29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 2003 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Kuzey Irak'ta Değil Asıl Ankara'da Tehlike Kırk yıllık dostum Hayrettin'de, TV ekranla- nndakilerle kavga ederek başladı olay. önceleri, yalnız kahkaha atıp, - Şu keratanın söylediklerine bak, demekle yetiniyordu. Git gide durum degişti. Konuşan devletlu kim ise onu muhatap alıyor, - Çüş ulan, insaf be! Söylediğin gibi değil o, diye laf yetiştiriyordu. Sonunda ana avratlı küfürlere, ayağa kalkıp bağınmalara kadar vardırdı işi. Ortak dostumuz bir doktora götürdük. - Hastalığı yok, hatta sağlıklı ve canlı oldu- ğunu söyleyebilirim. Bu ortamdan etkilenme- miş olmak için budala ya da yarı ölü olmak gerek, durumu normal, dedi. Son zamanlarda bana da bir hal oldu. Sık sık gülüyorum. Atalarımızın dediği gibi, ağla- nacak halimize gülüyorum. Kalkıp Remzi'ye de gitmedim. Hayrettin için, "Bu ortamda etkilenmemek için ya aptal ya da üstüne ölü toprağı serpilmiş olmak ge- rek" demişti ya. Ben de, "Eh öyleyse ben de normalim" deyip gülmeyi sürdürüyorum. Nasıl bir normallikse bu? • • • Bugünlerde en çok da yanlış tehdit değer- lendirmesi yapıp, gözünü Kuzey Irak'a dikip, oradan gelecek tehlikeyi kollayanlara gül- mekteyim. Bu arada Ankara'da kuşatma sürüyor, malı götüren götürüyor. Aklıma hep Ziya Paşa'nın şu beyrti geliyor. "Gökte Yıldız ararken nice müneccim, Dehr ile görmezler önlerindeki çukuru" Şu anda Ankara'da çok ilginç gelişmeler yaşanıyor. Bir yandan devletirt bütün kuruluşlar ve ku- rumlarının antilaik kadrolar tarafından parsel- ienmesi operasyonu sürerken öte yandan, daha önce bu sütunlarda belirtildiği gibi, An- kara'daki sert kayayı kimi yerlerinden dele- meyeceklerinden korkanlar, demokrasi adına, yerel yönetimleri güçlendirmek kisvesi ardın- da, "devleti yeniden yapılandırıyoruz", der- ken iyice dağıtıp parçalayarak, laik ve çağdaş niteliğin önünü kesmek istiyorlar. Şimdi bu amacı gerçekleştirmeye yönelik olan proje "devlet reformu" adı altında sürü- lüyor, kamuoyunun ve parlamentonun önüne. • • • 9 Nisan tarihli Yeni Çağ gazetesinde bu ko- nuda, Arslan Bulut imzasıyla ilginç bir yazı yayımlandı. Bulut, daha önce yine kendi sütununda ya- yımladığı bir belgeye dayanarak bu devleti parçalama projesinin (deyim benimdir A.S.) Tayyip Erdoğan'a ABD'den gönderilen bir tavsiye memorandumuna dayanarak yapıldı- ğını, Akşam muhabiri Ercan Yavuz'un habe- rinde de belirtildiği gibi, Isviçre Kanton modeli ile Italyan Birlik modelini örnek alarak yapıldı- ğını anlatmakta. Dostum Prof. Dr. Gencay Şaylan da, din eğitimi ile Milli Eğitimi ve sağlık hizmetlerini de yerel yönetimlere bırakan bu teşebbüsün sakıncalarını aynı gün NTV ekranından açıkla- dı. Çok dikkatli olmak zorundayız. AKP, devleti parçalayıp onun laik niteliğini ortadan kaldırarak, kendi sultasının altına sokma çabalarını şimdi bu biçimde yaşama geçirmenin gayreti içinde. Yapılmak istenen devlet reformu değil, dev- letin laik niteliğini ortadan kaldırıp, kurum ku- ruluşları ile ormanlarına kadar her unsuru ile parsellemektir. Tayyip Bey devlete savaş açmıştır. Abdul- lah Gül'ün "Koahsyonun içinde olduklarını" söylerek açıkladığı ittifakın gerçek amacı da budur. Malum ya, Atatürk'ün Ankara'sını kuşatıp devirmek için gönüllü dış destek şart. Tehdit değerlendirmenizi iyi yapıp, Anka- ra'ya dikkatle bakın beyler! Çünkü tehdit Kuzey Irak'ta değil, Anka- ra'da, yani harim-i ismetimizdedir. Katledilişinin 23. yıldönümü Ümit Kaftancıoğlu bugün anılıyor İstanbul Ha- ber Senisi - Bir suikast sonucu öldürülen Köy Enstitüsü kö- kenli prodüktör- yazar Ümit Kaf- tancıoğlu, ölü- münün 23. yıl- dönümünde bu- gün Zincirliku- yu'daki mezan başında düzenlenen törenle anı- lacak. Ümit Kaftancıoğlu. 11 Nisan 1980 sabahı araba- sının camlannı silerken açılan çapraz ateş sonu- cu öldürüldü. Cınayet zanlılarından Ahmet Mustafa Kıvücım 12 Ey- lül sonrasında istanbul'da gözaltına alındı. Diğerzanh İrfan Çakı- cı. azmettıren Ülkücü Gençlik Derneği Başka- nı Hasan Küçük ve suç- lulan olay yerin- den uzaklaştıran YiısufTeke, poli- sin soruşturmaya geç başlaması yüzünden yurtdı- şına kaçtı. 1935 yıhnda Ardahan"ın Ko- yupınar köyünde doğan Ümit Kaf- tancıoğlu.Kars'ın Susuz ilçesinde açılan Köy Ens- titüsü'nde okudu. Mardin'in Derik ilçe- sinde öğretmenlik yaptı. 1961 yıhnda Balıkesir Necatibey Eğitim Ensti- tüsü Edebıyat Bölü- mü'nden mezun oldu. Türkçe öğretmenliği yap- tı. TRT istanbul Radyo- su'nda prodüktör olarak çalıştı. Kaftancıoğlu"nun ya- yımlanmış roman ve öy- küleri bulunuyor. ABD işgalini protesto eden aydınlar AKP hükümetinin Irak'ta işlenen suça ortak olmamasını istedi Bağımsızbk manifestosu• Savaş karşıtlan tarafından hazırlanan "Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşmm Bağımsızlık Manifestosu"nda "Bu istilacınm, mazlum halkm birikimlerini çekinmeden yağmalayan bir çıkar şebekesinin yanı başında yer alıp lekelenmek istemiyoruz" denildi. tstanbul Haber Servisi -Ay dınlar. sa- natçılar, sendika yöneticılen. saglıkçı- lar ve hukukçular bir araya gelerek "Türkiye Cumhuriyeti Yürttaşının Ba- ğımsıznk Manifestosu*nu oluşturdular. Manıfestoda ABD işgali protesto edi- lerek Türkiye nin, işgal güçleri ile iş- birliğını kesmesi istendi. Basın açıklamasmda AKP hüküme- tinin nıaddı çıkarlar doğrultusunda si- yasi kararlar alması kınandı. Çok sayıda savaş karşıtının imzala- dığı manifestoyu okuyan ressam Bed- riBaykam. dünyayı kana bulayan. ulus- lararası hukuku hiçe sayan ABD'nin "stratejik ortağT olarak anılmak iste- mediklerini vurgulayarak şunlan söy- ledi: "Bu istOacnun, mazlum halkın bi- rikimlerini çekinmeden yağmalayan bir çıkar şebekesinin yanı başında yer alıp lekelenmek istemiyoruz."' ABD"nin suçunu tamamen paylaşan "KoaHsvMt" adıyla anılan çetenin için- de politikalan çelişkili Avrupa ülke- lennın olduğunu da anımsatan Bay- kam. evTensel hukukun getirdiğı de- mokratik. laik, insan haklanna saygı- lı bir yapı istediklerini de dile getir- di. "Biz 'Yeni bir dünya kurulur. Tür- kiye de bu dünyadaki yenni alır" gö- rüşündeki bağunstzhk, onur ve özgü- veni ile gerektiginde ekmeğimizi pa> - laştığımız ama sokakJannda gunıria yürüdüğümüz bir ülkede nefes almak istiyoruz" diyen Baykam. maddi ka- zançlar uğruna hıçbir emperyalıst ül- kenin oyuncağı, tetikçisi ya da sömür- gesi olmak istemediklerini belirtti. Ahlaksız teküfe ret Türkiye'nin her türlü sorunun üste- sinden gelebılecek birülke olduğuna dik- kat çeken Baykam, bu ımkânlann sö- mürgecı çıkar hesaplanna boyun eğdi- rilmemesı gerektığıni anımsattı. Tüm dünyanın. •'Yiırtta sulh, cihanda sulh" ilkesı olan Türkıye'ye hiçbır ahlaksız tek- lif getiremeyeceğini anlaması gerekti- Nâzım dostlan buluştu Nâznn Hikmet Kültiir ve Sanat Vakfi, şairin doğumunun 100. yıldönümü olan 2002 yıb içerisinde vakfa katkıda buhınanlar için bir gece düzenledi Beyoğlu'nda GaribaJdi Restaurant'ta düzenlenen geceye, aralannda Gazetemjz tmthaz Sahibi tlhan Selçuk, Yenigün Holding Başkanı ve yazannuz AJev Coşkun, sanatçılar Tank Akan ve Erdal Öz'ün de bulunduğu çok sayıda tdşi kaüldı. Gecede bir plakede ödüDendirilen eski vakıf başkanı yazar Aydın Aybay, 10 yıldır yürüttüğü görevinden büyük bir onur duyduğunu ve bunun çocoklanna bırakacağı en önemA mirası olduğunu söyledi Aybay'm yerine vakıf başkannğma Rutkay Aziz getirildi. (Fotoğraf: ÖZGÜR BüRAK ÖZTÜRK) ğini ifade eden Baykam. şöyle devam etti: "Biz demokratik bir Cumhuri- yet'in yurttaşlan olarak anılmak fctiyo- ruz.Biz bu manifestoyu imzalayan Tür- kiye Cumhuriyeti'nin yurttaşlan, bu bağımsızlık ve demokrasi belgesini ka- ba olarakyaşamageçirmekamaayteha- reket ettiğimizin binncindeyiz," KESK Genel Başkanı Sami Evren de dünyanın hiçbiryerinde hiçbırzaman ışgalcılerin kazanamadığını ifade ede- rek ABD'nin bu günden ihbaren dün- yada tamamen yalnız kalacağuu belirt- ti. Irak halkıyla dayanışma içensınde ol- maya deyam edeceklerinı vurgulayan Evren. "Ülkemia bu savaşm bir parça- sı haline getirmedikr ' dedı. DlSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ıse, ABD'nin Ortadoğu'yu terk etmesı için gereken mücade- leye devam edeceklerini açıkladı. Çelebi. "1 müyardolanalabümek içinyapılan pazarjbklarbizüo onu- rumuzu zedeüyor" dedi. 68'lilerBuiıği Başkanı Göfeaip Erende, medyanınbu savaştaaçık- ça ABD'den yana tavır takındığı- nı ifade ederek ABD'nin Türkiye dahil bu bölgedeki bütün ülkele- re saldırma ihtımalinin olduğuna dikkat çektı. Avoıkat Kezban Ha- temi ise dünyadaki milletlerarası hukuk kurallannın tamamen bit- tiğını belirterek şu görüşleri dile getirdi: "Şu anda okutulan ders kitaplan raflara kalkû. BM, UM- CEF gibi örgütler gerçek yüzleri- ni gösterdLAsfanda bunun bö\1eol- duğunu Bosna Hersek'teanlamış- Ok. ABD oraya Vletnam savaşm- dan kalan insani yardım paketle- rini göndermişti." Toplantıya yazar Orhan Alka- ya, tıyatrocu Vecdi Sayar. gazete- ci Abdurrahman Dilipak. Veteri- ner Hekimler Odası Başkanı Tah- sin Yeşildere, yazar Rasih Nuri Üe- ri katıldı. Avukatiardan ABD 'ye siyah çelenk tstanbul Haber Servisi - ABD'nin İstanbul Başkonsolos- luğu'na siyah çelenk bırakan is- tanbul Barosu avukatlannın oluş- turduğu K Çağdaş AvukaÖarGnı- bu" üyeleri, "Dünya halklan- nuı banş yanbsı mücadelesi yük- selerekABD ve îngiltere gibi sal- dırgan küresel diktatörleri en- geMejecektir" dediler. Çağdaş Avukatlar Grubu üye- si yaklaşık 60 avukat, Tepeba- şı'nda bulunan eski TÜYAP bi- nası önüne "KatilABD,Ortado- ğu'dan defol", "Susma haykır, halklarkardeştir" sloganlan ile gelerek ABD ve tngiltere'nin Irak'ı işgali ile ilgili bîr basın açıklaması yaptılar. 'Ortadoğu halklan köleleştirilrvor' Topluluk adına açıklama ya- pan avukat GülçinÇa>hgfl, "tş- gaki ve saldırgan ABD'nin savaş koafisyonu, Ortadoğu halklan- nı kökleştiremeyecektir" dedi. ABD'nin işgali kalıcılaştır- mak ve Ortadoğu'ya yaymak is- tediğini anlatan Çaylıgil, "İn- sancıl hukuk kurallan olan Ce- nevreSavaş Hukuku'nunyerin- de yeller esivor. Savaş sırasında dahi dokunulamayacak haklar. işgalci haydut devlederce çiğne- myor" diye konuştu. Çaylıgil, yurttaşlan, ABD ve Ingiliz mallannı boykot etmeye de çağırdı. Daha sonra avukat- lar, taşıdıklan siyah çelengi ABD Başkonsolosluğu'nun önüne bı- rakarak dağıldılar. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR îzmir <de Deprem Gecesi Mesajınızı toptan alın, ucuza gelsin! EkoMesaj I EkoMesaj 6.300.000 T y3.000.000 T k 30'luk EkoMesaj paketiyle bir kısa mesaj 100 bin, 90'lık paketle 70 bin! EkoMesaj paketlerjni • ABONE EKOMESAJ30 veya ABONE EKOMESAJ90 yazıp 2222'ye kısa mesaj göndererek, • Size en yakın Turkcell Abone Merkezi veya TurkcellExtra'ya gıderek, • www.turkcell.com.tr'ye girerek alabilirsiniz. Daha büyük paket alın, daha ucuza gelsin. Güle güfe kullanın. EkoMesai pakotlerımı^den faturak hal kullanan abonHer yararlanabılir. Tıyallara KOV dahıl, OtV hançt». 4440532 www.turkcell.com.tr TURKCELL 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakülte- si'nin "sosyal etkinlıkleri"nde bir ko- nuşma yapmak için gittiğim Izmir'de gece depreme yakalandım. Tıp Fa- kültesi'ndeki konuşmam "Savaş ve Gazetecilik" üzerineydi. Ben o ko- nuşmayı yaptığım sırada Bağdat'ta Saddam Hüseyin iktidarı, ABD-ln- giliz işgaliyle sona eriyordu. Irak, ye- ni bir döneme adım atarken gelece- ğe yönelik bir dizi soru da kafalan işgal etmeye devam ediyordu. Tıp Fakültesı'nde "Savaş ve Ga- zetecilik" konusundaki konuşmamı fakültenin "Sosyal ve Kültürel Etkin- likler Koordinasyon Kurulu" düzen- lemişti. Bu konferans tıp eğitiminin bir parçası olarak kabul edilmişti. Çarşamba günleri düzenlenen bu konuşmalar sırasında okulda başka ders yapılmıyordu. Bir tıp okulunda böyle bir etkinliği eğitim parçası ola- rak ele almak ne anlama geliyordu? Tıp Fakültesi'nin öğretim üyeleri ve yöneticileriyle sohbetimiz sırasın- da anladık ki, bu okulda farklı ve ya- ratıcı bir eğitim sistemi uygulanıyor- du. Bu sistem "ezbercı eğitim" yeri- ne "probleme dayalı eğıtim"\ esas alıyordu. Bu sistemin mantığı, "öğ- retmen merkezli" eğitimin yerine "öğrenci merkezli" bir eğitim üzeri- ne kurulmuştu. Fakültenin dekan yardımcılanndan Profesör Dr. Oğuz Dicle şunlan anlattı: "Bu sisteme global olarak baktığınızda yeni tıp eğitiminin, öğretim üyesi yerine öğ- renci merkezli, ezberlemeci yerine gerekçelendirici, bilgi transferi ya- pılması yerine öğrenmeyi öğretici, birey sağlığını korumak yerine hem birey hem de toplumu koruyucu, bağımsız bılgi yerine entegre edil- miş sistematik bilgı edindirici özel- liklerinin olduğu görülür. Yani öğ- rencinin eğitime aktif olarak katıl- masıdır önemli olan." Öğrenci böyle bir eğitimi nasıl kar- şılıyordu. Yardımcı Doç. Nilgün Bi- çer ve Yard. Doç. Güven Erbil'le, bu eğitim sisteminin uygulandığı kü- çük derslikleri dolaştık. 6 öğrenci ve bir öğretim üyesinin eşit koşullarda katıldığı ve problem çözmeyi hedef alan ve konulannın katılanlar tarafın- dan belirlendiği uygulamalan izledik. Son derece yaratıcı ve öğrenciyi bizzat işin içine katan bir sistem ya- ratıldığını gördük. Bu sistem, kendisi sorup kendisi öğrenen bir sistem ol- duğu için, öğrencileri sürekli araştır- maya zorluyordu. Bu araştırmalar içinse çok güzel bir merkez kurul- muştu. Bilgisayar ortamında ger- çekleştirilen bu merkezde her türlü yeni bilgiye ulaşmak müımkün olu- yordu. Dekan yardımcılanndan Profesör Tunç Alkın ise eğitim konusunda şunlan vurguladı: "öğrencinin so- rumluluk duymasını sağlamak için 5 kural beliriedik. Bu 5 kuralı şöyle sı- ralayabiliriz: Merak uyandırmak, ge- rek görmek, sorgulamak, araştır- mak, denemek. Öğrenciye proble- mi bir senaryo içinde sunuyor ve çözümü kendisinin sağlamasını söylüyoruz." Bu sistemin öğrenciyi işin içine katarak, dünyada son bilgileri de öğrenmesini sağlayarak bir eğitimi gerçekleştirdiği görülüyor. Başarı yüzdesini sordum: Başarı yüzde 90'dı. Öğretim üyeleri, yüzde onluk başansızlığın ise daha çok yabancı öğrencilerin dil sorunundan ve so- runlu öğrencilerden kaynaklandığını belirttiler. Bir doktorun insani bütün özellik- leriyle tanıması gereğine inanan bu sistemin bir parçası olarak "sosyal ve kültürel etkinlikler" de her hafta düzenleniyor. Benden bir hafta önce ise tiyatro ve sinema sanatçısı Rut- kay Aziz, kendi meslegine ilişkin bir konferans vermişti. Bu yaratıcı eği- tim anlayışının, çok daha yeterli tıp insanlan yaratacağından hiç kuşku duymadım. Gönül istiyor ki, bütün ülkemizdeki eğitim böyte bir anlayış üzerine inşa edilsin. Buna emek ve- ren başta 9 Eylül Üniversitesi Rektö- rü Profesör Emin Alıcı olmak üzere Tıp Fakültesi'nin yöneticilerini kutlu- yorum. Bu karamsar ortamda insa- nın içini umutla dolduran bir tabloyla karşılaşmak gönlüme su serpti. • • • Tıp Fakültesi'ndeki ziyaretimin ar- dından akşam Fuar alanı içindeki Iz- mir Sanat'ta Tuna Ötenel ve arka- daşlanndan bir caz konseri izledim. Solist Sibel Köse'nin yumuşak ve etkileyici sesiyle söylediği şarkılar bütün yorgunluğuma değdi. Konser- den sonra otele gidip yattığımda, gece 03.45te büyük bir sarsıntıyla uyandım. Izmir'de deprem oluyordu. Deprem korkusuyla yaşadığımız Is- tanbul'dan uzakta bir başka depre- me yakalanmak ise yaşamın başka bir boyutuydu. Izmir bahan karşılıyordu. Her taraf çiçeklerle rengârenkti. Pencereden tertemiz körfez, deprem sarsıntıları arasında bile çok güzel görünüyor- du^ oralcalislarrtcumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle