23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 MART 2003 ÇARŞAMBA HABERLER 10 gündür yasak malzemeler nedeniyle limanda bekletilen Republica Diroma'ya izin çıktı HelikopterlerindirildiAKEV BODUR / IVIAHMUT ORAL /SAV4ŞKÜRKLÜ tSKENDERUN / DİYARBAKIR /ADANA-IskenderunLimanı'na 10 gün önce yanaşan ve mutabakat dı- şı malzeme bulundurduğu gerekçe- siyle boşaitma yapmasma izin veril- meyen "Rebuplica Diroma" adh ge- miden dün 6 helikopter, 1 M88 zırh- lı araç ve konteyner içinde silahlar indirildi. Genelkurmay Başkanlı- ğı'nca limana indirilen 6 helikopte- re încırlik'e gitmelen içın uçuş izni verildiği öğrenildi. încirlik Üssü'nden de dün 4 Ingiliz Tornado savaş uça- ğı bomba yüklü olarak havalandı. • Gemiden 6 helikopter, 1 M88 zırhlı araç ve konteyner içinde silahlar boşaltıldı. Genelkurmay, insani amaçlarla kullanılacağı açıklanan helikopterlerin Incirlik'e gitmelen için uçuş izni verirken, üsten dün 4 îngiliz Tornado savaş uçağı bomba yüklü olarak havalandı. "Iiman ve üslerin onanmını" ön- gören birinci tezkere kapsamında 15 Mart Cumartesi günü Iskenderun Limanı'na yanaşan Italyan bandra- h "Rebuplica Diroma" adlı gemi- deki silahlann indirilmesine Genel- kurmay izin vermemişti. 10 gündür limanda bekleyen geminin üsteki di- ğer malzemeleri alarak geri dönece- ği belirtilmişti. Ancak dün gemide- ki 6 helikopter, 1 M88 zırhlı araç ve konteynıriçindeki silahlann limana indirilmesine izin verildi. Incirlik'e gönderilebilmesi için uçuş izni verilen iki kişilik helikop- terlerin cephedeki yaralılan kurtar- mak için özel olarak tasarlandığı bil- dirildi. 50 ton ağırlığında olan ve 4 kişi taraftndan kullanılan M88 zırh- lı araç ise cephede zarar gören mal- zemelerin bakım ve onanmında kul- lanılmasının yanı sıra çekici ve kal- dıraç olarak da işlev yapıyor Dışişleri'nden açıklama Dışişleri Bakanlığı Sözcü Vekili Hüseyin Diriöz. basın bilgilendirme toplantısında, Iskenderun Limanı'na monte edilmemiş halde getirilen ABD helikopterlerinin muharip ol- madığmı, hükümetin bilgisi dahi- linde insani amaçlı olarak kullanı- lacağını söyledi. Helikopterlerin şim- dilik sınır ötesinde kullanılmasının söz konusu olmadığını da belirten Di- riöz, ileride böyle bir gereksinim doğarsa bu konunun yeniden değer- lendirileceğini kaydetti. Limanda bir süre önce durdurulan BAYKAL'DAN K.IRAK TEPKİSİ Türldye'ye caydırıcı rol verflmiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP lideri Deniz Baykal, Türk askerinin Kuzey Irak'a gitmesi engellenirken, bu konuda haklı bir gerekçe ortaya konulamadığııu belirterek "Türkiye'nin caydıncı rol oynamasına izin vermeme yönünde bir kararülık var" dedi. Baykal, Kuzey Irak'taki yerel güçlerin istemlerinin, Türkiye'nin gereksinimlerinin üzerine çıkanldığını söyledi.Baykal, dün NTV'de sorulan yanıtlarken, Irak halkının müttefık güçlere karşı direncine işaret ederek "Bu tepki, silah gücüyle susturulsa da daha sonraki inşa döneminde müttefîk güçlerin işmin zor olduğu anlaşıhyor. Indirirsiniz bütün Irak bavraklannı ama her gün başuuza dert geür" dedi. TBMM'ye yeni bir tezkerenin gündeme gelip gelmeyeceğıne ilişkin soru üzerine Baykal, "Böyle bir talebin ortaya çıkacağma dair çok uçuk spekülasyonlann dışında bir işaret yok. Ciddi bir bekJenti yok" diye konuştu. Türkiye'nin Kuzey Irak'ta göç ve terörist akımlara karşı asker bulundurmak istediğini, işgal anıacı olmadığını anlatan Baykal, şöyle konuştu: "Bumı anlatmakta başanh olduğumuz söylenemez. 15 yıkbr 'Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılıyız' deniyor ama 15 yıkhr Irak paramparça. Bizim oradaki askeri varhğımızın Irak'ın toprak bütünlüğü iddiasının ötesine geçmeyi isteyen çevrelerin bu planlannı uygulamalannda caydıncı bir unsur oiacağı kaygıa var. Zihninde bu ikinci projeieri taşıyanlar, Türkiye'nin orada askeri varhk bulundurmasından tedirgin ohıyoriar." ABD'nin Ortadoğuya ilişkin yeni bir proje ortaya koyma arayışında olduğunu, ancak bu konuda Tüfkiye'ye bilgi verilmediğini belirten Baykal, şöyle dedi: "Türldye'ye 'Senden şunlan istiyorum gerisine kanşma' deniyor. 'Bana bunu ver, ayak altında da fazla dolaşma...' ABD'nin yerel güçlere bakışıfleTürkiye'ye bakışı araanda nasıl bir farknhk vardır? Bizi bu böJgede bir kenarda tutma anla\ışı içinde okhığunu gördük." Türkiye'nin önemli bir ülke olduğunu anlatan Baykal, "Bunun önemini ABD de anlayacakür. Şu anld aldaülmışhk duygusundan kaynaldanan gergmlilder gktip sağduyu egemen oiduktan sonra bunun önemini kavravacaknr" dedi. • CHPliden Baykal, Kuzey Irak'taki yerel güçlerin istemlerinin, Türkiye'nin ihtiyaçlannın üzerinde tutulduğunu söyledi. 15 Mart'tan bu yana limanda bekleyen Repebüca Diroma gemisinden monte edilmiş helikopterkr indirildi. (AA) Doğuya gönderilen sağlık personeli bakanlıktan bilgi istiyor Doktorlar tedirgin MLSTAFA ÇAKIR ANKARA-SağlıkBakanlığı'nın talimah üzerine başhekimlikler ta- rafindan özel durumlanna bakıl- maksızın telefonla aranarak Çukur- ca ve Silopi'de geçici görevlendi- rildikleri belutilen sağlık persone- li, alelacele Ankara'ya getirildi. An- kara'da kimyasal ve biyolojik silah- lar konusunda bilgilendirilen personel, "seçimin neye gore yapıkhğT konusunda açıkla- ma bekliyor. Hafta sonu, bağlı bulun- duklan başhekimlikler tara- findan telefonla aranarak pa- zartesi sabahı tstanbul tl Sağ- hk Müdürlüğü'nde hazır olmalan is- tenen 97 sağlık personeli, Anka- ra'ya getirilerek Başkent Öğretme- nevi'ne yerleştirildi. Her branştan personelin bulunduğu gruba Anka- ra'da bazı doktor ve hemşireler de katıldı. Askeri heyet tarafindan kim- yasal ve biyolojik silahlar konusun- da bilgilendirilen grup, bugün Hak- kâriye gönderilecek. Personel daha sonra Çukurca ve Silopi'de görev- lendirilecek. Grupta değişik branş- larda doktor, hemşire, ebe ve teknis- yen bulunuyor. Bakanlık, değişik branşlardan personel seçerek, üd il- çede tam donanımlı hastane kurma- yıplanlıyor. Hafta sonu alelacele te- lefonla aranarak geçici görevlendi- rildikleri iletilen personel, kendile- • Silopi ve Çukurca'da geçici görevlendirilen sağlık personeli, seçim yönteminden ve kendilerine yeterince bilgi verilmemesinden yakınıyor. rine Istanbul'da hiçbir açıklama ya- pılmamasından yakınıyor. Tepkile- rini Şağhk Bakanhğı Müsteşan Nec- detÜnüvar'a da ileten personel, "se- çimin neyegöreyapıkhğT konusun- da yanıt alamadı. Özel durumlannın göz önüne ahn- madığına dikkat çeken personelden bazılannın daha önce yine bölgede görevlendirildiğı belirtildi. Bakan- lığın "Biz özel dunımlann dikkate aimmasuu istedik. Ancak dikkate alınmamış. Gereken yapılacakör" açıklamasından tatmın olmayan ba- zı personel, dönüşte hukuki yolla- ra başvurmayı planlıyor. Personel, olağanüstü koşullarda görev yapma- ya gittiklerini, gaz maskelerinin bu- lunmadığını, "yaşamlann- dan endişe ettikkrini" dile getiriyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Başkanı (SES) İsmailHakkı TombuL böyle durumlarda gönüllülük esasınnı geçerli olması gerektiğini vurgula- dı. Tombul, şunlan söyledi: "Bizbakanhga 15-20 gün önceya- n yazdık. Böyle görevlendirmeler olacaksa protokol yapalım dedik Ancak bakanhk bize yanıt bile ver- medi Şimdi acikn özel durumlara bakmadan geçici görevlendinne yapıyoriar." çalışmalar dün yeniden başladı. Li- man sahasına çekilenjiletli tel örgü- ler, aralara demir parçalannın kay- nak edilmesi ile sağlamlaştınldı. İskenderun'da Charlie alarmı Bu arada, Amerikan asken dün akşam saat 17.30 sıralannda Isken- derun Limanı'nda Charlie alarmı verdi. Savaş durumundan önce ve- rilen son alarm olan Charlie alarmı- nın ardından ABD'lilerin bulundu- ğu alandaki Türk personelin çıkanl- dığı öğrenildi. Alana giriş yapılan ka- pılarda Türk ve Amerikan askerle- rin birlikte nöbet tuttuğu gözlendi. ABD'nin "geri çekfljyoruz" açık- lamalannın ardından li- mandan Mardin Nusay- bin, Kızıltepe, Gazian- tep Oğuzeli, Mersin Ta- şucu ve Batman'da oluş- turulan üslere gönderi- len malzemeler de bir yandan Iskenderun'a ge- ri taşınıyor.Nusaybin'den hareket eden 21 sivil TER, 4 askeri otobüs ile ABD askerinin kullandığı 7 Lowboy ve 2 Hummer cipten bir bölümü dün Is- kenderun'a ulaşırken, 20 TIR ile 3 otobüs asker de Kızıltepe ve Oğuzeli'nde beklemeye alındı. Uluslararası sağlık işa- retine boyanarak liman- dan çıkanlan Stinger fü- zelerini taşıyan Hummer- lerin Kızıltepe'ye, diğer shil TIR'lann da Gazian- tep Havaalanı yakınlann- daki üsse yüklerini bo- şalttığı öğrenildi. Nusaybin'deki sanayi sitesinin boşaltılmasının ardından Kızıltepe, böl- gede ABD'ye ait üs bu- lunan tek yerleşim biri- mi özelliğini aldı. ABD'lilerin Organize Sa- nayi Bölgesi (OSB) için- deki Duyan ailesine ait yağ fabrikasının yanı sı- ra iki tesiste daha oluştur- duğu üslerdeki bekleyi- şi ise sürüyor. 350 dolayında ABD as- keri ile malzemesınin bu- lunduğu Batman'da da geri dönüş için hiçbir ça- lışma yapılmıyor. Kent- teki ABD üssünde çalışan Türk işçilere çahşmala- nn geçici olarak durdu- rulduğu, kısa zamanda yeniden başlayacağının söylendiği öğrenildi.Mer- sin Limanı'nda ise önce- ki gece yansı 156 metre boyunda 5 bin grostonluk konteyner gemisi "Ro*- toc" 9 numarah nhhma yanaştınldı. Üsler için askeri lojis- tik ve destek ile insani yardım malzemeleri taşı- dığı belirtüen geminin 64 konteynerlerden oluşan yükünün boşaltılması iş- lemine başlandı. 10 nu- marah nhnmdaki "Pasi- fik Iink" adlı gemideki konteynerlerden 20'sinin de yine ABD'ye ait oldu- ğu ifade edildi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr Gazetenin birisi "tanktan naklen yayın" diye anlatıyor yeni durumu. Tankın içine girmiş, kafasına asker kaskı geçirmiş gazeteci(l), televizyon ekranından yaşadıklannı ve gördük- lerini anlatıyor. "Bağdat'a ilerlemek- te olan koalisyon cephesinin şu bir- liğindeki muhabirimiz tanktan bildi- riyor" diye veriyorlar haberi. Irak'ın bombalanmasından önce belli ki bu gazeteciler bir eğrtimden(!) geçirilmiş- lerdi. Bu gazetecilere, "yatağınıas- kerie paylaşan gazeteci" deniyor. Çok uygun bir isim olduğunu kabul ediyorum. Bir ülkeye saldıran bir büyük gü- cün tankına binmiş bir gazetecinin, gazeteci olması mümkün mü? Onun gerçekleri, yalnızca gerçekleri ak- tarabilmesi mümkün mü? O birga- zeteciden çok saldıran gücün basın sözcüsü sayılmaz mı? Zaten, Irak'a yapılan saldırıyı "Irak'a Özgürlük Operasyonu" başlığı altında veren birtelevizyona nasıl inanabilirsiniz ki? ••• Tanklardan yapılan ve asıl ola- rak gerçekleri çarpıtmayı amaç- Savaş Gazeteciliği mi, Savaşçı Gazetecilik mi? layan bu gazetecilik türü ciddi bir şekilde tartışılacak. Daha açık- çası, bu haksız ve vicdansız sal- dın sırasında yapılan bütün yayın- lar insanlığın hafızasına kazındı- ğı için önümüzdeki dönemde mesleğin önemli bir gündemi ha- line gelecek. Daha şimdiden bu gazeteciliğin, gazetecilik olup ol- madığı uluslararası çapta gün- deme girmiş durumda. Savaşan bir ülkenin gazeteci- sini daha dikkatli eleştirebiliriz. Onu bir ölçüde mazur görebili- riz. Sonunda toplumsal "milli- yetçiparanoya"', savaş sırasın- da savaşan taraf için "iyi haber- ler" ister. Bu, son derece sağlık- sız ve tartışmalı bir gazetecilik tü- rü. Ne yazık ki bu tür gazeteci- lik dünyanın her yerinde prim ya- pıyor. Fakat bu kez, saldıran ülkeler- de bile yaygın bir direniş söz ko- nusu. Oscar ödülleri sırasında ABD'de yaşananlar, o ülkenin vicdanında bile ciddi yaralar açıl- dığını gösteriyor. Daha acı olanı, bizim kendi ül- kemizde yaşadıklarımız. Türki- ye'deki ABD yanlısı, saldın taraf- tarı gazetecileri dinierken, "Ne- den bu kadarişgüzariık?" demek geliyor içimizden. Bunlan izlerken bir gerçeği da- ha iyi kavnyoruz: Bunlar kuvve- te tapıyorlar. Zaten yıllarca Tür- kiye'de güçlünün sözcülüğünü yapmadılar mı ve halen yapmı- yoriar mı? Bu alışkanlık onların ruhlarına sinmiş durumda. Bu sayede yukarılarda kaldıkları ve bundan prim elde ertikleri de bir gerçek. Şimdi de dünyadaki en güçlüyü destekfemeyi, bu alış- kanlıkların bir parçası olarak sür- dürüyorlar. • • • Irak'a yapılan bu saldın sırasın- da, iletişim teknolojisindeki bü- tün olanaklarkullanıldı. Toplum- sal duyarlık en yüksek düzeye çıktığı için, izleyiciler, gazeteci- lik mesleğiyle çok daha yakından yüzyüze geldiler. Bu durum, ga- zetecilik mesleğinin eskisinden daha fazla kamusal bir meslek haline geldiğini de gözler önüne seriyor. Bu nedenle bugün yapı- lanlar yarın daha ciddi bir şekil- de sorgulanacak. Hiç şüphemiz olmasın "tanka binen gazeteciler" insanlığın ha- fızasına yazıldı. Bunların görün- tülerini ve yayınlannı daha çok tar- tışacağız. Bir de savaş meyda- nında olmadığı halde, ruhları tanklara binen gazeteciler oldu. Onlar saldıran tarafın basın men- supları gibiydiler, zaman zaman onları bile yaya bıraktılar, olayla- rı çarpıtarak yorumladılar. Türkiye'de, "cezaevi operas- yonu" sırasında yaptığımız gibi gazeteciler arasında yeni bir tar- tışma başlatmamız gerekecek. Hepimizin yüreğini acıyla doldu- ran olayları izlerken, bazı gaze- tecilerin insafsızlığı, tarafgirliği ve savaş taraftariığı da hızla sor- gulanması gereken yeni bir so- runa neden oldu. Eskiden içerideki güçlerin söz- cüleriydiler ve birçok çarpıtma- ya destek oldular, birçok saldı- nnın kamufle edilmesine ortak- lık yaptılar. Şimdi yaptıklan ise "tanklara binmek", hem de dün- ya çapındaki saldırganlığın sem- bolü olan tanklara. Kısa vadede kuvvetli olanlann sesi daha gür çıkıyor. Onlar da bu alışkanlıkla böyle birtercihte bulundular. Ancak bu kadar acı- masızlığın da bu meslek içinde artık biryaptırımı olması gereki- yor. Bütün bunları sineye çeke- cek miyiz? Gazetecilerin örgüt- süzlüğü ve çaresizliği bunların en büyük gücü. Bu durumu ne zaman değiştirebileceğiz? Artık gazetecilerin tanktan in- mesi zamanı gelmedi mi? GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU BarbarlarYineKapıda... Kurtanlarak demokratikleştirilen kentler nere- de? TVIerde defalarca gösterilen şişman bir Araptan başka ABD askerlerine dans eden yok! Düzensiz birlikler, günlerdirdireniyor. Patriotfüzesi Ingiliz Tor- nado uçağını vurdu. BirTV habercisi, "dostateş- le" havaya uçtu. 12 ABD askeri, dördü ölii esir düş- tü. Bir ABD askeri, komutanların çadırına üç el bombası attı: Bir ölü 12 yaralı. Ve, teslim olan Irak askerierini, Kızıl Haç'ın tüm uyanlanna rağmen teş- hir etmeye devam edenler, tutsak ABD askerleri Irak TV'sine çıkınca Cenevre Konvansiyonu'nu anımsadılar birden. Irak iki Apaçi düşürdü, pilot- lar kayıp. Evdeki hesap, belli ki çarşıya uymuyor. Halepçe kasabı, belleğimizde anti-emperyalist ön- derlere ayrılan yere adaylığını koyuyor. Doğrusu, birtuhaf yaşanıyor bu savaş. Dünya- nın "en özgür ülkesi" ABD'de medya, Pentagon borazanına, savaş da bir gösteriye dönüşüyor; Guy Debord'un 36 yıl önce yazdığı gibi, "gerçeklikle ilgisini çoktan kesmiş bir gösteriye", Gözlerimizin önündekiler, Baudrillard'ın uyardığı gibi, savaşın simülasyona uğramış, asıllarını kaybetmiş kopya imajlan yalnızca. AmaTV'nin önünden aynlmak ola- naksız! Ve bu gösteriyi izlerken, teknolojik ütopyacılık- la, teknolojik iktidarın kaynaşmasını, bu kaynaş- ma içinde, ölüm makinelerinin gücünü anlatırken tarif edilemez erotik hazlar yaşayan gazetecilerden emekli generallere kadar savaş yanlısı bir zümre- nin elinde, "realiteyle", hakikatin eşitlendiğini, tek- nolojinin hakikatin yerine geçtiğini, araççı ahla- kın herşeye egemen olduğunu görüyoruz. Ama bu, savaşın birçok yüzünden yalnızca biri. Başka yüzleri de var. örneğin dünya halklannın git- tikçe artan nefreti, artık küreselleşmenin cilalı imaj- lanyla, serbest piyasa ütopyalanyla, milyon dolar- lık filmleriyle, TV dizileriyle, satın alınmış yazarla- nnın "ütülemeleriyle" bile saklanamayan barbar- lıklar ve barbarlar karşısında yavaş yavaş ama ıs- rarla oluşan evrensel kardeşlik, dayanışma ağı, yükselen dalga... Bağdat, hâlâ bir Dresden olma- dıysa bundandır! Tahta atı içeri alanlar Farklı bir gezegende yaşayanlar da var. örneğin büyük bir gazetenin başyazarı bir adam, ülkesini savunacağına teslim olmaya çalışırken ölen iki Iraklı askerin imajını, direnişi karalamak için satı- yor. On yıldır ambargo altında inleyen, yoksul bir ülkenin, şimdi dünyanın en zengin, dişinden tırna- ğına kadar en son teknolojiyle donatılmış çelik ye- lekli askerine teslim olan askerierini, "Üzerlerinde- ki de üniforma mı çaput mu?" diyerek asağılıyor. Ama Umm Kasr'dan, Necef'ten, Nasıriye'den hiç bahis yok, barbariann Basra'ya girmeye ce- saret edemediğinden de... Adamın yaşadığı geze- gende vatan diye bir kavram yok belli ki. Her ge- lene, eğer silahlan yeterince büyükse, dağıtacak parası varsa, köle olmak âdet... Geçen yüzyılın büyük olanaksızlıklarla sürdürülen bağımsızlık sa- vaşlan, Kurtuluş Savaşı, Cezayir Savaşı, Uzun Yü- rüyüş, yoksul Vietkong askerierinin zaferi de bel- leğinde hiç iz bırakmamış. Son aylarda iyice "dağıttı". Savaş karşıtı göste- rileri, "bakın san kırmızı var" diyerek jurnalledi. Ne de olsa eski solcu, aklı sıra biliyor san ve kırmızı- nın ne anlama geldiğini. lllaTürkiye'yi savaşa so- kacak. llla Amerikan askerierini ülkeye sokacak. ll- ladakredisinialacak... Barbariar kapıya her dayandıklannda işte bu "tipler" sayesinde içeri girdiler. Bu topraklann en eski savaşlarından birinde, Truva'nın sonunu da Kassandra'nın "hedrye getiren Yunanlılara" kar- şı uyaran sözlerini dinlemeyen aç gözlüler hazır- lamadı mı? Tahta atı içeri almasalardt hemen, bir- kaç gün bekleselerdi... Belki Truva'nın kadınlan, ço- cuklan, siyah kannlı gemilere doldurulup köle di- ye satılmazdı uzak adalarda, tarih başka türiü ya- şanırdı... Yine Batı'dan gelen barbartar kapıda. Belki Bağ- dat'ın kaderi de Homeros'un llyada'sındaki Tru- va gibi önceden bağlanmış. Ama, ya bu kadere gi- dişin nasıl yaşanacağı, barbariara neye mal ola- cağı, Bağdat'ın tarihte ne iz bırakacağı... O henüz belli değil? Erdoğan'ın ilk toplantısı MGK gündemi savaş ve K.Irak • Cuma günü yapılacak MGK'de Irak'ın Türkiye smınnı kontrolü altında bulunduran Mesud Barzani liderliğindeki KDP'nin tutumu da masaya yatınlacak. ANK\R4 (Cumhu- riyet Bürosu) - Başba- kan Recep Tayyip Erdo- ğan' ın katılacağı ük Mil- li Güvenlik Kurulu (MGK) cuma günü top- lanacak. Toplantının ağırlıklı gündemini ABD'nin Irak'a yöne- Uk başlattığı askeri ha- rekât ve Kuzey Irak'ta Türkiye'nin etkilenebi- leceği olası gelişmeler oluşturuyor. Toplanhda, Türk Si- lahlı Kuvvetleri'nin (TSK)Iraksınırındaal- dığı önlemler değerlen- dirilecek. Kuzey Irak'ta- ki Kürt gruplar ve PKK- KADEK'in arayışlan hakkında hazırlanan ra- porlar da toplantıya su- nulacak. Türkiye'nin PKK-KADEK'ınsavaş- tan yararlanarak bölge- de etkin olması, Kürt devletinin kurumsallaş- ması için adım atıhnası ve Türkmenlerin yok sa- yılması yönünde geliş- me olursa kaçınılmaz olarak bölgeye müdaha- le edebileceği dile geti- riliyor. AKP iktidannın ikin- ci başbakanı Erdoğan'ın ilk kez katılacağı MGK toplantısında, Irak'ın Türkiye sınınnı kontro- lü altında bulunduran Mesud Barzani liderli- ğindeki KDP'nin tutu- mu masaya yatınlacak. Türkiye'nin, sınırlanna mülteci akını, PKK-KA- DEK'in bölgede etkin ol- ması, Kürt devletini ku- rumsallaşiınna yönünde atılacak adımlar, hak'ta oluşturulacak yeni dö- nemde bu unsurlann et- kinlik kazanması ve özel- likle Kerkük-Musuî yö- resinde yaşayan 2.5 mil- yon Türkmenin yok sa- yılması durumlannda bölge>e müdahale edebi- leceği dile getiriliyor. Toplanhda aynca 57. hü- kümet döneminde kabul edilen Irticayla Mücade- le Stratejisi kapsamında aylık olağan gelişmelerin görüşüldüğü sunum da yapılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle