak
etmemiştir" dedi.
CHP lideri Baykal, Başbakan'ı siyasi gerginlik yaratmaya çalışmakla suçladı
Erdoğanfiitursuzhıkiçinde
• Baykal grup toplantısında. "çalunla, büyük bir güçle"
gelen AKP'nin kısa sürede hayal kınkhğı yarattığını
belirterek "Bunlar geldikleri gibi gideceklerdir" dedi.
CHPbderi Deniz Baykal
AJSKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP Genel Başkanı Deniz Bay-
kal. "iktktarm hızla tükendigmi"
vurgulayarak "Karamsarnğa ge-
rek yok. Bunlar geldikleri gibi gi-
deceklerdir" dedi. Başbakan Taj-
vipErdoğanın "futursuzcasiya-
si gerginlik yaratmaya çahşüğını"
belirten Baykal, Türkiye'nin sa-
vaşa katıhnadığı için daha güçlü,
daha önemli bir ülke haline geldi-
ğini anımsattı.
Baykal dünkü grup toplantısın-
da, "Çahmla, büyükbir güçle" ge-
len AKP'nin kısa sürede hayal kı-
nklığı yarattığını bildirerek "Bun-
lara daha 4 yıl nasıl tahammül ede-
cegiz düşüncesi \ar. Çaresizök duy-
gusunakapdmavm. Türkrve yerin-
de dunıyor. Tûrldye, büyük Tür-
khe'dir, güçlü Türİche'dir, sıkuıO-
lann üstesinden gelir. Türkiye bu-
nun çaresini de buhır." diye konuş-
tu.
Türkiye'nin bu iktidara oy ver-
menin bedelini ödeme noktasına
geldiğini savunan Baykal şunlan
söyledi:
"Faizleryükseldi, borçlanma ar-
tryor. Bu taUo kûnseyi suçlayarak
örtbas edilemez, Ekonomik gös-
tergeler olumsuzJaşırken iktidar
kadro paylaşmakta müthişiddiah.
Devlefin en kritik noktalannda ik-
tidar boşaltması yaşanryor. Sade-
ce Sağnk Bakanhğı'nda 48 il sağ-
lık müdürü değiştirildi. l zaklaşö-
nlanlann yerine İstanbul beledi-
yesinde görev yapmış baa kişiler,
bakanlann akrabalan, ya da bazı
davalann sanıklan getirildi. Ara-
dıklan, hizmette hyakat değfl, sa-
dakattir. Neye sadakat? Anayasa-
ya nu, cumhurherin temel ilkele-
rine mi, yoksa başka bir sadakat mi?
Şunu herkes bilsin; Türkiye,
AKP'den büyüktür. AKP, Türld-
ye'yi taşıyamaz, kaldıramaz, ika-
me edemez. boşaltamaz."
Baykal, AKP'nin siyasi üslubu-
nun belli olduğunu vurgularken
şu görüşleri dile getirdi:
"Ekonomi anlayışı beffi oldu. YoJ-
suzhıldarkonusunu çok dikkatleiz-
byoruz. Dokunulmaznkkonusunu
unutturmaya çalışryoıiar. Bir yıl
sonra getireceklermiş, niye? Ne\i
güvence alüna almakistivorsunuz?
Ozefleştirme İdaresi'nden deyaruk
kokulan geüneye başladı" görü-
şünü dile getirdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
ABD Dışişleri Bakanı Colin Po-
well'ın Türkiye'ye ziyareti, ABD-Tür-
kiye ilişkileri konusunda yeni sorula-
n da beraberinde getiriyor. Siz bu ya-
zıyı okuduğunuz sırada Colin Po-
vvell'ın ne istediği belki de tam anla-
mrylaortayaçıkacak. Bu nedenle "Ne
istiyor" sorusunu daha geniş anlam-
da değerlendiımeyi tercih ediyoruz.
Ikinci tezkerenin Meclis'te redde-
dilmesinin ardından, Türkiye ile ABD
arasında zaman zaman iplerin geril-
diği bırgerçek. Bu ip gerilmeleri sıra-
sında, en kışkırtıcı olanlar, "Neden
bu tezkere reddedildi, bak şimdi ba-
şımıza neiergelecek" diyenlerdi. On-
lar, artık Türkiye'nin tamamen yapa-
yalnız kaldığını ve batmak üzere ol-
duğunu vurgulamayı da ihmal etmi-
yorlardı.
Daha önce Kürt sorunu konusun-
da olgun yaklaşımlanna tanık olduğu-
muz bazı isimler, tezkerenin reddedil-
mesinden sonra dikkat çekici bir kış-
kırtıcı tuturn içine girdiler. "Hayd/ba-
kalım şimdi giıin Kuzey Irak'a. Gire-
mezsiniz, orada Kürt devleti de ku-
ABD Ne İstiyor?
rulacak göreceksiniz. Eğer tezkere
kabul edilseydi bu durumlara düşme-
yecektik" dediler.
• • •
Irak krizinin en yoğun olarak ya-
şandığı günlerde Kıbns'ta Denktaş ve
çevresi Kofi Annan raporunu da, re-
ferandum talebini de reddetti. Kaçı-
nılmaz olarak bu gelişme de Türki-
ye'nin Avrupa ile ilişkilerini olumsuz
yönde etkiledi.
Ardından Kuzey Irak'a Türk askeri
girecek - girmeyecek tartışması gün-
deme gelince hem Avrupa ile hem
de ABD ile ilişkiler olumsuz bir seyir
izlemeye başladı.
Türkiye'ye egemen olan güçlerin
ABD ile işbirliğine daha yatkın olduk-
lan bir gerçek. Çünkü Avrupa ile Kıb-
ns, demokrasi gibi konularda bir çö-
züme kısa vadede ulaşmak mümkün
görünmüyor. Kuzey Irak'a Türk ordu-
sunun girmesine ABD kadar belki de
ondan daha fazla Avrupa Biriiği üye-
si ülkeler karşı çıkıyorlar.
• • •
ABD, dış ilişkilerinde Avrupa'dan
farklı olarak daha pragmatik bir yol iz-
liyor. ABD, şu anda siyasi bakımdan
ciddi olarak büyük zorluklaria karşı kar-
şıya. Irak'ta evdeki hesap çarşıya uy-
madı. Yüz yüze geldikleri büyük di-
reniş, kendi içlerinde bile büyük so-
runlaryaratıyor. Şahinlerin teorisyen-
lerinden "KaranlıklarPrensi" Richard
Perie'ün bir nedenle istifa etmek zo-
runda kalması, Savunma Bakanı
Rumsfefd'e yönelik suçlamalar, Baş-
kan Yardımcısı Cheney'e ilişkin iddi-
alar, şahinlerin zor durumda olduğu-
nu gösteriyor.
Irak'taki savaşa ek destek sağlama-
ya, bu kritik noktada yeni bazı kapı-
laraçmaya Bush yönetiminin çok ih-
tiyacı olduğu bir gerçek. Povvell'ın
gelişini böyle bir sürecin parçası ola-
rak görmeliyiz. Ne isteyecek, onu tam
bilmesek bile, asker konuşlandınlma-
sına ilişkin tezkere dahil birçok şey ıs-
teyebileceğini Başbakan Erdoğan
dile getirdi.
• • •
Türkiye, Povvell'a ne karşılık vere-
bilir, o daha önemli. Asker konuşlan-
dınlmasına izin verebilir mi? Irak'a ya-
ğan bombalar, sivil halkın katledilme-
si, kentlerin yakılıp yıkılması manza-
raları arasında TBMM'den bir tezke-
re karan çıkarabilmek mümkün mü?
Tayyip Erdoğan buna cesaret edebi-
lir mi? Bunun çok zor olduğunu ve
böyle bir girişimin AKP'yi ciddi ola-
rak sarsacağını görmemek için kör ol-
mak gerek. Bakalım göreceğiz.
ABD ile Kıbns konusunda nasıl bir
uzlaşma sağlanabilir ki! Kıbrıs'taki
Türklerin çoğunluğunun desteğini yi-
tirmiş bir Denktaş'ın, artık uluslarara-
sı arenada bir ağırlığı olacağını san-
mıyorum. Bundan böyle Kıbns ko-
nusundaki çıkmazın ve açmazın so-
rumlusu doğrudan Türkiye olacaktır.
Çünkü Denktaş kendi halkını temsil
etmiyor, Türkiye'deki statükocuların
sözcüsü olarak hareket ediyor, dün-
ya da bunu biliyor. Kıbns konusunda
bir taviz koparabilmek amacıyla tez-
kere Meclis'e gönderilebilir mi? Kıb-
ns'ta Denktaş'ı ayakta tutabilmek için
binlerce ABD askerinin Türkiye'ye
gelmesi kabul edilebilir mi? ABD böy-
le bir ortaklığa girebilir mi?
ABD ileTürkiye arasında sanınm en
önemli görüşmeler Kuzey Irak konu-
sunda olacak. Bir de bölge ülkeleriy-
le ABD ilişkileri.
Son günlerde Povvell'ın Iran ve Su-
riye'ye yönelttiği tehditler, Türkiye'yi
de yakından ilgilendiren bir noktaya
geldi. Savaşın bu ülkelere sıçrama
olasılığı Türkiye'nin durumunu da çok
etkileyebilir.
Eğer Türkiye yeni bir tezkereye zor-
lanırsa, bunu AKP'nin kaldırabilece-
ğini sanmıyorum. O zaman ne olur, onu
da şimdiden kesttrmek mümkün değil.
GLOBALpOLtTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Sömürgeciler ve
Fanatikler...
ABD, Ingiltere, Büyük Britanya ve Birleşik
Kralhk'tan oluşan birkoalisyon o kadar masraf edip
dünyanın öbürucundan geldi, IrakJılan Saddam dan
kurtarmaya. Ama Irak halkı nankör, çiçeklerie kar-
şılayacağına, silaha sarılıp pusu kuruyor, intihar
eylemi düzenliyor, "kurtancılannı" öldürmeye kal-
kıyor.
Ama "kurtancılar" kararlı! Son Camp David zir-
vesinde Blair, Irak halkına seslendi: "Kurtulma-
nız yakındır. Sizi mutlaka kurtaracağız." Bush
ekledi, "Kimse yanılmasın, Irak halkı mutlaka
kurtulacaktr" Bu sırada ordu Rumsfeld'in "post-
modern" savaş taktiğinı terk edip, "önceliği sivil-
lerin kaynlmasına değil düşmanın yenilmesine' ve-
ren babadan kalma yöntemlere dönüyor (Was-
hington Post 30.03). Belli ki ordu bu, kurtanlma-
ya direnen fanatiklere gereken dersi verecek. Za-
ten CNN propagandası da ona göre değişti: Sivil
halktan kurtanlmaya direnenler "terörist", "ölüm
mangası", hatta "terörist ölüm mangasr... Em-
peryalist ışgal ginşimı mantıki sonuçlanna ulaştı:
Her türlü direniş şiddetle bastınlacak. Madem ki
sevmiyorlar, öyleyse korkacaklar!
Sömürgecilik, ırkçılık, cehalet
ABD, Irak'ı petrolü ve daha sonraki yayılmacı pro-
jelerine uygun üs sağlayacak jeostratejik konu-
mundan dolayı işgal ediyor. Sömürgecilik her za-
man ırkçılık'la el ele gider, dolayısıyla, cahillik ve
aptallıkla. Işgal edilecek olan herzaman, tehdit al-
tında bir zavallı, medenileşme şansı elde edeme-
miş bir vahşi olarak tanımlanır. O, beyaz adamın
dünyayı kendi suretinden yeniden yapma projesin-
de, şekillendirilmeyi bekleyen bir çamur; kendisi
için neyin iyi olduğunu bilemeyen çocuktur... Bi-
raz disiplin gerekir, biraz da ödül, örneğin Bas-
ra'da olduğu gibi: önce bomba, sonra bisküvi...
Bush savaştan iki ay önce yaptığı bir radyo ko-
nuşmasında, ABD halkına Irak savaşının gerekçe-
lerini anlatıyordu: "Terorizme karşı savaşta, dün-
yanın en ücra ve karanlık köşelerinde savaşmak
zorunda kalacağız..." Latin Amerikalı yazar Gale-
ano bir yazısında sormadan edemedi: "Sen ya-
zının Teksasta mı icat edildiğini sanıyorsun, Ba-
bil, Nineva.. hiç duymadın mı?" Irak medeniye-
tin fışkırdığı yer, uzak ekosu değil.
Diyalektik işte...
Işte bu ırkçı ve cahil kafa Irak halkının direnebi-
leceğini düşünemedi. Artık çok geç! Basra'yı, Ne-
cef'i, Bağdat'ı yerle bir ederek bu savaşı kazana-
bilirier, ama banşı asla... Çünkü bu savaş yalnız-
ca Irak ve Arap nalklannı değil, dünya halklannı de-
ğiştirdi.
M.ö. IV yüzyılda Lao Tzu'nun yazdığı gibi: "Ül-
ke kaosa düşünce yurtseverlik doğar", koalis-
yonun saldırısı Irak'ta kaos yarattı. Guardian'da
"ABD Irak petrolünü özelleştirmek istiyor" baş-
lıklı yazısında Jonathan Steel, "Irak halkının bu
kaostan koalisyon güçlehni sorumlu tuttuklannı"
bildiriyor. Suzan Goldenberg de Iraklı aşiret şef-
leriyle görüştükten sonra Bağdat'tan bildiriyor:
"Aşiretler, Saddam için ölmeye ant içti." Golden-
berg, Sünni, Şii, hatta Hıristiyan klanlann işgal
güçlerine karşı birleşmeye başladıklannı aktardık-
tan sonra, yine boyle bir klan koalisyonunun 7. Dün-
ya Savaşı'ndan sonra, Irak'ı Osmanlı'dan kurtar-
dığını iddia ederek ülkeye giren Ingıliz ordusuna
on binlerce kayıp verdirdiğini" anımsatıyor (31 /03).
Irak halkı uzun yıllardır, belki de ilk kez bir ulus ola-
rak kaynaşmaya başlıyor. Arap halkı Arap kimliği-
ni yeniden keşfediyor. Birlik dalgası burada da dur-
muyor. Dünya halkları, gelişmış, yoksul, kadın er-
kek, din dil farklarını aşarak ABD imparatoriuğu-
na karşı ortak bir mücadele yükseltiyorfar. Çünkü
imparatortuk dünyaya da kaos getiriyor.
Ya koalisyon güçleri? Orada başka bir hava var.
ABD yönetimi kendi içinden ciddi eleştirilerle sar-
sılıyor. Savunma Bakanı Rumsfeld, savaşın aksa-
masından sorumlu tutuluyor. Ingiltere'de Blair'in,
savaş suçlusu olabileceği, bizzat kendi partisinden
millervekilleri tarafindan ileri sürülüyor. The Times
Blair'in fanatikliğini III. Corc'un deliliğine benzeti-
yor. Sunday Times iki Ingiliz askerinin savaşmak
istemediği için geri gönderildiğini, ordunun, ka-
muoyunun tepkisinden korktuğu için ne yasal iş-
lem yapacağını bilemediğini yazjyor. Dünya halk-
lannı birleştiren emperyalist saldırı, emperyalist
güçleri de kendi içinden çatlatıyor. Diyalektik işte..
Eskisehir ve Bilecik'te kutlama
2. InönüZaferi'nin
82. yıldönümü
CANHAaOĞLU
ESKİŞEHİR/BİLE-
CİK- Eskisehir ve Bi-
lecik'te düzenlenen tö-
renlerle 2. înönü Zafe-
ri'nin 82. yıldönümü kut-
landı. TBMM Divan
Üyesi ve CHP Bilecik
Milletvekili Yaşar Tü-
zün Eskisehir Valisi Sa-
mi Sönmez, Bilecik Va-
lisi AyhanÇevik. 1. Tak-
tik Hava Kuvvet Komu-
tanı Korgeneral Fanık
Cömert ve beraberinde-
kiler, înönü muharebe-
lerinin yaşandığı Bile-
cik'in Söğüt ilçesındeki
Metristepe Anıtı'na çe-
lenk koyarak saygı du-
ruşunda bulunduktan
sonra Akpınar Kö-
yü'ndeki Înönü Şehitli-
ği'nde düzenlenen töre-
ne katıldı.
Törende konuşan CHP
Bilecik Milletvekili Ya-
şar Tüzün, "tnönü'nün
Dumlupınar'ın Sakar-
\a'nın ve tüm savaşlan-
mranşehitlerirahat uyu-
yun. Bu ülkenin insanı
onuru ile sizin \e büyük
önderimizüı çizdiği yol-
dan asla aynlmayacak-
nr"dedi. "
Bilecik Valisi Ayhan
Çevik de Albay İsmet
Bey'in YunanJılariJe çar-
pıştığı Metristepe'den
Mustafa Kemal Paşa'ya
çekhği telgrafin ardından
Gazi'nın de yanıt olarak
"Siz orada sadece düş-
manı değil, milletin ma-
kûs taühini de yendiniz"
dediğini hatırlattı.
Eskişehir'in înönü il-
çesindeki törende ise Va-
li Sami Sönmez, "Buza-
ferin kazanılmasmdabü-
\ük emeği geçen İsmet
InÖnü"\ü rahmeue anıyo-
ruz. İsmetİnonü,Türki-
ye Cumhuriyeti'nin ila-
nında, demokrasi ve çok
partili sisteme geçilme-
sinde büyük katküan
olan bir deviet büvüğü-
müzdür. Aziz İnönülü-
ler. böyle bir insana isim
\ermekle nekadarövıin-
seniz azdır" dedi.