Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAVFA CUMHURİYET 15NİSAN2003SAU
10 H A B E R L E R dishab@cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
Masal Değil Binbir Gece Dramı
"Şehrazad"\n anlattığı "Binbir Ge-
ce Masallan"m da, "Ana gibi yâr,
Bağdat gibi diyar olmaz" sözlerini
de bilirsiniz. Irak'ın Binbir Gece Ma-
sallan'na ev sahipliği yapması, Bağ-
dat'ın övülmesi, yöreye "altın hilal"
denilmesi boşuna değildir. Tarih Sü-
mer'le başlar. Çünkü tarih yazı ıle
başlar, yazıyı da Sümerler Irak'ta iö
4. binyıl sonlarında bulmuşlardır. Ya-
bani buğdayın ilk kez ehlileştirilme-
si, Fırat ile Dicle'nin bereket saçtığı
o topraklarda "tanm devrimi"ne yol
açmıştı. Insanoğlu, tanm devriminin
ardından gelen "yazı devrirni" ile bu-
gün Irak denilen, o günlerin Mezopo-
tamya'sında ticareti geliştirip kent-
leşmeye yönelmekle kalmamış, ilk
devletleri de kurmuştu.
SümerleriAkad, Babil, Asur devlet-
leri izlemiş, Incil'de "kıyas kabuletmez
kent" denilen Uruk ya da "günahkâr-
larbeldesi" denilen Ninova, Hz. Ibra-
him'in kenti Ur, uygarlıklann simgele-
ri olmuşlardı. Binbir Gece Masalla-
n'nın kökeninde, Gılgamış Destanı,
Nuh'unçocuklarının göge yükselmek
için yaptıkları Babil Kulesı, dünyanın
yedi harikasından biri olan Babil As-
ma Bahçeleri'ne ilişkin öyküler vardır.
Babil'in ünlü kralı Hammurabi'nin
ilk yazılı yasalan İö 18. yy'da çıkardı-
ğını bilinz. Dünyanın ilkanayasası olan
bu çiviyazılı yasalann bulunduğu siyah
taşın bir kopyası BM'de, tam Güven-
lik Kurulu'nun ginşindeki salonda Irak
Hükümeti'nin armağanı olarak sergi-
leniyor. Hemen üç beş adım ötede bir
başka çiviyazılı hediye de bu salonun
birduvannı süsler. Türk Hükümeti'nin
bu hediyesi, İö 1265'te Hititler ile Mı-
sırtılar arasında Kadeş'te imzalanan
tarihin ilk banş anlaşmasının büyük
boyda bakırdan bir kopyası olup BM
üyelerine "savaşı"değıl, "banşı" vur-
gular. Ne var ki BM'yı dışlayan küre-
sef gangster George W. Bush bu iki
önemli belgeyi görmezden gelip, çe-
şitli tarihsel, kültürel, dinsel mırası
bombalamada tereddüt göstermedi.
Insanoğlunun tarihinin önemli ya-
pıtlanndan 170 binini banndıran Bağ-
dat'taki Ulusal Müze bombalanma-
dı, ancak Irak halkınca yağmalandı.
Çapulcular, banka kasalan gibi de-
mir parmaklıklaria koruma altına alın-
mış 28 galeri ile depolardaki yapıtla-
n çekirge sürüsü gibi talan ettiler. Mü-
zenin 30 yıllık güvenlik görevlisi Muh-
sin Kadim "Evet insanlar aç! Ama
bunları ne yapacaklar ki? Askerler
kente girdiklerinde 'Gelin burayı ko-
ruyun' dedim, aldırmadılar. Ertesi
günü de yağma başladı" diyor.
Bir TV haberinde Müdür Vekili Nab-
hal Amin'i müzeyi hıçkırıklar içinde
gezerken gördüğümde, gözyaşları-
mı tuttuğumu söyleyemem. Bayan
Amin, "Milyariarca dolar değerinde
binlerce yıllık tarih yok edildi. Biz
bombaya karşı önlem almıştık, yağ-
maya değil! Kapıya iki asker, bir tank
dikilseydi böyle olmazdı. Buyağma-
nın sorumlusu hıç kuşkusuzABD'dir"
derken hıçkırıyordu.
Bir görevlı. Abdül Ridhar Muham-
med, beş deniz piyadesi ile birlikte bir
Amerikan tankını alıp geldiğini, açılan
ateş üzerine yağmacılann kaçtıklan-
nı, ancak askerlerin ayrılmasından
sonra yağmacılann daha kalabalık
olarak döndüklerini söylüyordu. Mu-
hammed ekliyor: "Bir ülkenin kimlî-
ği, tarihteki değerferi ile uygahıklan-
na bağlıdır. Eğer bir ülkenin uygariı-
ğı, bizim burada olduğu gibiyağma-
lanırsa, tarih sona ermiş demektir.
Lütfen Başkan Bush'a söyleyiniz. Irak
halkına özgühük getireceğini söyle-
mişti, ancak bu durum özgühük de-
ğil, insanlığı aşağılayıpyok etmektir."
Buna ABD Savunma Bakanı Do-
nald Rumsfeld'ın verdiğı "özgürin-
sanlar, suç işlemekte özgürdür. Şim-
di orada savaş ile özgühük arasında
bir düzensizlik var. Zaten özgühük,
düzensiz bir şeydir!" yanıtı ilginç. Is-
ter misiniz biz de "özgühük Anıtrrun
himayesindeki New York Metropolitan
Sanat Müzesi'ni yağmalayalım!
Insanlık, bu tür olaylarla karşılaş-
mamak ıçın 1954'te Hollanda'nın baş-
kenti Lahey'de "Silahlı çatışmada kül-
türel mirasın korunması" amacıyla
uluslararası bir sözleşme imzaladı.
Türkiye'nin 1965'te, Irak'ın 1999'da
taraf olduğu bu anlaşmaya ABD ile
Ingiltere bugüne değin imza koyma-
dılar. ABD, soğuk savaş yıllannda, eğer
SSCB'ye bir nükleer bomba atacak
otursa bu ülkedekı tarihsel, küttürel, din-
sei mırası da yok etmekle suçlanaca-
ğı düşüncesiyle ımzalamadı. ABD-ln-
gıltere, Irak'ın tarihini bombalarken
gözlerini kırpmadılar, ancak kendi an-
tika galerileri ile müzayedeevlerine gi-
decekleri için yağmaya göz yumdular.
3 Nisan'da TBMM Başkanı Bülent
Annç, -bildiğim kadarı ile TBMM ça-
tısı altında ilk kez bir sivil toplum ör-
gütüne- Türk Tarıh Vakfı'na "Savaş ve
Tarihsel Miras" konusunda bir top-
lantı düzenleme olanağı verdi. O gün
konuşmamda. Türkiye'nin Irak müze-
lerindeki taşınabılen değerlerı, yapıt-
lan korumak amacıyla "yed-i emin
(güveniliryasal kişi)" görevini yüklen-
mesi gerektiğinı önermiştim. Keşke
Ankara bu girişımi yapabilseydi.
ABD-lngiliz işgali ile Ortadoğu, ta-
rihinin en büyük kültürel felaketini ya-
şadı. Acaba tarihı yağmalayan çapul-
cular mı yoksa bu ışgal ile tarihi yok
eden ABD-ingiltere mi daha barbar?
Savaş, yıkım ve yağma demektir
"Savaş " deyince akla ölümler, yı-
kımlar, yağmalar gelir. Bu savaşta
da aynısı oldu. Yüzlerce masum in-
san öldü, evler, hastaneler, işyerle-
ri, tarihsel binalar bombalanarak
yakıldı, yıkıldı, yağmalandı. Bu sa-
vaşta da "tarih" yok edildi. Tarihi yok
eden tarihe bir göz atalım. O kadar
eskiye gitmeye gerek yok.
1204'te Haçlılar, kendilen gibi Hı-
ristiyan olan Bizans'ı işgal edip Is-
tanbul'a girdiklerinde bu impara-
toriuğun görkemini yağmaladılar.
Bu arada, ünlü Yunan heykelci
Lysippos'un İö 4. yy'da yaptığı
söylenen Dört Bronz At heykelini de
Sultanahmet'ten Venedik'in San
Marco Alanı'na götürdüler. Bugün
bu atlann bir savaş yağması olarak
Istanbul'dan Venedik'e götürüldü-
ğünü acaba kaç kişi biliyor?
Kuşkusuz dünyanın en büyük yağ-
macısı Napolyon Bonapart'tır.
1794'te Belçika ile Italya'yi ışgal et-
tiğinde Belvedere Apol-
lo'sunu, Gladyatörün Olü-
mü, Lacoon gibi dev yaprt-
lan Paris'e taşırken unut-
madığı bir başka yaprt gru-
bu daha vardı. Haçlılann Is-
tanbul'dan götürdüğü
"Dört Bronz At"\ da
1798'de Louvre Müzesi'ne
taşıdı. Napolyon, "çapul-
cu" yağmasına, devlet
yağması" kavramını da ek-
ledi. Napolyon bununlada
yetinmedi, Osmanlı ege-
menliğindeki Mısır'ın işgaline amira)
ilegeneraldençokarkeolog, "Egyp-
tolog (Mısırbilimci)" ile gitti. Arala-
nnda hıyeroglif yazısının çözümüne
katkıda bulunan üç dildeki "Rozet
Taşı" da dahil olmak üzere 36 san-
dığı gemilere yüklemeye hazırlanır-
ken, Osmaniıların yardımına gelen
Ingilizlereyenilince, Mısır tarihi Louv-
re yerine British Müzesi'ne taşındı.
1815'te toplanan Viyana Kongresi
Avrupa'nın sınırlannı yeniden çizer-
ken, Napolyon'un yağmaladığı eser-
lerde sahiplerine geri verildi. Ne var
ki Dört Bronz At Istanbul yerine Ve-
nedik'e gönderildi.
üdya Kralı Karun'un başkenti üd-
ya'da kazı yapan Amerikalı arkeolog
H. C. Butler, 1914'te 1. Dünya Sa-
vaşı'mn çıkmasından yararlanarak
56 sandık eseri New York Metropo-
litan Sanat Müzesi'ne yolladı. Ancak
Istanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü
HaJil Edhem bir yandan kendi mü-
zesini işgalcilerden korurken bir yan-
dan da 1922'de bu yapıtların peşi-
ne düşerek geri getirttı.
Kuşkusuz savaşta tarihsel mirasa
karşı en büyük duyariılığı Mustafa
Kemal göstermiştir. Yunan ordusu
1921 'deAnkara'yayaklaşmış, Polat-
lı'daki top seslen başkentten duyu-
lur olmuştu. işgal kuvvetlerinin eline
geçebilir düşüncesiyle başkent bo-
şaltılmaya, genç devlet sandıklarla
Kayseri'ye göçe hazırianıyordu. O
koşullarda Mustafa Kemal'in "Maarif
Vekâleti'ne (Milli Eğitim Bakanlı-
gV'naj'verdiği "Hars Mûdühüğü (Kül-
tür Mûdühüğü) kurun" talimatı il-
ginçtir. 17 memurlu bakanlıkta dört
kişi ile bu müdürlük kurulacak, tarih-
sel eserier koruma atona alınırken, Tür-
kiye'nin gözbebeği "Anadolu Me-
deniyetleri Müzesi'nin" çekirdeği de
top seslen altında kurulacaktır.
2. Dünya Savaşı 'nda Adolf Hit-
ler, yalnızca Yahudi ailelerin sanat
eserlerine el koymakla kalmamış,
Rus Çarı'nın St. Petersburg'daki
duvariarının tümü "amber (kehri-
bar)" kaplı olduğu için "amberli
oda" denilen salonundaki tüm am-
berleri de yağmalatmıştı. Ne yazık
ki bugün hiç kimse bu amberierin
nerede olduğunu bilmiyor! Buna
karşılık Sovyet orduları da Beriin'i
işgai ettiklerinde, bir hayvanat bah-
çesinin altındaki sığınakta bulduk-
lan "Troia Hazinesi" ile Bergama
Zeus Tapınağı'nı da Moskova'ya
götürmüşlerdi.
1. Körfez Savaşı'nda önce Ku-
veyt'teki saraylar, müzeler bomba-
lanıp yağmalanmış, ardından
Irak'tan bunun acısı çıkanlmıştı.
Geçen yıl Istanbuf'dayapılan UNES-
CO Kültür Bakanlan Toplantısı'nda
Iraklı Bakan, yağmalanan 4 bin ya-
pıtın listesiniaçıklamıştı. Bosna'da
başta Mostar Köprüsü'nün yıkımı-
nı, pek çok cami ve müzenin yağ-
maİanması izlemişti. Afganistan'daki
iç savaş Buda heykeJlerinin yıtomına,
Kâbil Müzesi'nin yağmalanmasına
yol açmamış mıydı?
Elmek: oacar@superonline.com Fax: 0312. 442 79 90
Şam'a her geçen gün biraz daha yüklenen ABD'den dün en ağır suçlama geldi:
SuriyeteröristdevlettirDışHaberierSer-
visi - ABD Suriye
etrafına ördüğü
ağı her geçen gün
biraz daha sık-
maya başladı. Be-
yaz Saray sözcüsü
Ari Fle-
ischer,
Suri-
ye'nin
terörist
devlet ol-
duğunu
söylerken
ABD Dı-
şişleri Bakanı Colin Powell ise, ülke-
sinin Suriye'ye yaptınm uygulamayı
planladığını söyledi.
Savunma Bakanı Donald Rumsfelde
dün yaptığı açıklamada, Suriye'nin son 15-
20 ay içinde kunyasal silah denemeleri yap-
tığını saptadıklannı ileri sürdü.
Beyaz Saray sözcüsü Fleischer, Suri-
ye'nin ABD Dışişleri Bakanhğı'nın te-
rorizme destek veren ülkeler listesinde yer
aldığını belirterek, "Suriye terörist bir
devlettir. Teröristleri banndırmakta-
dır. Bu. Dışişleri Bakanlığı tarafından
hazırlanan teröre destek veren ülkeler
listesinde yer almasıyla da belli bir
şey" dedi.
Dünyadan ABD'ye Itfdal çağrısı
MOSKOVA (AA) - Rusya, Suriye
ile ilgili açıklamalan konusunda
ABD'ye itidal çağnsuıda bulundu.
Itar-Tass ajansı, Rusya Dışişleri
Bakan Yardımcısı Aleksandır
Losiyukov'un, ABD'nin
açıklamalannın Ortadoğu'daki
durumu daha da karmaşık hale
getirmesinden endişe ettiklerini
söyleyerek, "ABD'nin keskin
açıklamalan Şam ile ilişkileri
Suriye'yi. Saddam Hüseyin rejiminin
devrilmesinden sonra ülkelerinden kaçan
Iraklı liderleri banndırmakla da suçlayan
Fleischer, "Bunu görmezden geliyor gi-
bi yapacağımtzı mı düşünüyorsunuz?
Bunu göz ardı etmemiz gerekiyor diye
mi düşünüyorsunuz?" dedı.
ABD Başkanı George Bush'un Suri-
ye'nin kimyasal silah sahibi olduğuna
dair önceki gün yaptığı suçlamalan yıne-
leyen Fleischer, "ABD, uzun zamandır
diplomatik kanallardan başıboş dev-
letlere teröristleri barındırmaması,
davranışlannı düzeltmesi ve kitle im-
ha silahı üretmemesini söylüyor" de-
di ve "Sanınm Suriye mesajı anladı"
dikkate değer şekilde karmaşık
hale getirebilir" dediğini aktardı.
Arap Birliği ve Mısır, ABD'nin
Suriye'ye yönelik suçlamalannı
kınadı ve bu suçlamalar nedeniyle
çok kaygı duyduklannı ifade etti.
AB Ortak Savunma ve Dış Politika
Yüksek Temsilcisi Javier Solana da,
ABD'ye Suriye ile ılgilı sert
açıklamalanru "yumuşatması"
çağnsında bulundu.
diye ekledi. ABD Dışişleri Bakanı Co-
lin Powell, Irak savaşındaki tutumu nede-
niyle Suriye'ye yaptınmlar uygulamayı
planladıklannı söyledi. Powell, gazete-
cilere yaptığı açıkJamada, Suriye'ye kar-
şı diplomatik, ekonomik ve diğer türden
olası önlemleri inceleyeceklerini açıkla-
dı. ABD Dışişleri Bakanı, Suriye'nin,
Saddam Hüseyin rejiminin düşmesinden
sonra, oluşan yeni ortamda zorunlulukla-
nnı anlayacağım umduğunu belirtti.
Amerikalı yetkililerin Suriye'ye yöne-
lik sert eleştirilerine Ingiltere de katıldı.
tngiltere adına ilk açıklamayı yapan Dı-
şişleri Bakanı Jack Straw. "Suriye'nin,
Saddam Hüseyin'in gitmeshie birhkteye-
ni bir gerçeküğe girildiğinin farkma var-
ması gerektiğmi" bildirdi. Kuveyt'te ba-
sın toplantısı düzenleyen Straw, "Sonsıy-
lardaSaddamHüseyinrejimiyleSuriyehü-
kümeti arasında işbüüği olduğu konusun-
da çok kantt var" dedi. Straw BBC'ye
yaptığı açıklamada ıse "Suriye'nin yasa-
dışı khnyasal silah ümtiginden emin oima-
dığuu" söyledi.
Suriye'ye saldırma niyetinde olmadık-
lannı belirten Ingiliz bakan. "AncakŞam
yönetimminyamdamasıgerekenönemliso-
rularvar" diye konuştu. Ingiltere Savun-
ma Bakanı Geoff Hoon ise Şam yöneti-
minin, kitle imha silahlan geliştirmek için
Irak'tan kaçan bilim adamlanndan yardım
alabileceğini bildirdi.
Suriye İsrail'i suçladı
Suriye ise Irak'la olan sınınnın ka-
palı olduğunu ve hiçbir Irak liderinin
Suriye'ye gehnek için başvuruda bu-
lunmadığını bildirdi. Suriye Dışişleri
Bakanlığı sözcüsü Buteyna Şaban, El
Cezire'ye yaptığı açıklamada, Ameri-
kalı yetkililerle sürekli diyalog içinde
olduklanna ınandığını kaydederek "Su-
rije'ye yönelik tüm suçlamalar İsra-
il'den kayııaklann-or. İsrail, Suriye-ABD
Utşkileriniza\ıflatan ana kışkırücıdır,an-
cak İsrail'in bu girişimlerinde başanh
olacağma inanmıyorum'
1
dedi.
TEHDÎTLER
YOĞUNLAŞIYOR
- Suriyetiler,
ülkelerine yönelik
ABD suçlamalamu
yerel gazetelerden
dikkatie izüyoriar.
Şam yönetimi,
ülkede Irak
Devlet Başkanı
Saddam Hüseyin'e
yakm yöneticileri
banndırdığı
ve kimyasal
silahlan olduğu
yönündeki
suçlamalan
reddederken
Irakhalkmı
desteklediğini ilan
etti, Suriye,
kendisine yönehtiği
suçjamalarla
ABD'nin,
Afganistan ve Irak
savaşındaki
"başansızhğını"
örtmek istediğini
sa\Tindu.
(Fotoğraf:
RELTERS)
Israil Dışişleri Bakanı Şalom ile görüşen Gül'den ABD'ye uyan:
Suriye'ye saldırmayın
ANK4RA(Cumhuriy«tBü-
rosu) - Türkiye. Irak'ta başla-
tılan savaşın Suriye ve tran
başta olmak üzere bölge ülke-
lerine yayılmaması için
ABD'ye uyanda bulundu.
Ortadoğu'nun, son dönem-
deki savaş ve gerginlikler ne-
deniyle "yonılduğunu" belir-
ten Dışişlen Bakanı Abdullah
Gül, ABD'nin giderek söyle-
mini sertleştirdiği Suriye'ye
saldıracağı söylentilerinden
büyük rahatsızlık duyduklan-
nı belirterek "Bunlann doğru
olmadığını göstermek lazım"
dedi. îsrail Dışişleri Bakanı
Silvan Şalom ise Suriye'nin
başta Hizbullah olmak üzere
birçok terör örgütüne konuşlan-
ma izni verdiğini söyledi.
Suriye konusunda îsrail'le
uzlaşamayan AKP hükümeti,
Israil yönetimiyle ilişkilerin
daha da güçlendirilece-
ğini söyledi.
Şalom, Gül'ün daveti
üzerine bir günlük çalış-
ma ziyareti gerçekleştir-
di. Cumhurbaşkanı Ah-
metNecdet Sezer ve Baş-
bakan Recep Tayyip Er-
doğan'la da görüşen Şa-
lom, Gül'le ortak basın
toplantısı düzenledi. Gül,
bölgenin iki demokratik
ve serbest ekonomi uy-
gulayan ülkesi olan Isra-
ii ve Türkiye'nin işbirli-
ğinin süreceğini belırte-
rek "Bu işbiıüği, bölge-
deki banş ve istikrar or-
tanunın da gelişmesine
katkı yapacaktir" dedi.
Şalom da benzer özel-
• Gül'le ortak basın toplantısı düzenleyen tsrail
Dışişleri Bakanı Şalom, Suriye'nin terörü
desteklediğini söyledi. Ortadoğu'nun savaş ve
gerginlikler nedeniyle "yorulduğunu" belirten
Gül, Suriye'ye saldınlacağı söylentilerinden büyük
rahatsızlık duyduklannı belirtti.
liklere sahip iki ülkenin böl- kileri olan ender ülkelerden
gede ortak sorunlarla karşı biri olduğunu, banş için kat-
karşıya olduğunu, özellikle
Irak'taki savaşın sona erme-
sinin ardından bölgeyi daha iyi
bir geleceğin bekledığini söy-
ledi. Îsrail-Filistin sorununun
çözümü konusunda çok cid-
di olduklannı, bunu Gül ile
yapılan görüşmelerde de dile
getirdiğini belirten Şalom, bir
soru üzerine Türkiye'nin de
geçmişte olduğu gibi bu soru-
nun çözümünde katkıda bulu-
kıda bulunmaya hazır olduğu
yanıtını verdi. Abdullah Gül,
Yahudi yerleşimlerinin dondu-
rulmasımn da banş sürecine
olumlu bir katkısı olacağuu
kaydetti.
Suriye sorunu
nabileceğini bildirdi.
Gül de aynı sonıya Türki-
ye'nin her iki ülkeyle iyi iliş-
Gül-Şalom ortak basın top-
lantısı sırasında Suriye'ye iliş-
kin sorular da soruldu. Gül,
önem verilmesi gereken konu-
nun "savaşın Irak'la sınırlan-
dmbnasıvebölgeülkelerineya-
ydmaması" olduğunu söyle-
fsrail Dışişleri Bakanı Şalom, Abdullah Gül'ün daveti üzerine bir günlük
çahşma ziyared için Ankara'ya geldi. (Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY)
di. ABD ve koalisyon güçle-
rinin Irak'tan sonra önce Su-
riye. sonra Iran başka hedef-
leri olduğuna ilişkin spekü-
lasyonlann olduğunu anlatan
Gül, "Bunlan yalancı çıkart-
mak gerekivor'' dedi.
Gül. bölgedeki her ülkenin
banş ve isnkrann sağlanması
için katkı sağlaması gerektiği-
ni vurguladı. Suriye'ye de yap-
ması gereken işler düştüğünü
belirten Gül şunlan söyledi:
" Yeni gerginlik ve çaüşmalara
izin vermemek gerekir. Herkes
bu yönde hareket etrnelidir.
Türkiye olarak çaüşmalardan
zarar gören bir ülkeyiz. Suriye
ve tran komşulanmız ve kom-
şu ülkelerle iUşkilerimizi en iyi
tutmakiçin çabahvoruz. Bölge-
de istikrar, israD dahil berkese
hizmetedecektir."
Şalom ıse Suriye ile ilgili so-
rulara, Gül 'ün söylemin-
den farklı bir yanıt verdi.
Suriye'nin birçok terör ör-
gütüne ev sahipliği yaptı-
ğını, Şam Havaalanı'nın
Iran'ın Hizbullah örgütü-
ne yardım etmek için kul-
lanıldığını sav'unan Şa-
lom, şunlan söyledi:
"Maalesefbunlanengel-
lemekiçin birşeyyapmıyor-
lar. Tam tersüıe cesaret ve-
riyorlar. Terör örgütleri,
faaliyetierini Suriye içinde
sürdürüvor. Bu da bizce
mutlaka durduruhnah. Su-
riye'nin bizinıle de ortak
sının \ar. Tabii ki banş is-
tiyoruz. Şam olumlu bir
adım atarsa tabii ki bu ye-
ni biratmosfer getirecektiıf
OPLANTI BUHAFTA
Irakhn
yeni 'yol
haritası'
• ABD'nin güvenlik
gerekçesiyle yerini ve
zamanını gizli tuttuğu
toplantıda 'geçici
yönetim'in
oluşturulması
planlanıyor.
ANK\RA (Cumhuriyet
Bürosu) - Irak'ta
oluşturulacak yeni rejimin
"yol haritası" netleşmeye
başladı. Edinilen bilgilere
göre ABD ve Ingiltere'nin
Arap, Kürt. Türkmen ve diğer
gruplarla "geçici yönetimi"
kurrnasınm ardından, ilk
olarak "genel nüfiıs saynnı"
yapılacak. Ardından
tüm etnik gruplann temsil
edileceği bir komite
tarafından "yeni anayasa"
hazırlanacak. Bu anayasamn
referanduma sunuhnası
sonrasında seçimler
yapılacak ve yeni meclis
kurulacak. Diplomatik
kaynaklar, Irak'ta koalisyon
güçleriyle Arap, Kürt,
Türkmen ve diğer etnik
gruplann temsilcilerinin
bugün yapacaklan
görüşmeyle yeni Irak için
düğmeye basılacağmı
kaydediyor. ABD, güvenlik
gerekçesiyle yeri ve zamanını
gizli tuttuğu bu toplantıya
Irak Türkmen Cephesi'ni
(ITC) de davet etti.
4 aşamalı plan
Bu toplantıda şekillenecek
geçici yönetimden yeni
rejime 4 aşamada geçilmesi
planlamyor. ilk olarak en kısa
zamanda genel bir nüfiıs
sayımı gerçekleştirilecek ve
ülkedeki etnik gruplann
nüfiıs oranlan belirlenecek.
Yeni rejimde, mecliste
temsilin etnik gruplann
oranıyla belirleneceği, dini
temelde bir temsilin söz
konusu olmayacağı
belirtiliyor. Bu süreçte
oluşturulacak tüm etnik
gruplann temsil edileceği bir
komisyon tarafından da
yeni anayasa hazırldclan
tamamlanacak. Ardından bu
anayasa referanduma
götürülecek ve yapılacak
seçimlerle yeni meclis
kurulacak. ABD
yönetimi, Kürt gruplann da
istemiyle yeni rejimin
federatif bir sistem
olmasına sıcak bakarken,
Türkmenler ve diğer bazı
gruplar Irak'ın üniter
yapısının korunması
konusunda hassasiyetlerini
koruyor.