23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 Ş tlBAT 2003 PAZARTESİ 4 - CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK İ Nt»EM YALN12$EV&îNiz.MiCl QU>W £Î>NA. B/LEfcISTANBUL EFSttlSÎ ASDÜLCANBAK MA.CZRALAEI EESIM îüfcECEK Tbriftı Wno, ytınındaki çan kulesiyle biHikte eski bir kilise olduğunu bağınyor ama dinleyen yok! Perşembepazan'nm dar sokatdan arasına sıkışan tarihi binanın 717 ydmda Istanbul'u fethe gelen Araplardan kjüdığı söyleniyon- Oysa tarih buranm kilise otduğonu söyiüyor-. (Fotoğraflar: VEDAT ARIK) Mesleme'ninArap Camisi P erşembe'nin "Per"i ve Pazar'ın "Pa"sından "Perpa" adıyla Kasım- paşa ıle Çağlayan ara- sında hırdavatçılar ve nalburlar için tek binada 4 bin 500 dükkânla Türkiye'nin en büyük ti- caret merkezi yapılmış olsa da Ka- raköy ıle Azapkapı arasındaki Per- şembepazan, Perpa'ya gitmeyen hır- davatçılar ve nalburlara ev sahipli- ği yapmaya devam ediyor... Hırdavatçılann ve nalburlann ku- şattığı dar sokaklardan binnın başın- daki tabelada "Arap Camisi'' yazı- yor. Sokağı, solmuş kiremit rengiy- le büyük bir taş bina kesiyor. Cç kat pencereli, dikdörtgen planh, üstü çatıh bir bina... Burası Arap Camisi... Kapısında "0717* yılında yapıldığı yazryor.. Sı- ftr özellikle yazılmış; ola ki başın- daki rakam silinmiş de "1717" sa- nılmasındiye... Mlnare deflll can Hulesl Caminin, minaresi avluya giriş ka- pısının üstünden yükseliyor... Alışıl- madık bir minare... Kare planlı bir kule... Tepesi ahşap... Ahşap kısım- da kepenkli pencereler... En üstte külah... Külahı kaldınn; pencerelerin ke- penklerini çıkann... Tepeye bir çan koyun... Alın size, bir kilisenin çan kule- si... Ama burası cami... Hem de 0717 yılında Istanbul'u fet- he gelen Arapların yaptığı bir ca- mi... tyi de caminin şekli şemali pek camiye benzemiyor... Benzemese de tarihle ınatlaşma pahasına dış kapılardan birinde ca- miyi Mesleme'nin yaptırdığı yazı- yor... Mesleme... Emevi Halifesı Snky- man tbni Abdübnelik'in kardeşi... 710 yılında Süleyman tahta çıkınca Mesleme, Irak valisi olup Anadolu cephesinin komutanhğını üstleni- yor... 717 yılında Istanbul'a; Cene- vizlilerin elindeki Galata'ya kadar ge- liyor... Bizans"ı almak istiyor ama ba- şaramıyor... Geri dönüyor... Şaman Kazaklar ve Türklerle savaşıyor... 742 yılı gibi Suriye'de ölüyor. Işte bu adama Galata'nın göbe- ğinde bir camı yaptınlmış oluyor! Adam sanki Konstantiniyye'yi al- maya değil. Galata'ya cami yaptır- maya gelmış; ışı gücü bırakıp taş yontturmuş, duvar ördürtmüş... Ga- lata'dakiler de müteahhit Araplan seyretmiş... Büyük yutturmaca... Arap Camisi, Araplann bile far- kında olmadığı sonradan olmabir ca- mi... Binanın ilkin, Aya Eirene adı- na yapılmış Bizans kılisesi olduğu sanıhyor... Aya Eirene adına değilse bile ba- zı duvar kalıntılan bir Bizans kili- sesinin varhğını gösteriyor... Domlnllcen tarlfcatı Ve 8. yüzyılda Araplar değil 13. yüzyılda Bizans'ı fetheden Latin- İer, eski kilisenin temellen üzerine yeni bir kilise inşa ediyor... San Pa- olaKilisesi... Haçlılar, Constantinapolis'te La- tin împaratorluğu'nu kurarken Ga- lata da Cenevızlilerin yönetiminden L. stanbul'un fethinden sonra bir süre daha kilise olarak kalan bina, 1475'te camiye çevriliyor ve Galata Camisi adını alıyor... 1492'de Ispanya'dan kovulan Endülüs Araplan fstanbul'da Perşembepazan 'na yerleşince eski kilisenin adı bu kez Arap Camisi oluyor... Venediklilere geçiyor... Istanbul, Ka- tolik dünyasının egemenliğinde... Ortodoks Bizans, Izrük'te sürgünde... Latin tmparatorluğu yıkıldığında Bizans împaratoru Galata'daki Ve- nediklileri kovuyor; Galata'daki ti- caret kolonisıni yine Cenevızlilere veriyor... Ceneviz ya da Venedik... Kendi aralannda ticari rekabetleri olsa da sonuçta Roma'daki Papa'ya bağlı Katolik kent devletleri... Arap Camisi denilen yerdeki San Paola Kilisesi'nin yanınaDominiken tarikatı bir manastır yaptınyor... Iş- te bugünkü bina, besbelli kilise-ma- nastınn ta kendisi... Hele şu çan ku- lesi! Arap Camisi'nin mınaresinın Şam'daki Emeviyye Camisi'nin mi- naresıne benzedığı söylense de bubir çan kulesi... Tarihi binadaki mezartaşlanki, ca- minin döşemesi altından 20. yüzyıl başındaki onanmda ortaya çıkan ar- mah taşlar, Cenevizlilere ait... Bu taşlar Arkeoloji Müzesi'nde sergi- leniyor... Ama avluda, başma Arap- ça bir ayet yazılmış mezar sanki Mesleme'nin mezan gibi sunulu- yor! Tabii ki değil... Çünkü Mesle- me'nin Suriye'de öldüğünü Araplar da biliyor! Bu mezarda kimin yattı- ğı ise önemli dep... Önemli olan me- zann başına Arapça bir yazı yaz- mak... Mezar, yakın geçmişte rüya ile bulunup, "Arap Baba" adında bir meçhule adanmış! San DomeıUco KHlsesl 1407de Papa XIL Gregorius'un yaptığı yardımla kilise-manastır ta- mir edilerek Dominiken tarikatının kurucusunun adından San Domeni- co Kilisesi oluyor... Arap Camisi'nin dış duvannın önünde bir seyyar sancı muz satiyor... tsteyene kilo ile isteyene tane ile... Bir başka seyyar, kesekâğıdında ku- ruyemişleri tezgâhına yaymış... Is- tanbul'da soğuk bir kış günü, sokak- ta kuruyemiş satmak cesaret işi ol- sa gerek... Bu havada yemişlerin ne kurulugu kalır ne kavrukluğu... Arap Camisi'nin avlusundaki şa- dırvanın yeni olduğu her halinden belli... Binanın mimarisiyle, şadır- vanın mimarisi birbirini tutmuyor... Şadırvan, 19. yüzyıl sonuna doğru II. Mahmut'un kızı Adik Sultan ve kocası Mehmet AB Paşa tarafindan yaptınlıyor... Tarihi bina bu sırada bü- yük bir onanm geçiriyor... San Domenico Kilisesi'nin Arap Camisi'ne dönüşmesine gelince... 1453'te Bizans düştüğünde Cene- vizliler de Galata kolonisinin anah- tannı dostluk gereği ILMehmet'e tes- lim ediyor. Osmanlı Sultanı, kentin en büyük kilisesi Ayasofya'yı ca- miye çe\inrken, Haliç'in öteki kıyı- sındaki en büyük kiliseye dokun- muyor... San Domenico Kilisesi, 1475'te camiye çevriliyor; adı da Galata Camisi oluyor... Nerede bunun Arap'ı diye sorar- sanız... Endülüs Araplan gelince... 1492'de Endülüs Araplan Ispan- ya'dan sürülünce Istanbul'a gelip Galata Camisi'nin çevresinde yerle- şiyor... San Domenico Kilisesi'nden bozma Galata Camisi'nin adı da Arap Camisi oluyor... Tarihle alay edilircesine Arap Ca- misi 'nin 0717 yılında Emevi komu- tan Mesleme tarafindan yapıldığı yalanı da Endülüs Araplan sayesin- de ortaya çıkıyor... Caminin içi, dikdörtgen bir alan... Uzayıp gidiyor... Dış cephedeki üç kat pencerelerin aksine içerisi tek kat... Ahşap direkler düzerindeki mahfıller, ara kat oluşturuyor... Mih- rap, dikdörtgenin dar kenannda tam ortada bulunuyor; ilginçtir kilisenin mimari yapısı kıbleye bakıyor... Perşembepazan'nın dar sokakla- nnda hırdavatçı nalbura, nalbur hır- davatçıya bakıyor... Yağmur yağdığında Arap kızı cam- dan bakıyor... Istanbul'da Arap Camisi, Mesle- me'den kalma *0717 1 'likyalanıyla ya- şıyor... GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHANERİNÇ Yıllık izninin bir bölümünü kullanacağından yazılanna bir süre ara vermiştir. Adı şair Can Yücelle anıldı Datça'dadoğa harikası köy: Palamutbükü HÜSEYİNKIVANÇ Ölümsüz ozarumız Can Yöcel'üı, yaşamının son yıllannı Datça'da geçümesiyle, Datça adı çokça ifade edilmeye başlandı. îşte, Datça'nın 27 kilometre ötesindeki Palamutbükü köyünun de adı, ilk kez Can baba tarafindan telaffuz edilmiş, her hafta bu köyü ziyaret etmesiyle ve orada dost çevresi edinmesiyle kendisini daha da sevdirmiştir. Palamutbükü köyünun adını ben daha sonra sinema- tiyatro sanatçısı dostum Oktay Güzdoğhı ndan duydun. Oktay'ın Istanbul'a ısyan ettiğı günlerdi. Bir ara ortadan kayboldu Oktay. 6 ay görünmedi ortalıkta. 6 ay sonra döndüğünde ise yanaklanna kan gelmiş bir durumda çıkageldi. Ne agnsı kahruştı Oktay'ın, ne de sızısı. Oktay, dimdık ayaktaydı. En mutlu ve en sağlıklı günlerini Palamutbükü köyünde geçirmiş. Havası güzel, suyu güzel ve denızi güzel bir köy... Daha sonra bizim Tarsuslular Derneğı'nden can arkadaşım SüreyaDiker anlattıbana Palamutbükü köyünü. Yıllar önce yolu her nasılsa bu köye düşmüş Süreya'nın. Bir iki gün kahnış köyde. Geçen yıl Cumhuriyet gazetesinde Can Yücel'in Palamutbükü köyü ile olan diyaloğunu anlatan bir yazı yazdım. Bizim yazı köylülerin o kadar çok hoşuna gitmış ki beni köye davet ettiler. Bizim Sönnıez Targan'la birlikte. Palamutbükü köyü, Akdenız'in batı ucunda bir köy. Bu köy, öyle büdiğimiz gibi turistik tesislerle dolu olan, şaşaalı bir köy değil. Hâlâ doğalhğını koruyan, doğa harikası bir köy. Çehresi pek bozulmamış, kirli ellerin henüz ulaşamadığı bir yerleşim birimi. Yapılaşmaya izin yok. Bildiğirniz toplu konutlar yok. Sabahlan horoz sesleriyle uyanıyorsunuz. Kuş cıvıltılan, öküz- inek-koyun sesleri, bizim unuttuğumuz sesler.. ama köyün sabahlannda şunlar vaı. Köyde birkaç tane kafe var. Birkaç tane pansiyon var. Bu kafe ve pansiyonlardan en popüler olanı, Nostaljı kafe ve pansiyon. Can Yücel'in, yaşadığı günlerde köye gelip takıldığı tek yer. Can baba Nostalji kafeye gelir Güler Yücel'le birlikte. Köydeki dost çevTesının tümü gelir o geldiğinde. Köyün en sevgi dolu ikı üısanı işte Nostalji kafenin ışletmecileri. Ydmaz ve Meray Yeşfltaşçifti. Bu se\gı dolu, dostluk dolu, insanlık dolu ikı insan kafenin konuklanna aynı duygularla davranmakta ve çok sıcak dostluk diyaloğu kurmaktalar. Nostalji kafe, sadece sıcak içeceklerin bulunduğu bir kafe değil. Kanunızı da doyurabüiyorsunuz, birkaç yudum içkinizi de yudumlayabıliyorsunuz. Kıyılan, Türkiye'nin en temiz sahilleri. Sahillerin her yerinden rahatça denize girebıliyorsunuz. Her yer halk plajı. Köyün kışı da güzeldir. Ihman bir iklimi var kışın. tstanbul'da yaşamaktan yorulan insanlar için Palamutbükü. çok güzel bir dinlence yeri. DENIZ SOM TEPE TEPE DENIZ SOM DERETEPE HerhangiBirYerde-l Herhangi Biı Yerde-2 GÜNİZl YÂY1NCIL1K Tet.: 0.212 512 42 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle