03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23ŞÜBAT2003PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 M 03 II Erdaimylneııuytu - Köprûye zam geJmiş.. "Köprûden aeçti. türbanlı aeHn!" Pasapopt Maliye Bakanı, iyi vergj ödeyen işadamına yeşil pasaport verecekmiş ya, Akff Kökçe "Zor" diyor: "Toplanan verginin yüzde 35'i akaryakrttan, yüzde 65'i de sabrt geliriilerden alındığına göre; yeşil pasaportlann yüzde 35'i şoförlere, yüzde 65'i sabrt gelirlilere gider. Işadamlanna bir şey kalrnaz!" Kârşı J andarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi'nce başlatılan Beyaz Enerji operasyonunun si- ı 1 yasi hayatımızda önemli bir yeri vardır... Operasyonun ucu siyasilere dokunmaya başladığı anda ortalık kanşmıştı... Operasyonun kilit isimlerin- den Jandarma Harekât Dairesi Başkanı Tümgeneral Osman Özbek, görevinden alınmış; afbay Aziz Er- gen ve cumhuriyet savcısı Talat Şalk kızağa çekil- miş, Içişleri Bakanı Sadettin Tantan da koltuğundan aynlmıştı. Osman özbek görev yeri değiştirilince emekliliği- ni istemişti şimdi Cumhuriyetçı Demokrasi Partisi'nin kurucu genel başkan yardımcısı ve Ümit Yayıncı- lık'tan çıkan "Sahipsiz Türkiye" kitabının yazan... Oşman özbek, kitabında bakın neler anlatıyor: "Ülkemizde yıllık elektrik kaçağı 1.5 milyar dolan geçerken, hâlâ dünyanın en pahalı gazını satın alan ülke konumundayız. Akarsulanmız boşa akarken, 13 Sahipsiz Turkiyemilyartonlukbilinenyerlilinyityataklanmızdururken, daga taşa doğalgaz santralleri dikiyoruz. Sonuçta dünyanın en pahalı elektriğini tüketen ülkelerarasın- da birinciyiz. Geçmiş iktidarların özel sektörie imzaladığı yap-iş- let ve yap-işlet-devret modeliyle yapılacak enerji pro- jelerinde birbirinden farklı olarak verilen imtiyazlar; dünya genelinin çok üzerinde verilen fiyatlan, yüzde 100 alım garantilerini, Hazine'nin garantörlüğünü ve projelerin 20 yıla varan işletme sürelerini öngörüyor. (SantraJ satış sözleşmelerinin devlete yüklediği zara- rın, yaklaşık 22 milyar dolar olduğu bilirkişilerce ya- pılan inceleme raporunda belirtilmıştir) Ancak, reka- beti önleyen, tüketici haklannın önünü kesen bu tür ayncalıklı sözleşmeleri girmeye can attığımız Avrupa Birliği yasaklıyor! Iktidann sözleşmeleri değiştirme gayretterinin ise devletin başını çok ağrrtacağı ve Türkiye'yi adeta bir 'dava cenneti'ne dönüştüreceği ileri sürülüyor. Biz fakirleşip kıt kaynaklarımızı yanlış yatınmlarda heba ederken, komşumuz Rusya ve Türkmenistan ka- zanıyor, dev enerji şirketleri zenginleşiyor. örneğin Shell, hem bize pahalı doğalgaz satarken para kaza- nıyor, hem de Türkiye'de ortak olduğu doğalgaz çev- rim santrallerinden satın aldığımız pahalı elektrikten kazanıyor... Türkmenistan'da doğalgazı çıkaran Shell bir yandan Rusya'ya ödediğimiz gaz parasından pa- yını alırken, diğer yandan ENKA'nın ortağı olarak ayn- ca pay alıyor... Kısacası pahalı gazın faturası Türk hal- kına, kân Shell'e gidiyor... Benzerayncalıklardan Alman Siemens'in yarariandığı ayrı bir inceleme konusudur..." özbek kitabında, Beyaz Enerji operasyonunun na- sıl griye döndürüldüğünü de anlatıyor... O en temiz bilinen dağlara bile kar yağıyori Uğur Yorulmaz, "Savaşa karşı çıkışın tek nedeni olabilir o da savaşın zaten kendisidir. Hayatta, savaştan daha kötü ne olabilir ki başka birneden arayalım?" dedikten sonra savaş karşıtlan arasında dillendirilen "savaşa girersek zararımız şu kadar milyar dolar olur" yolundaki açıklamalan eleştiriyor "Ne demek şimdi bu? Karlı olsaydı, hep beraber katil mi olacaktık? Zaranmızın ne kadar olacağının, insanlığın yarattığı en büyük zulmün yanında ne önemi var ki?" SESStZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hattı erdincutkuayahoo.com Savaşla savaş! Ontadoğu'ya atom bombası olasılığı A Intemet üzerinden yayımlanan haf- • talık analitik bülten Jeo-Kritik (www. W sesar.com.tr), Amerika'nın Irak'a sal- * dırması halinde olası senaryolardan söz ediyor: "Afganistan'da uygulanan Kabil'i kontrol et, çevresine dokunma modeli- nin tam tersi Irak'ta uygulanarak, Irak Bağdat dışında işgai edilir... IşgaJin de- rinleşmesi ile birlikte Irak, kuzeyindeki petrol cepleri dikkate alınarak federatif bir yapıya sürüklenirken, Orta Irak, Ür- dün'den kopan parça ile birleştirilerek, Haşimi Krallığı'ndan bir ismin sembolik olarak başta durduğu ve bölgedeki aşi- ret liderterinin güç dengeleri içinde sah- nedeki yerlerini aldığı bir şekle büründü- rülür. Ortadoğu'da yaşanan bu gelişme- lere paralel olarak, Kıbns'ta, Makedon- ya'da ve Pakistan'da iç kanşıklıklar çıkar. Dünya, atom bulutunu Pakistan- Hin- distan sınınnda yeniden görür. Bu Orta- doğu'daki atom bulutunun teorik altya- pısını hazırlar. Batı şehirlerinde gerçek- leşen ve kitle imha silahlannın (biyolojik, kimyasal, v.s.) bir türevi kullanılarak ger- çekleştirilen birterörsaldınsı, ABD, Isra- il ve Ingiltere'ye, 'Ortadoğu bizimdir' me- sajını tartışılmaz şekilde beyinlere kazı- mak için bulunmaz bir fırsat verir ve na- sıl Hiroşima'ya çakılan atom bulutu, Rus- ya-Çin ve Hindistan'dan oluşan ana ka- rayı güneyden çevrelemenin işaret fişe- ği olarak kullanıîdıysa, Ortadoğu üzerin- de kullanılan bir atom bombası, Avru- pa'yı da güneyden çevrelemenin (daha doğrusu Avrupa ile Asya'nın bağını ko- parmanın) işaret fişeği olarak kullanılır." ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Fırtına Vadisi'ne Dikkat... "Birileri rafting yapacak di- ye, Fırüna Vadisi'ndeki santral yapımı durduruldu... Böyle yanbş olmaz»." (Cumhuriyet- 02.02.2003) Belki inanmayacaksrnız ama bu sözler, bir "Orman Baka- nı"na aıt... Ormancılann yıl- lardır korumak için seferber ol- duklan Rize ılindekı Çamh- hemşin ormanlanyla bürünle- şen Fırtına Vacbsi'nin tüm do- ğal ve ekolojik değerlerini altüst etmeye aday, çevre düş- manı bir "enerji rann inşaaa- nı" engelleyeniere teşekkür edeceğine, tepki gösteriyor... Orman Bakanı Osman Pfepe, bununla da yetinmeyip, yine yıllardıraynı değerleri savunan Orman Mühendisleri Odası Başkanı Safih Sönmezı- şık'ı bakan- lıktan uzak- ««-»/İllîM laştırarak tVHVHİ» Sankamış a yUZMEK gönderdi... - — Böylece. kendi bakanlığındaki orman mühendislerinin oylanyla "seçflmiş" bir meslek söz- cüsünü, kendisi de "seçfl- miş" olmasına bak- madan cezalandırdı... Ya 'Çevre' Bakanı?.. gördüğü slogan aynen şöyle: "Denizi kara yapan adam_" Ardeşen'de denizi zaten o kadar çok doldurmuş ki en faz- la da bununla övünüyor... Ay- nı yıllarda kıyıda yapımına izin verdiği apartmanlarla birlikte şimdi Türkiye'nin çe\Te zen- ginliklerinı "konımakla"(!) görevli... Umut 'kühür'deydi; ama?.. Çe\Te Bakanı ışte "böyle" olduğuna göre, Osman Pe- pe'nin Fırtına Vadisi'ne yöne- lik "tehfiketi" düşüncelerini et- kisiz talabilmek için geriye tek umut kalıyor; o da Kültûr Ba- kanı_ Çünkü, bu vadinin "sk de- ğerleri'' arasında, Karadeniz Bölgesi'nin ünlü taş ke- merli köp- rüleri. ahşap yayla evleri ve özgün Osman Pepe, Ri- ze'nin güzelliklerine karşı böylesine acıma- sızken, acaba memleketi de yine "Rize" olan ye- ni Çevre Bakanı İmdat Sütlüoğlu kendisini uyardı mı?.. Aynı Memurolsaydı cennetin kıyısında görevden aunmıştı. yer alan Arde- şen'in eski Belediye Başkanı olarak da bir telefon açıp; "Os- man yapma... Santral iyi ld durduruldu; yoksa o çocukken bahk rutruğıimuz dereler to- runlanmıza kaimavacakn..." dedi mi?.. Imdat Bey'i tanıyanlar da bunun çok küçük bir olasılık olduğunu söylüyorlar... Çünkü Ardeşen Belediye Başkanı'yken, yine Fırtına De- resi kenanna "organize sanayi sitesi" planlamış... Prof. Dr. Cengiz Eruzun başkanlığında- ki Trabzon Koruma Kurulu buna "nayır" deyince de çok sinirlenmiş... Hele şu tarihin en büyük çevre katliamı olarak gerçek- leştirilen "Karadeniz Kıyı Yo- hTna karşı "destekleyici" tav- n?.. Trabzon Koruma Kurulu, hemen tüm duyarlı kuruluşlar bu yolun tahribatını önlemeye çalışırlarken tmdat Sütlüoğ- lunun belediye başkanlığı ça- lışmalan için kendisine uygun kırsal yerleşim özellik- leri de var... Bu nedenle hiç değilse Kültür Bakanı Hüsejin ÇeHk, bir Bakanlar Kunı- lu toplantısından sonra Orman Bakanı'nın ko- luna girerek diyebilir ki: "Fırtma'yı bizün Bakanlık sh yaptu.. Santrab da biz durdur- duk™ Üzerimize gehne_" îşte bu umudu besle- yerjer bile artık "şaşkma" dönmüş durumdalar... Çünkü, Fırtına Vadisi sit karannda önder olan; bu nedenle görevin- den alınmasına rağmen önceki yıl yargı karanyla geri dönen ve hatta asıl memleketi de yine Karadeniz kıyılanndaki Fın- dıkh olan, Trabzon Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cen- giz Eruzun da Kültür Baka- nı'nın "arokistenmiyorsunuz" deyip, görevden aldığı üyeler arasınakatıldı... Aynı zamanda Mimarlar Odası MYK üyesi. Karadeniz Çevre Demeği kurucusu ve es- ki MSÜ Mimaruk Fakültesi Dekanı olan Eruzun'un, öpkı Safih Sönmezışık gibl kültür ve çevre değeıierinin korunma- sındaki çabalan nedenhie mes- lektaşlannca oda yönetimleri- ne seçilmiş otanasıbile "demok- rasi>1e" işbaşma gelen baka- nın bu "takdirini" etkilemedi... Evet... Bütün bunlar karşı- sında yazının başhğı daha bir önem kazanıyor: "Fırnna Va- disi'ne dikkat!»" Çünkü. tüm bu güzellikleri kurtaranlar te- ker teker "etkisiz'' kılınıyor... Oekinci(g cumhuriyetcom.tr. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(q turk.net ÇİZGtLtK KÂMtL MASARACI HARBt SEMİHPOROY semihporoya yahoo.com TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN 23 Şubat SOL EĞ/UMULER 1948'PC SUÇİİN, ÜNİYE£SİTEl£R AB4SI OjRUL, SOL £6İ- ÜMLİ Ö6HETİM ÜYELE&İNİU GÖgEVCfN AUHtAAStYLA İLGİÜ KftRAHt REPOETTr. BİB SÛRE ÖNCE,AMCAIZA ÜUİ- reesiTES/ SBNATVOJ, SOL riıagLi öeeETiM ûyEi£B- NİU GD£ErLERlHE SDN VE&IA4ESİ VÖNÛNC>£ B& **„ 8AR ALMfÇ, DAHA SONBA ÛA1İVEGSİ7EI£B A&St OjgULA BA$VU£ULMUÇW. YAPILAN TOPtANpOA, İSIANBUL ÜNİYERSİTESİ Ö&SB7İM ÜYetJERİ, SU KOHUDA YETEeLİ HAhllT OLMAPtGlHt ILEfZİ SÜKE- ReK KARŞt TAVtR 7A&HMIŞ, OYIAMA SOUUNDA, ALIUAK KAKAR REDOEPİLMİÇTİ, AMCAK,AHKA- £A ÜklİVE/ZSlTESİ, SÖZ KOtJüSU ÖSRETİM Û/ELB- RİUİM PEBS l/Egp/Ği PİL 7X£/H CC&RAFYA FA- SA2J gĞLÛMCEjeİM fİMPIUK KAlr BİLPifZMiSTİ !. Sahibinden Satılık 2000 model Opel Astra CDHB 19.000.000.000.TL. Tel: 0532 31511 58 Satılık Skoda Octavia 2000 model, 57.000 km'de, ful Skoda Octavia Comfort satılıktır. Tel: 0532-720 38 26 GEYVE ASLİYE HUKUK HAKtMLİĞİTVDEN EsasNo 2003' 13 Davacı Botaş vekıh tarafından davalı Mustafa Emıroğlu aleyhine mahkememıze açılan tescıl davasının açık yargılamasında venlen ara kararı geregınce; Dava konu- su Sakar>a ılı Gev^e ılçesı Çukurköy kövünde bulunan ve tapuda kayıtlı olmayan, kamulaştırma hantasında 127 proje parsel numarası ile göstenlen taşınmazdan kuze- yı Osman Mercan, tarlası gûneyr Omer Emırcan tarlası, doğusu: Mehmet Mercan tarlası, batısı Adem Eıtırrcan tarlası ile çevnlı taşınmazın 581.34 m2'lik kısmımn davacı Botaş adına tespıtı talep edilmıştir. Taşınmaz uzennde hak ıddıasında buluna- caklann ellerındekı zılyethk belgelerı ile birlikte üç ay ıçersınde mahkememız dos- vasına baş\urmaları ılanen duyurulur Basın 7123 PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Peki, Ne Olacak 0 Zaman? Savaş karşrtı eyiemlere Türkiye'de geniş kitlele- rin ilgi göstermediğinden yakınıp, "Koyunlar gibi- yiz" dediğim geçen yazıma kimi okurlanm tepki gösterdiler. Onlardan iletiler, mektuplar, telefonlaraJ- dım. Kimi dostlanm da bana "halka karşı haksızlık yaptığımı" söy\ed\\er. Insanlann, "fişlenmekten, gö- rüntülenmekten çekindikleri", "işlerini yitirmekten korktuklan", "polisten ürktükleri" için bu tür eylem- lere uzak durduğunu söylediler. Neye karşı ya da ne için olursa olsun, yapılan her gösteride sivil giyimli birilerinin ellerindeki kamera- larla katılımcılan görüntülediklerini, kamu görevlile- rinin kendilerinden farklı düşünen üstleri tarafından baskı altında tutulduğunu ben de biliyorum. Gös- teri yürijyüşlerinde, protesto mrtinglerinde gençle- rin coplandığına, genç kızlann saçlanndan sürük- lendiğine, kadınlann tekmelendiğine ben de tanık oluyorum. Ankara'da polisler tarafından bir garaja götürülen o genç adamın görüntülerini ben de izle- dim televizyon ekranlannda. Biretkinliğe katılırken, her ne kadar "Bu sefer korkmayacağım!" diye ken- di kendimi yüreklendirmeye çalışsam da kafalan kasklı, kollan kalkanlı, elleri makineli tüfekli polisler- le karşılaştığımda yine korkuyorum. Kimi polislerin yalnızca sesleri, bakışlan bile ürkütüyor beni. Ne yapmalıyım, öyleyse? Kort<uyorum, diye de- mokratik haklanmı kullanmayacak mıyım? Bağır- mayacak mıyım? Seslenmeyecek miyim? Evimde oturup bağıranlan, seslenenleri yaJnız mı bırakaca- ğım? Korkarsak, korktuğumuz için dışan çıkmaz- sak, bağırmazsak nasıl duyuracağız sesimizi? Se- simizi duyurmadan nasıl demokratikleştireceğiz ül- kemizi? Daha da önemlisı>kendimizi nasıl demok- ratikleştireceğiz? Korkulara boyun eğerek, susarak demokratikleşebilmiş tek bir toplum, tek bir ülke var mı yeryüzünde? Diyelim ki sokağa çıkamayacak kadar çok kork- ruk... Peki, korkumuz akşamlan saat 20.00'de elle- rimizin elektrik düğmesine gitmesine, "Banş için birdakika karanlık" eylemine katılmamıza da mı en- gel? Değilse, niçin sönmüyor, söndürülmüyor ışık- lar o zaman? Diyeceğim o ki, demokrasi de, özgürlük de, ba- nş da birilerinin bize durduk yerde verecekleri ar- mağanlar değil. Demokrasimizi de, özgürtüğümü- zü de, banşımızi da biz kendimiz kazanacağız. Ala- na, kazanana kadar direneceğiz... Bunu böyle bil- meden, bellemeden demokrat, özgür ve banşa la- yık insan olunamryor çağımızda. Demokrasi de, öz- gürlük de, banş da insanlığın ortak değerteri oldu- ğundan "senin demokrasin", 'benim özgüriüğüm", "onun banşı" denemiyor. Bu kavramlar parçaJana- mıyor. "Bizim" olmaktan çıkanlıp, "benim'e, "se- nin"e, "onun "a indirgenince içleri boşalıyor, etkisiz- leşiyor. Böyle olduğu için de Kadıköy'de bir kaymakam "kültür hakemliğine" soyunup, baştan sona oku- madığı, izlemediği bir tiyatro oyununu salt adını be- ğenmedtği için yasaklayabiliyor. Demokrasiden, öz- gürlükten yana insanlar o kaymakamın kapısırnn önünde toplanıp, "Sen ne yapıyorsun kaymakam bey?" diye sormuyorlar. Hatta kimi "demokratlar" satır aralannda, "O oyunun da adı pek bir kışkırtıcı gerçekten..." diyerek kaymakama alttan alta des- tek bile veriyoriar. Fakat "Vajina Monologlan'mn sahnelenme hakkını hiçbir koşul aramaksızın sa- vunmadan demokrat olunamıyor Oyunlar, şiirler, şarkılar, filmler, kitaplar savunulmadan banşçı da olunamıyor. Geçen yazımda sözünü ettiğim "insa- nın koyun gibileşmesi" de önce bir başkasının oyu- nunu, şiirini, şarkısını, filmini, kitabını savunmaya- rak, savunmayı akla getirmeyerek başlıyor... 39 yıl Franco faşizmi altında yaşamış olan Is- panya'da bugün bir "tiyatroyasağı" karşısındatop- lumun tepkisinin büyüklüğünü hayal bile edemedi- ğimizden banş yürüyüşlerine yalnızca Barselona'da bir milyon insanın katıldığını duyunca kulaklanmıza inanamıyoruz. Ya da toplumun tiyatro yasaklanna boyun eğdiği ülkelerde banş yürüyüşleri de özlen- diği gibi "büyük" olmuyor... Eğer rahatlayacaksak, o "koyun gibiler" sözcü- ğünü bir daha ağzıma almayabilirim ben... Peki, ne olacak o zaman? Her şey değişecek, herkes insan- laşacak mı birden? e-posta: dkavukcuoglu(ğ superonline.com Faks:0212-234 68 73 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 1 2 3 4 5 SOLDANSAĞA: 1/Çiğbalıkla yapılan bir Japon yeme- ği... Briçte, atılan bir kâ- ğıtla eşine oynamasını istediği kâğı- 6 dı belirtme. 2/Asya'dabir ırmak... Avu- katlann bağlı olduğu meslek ku- ruluşu. 3/Eski Mısır inanışında insan ru- hu... Yoksullara yi- yecek dağıtan hayu* kurumu. 4/Istenilen nitelikleri taşıyan... Iri taneli bezelye. 5/ Bir yapının önünde yer alan, üsrü örtülü ve önü açık yer. 6/ Yükselme, yücelme... Büyük kardeş, ağabey. II Ortak bir atadan gelen aileler topluluğu... Sulak yer. 8/ Kuru soğuk... Hint mutfağının geleneksel baharatlanyla hazırlanan kanşım. 9/Kütahya'nın Simav ilçesinde bir kaplıca... Acıbadem ağacı. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Pirinçten yapılan Japon içkisi... Kesin ve sağ- lam bilgi. 2/ Eski Türklerde çocuklan koruyan tanrıça... Dadı. 3/Bir gösterme sıfah... Yumurta- dan yeni çıkmış ve henüz ayaklan oluşmamış yavru kurbağa. 4/Oylumlu... Vücuttaki AJDS vi- rüsünü saptamakta kullanılan test. 5/ Yalan, uy- durma söz. 6/Toprak, kum ve saman elemeye ya- rayan iri delikli kalbur... Tecrübeli, usta. 7/Çok iğneli uzun balık oltası... Çit, perde. 8/ Amaç... Kannca yuvası. 9/Tatlı sularda yaşayan bir tür ge- lincik balığı... Sevgide üstün tutulan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle