14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MART 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK DÜKÜST TABİATLT ÎSTANBUL EFBÎDİSİ ABDÜICAKBAZ 1 KARİKULADE MACERALABI TA.MI yAC AĞ-ıZ-,fiîLcCcĞrIZ. AŞk ff/TİVAC ı KUZ VAR Çevrecilerin tepkisi: Doğa bu yıkımı kaldıramaz ÖZLEMGÜVEMLİ ABD'nin Irak'a yönelik saldınsı sivillerin yaşamını tehdit ettiği gibi çevre için de yıkıcı sonuçlar doğuracak. Greenpeace Akdeniz Ofısi Toksik Atıklar Kampanyası Sorumlusu Banu DökmecibaşL 1991 'deki Körfez Savaşı'nda bombardıman sonrasında sivil ölü bilançosunun 3 binden 110 bine yükseldiğini anımsatarak, " Bu 'gecikmiş ölümlere" büyük ölçüde, su arrtma ve kanalizasyon tesislerinin yıkımı sonucu ortaya çıkaıt salgın hastahklar neden ohnuştu" dedı. Dokmecibaşı, "Tahrip edilen sağbk, su ve kanalizasyon sistemkri altyapısı 12 yıl geçmesine karşm yenilenemedL Bu yüzden sakünnın ekosistem üzerindeki etkileri 1991'den daha ciddi olacak" diye konuştu. Dokmecibaşı, • Birinci Körfez Savaşı'nın üzerinden 12 yıl geçmesine karşın Irak çevre kirliliği açısından da hâlâ kendini toparlayamadı. Çevrecilere göre, ABD'nin son saldınsı bölgede öncekinden daha kalıcı sorunlara yol açacak. bölgedeki çevTesel yıkımın bilinçli şekilde bir tür silah olarak kullanıldığını belirterek "1991'de 6 ila 8 mflyon varil petrol Basra Körfezi'ne boşaltddı ve dürryanın en büyük petrol kirliliğine yol açü" dedi. Yakılan, Kuveyt'e ait 600 petrol kuyusunda 67 milyon ton petrol tüketildiğini ifade eden Dokmecibaşı, bu durumun kısa zamanda halkta solunum sorunlanna yol açtığını, uzun vadede kanser vakalanna neden olduğunu anlattı. Etkiler değlşikllk gösterlr Dokmecibaşı, Körfez Savaşı sonrası yerle bir olan Irak'ın uygulanan ambargolar nedeniyle hâlâ kendini toparlayamadığını belirterek, şu an düzenlenen saldınlarda seçilen hedeflere ve kullanılan silahlara göre çe\Tesel etkilerin değişiklik göstereceğıni söyledi. Dokmecibaşı, oluşabilecek çevresel etkileri şöyle sıraladı: - Sanayi tesisleri hedef olarak seçiürse kimyasal kiıülik oluşması beklenebiBr. - Petrol üreten kuyular hedef olarak seçilirse büyük yangınlara, dumana, toprağa petrol sızmasına neden olur, deniz suyu sıcaklıklan yükselebilir, balıkJara ve diğer ekosistemlere zarar verebilir. - Altyapı, kanalizasyon ve aüksu tesisleri tahrip edilirse, deniz kaynaklan üzerinde mikrobiyolojik etkiler ortaya çıkacak. Trfo, kolera, çocuk fekri ve parazhiere bağta hastahklar görülebilecek. - Nükleer tesislerin bombalanması ve nükleer silah kullanılması durumunda geniş ölçüde radyoaktif kirlilik oluşacakür. Kimyasal silah kullanımı ise bölgedeki insanlarda, evcil hay\ anlarda, yabani ha> atta yüksek oranda ölüme neden olacakbr. Tarihten örneklere bakıldığında hiçbir savaşın galibi olmadığı görülüyor Irak'a sakbrı bir düello rövaıışı ııu?Prof.Dr. CENGİZKUDAY Güneydoğu komşumuzda savaş ne yazık ki başlamış bulunuyor. Bu savaşın çan- lan çok uzun süredir çal- maktaydı ve tüm dünya ger- gin bir bekleyiş içindeydi, fakat perşembe sabahı ilk bombalann düşmeye baş- laması ile birlikte savaş dı- şı bir çözüm bulunabilme- sine dair pek kuvvetli ol- masa bıle var olan ümitle- rimiz tümüyle silindi. Şim- di yalruzca en kısa sürede ve en az zararla bihnesini dıli- yoruz ABD'nin mlsyonu Nisan 1999'da New Orle- ans'ta yapılan Nöroşirürji kongresindeydim (Ameri- can Association of Neuro- logical Surgeons-AANS). Bu toplantının onur konu- ğu olarak eski ABD Başka- nı George Bush'un yaptığı açılış konuşması hâlâ ku- laklanmda; aynı konuşma 28 Nisan 1999 tarihli The Ti- mes-Picayune gazetesinde de yayımlanmışür. Bush ko- nuşmasında, Yugoslav Baş- kan Miloşeviç'in bir tiran olduğunu ve tiranlann dur- durulmalan gerektığini söy- lemişti. Miloşeviç'in dünya için ciddi birtehlike oluştur- duğunu, cınayetler işleyen bu dıktatörün daha banşçıl ve demokrahk değerler adı- na durdurulması gerektiği- ni belirttıkten sonra, ABD'nin bu misyonu yük- lenmesi gerektiğini vurgu- lamıştı. Baba Bush'un Işslzllk sıkıntısı Daha sonra 1991 yılında Irak'ın Kuveyt'i işgaline ve Amerika'nın müdahalesine değinen Bush'a dinleyiciler tarafirıdan Kuveyt'in işgali sırasında Irak'a yapılan ope- rasyonda Bağdat'a neden girilmediği şeklinde bir so- ru yöneltildi. Bu soru üze- rine Bush, Amerika'nın yi- ne aynı prensipler doğrul- tusunda hareket ettığıni an- cak operasyonun Saddam' ı devırmek ıçın değıl Irak'ı Kuveyt'ten çıkartmak için planlandığını söyledi ve sağ elini kaldırarak bu bölgede- ki en güçlü müttefik Türki- ye'nin bile Bağdat'a girme- lerini istemediğini ekledi. Sonuçta kendisinin işsiz kal- dığını. Saddam'ın ise hâlâ koltuğunda olduğunu ve bu- nun hiç de adil bir durum ol- madığını esprili bir şekilde dile getirdi. Bush'un konuş- masında fınal özetle şöyley- di: Yegâne süper güç olarak çocuklannızın 21. yüzyılda güven içinde olmasını isti- yorsanız, bu liderliği sür- dürmek zorundayız; 21. yüz- yıldaki demokratik kapita- lizm V6 özgürlük için Ame- • 11 Eylül 2001, dünya tarihine gelmiş geçmiş en büyük terör eylemi olarak geçti. Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kuleleri ve Pentagon hedeflerinde Amerika'yı kalbinden vuran bu saldın. bir süper gücü ilk kez kendi toprağında yaralamıştı. Bu savaşın bir sebebi de 11 Eylül teröründe alınan yaralar olabilir mi? rikan liderliği gereklidir. Unutmamalıyız ki bizim ulu- sal sembolümüz kartaldır, devekuşu değıl, bu yüzden başımızı kuma gömmek bi- zim için doğal değildir... Irak'ta savaşın yaklaştığı günlerden ıtibaren hep bu konuşmayı anımsadım. Çünkü bu savaşın haklı se- bebinı bulmakta gerçekten zorlanıyoruz. İfade edilen ya düzeninin yeniden şekil- lendiğini biliyoruz. Bu sa- vaş acaba geleceğimizi na- sıl etkileyecek? Bilındiği gi- bi dünyadaki su kaynaklan azalmakta ve dünya gide- rek çölleşmektedir. Bu sa- vaş, yannın su savaşlan için bir başlangıç olabilir mi? Tarih, bir anlamda "haya- nn öğretmeni'' olarak kabul edildiğine göre bizi çok ya- efsanesıne son vermiştı. 1884 Sudan savaşında, dönemin efsane Ingilız Ko- mutanı General Gordon . Hındistan, Çin, Mauritus ve Güney Afrıka'daki kahra- manlıklannın ardından Su- dan'a gönderilmişti. Bura- da Mahdi olarak anılan Mu- hanuned Ahmed kontrolü elınde tutuyordu. General Gordon, Mısır garnizonu- Vahşeti belleklere kazıyanfotoğraf Tarih 1 Şubat 1968'di. Metkong'lu bir savaş esiri sokak ortasmda ve halkın gözü önünde Günev Koreli bir subay taranndan kurşuna dizüerek idam edihn^ti. AP foto muhabiri Eddk Adams bu olavi görüntüledL Bir yıl sonra fotoğrafı çeken muhabire Pulitzer ödülü kazandıran bu unutulma/fotoğraf,Amerika'da savaş karşıtı bir kamuoyu oluşturmaktan başka, savaşın vahşetini anlatan bir ikona dönüşecekti. gerekçeler tam bir inandın- cılıktan uzak. Ister istemez soruyoruz: Bilmediğimiz başka sebepler mi var? Bush'un dört yıl önce esp- rili bir dille beîki de ipuçla- nnı verdiği bir çeşit inti- kam, diğer bir deyişle bir düellonun rövanşı mı° 11 Eylül'ün Intlkamı II Eylül 2001, dünya ta- rihine gelmiş geçmiş en bü- yük terör eylemi olarak ge- çerken Dünya Ticaret Mer- kezi'nin ikiz kuleleri ve Pen- tagon hedeflerinde Ameri- ka'yı kalbinden vuran bu menfur saldın, bir süper gü- cün olağanüstü savunma sis- temleriru delmiş ve bir an- lamda onu ilk kez kendi top- rağında yaralamıştı. Bu sa- vaşın bir sebebi de 11 Ey- lül teröründe alınan yaralar olabilir mi? îkinci Dünya Savaşı'nın bir kınlma noktası olduğu- nu ve savaş sonrasında dün- kından ilgilendiren ve son derecede güç bir durumda bırakan bu savaşa tanhten bazı örnekler ışığında bak- manın yaran olacağı düşün- cesindeyim, çünkü tanhte pek çok savaş gerçek sebep- lerinin tamamen dışında so- nuçlar doğurmuştur: 1815 VVaterloo sa\ aşm- da, 16 Haziran günü tmpa- rator Napolyon komutasın- daki Fransız ordusu iler- lerken Wellington dükü- nün komutasındaki Ingiliz ordusu ile Prusyah mütte- fıkleri geri çekilmekteydi. Napolyon kendinden emin- di, zor durumdaki VVeDing- ton ise 17 Haziran gecesi- ni Waterloo'da çadırsız bir askeri kampta ordusu ile birlikte geçirdi. 18 Hazi- ran'da başlayan çarpışma- lar başlangıçta Ingılizlerin ağır kayıplan ile sürerken Prusya ordusunun katılı- mı sonucu değiştirmiş, Fransızlar ağır bir yenilgi- ye uğramıştı ve Vvaterloo, Napolyon'un yenilmezlik nu Hartum'dan boşaltmak emrini almıştı ancak bunu kişisel bazda Mahdi'yi yen- mek olarak ele alıyordu. Hartum'da 10 ay boyunca kuşatma altında kaldı; hı- giltere'den gelen yardım se- feri ulaştığında General Gor- don iki gün önce hayatını yitirmiş, tngiltere ise impa- ratorluğunun en parlak dö- neminde ilk kez yenilmişti... Hltler neden durdurulamadı? Esasen I. Dünya Sava- şı'nın bir devamı olarak ka- bul edilen ü. Dünya Sava- şı, 1 Eylül 1939'da"Alman- ya'nın Polonya'yı işgal et- mesiylebaşlamıştı Otarih- te hiç kimse bu savaşın ne kadar süreceğini ve nelere mal olacağını bilemezdi. Al- man ordusunun Polonya'yı işgalıni takiben mgilız hü- kümeti Hiüer'e bir ültima- tom göndererek 3 Eylül 'e kadar Polonya'dan çıkma- sını istedi. Almanva isaal- den vazgeçmeyince Ingil- tere Almanya'ya savaş ilan etti. Kısa sürede bu savaş, Avrupa'nın îtalya'da Mus- soKni ve Ispanya'da Franco diktatörlerinden başka Ja- ponya'da Tojogibi dünyada- ki diğer diktatörleri de he- def alan boyutlara ulaşmış- tı. 1942 yazında Alman or- dusu bir endüstri şehri olan Stalingrad'ı güneyinden ku- şattı ve ardından Don ve Volga steplerinde II. Dün- ya Savaşı "nın en büyük çar- pışmalanndan biri olan Sta- lingrad savaşı başladı. Al- man tanklan Rus sa\"unma hattını kırarak Volga'ya, Sta- lingrad'ın kuzeyine kadar ulaştı. Bombardıman altın- daki şehir enkazdan ibaret- ti ve sivil halktan da ağır kayıp verilmişti; savaş ar- tık şehrin içinde sürüyordu ve tren istasyonlan da işgal altında idi. Takip eden gün- lerde Stalingrad için sokak sokak, ev ev efsanevi bir mücadele başladı. Ve 2 Şu- bat 1943 'te sılahlar nihayet sustuğunda geri çekilen ta- raf o güne değin yenilmemış olan Alman ordusu idi ve II. Dünya Savaşı'nın seyri ar- tık değişmişti... II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı so- rular uzun yıllar boyunca tartışılageldi: Hitler neden durdurulamamıştı, Polon- ya'daki Alman işgali bir dün- ya savaşına nasıl dönüşmüş- tü.. gibi... Bir diğer örnek Viet- nam'dan... 1955 yılında Amerikan ordusunun Gü- ney Vietnam'ın yeniden ya- pılanmasına yardım ama- cıyla ilk kez geldiği Viet- nam'da kuzey-güney çahş- malan ile başlayan ve zaman içinde değişen boyutlan ile uzun yıllar boyunca süren Vietnam Savaşı 1975 yılın- da sona erdiğinde Amerika için geride bir Vietnam send- romu ve pek çok düş kınk- lıklanbırakmıştı... şimdiye kadar hiçbir savaşın galibi olmadı Dünya tarihinin bu sıra- ladığımız olaylan ve ben- zerleri, kimi zaman tarihte- kı olaylann seyrinin nasıl dramatik bir şekilde değişe- bıldığını göstermektedir. Ve bu yüzdendır ki bugüne de- ğin hiçbir savaşın bir gali- bi, hiçbır savunmanın da mutlak bir geçilmezliği ol- mamışhr. Bir hekim olarak elbette savaşa ve insan ha- yatına yönelik her türlü teh- dide sonuna dek karşıyım. Amerikan toplumunun esa- sen insani değerlerinin yük- sek olduğu herkesçe bilinir. ancak yeterli bilgilendiril- diklerindenn kuşku duyma- mak mümkün değil, bu yüz- den savaşa karşı yeterli bir kamuoyu henüz oluşa- mamıştır. Yukandaki trajik görüntülere yenileri eklen- meden bu savaşın sona er- sim dilef m. DÜZYAZI ORHAN BİRGÎT Düpbünün Tersinden Bakmak Bush-Blair koalisyonu, bir yandan Irak'ta ulusla- rarası hukuk kuraflarını da çiğneyerek 2003 yılının ta- rihinde kapkara bir sayfayı yazmak gibi bir çılgınlı- ğın peşindeler. öte yandan, bölgedeki ikı Kürt aşi- ret ağasını, Saddam karşısında kullanabilmek umu- duyla Türk Sılahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a göçü önlemek ve kendi smır güvenliğini sağlamak ama- cıyla girmesini engeilemek ıçın de sürekli kırmızı kart gösterıyorlar... Olayın tam trajıkomik bir başka yanı ise, Irak'a yö- nelen haksız ve vahşi saldın karşısında ya hiç sesi- ni çıkarmayan ya da dudak kıpırtıları ile sözde pro- testolannı sürdüren AB ülkelerinden de, Bush-Blair ikilisinın kırmızı kart gösterisine destek olanların bu- lunuşudur. Ankara, daha ABD Başkanı'nın Irak üstündeki sal- dırgan emelleri eylem aşamasına geçmeden çok önce, güney ve güneydoğu sınırlarımızın ötesinde- ki topraklarda Bağdat hükümetinin otorite boşluğu- nun neden olduğu sakıncalan en aza indırebilmek amacıyla bölgede Silahlı Kuvvetlerimızi bulunduru- yordu. Bu konuşlanma, Türkıye ile Irak hükümetleri arasında yapılan görüşmeler sonucunda belirii bir pro- tokolün üstüne oturtulmuştu. Bölgedeki Türk askerleri, birinci Körfez Savaşı'nın neden olduğu o otorite boşluğunu, zaman zaman kö- tüye kullanan terör çetelerinin üs olarak kullanması- nı önlerken hiçbir Irak vatandaşının burnunu kanat- madı. Son sakjın olayından Bağdat televizyonuna yan- sıyan vahşet manzaralanna benzer hiçbir eylemin se- naristi de, rejisönü de, aktörü de olmadı. Tam tersi- ne bölgeye sağlık malzemesi götürdü, hastalara he- kim götürdü ve olabildiğince eğitim olanağı götür- dü. Hepsinden çok, şefkat götürdü. Türk askerinın bu çalışmasını, feodal düzenin sö- mürü ağalığından başka hiçbir üstünlüğü bulunma- yan Barzani ile Talabani'yi rahatsız etmesi doğal gö- rülebilir. Ama, bu ikilinin şamatalarını ciddi birbiçim- de algılamaya kalkışmakla ne koalisyon güçlerini yö- neten VVashıngton ve Londra ıktidarları, hele ne de AB ülkeleri popülizmden başka hiçbir somut kazanç sağlayamazlar. Akılları sıra, Türkiye'yı kıskaca alma girişimlerini uy- gulamaya kalkışanlar, koskoca devletlerin silahlı güç- lerinin Irak halkı karşısında altı gündür nasıl bocala- dığını hâlâgörmüyorlar. Oysa, Ankara'da yapılan iki- li görüşmelerde Türkiye'nın somut olarak önerdiği 9 maddeli "mutabakat", Silahlı Kuvvetlerımizin, Kuzey Irak'ta yukanda da belirtığım gibi göçü önlemek ve ülkesinın sınır güvenliğini korumak dışında bir ama- cının olmadığını ortaya koyuyor. TBMM kararının uygulanması amacıyla Kuzey Irak'a girmesı ıstenılen askerterimizın "dinamik birşe- kilde doğrudan operasyona girmeyeceği", konuş- lanmanın bölgenın coğrafi yapısına göre 25 kilomet- re derinliğe kadar ınebileceği, daha önce Irak'ta bu- lunan bırliklerin sayısında azalma yapılmayacağı, mekanıze güçlerin de bulunacağı bir birliğin girece- ği Türkiye'nin koşulları arasında. Ankara'nın bir başka şartı da, Irak'ta konuşlana- cak Silahlı Kuvvetlerimiz, "Milli Komuta" altında ola- cak ve hareketleri için Iraklı Kürtlerin ikna edilmesi gibi bir koşul gündeme bile getirilmeyecek. önemli birhususda, ABD'nin, Türkiye'nin "Kırmı- zı çizgileri"ri\ mutlaka dikkate alacağının anlaşma belgesinde yer almasının zorunluluğundaki ısrar. Bunun ne anlama geldiğini soranlar olabilir. Bu soruyu, dün E-5 karayolundan günlük işyerime ge- lirken Hasdal Kışlası'nın bahçesi ile yol sının arası- na dikılmiş ışıklı bir panodan okuyarak yereyim... Panoda bir Türkiye haritası yer almış. Üstünde ay- yıldız var. Ve Atatürk'ün iki özdeyişi, tek bir söylem olarak yazılmış. O yazı şöyle: "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. Ne mutlu Türküm diyene." Olaylara dürbünün tersi ile bakanlar bile, daha 1932'lerde, Afet Inan'a yazdırdığı Yurttaşlık Bilgisi kitabında, etnik kökenden doğan her türlü ulusçu- luk iddialarını reddeden Atatürk'ün oluşturduğu va- tandaşlık tanımının, AB'dekı ölçütlerden daha ileri- de olduğunu görmüş olmalılar. Cumhuriyet Türkiyesi'nin tarihinde saldırganlığa yer olmadığını en iyi bılmesi gereken ABD olmalı. Ama, ABD, bugün 70 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti'nin ağırlığını, Irak'taki ikı Kürt aşiretı ile dengelemek is- tıyor... Türkiye'nin, ABD'den yeni biröneri bile bekleme- den Irak'la olan sınınnı Amerikan askerlerine açma- sını isteyenler, bu gerçekleri niçin görmezden geli- yorlar. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(a e-kolay.net VEFAT BİR KÖY ENSTİTÜLÜYU DAHA KAYBETTİK. HALİME KOCATAŞ'in Eşi, Kapt ATİLLA KOCATAŞ ve MERAL KOÇ'un babası Emekli Öğretmen SELAHATTİN KOCATAŞ ı Kaybettık. Cenazesı 26/03/2003 giiu ıbugun) öğle namazını müteakıp Altunızade llahıyat Fakûltesı C?nıı'nden kaldınlıp, Şile'de defnedılecete. AİLESİ T.C. İST4\BIL ISİIERSİTESİREKTÖRLİĞL AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ 2002-2003 DÖNEMİ No: 06 (PANEL) Konu TLRKİY ENİN SOSYAL ORTAMINDA GENÇ NLFISIN GELECEĞİ "lönetmen Prof.Dr KenulALEMDAROCLU Kcnuşmacılar: Prof. r> \ur SERTER Dr. Erdal ATABEK Gıin 26 Mart 20113 Çammba Saat 14 }0 Yer lC Fen Fakûltesı Yeznecıler) Ord Prof Dr CerılBÎLSEL Konferans Salonu \>dınhk \annlar özlemi kındeki tûm \urtu;lanmız da\e(lidir. Ciiriş ücretsizdir. Türkiye Gazetecıler Cemıyeö'nın yayınladığı günlük Bizim Gazete Ulke sorunlanna ılışkn raportanyla, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız teertenyle sıvıl toplumlann gazetesı. Düzenlı okumak ıçın asone olun. Tel: 0.212.51108 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle