04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ŞÜBAT2O03 CUMARTESİ + CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK cAB&Afc- î i î <A3İR.<L£BÖA»IIM DÜRÜST TABİATLI İSTAS3UL EF2<TİSİ A3DÜI-CANSAZ 1 MACERALAHI TEKMİ1İ EtKEN Türkiye'nin yakın tarihinde hükümetin yetkiyle donatıldığı örnekler az değil Savaşyinekapıdaydı ZamanTûneli [email protected] Mehmet Altun Hükümete savaş yetkisinın venlmesi Türkıye'de ılk kez gündeme gelmıyor. Kurulduğu günden beri ızlediğı banş yanlısı polıtikalara rağmen Türkiye, defalarca savaşın eşiğınden döndü. Yakın tarihte hükümetin savaş yetkisıyle donatıldığı ömekler az değil. Bu kararlara bugünlerde bir yenisı daha eklenmek üzere. Türkiye bugüne kadar sınırlı operasyonlar dışında topyekûn bır savaştan uzak durmayı hep başardı. Iklncl Pünya Savaşı Türk hükümetının II. Dünya Savaşı'na girmemesı, dış pohtikada bugüne kadar elde edilen en büyük başandn-. Savaşın başından beri hem Almanya, hem de Ingiltere ve Amenka kendı saflannda yer alması için Türkıye'ye bir yandan cazip taahhütlerde bulunurken bir yandan da bazı yaptınmlar uyguladı. Ismet İnönü ve kabınesı, ustaca uygulanan polıtık manevralarla savaş karannı yılîarca ertelemeyi başardı. Bu taktik 1945'e kadar sürdü. Savaşın sonlannda ülkenin çıkarlan bu kez farklı bir istikameti gösteriyordu. Yalta Konferansı'nda alınan karara göre, 1 Mart'a kadar Almanya ve Japonya'ya savaş ılan eden ülkeler BM'ye kurucu üye olarak katılabilecekti. Fırsatı kkçırmak ıstemeyen tnönü, 23 Şubat 1945'te TBMM'yı topladı. Böylece Türkıye II. Dünya Savaşı'na resmen gırmış oldu. Kıbrıs Kıbns'a ilk müdahale için Meclis tarafindan hükümete Kıbns'a müdahale yetkisi ılk kez 16 Kasım 1967'de verildi. 1950'li yıllann ortalanndan itıbaren Kıbns'ta kaynamaya başlayan kazan, 1963'te Rumlann Kıbns Türklerini hedef alan saldınlanyla doruk noktasına ulaştı. "EnosJs" ıdealını güden EOKA örgütünün saldınlannda 5O'ye yakın Türkün öldürülmesi üzenne Türkiye, garanti antlaşmasına dayanarak 4 uçaktan oluşan bir filoyu uyan amaçlı olarak 25 Aralık 1963'te Kıbns semalanna gönderdi. Aynca donanma gemıleri Kıbns'a doğru yola çıkarken adadakı Türk alayı da Lefkoşa'daki Türk mahallelennı koruma altına aldı. Bır süre için durulan sular 1964 ortalannda yeruden bulandı. 5 Haziran'da Türkiye, garantör ülkelenn Rum saidınlanna engel olmaması halınde adaya askeri müdahalede bulunacağını açıkladı. Türk uçaklan 8-9 Ağustos'ta Erenköy ve Mansura'daki Rum mevzilenni bombaladı. Kıbns"a yönelen 30 kadar savaş gemisinden dördü de Mansura Körfezı'ne girerek adaya asker ve malzeme çıkardı. 1964'ten sonra tüm siyasi çözüm yollannın hkanması ve Albay Grivas'ın örgütlediği Rum Milli Muhafız Kuvvetleri'nın Boğaziçi ve Geçitkale köylerinde toplu kıyıma başlaması üzerine TBMM, 16 Kasım 1967'de hükümete Kıbns'a askeri kuvvet gönderme yetkisi verdi. Harekât, Grivas'ın ve 12 bın Yunan askerinin adadan çekilmesiyle son anda önlendi. Kıbns Banş Harekân'nda gecikmeli karar, Türk ordusunun adaya çıkarma yapması ve Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla sonuçlanan 20 Temmuz 1974 Banş Harekâtı, Yunanistan'a bağh subaylann yönetımindeki Ulusal Muhafız Gücü Kuvvetleri'nin 15 Temmuz'dabir hükümet darbesi yaparak yönetime el koyması ve Kıbns'ta bir "Yunan Cıımhuriyeti" ilan edilmesiyle patlak verdı. Sonraki günlerde Başbakan Büknt Ecevh'ın tüm diplomatık çabalanna rağmen bu- sonuç alınamaması üzerine adaya askeri müdahale yapılmasına karar venldı. Türk askeri Lefkoşa'da. Körfez krizinde Özarın ulusal çıkar elde etme planlan tutmadı 'Aktif politika destekbulmuyor Irak'ın 2 Ağustos 1990'da Kuveyt'e girmesiyle başlayan ve 16 Ocak 1991 'de ABD'nin Çöl Fırtınası harekâtına girişmesiyle doruğuna ulaşan Körfez Krizi boyunca Türkiye, savaş yetkisi konusunda daha öncekı örnekJerden farklı olarak ulusal bir bütünlük sağlayamadı. Cumhurbaşkanı Özsd'ın savaş sonrasında bölgenin yeniden şekillendinlmesinde söz sahibi olmak ve krizden bazı ulusal çıkarlar elde etmek amacıyla izlediği "aktif" politika ne muhalefetten ne de ordudan bekledıği desteği buldu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Tonmrtay, 3 Aralık'ta istifa ederken Meclis içindeki ve dışındaki muhalefet "Savvşa Hayff" mitingleriyle yaklaşnnun ı-, net bir şekilde ortaya koydu, Körfez Krizi boyunca TBMM hükümete üç kez "savaşyetkisi'' verdi. Bunlann ilki 12 Ağustos'ta, Özal'ın ABD Dışişleri Bakanı James Baker'la görüşmesinin hemen ardından geldi. Muhalefetin itirazlanna rağmen Meclis, Bakanlar Kurulu'na "Türkhe'ye tecavüz durumunda karşıhk venne" yetkisi tanıdı. Konuyla ilgili ikinci oturum 5 Eylül'de yapıldı ve bu kez hükümete "yurtdışuıa asker gönderme'' yetkisi verildi. Bu yetltiler verildiğinde henüz Çöl Fırtması Harekâtı başlamamıştı. Harekârın başladığı haberinin alınmasından bir gün sonra, 17 Ocak'ta toplanan TBMM Genel Kurulu'nun "yabancı sflahh kuvvetierin Türidye'de buhınmasına' 1 izın vermesi ise, operasyon için kilit mahiyetteki Incırlık'in kullanılmasına imkân sağladı. Son ; Htt \ yapılan oylamaya 24 ANAP'hnın katılmaması ve ANAP Gaziantep Mılletvekıli Hasan oyu kullanması dıkkat çekiciydi. TÜRK ASKERİ BM EMRİNDE Türk Silahlı Kuvvetleri, BM'nin Ço- kuluslu Banş Gücü misyonlan çer- çevesüıde altı ülkeye asker gönderdi. Kore (20 EUm 1950): Birleşmiş Milletler'in, üye devletleri Kore Sa- vaşı'na katılmaya davet etmesi üze- rine Türk hükümeti 25 Temmuz 1950'de, 4.500 kışiden oluşan bır ru- gayı Kore'ye gönderme karan aldı. Birlik 20 Ekim'de cepheye ulaştı. Üç yıl süren savaştan sonra asker sayısı kademeli olarak ındirilerek 1960 yılında 200 kışiye düşürüldü. Somall (2 Ocak 1993): Somalide güvenlığın yemden sağlanması ve uluslararası yardımlann açlık çeken Somali halkına ulaştınlması amacıy- la BM tarafindan başlatılan "Umııt Operasyonu"na Türkiye 300 kışılik bır mekanıze taburla katıldı. Banş Gücü'nün komutanlığını bir süre Korgeneral Çevik Bir üstlendi. Türk birliği 22 Şubat I994'te geri döndü. Bosna-Hersek (4 Ağustos 1993): Bosna-Hersek'te insani yardım ha- rekâtı için emniyetli bölgeler oluş- turmak üzere kurulan BM Banş Gü- cü'ne katılım için Türkiye tarafın- dan yapılan talep Güvenlik Konseyi tarafindan onaylanınca, ülkeye bin 400 kışiden oluşan alay seviyesinde bir mekanize birlik gönderildi. Bu kuvvet, tugay seviyesine çıkanldı. Arnavutluk (16 Nlsan 1997): Ar- navutluk'taki olaylar üzenne teşkil edilen çokuluslu güce Türkiye 779 kişıden oluşan bir deniz piyade tabu- ru ile işürak etti. Tiran ve kuzeyin- deki bölgede görev yapan Türk birli- ği, Arnavutluk'taki Türk vatandaşla- nnın emniyetli bir şekilde tahliye edilmesini sağladı. Birlik, 1 Ağustos 1997'de görevini tamamladı. KOSOVa (24 Mait 1999): Şubat I999'da silahlı çatışmaya dönen Ko- sova krizini çözmek üzere NATO ta- rafindan başlatılan hava harekâtına Türkiye 10 adet F-16 ile katıldı. Ay- nca Makedonya ve Amavutluk'a yönelik mültecı akını sırasında yaşa- nan ınsanlık dramını gidermek üzere oluşturulan İnsani Yardım Kuvve- ti'ne bir hizmet bölüğü tahsis edildi. Afoanlstan (17 şubat 2002): Ta- liban yönetiminın ardından Afganis- tan'ın yeniden yapılanması ve gü- venliği çerçevesinde Kâbil'de oluş- turulan Uluslararası Güvenlik Des- tek Gücü'ne Türkiye 267 askerle katıldı. 20 Haziran 2002'de komuta- yı Türkiye'nin devralması ile birlik- te bu sayı bin 400'e çıkanldı. Kore, kahramaıılık ve yetki karmaşası Savaşta yetki tartışması, Kore Savaşı, hemen her za- man Türk birliğinin kahra- manlıklan ve Türkiye'nin NATO'ya gırişinin anahtan olmasıyla hatırlanır. Oysa ay- nı savaş, iktidar, muhalefet ve kamuoyu üçgeninde yol açtığı "yetid" tartışmalany- la da anımsanmaya değerdir. Türk askeri Kore'de. (Fotoğraflar: Cumhuriyet Arşivi) Çünkü Kore, Türk askeri- nin TBMM karan olmadan yabancı bir ülkeye gönderil- diği tek ömektir. Kore Sava- şı, Türkiye'nin NATO'ya ka- tılma çabalanrun yoğunlaştı- ğı bir dönemde patlak verdi. NATO, Sovyet tehdidine kar- şı Türkiye'nin aradığı güven- ceydi. Üyelik için ilk başvu- ru NATO'nun kurulmasın- dan hemen birkaç ay sonra, 1949 Haziran'ında yapılmış, ancak olumlu yanıt alınama- mıştı. Henüz yeni seçilmiş olan Adnan Menderes başkanlı- ğındaki hükümet NATO üye- liğinin yollannı ararken Ko- re Savaşı beklenenfirsatıya- rattı. Kuzey Kore'nin ani bir baskınla Güney Kore sının- nı geçmesi ve başkent Seul'e doğru ilerlemeye başlaması üzerine, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 27 Hazi- ran 1950'de tüm üye ülkele- ri askeri yardıma çağırdı. Bu sırada TBMM tatildeydi. Menderes konuyu derhal Ba- kanlar Kurulu gündemine ge- tirerek asker gönderilmesi yönünde karar çıkarttı. Türk hükümeti, 25 Temmuz 1950'de Kore'deki uluslara- rası birliğe 4 bin 500 kişilik birtugayla kanlacağını bildir- di. Hemen ardından da NA- TO'ya üyelik başvurusunu yineledi. Muhalefet, anayasaya gö- re karar alma yetkisinin Mec- lis'e ait olduğunu, dolayısıy- la Bakanlar Kurulu'nun aldı- ğı karann hiçbir yasal teme- le oturmadığını öne sürüyor- du. Karann Resmi Gazete'de ve Düstur'da yayunlanmadı- ğı gibi, devlet arşivlerine bi- le girmemiş ohnası bu rahat- sızlığı daha da arthnyordu. Konu değişik zamanlarda 18 kez Meclis gündemine geldi. Sert tartışmalar yaşa- nırken 11 Aralık 1950 tarihin- de başbakana yönelik bır gen- soru önergesi verildi. Öner- gede söz konusu durumun hukuk devleti prensipleriyle bağdaşmadığı öne sürülüyor, gönderilen birliğin geri çağ- rılması düşünülmese bile, anayasaya aykın hareket eden bır hükümetin işbaşuıda kal- masının doğru olmayacağı belirtiliyordu. GEÇMIŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Memurların Bayram DerdL. Şunun şurasında bayrama çok kısa bir süre kal- dı. Olanak sahıpleri yerli yabancı tatil yerterine, çe- şitli illerden gelip Istanbul, Ankara, Izmir gibi şe- hirlerde yaşayanlann bir bölümü de el öpmek için sıla yolunu tı/ttular. Geçmişe duyulan özlemi abartma konusunda- ki uzmanlıklan tartışılamayacak olan iktidariar dö- nemlerinde, devlet görevlileri büyüklerinin bay- ramlannı kutlamak gibi bir zorunlulukla karşı kar- şıya kalıyorlar. Kimi görevliler için tatile gitmek "Görevden almayı gerektiren suçlararasında " sa- yılıyor. Izin almadan görev yaptığı ilin dışına çıkanlar, ya- kalanırlarsa, amirlerinin anlayışına göre ya gör- mezden geliniyorlar ya da sicillerine not düşülüp gelecekleri ile oynanıyor. Memuriarın büyüklerini ve iktidar partisi yöneti- cilerini kutlamaları geleneği nedense belli dönem- lerde daha çok anımsanıyor. • • • Eskilere dönersek şu satırları okuyoruz. "Evve- la sarayda resmi 'muayede' yanı padişahın bay- ram tebriklerini kabul ediş töreni vardı. Belli de- receye kadar olan devlet memurtan ile daha ön- ce bu gibi memurluklarda bulunmuş olanlar, o sı- rada başkentte bulunan taşra ricali, saray halkı ve bunlar gibiler bu törende bulunmaya mecburdu- lar. Bundan sonra da memurtann 'Devr-i Ebvak' dedikleri kapı kapı dolaşmalan başlardı. Hepsi de devlet ricalinin en büyüğünden, kendi akranlan- na kadar olanlann konaklanna veya evlerine bay- ram tebrikine giderlerdi. Bunlann bir tanesini bi- le atlamak mümkün değildi. Bunun için zavallı memuhar listeler düzenleyerek yollara düşerter- di. O gün nakil aracı olarak kara için at ve araba, deniz için ise kayıktan başka bir şey yoktu. Ara- ba bir hayli külfetli olduğundan genellikle at ter- cih edilirdi. Şehrin bir hayli dağınık olması yüzün- den bayram tebrikine çıkanlar, gidecekleri yerie- ri dolaşana kadar, hatın sayılan at, araba, kayıt üc- reti öderierdi. Üstelikziyarette bulunduklan konak ve evlerin hademe, uşak, ayvaz, kapıcı, pabuççu gibi hizmetlilerine ayn ayn bahşişler vermek âde- ti de vardı. Bu iki durum, özellikle memuriyet rüt- besi düşük ve bu yüzden dolaşacağı yerier çok olanlar için hakiki bir yıkım demekti." (Mithad Sertoğlu / Istanbul Sohbetleri) ••• 1839 yılında ılan edilen Tanzimat Fermanı, bir- çok yenilikler getirmiş olmasına karşın bayram tebriki geleneği engellenememişti. Tebrik ziyareti için neredeyse bir aylık maaşını harcayan, üstelik borca bile giren memuriar bu dertten 1845 yılı Kurban Bayramı'nda kurtuldular Yayımlanan resmi bildiri ile memurlann bayramlar- da yalnız sarayda yapılan bayramlaşma törenine katılmakla yükümlü olduklan açıklandı. Ona da belirli görevliler katılabildiği için, geri kalan me- murlar çektikleri maddi ve manevi eziyetten kur- tuldular. Bayram tebriki yasağı, memurlann bayram son- rasında işe başladıklannda dairelerin içinde bay- ramlaşmalan dışında yürürlüğe girdi. Tabii akraba- lar arasındaki bayramlaşmalar da yasağın dışın- daydı. • • • Bugüne dönersek at, araba, kayık yerine çeşit- li ve çok sayıda taşıt var. Vapurlar, trenler, otobüsler, minibüsler, hızlı tram- vaylar, metrolar, dolmuşlar ve taksiler her gün vı- zır vızır işliyor. Işliyor ama özellikle dolmuşlaria tak- sileri bayramlarda koydunsa bul. Hele hava yağ- murlu ya da karüysa... önümüzdeki bayramın nasıl geçeceğine ve bay- ram tebriklerinin nasıl yapılacagına hep birlikte tanık olacağız. [email protected]. KULTUR • StNAT CANNES FILM FESTIVALI 2002 .^— 5i YıMmmıJûriOzel Öduludakil TOPLAM11 ÖDÜL - - f fOMLLKRI - A MC\KIAY\N WW\ (,'OKŞEY ' | IMİRFNF.CF.fiİMH J f BİRVAPIT" ! f 1 Ne»s»efk l \RPI(l >c ı KKI rm_. ! H>lk(,I\ EDİCt. (UIIPfA (/IKARH'I vtlOkKDMIK..." "*\ Ncv> York Tımes ij jJP i > *™*" l' i f ' İ • ii f 1 ff # f 1 F(;i FNDIRK 1 • A Ü I A A |)|KKU m W V l-FKU-l I ft | Î ^ DFIIRTKI t I 1 i BIRIİI.M." J ( f -nrriK MFRAKLISI y ' / AMFRIK W / TDPtlMIMH JP c\ ' i» L" i ' t • | f v «^ M Kr.lır.Lt.> t SİIAHLANMA \ E SI[H>KT1 [ IRDELEYF\H\RIKKRIB * SINEMA DKNEMFSI ^ HolhTimHJ Reponcı T BirMichaelMooreFilmi _ CiCi _ AHBOVVLING FOR COLU«R\HV SILAHA HAYIR... SAVAŞA HAYIR... mm.umutsanat.canı.'r • mn.bofl«ıgforcoluıbmexoı« • •mjıicMıoore.co JBEYOĞLU ALKAZAR LEVENT K.M. SINEMA TÜRSAK KADıKOY KADıKOY ANKARA METROPOL ANKARA TJZEARMADA 11 45-1400-1630-1900 21 15 I 12 35 14 55-17 10-19 3O-21 50 I 11 00-1330-1630-1900-21 45 I 11 30 14 00 16 30-19 00-21 30 I 11 45-14 15-16 45-19 15-21 45 | LÖSEV Lfl—rrtft ÇocaAtor Sa#tfc M EQ»m VUdı te*efon O3i2 4 4 7 O6 6O faks O 312 447 88 33 www losev org.tr ^ ^ tosev^toeev org.tr ^ _ ^ Reştt OaHp Caddftai llkadım Sokak No 14 G.O.P / Ankara
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle