04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 2003 PA2AR HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Kadınlar ve Savaş Sevgili, "Geçmiş 8 Mart Dünya Kadınlar Günün kut- lu olsun" diye klişeleşmiş bir biçimde başlaya- yım? Neden kutlu olsun ki? Nerede bir özel "gün" varsa orada bir sorun var demektir. Zaman zaman, bu özel günlerde sorun genel- de hamasi veya duygusal biçimde ele alınır, ko- nuşulur, yasak savılır ya da konuşmacılar ile dinleyiciler arınırlar. Yine de iyidir böyle günler. Hiç değilse, çok önceden beri var olan sorunun bilincine varıl- dığının, düzeltilmesi gerektiğinin göstergeleri- dirler. Hiç kuşkusuz dün de, Türkiye'nin çeşitli yer- lerinde konuşmalar, toplantılar, etkinlikleryapıl- dı ve sanırım çoğunda da, kadın sorunuyla bir- likte savaş da ele alınmıştır. Burada bir noktaya değinmek istiyorum. 15-20 yıl kadar önce, konunun ülkemizde daha yeni yeni gündeme geldiği dönemde, ta- nık olduğum bir olay dolayısıyla kadın sorunla- nnda fazla ahkâm kesmemeye gayret ediyor, yal- nızca gözlemlerimi ya da erkeklerin konumunu ele almaya çalışıyorum. Bir kadın toplantısında, karşı cinsten konuş- macılan dikkatle dinleyen orta yaşın ileriemiş ba- samaklannda bulunan bir bey söz alıp, kadın- lara, - Bence yanlış yapıyorsunuz, sorunu şöyle or- taya koysanız daha iyi olur, deyip kendi doğru- larını sıralamaya başlamıştı. • • • Sömürgecinin, sömürülene sömürüden en iyi kurtulma dersi vermesi gibi bir şeydi bu tutum. Sanırım, akıllı demesek bile az şapşal erkek- lerin, kadınlara yol gösterme yanlışından özen- le sakınmaları gerekir. Hem nereden biliyorlar, kendi doğrularının, kadınların kendilerine yanlış gibi görünen tavır ve düşüncelerinden daha doğru ve yararlı ol- duklarını? Her Kadınlar Günü'nde düşündüğüm bazı noktaları seninle paylaşmak istiyorum burada. Bir kere kabul etmek zorundayız ki, bu alan- da, hiç değilse dünyanın belirli toplumlannda ve- ya bizim toplumun bazı kesimlerinde hatın sa- yılır gelişmeler oldu. Tabular toplumun aft değilse bile belirli kesim- lerinde hızla yıkılıyor. 21. yüzyılda her beş yönetici kadrosundan üçü- nün kadınların eline geçeceği, bu yüzyılın ka- dın yüzyılı olacağı araştırmacılar tarafından ön- görülüyor. Üretim ilişkilerindeki değişiklik, teknolojinin getirdiği kolaylıklar, kadının özgürlüğü yolunda büyük mesafe alınmasını sağlıyor. Ama bu gelişmelerin toplumdan topluma, sı- nıftan sınıfa değiştiği ve tabana daha tam inme- diği bir gerçek. ••• Sevgili, Dün birçok yerde kadın ve savaş konusu ele alınmıştır kuşkusuz; bu konuşmalarda, kadının savaşın acılannı daha çok yaşadığı falan gibi nok- talara değinildiğini tahmin ediyorum. Ben olayın başka bir yönüne değinmek isti- yorum. Türkiye'de kadının yazgısına, birbirini izleyen iki savaş, ilk bakışta çelişkili gibi görünse de çok önemli katkılarda bulunmuştur. Bunlardan ilki 1. Dünya Savaşı, ikincisi ise onu izleyen Kurtuluş Savaşı'dır. Birinci Dünya Savaşı'nın zor günlerinde Itti- hatçılar, eğitim alanında olduğu gibi kadın hak- ları konusunda da önemli adımlar atmışlardır. Kadının başı açık sokağa çıkma özgürlüğü- ne kavuşmasından tek taraflı olarak boşanma- yı talep hakkına, çalışma özgürlüğünden kon- servatuvara öğrenci olarak girebilmesine ka- dar birçok alanda, önemli adımlar atılmıştır. Laikliğin temellerinin atıldığı bu iki savaşın or- tak noktası, toplumun birlikte kurtuluş arama- sıdır. Toplumun kendi kurtuluşunu aradığı ortam- lar ise, kaçınılmaz olarak yenileşmeyi getirmek- te, aynı zamanda bütün güçlerin seferberliğini zorunlu kılmaktadır. 0 zaman toplumun bir yarısı, öbür yarısının varlığını ister istemez daha iyi fark etmektedir. Biliyorum Sevgili, kadın ve savaş konusunda bir aykırı görüş bu. Ama üzerinde durulmaya değer sanırım. Erbakan'dan suclama: AKPdış emrinde AHMETŞEFİK TRABZON-Kapatı- lan Refah Partisı'nin Genel Başkanı Necmet- tin Erbakan, siyaset ya- sağının geçen günlerde sona ermesinin ardın- dan ilk kez Trabzon'da SaadetParti'lilerle(SP) buluştu. AKP'yi dış güçlerin emrinde ol- makla suçlayan Erba- kan, AKP Genel Baş- kanı Recep Tayyip Er- doğan ve arkadaşlarını, "hidayet kararmasına uğramak"la itham etti. Erbakan, "tsrafl'in em- niyeti için onlara hizmet edecekolan ABD asker- lerini sırtlannda taşı- mak istiyorlar. Türki- güçlerin çalışıyor ye'nin parçalanmasına destekveriyorlar" dedi. Erbakan ve SP Genel Başkanı Recai Kutan, Trabzon il örgütünün 1. Olağan Kongresi'ne ka- tıldı. Kadın ve erkeklerin ayn kapılardan alındı- ğı, ayn tribünlere otur- tulduğu salonda çok sa- yıda çarşaflı kadın oldu- ğu gözlendi. Divan Başkanlığı'nı TBMM eski başkanla- nndan Yasin Hatipoğ- lu'nun yaptığı kongre- de Erbakan'dan önce konuşan Kutan, Irak'ta insanlann kanı pahası- na hükümet tarafından pazarlık yapıldığını söyledi. Tezkere çıkmamasma karşın asker sevkıyatı yapıldığını söyleyen TBMM Başkanı hükümeti eleştirdi Annç'tan gensoruçağnsı• Annç, "Ingiltere parlamentosu ile Avusturya parlamentosu veya /başka bir parlamento ile Türk parlamentosu - arasında bir seviye düşüklüğü, bir seviye farkı yoktur. Meclis'in itiban vardır. Bu Meclis, ilk Meclis gibi çalışacak ve tarihe geçecektir. Millet bizden umudunu kesmesin" dedi. Dısisleri Bakanı Yasar Yakış: ANKARA (OumiuriyetBürosu) - TBMM Başkanı Bülent Annç, TBMM'nin tezkere karanna karşın ABD askerleri ve araçlannın sev- kıyatından rahatsız olduğunu söy- ledi. "TV'lerden izlediğim göriin- tüler beni fevkalade rencide ediyor, tüylerinı diken diken oluyor" di- yen Annç, milletvekıllerine "de- netim mekanizmasını çabşürmala- n" ve soru, araştırma ya da genso- ru önergesi vermeleri çağnsında bulundu. Genelkurmay Başkanlı- ğı'nın konuyla ilgih açıklamasma da atıfta bulunan Annç, asker bu- lundurma tezkeresinin bile transit geçişe izin verip vermediğinin tar- tışmalı olduğunu ve TBMM'nin yetkisini tümüyle hükümete devre- demeyeceğini söyledi. TBMM Plan ve Bütçe Komis- yonu'nda Cumhurbaşkanlığı, TBMM ve Sayıştay Başkanlığı'nın 2003 yılı bütçesinin görüşmeleri sırasında CHP'li milletvekilleri Is- kenderun Limanı'ndan yapılan as- ker ve araç sevkıyatını eleştirdi. CHP'li Enis Tütüncü, gücünü halk- tan alan TBMM'nin "savaşa ha- yır" demesine karşın sevkıyatın başladığına dikkat çekti. Tütüncü, Iskenderun Lımanı'ndan yapılan sevkıyatın üs ve limanlann moder- nizasyonuna ilişkdn tezkerenin için- de olmadığını kaydederek, "Bu sev- kryat, neye dayanüarak yapıhyor? Meclis'in iradesi dışında yapdması gibi son derece sıkmü veren bir tab- loyla karşı karşryayız. TBMM'nin tezkere konusundaki ta\n belli de- ğil mi? Bu durum, Meclis iradesi- nin ambargo altında olduğunun yansımalanndan biri midir" diye sordu. ABD hükümetinin Türkiye'nin kendilerinın izni olmadan Kuzey Irak'a girmesine izin vermediğini belirten Tütüncü, "Ama kendileri Türkiye topraklannı yolgeçen ha- nma çeviriyor" dedi. CHP'li AK To- puz da, iki partinin milletvekillerin- den bir komisyon oluşturulması ve Iskenderun "dan yapılan sevkıyatın birinci tezkere kapsamında olup ol- madığının yerinde incelenmesini önerdi. TBMM Başkanı Bülent Annç, Tezkerede değişiklik yapılabüir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Irak sürecinde kritik bir haftaya giriyor. Siirt seçimlerinin ardından yeni hükümetin kurulması ve ABD'nin Irak'a 17 Mart'a kadar süre tanıyan savaş karar tasansının BM'de oylanması beklenirken asker bulundurma ve göndermeye ilişkin yeni tezkere tartışmalan da kızıştı. Başbakanlık'ta düzenlenen ve yaklaşık 5 saat süren ve Başbakan AbduDah Gül başkanlığında yapılan toplantıya, 1.5 saat sonra AKP lideri Recep Tavyip Erdoğan ile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gö'nül de katıldı. Yaşar Yakış, Müsteşan Uğur Ziyal, ABD ile yürütülen müzakereleri yürüten büyükelçi Deniz Bölükbaşı'nın yer aldığı toplantıda, Türkiye'nin kritik bir haftaya girdiğine işaret edilirken BM'deki oylamanm önemi vurgulandı. Toplantıda, asker konuşlandınlmasına ilişkin tezkerenin yeni hükümete bırakılması görüşü etkin oldu. Dışişleri Bakanı Yakış, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, ikıncı tezkerenin ^ — — — ^ — ^ — — TBMM'ye gönderihnesi B Başbakanhkta düzenlenen Başbakan Gül başkanhğuıdaki toplantıya AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan da kaüldı. CHP'li milletvekillerinin eleştirile- rini yanıtlarken, konuyla ilgili ra- hatsızlığını dile getirdi. Önemli olan Meclis'in karan olduğuna dik- kat çeken Annç, asker bulundurma tezkeresinin kabul edilse bile tran- sit geçişe izin verip vermediğini hukukçulanna sorduğunu, geçmiş- te çıkanlan tezkereleri incelediği- ni ancak bir sonuç alamadığını vur- guladı. Annç, "Bu konu ortada, bunlann dört dörtlük tarifedilme- si gerekir'' dedi. Hükümetlerin anayasanın 92. maddesine göre yetki isteyebilece- ğini, ancak Meclis'in, yetkisini ol- duğu gibi hükümete veremeyece- ğine dikkat çeken Annç, "Askerse asker sayısı, sürevse sürenin belli ol- " ması gereldr'' diye konuş- tu. Gelişmeleri gazete ve TV'lerden izleyen her mil- lervekilinin üzüntü duy- ması gerektiğini anlatan Annç, şu görüşleri dile ge- rirdi: "GeneUaırmayBaş- kanlığı'nın yapüğı açıkla- malar var. 'Birinci tezke- re çerçevesinde yapılan sevkıyatlar' dhorlar. An- cak ortaya çıkan görüntü- ierinsanİan rahatsız edhor. Huzursuztuk varsa dene- timmekanizmalannıhara- kete geçirmeklazım. Mec- lis her türlü denetim meka- nizmasını çalıştırmalıdır. TV'lerden izlediğim gö- rüntülerbeni fevkaladera- hatsız ediyor, rüylerim di- ken diken oluyor. Eğer en- dişeleriniz varsa denetim mekanizması çahşönlma- h. Bu soru olur, araşürma \egensoru olur. Konu mut- laka Meclis tarafindan in- celenip denedenmeb'dir." 153 dükkân için 253 bin dolar, bir dönüm arazi için 200 dolar ödeyecekler ABD her yeri ldrahyor 1 aşbakanlık'ta AKP lideri Erdoğan'ın da katıldığı Irak ve Kıbns konulu bir toplantı yapıldı. Toplantıda, Lahey"de yapılacak Kıbns görüşmelerine Türkiye'nin de katılması kararlaştınldı. konusunda zamana bağlı süreler konmasının yanıltıcı olduğunu savundu. tkinci tezkere için öncelikle olası Irak operasyonu öncesindeki değerlendirmelerin tamamlanması gerektiğini anlatan Yakış, "Değerlendirme süreci halen devam edhor. En kısa zamanda bu süreci tamamlanıayı umuyoruz" dedi. Ikinci tezkerenin niteliğinde değişiklik ^ ^ — ^ — olabileceğini kaydeden Yakış, BM Güvenlik Konseyi'nde tartışmalann değerlendirildiğini de vurguladı. Yakış, 1441 sayılı BM Güvenlik Konseyi karannı yerine getirmesi için Irak'a 17 Mart'a kadar ek süre tanınmasını öngören karar tasansının da ele alındığını belirterek "17 Mart unsuıiardan biri, ancak kader tayin edici değü" diye konuştu. Toplantıda, 10 Mart'ta Lahey'de yapılacak Kıbns görüşmesi öncesinde Türkiye'nin izleyeceği tutum da belirlendi. Toplantıda, Kıbns sorununun çözümünde Türkiye'nin iyi niyetini ve BM ile bağlannı koparmadığını göstermek için Türk tarafının Lahey'e katılımı kararlaştınldı. Bu çerçevede Lahey'e gidecek Türk heyetinin Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Uğur Ziyal, Büyükelçi Deniz Bolükbaşı. Kıbns Dairesi Genel Müdürü Büyükelçi Ertuğrul Apakan ve bürokrat Haüt ÇeHk'ten oluşması öngörüldü. Toplantıda, 6 Mart'ta Çankaya Köşkü'nde yapılan zirvede alınan kararlann Lahey'e yansıtılması benimsendi. MAHMUTORAL DİYARBAKIR - ABD aske- ri yetkilileri, Mardin Kızılte- pe'deki Organize Sanayi Böl- gesi'ndeki dükkânlann ardın- dan Nusaybin Sanayi Sitesi'nde 150 dükkân ve 10 bin dönüm- lük arazi daha kiraladı. ABD'li yetkililer, 150 dükkân için 253 bin dolar, bir dönüm arazi için 200 dolar, hasat dönemine ka- dar boşaltılmayan arazi için de ürüne karşılık 300 dolar ödemeyi taahhüt et- ti. Stratejik üstünlüğü ne- deniyle Kızıltepe'yi lojis- tik destek üssü olarak be- • Nusaybin Sanayi Sitesi'nde 150 dükkânı kiralayan ABD askeri yetkilileri, Habur Sınır Kapısı'na giden transit yol üzerinde bulunan ve Idil ilçesine bağlı köylerde de 10 bin dönüm arazi kiraladı. meyi önerdi. Yöneticilerin teklifı kabul et- tiği ve ABDTilerin kısa süre içinde Sanayi Sitesi'nde çalış- malara başlayacağı öğrenildi. ABD'li yetkililer, Habur Sı- nır Kapısı'na giden transit ka- rayolu üzerinde bulunan Idil il- çesine bağlı Oyak, Kurtuluş, Uğrak, Özbek, Kırca ve Çığır köylerinde de yaklaşık 10 bin dönüm arazi kiraladı. ABD'li- lerin dönüm başına 200 dolar teklifine köylüler sıcak bakma- sına karşın ekilı ürünler sorun oldu. Kiralandığı süre içinde tarlalanna giremeyecek olan köylüler, ürünlerin karşılığının da ödenmesinı ıstediler. Bunun üzenne ABD'liler ha- sat dönemine kadar araziyi bo- şaltmadıklan takdirde, tarlada- ki buğday, arpa, mercimek gi- bi ürünlere karşılık bir defaya mahsus olmak üzere 300 dolar daha ödemeyi taahhüt etti. Pearson 'ın CHP 'lilerle görüşmesinin doğal olduğunu söyledi Baykal: Diplomatik bir temas lirleyen ABD askeri yetki- lileri, kiraladıklan tesis- lerde bir haftadır altyapı çahşmalannı sürdürürken, KTDAŞ Iplık Fabrikasf nda da arazi düzelrme ve res- torasyon çalışmalanna baş- ladı. 150 dükkâna 253 bin dolar Nusaybin ilçesinin yak- laşık 1 kilometre uzaklığın- daki Sanayi Sitesi yöneti- cileriyle görüşen ABD'li yetkililer, 150 dükkân için aylık 253 bin dolar öde- ANKARA (CumhuriyetBürosu)- CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal. CHP milletvekillerinin ABD Büyükelçisi Robert Pearson ile bir araya gehnele- rini "diplomatik, doğal bir temas" olarak nıteledı. Baykal, büyükelçilerin görevlerinin kritik dönem- lerde nabız tutmak olduğunu kaydetti. Baykal, dün gazetecilerin ABD'nin ikinci tezke- re öncesinde aralannda CHPTilerin de olduğu mil- letvekillerine "yakın markaj" uygulamasına iliş- kin sorulannı yanıtladı. CHP'li millet\ 7 ekillerinin de bu tür görüşmeler için kendisinden izin almasına ge- rek olmadığını kaydeden Baykal, "Her türlü diplo- matik temaslara arkadaşlanm kanhriar. Bu çok do- ğaldır. Onlann görevi zaten dünyavı bJemektir. Ya- bancı ülke temsiküeriyle biraraya gemier. Bu dün- yanm ber yerinde böyk olur" dedi. Baykal, bundan sonraki süreci bekleyip görecek- lerini belirtirken, gazetecilerin "Hükümet tarafin- dan yeteıii şekilde bilgilendirildiginizi düşünüyor musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "2-3 kez başbakanla biraraya gektik. O ana kadar- ki durum hakkında iyi niy etli açıklamalaryapü. Fa- kat daha sonra çok önemli gelişmeler oldu. Hükü- met ekonomik, askeri ve siyasi konularda bir aıüaş- ma içine girdi. Bu çerçevede bir mutabakat mnhtH rası metni oluşturuldu. Bunlan bilmiyorum. Bunu AKP miDervekiUerinirj de bfldiğini sanmıyorum.Ba- karılarKunıhıüyeteribüryormuonudabihnryoruın. Yani ortada bir anlaşma var, o anlaşmalann içeriği hakkında bilgim yok. Bunun dışında daha önceki te- maslarda Sayuı Başbakan genel açıklamalan söyie- di. Bunlar kamuoyunun da bildiği açıklamalan'" IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected] Hafta sonu. Uzun yolculuklardan, oradan oraya koşturmalardan, TV prog- ramlarındaki tartışmalardan yorgun düşmüşüm. Işler birikmış, aldırmama- ya karar verdim. Gazeteleri bir köşe- ye yığdım, kanştırmaya başladım. Ni- yetim sakin bir hafta sonu geçirmek. 8 Mart Kadınlar Günü'ydü dün. Gazeteleri karıştırırken gözüm gün- ler önceki bir gazetenin sayfalarına ta- kıldı. Kıskançlık yüzünden eşlerinı öl- düren erkeklerin öyküleriydi bunlar. Başlığın biri şöyleydi: "Makam odasın- da kıskançlık cinayeti." Diğer başlık- ta ise şunlar yer alıyordu: "Öfkeli ba- ba dehşet saçtı." "Kanm beni aldatıyor" şüphesi içi- ne giren Uzman Çavuş Tolga Bahar, bu şüphesini iki kişiyi öldürerek son- landınyor. Tolga Bahar, ilişki içinde ol- duğu şüphesiyle, eşiyle, daha önce komutanlığını yapan yüzbaşıyı yüzleş- tiriyor. Bu yüzleştirme sırasında eşi Selda Bahar'ı ve komutanı Yüzbaşı Gökhan Oğuz'u kurşunlayaraköldü- rüyor. Bu cinayet haberinı okuyunca, Kıskançlık Cinayetleri "Eri<eklerkıskanç olur" deyişini anım- sadım. Bunu onlara kim öğretmişti: Tabii ki toplumsal kültür. Uzman Çavuş Tolga Bahar, acaba öldürdüğü eşinin haberi olmadan hiç çapkınlıkyapmışmıydı? Başka kadın- laria birlikte olmuş muydu? öldürdü- ğü eşi Selda böyle bir ilişkiyi duysa ne yapardı? Onu öldürür müydü? Şimdi- ye kadar acaba kıskançlık nedeniyle kaç kadın erkeği, kaç erkek kadını öl- dürmüştür? İkinci haber ise eşi bir müzikholde şarkı söyleyen ve konsomatrislik ya- pan emekli polis Erdoğan Özdil'eait. Erdoğan özdil de karısını bir gece ya- nsı, öfkesine ve muhtemelen kıskanç- lığına yenik düşerek öldürüveriyor. Ge- ce çalıştığı müzikholden dönen Gönül özdil, eşiyle arasında çıkan bir tartış- ma sonunda yaşamından oluyor. Emekli polis Erdoğan özdil, 12 ya- şındaki oğlu Ali'nin kurşun seslerine uyanması üzerine arabasına binip ka- çıyor. Ali annesini kurtarmak için ça- balıyor, onu hastaneye yetiştiriyor, yi- ne de çabaları sonuç vermiyor ve an- nesını yitiriyor. • • • Gazete, annesini yitiren Ali'nin ça- resizlik içinde ağlayan fotoğrafını ya- yımlamıştı. Bu iki haberi okuyunca ön- ce, bu tür bir cinayet gelişmiş bir ül- kede, gelişmiş insanlar arasında olur muydu diye kendi kendime sordum. Sonra, erkeklerin kıskançlıklarını öl- dürerek göstermeleri üzerinde düşün- düm. Erkeklerin, başka kadınlarla ilişki kurmayı, çapkınlıkyapmayı kendilerin- de bir hak olarak gördüklerini biliyo- rum. Bunu anlıyorum da. Erkekler de insan, onlar da evliliğin biteviye ilişki- sinden sıkılabilirler, başka ilişkiler kur- mak isteyebilirler. Ancak unutmasın- lar ki kadınlar da insan. Onlar da er- keklerin hissettiklerini hissedebilirler. Bunu böyle söylediğim zaman, er- keklerden itirazgeliyor. "Hayır, erkek- ler egemen karakterdedir. Başka ka- dınlarla erkekler ilişki kurmak ister ama, kadınlarbağlanmayı tercih eder- fer"diyoriar. Bilmiyoriarki, ilişki kurduk- ları diğer kadın da, sonuç olarak ka- çamak bir ilişkiyi yaşıyor. Bazen bu tür ilişkilerde kadınlar da evli oluyorlar. Ayrıca böyle bir saptamayı yapmak erkeklerin yapabileceği birşey değıl ki! Bir kadının başka bir erkekle beraber olmak isteyip istemediğini erkekler değil kadınlar bilebilir. Aslında bütün bunlar, insanlığın sorunları. Erkekler ve kadınlar; sevgiler, istekler, buna- lımlar, ayrılmalaryaşayabilirier. Bazen erkek kadını, bazen de kadın erkeği terk edebilir. Eğer bir erkek, başka bir ka- dınla ilişki kurma hakkını kendisinde görüyorsa eşinin ya da sevgilısinin de böyle bir ilişki içinde olabileceği ger- çeğini kabul etmelidir. Hayır ben ya- panm, o yaparsa öldürürüm dr/orsa- nız, siz bir başka dünyada yaşı/orsu- nuz derim. ••• Kıskanmakdainsanaözgü brözel- lik. Kadın da, erkek de kıskan r. Kıs- kançlık çoğu zaman ilkel duygulann ürünüdür. Sahiplenme hissi, kıskanç- lığın temel güdülerinden birisicir. Işte burada kadınla erkek arasındaa fark ortayaçıkıyor. Erkek, kıskançlıçı ken- di hakkı olarak görüyor. Eğer t>j duy- gulan fazla kabarırsasilahınıateşleyip cinayet işleyebiliyor. Bir kıskançlıkcinayetinde babası t a - rafından annesi öldürülen Alı, Hrn b i - lir bundan sonra hangi koşullanda bü— yüyecek? Onu büyüten veçevreleyen kültür onu nasıl etkileyecek? Pcaba, kıskançlık için cinayet işlemeyı nssl yo— rumlayacak? Kıskançlık ve erkek cinayetlen. ba— kalım ne zaman ilkel birerkekliktep— kisi olarak, ülkemiz erkeklerinİB' gün— deminden çıkacak?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle