Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 2003 PA2AR
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Kadınlar ve Savaş
Sevgili,
"Geçmiş 8 Mart Dünya Kadınlar Günün kut-
lu olsun" diye klişeleşmiş bir biçimde başlaya-
yım?
Neden kutlu olsun ki?
Nerede bir özel "gün" varsa orada bir sorun
var demektir.
Zaman zaman, bu özel günlerde sorun genel-
de hamasi veya duygusal biçimde ele alınır, ko-
nuşulur, yasak savılır ya da konuşmacılar ile
dinleyiciler arınırlar.
Yine de iyidir böyle günler. Hiç değilse, çok
önceden beri var olan sorunun bilincine varıl-
dığının, düzeltilmesi gerektiğinin göstergeleri-
dirler.
Hiç kuşkusuz dün de, Türkiye'nin çeşitli yer-
lerinde konuşmalar, toplantılar, etkinlikleryapıl-
dı ve sanırım çoğunda da, kadın sorunuyla bir-
likte savaş da ele alınmıştır.
Burada bir noktaya değinmek istiyorum.
15-20 yıl kadar önce, konunun ülkemizde
daha yeni yeni gündeme geldiği dönemde, ta-
nık olduğum bir olay dolayısıyla kadın sorunla-
nnda fazla ahkâm kesmemeye gayret ediyor, yal-
nızca gözlemlerimi ya da erkeklerin konumunu
ele almaya çalışıyorum.
Bir kadın toplantısında, karşı cinsten konuş-
macılan dikkatle dinleyen orta yaşın ileriemiş ba-
samaklannda bulunan bir bey söz alıp, kadın-
lara,
- Bence yanlış yapıyorsunuz, sorunu şöyle or-
taya koysanız daha iyi olur, deyip kendi doğru-
larını sıralamaya başlamıştı.
• • •
Sömürgecinin, sömürülene sömürüden en iyi
kurtulma dersi vermesi gibi bir şeydi bu tutum.
Sanırım, akıllı demesek bile az şapşal erkek-
lerin, kadınlara yol gösterme yanlışından özen-
le sakınmaları gerekir.
Hem nereden biliyorlar, kendi doğrularının,
kadınların kendilerine yanlış gibi görünen tavır
ve düşüncelerinden daha doğru ve yararlı ol-
duklarını?
Her Kadınlar Günü'nde düşündüğüm bazı
noktaları seninle paylaşmak istiyorum burada.
Bir kere kabul etmek zorundayız ki, bu alan-
da, hiç değilse dünyanın belirli toplumlannda ve-
ya bizim toplumun bazı kesimlerinde hatın sa-
yılır gelişmeler oldu.
Tabular toplumun aft değilse bile belirli kesim-
lerinde hızla yıkılıyor.
21. yüzyılda her beş yönetici kadrosundan üçü-
nün kadınların eline geçeceği, bu yüzyılın ka-
dın yüzyılı olacağı araştırmacılar tarafından ön-
görülüyor.
Üretim ilişkilerindeki değişiklik, teknolojinin
getirdiği kolaylıklar, kadının özgürlüğü yolunda
büyük mesafe alınmasını sağlıyor.
Ama bu gelişmelerin toplumdan topluma, sı-
nıftan sınıfa değiştiği ve tabana daha tam inme-
diği bir gerçek.
•••
Sevgili,
Dün birçok yerde kadın ve savaş konusu ele
alınmıştır kuşkusuz; bu konuşmalarda, kadının
savaşın acılannı daha çok yaşadığı falan gibi nok-
talara değinildiğini tahmin ediyorum.
Ben olayın başka bir yönüne değinmek isti-
yorum.
Türkiye'de kadının yazgısına, birbirini izleyen
iki savaş, ilk bakışta çelişkili gibi görünse de çok
önemli katkılarda bulunmuştur.
Bunlardan ilki 1. Dünya Savaşı, ikincisi ise
onu izleyen Kurtuluş Savaşı'dır.
Birinci Dünya Savaşı'nın zor günlerinde Itti-
hatçılar, eğitim alanında olduğu gibi kadın hak-
ları konusunda da önemli adımlar atmışlardır.
Kadının başı açık sokağa çıkma özgürlüğü-
ne kavuşmasından tek taraflı olarak boşanma-
yı talep hakkına, çalışma özgürlüğünden kon-
servatuvara öğrenci olarak girebilmesine ka-
dar birçok alanda, önemli adımlar atılmıştır.
Laikliğin temellerinin atıldığı bu iki savaşın or-
tak noktası, toplumun birlikte kurtuluş arama-
sıdır.
Toplumun kendi kurtuluşunu aradığı ortam-
lar ise, kaçınılmaz olarak yenileşmeyi getirmek-
te, aynı zamanda bütün güçlerin seferberliğini
zorunlu kılmaktadır.
0 zaman toplumun bir yarısı, öbür yarısının
varlığını ister istemez daha iyi fark etmektedir.
Biliyorum Sevgili, kadın ve savaş konusunda
bir aykırı görüş bu.
Ama üzerinde durulmaya değer sanırım.
Erbakan'dan suclama:
AKPdış
emrinde
AHMETŞEFİK
TRABZON-Kapatı-
lan Refah Partisı'nin
Genel Başkanı Necmet-
tin Erbakan, siyaset ya-
sağının geçen günlerde
sona ermesinin ardın-
dan ilk kez Trabzon'da
SaadetParti'lilerle(SP)
buluştu. AKP'yi dış
güçlerin emrinde ol-
makla suçlayan Erba-
kan, AKP Genel Baş-
kanı Recep Tayyip Er-
doğan ve arkadaşlarını,
"hidayet kararmasına
uğramak"la itham etti.
Erbakan, "tsrafl'in em-
niyeti için onlara hizmet
edecekolan ABD asker-
lerini sırtlannda taşı-
mak istiyorlar. Türki-
güçlerin
çalışıyor
ye'nin parçalanmasına
destekveriyorlar" dedi.
Erbakan ve SP Genel
Başkanı Recai Kutan,
Trabzon il örgütünün 1.
Olağan Kongresi'ne ka-
tıldı.
Kadın ve erkeklerin
ayn kapılardan alındı-
ğı, ayn tribünlere otur-
tulduğu salonda çok sa-
yıda çarşaflı kadın oldu-
ğu gözlendi.
Divan Başkanlığı'nı
TBMM eski başkanla-
nndan Yasin Hatipoğ-
lu'nun yaptığı kongre-
de Erbakan'dan önce
konuşan Kutan, Irak'ta
insanlann kanı pahası-
na hükümet tarafından
pazarlık yapıldığını
söyledi.
Tezkere çıkmamasma karşın asker sevkıyatı yapıldığını söyleyen TBMM Başkanı hükümeti eleştirdi
Annç'tan gensoruçağnsı• Annç, "Ingiltere
parlamentosu ile
Avusturya
parlamentosu veya
/başka bir parlamento
ile Türk
parlamentosu
- arasında bir seviye
düşüklüğü, bir seviye
farkı yoktur. Meclis'in
itiban vardır. Bu Meclis,
ilk Meclis gibi
çalışacak ve tarihe
geçecektir. Millet
bizden umudunu
kesmesin" dedi.
Dısisleri Bakanı Yasar Yakış:
ANKARA (OumiuriyetBürosu)
- TBMM Başkanı Bülent Annç,
TBMM'nin tezkere karanna karşın
ABD askerleri ve araçlannın sev-
kıyatından rahatsız olduğunu söy-
ledi. "TV'lerden izlediğim göriin-
tüler beni fevkalade rencide ediyor,
tüylerinı diken diken oluyor" di-
yen Annç, milletvekıllerine "de-
netim mekanizmasını çabşürmala-
n" ve soru, araştırma ya da genso-
ru önergesi vermeleri çağnsında
bulundu. Genelkurmay Başkanlı-
ğı'nın konuyla ilgih açıklamasma
da atıfta bulunan Annç, asker bu-
lundurma tezkeresinin bile transit
geçişe izin verip vermediğinin tar-
tışmalı olduğunu ve TBMM'nin
yetkisini tümüyle hükümete devre-
demeyeceğini söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komis-
yonu'nda Cumhurbaşkanlığı,
TBMM ve Sayıştay Başkanlığı'nın
2003 yılı bütçesinin görüşmeleri
sırasında CHP'li milletvekilleri Is-
kenderun Limanı'ndan yapılan as-
ker ve araç sevkıyatını eleştirdi.
CHP'li Enis Tütüncü, gücünü halk-
tan alan TBMM'nin "savaşa ha-
yır" demesine karşın sevkıyatın
başladığına dikkat çekti. Tütüncü,
Iskenderun Lımanı'ndan yapılan
sevkıyatın üs ve limanlann moder-
nizasyonuna ilişkdn tezkerenin için-
de olmadığını kaydederek, "Bu sev-
kryat, neye dayanüarak yapıhyor?
Meclis'in iradesi dışında yapdması
gibi son derece sıkmü veren bir tab-
loyla karşı karşryayız. TBMM'nin
tezkere konusundaki ta\n belli de-
ğil mi? Bu durum, Meclis iradesi-
nin ambargo altında olduğunun
yansımalanndan biri midir" diye
sordu.
ABD hükümetinin Türkiye'nin
kendilerinın izni olmadan Kuzey
Irak'a girmesine izin vermediğini
belirten Tütüncü, "Ama kendileri
Türkiye topraklannı yolgeçen ha-
nma çeviriyor" dedi. CHP'li AK To-
puz da, iki partinin milletvekillerin-
den bir komisyon oluşturulması ve
Iskenderun "dan yapılan sevkıyatın
birinci tezkere kapsamında olup ol-
madığının yerinde incelenmesini
önerdi.
TBMM Başkanı Bülent Annç,
Tezkerede
değişiklik
yapılabüir
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Irak
sürecinde kritik bir haftaya giriyor. Siirt
seçimlerinin ardından yeni hükümetin kurulması
ve ABD'nin Irak'a 17 Mart'a kadar süre tanıyan
savaş karar tasansının BM'de oylanması
beklenirken asker bulundurma ve göndermeye
ilişkin yeni tezkere tartışmalan da kızıştı.
Başbakanlık'ta düzenlenen ve yaklaşık 5 saat
süren ve Başbakan AbduDah Gül başkanlığında
yapılan toplantıya, 1.5 saat sonra AKP lideri
Recep Tavyip Erdoğan ile Milli Savunma Bakanı
Vecdi Gö'nül de katıldı. Yaşar Yakış, Müsteşan
Uğur Ziyal, ABD ile yürütülen müzakereleri
yürüten büyükelçi Deniz Bölükbaşı'nın yer aldığı
toplantıda, Türkiye'nin kritik bir haftaya girdiğine
işaret edilirken BM'deki oylamanm önemi
vurgulandı. Toplantıda, asker konuşlandınlmasına
ilişkin tezkerenin yeni hükümete bırakılması
görüşü etkin oldu. Dışişleri Bakanı Yakış, toplantı
sonrasında yaptığı açıklamada, ikıncı tezkerenin
^ — — — ^ — ^ — — TBMM'ye gönderihnesi
B
Başbakanhkta düzenlenen Başbakan Gül başkanhğuıdaki toplantıya AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan da kaüldı.
CHP'li milletvekillerinin eleştirile-
rini yanıtlarken, konuyla ilgili ra-
hatsızlığını dile getirdi. Önemli
olan Meclis'in karan olduğuna dik-
kat çeken Annç, asker bulundurma
tezkeresinin kabul edilse bile tran-
sit geçişe izin verip vermediğini
hukukçulanna sorduğunu, geçmiş-
te çıkanlan tezkereleri incelediği-
ni ancak bir sonuç alamadığını vur-
guladı. Annç, "Bu konu ortada,
bunlann dört dörtlük tarifedilme-
si gerekir'' dedi.
Hükümetlerin anayasanın 92.
maddesine göre yetki isteyebilece-
ğini, ancak Meclis'in, yetkisini ol-
duğu gibi hükümete veremeyece-
ğine dikkat çeken Annç, "Askerse
asker sayısı, sürevse sürenin belli ol-
" ması gereldr'' diye konuş-
tu. Gelişmeleri gazete ve
TV'lerden izleyen her mil-
lervekilinin üzüntü duy-
ması gerektiğini anlatan
Annç, şu görüşleri dile ge-
rirdi: "GeneUaırmayBaş-
kanlığı'nın yapüğı açıkla-
malar var. 'Birinci tezke-
re çerçevesinde yapılan
sevkıyatlar' dhorlar. An-
cak ortaya çıkan görüntü-
ierinsanİan rahatsız edhor.
Huzursuztuk varsa dene-
timmekanizmalannıhara-
kete geçirmeklazım. Mec-
lis her türlü denetim meka-
nizmasını çalıştırmalıdır.
TV'lerden izlediğim gö-
rüntülerbeni fevkaladera-
hatsız ediyor, rüylerim di-
ken diken oluyor. Eğer en-
dişeleriniz varsa denetim
mekanizması çahşönlma-
h. Bu soru olur, araşürma
\egensoru olur. Konu mut-
laka Meclis tarafindan in-
celenip denedenmeb'dir."
153 dükkân için 253 bin dolar, bir dönüm arazi için 200 dolar ödeyecekler
ABD her yeri ldrahyor
1
aşbakanlık'ta
AKP lideri
Erdoğan'ın da
katıldığı Irak ve
Kıbns konulu bir
toplantı yapıldı.
Toplantıda, Lahey"de
yapılacak Kıbns
görüşmelerine
Türkiye'nin de
katılması
kararlaştınldı.
konusunda zamana bağlı
süreler konmasının
yanıltıcı olduğunu
savundu. tkinci tezkere
için öncelikle olası Irak
operasyonu öncesindeki
değerlendirmelerin
tamamlanması
gerektiğini anlatan
Yakış, "Değerlendirme
süreci halen devam
edhor. En kısa zamanda
bu süreci tamamlanıayı
umuyoruz" dedi.
Ikinci tezkerenin
niteliğinde değişiklik
^ ^ — ^ — olabileceğini kaydeden
Yakış, BM Güvenlik Konseyi'nde tartışmalann
değerlendirildiğini de vurguladı. Yakış, 1441 sayılı
BM Güvenlik Konseyi karannı yerine getirmesi
için Irak'a 17 Mart'a kadar ek süre tanınmasını
öngören karar tasansının da ele alındığını
belirterek "17 Mart unsuıiardan biri, ancak kader
tayin edici değü" diye konuştu. Toplantıda, 10
Mart'ta Lahey'de yapılacak Kıbns görüşmesi
öncesinde Türkiye'nin izleyeceği tutum da
belirlendi. Toplantıda, Kıbns sorununun
çözümünde Türkiye'nin iyi niyetini ve BM ile
bağlannı koparmadığını göstermek için Türk
tarafının Lahey'e katılımı kararlaştınldı. Bu
çerçevede Lahey'e gidecek Türk heyetinin
Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Uğur Ziyal,
Büyükelçi Deniz Bolükbaşı. Kıbns Dairesi Genel
Müdürü Büyükelçi Ertuğrul Apakan ve bürokrat
Haüt ÇeHk'ten oluşması öngörüldü. Toplantıda, 6
Mart'ta Çankaya Köşkü'nde yapılan zirvede
alınan kararlann Lahey'e yansıtılması benimsendi.
MAHMUTORAL
DİYARBAKIR - ABD aske-
ri yetkilileri, Mardin Kızılte-
pe'deki Organize Sanayi Böl-
gesi'ndeki dükkânlann ardın-
dan Nusaybin Sanayi Sitesi'nde
150 dükkân ve 10 bin dönüm-
lük arazi daha kiraladı. ABD'li
yetkililer, 150 dükkân için 253
bin dolar, bir dönüm arazi için
200 dolar, hasat dönemine ka-
dar boşaltılmayan arazi
için de ürüne karşılık 300
dolar ödemeyi taahhüt et-
ti.
Stratejik üstünlüğü ne-
deniyle Kızıltepe'yi lojis-
tik destek üssü olarak be-
• Nusaybin Sanayi Sitesi'nde 150 dükkânı kiralayan
ABD askeri yetkilileri, Habur Sınır Kapısı'na giden
transit yol üzerinde bulunan ve Idil ilçesine bağlı
köylerde de 10 bin dönüm arazi kiraladı.
meyi önerdi.
Yöneticilerin teklifı kabul et-
tiği ve ABDTilerin kısa süre
içinde Sanayi Sitesi'nde çalış-
malara başlayacağı öğrenildi.
ABD'li yetkililer, Habur Sı-
nır Kapısı'na giden transit ka-
rayolu üzerinde bulunan Idil il-
çesine bağlı Oyak, Kurtuluş,
Uğrak, Özbek, Kırca ve Çığır
köylerinde de yaklaşık 10 bin
dönüm arazi kiraladı. ABD'li-
lerin dönüm başına 200 dolar
teklifine köylüler sıcak bakma-
sına karşın ekilı ürünler sorun
oldu. Kiralandığı süre içinde
tarlalanna giremeyecek olan
köylüler, ürünlerin karşılığının
da ödenmesinı ıstediler.
Bunun üzenne ABD'liler ha-
sat dönemine kadar araziyi bo-
şaltmadıklan takdirde, tarlada-
ki buğday, arpa, mercimek gi-
bi ürünlere karşılık bir defaya
mahsus olmak üzere 300 dolar
daha ödemeyi taahhüt etti.
Pearson 'ın CHP 'lilerle görüşmesinin doğal olduğunu söyledi
Baykal: Diplomatik bir temas
lirleyen ABD askeri yetki-
lileri, kiraladıklan tesis-
lerde bir haftadır altyapı
çahşmalannı sürdürürken,
KTDAŞ Iplık Fabrikasf nda
da arazi düzelrme ve res-
torasyon çalışmalanna baş-
ladı.
150 dükkâna
253 bin dolar
Nusaybin ilçesinin yak-
laşık 1 kilometre uzaklığın-
daki Sanayi Sitesi yöneti-
cileriyle görüşen ABD'li
yetkililer, 150 dükkân için
aylık 253 bin dolar öde-
ANKARA (CumhuriyetBürosu)- CHP Genel Baş-
kanı Deniz Baykal. CHP milletvekillerinin ABD
Büyükelçisi Robert Pearson ile bir araya gehnele-
rini "diplomatik, doğal bir temas" olarak nıteledı.
Baykal, büyükelçilerin görevlerinin kritik dönem-
lerde nabız tutmak olduğunu kaydetti.
Baykal, dün gazetecilerin ABD'nin ikinci tezke-
re öncesinde aralannda CHPTilerin de olduğu mil-
letvekillerine "yakın markaj" uygulamasına iliş-
kin sorulannı yanıtladı. CHP'li millet\
7
ekillerinin de
bu tür görüşmeler için kendisinden izin almasına ge-
rek olmadığını kaydeden Baykal, "Her türlü diplo-
matik temaslara arkadaşlanm kanhriar. Bu çok do-
ğaldır. Onlann görevi zaten dünyavı bJemektir. Ya-
bancı ülke temsiküeriyle biraraya gemier. Bu dün-
yanm ber yerinde böyk olur" dedi.
Baykal, bundan sonraki süreci bekleyip görecek-
lerini belirtirken, gazetecilerin "Hükümet tarafin-
dan yeteıii şekilde bilgilendirildiginizi düşünüyor
musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"2-3 kez başbakanla biraraya gektik. O ana kadar-
ki durum hakkında iyi niy etli açıklamalaryapü. Fa-
kat daha sonra çok önemli gelişmeler oldu. Hükü-
met ekonomik, askeri ve siyasi konularda bir aıüaş-
ma içine girdi. Bu çerçevede bir mutabakat mnhtH
rası metni oluşturuldu. Bunlan bilmiyorum. Bunu
AKP miDervekiUerinirj de bfldiğini sanmıyorum.Ba-
karılarKunıhıüyeteribüryormuonudabihnryoruın.
Yani ortada bir anlaşma var, o anlaşmalann içeriği
hakkında bilgim yok. Bunun dışında daha önceki te-
maslarda Sayuı Başbakan genel açıklamalan söyie-
di. Bunlar kamuoyunun da bildiği açıklamalan'"
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr
Hafta sonu. Uzun yolculuklardan,
oradan oraya koşturmalardan, TV prog-
ramlarındaki tartışmalardan yorgun
düşmüşüm. Işler birikmış, aldırmama-
ya karar verdim. Gazeteleri bir köşe-
ye yığdım, kanştırmaya başladım. Ni-
yetim sakin bir hafta sonu geçirmek.
8 Mart Kadınlar Günü'ydü dün.
Gazeteleri karıştırırken gözüm gün-
ler önceki bir gazetenin sayfalarına ta-
kıldı. Kıskançlık yüzünden eşlerinı öl-
düren erkeklerin öyküleriydi bunlar.
Başlığın biri şöyleydi: "Makam odasın-
da kıskançlık cinayeti." Diğer başlık-
ta ise şunlar yer alıyordu: "Öfkeli ba-
ba dehşet saçtı."
"Kanm beni aldatıyor" şüphesi içi-
ne giren Uzman Çavuş Tolga Bahar,
bu şüphesini iki kişiyi öldürerek son-
landınyor. Tolga Bahar, ilişki içinde ol-
duğu şüphesiyle, eşiyle, daha önce
komutanlığını yapan yüzbaşıyı yüzleş-
tiriyor. Bu yüzleştirme sırasında eşi
Selda Bahar'ı ve komutanı Yüzbaşı
Gökhan Oğuz'u kurşunlayaraköldü-
rüyor. Bu cinayet haberinı okuyunca,
Kıskançlık Cinayetleri
"Eri<eklerkıskanç olur" deyişini anım-
sadım. Bunu onlara kim öğretmişti:
Tabii ki toplumsal kültür.
Uzman Çavuş Tolga Bahar, acaba
öldürdüğü eşinin haberi olmadan hiç
çapkınlıkyapmışmıydı? Başka kadın-
laria birlikte olmuş muydu? öldürdü-
ğü eşi Selda böyle bir ilişkiyi duysa ne
yapardı? Onu öldürür müydü? Şimdi-
ye kadar acaba kıskançlık nedeniyle
kaç kadın erkeği, kaç erkek kadını öl-
dürmüştür?
İkinci haber ise eşi bir müzikholde
şarkı söyleyen ve konsomatrislik ya-
pan emekli polis Erdoğan Özdil'eait.
Erdoğan özdil de karısını bir gece ya-
nsı, öfkesine ve muhtemelen kıskanç-
lığına yenik düşerek öldürüveriyor. Ge-
ce çalıştığı müzikholden dönen Gönül
özdil, eşiyle arasında çıkan bir tartış-
ma sonunda yaşamından oluyor.
Emekli polis Erdoğan özdil, 12 ya-
şındaki oğlu Ali'nin kurşun seslerine
uyanması üzerine arabasına binip ka-
çıyor. Ali annesini kurtarmak için ça-
balıyor, onu hastaneye yetiştiriyor, yi-
ne de çabaları sonuç vermiyor ve an-
nesını yitiriyor.
• • •
Gazete, annesini yitiren Ali'nin ça-
resizlik içinde ağlayan fotoğrafını ya-
yımlamıştı. Bu iki haberi okuyunca ön-
ce, bu tür bir cinayet gelişmiş bir ül-
kede, gelişmiş insanlar arasında olur
muydu diye kendi kendime sordum.
Sonra, erkeklerin kıskançlıklarını öl-
dürerek göstermeleri üzerinde düşün-
düm.
Erkeklerin, başka kadınlarla ilişki
kurmayı, çapkınlıkyapmayı kendilerin-
de bir hak olarak gördüklerini biliyo-
rum. Bunu anlıyorum da. Erkekler de
insan, onlar da evliliğin biteviye ilişki-
sinden sıkılabilirler, başka ilişkiler kur-
mak isteyebilirler. Ancak unutmasın-
lar ki kadınlar da insan. Onlar da er-
keklerin hissettiklerini hissedebilirler.
Bunu böyle söylediğim zaman, er-
keklerden itirazgeliyor. "Hayır, erkek-
ler egemen karakterdedir. Başka ka-
dınlarla erkekler ilişki kurmak ister
ama, kadınlarbağlanmayı tercih eder-
fer"diyoriar. Bilmiyoriarki, ilişki kurduk-
ları diğer kadın da, sonuç olarak ka-
çamak bir ilişkiyi yaşıyor. Bazen bu tür
ilişkilerde kadınlar da evli oluyorlar.
Ayrıca böyle bir saptamayı yapmak
erkeklerin yapabileceği birşey değıl ki!
Bir kadının başka bir erkekle beraber
olmak isteyip istemediğini erkekler
değil kadınlar bilebilir. Aslında bütün
bunlar, insanlığın sorunları. Erkekler
ve kadınlar; sevgiler, istekler, buna-
lımlar, ayrılmalaryaşayabilirier. Bazen
erkek kadını, bazen de kadın erkeği terk
edebilir. Eğer bir erkek, başka bir ka-
dınla ilişki kurma hakkını kendisinde
görüyorsa eşinin ya da sevgilısinin de
böyle bir ilişki içinde olabileceği ger-
çeğini kabul etmelidir. Hayır ben ya-
panm, o yaparsa öldürürüm dr/orsa-
nız, siz bir başka dünyada yaşı/orsu-
nuz derim.
•••
Kıskanmakdainsanaözgü brözel-
lik. Kadın da, erkek de kıskan r. Kıs-
kançlık çoğu zaman ilkel duygulann
ürünüdür. Sahiplenme hissi, kıskanç-
lığın temel güdülerinden birisicir. Işte
burada kadınla erkek arasındaa fark
ortayaçıkıyor. Erkek, kıskançlıçı ken-
di hakkı olarak görüyor. Eğer t>j duy-
gulan fazla kabarırsasilahınıateşleyip
cinayet işleyebiliyor.
Bir kıskançlıkcinayetinde babası t a -
rafından annesi öldürülen Alı, Hrn b i -
lir bundan sonra hangi koşullanda bü—
yüyecek? Onu büyüten veçevreleyen
kültür onu nasıl etkileyecek? Pcaba,
kıskançlık için cinayet işlemeyı nssl yo—
rumlayacak?
Kıskançlık ve erkek cinayetlen. ba—
kalım ne zaman ilkel birerkekliktep—
kisi olarak, ülkemiz erkeklerinİB' gün—
deminden çıkacak?