Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 2003 ÇARŞAMBA
DtZİ
'Geçiş süreci kansız olsun istiyoruz' diyen Erbakan, yakaladığı iktidan elinde tutamadı
'Koltuk aşkı' hüsranlabitti
Partisinin 4. olağan kongresinde
35 emeklı subayı saflarına ka-
tan, "Atatürkyaşasaydı,RP'K
ohırdıT diyen Erbakan, grupta şöy-
le konuşuyordu:
"27Martsonucundan sonraadil dü-
zenegeçene kadar Türkiye'de huzurve
istikrar oimaz. Halk buna karar verdL
RP iktidara gelecek, adil düzen kuru-
lacak. sorun ne? Geçiş dönemi sert mi
olacak, yumuşak mi? Kanlı mı olacak,
kansız mı olacak? 60 mihyon buna ka-
rar verecek. Biz diyoruz ki bu geçişi
kansızyapahm. Banş içerisindejıımu-
şakyapahm."
Bu sözler büyük tepki çekerken Ri-
zeMilletvekili'ŞevkiYılınaz, "Bizde-
demizin emaneti olan bu cennet vata-
nı üç tane mason imza atü diye verecek
değOiz. Bu işi oyla önleyece-
ğiz,obnazsa kanla yapanz"
diyor, İstanbul Mılletveki-
li Hasan Mezara'nın Ata-
türkhakkmdaki sözleri top-
lumda infial yaratıyor, par-
tinin Erbakan'dan sonraki
en karizmatik ismi olan is-
tanbul Büyükşehir Belediye Başkaıu
RecepTayyip Erdoğan ise demokrası-
yi araç olarak gördüğünü belirtip, ken-
disini istanbul'un imamı olarak nite-
liyordu. Bu çıkışlar ortamı gererken
partili belediyeler de, iktidar olmanın
avantajlannı kullanarak, burslarla, yar-
dımlarla yoksullara ulaşarak, kadın ve
gençlik kollannı örgütleyerek genel
seçimlere hazırlanıyorlardı.
Tek çekincelerl asker
îktidar için. bakanlıklardaki kadro-
laşmadan tslami medyaya, Islamcı ser-
mayeden aynı çizgideki sendikalara.
Diinden Bugüne
Milli Görüş
Banş Doster / Ecevit Kılıç
meslek örgütlerine ve sıvil toplum ku-
ruluşlanna kadar her alandaki hazırlık
büyük bir hızla sürmekteydi. Sızıla-
mayan tek yer orduydu. Bunun dışın-
da, "Fatih'lerin nesfi" olarak nitelenen
imam hatip kuşağı yetişmiş, kendi ay-
dınlannı, yöneticı kadrolannı, işadam-
laruu, bürokratlanru da yetiştırmişti. Za-
man RP lehine işlemekteydi.
Millı Görüş, 24 Aralık 1995 Genel
Seçimleri'nde tarihinde ilk kez san-
dıktan bınnci partı olarak çıktı. Mer-
kez sol ve sağ partiler büyük çöküş
yaşarken yüzde 21.4 oyla birincı olan
ve 158 milletvekili çıkaran Erbakan, hü-
kümet kurma görevinin kendisıne ve-
rilmesini beklemekteydi.
Başlangıçta RP ile koalisyona ya-
naşmayan ANAP ve DYP'nin kurduk-
lan ANAYOL çökünce, Erbakan, da-
ha önce "Onunla hükümet kurmam"
diyen Çiller sayesinde başbakan oldu.
Yolun sonuna doğru...
Ancak koltuk Erbakan'a pek yara-
madı. Hayatı boyunca siyonizmi düş-
man bılen Erbakan, Israil'le Türkiye ara-
sında çok büyük bir savunma anlaşma-
sı imzaladı. Birlikte Islam Ortak Paza-
n, NATO su kurmayı, Islam Dinan bas-
mayı tasarladığı Müslüman ülkeler-
denumduğunubulamadı. Aksine, Lib-
ya ziyareti sırasında Kaddafî'den azar
işitti. Başbakanlık konutunda tarikat ve
cemaat liderlerine iftar yemeği verme-
si ve kadrolaşma çabalanndan vazgeç-
memesi de ona pahalıya mal oldu. Ve
Milli Görüş, 28 Şubafla birlikte ikti-
dardan devrildi, devamında partisi ka-
patıldı, liderlerine yasak getirildi.
Milli Görüş"ün4. partisi Fazilet Par-
tisi, kısa sürede kuruldu. Recai Kutan
liderliğindegirdiği 18Nisan 1999 Ge-
nel Seçimleri'nde yüzde 15.4, beledi-
ye meclisi seçimlerinde ise yüzde 18.2
oy aldı. Ama hareket inişteydi. DSP-
MHP-ANAP'ın oluşturduğu koalis-
yon hükümeti karşısında, ana muhale-
fet olmasına karşın, 28 Şubat bozgu-
nunu atlatamadı ve sonunda Anayasa
Mahkemesi FP'yi de kapattı. Yerine
Milli Görüş'ün 5. partisi olan Saadet
Partisi kurulurken "gençkrle ak saçh-
lar" ya da "değjşüncilerle geJenekçi-
• 24Arahkl995
Genel
Seçimleri'nden
birinci parti olarak
çıkan RP'nin lideri
Erbakan, DYP
Genel Başkanı
Tansu Çiller
sayesinde uzun
yıllar hayalini
kurduğu
başbakanlığa
kavuştu. Ancak
işler umduğu gibi
gitmeyecek, sivri
çıkışlar ve devlet
içinde kadrolaşma
çabalan, 28 Şubat'ı
getirecekti.
ler" arasındaki aynşma da iyice su yü-
züne çıkmıştı. Hareketin bölünmesi
kaçınılmazdı. Genç kuşak, partiyi Bal-
gat'taki konutundan yöneten Erbakan'ı
eleştinyor,"Baü Çauşma Grubu ile
Balgat Çahşma Grubu arasmda sıkışıp
kalmaktan" yakınıyordu.
FP'de, Erbakan'ın desteklediği Ku-
tan'a karşı aday olup az farkla kaybe-
den AbduDah GüL Bülent Armç, Ab-
düllatif Şener. SaKh Kapusuzgibi isim-
lenn de aralannda bulunduğu çok sa-
yıda politikacı, hareketten koparak Tay-
yip Erdoğan başkanlığında AKP'yi
kurdular. Kalanlar " Onlar bizûn ka-
dar geienekçi, biz de onlar kadar yeni-
Mkçryiz" deseler de, tabanda "Necmet-
tin Erdoğan mı,yoksaTayyip Erbakan
mı" esprisi yapılmaya başlanmıştı bile.
Gençleri hedefleyen örgüt hakkındaki raporlar 'Amaçlan Türkiye'de din devleti kurmak' diyordu
Şeriatçı örgütlerin arkabahçesi: MGVzellikJeortaöğretimdeörgütlenen
Milli Gençlik Vakfi (MGV) hak-
kında tçişleri Bakanlığı, Emniyet
müdürlükleri ve istihbarat kaynaklan çok
sayıda rapor hazırladı. Raporlann hep-
sinde, MGV'nin yasadışı yapılanmaya
gittiği, Türkiye'de bir din devleti kurma-
yı amaçladıği belirtildi. Milli Görüş'ün
gençlik örgütü olan MGV 1974'te kurul-
du ve 12 Eylül cuntasınca kapatılmayan
az sayıdaki dernek arasmda yer aldı. Ya-
sadışı şekilde, Türkiye'nin her tarafinda
temsilcilik açan MGV, özellikle ortaöğ-
retimde örgütlendi, üniversitelerde etki-
li olmaya çalıştı.
Teskilattaki görevlnlz?'
MGV'nin ünlü hatiplerinden Imdat Ka-
ya'nın vakfin düzenlediğı bir toplantıda
Atatürk ve TSK'ye hakaret etmesi üzeri-
ne 2000 yılında polis MGV şubelerine peş
peşe operasyonlar düzenledi. Elde edilen
belgeleri derleyen polıs, bunlan rapor ha-
linde Fatih 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne
gönderdi.
Raporda MGV'nin istanbul 'da yasadışı
faaliyet gösteren 53 şubesının bulunduğu
belirtilerek MGV'nin hedef kıtlesi olan
gençliğe yönelik sık sık kamp düzenledi-
ği, kamplara katılan öğrencilere form dol-
durttuğu kaydedildi. Raporda, öğrencile-
rin "teşkilattaki göreviniz" sorusuna "okul
raa", "reis yardımcısr ve "okul temsilci-
si" gibi yanıtlar verdiği anlatıldı.
Yasadışı okul kurdular
Ele geçirilen belgelerde vakıfiçinde "Bft-
gi-İman- Eylem Okulu* adlı bir yasadışı
kurum saptandığı, bu okulda öğrencilere
dini esaslara dayalı eğitim verildiği belir-
tildi. Emniyet Müdürlüğü hazırlanan rapor-
da şu değerlendirmede bulundu: "Yasadı-
şı bir yapılanmaya gittüderi, kanun dışuıa
çıkarakfaathedeYmiviirürmekicintemsil-
cüikler, gençfik ve küİtür evieri, ev birimle-
ri ohışturduldan, devietin ülkesi ve mille-
tiyle bölünmez bütünlüğünü hedef alan
toplannlar düzenfedikleri tespit edildL"
Içişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettiş-
leri'nce 2001'de hazırlanan raporda ise
"MGVnin Hizbuflah ve İBDA/C gibi ör-
götlerin arka babçesi'
1
olduğu belirtildi.
MGV'nin şeriatçı örgütlerle ilişkilerini açı-
ğa çıkaran kimi olaylar şöyle:
• 28 Şubat 2000'de Hizbullah'a yöne-
lik düzenlenenoperasyonda gözaltına alı-
nan kişiler arasında MGV Bayburt Şube
Başkanı Nazir Dunıan da vardı
• MGV Bingöl Solhan Temsilciliği yö-
neticileri Hizbullah örgütünün Ilim Gru-
bu'na yardun ve yataklıktan tutuklandılar.
• Eski MGV Genel Başkanı NevzatLa-
leü, 1999'da kurduğu büroda evlenmek is-
teyen depremzedelerden 50 dolar aldığı
gerekçesiyle gözaltına alındı. Laleli'nin
parayı Hizbullah'a aktardığı öne sürüldü.
1
R.
ERDE.KAÜMAYAC
^ D A M L A ' DAMLA
. H E'S A B I N I
A v R uP A .
ISLAMCI GENÇLİK
\plancılar 'dan
iistik' destek
Milli Görüş, ,\lmama'da Avnıpa
MiDi Görüş Teşkilaa (AMGT)
adı altuıda örgütlendL AJV1GT,
MSP döneminde Necmettin
Erbakan ve "Karases" olarak
bilinen Cemalettin Kaplan
tarafindan 15 Ejiül 1974'te
Beıün'de kuruldu. Ancak,
Kaplan daha sonra teşkilartan
ayrîhp -Kaplancılar" adlı yeni
bir örgüt kıırdu. Yıllardır
Erbakan'ın yeğeni Mehmet
Sabri Erbakan tarafindan
vönetflen AMGT, özeDikle
camilerde örgüttenme yoluna
gjtti. Her >il Necmettin Erbakan,
Şevket Kazan. Şe> ki Yılmaz ve
Recai Kutan'uı kanlınmia
stadyıımlarda toplanolar
düzenleyen AMGT'nin
etldnlikleıi şeriat bayraklannm
açıldtğı, cihat yeminlerinin
edildiği, Atatürk'e hakaretJer
yağdınlan gösterikre dönüştü.
'Kaddafibozgunu' mütalaayagirdi
Milli Görüş'ün önemli isim-
lerinin laik Cumhuriyet ve
Atatürk'ü hedef alan fa-
aliyetleri üzerine Ankara DGM Baş-
savcdığı harekete geçti. Başsavcılık.
1999'da 33 sanık hakkında dava aç-
tı. Kapatılan RP'nin Genel Başkan
Yardımcısı AhmetTekdal, eski mil-
letvekıllen Hasan Hüse\inCe\1an,İb-
rahinı HaKl Çelik\ e ŞevkiYıhnaz'ın
"AnmasaJ düzeniyûaaaya teşeb-
büs" suçundan idamı istendi.
Dönemin MÜSL\D Başkanı
Erol Yarar ve başkan yardımcı-
sı AK Bayramoğhı ile belediye
başkanlannın da aralannda bu-
lunduğu diğer sanıklann 22.5
yıl ağır hapsi istendiği iddiana-
meyi hazırlayan Cumhuriyet Sav-
cısı Nuh Mete YükseJ iddiana-
mesinde Milli Görüş'ün laik,
demokratik Cumhuriyeti yıkarak
yerine dinı esaslara dayalı dev-
let düzeni kurmayı amaçladığı-
nı vurguladı.
Amaç seriat devleti
Mıllı Görüş'ün amacuıuı 28
Şubat süreciyle engellendiği be-
lirtilen iddianemede. "MflH Görüş
hareketinin faahyederi, demokratik
ortam içindeyasalara uyguncereyan
eden faalh etler olarak ele ahnamaz.
Mifli Görüş, demokrasiye inanma-
dığı hakle, demokrasinin imkânla-
rmdan yararlamp devleti ele geçir-
me ve devietin shasi, hukuki kural-
larmı dini esaslara göre değiştirme
yolunu seçmiştir. Gayesinde başan-
h olnıuş. koaüsyon ortağı olarak dev-
ietin bünyesindeve kadrolarmda ör-
gütienmiştir" denildi.
Yüksel, Erbakan'ın Lıbya liden
Muammer Kadafi'nin başkomu-
tanhğını yaptığı îslami Halk Komu-
tanlığı'mn Genel Sekreter Yardım-
cısı olduğunu ifade ederek Erba-
kan'ın sık sık cihat çağnsında bu-
lunduğunu anımsattı.
Avrupa Milli Görüş Teşkilah, RP,
FP, MUSİAD, MGV ve Hak-tş'in
Milli Görüş'ün bünyesindeki yapı-
lanmalar olduğunu anlatan Savcı
Yüksel, mütalaasmda 1996 "da Lib-
ya'dabuluşmalannda Erbakan'ı Kad-
dafı 'nin Türkiye'ye yöneük ağır ha-
karetlerine seyirci kalmakla suçla-
dı. Ancak dava, mahkemenın suç
vasfını değiştirmesiyla affa uğradı.
ac organizasyonunda skandal
Gurbetçilerden yardım adı altında
trilyonlarca lira toplayan teşkilatın adı
sık sık Iran ve Suriye kaynaklı şeriatçı
örgütlerle anıldı. Gurbetçilerden
toplanan bu paralar nedeniyle teşkilat
içinde zaman zaman çatışmalar
meydana gelirken Milli Görüş'ün adı
hac organizasyonu, kurban derisi
paralan ve Bosna'ya yardım
skandalında da gündeme geldi.
Istanbul'da 28 Eylül 1996'da Tuzla
yakınlanndaki benzin istasyonunda
çıkan silahlı çatışmada Görüş
Holding'in sahibi Mahmut Şahin ile
ülkücü mafya lideri AK Yasak'ın
yeğeni Nihat Yasak öldüler. Olay
kamuoyuna alacak-verecek meselesı
olarak yansıdı. Ancak, bir süre sonra
Şahin'in oğlu Süleyman Şahin de
öldürüldü. Bavyera organize suç
polisinden gelen bilgüer üzerine
dosya yeniden açıldı. Milli
Görüşçüler hakkında araştırma yapan
Alman polisi, Milli Görüşçü AK
Kemal Imamoğ]u ve Şahin Özdemir
arasındaki telefon konuşmalaruıı
dinledi. Konuşmalarda kapatılan FP
Milletvekili Osman Yûmakoğlu'nun
da adı sıkça geçti. Mahmut Şahin'in
de, gurbetçilerden topladığı paralan
zimmetine geçirdiği için
öldürüldüğü öne sürüldü.
Tanım değişince...
Da\ a "Anayasal düzeni yık-
maya teşebbüsten" açılmasına
karşm, mahkeme daha sonra
suçu "Laik devlet düzeniniyık-
makiçin terörörgütü kurmak"
olarak değiştirdi. Daha sonra
da 4616 Sayılı Şartla Salıver-
me Yasası kapsammda ertelen-
mesine karar verdi. Mahkeme,
yurtdışmda olduğu için Şevki
Yıhnaz'ın dosyasını ise ayırdı.
Dönemin MÜSİAD Genel Baş-
kam Erol Yarar ve başkan yar-
dımcısı Ali Bayramoğlu'nun
da aralannda bulunduğu diğer
sanıklar beraat ettiler.
BİTTİ
AVRUPA'DAN
GURAYOZ
İkinci Perde
Durduramadık.
ABD'nin Ortadoğu işgalinin birinci perdesi bitti.
Ikincı perde için hazırlıklar hızlandı.
Sıranın Suriye'de olduğu anlaşılıyor. Bush, Suriye'nin
terörist okJuğunu, kimyasal siiah sakladığını, Saddam'a
yardım ettığıni hergün tekrarlıyorsa, ABD'nin "yumu-
şak yüzü" olduğu gıbı bir yalanla piyasada gezinen
Powell, "Ekonomik ve diplomatik önlemter alınz"
diyorsa, tehlike yakın demektir.
Bundan sonra yine o bildiğimız süreç tekrarlanır.
Biıieşmiş Milletler "Bir bakalım burada kimyasal si-
lah var mı" diye sorar. Uzmanlar göndenr. Uzman-
lar "Bir şey bulamadık" deıier. ABD'nin her geçen
gün bıraz daha çizgi filmlerin azraillerine benzeyen
şahini Rumsfeld, "Biz biliyonız, var, üstelik onlann
hepsi terörist" der. Avrupa'nın güçlü ülkeleri Irak ma-
cerasından da ders alarak belki daha değışik bir üs-
lupla ABD'ye "itiraz" ederler.
Ve sonunda zaten artık Irak'ta yerleşmiş olan ABD
askeri güçleri, birönceki perdenin zoriuklanylada kar-
şılaşmadan sınırlan geçmeye, havadan ölüm yağdır-
maya, insanlan öldürmeye başlartar.
Onlenebilir mi bilmiyorum, ama önlemek için eli-
mizden geleni yapmalıyız.
Belki insanlann öfkesi daha fazla olabilir.
Belki insanlar ö'fkelerini daha iyi dile getirebilirler
• • •
Suriye'yesatdın, petrol için değil, ABD'nin Ortado-
ğu politıkasının temel çızgılerinden birisi olan Israil'in
yaşam alanının güvence altına alınması, Filistin me-
selesinin "kesin çözümü", yanı kesıp atılmış çözü-
mü için yapılacaktır. Bolgenın tam denetimi için öte-
kılerin kendiliğinden teslımi, Kafkasya'ya uzanan yo-
lun güvenlığı için girişilecektır bu ışe.
Ama evdeki hesaplardır bunlar, çarşıya uymayabi-
lir.
Hep iyimser olmak ıçın çaba harcadığımızı, çokti-
rajlı bazı gazetelerin köşelerindeki yazarlar kadar
"gerçekçi" olmadığımızı söyleyenler oluyor.
Bombalarla bir şehir yakılıp yıkıldığı zaman, yüzü-
mü duvara dönerek, simsiyah bir gece gibi içime gö-
mülerek "gerçekçi" olmanın utancının taşınamaya-
cağını düşünüyorum ben. Hastane bahçelerindeço-
cuklannın, kardeşlennin, eşlerinin cesetlerini arayan
Iraklılan gördüğü zaman insan, savaşın önlenememiş
olmasının utancını nasıl duymayabilir ki. Yapılabile-
cek tek şey, her türlü reelpolitik şarlatanlığından sıy-
nlmak, şariatanlara ınatABD'nin önünde sonundadur-
durulabıleceğine inanmaktır.
Insana inanmaktır aslında bu.
•••
Türkiye'nin büyük birfırsat kaçırdığını söyleyenler,
belki şimdi ikinci birfırsatın hesabını yapıyor olabilir-
ler. Bu nedenle işimizin dahazor olduğunu da bilme-
liyiz. Şimdi Suriye'nin teronzme yataklık ettiğinden Ha-
tay'da gözü olduğuna kadar nıce müthiş kanıtlar sü-
rülecektır ortaya. Küçük cesaretler büyük gücün str-
tından ortaya dökülecek, kimilen rüyalarında Kerkük
görürken kimilen Diyarbakır hesabına oturacaktır.
Istediği budur aslında 'Büyük Birader'm.
Işgal ettiği ülkenin talan edilmesini zevkle seyret-
miştir.
Hammurabi yasalarını bugüne kadar taşıyan tab-
letlerin bulunduğu o eşsiz müzenin hallaç pamuğu
gibi atılması hiçbir şey soylememiştir ona.
Çünkü o tarihin kendisiyle başladığını düşünüyor.
Kendisinin kesin egemenlığiyle sona ereceğinden de
emindir.
Hayatın bundan sonra eskisi gibi olmayacağı da
artık anlaşıldı.
Ama belki de hikâyenin bundan sonrası başka tür-
lü gelişebilir. Başladığı gibi bitmeyen hikâyelerin sa-
yısı az değildir. Evdeki hesapla çarşı hikâyesi gibi, Dim-
yat'agidenin hikâyesi gibi, Tımur'un hikâyesi, Mos-
kova kapılarından dönen Napolyon'un, Hitler'in hi-
kâyesi gibi.
Egemenlıklerinin mutlaklığıyla övünen çok tiranlar
gördü tanh denilen duygusuz, kurutulmuş sebzeye
benzeyen hikâye.
Hayat denilen kavga, hikâyelerin o kötü kahraman-
lannın "bir gün mutlaka" yenileceği umuduyla sü-
rüp girmiyor mu ki zaten.
e-posta: guray.oz(a cumhuriyetcom.tr
Mecüs'e AB komisyonu
• AMC4RA (Cumhumet Bürosu) - TBMM'de
'Avrupa Birhği'ne Uyum Komisyonu'
kunılmasma ilişkin öneri yasalaştı. Komisyon,
istenildiğinde, Meclis Başkanlığf na sunulan
yasa önerisi, tasansı ya da kanun hükmünde
kararnamelenn (KHK) AB mevzuatına
uygunluğunu inceleyecek. Komisyonun
kuruluşunda 'Ingilizce veya Fransızca'yı
anlama, konuşma ve yazma düzeylerinde
bilenler ile AB müktesebatı konusunda uzman*
milletvekillerine öncelik verilecek.
Çiller'in SONAR davasına red
• Haber Merkezi - Eski DYP lideri Tansu
Çiller'in, 3 Kasun seçımlen öncesinde araştırma
şırketi SONAR'ın yaptığı tahmıne yönelik açtığı
manevi tazminat davası karara bağlandı.
SONAR'ın DYP'nin yüzde 10.6 oranında oy
alacağı yönündeki araştırması üzerine Ankara 21.
Asliye Hukuk Mahkemesi 'nde açılan manevi
tazminat talebi dün yapılan duruşmada reddedildi.
Albayraklar yasası komisyonda
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in veto
ettiği Albayraklar ve İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin bazı şırketlerini vergi
incelemesinden kurtaran yasa, bugün TBMM
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülecek.
Çalışanlann zorunlu tasarruflannın ödeme
planınıiçeren yasa tasansı da gelecek hafta
a>Tu komisyonda ele alınacak
Savaşa Hayır'a dava
• İstanbul Haber Servisi - CHP Kadıköy Gençlik
Kollan yönetıcisi beş genç hakkında, duvara
"Savaşa Hayır-CHP" yazdıklan için dava açıldı.
CHP Kadıköy Gençlik Kollan yönetiminden
Sertaç Bayraİctar, Onur Yavlak. îbrahim Ayvadaş,
Erkul Kutsan Üler ve tlhan Sevin hakkında, mülki
idare amirinden izin almadan "köprü duvanna
yazı yazmak" suçundan dava açıldı. 23 Mayıs'ta
Kadıköy 1. Sulh Ceza Mahkemesi'ınde görülecek
olan davanm iddianamesinde, yazılann "siyası ya
da ideolojik içerik taşımadığı" belirtildi.
Tunzm Bakanlığı kokartımı kaybettım. Hükümsüzdür.
BALA ERBATL'R