14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 2003 ÇARŞAMBA DtZİ 'Geçiş süreci kansız olsun istiyoruz' diyen Erbakan, yakaladığı iktidan elinde tutamadı 'Koltuk aşkı' hüsranlabitti Partisinin 4. olağan kongresinde 35 emeklı subayı saflarına ka- tan, "Atatürkyaşasaydı,RP'K ohırdıT diyen Erbakan, grupta şöy- le konuşuyordu: "27Martsonucundan sonraadil dü- zenegeçene kadar Türkiye'de huzurve istikrar oimaz. Halk buna karar verdL RP iktidara gelecek, adil düzen kuru- lacak. sorun ne? Geçiş dönemi sert mi olacak, yumuşak mi? Kanlı mı olacak, kansız mı olacak? 60 mihyon buna ka- rar verecek. Biz diyoruz ki bu geçişi kansızyapahm. Banş içerisindejıımu- şakyapahm." Bu sözler büyük tepki çekerken Ri- zeMilletvekili'ŞevkiYılınaz, "Bizde- demizin emaneti olan bu cennet vata- nı üç tane mason imza atü diye verecek değOiz. Bu işi oyla önleyece- ğiz,obnazsa kanla yapanz" diyor, İstanbul Mılletveki- li Hasan Mezara'nın Ata- türkhakkmdaki sözleri top- lumda infial yaratıyor, par- tinin Erbakan'dan sonraki en karizmatik ismi olan is- tanbul Büyükşehir Belediye Başkaıu RecepTayyip Erdoğan ise demokrası- yi araç olarak gördüğünü belirtip, ken- disini istanbul'un imamı olarak nite- liyordu. Bu çıkışlar ortamı gererken partili belediyeler de, iktidar olmanın avantajlannı kullanarak, burslarla, yar- dımlarla yoksullara ulaşarak, kadın ve gençlik kollannı örgütleyerek genel seçimlere hazırlanıyorlardı. Tek çekincelerl asker îktidar için. bakanlıklardaki kadro- laşmadan tslami medyaya, Islamcı ser- mayeden aynı çizgideki sendikalara. Diinden Bugüne Milli Görüş Banş Doster / Ecevit Kılıç meslek örgütlerine ve sıvil toplum ku- ruluşlanna kadar her alandaki hazırlık büyük bir hızla sürmekteydi. Sızıla- mayan tek yer orduydu. Bunun dışın- da, "Fatih'lerin nesfi" olarak nitelenen imam hatip kuşağı yetişmiş, kendi ay- dınlannı, yöneticı kadrolannı, işadam- laruu, bürokratlanru da yetiştırmişti. Za- man RP lehine işlemekteydi. Millı Görüş, 24 Aralık 1995 Genel Seçimleri'nde tarihinde ilk kez san- dıktan bınnci partı olarak çıktı. Mer- kez sol ve sağ partiler büyük çöküş yaşarken yüzde 21.4 oyla birincı olan ve 158 milletvekili çıkaran Erbakan, hü- kümet kurma görevinin kendisıne ve- rilmesini beklemekteydi. Başlangıçta RP ile koalisyona ya- naşmayan ANAP ve DYP'nin kurduk- lan ANAYOL çökünce, Erbakan, da- ha önce "Onunla hükümet kurmam" diyen Çiller sayesinde başbakan oldu. Yolun sonuna doğru... Ancak koltuk Erbakan'a pek yara- madı. Hayatı boyunca siyonizmi düş- man bılen Erbakan, Israil'le Türkiye ara- sında çok büyük bir savunma anlaşma- sı imzaladı. Birlikte Islam Ortak Paza- n, NATO su kurmayı, Islam Dinan bas- mayı tasarladığı Müslüman ülkeler- denumduğunubulamadı. Aksine, Lib- ya ziyareti sırasında Kaddafî'den azar işitti. Başbakanlık konutunda tarikat ve cemaat liderlerine iftar yemeği verme- si ve kadrolaşma çabalanndan vazgeç- memesi de ona pahalıya mal oldu. Ve Milli Görüş, 28 Şubafla birlikte ikti- dardan devrildi, devamında partisi ka- patıldı, liderlerine yasak getirildi. Milli Görüş"ün4. partisi Fazilet Par- tisi, kısa sürede kuruldu. Recai Kutan liderliğindegirdiği 18Nisan 1999 Ge- nel Seçimleri'nde yüzde 15.4, beledi- ye meclisi seçimlerinde ise yüzde 18.2 oy aldı. Ama hareket inişteydi. DSP- MHP-ANAP'ın oluşturduğu koalis- yon hükümeti karşısında, ana muhale- fet olmasına karşın, 28 Şubat bozgu- nunu atlatamadı ve sonunda Anayasa Mahkemesi FP'yi de kapattı. Yerine Milli Görüş'ün 5. partisi olan Saadet Partisi kurulurken "gençkrle ak saçh- lar" ya da "değjşüncilerle geJenekçi- • 24Arahkl995 Genel Seçimleri'nden birinci parti olarak çıkan RP'nin lideri Erbakan, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller sayesinde uzun yıllar hayalini kurduğu başbakanlığa kavuştu. Ancak işler umduğu gibi gitmeyecek, sivri çıkışlar ve devlet içinde kadrolaşma çabalan, 28 Şubat'ı getirecekti. ler" arasındaki aynşma da iyice su yü- züne çıkmıştı. Hareketin bölünmesi kaçınılmazdı. Genç kuşak, partiyi Bal- gat'taki konutundan yöneten Erbakan'ı eleştinyor,"Baü Çauşma Grubu ile Balgat Çahşma Grubu arasmda sıkışıp kalmaktan" yakınıyordu. FP'de, Erbakan'ın desteklediği Ku- tan'a karşı aday olup az farkla kaybe- den AbduDah GüL Bülent Armç, Ab- düllatif Şener. SaKh Kapusuzgibi isim- lenn de aralannda bulunduğu çok sa- yıda politikacı, hareketten koparak Tay- yip Erdoğan başkanlığında AKP'yi kurdular. Kalanlar " Onlar bizûn ka- dar geienekçi, biz de onlar kadar yeni- Mkçryiz" deseler de, tabanda "Necmet- tin Erdoğan mı,yoksaTayyip Erbakan mı" esprisi yapılmaya başlanmıştı bile. Gençleri hedefleyen örgüt hakkındaki raporlar 'Amaçlan Türkiye'de din devleti kurmak' diyordu Şeriatçı örgütlerin arkabahçesi: MGVzellikJeortaöğretimdeörgütlenen Milli Gençlik Vakfi (MGV) hak- kında tçişleri Bakanlığı, Emniyet müdürlükleri ve istihbarat kaynaklan çok sayıda rapor hazırladı. Raporlann hep- sinde, MGV'nin yasadışı yapılanmaya gittiği, Türkiye'de bir din devleti kurma- yı amaçladıği belirtildi. Milli Görüş'ün gençlik örgütü olan MGV 1974'te kurul- du ve 12 Eylül cuntasınca kapatılmayan az sayıdaki dernek arasmda yer aldı. Ya- sadışı şekilde, Türkiye'nin her tarafinda temsilcilik açan MGV, özellikle ortaöğ- retimde örgütlendi, üniversitelerde etki- li olmaya çalıştı. Teskilattaki görevlnlz?' MGV'nin ünlü hatiplerinden Imdat Ka- ya'nın vakfin düzenlediğı bir toplantıda Atatürk ve TSK'ye hakaret etmesi üzeri- ne 2000 yılında polis MGV şubelerine peş peşe operasyonlar düzenledi. Elde edilen belgeleri derleyen polıs, bunlan rapor ha- linde Fatih 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Raporda MGV'nin istanbul 'da yasadışı faaliyet gösteren 53 şubesının bulunduğu belirtilerek MGV'nin hedef kıtlesi olan gençliğe yönelik sık sık kamp düzenledi- ği, kamplara katılan öğrencilere form dol- durttuğu kaydedildi. Raporda, öğrencile- rin "teşkilattaki göreviniz" sorusuna "okul raa", "reis yardımcısr ve "okul temsilci- si" gibi yanıtlar verdiği anlatıldı. Yasadışı okul kurdular Ele geçirilen belgelerde vakıfiçinde "Bft- gi-İman- Eylem Okulu* adlı bir yasadışı kurum saptandığı, bu okulda öğrencilere dini esaslara dayalı eğitim verildiği belir- tildi. Emniyet Müdürlüğü hazırlanan rapor- da şu değerlendirmede bulundu: "Yasadı- şı bir yapılanmaya gittüderi, kanun dışuıa çıkarakfaathedeYmiviirürmekicintemsil- cüikler, gençfik ve küİtür evieri, ev birimle- ri ohışturduldan, devietin ülkesi ve mille- tiyle bölünmez bütünlüğünü hedef alan toplannlar düzenfedikleri tespit edildL" Içişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettiş- leri'nce 2001'de hazırlanan raporda ise "MGVnin Hizbuflah ve İBDA/C gibi ör- götlerin arka babçesi' 1 olduğu belirtildi. MGV'nin şeriatçı örgütlerle ilişkilerini açı- ğa çıkaran kimi olaylar şöyle: • 28 Şubat 2000'de Hizbullah'a yöne- lik düzenlenenoperasyonda gözaltına alı- nan kişiler arasında MGV Bayburt Şube Başkanı Nazir Dunıan da vardı • MGV Bingöl Solhan Temsilciliği yö- neticileri Hizbullah örgütünün Ilim Gru- bu'na yardun ve yataklıktan tutuklandılar. • Eski MGV Genel Başkanı NevzatLa- leü, 1999'da kurduğu büroda evlenmek is- teyen depremzedelerden 50 dolar aldığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Laleli'nin parayı Hizbullah'a aktardığı öne sürüldü. 1 R. ERDE.KAÜMAYAC ^ D A M L A ' DAMLA . H E'S A B I N I A v R uP A . ISLAMCI GENÇLİK \plancılar 'dan iistik' destek Milli Görüş, ,\lmama'da Avnıpa MiDi Görüş Teşkilaa (AMGT) adı altuıda örgütlendL AJV1GT, MSP döneminde Necmettin Erbakan ve "Karases" olarak bilinen Cemalettin Kaplan tarafindan 15 Ejiül 1974'te Beıün'de kuruldu. Ancak, Kaplan daha sonra teşkilartan ayrîhp -Kaplancılar" adlı yeni bir örgüt kıırdu. Yıllardır Erbakan'ın yeğeni Mehmet Sabri Erbakan tarafindan vönetflen AMGT, özeDikle camilerde örgüttenme yoluna gjtti. Her >il Necmettin Erbakan, Şevket Kazan. Şe> ki Yılmaz ve Recai Kutan'uı kanlınmia stadyıımlarda toplanolar düzenleyen AMGT'nin etldnlikleıi şeriat bayraklannm açıldtğı, cihat yeminlerinin edildiği, Atatürk'e hakaretJer yağdınlan gösterikre dönüştü. 'Kaddafibozgunu' mütalaayagirdi Milli Görüş'ün önemli isim- lerinin laik Cumhuriyet ve Atatürk'ü hedef alan fa- aliyetleri üzerine Ankara DGM Baş- savcdığı harekete geçti. Başsavcılık. 1999'da 33 sanık hakkında dava aç- tı. Kapatılan RP'nin Genel Başkan Yardımcısı AhmetTekdal, eski mil- letvekıllen Hasan Hüse\inCe\1an,İb- rahinı HaKl Çelik\ e ŞevkiYıhnaz'ın "AnmasaJ düzeniyûaaaya teşeb- büs" suçundan idamı istendi. Dönemin MÜSL\D Başkanı Erol Yarar ve başkan yardımcı- sı AK Bayramoğhı ile belediye başkanlannın da aralannda bu- lunduğu diğer sanıklann 22.5 yıl ağır hapsi istendiği iddiana- meyi hazırlayan Cumhuriyet Sav- cısı Nuh Mete YükseJ iddiana- mesinde Milli Görüş'ün laik, demokratik Cumhuriyeti yıkarak yerine dinı esaslara dayalı dev- let düzeni kurmayı amaçladığı- nı vurguladı. Amaç seriat devleti Mıllı Görüş'ün amacuıuı 28 Şubat süreciyle engellendiği be- lirtilen iddianemede. "MflH Görüş hareketinin faahyederi, demokratik ortam içindeyasalara uyguncereyan eden faalh etler olarak ele ahnamaz. Mifli Görüş, demokrasiye inanma- dığı hakle, demokrasinin imkânla- rmdan yararlamp devleti ele geçir- me ve devietin shasi, hukuki kural- larmı dini esaslara göre değiştirme yolunu seçmiştir. Gayesinde başan- h olnıuş. koaüsyon ortağı olarak dev- ietin bünyesindeve kadrolarmda ör- gütienmiştir" denildi. Yüksel, Erbakan'ın Lıbya liden Muammer Kadafi'nin başkomu- tanhğını yaptığı îslami Halk Komu- tanlığı'mn Genel Sekreter Yardım- cısı olduğunu ifade ederek Erba- kan'ın sık sık cihat çağnsında bu- lunduğunu anımsattı. Avrupa Milli Görüş Teşkilah, RP, FP, MUSİAD, MGV ve Hak-tş'in Milli Görüş'ün bünyesindeki yapı- lanmalar olduğunu anlatan Savcı Yüksel, mütalaasmda 1996 "da Lib- ya'dabuluşmalannda Erbakan'ı Kad- dafı 'nin Türkiye'ye yöneük ağır ha- karetlerine seyirci kalmakla suçla- dı. Ancak dava, mahkemenın suç vasfını değiştirmesiyla affa uğradı. ac organizasyonunda skandal Gurbetçilerden yardım adı altında trilyonlarca lira toplayan teşkilatın adı sık sık Iran ve Suriye kaynaklı şeriatçı örgütlerle anıldı. Gurbetçilerden toplanan bu paralar nedeniyle teşkilat içinde zaman zaman çatışmalar meydana gelirken Milli Görüş'ün adı hac organizasyonu, kurban derisi paralan ve Bosna'ya yardım skandalında da gündeme geldi. Istanbul'da 28 Eylül 1996'da Tuzla yakınlanndaki benzin istasyonunda çıkan silahlı çatışmada Görüş Holding'in sahibi Mahmut Şahin ile ülkücü mafya lideri AK Yasak'ın yeğeni Nihat Yasak öldüler. Olay kamuoyuna alacak-verecek meselesı olarak yansıdı. Ancak, bir süre sonra Şahin'in oğlu Süleyman Şahin de öldürüldü. Bavyera organize suç polisinden gelen bilgüer üzerine dosya yeniden açıldı. Milli Görüşçüler hakkında araştırma yapan Alman polisi, Milli Görüşçü AK Kemal Imamoğ]u ve Şahin Özdemir arasındaki telefon konuşmalaruıı dinledi. Konuşmalarda kapatılan FP Milletvekili Osman Yûmakoğlu'nun da adı sıkça geçti. Mahmut Şahin'in de, gurbetçilerden topladığı paralan zimmetine geçirdiği için öldürüldüğü öne sürüldü. Tanım değişince... Da\ a "Anayasal düzeni yık- maya teşebbüsten" açılmasına karşm, mahkeme daha sonra suçu "Laik devlet düzeniniyık- makiçin terörörgütü kurmak" olarak değiştirdi. Daha sonra da 4616 Sayılı Şartla Salıver- me Yasası kapsammda ertelen- mesine karar verdi. Mahkeme, yurtdışmda olduğu için Şevki Yıhnaz'ın dosyasını ise ayırdı. Dönemin MÜSİAD Genel Baş- kam Erol Yarar ve başkan yar- dımcısı Ali Bayramoğlu'nun da aralannda bulunduğu diğer sanıklar beraat ettiler. BİTTİ AVRUPA'DAN GURAYOZ İkinci Perde Durduramadık. ABD'nin Ortadoğu işgalinin birinci perdesi bitti. Ikincı perde için hazırlıklar hızlandı. Sıranın Suriye'de olduğu anlaşılıyor. Bush, Suriye'nin terörist okJuğunu, kimyasal siiah sakladığını, Saddam'a yardım ettığıni hergün tekrarlıyorsa, ABD'nin "yumu- şak yüzü" olduğu gıbı bir yalanla piyasada gezinen Powell, "Ekonomik ve diplomatik önlemter alınz" diyorsa, tehlike yakın demektir. Bundan sonra yine o bildiğimız süreç tekrarlanır. Biıieşmiş Milletler "Bir bakalım burada kimyasal si- lah var mı" diye sorar. Uzmanlar göndenr. Uzman- lar "Bir şey bulamadık" deıier. ABD'nin her geçen gün bıraz daha çizgi filmlerin azraillerine benzeyen şahini Rumsfeld, "Biz biliyonız, var, üstelik onlann hepsi terörist" der. Avrupa'nın güçlü ülkeleri Irak ma- cerasından da ders alarak belki daha değışik bir üs- lupla ABD'ye "itiraz" ederler. Ve sonunda zaten artık Irak'ta yerleşmiş olan ABD askeri güçleri, birönceki perdenin zoriuklanylada kar- şılaşmadan sınırlan geçmeye, havadan ölüm yağdır- maya, insanlan öldürmeye başlartar. Onlenebilir mi bilmiyorum, ama önlemek için eli- mizden geleni yapmalıyız. Belki insanlann öfkesi daha fazla olabilir. Belki insanlar ö'fkelerini daha iyi dile getirebilirler • • • Suriye'yesatdın, petrol için değil, ABD'nin Ortado- ğu politıkasının temel çızgılerinden birisi olan Israil'in yaşam alanının güvence altına alınması, Filistin me- selesinin "kesin çözümü", yanı kesıp atılmış çözü- mü için yapılacaktır. Bolgenın tam denetimi için öte- kılerin kendiliğinden teslımi, Kafkasya'ya uzanan yo- lun güvenlığı için girişilecektır bu ışe. Ama evdeki hesaplardır bunlar, çarşıya uymayabi- lir. Hep iyimser olmak ıçın çaba harcadığımızı, çokti- rajlı bazı gazetelerin köşelerindeki yazarlar kadar "gerçekçi" olmadığımızı söyleyenler oluyor. Bombalarla bir şehir yakılıp yıkıldığı zaman, yüzü- mü duvara dönerek, simsiyah bir gece gibi içime gö- mülerek "gerçekçi" olmanın utancının taşınamaya- cağını düşünüyorum ben. Hastane bahçelerindeço- cuklannın, kardeşlennin, eşlerinin cesetlerini arayan Iraklılan gördüğü zaman insan, savaşın önlenememiş olmasının utancını nasıl duymayabilir ki. Yapılabile- cek tek şey, her türlü reelpolitik şarlatanlığından sıy- nlmak, şariatanlara ınatABD'nin önünde sonundadur- durulabıleceğine inanmaktır. Insana inanmaktır aslında bu. ••• Türkiye'nin büyük birfırsat kaçırdığını söyleyenler, belki şimdi ikinci birfırsatın hesabını yapıyor olabilir- ler. Bu nedenle işimizin dahazor olduğunu da bilme- liyiz. Şimdi Suriye'nin teronzme yataklık ettiğinden Ha- tay'da gözü olduğuna kadar nıce müthiş kanıtlar sü- rülecektır ortaya. Küçük cesaretler büyük gücün str- tından ortaya dökülecek, kimilen rüyalarında Kerkük görürken kimilen Diyarbakır hesabına oturacaktır. Istediği budur aslında 'Büyük Birader'm. Işgal ettiği ülkenin talan edilmesini zevkle seyret- miştir. Hammurabi yasalarını bugüne kadar taşıyan tab- letlerin bulunduğu o eşsiz müzenin hallaç pamuğu gibi atılması hiçbir şey soylememiştir ona. Çünkü o tarihin kendisiyle başladığını düşünüyor. Kendisinin kesin egemenlığiyle sona ereceğinden de emindir. Hayatın bundan sonra eskisi gibi olmayacağı da artık anlaşıldı. Ama belki de hikâyenin bundan sonrası başka tür- lü gelişebilir. Başladığı gibi bitmeyen hikâyelerin sa- yısı az değildir. Evdeki hesapla çarşı hikâyesi gibi, Dim- yat'agidenin hikâyesi gibi, Tımur'un hikâyesi, Mos- kova kapılarından dönen Napolyon'un, Hitler'in hi- kâyesi gibi. Egemenlıklerinin mutlaklığıyla övünen çok tiranlar gördü tanh denilen duygusuz, kurutulmuş sebzeye benzeyen hikâye. Hayat denilen kavga, hikâyelerin o kötü kahraman- lannın "bir gün mutlaka" yenileceği umuduyla sü- rüp girmiyor mu ki zaten. e-posta: guray.oz(a cumhuriyetcom.tr Mecüs'e AB komisyonu • AMC4RA (Cumhumet Bürosu) - TBMM'de 'Avrupa Birhği'ne Uyum Komisyonu' kunılmasma ilişkin öneri yasalaştı. Komisyon, istenildiğinde, Meclis Başkanlığf na sunulan yasa önerisi, tasansı ya da kanun hükmünde kararnamelenn (KHK) AB mevzuatına uygunluğunu inceleyecek. Komisyonun kuruluşunda 'Ingilizce veya Fransızca'yı anlama, konuşma ve yazma düzeylerinde bilenler ile AB müktesebatı konusunda uzman* milletvekillerine öncelik verilecek. Çiller'in SONAR davasına red • Haber Merkezi - Eski DYP lideri Tansu Çiller'in, 3 Kasun seçımlen öncesinde araştırma şırketi SONAR'ın yaptığı tahmıne yönelik açtığı manevi tazminat davası karara bağlandı. SONAR'ın DYP'nin yüzde 10.6 oranında oy alacağı yönündeki araştırması üzerine Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi 'nde açılan manevi tazminat talebi dün yapılan duruşmada reddedildi. Albayraklar yasası komisyonda • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in veto ettiği Albayraklar ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bazı şırketlerini vergi incelemesinden kurtaran yasa, bugün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülecek. Çalışanlann zorunlu tasarruflannın ödeme planınıiçeren yasa tasansı da gelecek hafta a>Tu komisyonda ele alınacak Savaşa Hayır'a dava • İstanbul Haber Servisi - CHP Kadıköy Gençlik Kollan yönetıcisi beş genç hakkında, duvara "Savaşa Hayır-CHP" yazdıklan için dava açıldı. CHP Kadıköy Gençlik Kollan yönetiminden Sertaç Bayraİctar, Onur Yavlak. îbrahim Ayvadaş, Erkul Kutsan Üler ve tlhan Sevin hakkında, mülki idare amirinden izin almadan "köprü duvanna yazı yazmak" suçundan dava açıldı. 23 Mayıs'ta Kadıköy 1. Sulh Ceza Mahkemesi'ınde görülecek olan davanm iddianamesinde, yazılann "siyası ya da ideolojik içerik taşımadığı" belirtildi. Tunzm Bakanlığı kokartımı kaybettım. Hükümsüzdür. BALA ERBATL'R
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle