07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 2003 PAZARTESİ HABERLER YÖK Başkanı Gürüz, hükümetin yükseköğretimde yeniden yapılandırma çabalanna ağır eleştiri getirdi: Şeriathukukuistiyorlar• Gürüz, Başbakan'm eşi Hayrünisa Gül'ün "türbanı" nedeniyle üniversiteye kayıt yaptıramamasını AÎHM'ye taşrmasıyla ilgili olarak "Siz Anayasa Mahkemesi karannı yok sayarsanız o zaman kişilere şer'i hukuk ile pozitif hukuk arasında tercih hakkı verirsiniz, bu da cumhuriyetin sonunun başlangıcıdır" dedi. ANKARA (ANKA) - Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başka- nı Prof. Dr. Kemal Gürüz, hü- kümetin yükseköğretimde ye- niden yapılandırma çabalannın, şer'i hukuku pozitif hukuka al- ternatif sunma çabasının sonu- cu olarak değerlendirdi. Gürüz, Başbakan Abdullah Gül'ün eşi Ha>TÜnisa Gül'ün "türbanı'' nedeniyle üniversi- teye kayıt yaptıramamasını Av- rupa tnsan Haklan Mahkeme- si'ne taşımasıyla ılgilı olarak "Siz Anayasa Mahkemesi kara- nnı yok sayarsanız o zaman ki- şilere şer'i hukuk ile pozitif hu- kuk arasında tercih hakkı verir- siniz, bu da cumhuriyetin sonu- nun başlangıcıdır~ dedi. Gürüz. yüksekögretim kurum- lannda yaşanan türban sorunuy- la ilgili olarak kendilerinin mah- keme kararlannı uyguladıklan- nı ifade ederken Hayrünisa Gül'ün durumunu şöyle değer- lendirdı: '"Başbakan'm eşinin devletin temdflkesinehassashetgösteren bir konuda devletk mahkeme- Hk ounası >ükseköğretimde bir reform gereginin olmadığının bir kanıü. Normal bir durum ol- madıgı ortada." CNN Türk'te yayımlanan Ka- fe Sıyaset Programı'nda yükse- kögretim sistemıne ilişkin hükü- metin hedeflerini değerlendiren Gürüz şunlan söyledi: u Hükümetin Acil Eylem Pb- nı'nda üniversiteterin maddi so- runlanrun çözümü amaçlanrru- yor. Onun arkasmdaki amaç baş- kadır. Devletin en üst kademe- lerine nasd sirayet edildigini ga- yet iyi binyoruz. Anayasa Mab- kemesi kararlannı uygulamada karariı olmasaydık, yurtdışın- dan geüşigüzel ahnan belgelere izin verseydik reform diye kar- şnrııza gelmezierdL İnşaDah bun- lar gerçekkşmez. sonuçlan cid- di sıkmblar yaraur." Gürüz, üniversitelerde akade- mik özgürlük olmadığına ve YÖK'e yönelik bu yöndeld eleş- tirilere de sert tepki gösterdi. Türk üniversitelerinde Batı stan- dardında akademik özgürlük ol- duğuna vurgu yapan Gürüz, bi- limsel özgürlük adı altında 'Tür- Idye, curnhuriyetten sonra Ana- dohı'yu tekrar işgal etti' şeklin- de çalışmalar gerçekleştirilme- sine kimsenin izin veremeyece- ğini söyledi. Gürüz, yüksekögretim siste- minin. Milli Eğitim Bakanı Er- kan Mumcu ile kendisinin bir ta- rafa konularak dar çerçevede tartışılamayacağını da sözlerine ekledi. /UCheyeti taırah'ya gntecek • BURSA(AA)-Terör örgütü lideri Öcalan'ın cezaevi koşullanna ilişkin incelemelerde bulunmak üzere Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Emin Özler ile görüşen Ayrupa Konseyi Işkenceyi Önleme Komitesi heyetinin bugün Imralı Adası'na gideceği bildirildi. Görüşmenin ardından sorulan yanıtsız bırakan heyet üyeleri, "Görevımiz henüz bitmedi. Başka şey söyleyemeyiz" demekle yetindi. Heyet üyelerinin, bugün terör örgütü başı Abdullah Öcalan'ın mahkûm bulunduğu Imralı Adası'na gideceği bildirildi. THK'nin kuruhış yridönümu • ANKARA (AA)- TBMM Başkanı Bülent Annç, Türk Hava Kurumu'nun (THK) kuruluş yıldönümünü kutladı. Yayımladığı mesajda, sivil ve askeri havacılığın gelişmesinde önemlı katkılan bulunan THK'nin kuruluş yıldönümünü kutladığını belirten Annç, şunlan kaydetti: "Kuruluşundan bu yana Türk havacılığının gelişmesine destek olanlan ve bu yolda emeğini ortaya koyan herkesi saygı ile anıyor, kurumun daha başanlı işlere imza atmasını diliyorum." CHP önerjjesini geriçekti • ANKARA (ANKA) - Başbakan Yardimcısı Abdüllatif Şener'in ikna ettiği CHP Manisa Milletvekili Ufuk Özkan, TBMM Başkanlığı'na sunduğu üç adet soru önergesini geri çekti. Ufuk Özkan, Manisa milletvekili olarak Akhisar Sigara Fabrikası ve tütün üreticilerinin sorunlannı iletmek üzere geçen günlerde Şener'i ziyaret etti. Ziyarette ikna olan Ozkan, soru önergelerini, hükümetin, Şener'in ve AKP'li Manisa milletvekillerinin samimiyetine ve duyariılıklanna inanarak geri çektiğini bildirdi. Tariş'ten vekilere yağ • EDREMİT (AA) - Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birhği Başkanı Cahit Çetin, sektördeki engellerin kaldınlması ve destek priminin bu- an önce açıklanması konusunda destek vermeleri için mılletvekillerine ödüllü Tariş zeytinyağı göndereceklerini bildirdi. Çetin yaptığı acıklamada. Türkiye'de zeytin ve zeytinyağı üretiminin diğer Akdeniz ülkelerinin tersine zor koşullarda gerçekleştiğini ve üreticilerin haksız rekabetle karşı karşıya olduğunu kaydetti. Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne (AB) güçlü bir tanmla gitmek zorunda olduğunu belirten Çetin, "Aksi halde, ttalya, tspanya ve Yunanistan gibi zeytin üreten ülkelerle rekabet etmemiz, ayakta durmamız zor olur" dedi. Sağlar, hükümetin anayasaya aykın davrandığını söyledi: ABD'nm sömiirgesi oldıık • SHP olarak kirli savaşa karşı olduklannı vurgulayan Sağlar, "Bu hükümet, Türkiye'yi, kimi Latin Amerika ülkeleri gibi ABD'nin sömürge devleti haline soktu. Bunlartam Amerikalıdır" dedi. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Sosyal- demokrat Halk Partisi (SHP), Genel Sekre- teriFikri Sağlar, ılksi- lahlı ABD askerinin sivil araçlarla Habur sınır kapısından geçe- rek Kuzey Irak toprak- lanna girdiğini belirte- rek, bunun Anayasa'ya aykın olduğunu bildir- di. Silahlı yabancı as- kerlerin Türkiye üze- rinden bir başka ülke- ye geçmesinin TBMM'nin iznine bağ- SHP Genel Sekreteri Sağlar, bütün banş eylemlerine destekvereceklerinibildirdL h olduğunu kaydeden Sağlar, "Bu hükümet, Türldye'yi, kimi Latin Amerika ülkeleri gibi ABD'nin sömürge dev- leti haline soktu. Bun- lar tam Amerikabdır" dedi. SHP olarak kirli savaşa karşı çıkacakla- nnı, çocuklann öldü- rülmesine seyirci kal- mayacaklarını ifade eden Sağlar, sivil banş gücü oluşturarak 'sa- vaşa hayır' diyecekle- rini söyledi. Sağlar, savaşa karşı bir dakika karanlık ey- lemini destekledikleri- ni de bildirirken, 15- 26 Şubat tarihleri ara- smda yapılacak tüm ba- nş etkinliklerine katı- lacaklannı duyurdu. Ağar, Türkiye'nin savaş yanlısı tutumdan kaçınmasını istedi Irakpolitikası çelişkilerle dolu EDİRNE (AA) - DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, "Olası Irakoperasyonunda Türkiye'nin talepkâr olmadığı bir konumda, hükümet başkanlanm ABD'ye göndermesinin, savaşkâr bir tu- tum içindeymiş gibi izknim yarat- nğmı" öne sürdü. Ağar, Bulgaristan'daki temaslannı tamamlayarak Türkiye'ye döndü. Edirne DYP II Teşkilati'nı ziya- ret eden Ağar, gazeteci- lerin sorulannı yanıtladı. Gündemde Türkiye'nin de için- de olduğu sıcak gelişmeler ya- şandığına dikkati çeken Ağar, şunlan söyledi: "18Şubat'taTBMM'ye hükü- metin ne getireceğini bflmiyoruz. Ancakanayasanm92.maddesin- de,uhıslararası meşruiyet kapsa- mmdayabana ülkeİereaskergön- derilmesi konusunda hükümler bulunuyor. Türkiye'nin güvenü- ği açısmdan hayati öneme sahip Kuzey Irakta neyapıbcağı önem- • DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, hükümetin ve Dışişleri Bakanlığı'nm inisiyatifi elinden kaçırdığını öne sürdü. Bdir. Hükümetin IrakpoBtikasın- da ne yapacağuıı göreceğiz. Bu konuda ciddi anlamda çeBşkiler var. Olası Irak operasyonunda Türkiye'nintalepkârohnadığı bir konumda, hükümet başkanlan- m ABD'ye göndermesi, savaşkâr bir tutum içindeymiş gibi izknim yaratmıştır. Talepkârnuş gibiora- larda kimin adına. ne tür pazar- hklann yapıkhğını bimiyonız. Ne adma milletin önünden kaçınıb- yor bihniyoruz.'' Olası Irak operasyonu- nun gündeme geldiği ilk günlerde hükümetin "dip- lomatikanlamdaatak" ol- ması gerektiğine ilişkin görüş bildirdiklerini hatır- latan Ağar, ancak hükü- metin ve Dışişleri Bakanlığı'nm inisiyatifi elinden kaçırdığını öne sürdü. Ağar, görüşmelerin Mısır'ın li- derliğinde Arap Birliği kapsamı- na dönüştüğünü savundu. ÖNCELtKLÎ HEDEFt GENÇLÎK Terör, dini kullanıyor ALPER TURGUT Terör uzmanı komiser psikolog Necati Alkan'ın yazdığı "Gençfik ve Terör" adlı kitapta, ülkede 1960Tı yıllardan bu yana sürekli şekil değiştiren terörün, 1990'lardan itibaren dini değerleri isrismar etmeye başladığı vurgulanarak. "Şeriatçı terör örgütleri sayısız insanımızı öldürerek mezar evlere gömmüştür" deniliyor. Emniyet Genel Müdürlüğünce "Türldye'deki terör örgüüerinin eleman kazanma faaUyetlerine karşı" gençleri, aileleri ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla hazırlatılan "GençBk ve Terör" adlı kitap, 10 bin adet basılarak 81 ildeki kütüphanelere gönderildi. Terörle Mücadele ve Harekât Daire Başkanlığı'na (TEMÜH) bağh Psikolojik Harekât Şube Müdürlüğü'nde görevli Necati Alkan'ın yüksek lisans tezinden oluşan araştırmanın, alanında bir ilk olduğu öne sürülüyor. Daha önce de u Psikolojik Harekât, Terorizm ve PoKs" adlı bir kitap yazan Alkan'm yeni kitabmda, "Gençfiği _ ^ ^ ^ _ ^ ^ - ^ ^ ^ _ kazanmak amacıyla faaliyet yürüten terör örgütleri ve bu örgütkrin özeOikle gençüği hedef ahnasmdaki nedenler, gençügi kazanmada kullandıgı yöntemler ve bir gencin 'kendinden fedakârlık davranışrnı' ve bir terör örgütüne bağhhğmı artOran psikolojik faktöıierin" incelendiği belirtiliyor. Kitapta, terör örgütlerinin, Türk ^^^^—^^^—^^^ insanmı laik- anti laik çatışmasımn içerisine çekmek istediği, Hizbullah'ın işlediği cinayetleri öğrenen yurttaşlann ise büyük bir tedirginlik yaşadığı kaydediliyor. Araştırmada, dini motifli terör örgütlerinin faaliyetlerinin henüz tam anlamıyla sona erdirilemediği ifade ediliyor. Terör örgütlerinin birinci hedefinin "gençHk" olduğu vurgulanarak, M Örgütler, okul faaliyetkrini yüksekögretim ve ortaöğretim şeldmde yürütüyor. Ünrversiten vefiseh'öğrendler dışmda örgütlerin bir başka hedefl de okul dışı gençükl. Örneğin HizbuDah, okul sorumhüan ve cami sorumhılan aracıhğryla yeni elemanlar kazanmaktadır" deniliyor. Kitapta, sol örgüt üyelerinin yüzde 65'inin 14-25 yaş gnıbunda, PKK'lilerin yüzde 54'ünün yine aynı yaş gnıbunda, sağ ve şeriatçı örgüt elemanlannın ise yüzde 72.5'inin 15-25 yaş gnıbunda olduğu ifade ediliyor. Alkan'ın araştırmasmda, güvenlik güçleri ile giriştüderi çatışma sonucunda yaşamlannı yitiren 216 PKK'liden yüzde 77. 4'ünün öldüklerinde henüz 14-25 yaşlannda olduklan kaydediliyor. • Emniyet Genel Müdürlüğü, " Türkiye'deki terör örgütlerinin eleman kazanma faaliyetlerine karşı" gençleri, aileleri ve kamuoyunu bügilendirmek amacıyla kitap hazırladı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected] Emekli Orgeneral Faik Türün 90 yaşında öldü. Gazeteter, ha- beri onun askeri kariyerini anla- tarak ve "Faik Türün vefat etti" başlıklanyla verdi. Faik Türün, 12 Mart 1971 askeri darbesi sı- rasında Istanbul Sıkıyönetim Ko- mutanı'ydı. FaikTürün'ün ölüm haberi, bizim kuşağı -çok iyi bi- liyorum ki-, geçmişe uzun bir yolculuğa çıkarmıştır. 0 dönemin haksızlıklannı, işkencelerini.top- luma dayatılmak istenen baskı- cı rejimi ve 1961 Anayasası'nın yokedilmesini hatırlayacaklardır. Deniz Gezmiş, Hüseyin Inan ve Yusuf Aslan 1972 yılında aske- ri yönetim altındaAnkara'da yar- gılandılar ve idam edildiler. Idam karannı veren mahkemenin baş- kanı da bir generaldi, onun adı da Ali Elverdi'ydi. Bu dönemin bir başka ünlüsü de Deniz'lerin idamını isteyen askeri savcı Yüz- başı Baki Tuğ'du. Ulaş Bardakçı, Istanbul'da öldürüldüğünde sanınm 23 ya- şındaydı. Onu evinde kıstıran Is- tanbul Sıkryönetim Komutanlığı emrindeki güçler Ulaş'ı acıma- sızca taramış ve delik deşik et- mişlerdi. Kızıldere'de MahirÇa- Bir Darbecinin Ölümü yan ve arkadaşlannı kıstıran An- kara Merkez Komutanı bir baş- ka general Tevfik Türün de, Fa- ik Türün'ün kardeşiydi. 12 Mart döneminde, Mamak Askeri Cezaevi'nin ünlü dokto- ru Metin Denli o zamanlaryüz- başıydı. Metin Denli'nin solcu tutuklularayaptklan nedeniyle 12 Mart döneminde tırtuklular aç- lık grevi yapmışlar ve onun ce- zaevinden gönderilmesini iste- mişlerdi. Uğur Mumcu'nun kö- şesinde en çok sözünü ettiği su- baylardan birisi Metin Denli'ydi. Metin Denli şimdi tuğgeneral. • • • Yaşam devam etti. Faik Tü- rün emekli oldu. Deniz'lerin ida- mına karar veren Ali Elverdi emekli oldu. Idamı isteyen Baki Tuğ emekli oldu. Bu üç ünlü su- bay daha sonra Süleyman De- mirel'in partisinden milletvekili seçildiler. Faik Türün, Demirel tarafından cumhurbaşkanlığına da aday gösterildi. Faik Türün, aralarında llhan Setçuk, Çetin Artan, Yaşar Kemal gibi birçok ünlü aydını tutuklatbrmasıyla dik- kat çekmişti. O dönemin Ziver- bey Köşkü bir işkence köşkü olarak ün yapmış, "Kontrgerilla" sözcüğü ilk kez bu köşkte telaf- fuz edilmişti. Faik Türün'ün öldüğü saatler- de, Türkiye'de savaş aleyhtarı gösterileryapılıyordu. Bu göste- rilere katılanların bir kısmı, Faik Türün döneminde işkenceden geçenterdi. Polis eskisinden fark- lı değildi. Dünya çapında yapı- lan savaş aleyhtan gösterilerde, göstericileri hedef alan polis sal- dınsının bu kadaryoğun yaşan- dığı bir başka ülke yoktu. önce- ki gece dünya televizyon kanal- ları yerkürenin dört biryanından savaş aleyhtan gösterileri aktar- dılar. SıraTürkiye'ye gelince po- lis coplan, sokaklarda kovala- nan insanlarön planaçıkryordu. • • • Geçen yıl bir gezideyken Atı- na'daki Türk Büyükelçiliği'ni de ziyaret etmiştik. Kabul salonun- daki masanın üzerinde Kenan Evren'in imzalı birfotoğrafı du- ruyordu. 12 Eylül askeri darbe- sinin üzerinden yirmi yıldan faz- la bir zaman geçmişti. Türkiye, pariamenter bir rejimle yöneti- iiyordu. Sivil biryönetim tarafın- dan atanan büyükelçinin ma- sasında bir darbeci generalin fotoğrafı öne çıkıyordu. Atina'yı ziyaret ettiğimiz gün- lerde Yunanistan'da darbe ya- pan ve 1974 yılında demokra- tik bir hareketle devrilen darbe- ciler hapisteydi. Aradan 28 yıl geçmişti, darbenin iki liderinden birisi cezaevinde ölmüş dtgeri ise akli dengesini yitirmişti. Buna rağmen hapiste yatıyordu. Yu- nanistan 1974'ten bu yana de- mokratik bir sistemle yönetili- yordu, darbecilerin fotoğrafla- rının büyükelçı masalannda yer alması, kimsenin aklından bile geçiremeyeceği kadar uzakta kalmıştı. • • • Faik Türün 90 yaşına kadar yaşadı. Yaptığı hizmetler inanı- yorum ki, hep "saygryla"Ç) anı- lacak... Biliyorum ki büyük bir askeri törenle toprağa verilecek. Muhtemelen eski cumhurbaş- kanlanndan Süleyman Demirel de cenazesine katılacak. Deniz Gezmiş 24 yaşında 12 Mart döneminin askeri mahke- melerinde Faik Türün'lerin tale- bi, Süleyman Demirel ve arkadaş- lannın oylanyla ıdam edilmişti. • • • Ben hâlâ Yunanistan'da bü- yükelçilik masasındaki Kenan Evren fotoğrafını anımsıyorum. O ülkenin darbecileri 29 yıldır cezaevindeler. Bizde ise kimi ressam, kimi büyük şirket yö- neticisi. Hepsi saygıdeğer bir konumdalar. Son 20 yılda Yu- nanistan demokrasiyi kökleştir- di, adam başına milli gelirini 2500 dolardan 17 bin dolara çıkardı. Türkiye'de ise adam başına milli gelir son yirmi yıl- da 3000 dolardan 2000 dolara düştü. Faik Türün'ler yaşryor ve sis- temimize yol göstermeye devam ediyor. Onu unutmamız müm- kün mü! 2000 ? Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Sevgililer Günü... 14 Şubat bu yıl "Aşk Kurbanlan Günü" olarak kutlanmalıydı. Her yıl "Sevgililer Günü" olarak kutlanan 14 Şubat, bu yıl aynı zamanda "Kurban Bayramı"n\n içinde kalmıştı. Böylece bizim kültürümüze daria uygun bir kutiama gerçekleşirdi. Artunizade Kapitol'de büyük bir iç dekorasyon yapılmış, güllerden ve kırmızı kalplerden oluşmuş zincirier her tarafı doldurmuştu. Romantik bir süslemeydi, "Sevgililer Günü"ne yakışıyordu. Ama daha "realist" bir çalışma güllerle kalplerin yanına bıçaklar, tabancalar, hapishane parmaklıklan ve mezarfigürleri de koyardı. Çünkü, bizim "sevda kültürümüz"de aşk, sahip olma güdüsüyle şiddet dürtüsünü de içerir. "Aşkına karşılık bulamayan..." diye başlayan sözlerin arkası sevdiğini kurban olarak gören bir erkeğin yaptıklannı anlatır. Erkek âşık olmuştur ama ya kızın haberi yoktur ya da kızın gönlü yoktur. Erkek âşık olmuştur ama kız "haytr" demişfr. Vay sen misin haberi olmayan ya da gönlü olmayan ya da hayır diyen ya da ona benzer bir şey yapan... Arkası erkeğin kendini haklı gördüğü şiddettir, bıçaktır, tabancadır, yaralamadır, öldürmedir... Erkeğin aşkına karşılık veren kızın yazgısını da erkeğin şiddete yönelik sahip olma güdüsü belirler. Artık kızın ne yapacağına, nasıl giyineceğine, kimlerie görüşüp kimlerie görüşmeyeceğine, neyi isteyip neyi istemeyeceğine sahibi olan erkek (ve erkeğin yakınlan olan annesi, babasj, erkek ve kız kardeşleri...) karar verecektir. Arabalannın arkasına köpekbalığı, akrep, kobra çıkartmalan koyarak başkalanna gözdağı vermeye çalışan bir toplumun şiddet kültürünün "aşk ve sevgi" gibi duygu alanlanna yansımaması elbette olanaksızdır. "Sevg/"yi, onun için her şeyi yapma, kendini ona adama, onun yoluna kurban olma olarak tanımlayan bir kültürde "as/c"ta da sahip olma, artık ona her şeyi yapma hakkını kendinde görme tutumuna şaşmamak gerekir. Duyguları olgunlaşamadan yaşamak kadar tehlikeli bir durum olamaz. "Sevgi"y\ öğrenememiş birisinin sevmesi de son derece tehlikelidir. Bu durumdaki kişi kendini sevmeyi bilemediği gibi başkasını sevmenin ne olduğunu da bilemeyecektir. Olgunlaşmamış duygularda sevgi büyük olasılıkla bağımlılığa dönüşecek, sevgi sanılan bağımlılık ise sevdiğini sananı da sevildiğini sananı da çeşitli sıkıntılara sürükleyecektir. Hele de "aşk" gibi karmaşık bir duygu bileşkesini olgunlaşmamış duygularla yaşamak, kurban olmakla kurrjan etmek arasındaki büyük trajedinin doğmasına yol açar. Bizim kültürümüzde "sevgi"n\r\ de, "aşk"\r\ da üzerinde çok durulması, bu duygulann başkalanna hükmetmek, zarar vermek, yaşamlannı karartmak olmadığının anlatılması gerekir. Bu da "duygulann eğitilmesi" demektir. Duygulan eğitilmemiş, duygulan olgunlaşmamış insanlann toplumunda en çok görülen de şiddet eğilimidir. Çünkü, eğitilmeyen, olgunlaşmayan duygularla ne yapılacağı, nasıl yapılacağı bilinmemektedir. Duygular açıklanamamakta, sınırlar bilinmediği için nerede durulacağı bilinmemektedir, böylece de duygusal saldınlar, alan çiğnemeler, hükmetme hırslan birbirinin içine girer, brbirini kışkırtır. Bunun sonu da saldırganlıktır, şiddettir. Duygusal olgunluğa erişmemiş kişiler kendi uyguladığı şiddeti haklı ve meşru görür. En önemlisi, aynı duygu bilinçsizliği içindeki kişiler de onu haklı bulmaktadır. Bu da şiddetin toplumsal onayını oluşturur. Bu durumda bir genç kızın en büyük dileği, böyle birinin kendine âşık olmamasıdır. Çünkü, en kısa zamanda bu âşık tam bir belaya dönüşecektir. "Sevgililer Günü", tek bir kırmızı gülden De Beer's pıriantalanna kadar uzanan ticari bant üzerinde alışverişi hızlandınrken işin bu yanına hiç değinilmemektedir. Bir yanda 'tek taraflı aşklar'm yol açtığı çeşitli felaketler yaşanırken öbür yanda birbirini seven çiftlerin önüne çıkanlan aile engelleri, törelerin kapalı kapıları, din ve mezhep ayrılıklarının günümüzde bile yaşayan tabuları insanlann yaşamlannı karartmaktadır. Asiında böyle bir gün, hele de birbiriyle çakışan 'SevgililerGünü' ile 'Kurban Bayramı' bu konulann tartışılması için değerlendirilebilirdi. Ama insanlar aldanmayı ve aldatmayı daha çok seviyor. Gerçekler insanlara 'sert' geliyor. Aşkın 'kurban olmak' ite 'kurban etmek' arasında yolculuk olmadığını, tam tersine insanı daha insan yapan, birbiriyle daha zengin kılan bir yaşam ortaklığı olduğunu anlamak bu denli zor olmamalı. 'Belki bir gün' o da olur... e-mail: erdalatak@ superonline.com fax:0212-513 90 98 36 milyarlık ihale açıldı Meclis, vekile kol düğmesi yaptıracak ANKARA (ANKA)- Türkiye Büyük Millet Meclisi Vakfı Başkanlığı, milletvekillerinin de kullandıgı TBMM armalı kol düğmesi, zarf açacağı ve anahtarlıklardan biner adet satın almak amacıyla ihale açtı. TBMM Vakfı Başkanlığı, biner adet kol düğmesi takımı, zarf açacağı ve Atatürk resimli zincirli anahtarlık satın alacak. Vakıf aynca oval, beyaz ve san anahtarlıklardan da biner adet satm almayı planlıyor. Tahmini bedeli 36 milyar lira olarak saptanan 7 bin parça malzemenin ihalesine katılmak isteyenlerin 10 Mart'a kadar TBMM'ye başvurması gerekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle