Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 MART 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK
DÜKÜST
TABİATLT
ÎSTANBUL
EFBÎDİSİ
ABDÜICAKBAZ
1
KARİKULADE
MACERALABI
TA.MI yAC AĞ-ıZ-,fiîLcCcĞrIZ.
AŞk
ff/TİVAC ı
KUZ VAR
Çevrecilerin tepkisi:
Doğa bu
yıkımı
kaldıramaz
ÖZLEMGÜVEMLİ
ABD'nin Irak'a yönelik saldınsı sivillerin
yaşamını tehdit ettiği gibi çevre için de
yıkıcı sonuçlar doğuracak. Greenpeace
Akdeniz Ofısi Toksik Atıklar
Kampanyası Sorumlusu Banu
DökmecibaşL 1991 'deki Körfez
Savaşı'nda bombardıman sonrasında sivil
ölü bilançosunun 3 binden 110 bine
yükseldiğini anımsatarak, " Bu 'gecikmiş
ölümlere" büyük ölçüde, su arrtma ve
kanalizasyon tesislerinin yıkımı sonucu
ortaya çıkaıt salgın hastahklar neden
ohnuştu" dedı. Dokmecibaşı, "Tahrip
edilen sağbk, su ve kanalizasyon sistemkri
altyapısı 12 yıl geçmesine karşm
yenilenemedL Bu yüzden sakünnın
ekosistem üzerindeki etkileri 1991'den
daha ciddi olacak" diye konuştu.
Dokmecibaşı,
• Birinci Körfez
Savaşı'nın
üzerinden 12 yıl
geçmesine karşın
Irak çevre kirliliği
açısından da hâlâ
kendini
toparlayamadı.
Çevrecilere göre,
ABD'nin son
saldınsı bölgede
öncekinden daha
kalıcı sorunlara
yol açacak.
bölgedeki çevTesel
yıkımın bilinçli
şekilde bir tür silah
olarak kullanıldığını
belirterek "1991'de
6 ila 8 mflyon varil
petrol Basra
Körfezi'ne boşaltddı
ve dürryanın en
büyük petrol
kirliliğine yol açü"
dedi. Yakılan,
Kuveyt'e ait 600
petrol kuyusunda 67
milyon ton petrol
tüketildiğini ifade
eden Dokmecibaşı,
bu durumun kısa zamanda halkta
solunum sorunlanna yol açtığını, uzun
vadede kanser vakalanna neden olduğunu
anlattı.
Etkiler değlşikllk gösterlr
Dokmecibaşı, Körfez Savaşı sonrası yerle
bir olan Irak'ın uygulanan ambargolar
nedeniyle hâlâ kendini toparlayamadığını
belirterek, şu an düzenlenen saldınlarda
seçilen hedeflere ve kullanılan silahlara
göre çe\Tesel etkilerin değişiklik
göstereceğıni söyledi. Dokmecibaşı,
oluşabilecek çevresel etkileri şöyle
sıraladı:
- Sanayi tesisleri hedef olarak seçiürse
kimyasal kiıülik oluşması beklenebiBr.
- Petrol üreten kuyular hedef olarak
seçilirse büyük yangınlara, dumana,
toprağa petrol sızmasına neden olur, deniz
suyu sıcaklıklan yükselebilir, balıkJara ve
diğer ekosistemlere zarar verebilir.
- Altyapı, kanalizasyon ve aüksu tesisleri
tahrip edilirse, deniz kaynaklan üzerinde
mikrobiyolojik etkiler ortaya çıkacak. Trfo,
kolera, çocuk fekri ve parazhiere bağta
hastahklar görülebilecek.
- Nükleer tesislerin bombalanması ve
nükleer silah kullanılması durumunda
geniş ölçüde radyoaktif kirlilik oluşacakür.
Kimyasal silah kullanımı ise bölgedeki
insanlarda, evcil hay\ anlarda, yabani
ha> atta yüksek oranda ölüme neden
olacakbr.
Tarihten örneklere bakıldığında hiçbir savaşın galibi olmadığı görülüyor
Irak'a sakbrı bir
düello rövaıışı ııu?Prof.Dr.
CENGİZKUDAY
Güneydoğu komşumuzda
savaş ne yazık ki başlamış
bulunuyor. Bu savaşın çan-
lan çok uzun süredir çal-
maktaydı ve tüm dünya ger-
gin bir bekleyiş içindeydi,
fakat perşembe sabahı ilk
bombalann düşmeye baş-
laması ile birlikte savaş dı-
şı bir çözüm bulunabilme-
sine dair pek kuvvetli ol-
masa bıle var olan ümitle-
rimiz tümüyle silindi. Şim-
di yalruzca en kısa sürede ve
en az zararla bihnesini dıli-
yoruz
ABD'nin mlsyonu
Nisan 1999'da New Orle-
ans'ta yapılan Nöroşirürji
kongresindeydim (Ameri-
can Association of Neuro-
logical Surgeons-AANS).
Bu toplantının onur konu-
ğu olarak eski ABD Başka-
nı George Bush'un yaptığı
açılış konuşması hâlâ ku-
laklanmda; aynı konuşma
28 Nisan 1999 tarihli The Ti-
mes-Picayune gazetesinde
de yayımlanmışür. Bush ko-
nuşmasında, Yugoslav Baş-
kan Miloşeviç'in bir tiran
olduğunu ve tiranlann dur-
durulmalan gerektığini söy-
lemişti. Miloşeviç'in dünya
için ciddi birtehlike oluştur-
duğunu, cınayetler işleyen
bu dıktatörün daha banşçıl
ve demokrahk değerler adı-
na durdurulması gerektiği-
ni belirttıkten sonra,
ABD'nin bu misyonu yük-
lenmesi gerektiğini vurgu-
lamıştı.
Baba Bush'un Işslzllk
sıkıntısı
Daha sonra 1991 yılında
Irak'ın Kuveyt'i işgaline ve
Amerika'nın müdahalesine
değinen Bush'a dinleyiciler
tarafirıdan Kuveyt'in işgali
sırasında Irak'a yapılan ope-
rasyonda Bağdat'a neden
girilmediği şeklinde bir so-
ru yöneltildi. Bu soru üze-
rine Bush, Amerika'nın yi-
ne aynı prensipler doğrul-
tusunda hareket ettığıni an-
cak operasyonun Saddam' ı
devırmek ıçın değıl Irak'ı
Kuveyt'ten çıkartmak için
planlandığını söyledi ve sağ
elini kaldırarak bu bölgede-
ki en güçlü müttefik Türki-
ye'nin bile Bağdat'a girme-
lerini istemediğini ekledi.
Sonuçta kendisinin işsiz kal-
dığını. Saddam'ın ise hâlâ
koltuğunda olduğunu ve bu-
nun hiç de adil bir durum ol-
madığını esprili bir şekilde
dile getirdi. Bush'un konuş-
masında fınal özetle şöyley-
di: Yegâne süper güç olarak
çocuklannızın 21. yüzyılda
güven içinde olmasını isti-
yorsanız, bu liderliği sür-
dürmek zorundayız; 21. yüz-
yıldaki demokratik kapita-
lizm V6 özgürlük için Ame-
• 11 Eylül 2001, dünya tarihine gelmiş geçmiş en büyük terör
eylemi olarak geçti. Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kuleleri ve
Pentagon hedeflerinde Amerika'yı kalbinden vuran bu saldın. bir
süper gücü ilk kez kendi toprağında yaralamıştı. Bu savaşın bir
sebebi de 11 Eylül teröründe alınan yaralar olabilir mi?
rikan liderliği gereklidir.
Unutmamalıyız ki bizim ulu-
sal sembolümüz kartaldır,
devekuşu değıl, bu yüzden
başımızı kuma gömmek bi-
zim için doğal değildir...
Irak'ta savaşın yaklaştığı
günlerden ıtibaren hep bu
konuşmayı anımsadım.
Çünkü bu savaşın haklı se-
bebinı bulmakta gerçekten
zorlanıyoruz. İfade edilen
ya düzeninin yeniden şekil-
lendiğini biliyoruz. Bu sa-
vaş acaba geleceğimizi na-
sıl etkileyecek? Bilındiği gi-
bi dünyadaki su kaynaklan
azalmakta ve dünya gide-
rek çölleşmektedir. Bu sa-
vaş, yannın su savaşlan için
bir başlangıç olabilir mi?
Tarih, bir anlamda "haya-
nn öğretmeni'' olarak kabul
edildiğine göre bizi çok ya-
efsanesıne son vermiştı.
1884 Sudan savaşında,
dönemin efsane Ingilız Ko-
mutanı General Gordon .
Hındistan, Çin, Mauritus ve
Güney Afrıka'daki kahra-
manlıklannın ardından Su-
dan'a gönderilmişti. Bura-
da Mahdi olarak anılan Mu-
hanuned Ahmed kontrolü
elınde tutuyordu. General
Gordon, Mısır garnizonu-
Vahşeti belleklere kazıyanfotoğraf
Tarih 1 Şubat 1968'di. Metkong'lu bir savaş esiri sokak ortasmda ve halkın gözü
önünde Günev Koreli bir subay taranndan kurşuna dizüerek idam edihn^ti. AP foto
muhabiri Eddk Adams bu olavi görüntüledL Bir yıl sonra fotoğrafı çeken muhabire
Pulitzer ödülü kazandıran bu unutulma/fotoğraf,Amerika'da savaş karşıtı bir
kamuoyu oluşturmaktan başka, savaşın vahşetini anlatan bir ikona dönüşecekti.
gerekçeler tam bir inandın-
cılıktan uzak. Ister istemez
soruyoruz: Bilmediğimiz
başka sebepler mi var?
Bush'un dört yıl önce esp-
rili bir dille beîki de ipuçla-
nnı verdiği bir çeşit inti-
kam, diğer bir deyişle bir
düellonun rövanşı mı°
11 Eylül'ün Intlkamı
II Eylül 2001, dünya ta-
rihine gelmiş geçmiş en bü-
yük terör eylemi olarak ge-
çerken Dünya Ticaret Mer-
kezi'nin ikiz kuleleri ve Pen-
tagon hedeflerinde Ameri-
ka'yı kalbinden vuran bu
menfur saldın, bir süper gü-
cün olağanüstü savunma sis-
temleriru delmiş ve bir an-
lamda onu ilk kez kendi top-
rağında yaralamıştı. Bu sa-
vaşın bir sebebi de 11 Ey-
lül teröründe alınan yaralar
olabilir mi?
îkinci Dünya Savaşı'nın
bir kınlma noktası olduğu-
nu ve savaş sonrasında dün-
kından ilgilendiren ve son
derecede güç bir durumda
bırakan bu savaşa tanhten
bazı örnekler ışığında bak-
manın yaran olacağı düşün-
cesindeyim, çünkü tanhte
pek çok savaş gerçek sebep-
lerinin tamamen dışında so-
nuçlar doğurmuştur:
1815 VVaterloo sa\ aşm-
da, 16 Haziran günü tmpa-
rator Napolyon komutasın-
daki Fransız ordusu iler-
lerken Wellington dükü-
nün komutasındaki Ingiliz
ordusu ile Prusyah mütte-
fıkleri geri çekilmekteydi.
Napolyon kendinden emin-
di, zor durumdaki VVeDing-
ton ise 17 Haziran gecesi-
ni Waterloo'da çadırsız bir
askeri kampta ordusu ile
birlikte geçirdi. 18 Hazi-
ran'da başlayan çarpışma-
lar başlangıçta Ingılizlerin
ağır kayıplan ile sürerken
Prusya ordusunun katılı-
mı sonucu değiştirmiş,
Fransızlar ağır bir yenilgi-
ye uğramıştı ve Vvaterloo,
Napolyon'un yenilmezlik
nu Hartum'dan boşaltmak
emrini almıştı ancak bunu
kişisel bazda Mahdi'yi yen-
mek olarak ele alıyordu.
Hartum'da 10 ay boyunca
kuşatma altında kaldı; hı-
giltere'den gelen yardım se-
feri ulaştığında General Gor-
don iki gün önce hayatını
yitirmiş, tngiltere ise impa-
ratorluğunun en parlak dö-
neminde ilk kez yenilmişti...
Hltler neden
durdurulamadı?
Esasen I. Dünya Sava-
şı'nın bir devamı olarak ka-
bul edilen ü. Dünya Sava-
şı, 1 Eylül 1939'da"Alman-
ya'nın Polonya'yı işgal et-
mesiylebaşlamıştı Otarih-
te hiç kimse bu savaşın ne
kadar süreceğini ve nelere
mal olacağını bilemezdi. Al-
man ordusunun Polonya'yı
işgalıni takiben mgilız hü-
kümeti Hiüer'e bir ültima-
tom göndererek 3 Eylül 'e
kadar Polonya'dan çıkma-
sını istedi. Almanva isaal-
den vazgeçmeyince Ingil-
tere Almanya'ya savaş ilan
etti. Kısa sürede bu savaş,
Avrupa'nın îtalya'da Mus-
soKni ve Ispanya'da Franco
diktatörlerinden başka Ja-
ponya'da Tojogibi dünyada-
ki diğer diktatörleri de he-
def alan boyutlara ulaşmış-
tı. 1942 yazında Alman or-
dusu bir endüstri şehri olan
Stalingrad'ı güneyinden ku-
şattı ve ardından Don ve
Volga steplerinde II. Dün-
ya Savaşı "nın en büyük çar-
pışmalanndan biri olan Sta-
lingrad savaşı başladı. Al-
man tanklan Rus sa\"unma
hattını kırarak Volga'ya, Sta-
lingrad'ın kuzeyine kadar
ulaştı. Bombardıman altın-
daki şehir enkazdan ibaret-
ti ve sivil halktan da ağır
kayıp verilmişti; savaş ar-
tık şehrin içinde sürüyordu
ve tren istasyonlan da işgal
altında idi. Takip eden gün-
lerde Stalingrad için sokak
sokak, ev ev efsanevi bir
mücadele başladı. Ve 2 Şu-
bat 1943 'te sılahlar nihayet
sustuğunda geri çekilen ta-
raf o güne değin yenilmemış
olan Alman ordusu idi ve II.
Dünya Savaşı'nın seyri ar-
tık değişmişti... II. Dünya
Savaşı'nın ardından bazı so-
rular uzun yıllar boyunca
tartışılageldi: Hitler neden
durdurulamamıştı, Polon-
ya'daki Alman işgali bir dün-
ya savaşına nasıl dönüşmüş-
tü.. gibi...
Bir diğer örnek Viet-
nam'dan... 1955 yılında
Amerikan ordusunun Gü-
ney Vietnam'ın yeniden ya-
pılanmasına yardım ama-
cıyla ilk kez geldiği Viet-
nam'da kuzey-güney çahş-
malan ile başlayan ve zaman
içinde değişen boyutlan ile
uzun yıllar boyunca süren
Vietnam Savaşı 1975 yılın-
da sona erdiğinde Amerika
için geride bir Vietnam send-
romu ve pek çok düş kınk-
lıklanbırakmıştı...
şimdiye kadar hiçbir
savaşın galibi olmadı
Dünya tarihinin bu sıra-
ladığımız olaylan ve ben-
zerleri, kimi zaman tarihte-
kı olaylann seyrinin nasıl
dramatik bir şekilde değişe-
bıldığını göstermektedir. Ve
bu yüzdendır ki bugüne de-
ğin hiçbir savaşın bir gali-
bi, hiçbır savunmanın da
mutlak bir geçilmezliği ol-
mamışhr. Bir hekim olarak
elbette savaşa ve insan ha-
yatına yönelik her türlü teh-
dide sonuna dek karşıyım.
Amerikan toplumunun esa-
sen insani değerlerinin yük-
sek olduğu herkesçe bilinir.
ancak yeterli bilgilendiril-
diklerindenn kuşku duyma-
mak mümkün değil, bu yüz-
den savaşa karşı yeterli bir
kamuoyu henüz oluşa-
mamıştır. Yukandaki trajik
görüntülere yenileri eklen-
meden bu savaşın sona er-
sim dilef m.
DÜZYAZI
ORHAN BİRGÎT
Düpbünün Tersinden
Bakmak
Bush-Blair koalisyonu, bir yandan Irak'ta ulusla-
rarası hukuk kuraflarını da çiğneyerek 2003 yılının ta-
rihinde kapkara bir sayfayı yazmak gibi bir çılgınlı-
ğın peşindeler. öte yandan, bölgedeki ikı Kürt aşi-
ret ağasını, Saddam karşısında kullanabilmek umu-
duyla Türk Sılahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a göçü
önlemek ve kendi smır güvenliğini sağlamak ama-
cıyla girmesini engeilemek ıçın de sürekli kırmızı kart
gösterıyorlar...
Olayın tam trajıkomik bir başka yanı ise, Irak'a yö-
nelen haksız ve vahşi saldın karşısında ya hiç sesi-
ni çıkarmayan ya da dudak kıpırtıları ile sözde pro-
testolannı sürdüren AB ülkelerinden de, Bush-Blair
ikilisinın kırmızı kart gösterisine destek olanların bu-
lunuşudur.
Ankara, daha ABD Başkanı'nın Irak üstündeki sal-
dırgan emelleri eylem aşamasına geçmeden çok
önce, güney ve güneydoğu sınırlarımızın ötesinde-
ki topraklarda Bağdat hükümetinin otorite boşluğu-
nun neden olduğu sakıncalan en aza indırebilmek
amacıyla bölgede Silahlı Kuvvetlerimızi bulunduru-
yordu. Bu konuşlanma, Türkıye ile Irak hükümetleri
arasında yapılan görüşmeler sonucunda belirii bir pro-
tokolün üstüne oturtulmuştu.
Bölgedeki Türk askerleri, birinci Körfez Savaşı'nın
neden olduğu o otorite boşluğunu, zaman zaman kö-
tüye kullanan terör çetelerinin üs olarak kullanması-
nı önlerken hiçbir Irak vatandaşının burnunu kanat-
madı. Son sakjın olayından Bağdat televizyonuna yan-
sıyan vahşet manzaralanna benzer hiçbir eylemin se-
naristi de, rejisönü de, aktörü de olmadı. Tam tersi-
ne bölgeye sağlık malzemesi götürdü, hastalara he-
kim götürdü ve olabildiğince eğitim olanağı götür-
dü. Hepsinden çok, şefkat götürdü.
Türk askerinın bu çalışmasını, feodal düzenin sö-
mürü ağalığından başka hiçbir üstünlüğü bulunma-
yan Barzani ile Talabani'yi rahatsız etmesi doğal gö-
rülebilir. Ama, bu ikilinin şamatalarını ciddi birbiçim-
de algılamaya kalkışmakla ne koalisyon güçlerini yö-
neten VVashıngton ve Londra ıktidarları, hele ne de
AB ülkeleri popülizmden başka hiçbir somut kazanç
sağlayamazlar.
Akılları sıra, Türkiye'yı kıskaca alma girişimlerini uy-
gulamaya kalkışanlar, koskoca devletlerin silahlı güç-
lerinin Irak halkı karşısında altı gündür nasıl bocala-
dığını hâlâgörmüyorlar. Oysa, Ankara'da yapılan iki-
li görüşmelerde Türkiye'nın somut olarak önerdiği 9
maddeli "mutabakat", Silahlı Kuvvetlerımizin, Kuzey
Irak'ta yukanda da belirtığım gibi göçü önlemek ve
ülkesinın sınır güvenliğini korumak dışında bir ama-
cının olmadığını ortaya koyuyor.
TBMM kararının uygulanması amacıyla Kuzey
Irak'a girmesı ıstenılen askerterimizın "dinamik birşe-
kilde doğrudan operasyona girmeyeceği", konuş-
lanmanın bölgenın coğrafi yapısına göre 25 kilomet-
re derinliğe kadar ınebileceği, daha önce Irak'ta bu-
lunan bırliklerin sayısında azalma yapılmayacağı,
mekanıze güçlerin de bulunacağı bir birliğin girece-
ği Türkiye'nin koşulları arasında.
Ankara'nın bir başka şartı da, Irak'ta konuşlana-
cak Silahlı Kuvvetlerimiz, "Milli Komuta" altında ola-
cak ve hareketleri için Iraklı Kürtlerin ikna edilmesi
gibi bir koşul gündeme bile getirilmeyecek.
önemli birhususda, ABD'nin, Türkiye'nin "Kırmı-
zı çizgileri"ri\ mutlaka dikkate alacağının anlaşma
belgesinde yer almasının zorunluluğundaki ısrar.
Bunun ne anlama geldiğini soranlar olabilir. Bu
soruyu, dün E-5 karayolundan günlük işyerime ge-
lirken Hasdal Kışlası'nın bahçesi ile yol sının arası-
na dikılmiş ışıklı bir panodan okuyarak yereyim...
Panoda bir Türkiye haritası yer almış. Üstünde ay-
yıldız var. Ve Atatürk'ün iki özdeyişi, tek bir söylem
olarak yazılmış.
O yazı şöyle:
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına
Türk milleti denir. Ne mutlu Türküm diyene."
Olaylara dürbünün tersi ile bakanlar bile, daha
1932'lerde, Afet Inan'a yazdırdığı Yurttaşlık Bilgisi
kitabında, etnik kökenden doğan her türlü ulusçu-
luk iddialarını reddeden Atatürk'ün oluşturduğu va-
tandaşlık tanımının, AB'dekı ölçütlerden daha ileri-
de olduğunu görmüş olmalılar.
Cumhuriyet Türkiyesi'nin tarihinde saldırganlığa
yer olmadığını en iyi bılmesi gereken ABD olmalı. Ama,
ABD, bugün 70 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti'nin
ağırlığını, Irak'taki ikı Kürt aşiretı ile dengelemek is-
tıyor...
Türkiye'nin, ABD'den yeni biröneri bile bekleme-
den Irak'la olan sınınnı Amerikan askerlerine açma-
sını isteyenler, bu gerçekleri niçin görmezden geli-
yorlar.
Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(a e-kolay.net
VEFAT
BİR KÖY ENSTİTÜLÜYU DAHA KAYBETTİK.
HALİME KOCATAŞ'in Eşi,
Kapt ATİLLA KOCATAŞ ve MERAL KOÇ'un babası
Emekli Öğretmen
SELAHATTİN KOCATAŞ ı
Kaybettık.
Cenazesı 26/03/2003 giiu ıbugun) öğle namazını müteakıp
Altunızade llahıyat Fakûltesı C?nıı'nden kaldınlıp, Şile'de defnedılecete.
AİLESİ
T.C.
İST4\BIL ISİIERSİTESİREKTÖRLİĞL
AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ 2002-2003 DÖNEMİ
No: 06 (PANEL)
Konu
TLRKİY ENİN SOSYAL ORTAMINDA
GENÇ NLFISIN GELECEĞİ
"lönetmen
Prof.Dr KenulALEMDAROCLU
Kcnuşmacılar:
Prof. r> \ur SERTER
Dr. Erdal ATABEK
Gıin 26 Mart 20113 Çammba
Saat 14 }0
Yer lC Fen Fakûltesı Yeznecıler)
Ord Prof Dr CerılBÎLSEL Konferans Salonu
\>dınhk \annlar özlemi kındeki tûm \urtu;lanmız da\e(lidir.
Ciiriş ücretsizdir.
Türkiye Gazetecıler Cemıyeö'nın yayınladığı günlük
Bizim Gazete
Ulke sorunlanna ılışkn raportanyla, araştırmalanyla,
köşe yazılanyla, tarafsız teertenyle sıvıl toplumlann gazetesı.
Düzenlı okumak ıçın asone olun. Tel: 0.212.51108 75