25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MART 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Amerika Birleşik Devletleri'nde uygulanan ekonomik model sözlükteki faşizm tanımıyla örtüşüyor Hitler'in 'yenidünyası' ABDDemokratmı •1- Faşist mi Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV Günümüz Amerikan yöneticıleri ülkenin siyasal düzenıni "demokra- â" olarak tanımlıyor. Başkan Geor- ge VV. Bush bu özgün sısteme dışar- dan gıpta ıle bakanlann 11 Eylül 2001 'de New York'ta Dünya Ticaret Merkezi ile başkentte Savunma Ba- kanlığı'na saldırdıklannı söyledi Amenkan halkının çoğunluğu da, kendi anayasasını okumuş olmasa da ve okusa bile o günden bu yana köp- rülerin altından o metnin ruhunu de- ğiştiren çok sulann aktığını bil- mese de, ülkesinın "özgürlük- ler diyan bir demokrasT oldu- ğuna inanır. O düzene pek azı "faşizm'' deyip geçer. Bu sözcüğü şura- dan buradan ışitmiş sıradan Amenkahya göre faşizm deyın- ce mutlaka duvarlarda " Büyük bi- rader seni izfiyor" dıye afişler asılı ol- malı, toplama kamplan kurulmalı ve Yahudi, Çingene, eşcinsel \e geri ze- kâlılar gibi bazı istenmeyenler ftnn- lara atılmalı ya da gaz odalannda bo- ğulmalıdırlar. Hem Nazi Almanya- sı'nda böyle olmuş, bazı yazarlar oto- riter rejimlerin ımajıru böyle çızmiş- lerdır. 12 yıllık Nazi yönetiminde 18 mil- yon kişı 20 ana toplama kampına ya da onlann 100 kadar şubesine yollan- mışlardı. Altı mılyona yakın Yahudi buralarda can verdı. Çoğu kişi, "Ame- rika'da böyle bir şe\ olmadığına gö- re-.'' deyip noktayı koyabılır Otori- ter rejimlen eleştirenlerden Aldous Hıcdey'nın CesurYeni Dünya ve Ge- orge OnveO'in 1984 adh kıtaplann- da çızılen tipler ne Amerika'da var, ne Britanya'da. Duvarlan da olsa ol- sa Madonna ve Ehis gibilerinın re- simlen süslüyor. Faslzmln ölcüsü ne? Ama faşizmin ölçüsü acaba kamp- lar ve Yahudi progromlan mı? CIA ile uzun ilişkilen olan Huxley v e hem Ingiliz haber alma kuruluşunun, hem de CIA'nın yetiştirdiği Onvell oton- ter devletin ne olduğuna ılişkm ger- çeğe uymayan bir tanım çizdiler. Ger- çekçi olalım: Holokost 1930-40'lar Avrupafoşızmininen uç örneğidır. Fa- şizm o olmadan da olur. Nazi dene- yimine bakarak ve yalnız onun uy- gulamalannı, Huxley ve Onvell ede- bi yorumlanyla da bezeyip konuyu böyle smırlamakla ne Amerikalı ne de başkası kendinı faşızme karşı gü- vende hıssedemez. Asıl ölçü faşizmin bir sistem ola- rak ne olduğu, kime hizmet ettiği, neden ayakta tutulduğu \ e nasıl ya- yıldığıdır. Faşizmin tanımını yapan çok sayıda yayın da var. Bunlann bir hstesı bile koca bır kıtabı doldurur. t/ Toplama kamplan ve gaz odalan 1930-40'lar Avrupafaşizminin en uç ömeğidir. Faşizmi Nazi deneyimiyle sınırlandırmakla ne ABD yurtaşlan ne de başkalan kendiîerini guvende hissedemez. Asıl ölçüfaşizmin bir sistem olarak ne olduğu, kime hizmet ettiği, neden ayakta tutulduğu ve nasılyayıldığıdır. •/ Saygın bir Amerikan kaynağı olan Webster Sözlüğü 'nün 1980 baslasıfaşizmi "Sıb tekparti diktatöriüğünün, muhalefetin zorla bastınlmasının, merkezi hükümet denetimi altında özel ekonomik girişimin, sa\-aşçı milliyetçiliğin, ırkçıhğın, militarizmin ve benzerierinin nitelediği bir vönetim sistemi" olarak tammlıvor. Faşizmin bu tanımında "merkezi hükümet I denetimi altında özel ekonomikgirişim " sözcükleri geçiyor. Batı dünyasında "demohnsi" diye tanımlanan bu birkaç kelimelik kavram Amerikan ekonomik modelidir. Ama konu Amerika'da nasıl bir siya- sal düzen olduğunu açıklı|a kavuş- turmaksa, saygın bir Amerikan kay- nağına, örneğin büyük VVebster Söz- lüğü'nün (1980 baskısı) "faşizm" maddesine bakmak yararlı olabilir. Bu kavram orada şöyle tanımlanıyor: "Sıkı tek parti diktatöriüğünün, mu- halefetin zorla basnnlmasuun, mer- kezi hükümetdenetimi al- ünda özel ekonomikgt- rişimia,savaş- çımiByetcffiğin, ırkçılığın, mili- tarizmin ve benzerierinin nitelediği bir vönetim siste- mi." Bu tanım ye- terince açıksa da, aynı saygın söz- lüğün on yıl sonraki baskı- sında özel ekonomik gi- rişim söz- cüklerinm çıkanl- ması da anlamlı Herhalde, bu önemli başvuru kay- nağınıkaleme alanlar, bazı çirkın kavram- lann ıçıne Ame- nka'nın da sokul- masını engellemek ıçin zaman içınde ön- lemler almaktan da ge- n kalmıyorlar. Ama ta- mmın gen kalan bölüm- lerinin bile bır haylı aydın- latıcı olduğu söylenebilir. Faşizm en sağdan ge- len dıktatörlüğün adıdır. Onun kurdurduğu resmı vönetim az sayıda ama çok güçlü endüstn er- babı ve para sahibinın denetimi altındadır. Bir parlamentonun, hatta Temsılcıler Meclısi ile Senato adında ıkı alt meclısten oluşan bır Kongre ıle Yüce Mah- keme'nin, onlardan ayn olarak da Beyaz Saray'a yerleşmış başkan- lığın varlığı, ıktidann hiçbır res- mi sıfatı olmayan bır avuç kişi- de toplanmasını engellemeyebi- lır. Güç bu ufacık azınlığın elin- de öylesine tekelleşebılır la, ık- tidann sanki bölünmüş oldu- ğunu gösteren anayasal or- ganlar kendiîerini bu merke- zileşmeye karşı koruyamaz. Dahası, o organlann temelde görevi bu azın- lığa hizmet etmek de olabılır. Nazi Al- manyası'nda Hitlerde o çe\Tenin ön- de görünen uygulayıcısıydı; ardında tekelci endüstri ileri gelenleri ve onun içinde silah fabrikatörleri vardı. O da ıktidannı bu gruptan alıyordu. Hükümet ve özel glrlşlm Faşizmin yukardaki Webster tanı- mında "merkezi hükümetdenetimi al- tmdaözelekonomikgirişinT sözcük- leri geçiyor. Batı dünyasında "de- mokraa'' dıye tanımlanan bu birkaç kelimelik kavram Amerikan ekono- mik modelidir. Bu düzende tekelci ser- maye federal düzenlemeye bağımlı mı, değil mi? Ya da merkezdeki yönetim özel ekonomik girişımcinin tekelleş- miş zirvesindekilerin denetimi altında mı, değil mi? Önce ona bakmak gerek. Omeğin, Nazi Al- Itarya'da devleti önüne katıp güden işte bu büyük sermayeydi. îkisinı de faşist de\let yapan bu özellikti. Bü- yük sermayenin egemenliği \e yap- tıncılığı yönJennden Amenka'da da durum budur. Bağımsızlık bildınsı yıllannda de- ğiliz. Onun üstünden 226 yıl geçtı. Yal- nız sıradan Amenkalının değil, Ame- rika'da Demokrasi başlıklı "klasik" ciltleri kaleme alan Alexis de Tocqu- evfflegibı A\Tupalı liberal aydınlann Yeni Dünya'ya insanhğın yeniden doğuşu gibı (o günün ölçülen içinde bile) abartmalı bıçımde bakışlan da çok geride kaldı. O eskı yıllarda, în- giliz ozanı VVîDiam Blake Londra'nın ıçinden geçen Thames Nehri kıyıla- nnda doğanJann üslerindeki kırlerin Amerika'nın ırmaklannda yıkanıp yok olacağını edebi üslûpla yazmış, "Ey Amerika! Senin gekceğin bu köh- ne kıtadan çok daha merhamedi" bu- yurmuştu. Amerikan ozanı Emerson da önü herkese o dönemde san- ki eşit biçimde açıkmış gibi görünen Yeni Dün- a'nın her Allah'ın kulu- ı bağımsız bır kışılık ge- liştırmesi- ne uygun ol- duğuna ınan- mış, her Amenkalı- nın kendi yeteneklenni sınırsız biçimde gelıştır- me hakkına doğuştan sa- hıp olduğunu savunmuş- tu. "Demokrat" olmaik özgür hcaretten yana ol- maktı. Yoksa uçsuz bu- * / ^aksız görünen ülke- V > ı sıradan bunca kışı V ^ dışında kim ekip bi- * ^ çecek, ürünü baş- kalannın hiz- metıne kım sunacaktı? "Burada her insan tek tek o denli önemli ld!" dıye sayıklayarak son nefesıni verdı. An- cak, kendınden sonrakilen de etkıle- dı. Doğanuı koynunda yaşayan ozan Thoreau evinı de eşyalannı da ken- di elleriyle yapmıştı. Mel\ille bile "Tann ırkımızı bü>ük şe\1er yapmak için seçmiş: insanhk da ondan bunu beküyor" dıye yazmışh. Ama bunun geçıcı olduğunu ilk fark edenlerden- dir. Bir de birkaç yıl sonra gelen ozan VVhitman'a bakalım. O "uhısal, fede- re devlet ve yerel düze\deki yönetim çürümüşlük, rüş^et, sahtecilik ve kö- tü yönetim batağı içinde; adalet ku- ruluşlan da bundan pavını alnuş; Bü- yük İskender'i de, Roma'yı da geri- de bırakacak dev bir imparatorhığa doğru yol ahyoraz" dediğı zaman, pek az kışi bu farklı oluşumun far- kındaydı. 1898'de Amerika, tspanya'ya kar- şı kısa süren savaşı açtığında bu La- tin ımparatorluğunun iki okyanusta- kı sömürgelerine sahıp çıkarak ilk kez dünya devleti oluyordu. Emer- son'un övdüğü özel girişimcilik sö- mürü, eşitsızlık, ırkçılık, ücret köle- liği. sınıflaşma, tekelci sermaye ve ya- bancılaşma getirmişh. Tekelclllk demokraslyl ortadan kaldırdı Özellikle 1890-1920 yıllan Ame- nka'yı ve dünyayı değiştırdı. Ame- nkan Iç Savaşı bile ikı ekonomik gü- cün, bır yanda Güney'de kapıtalızm- öncesi, soylu ve köleci bir toplum ve öte yanda da Kuzey'in tekelleşen en- düstrisi çatışmasıydı. Doğal olarak, ikincisi kazandı ve tüm Amerika'yı da kendi yönünde değiştirdi. Bu te- kelci egemenhğin olduğu yerde Emer- son çağının özgürlük, eşitlik ve de- mokrasi ikliminın yok olup gittiğı gün gibi bellidir. O kadar ki Upton Sinclair'in romanı Orman Emer- son'un uğruna dizeler döktürdüğü ağaçlıklar değil, her türlü acımasız- lığın kurallaştığı büyük kentler yaşa- mıdır. Daha dünün petrolde Rockefeller, çelikte Carnegie, bakırda Guggen- heim, şekerde Hevemeyer ya da tü- tünde Duke tekellennın yenru, bugün, başta silah ve onunla bağlantıh tekel- ler olan Boeing, Lockbeed, Martin, Nothrop Grunman, Ra>1heon-TRW \e Carhie grubu almıştır. Yönetım- dekiler de onlarla iç içedir. Bu durum Almanyada da böyleydi, Amerika'da da öyle. Yarın: SAVAŞÇl MİLLİYETÇİLİK Ortadoğu pazarlığı Çin, Irak petrolünden payisûyor SERDARESENLt Ekonomik gelişme nedeniyle enerji ihtiyacı artan Çin Halk Cumhuriyeti'nin, olması beklenen Irak'taki sav'aş sonrasında, Irak petrol rezervlerinin kullanımı yeniden düzenlenirken söz hakkı ve pay istediği belirtihyor. Alman Focus dergisinde yer alan habere göre, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) bir zamanlar stratejık muhalifı olan Çin'in, son yıllarda ekonomi alanında gösterdiği istikrarlı gelişme ve özellikle 2002 yılmdaki yüzde 7.6'lık büyüme ile ABD tarafından aranan bir müzakere ve ticaret ortağı haline dönüştüğü ifade ediliyor. Uzun bir süre kendi imkânlan ile yetinen Çin'in, kendi petrol rezervleri verimli olmadığı için halen ham petrol ihtiyacının yüzde 30'nu ithal ettiği ve petrol ithalatıntn artış eğiliminde olduğu belirtiliyor. ABD'nüı Yakındoğu'daki ve Orta Asyadaki petrol bölgelerinde ekonomik ve askeri varhğını güçlendirmesini hoşnutsuzlukla izleyen Çin, çekimser bir politika izlemekle birlikte bu bölgelerdeki büyük rakipleri ile pazarlıklannı sürdürüyor. Duisburg Üniversitesi Çin Ekonomisi Profesörü Markus Tavbe,Çin yönetiminin dış politika ile ekonomi politıkalannı Avrupalılardan çok daha pragmatik biçimde oluşturduğunu kaydediyor. Avrupa'nın uluslararası platformdaki etkisinin azalacağına yönelik tartışmalann Pekin'de etkisini gösterdiği ve ~ m ^^^^^~—~^^~ bu nedenle Çin'in eski düşmanı ABD ile üişki kurduğu, Çin ekonomisinin dışa açıldığı günden bu yana ABD firmalannın bu ülkede 35 milyar dolarlık yatınm yaptıklan belirlenmiş bulunuyor. Çin'deki ekonomik büyümeden batı bölgelerinde yaşayanlann yararlanamadıklan, halen Batı'da 150 milyon kişinin işsiz olduğu bu nedenle Çin'in dış para kaynaklanna gereksinim duyduğu ifade ediliyor. Dünyada en çok dış kaynaklı doğrudan yatınm kabul eden ülke konumundaki Çin'm ABD'ye ekonomik bakımdan, ABD'nin Çin'e olan bağımlıhğından daha fazla bağımlı hale geldiğı ve bu durumun önümüzdeki 10-20 yıl süresince böyle devam edeceği uzmanlar tarafından öngörülüyor. Almanya, Rusya ve Fransa ile birlikte Irak'taki silah denetiminin uzatıhnası ve banşçıl bir çözümden yana tavır alan Çin'in, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki veto hakkını kullanmayarak ABD'ye yardımcı olması bekleniyor. Çin ve ABD'nin güçlerinin denk olmadığı. ancak ticari ortak olarak birbirlerine ihtiyaç duyduklan belirtiliyor. • Petrol rezervlerinin yetersizliği nedeniyle Ortadoğu 'dxüd petrol alanlanna ilişkin düzenlemede söz sahibi olmak isteyen Çin, ABD ile pazarlıklan sürdürüyor. Rakamlarla ABD-Cin 2002 >ılı Nâfas 1 28 mılvar ABD 280 57 mılvon lOltnryooddar %03 Ekonomik Bö>ûmc 'ı"6|') 325 mıl>ar dolar 2002 \sken harrama 45-65 nuljardolar(•) "•3 5 Bülçfdf askeri harcama pa>ı '«3 5-5 (*) (*)Tahmın Kaynak Focus Dergısı (CIA-Faetbook ve ABD Savımma Bakanlığı) KARSl.ASLtYE HIIKUK MAPDCEMESİ'NDEN DosyaNo-2002 191 Davacı K.ars Beledıye Başkanlıgı vekılı tarafından davalılar Tapu Sıcıl Müdürlüğü ve Müştak Nakış aleyhlenne açmış olduğu tapu ıptalı tescıl davasının yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara lcaran geregınce. Davalı Müştak Nakış'a tüm ararna- lara rağmen kendısıne da\-a dılekçesı ve duruşma günü teblığ edılemedığinden dolayı ilanen teblığıne karar \enldığınden, adı geçen davalı Müştak Nakış'ın davaya karşı di- yecekJennı duruşmanın atılı bulunduğu 4 4 2003 günü saat 9 00'a kadar mahkememi- zin 2002 191 esas sayılı dosyasına bıldırmesı veya duruşmada hazır bulunması ya da kendinı vekılle temsıl ettırmesı aksi takdırde yargılamaya yoklugunda de\am oluna- rak karar venlecegı ilanen teblığ olunur 20.01.2003 Basın 3809 KARS 1. ASLIYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo 2002 196 Davacı Kars Beledıye Başkanlıgı vekılı tarafından davalılar Tapu Sıcil Müdürlüğü \e Gülper Öztürk aleyhlenne açmış olduğu tapu ıptalı tescıl davasının yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara karan geregınce, Davalı Gülper Özturk'e tüm arama- lara rağmen kendısıne dava dılekçesı ve duruşma günü teblığ edılemediğınden dolayı ilanen teblığıne karar venldığınden, adı geçen davalı Gülper Öztürk'ün davaya karşı dıyeceklennı duruşmanın atılı bulunduğu 4 4 2003 günü saat 9 00'a kadar mahkeme- mızın 2002 196 esas sayılı dosyasına bıldırmesı veya duruşmada hazır bulunması ya da kendını vekılle temsıl ettırmesı aksı takdırde yargılamaya yoklugunda devam olu- narak karar venlecegı ilanen teblığ olunur 20.01.2003 Basın. 3803 KARS 1. ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2002 '205 Davacı Kars Beledıye Başkanlıgı vekılı tarafından davalılar Tapu Sıcıl Müdürlüğü ve Adnan Durukan aleyhlenne açmış olduğu tapu ıptalı tescıl davasının yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara karan geregınce. Davalı Adnan Durukan'a tüm aramalara rağmen kendısıne dava dılekçesı ve duruş- ma günü tebliğ edılemediğınden dolayı ilanen teblığıne karar venldığınden. adı geçen davalı Adnan Durukan'ın davaya karşı dıyeceklennı duruşmanın atılı bulunduğu 4 4 2003 günü saat 9.00'a kadar mahkememızın 2002 205 esas sayılı dosyasına bıldır- mesi veya duruşmada hazır bulunması ya da kendinı vekılle temsıl ettırmesı aksı tak- dırde yargılamaya yoklugunda devam olunarak karar venlecegı ilanen teblıö olunur 20.01.2003 Basın-3794 KARSl.ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2002'131 Da\ r acı Kars Belediye Başkanlıgı vekıli tarafından davalılar Tapu Sıcıl Müdürlüğü ve Musa Balcı aleyhlenne açmış olduğu tapu iptali tescil davasının yapılan açık yar- gılaması sırasında verilen ara karan geregınce, Davalı Musa Balcı'ya tüm aramalara rağmen kendısıne dava dılekçesı ve duruşma günü teblig edılemediğınden dolayı ılanen teblığıne karar venldığınden, adı geçen davalı Musa Balcı'nın davaya karşı dıyeceklerını duruşmanın atılı bulunduğu 4.4.2003 günü saat 9.00'a kadar mahkememızın 2002 131 esas sayılı dosyasına bıl- dirmesi veya duruşmada hazır bulunması ya da kendinı vekılle temsıl ettırmesı aksı takdırde yargılamaya yoklugunda devam olunarak karar verileceğı ilanen teblığ olu- nur. 20.0İ .2003 Basın. 3789 KARS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2002 134 Davacı Kars Beledıye Başkanlıgı vekilı tarafından davalılar Tapu Sıcıl Müdürlüğü ve Coşkun Ergül aleyhlenne açmış olduğu tapu ıptalı tescil davasının yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara karan geregınce, Davalı Coşkun Ergül'ün tüm aramalara rağmen kendısıne dava dılekçesı ve duruş- ma günü teblığ edılemedığınden dolayı ilanen teblığıne karar venldığınden, adı geçen davalı Coşkun Ergül'ün davaya karşı dıyeceklennı duruşmanın atılı bulunduğu 4.4.2003 günü saat 9 00'a kadar mahkememızin 2002 134 esas sayılı dosyasına bıldır- mesi veya duruşmada hazır bulunması ya da kendını vekille temsıl ettırmesı aksı tak- dirde yargılamaya yoklugunda devam olunarak karar venlece£ı ilanen teblığ olunur 20.012003 ' ' Basın: 3786 KARS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo-2002 135 Davacı Kars Beledıye Başkanlıgı vekılı taranndan davalılar Tapu Sıcıl Müdürlüğü ve Kerem Okyay aleyhlenne açmış olduğu tapu iptali tescıl davasının yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara karan geregınce. Davalı Kerem Okyay'a tüm aramalara rağmen kendısıne dava dılekçesı ve duruşma günü teblığ edılemediğınden dolayı ilanen teblığıne karar venldığınden, adı geçen da- valı Kerem Okyay'ın davaya karşı dıyeceklennı duruşmanın atılı bulunduğu 4 4.2003 günü saat 9 00'a kadar mahkememızın 2002 135 esas sayılı dosyasına bıldırmesı veya duruşmada hazır bulunması ya da kendını vekılle temsıl ettırmesı aksı takdırde yargı- lamaya yokluğunda devam olunarak karar venleceğı ilanen teblığ olunur 20.01 2003 Basın 3785 " Tiyalro Ti ADAMIN BİRÎ KABARE r>ıme\ KlurmfB hıyJtı »e aylctkvfaulra Yazan: HAKAN PtSKÎ\'- BtRGCL OĞUZ Yönelen: HAKAN PtŞKÎ\ T Daı» Düzeni: LEMAN YILMAZ Müzik ve Okestrasy on : AYHAN OZTÜRK MUAMMER KARACAIİYATROSÜ ISVIÇRE HASTANESİ İZMİR13. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 2001 1085 7 Kambıyo Senetlen (Çek. Polıçe ve Muharrer Senet) Ozennde Hacız volu ıle Yapılacak Ta- kıp Taleplennde Ödeme Emn 1- Alaeaklının ve varsa vekılının adı. so>adı ve ıkâmetgâhı T Halk Bankası AŞ (Kahıa- manlar Şb ) \k Av Meltem Uygur Gazı Bulvan No. 41 Çankava-lzmır. 2- Borçlunun \e var- sa kanunı temsılcısının adı, sovadı ve ıkâmetgâhları 1- Abdulhamıt Dujmaz Mene Kundura Kemalpaşa Cd Yeni Camı Sk No 11 Antak>a-/Hatav 2-Tanzer Yılmaz Halıtzıva Bulvan No 21 201 Çankava-tzmır 3- Alacağın Türk parasıyla tutan, faiz miktan ve ışlemeye başladı- âı eun 500 000/000 -TL asıl alacak. 33 000 000 -TL G o80 ışlemış faız 25 000 0O0 -TL Kar^ tazm 558OOOOOO-TL alacağın takıp tarihınden itıbaren >üzde 80 faızı. ıc gıd vevek üc tahsı- lıdır Tahsıhnde tekerrür olmamak üzere 4- Senet ve tanhı: 31 04 2001 t 500 000 000 -TL be- dellı çek. Yukarda vazılı borç ve masraflan ışbu odeme emırnm ılanı tanhınden itıbaren yırmı- beş gun içinde odemenız. takıbın davanağı senet kambı>o senedı nıtelığıne haız değılse >ırmı gun içinde mercıe şıkâvet etmenız. takıp davanağı senet altındakı ımza sıze aıt değılse vıne bu vırmı gün içinde avnca ve açıkça bır dılekçe ıle tetkık mercııne bıldırmenız. aksı halde ıcra ta- kıbındekı kambıvo senedı altındakı ımzanın sızden sadır savılacağı, ımzanızı haksız yere ınkar edersenız, sözu edılen senede davanan takıp konusu alacağın vıızde 10"u oranında para cezası ıle mahkûm edıleceğınız ve mercıden bu ıtırazın kabulüne daır bır karar getırmedığınız lakdır- de cebn ıcrava devam olunacağı. borçlu olmadığınız veva borcun ıtfa veva mehıl venldığı veva zaman aşımına uğradığı hakkında veva yetkı ıtırazınız \arsa bebeplen ıle birlikte vınnı gun içinde tetkık mercııne bır dılekçe ıle bıldırerek mercıden ıtırazın kabulüne daır bır karar getır- medığınız takdırde cebn ıcrava devam olunacağı. ıtıraz edılmedığı ve borç odenmedığı takdır- de vırmıbeş gun içinde 74 madde geregınce mal beyanında bulunmanız. aksı haide hapısle taz- vık. olunacağınız, hıç mal beyanında bulunmaz veya hakıkate aykın beyanda bulunursanız ha- pısle cezalandınlacağmız ıhtarve ilanen teblığ olunur Basuı 9950
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle