Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 2003 ÇARŞAMBA
14 UJK. kultur@cumhuriyet.com.tr
Mine Söğüt'ün öyküleri cinayetlerle, cinnetlerle kuşatılmış insan yaşamlan üzerine...
Şekerli birdillehayatın acısı
•B,
NENA ÇALİDİS
Mine Söğüt, 'Beş Sevim Apart-
manı-Cinperi Masailan' (Yapı Kre-
di YayınJan) romanıyla okuru haya-
tın şekerli bir dille yazılmış gerçek-
lerine götürüyor.
- Khap karşı pencereden bakıhn-
cagörünerüerin hikâ>esh le başhyor.
Pencerelerin arkasında neler gizli?
MİNE SÖĞÜT - Pencere bu ro-
manda özellilde öne çıkannak iste-
diğim bir imge Bu ımge, başkala-
rının hayatlanna duyduğumuz me-
rakın altını çiziyor; içimizdeki gö-
zetleme duygusunu kjşkırtıyor; ama
pencerede gördüklerimıze müdaha-
le edemiyoruz. uzaktan seyretmek-
le yetınmek zorunda kalıyoruz.
Kediler ve haziran
- Gizemti bir konu olan cin perile-
re değüıiyorsunuz, neydi sizi bu ko-
nuya vönelten?
SÖGÜT - Aslında bu roman cin-
perilerden çok, yaşadıklan yoksul.
zor ve sevgisiz hayatlar yüzünden de-
lirmiş ınsanların öykülerini anlatı-
yor. Batıl inançlann yaygın olduğu
bir roplumda insanlar deliliklerine
bahane olarak cin peri fantezisıne sa-
nlabiliyorlar. Böylece
delilikleri kendilenne
ait bir hastalık olmak-
tan çıkıyor, toplum ta-
rafından da kabul gö-
ren birkimlik kazanıyor.
Ben inançsız bir insa-
nım. Ama çevremdekı
bir çok insanın hayatın-
da cinperi öykülerinin
gerçekten önemli bir ye-
ri olduğunu biliyorum.
Perili evler. yatak altın-
daki cinler. karabasan-
lar...
- İnanmadığım bir
kavram diyorsunuz. Pe-
ki inanmadığınız bir
kavramı nasıJ yaznorsunuz?
SÖĞÜT - Bu tür konularda çalı-
şırken inanmaktan çok merak et-
mek ve olaya tarafsız bır gözle ba-
kabilmek sanınm bir yazar için da-
ha avantajh. Eğer hayatuıda cinler
periler olan biri olsaydun bambaş-
ka bir kitap yazardım herhalde. Bu
kitabın merkezine cin perileri de-
ğil, gazetelerin üçüncii sayfalannda
sık sık haber olarak gördüğûmüz ci-
nayetlerle, cinnetlerle kuşatılmış,
gerçeğe çok yakın hayatları koy-
dum. Cin peri, bu sıradışı hayatla-
nn üzerini kaplayan ve sadece ka-
muflaj değeri taşıyan ınce bir zar...
-Romamntzm iki \azgeçümez kah-
raroaru var: Kediler ve haziran ayı.
Ne ifade ediyor bu iki şey size?
SÖĞÜT - Kedi benim hayatım
içinde vazgeçilmezlerin başında ge-
liyor. Onlann 'cinli' olduğunu söy-
lerler! Gerçi ben kedilerle tamamen
'mantığa' dayalı bir ilişki içındeyim
ama bu romana bir alt fıgür olarak
yakıştıklannı inkâr edemem. Hazi-
ran ayına gelince. .
Romanın genelinde bir nakarat
söz konusu. Haziran da o nakarat-
lardan bin. Her olay bir haziran gü-
nü geçiyor. Bu nakaratlar kurgunun
temel taşlanndan.
Olaylann birbiriyle bağını güç-
lendiriyor. Neden başka bir ay de-
ğil de haziran derseniz : haziranın
baharla yaz arasında ılık ve huzur-
lu bir aydır; romandaki huzursuz ve
şiddet dolu öyküler böyle bir ay için-
de geçiyor, beyaz bir zemın üzerin-
de sıyah noktalar gibi...
- Romanda aıüatüğme kahraman-
lann iki hikâyesi var; biri gerçek, di-
ğeri de cin peri hikâyeleri. Sizce ya-
şam da rnı öyle?
SÖĞÜT- kesınlilde. Hayata şüp-
hecı bakan biriyim. Her şey farklı
açılardan farklı değerlendirilebilir.
Tek doğru, tek gerçek yoktur. Her-
kesin gerçeği birbirinden farklı ola-
bilir. Algı ve yorum farklılığını hep
göz önünde bulundurmak gerekir.
- Mutsuz çocukluklar nıutsuz bi-
reykri getiriyorsözünün, kitabuuzın
kahramanlannı şekiDendirirken bii-
yük rol oynadığuu görüyoruz.»
SÖĞÜT - Evet öyle.' Her şeyın
evde başladığını, çocukluk döne-
minde yaşananlann, öğrenilenlerin
gelecekteki hayatımıza büyük öl-
çüde yön verdiğini düşünüyorum.
Çok mutlu bir çocukluk geçirdim.
Ama bu. başkalannın mutsuz ço-
cukluklannı görmemi engelleme-
di. Tam tersine çe\Temdeki mutsuz-
luklan daha fazla algılayıp onlar
™_ ___„ için endişelenmeme
~1 yol açtı. Zor şartlar-
da ve hastalıklı ana
babalann elınde bü-
yüyen çocuklann ge-
lecekJeri için hep en-
dişe duyanm.
- Hikâyelere teker
teker baktığunızda
sert ve insanı sarsa-
cak türden: fakat
kuDandığmız masal-
sı dille bunu kın>or-
sunuz...
SÖĞÜT -Çünkü
masallan seviyorum.
Masallarda korkunç
devler, ormanlar, ca-
navarlar, cadılar, kaçmalar, kovala-
malar vardır ama her şey tatlı, şeker-
li bir dille anlatıhr. Kötüye hep iyi
kanştırılır. Bir çeşit dengedir bu.
Aslında romanı yazmaya başladı-
ğımda böyle birdengenin bilinçli ola-
rak peşine düşmedim. Ama sonuç-
ta böyle bır kimya çıktı ortaya. Di-
limin ve düş gücümün içgüdüsel
olarak bulduğu bir yol oldu bu.
Gerçeklere 'ilahT tahflar
- Batd inançiara sahip insanJann
yaşamlannda rüya tabuieri geiecek
habercisi görevini üstieniyor. Roraa-
nınızda da bu konuya değinhorsu-
nuz. Sizin bu konu hakkuıdald tav-
nnıznedir?
SÖĞÜT - Tüm batıl inançlar gi-
bı rüya tabirlerine de mesafeli du-
ran biriyim. Bu romanda rüya tabir-
leri gelecekte olanlan haber veren
birer kahin rolünde. Delilerin gele-
cekte yapacaklanna ve söyleyecek-
leri yalanlara işaret ediyor, okuyu-
cuya bir anlamda ipuçlan veriyor-
lar. Rüya tabirleri kitaplanna balcar-
sanız orada her rüyanın bir çok açı-
dan bambaşka şekillerde yorumla-
nabileceğini görürsünüz. Bir rür re-
habilitasyon işlevleri vardır. Ger-
çeklere 'ilahi' kılıflar uydurmanızı
kolaylaştınrlar. Tıpkı bu romanda ol-
duğu gibi...
u roman
cinperilerden
çok, yaşadıklan
yoksul, zor ve
sevgisiz hayatlar
yüzünden
delirmiş
insanlann
öykülerini
anlatıyor.'
Mine Söğüt, "Kedi benim
havaüm içinde vazgeçilmezlerin
başında geliyor.
Onlann 'cinli' olduğunu
söylerler! Gerçi ben
kedüerie tamamen 'manbğa'
dayalı bir ilişki içindeyim
ama bu romana
bir alt figür olarak
yakıştıklannı inkâr
edemem" diyor.
22. ULUSLARARASIİSTANBUL FÎLM FESTİVALİ BEŞİNCÎ GÜNÜNDE
Geçmişle geiecek arasında
İSTANBUI 22.ULUSLARARASI
KUITUR JCTIIIUnill
«ESHNAT IŞTANBUL
VAKFI FILM FESTİVALİ
KültürServisi -Festival tüm hızıy-
la devam ediyor. Bu kapsamda bugün
öne çıkan filmler arasında 'Geçmişi
Otanayan Adam\ 'On
1
ve 'Ya Hep
Ya Hiç' yer alıyor.
AkJKaurismakTnin yönettiği 'Geç-
mişi Olmayan Adam' Turkcell Ga-
lalan kapsamında 21 JO'da Emek Si-
neması'nda görülebilir. Fihn 2002
Cannes Jüri Büyük Ödülü; En Iyi
Kadın Oyuncu, 2002 Felix En İyi
Avrupa Filmi, 2002 FIPRESCI Yı-
lın En Iyi Filmi ve 2002 Palm Spring
FIPRESCI ödüllerini kazanmış. Konu,
şehre gehr gelmez dayak yiyip soyu-
lan adamın hikâyesıni anlatıyor. Ye-
diği dayaktan dolayı ölüm kalım sa-
vaşı veren adam iki berduşun saye-
sinde iyileşir, fakat yaşadığı olaylar
onun haftzasını yitirmesıne neden ol-
muşrur. Bu sayede Kurtuluş Ordusu
kurumunda görevli olan Irma'yla ta-
nışır. Irma sayesinde Kurtuluş Ördu-
su'nun bandosunu keşfeder ve on-
larla çalışıp yeni bir repertuvar oluş-
turur. Bando bu sayede yeni bır din-
lejacı kıtlesine sahip olur. Ancak bir
gün geçmışı ensesine yapışır \e ge-
leceğı\le yüzleşmesi başlar.
Günün ıkıncı fihni olan On Dün-
Aki Kaurismaki'nin yönettiği 'Geçmişi Olmayan Adam". 2002
vıhnda Cannes başta olmak üzere çeşitti festhallerde ödüDer kazandı.
ya Festivalleri kuşağında yer alıyor.
Abbas Kiarostami run yönettiği fılm
13.30'da Emek Sineması'nda ızlene-
bilir. Altı kadının duygusal yaşamla-
nndakı on a\Ti sekansla. Kiorastami
yavaşça ve sistemli bir şekilde. yal-
nızca bir kadın ve onunla aile sorun-
lannın değil, kadınlann kendi sesle-
rini bulmaya çalıştıklan bir toplu-
mun da portresıni çiziyor.
Bugün göstenlecek olan bır diğer
film de 'Ya Hep Ya Hiç'. Fılm, festı-
\-alin bu yılki tematik bölümü olan Ai-
le Kutsaldır da göstenlecek. Mike
Leigh'in yönettiği çalışma aile kav-
ramını irdehyor. Markette kasiyer
olarak cahşan Penny 'nin iş kaçkını tak-
si şöforü kocası Phil'e duyduğu aşk
tükenmıştır.
iki çocuklan olan çiftin hayatla-
nnda neşe \e keyifkahnamıştır; ama
beklenmedık bir trajedi onlan yeni-
den birbinne yakınlaştınp aşklannı
yeniden keşfermelerini sağlar. Film.
16.00"da Emek Sınemasrnda izlene-
bilır.
DEFNE GOLGESt
TURGAY FtŞEKÇİ
Bugünün Diliyle
Eski Edebiyatımız
Çağdaş edebiyatımızdan geriye bakılınca iki bü-
yük dal görürüz: Halk edebiyatı ve Divan edebıyatı.
Halk edebiyatı Yunus'tan günümüze sekiz yüz
yıldır, Türkçe'nin en güzel veyalın kullanimlarını için-
de banndırarak gelmiş. Bugünün kuşaklannca okun-
ma, anlaşılma sorunu yok.
Divan edebiyatı ise dili nedeniyle bugün için bü-
tünüyle anlaşılmaz. Uzmanlarından başkasının oku-
yup anlayabilme oianağı yok.
Kültür dünyamızdaki bu eksiklık, Divan edebıya-
tına gönül veren yazartanmızın, degerli buldukları
ürünlerı, bugünün dıline aktarma çabalanyla bir par-
ça olsun gideriliyor.
Yakın zamanda böylesi iki değerli çalışrna yayım-
landı: Sait Maden'in hazıriadığı Fuzûlî - Bugünün
Diliyle Seçmeler (Çekirdek Yayınları) bunlardan bi-
ri.
Osmanlı Divan edebiyatmın en büyük şairlerinden
bın sayılan Fuzûlî, "II. Bayezid ve Kanuni Sultan
Süleyman dönemlerınde Kerbelâ'da yaşadı. Yoğun
duyarlığı, şaşırtıcı ve kolay söyleyişleri, tıptan tasav-
vufa dek sağlam bilgi birikimı, Türkçe, Arapça ve Fars-
ça üç ayrı dılde şiır yazabilmesiyle seçkin yetenek-
te bir şairdi.
Sait Maden, FuzûfTden yaptığı seçmeleri günümüz
Türkçesiyle söylerken bir yandan onun söyleyişin-
deki dil tadını korumaya çalışmış, öte yandan da şi-
irierin özgün ölçü ve uyak düzeninı bozmadan mü-
ziğini de büyük ölçüde aktarmayı başarmış.
Bilgi ardında yükseliş aramak
Ulaşılmaz hayâJ imiş ancak
Aşk imiş her ne var âlemde
Bilgi boş bir masal imiş ancak
Ahmet Necdet'in dil-içi çevirisiyle yayımlanan
Şeyh Galip'in (1758-1799) Hüsn-ü Aşk - Güzellik ve
Aşk'\ (Adam Yayınları) ıse Divan edebiyatmın en ün-
lü mesnevilerınden biri.
2041 ikilikten (beyit) oluşan yaprt, insani bir aşk hi-
kâyesi olarak okunabileceğı gibi, tasavvuf düşünce-
sinin bütün öğelerınin yansıtıldığı, tannsal aşka ulaş-
manın yollarını gösteren bir metın olarak da okuna-
bilir.
Kendisinden önce yazılmış Fuzûlî'nin Leyla'vü
Mecnun'u, Mevlânâ'nın Mesnevi'sı gibi önemli ya-
pıtlardan izler taşıyan Hüsn-ü Aşk, günümüz ede-
biyatında Tanpınar'ın Huzur'undan, Ortıan Pa-
muk'un Kara K/fap'ına dek uzanan etkiler de yarat-
mıştır.
Böylesine geniş etkileri olmuş bir yapıtın, günü-
müzün yeni kuşaklannca anlaşılabilir kılınması, elbet
geleneksel kültürümüzle olan bağlann sıkılaştınlma-
sında önemli bir katkı olacaktır.
Hem gül mü güler fidan mı ağlar
Fidan gibi çocuklar kan mı ağlar
Nurullah Ataç, Divan edebiyatı için, "Kapatma-
lıyız artık o edebiyatı, bûsbütün bırakmalıyız, unut-
malıyız, öğretmemeliyiz çocuklanmıza. Onu sev-
dikçe, Fuzûlî, Baki, Naili gibi şairleri okuyup bir tat
duydukça, çocuklanmıza da belleteceğiz, sevdire-
ceğiz diye uğraştıkça Doğutu olmaktan silkineme-
yeceğiz, kurtulamayacağız, Batı acununa gerçek-
ten kanşamayacağız" diye yazmıştı.
Ataç bu satırlarla, toplumun Batı kültürü ve beğe-
nisine göre gelişmesini istediğini söylüyordu. Karşı
çıkışı toplumu durağanlaştıran Dogulu anlayışıydı. Bu-
günse toplumumuz öyle bır yere getirildi ki, artık Do-
ğu ya da Batı kültürünü tartışacak bir kültür ortamı-
nın bile uzağında.
Yalnızca sonsuz bir yozluk, yoksulluk...
tfisekci V' hotmafl.com
İDOB'un bahar konseri AKM'de
• Kültür Servisi - istanbui Devlet Opera ve
Balesinin bahar konseri bugün saat 20.00'de
AKM'de. IDOB Orkestrası eşliğinde, ünlü
operet ve müzikallerden seçılmiş parçalann
yorumlanacağı konserde orkestrayı Yalçın
Adıgüzel yönetecek. Konserin solistleri Hande
Tuncer, Çağnur Gürsan, Ahmet Öncül, Şamil
Gökberk, Bergüzar Çelebi, Nejat Pınazoğlu,
Bülent Atak, Şafak Yaprak ve Ender Anman.
(02122432011)
TIYATRO
PERA
BIR ÇOKUŞUN
GULDURUSÜ(T«V?*N TAVŞAN}
Her Cuma-Cumartesi: 20.30 Pazar: 18.00
Vazan: C*lin« Serreau, Ç«viren: Çetiı* İpefckaya
Yöneten: Ntsrin Kazanlnya Dekır-K*r>üm: Cirel V»ntan,
Oramaturgi: Gikhan Akçura
Ijık: İ»Vst\ Aym»2, İinttmto İri: Şafelı Enıytr-Ztync^ Ötieu-
U» İ»t*tt*t,
Çocuk Oyunu \>
AMAN AMAN
Her pazar saat 12.00
Vazan: Volher UJmj »« Cri^j ekibi
Çeviren Vtİontitn: N«srin Kazankifa
Dekor-Kostum: Ö:kan Schul», Işılc Vüksel Aymaz
Sıraseiviler caddesı No:70 TAKSİM
Gişe-Rezervasyon: 0 (212) 245 44 60 - 244 52 03 Fax: 0 (212) 252 30 82
e-mail pera@peraguzelsanatlarcom.tr
riSVİÇRiHASMSİ
KORSAN KİTAP KÖTÜ BAS1LIR,
KİTAP SEVGİSÎNİÖLDÜRÜR,
OKUMA ALIŞKANLIĞINIYOKEDER'
Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği
(BESAM)
GÖLCÜK ASLİYE HUKUK >IAHKEMESİ'NDEN (KAMULAŞT1RMA DLT\TIRUSU)
Davacı Karayollan Genel Müdürlüğü adına \ekılı a\ııkat lbrahun Akkinş tarafından aşağıda \azılı esas nolan ile aşağıda ısimlen yazılı tapu ma-
lıklen aleyhine açılan kamulaştırma bedelinin tespıti ile taşınmazın ıdare adına tescılıne ılişkın davalarda.
I- Davacı vekili da\a dılekçesınde. "Dava konusu taşınmazın müvekkili idare tarafından kısmen kamulaştınldığını, 4650 sayılı yasanın 3. maddesi
ile değişen kamulaştırma yasasının 8 maddesıne göre ışlemlerin tamamlandığını. fakaf taraflar arasında uzlaşma sağlanamadıfını" iddia ederek ka-
mulaştırma bedelinin mahkememizce tespıt edilip. bu bedelin davalıya ödenerek kamulaştınlan taşınmazın tescil kaydının terkinine karar verilmesi-
nı talep ve dava etmiştır.
II- Kamulaştırma ve yargılama ile ilgıli dığer bilgıler aşağıda belirtilmiştır
a- Kamulaştırma esas nosu: davalısı-tapu malikı ve tapu malıklennin ad ve soyadlan; kamulaştınlacak taşınnıaz mallaruı tapuda ka>ıtlı bulundugu
yer, mevkıi, ada. parsel nosu ve vasfı ile viizölçümü,
1- Esas No. 2003 291 Davalısı-Malıkı: Kenman Özener - Aynur Özener - Hıkmet Özener - Semanur Dancıoğlu - Aysel Görmez - Fikret Özener
Tapu bilgilen: Gölcük thsanıye köyü - pafta no- 3 1L - 3D, ada no: 220, parsel no: 4. 228 m2 yiizölçümlü. Kaînulaştınlan kısun: 57.77 m2
2- Esas No: 2003 293 Davalısı-Maİikı: Mübeccel Yetun - Ethem Yetım
Tapu bilgilen: Gölcük - Yazlık ko\ıi - pafta- 30 MIB. ada. 231. parsel no. 4, 2.932 m2 yüzölçümlü. Kamulaştınlan kısım: 394 57 m2
3- Esas No: 2003'295 Davalısı-Malikı. Kenan Özer - Kamıl Oktar
Tapu bilgilen: Gölcük Hisareyn köyü - pafta: 30 MIA. ada: 176 - parsel no: 3 - 871 m2 yuzölçümlü. Kamulaştınlan kısım. 871 m2
4- Esas No. 2003/297 Da\alısı-Maliki. Bayram Türk - Salim Türk
Tapu bilgilen: Gölcük - Yazlık köyü - pafta: 30 MIB. ada 231 - parsel no: 3 - 1557 m2 yüzölçümlü. Kamulaştınlan kısım: 195.55 m2
5- Esas No: 2003'299 Davalısı-Malikı: Ömer Kodaman
Tapu bilgilen: Gölcük Ihsaniye köyü - pafta no: 31 L 3 C - ada no: 89 - parsel no: 4-5 parsel:4, 1.672 m2, 5 parsel: 666 m2 yüzölçümlü.
Kamulaştınlan kısım: 4 parselde 125.16 m2. 5 parselde 61.2 m2'si
6- Esas No: 2003/301 Davalısı-Malikı: Rauf Yazar
Tapu bilgilen. Gölcük Üısanıye köyü - pafta no: 31 L-3 C - ada: 89 - parsel no 2- 480 m2 yüzölçümlü. Kamulaştınlan kısım: 25.71 m2.
7- Esas No: 2003/303 Davahsı-Malıki: Halıt Özdamar
Tapu bilgilen: Gölcük - Ihsaniye köyü - pafta: 31 L-3 D - ada: 219 - parsel: 2. 364 m2 yüzölç.ümlü. Kamulaştınlan kısım: 47 19 m2.
8- Esas No. 2003305 Davalısı-Malikı • Cemal Nadir Yenice - Ibrahim Elmas Yenice - Halil Vehbi Yenice.
Tapu bilgilen: Gölcük - Yazlık köyü - pafta no: 30 M - 1 B - ada no. 232 - parsel: 2 - 3385 m2 yüzölçümlü. Kamulaştınlan kısun: 654.58 m2.
b- Kamulaştırmayı yapan ıdarenin adı: Karayollan Genel Müdürlüğü
c- Çıkartılan meşruhath davetıyenın teblığuıden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine idari davada iptal, adlı yargıda maddı hatalara karşı
düzeltım davası açılabilir
d- Açılacak davalarda husumet b bendinde yazılı idareye yöneltılmelıdır.
e- 30 gün içensınde kamulaştırma işlemine karşı ıdan yargıda iptal da%ası açanlann dava açtıklan veya yürüönenin durdurulması karan aldıklannı
belgelendirmedıkleri takdırde kamulaştırma ışlemlen kesınleşecek ve mahkemece tespit edılen kamulaştırma bedeli üzennden taşınmaz malın tapu
kaydının terkinine karar venleceğı;
f- Mahkemece tespıt edilen kamulaştırma bedeli hak sahiplen adına T.C Zıraat Bankası Izmit Şubesi'ne yatınlacaktır
g- Konuya ve taştnmaz malın değenne ılişkın tüm savunma ve delıllenn davetıyenın tebliğ tarihinden iribaren 10 gün içinde mahkemeye yazıiı
olarak bıldınlmesi gerekmektedir.
h- Yukanda esas nolan yazılı (6) adet davanın ilk duruşmalanna 01.05.2003 tanhınde saat: 10.00'dan itibaren Gölcük Aslıye Hukuk Mah-
kemesı'nde başlanacaktır.
Keyfiyet 2942 sayılı kamulaştırma kanununun 4650 sayıh kanununun 5. maddesi ile defışik 10. maddesinin 5. fıkrası uyannca du\-urulur Bu ilan
aynı zamanda davetiye tebliğ edilemeyenlere de tebliğ yenne geçer. 09.04.2003 Bastn: 17286
K Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I