04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MART 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZIK 11 İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK KAkAKlfıL HOCA DÜEÜST TABÎATLI İSTANBUL. iTT/M S.i Cril>ıP Dilden dile dolaşan ve 25 yıldır söylenen şarkılar 3 CD'lik bir albümde toplandı HATtCE TUNCER Yeni Türkü, Akdenız müziğı ile 12 Eylül'den yaralı bereli çıkanlara yeniden umut ışığı yakan sözleri bir araya getirince 80'lerin şarkılan ortaya çıkmıştı. "Yitikkuşak" denilen 78'li "Ya dışındasındır çemberin/Ya da içinde yer alacaksın" sözlerinde kendinı ! bulurken "Sakın çıkma patika yollara" ürkekliğini anlatıyordu ama umut da eksik değildi: "Ne geçmiş tükendi/Ne yannlar/Hayat yeniler bizleri." Yenı Türkü'nün dilden dıle dolaşan ve 25 yıldır hâlâ söylenen şarkılan 3 CD'lik bir koleksiyon albümde toplandı. Grubu, 1990'ların sonuna doğru aynlmalara, çalkantılara karşın "inatia" ayakta tutmayı başaran Derya KöroğhTyla Yenı Türkü'nün geçmişinı ve geleceğini konuştuk. Derya Köroğlu, Selim ve Zerrin Atakan, Orta Doğu Teknik Ünıversıtesı'nde birlikte müzik yapmaya karar verdikleri ortamda sanatı toplum için. hatta sanatı silah olarak kullanma düşüncelen tartışılıyordu: "1979'da çıkardığımız ve sosyalizme öziemin belirgin izlerini taşıyan Buğdayın Türküsü'nde dahi müziğin hep ön planda olduğunu düşündük. Halk için müzik yapmak, bağlamayla çıkmak değildi bizim için. Sanatçımn ilk önce popülizmden kopması gerektiğini düşünüyorum." 5. albümde keşfedildl Buğdayın Türküsü, 12 Eylül'de raflardan kalktı ama Yenı Türkü'nün 1983'tekı Akdenız Akdenız albümüyle Akdenız çizgisi belirlendi. Art arda Günebakan, Dünyanın Kapılan, Yeşilmışık albümlenni çıkardılar. 1989'a kadar sınırlı bir dınleyicı kıtlesi olan Yeni Türkü beşinci albümden sonra birdenbire keşfedildi: "12 Eylül karanlık döncminin içerisinden doğrudan mesajlarla dolu olmadan ama umutlan yeşerten sözJerie ve müzikle ortaya çıktık. Akdenizliliğin tammında hüzün var, ama aynı zamanda yaşam coşkusunu devam ettirmckle iç içe, bir duygu veriyor. Telli Telli hareketü ama sözler de çok dokunaklı. Banndırdıgı coşku ve hüzünle biriikte yaşamanın umudunu veren müzikler olduğu için bu şarkılan yaşıyor." Şili'den başlayan ve trlanda'dan Yunanistan'a kadar uzanan "yeni şarkı" akımından etkılenen Yeni Türkü üzerinde Yunanlı Manos Loizos-Haris Alexiou besteci-şarkıcı ikilisınin belirleyici etkısı oldu. Yenı Türkü'nün en sevilen parçalanndan "Telli TelH", "Maskeli Balo", "Olmasa Mektubun", Murathan Mungan'm, Manos Loızos'un müzıklerine söz yazmasıyla ortaya çıktı: "Murathan Mungan, Can Yücel, Meral Özbek, Turgay Fişekçi... onlar da Yeni Türkü'nün bir parçası olarak burada sayılmah. Adımızı koyan Yaşar Miraç'ın büyük etkisi var. Şairlerle birlikte yürüyüyoruz. Dümadaki rüzgârlar, bizi alıp götüren rüzgârlar da müziğimizi oluşturuyor." İstanbul müziği "Vıra Vıra", "Aşk Yeniden"e geldiklerinde grup içinde bazı ayrılıklar başladı. Önce Selim Atakan daha sonra Tuğrul Bayrak gruptan aynldı. Grup 4 müzisyenle çalışmalannı sürdürürken dizi film müzıkleri ağır bastı. "Güne Bakan" albümünde ortaya çıkan "İstanbul müziği'', rebetiko etkili şarkılara doğru yol aldı. "Yedikule" şarkısı, esprili sözleri ve müziğiyle büyük ilgiyle karşılandı: "Müzik tarzunız Akdeniz'den Türk klasik Türkü yaşıyor G rubu, 1990'ların sonuna doğru ayrılmalara, çalkantılara karşın "inatla " ayakta tutmayı başaran Derya Köroğlu, daha önce eski şarkılan yeniden yorumlama denemelerinden hoşnut kalmamış. Köroğlu, eski tatlarıyla güzel olduklarını düşünerek hepsini bildiğimiz ilk halleriyle koleksiyona almış: "Hataları olabilir ama o şarkılar öyle sevildi, o halleriyle yaşamalı." 1989 'a kadar sınırlı bir dinleyici kitlesi olan Yeni Türkü beşinci albümden sonra birdenbire keşfedildi: "12 Eylül karanlık döneminin içerisinden doğrudan mesajlarla dolu olmadan ama umutlan yeşerten sözlerle ve müzikle ortaya çıktık. Akdenizliliğin tammında hüzün var, ama aynı zamanda yaşam coşkusunu devam ettirmekle iç içe, bir duygu veriyor." alırken Fuat OburoğJu da gruptan ayrıldı: "1997'de arkadaşlarunız aynldığında 'Şimdi Yeni Türkü mü bu' diyenler oldu. Yeni Türkü çok özel koşullarda çıkü ve aslında birçok müziğe öncülük etti. Ticari bir kaygı da olmadan fedakârhklarla, bir sonraki albümü yapabilir miyiz diye sorarak yapnk. Başta yadırgandı, ama müziğinin yoluna çok girdi. Hep suurianmızı zorladık. Sanatçı sanatla olan hesaplaşmasun her zaman önde rutmalı. Bunu kendi fikiricri. kendi çizgisi içerisinde yapüğı için de ister istemez politik bir şey yapmış oluyor." "Süper Baba" dizisine yaptıklan müzikler de klasikleşmiş parçalar arasında yerini Türk müziğinin modern yorumu açısından Yeni Türkü'nün varhğı birçok şeye birçok kapıyı açtL Yeni Türkü devam etmeliydi. Üstelik bütün şimşekieri de üstüme çekerek yapüm. Gerçekten zor bir dönemden geçtik. ama Yeni Türkü hâlâ var." Aynlanlar yerine genç müzisyenlerin gruba katılmasıyla 1999'da "Yeni Türkü Yeni" adıyla çıkardıklan albümde Akdeniz'den Karadenız'e doğru uzandılar. Raci Pişmişoğiu, Erkin Hadimoğlu, Furkan Bilgi, Erdinç Şenol ve Fatih Ahıskah'yla birlikte Yenı Türkü, konser grubu olma özellığinı sürdürüyor: "Bir konserin keyfîni yaşatacak canhbkta ve çeşitlemelerde birçok şey yapılıyor. Yeni Türkü grubu kasetiyle aynı şey değiL Bu kez Amerikada turneler yaptık. Eski gruba nasip olmamışü bu. Televizyonlarda gözüken insanlar değiliz ama özellikle üniversitelerle iç içeyiz. ODTÜ'de 20-25 bin kişinin hep bir ağızdan bizim şarkılanmızı söylemesi beni çok etkiliyor doğrusu. Gündelik popüler bir hevesin ürünü değildi o şarkılar. Ya çocukluklannda dinlemişler ya dinlemiş unutamanuşlar. Hâlâ yeniden keşfediliyor." Eski şarkılar yeniden Yeni Türkü grubu pıyasada kalmayan albümlenni 3CD'lik bir koleksiyon albüm olarak çıkanrken bir albüm niteliği de kazansın istemiş. Daha önce eski şarkılan yeniden yorumlama denemelerinden hoşnut kalmayan Derya Köroğlu, eski tatlanyla güzel olduklannı düşünerek hepsini bildiğimiz ilk halleriyle koleksiyona almış: "Hatalan olabilir ama o şarkılar öyle sevildi, o halleriyle yaşamah. Her grubun her bestecinin tarihinde ilk eseıier daha ciddi bir birikim sonucu birden ortaya çıkıyor. Ben hâlâ Led Zeppeün 1 ve 2'yi dinliyorum. Türkiye'nin genel olarak sosyal ekonomik durumu ne kadar iyiyse sanatsal durumu da o kadar iyi oluyor. İnsanlar ekmek kaygısına düştükçe sanatta barometre düşmeye başhyor. Türkiye'de uzun yülardır geleceğe zorla bakıyoruz gibi bir konuma geldik. Ekonomik, ruhsal, sosyal çöküşler, yolsuzluklar. Sanatçı da biraz karamsartığa kapıhyor. Belki de böyle dönemlerde sanatçımn önemi ortaya çıkıyor. İnsan çizgisini bırakmadan devam etme gücünü göstermeli. \'eni Türkü'nün hep yaşaması gerektiğine, şarkılannın yaşaması gerektiğine inandım ve bunu da şimdiye kadar başardık." Derya Köroğlu, 1998 yılında belgesel filmlere yaptığı müzikleri "Musikarium" adlı albümde topladı. Derya Köroğlu, bu sıralar TRT'de yayımlanan Sait Faik öykülerinden oluşan "Havada Bulut" adlı dizinin müziklerini yapıyor. "İldnci çıkışım olacak" dediği solo albümü için hazırlanıyor. Kirlilik en büyük sorun Yenı Türkü, slogan atmadan karanlık dönemlerin umut veren sesini oluşturmuştu. 1980'lenn şarkısı Telli Telli'yse 2000'lerin şarkısı ne olabılirdı: "Berh'n Duvan'nm yıkıldığı v ıllardı. Arük iyice kendi başına kabnış insanlann umut şarkılan. İnsanlar hep birtakun toplumsal kirliliklerle karşılaşıyorlar. Kirlilik bence bu devrin bü\ ük sorunu. Politik kirlilik, çıkaıiann kirliliği, bence balalması gereken yer burasL Ankara'da binlerce kişi savaş karşıtı gösteri v apı\or. Meclis'ten yanhşhkla savaş karan geçmeyince ne çok savaş yanlısı olduğu ortaya çıkıyor. Toplumda birçok insan 'Biz Amerika'mn yardakçısı olmak zorundayız, yoksa öleceğL7.' diyor." uMUT AKYUREK: Şarkı9 zekâ ve duygu işidirTRT'nin Türk sanat müziği programlannı takip edenlerin en tiz perdelere kadar ulaşan sesiyle ve güzelliğiyle yakından tanıdığı Umut Akyürek, Japonya'da \ erdığı konserin ardından "O Dudaİdar Bülbülleşiyor" adlı ilk albümüyle mesleğinin en heyecanlı ve üzüntülü günlerini bir arada yaşadı. TRT televizyonlanndaki çalışmalanyla Türk sanat müziği sevenlerin beğenisini kazanan Akyürek, kendini bir anda Japonya'daki konser öncesi ortaya atılan iddialar arasında buldu. Akyürek'e ayncalıklı davranıldığı gerekçesiyle bir modacının uçaktan inmesi haberleri günlerce basında yer aldı. Akyürek, Japon Prensi Akihito'nun önünde verdiği konserin beğeniyle karşılanmasuıın ve ekim ayuıda bir kutlama için yeniden Japonya'ya davet almasının se\incini bu tartışmalar arasında biraz gölgeli yaşadı. 13 yasından berl müzikle birlikte Fotoğraflarmda koyu makyajdan seçilemeyen iri ela renkli gözleri dolarak, dudaklan titreyerek kendini şöyle anlatmaya çalışıyor: "Japonya'da patiak veren skandahn kahranıaıu degunn!7>ıUıkTRr • TRT televizyonlanndaki çalışmalanyla Türk sanat müziği sevenlerin beğenisini kazanan Umut Akyürek: "TRT ekranlanndan tanınan, kutlanan bir sanatçıyım. En azmdan doğru bir şeyler yapmaya çalışan bir sanatçı adayıyım " diyor. Akyürek, eseri okuyamn hıssetmesinin ve şarhyı yaşamasmın önemli olduğuna inantvor. sanatçısryını. TRT ekranlanndan tanınan, kutlanan bir sanatçıyım. En azmdan doğru bir şeyler yapmaya çahşan bir sanatçı adayıyım." TRT istanbul Radyosu'nda çalışan Umut Akyürek, müzik eğitimine henüz 13 yaşında îzmit Musiki Cemiyeti'nde başlamış. Ailesiyle Sapanca'da oturan Akyürek, yıllarca bıkmadan her hafta sonu Erol Sayan'dan ders aldığı cemiyetteki çalışmasını ihmal etmemiş. Musiki cemiyetleriyle konserler için Zonguldak'tan Maraş'a, tnegöl'e* kent kent dolaşan Akyürek, eğitimini istanbul Devlet Türk Musikisi Konservatuvan'nda tamamlamış. TRT'nin Ankara An Stüdyolan'nda gerçekleştirdiği ve TRTlveTRT4 ekranlannda yayımlanan konserlerde korist ve solıst olarak görev alan Umut Akyürek, izleyicilerin de ilgisini fark edince kurumun izniyle albüm çıkarma hazırlığına girdi. Akyürek. Ahmet- Şule Sezer ailesinin geri ödemek üzere yardımlanyla, saz arkadaşlannın indirimli ücretle çalışmayı kabul etmeleriyle albümünü hazırladı. Akyürek, Aiaattin Yavaşça ve Necdet Tokathoğlunun da bestelenye destek verdiği albümünü basması için DMC'yes teklif götürdü. Akyürek Türk sanat müziğinin zorlu ve ciddi bir yol olduğunu söylüyor. Assolistllk Müzik şırketının kendısinı "assoKst" olarak lans etmesine karşın kendi anlayışırun bugünkü assolist kavramından farklı olduğunun altını çiziyor ve "Bugünün nornüannda o kabplar içinde hissetnıiyorum kendimi" diyor. Müzik dınleyncısının İstanbul'dan ıbaret olmadığını Anadolu'da ve yurtdışında TRT'nin Türk müzi^: yayınlannın dikkatle izlendiğini anlatan AkyüreEİ, talep olduğunu ama arzın yetersız kaldığını söylüyor. Akyürek, eseri okuyamn hissetmesinia ve şarkıyı yaşamasının önemli olduğuna inanıyor. Akyürek, hocalaruıuı 'içten" bulduğı» yorumunun sırnnı şöyle anlatıyor: "Siz yaşamazsanız dinkyen hiç yaşavamıyor. Siz ne kadar heyecan duyarsanız, dinlevici de aynı duyguyu alıyor. Müzik zekâ işidir. Zekâıuzm sınırlannı duygularuuzla birleştirdiğinizde yorum farkı orada ortaya çıkıyor." :
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle