Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 2003 PAZARTESİ
HABERLER
YÖK Başkanı Gürüz, hükümetin yükseköğretimde yeniden yapılandırma çabalanna ağır eleştiri getirdi:
Şeriathukukuistiyorlar• Gürüz, Başbakan'm
eşi Hayrünisa Gül'ün
"türbanı" nedeniyle
üniversiteye kayıt
yaptıramamasını
AÎHM'ye taşrmasıyla
ilgili olarak "Siz
Anayasa Mahkemesi
karannı yok sayarsanız
o zaman kişilere şer'i
hukuk ile pozitif hukuk
arasında tercih hakkı
verirsiniz, bu da
cumhuriyetin sonunun
başlangıcıdır" dedi.
ANKARA (ANKA) - Yüksek
Öğretim Kurulu (YÖK) Başka-
nı Prof. Dr. Kemal Gürüz, hü-
kümetin yükseköğretimde ye-
niden yapılandırma çabalannın,
şer'i hukuku pozitif hukuka al-
ternatif sunma çabasının sonu-
cu olarak değerlendirdi.
Gürüz, Başbakan Abdullah
Gül'ün eşi Ha>TÜnisa Gül'ün
"türbanı'' nedeniyle üniversi-
teye kayıt yaptıramamasını Av-
rupa tnsan Haklan Mahkeme-
si'ne taşımasıyla ılgilı olarak
"Siz Anayasa Mahkemesi kara-
nnı yok sayarsanız o zaman ki-
şilere şer'i hukuk ile pozitif hu-
kuk arasında tercih hakkı verir-
siniz, bu da cumhuriyetin sonu-
nun başlangıcıdır~ dedi.
Gürüz. yüksekögretim kurum-
lannda yaşanan türban sorunuy-
la ilgili olarak kendilerinin mah-
keme kararlannı uyguladıklan-
nı ifade ederken Hayrünisa
Gül'ün durumunu şöyle değer-
lendirdı:
'"Başbakan'm eşinin devletin
temdflkesinehassashetgösteren
bir konuda devletk mahkeme-
Hk ounası >ükseköğretimde bir
reform gereginin olmadığının
bir kanıü. Normal bir durum ol-
madıgı ortada."
CNN Türk'te yayımlanan Ka-
fe Sıyaset Programı'nda yükse-
kögretim sistemıne ilişkin hükü-
metin hedeflerini değerlendiren
Gürüz şunlan söyledi:
u
Hükümetin Acil Eylem Pb-
nı'nda üniversiteterin maddi so-
runlanrun çözümü amaçlanrru-
yor. Onun arkasmdaki amaç baş-
kadır. Devletin en üst kademe-
lerine nasd sirayet edildigini ga-
yet iyi binyoruz. Anayasa Mab-
kemesi kararlannı uygulamada
karariı olmasaydık, yurtdışın-
dan geüşigüzel ahnan belgelere
izin verseydik reform diye kar-
şnrııza gelmezierdL İnşaDah bun-
lar gerçekkşmez. sonuçlan cid-
di sıkmblar yaraur."
Gürüz, üniversitelerde akade-
mik özgürlük olmadığına ve
YÖK'e yönelik bu yöndeld eleş-
tirilere de sert tepki gösterdi.
Türk üniversitelerinde Batı stan-
dardında akademik özgürlük ol-
duğuna vurgu yapan Gürüz, bi-
limsel özgürlük adı altında 'Tür-
Idye, curnhuriyetten sonra Ana-
dohı'yu tekrar işgal etti' şeklin-
de çalışmalar gerçekleştirilme-
sine kimsenin izin veremeyece-
ğini söyledi.
Gürüz, yüksekögretim siste-
minin. Milli Eğitim Bakanı Er-
kan Mumcu ile kendisinin bir ta-
rafa konularak dar çerçevede
tartışılamayacağını da sözlerine
ekledi.
/UCheyeti
taırah'ya gntecek
• BURSA(AA)-Terör
örgütü lideri Öcalan'ın
cezaevi koşullanna ilişkin
incelemelerde bulunmak
üzere Bursa Cumhuriyet
Başsavcısı Emin Özler ile
görüşen Ayrupa Konseyi
Işkenceyi Önleme Komitesi
heyetinin bugün Imralı
Adası'na gideceği bildirildi.
Görüşmenin ardından
sorulan yanıtsız bırakan
heyet üyeleri, "Görevımiz
henüz bitmedi. Başka şey
söyleyemeyiz" demekle
yetindi. Heyet üyelerinin,
bugün terör örgütü başı
Abdullah Öcalan'ın
mahkûm bulunduğu Imralı
Adası'na gideceği bildirildi.
THK'nin kuruhış
yridönümu
• ANKARA (AA)-
TBMM Başkanı Bülent
Annç, Türk Hava
Kurumu'nun (THK)
kuruluş yıldönümünü
kutladı. Yayımladığı
mesajda, sivil ve askeri
havacılığın gelişmesinde
önemlı katkılan bulunan
THK'nin kuruluş
yıldönümünü kutladığını
belirten Annç, şunlan
kaydetti: "Kuruluşundan bu
yana Türk havacılığının
gelişmesine destek olanlan
ve bu yolda emeğini ortaya
koyan herkesi saygı ile
anıyor, kurumun daha
başanlı işlere imza atmasını
diliyorum."
CHP önerjjesini
geriçekti
• ANKARA (ANKA) -
Başbakan Yardimcısı
Abdüllatif Şener'in ikna
ettiği CHP Manisa
Milletvekili Ufuk Özkan,
TBMM Başkanlığı'na
sunduğu üç adet soru
önergesini geri çekti. Ufuk
Özkan, Manisa milletvekili
olarak Akhisar Sigara
Fabrikası ve tütün
üreticilerinin sorunlannı
iletmek üzere geçen
günlerde Şener'i ziyaret
etti. Ziyarette ikna olan
Ozkan, soru önergelerini,
hükümetin, Şener'in ve
AKP'li Manisa
milletvekillerinin
samimiyetine ve
duyariılıklanna inanarak
geri çektiğini bildirdi.
Tariş'ten
vekilere yağ
• EDREMİT (AA) - Tariş
Zeytin ve Zeytinyağı Birhği
Başkanı Cahit Çetin,
sektördeki engellerin
kaldınlması ve destek
priminin bu- an önce
açıklanması konusunda
destek vermeleri için
mılletvekillerine ödüllü
Tariş zeytinyağı
göndereceklerini bildirdi.
Çetin yaptığı acıklamada.
Türkiye'de zeytin ve
zeytinyağı üretiminin diğer
Akdeniz ülkelerinin tersine
zor koşullarda
gerçekleştiğini ve
üreticilerin haksız rekabetle
karşı karşıya olduğunu
kaydetti. Türkiye'nin,
Avrupa Birliği'ne (AB)
güçlü bir tanmla gitmek
zorunda olduğunu belirten
Çetin, "Aksi halde, ttalya,
tspanya ve Yunanistan gibi
zeytin üreten ülkelerle
rekabet etmemiz, ayakta
durmamız zor olur" dedi.
Sağlar, hükümetin anayasaya aykın davrandığını söyledi:
ABD'nm sömiirgesi oldıık
• SHP olarak kirli
savaşa karşı
olduklannı
vurgulayan Sağlar,
"Bu hükümet,
Türkiye'yi, kimi
Latin Amerika
ülkeleri gibi
ABD'nin sömürge
devleti haline soktu.
Bunlartam
Amerikalıdır" dedi.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Sosyal-
demokrat Halk Partisi
(SHP), Genel Sekre-
teriFikri Sağlar, ılksi-
lahlı ABD askerinin
sivil araçlarla Habur
sınır kapısından geçe-
rek Kuzey Irak toprak-
lanna girdiğini belirte-
rek, bunun Anayasa'ya
aykın olduğunu bildir-
di.
Silahlı yabancı as-
kerlerin Türkiye üze-
rinden bir başka ülke-
ye geçmesinin
TBMM'nin iznine bağ-
SHP Genel Sekreteri Sağlar, bütün banş eylemlerine destekvereceklerinibildirdL
h olduğunu kaydeden
Sağlar, "Bu hükümet,
Türldye'yi, kimi Latin
Amerika ülkeleri gibi
ABD'nin sömürge dev-
leti haline soktu. Bun-
lar tam Amerikabdır"
dedi. SHP olarak kirli
savaşa karşı çıkacakla-
nnı, çocuklann öldü-
rülmesine seyirci kal-
mayacaklarını ifade
eden Sağlar, sivil banş
gücü oluşturarak 'sa-
vaşa hayır' diyecekle-
rini söyledi.
Sağlar, savaşa karşı
bir dakika karanlık ey-
lemini destekledikleri-
ni de bildirirken, 15-
26 Şubat tarihleri ara-
smda yapılacak tüm ba-
nş etkinliklerine katı-
lacaklannı duyurdu.
Ağar, Türkiye'nin savaş yanlısı tutumdan kaçınmasını istedi
Irakpolitikası çelişkilerle dolu
EDİRNE (AA) - DYP Genel
Başkanı Mehmet Ağar, "Olası
Irakoperasyonunda Türkiye'nin
talepkâr olmadığı bir konumda,
hükümet başkanlanm ABD'ye
göndermesinin, savaşkâr bir tu-
tum içindeymiş gibi izknim yarat-
nğmı" öne sürdü.
Ağar, Bulgaristan'daki
temaslannı tamamlayarak
Türkiye'ye döndü. Edirne
DYP II Teşkilati'nı ziya-
ret eden Ağar, gazeteci-
lerin sorulannı yanıtladı.
Gündemde Türkiye'nin de için-
de olduğu sıcak gelişmeler ya-
şandığına dikkati çeken Ağar,
şunlan söyledi:
"18Şubat'taTBMM'ye hükü-
metin ne getireceğini bflmiyoruz.
Ancakanayasanm92.maddesin-
de,uhıslararası meşruiyet kapsa-
mmdayabana ülkeİereaskergön-
derilmesi konusunda hükümler
bulunuyor. Türkiye'nin güvenü-
ği açısmdan hayati öneme sahip
Kuzey Irakta neyapıbcağı önem-
• DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar,
hükümetin ve Dışişleri Bakanlığı'nm
inisiyatifi elinden kaçırdığını öne
sürdü.
Bdir. Hükümetin IrakpoBtikasın-
da ne yapacağuıı göreceğiz. Bu
konuda ciddi anlamda çeBşkiler
var. Olası Irak operasyonunda
Türkiye'nintalepkârohnadığı bir
konumda, hükümet başkanlan-
m ABD'ye göndermesi, savaşkâr
bir tutum içindeymiş gibi izknim
yaratmıştır. Talepkârnuş gibiora-
larda kimin adına. ne tür pazar-
hklann yapıkhğını bimiyonız. Ne
adma milletin önünden kaçınıb-
yor bihniyoruz.''
Olası Irak operasyonu-
nun gündeme geldiği ilk
günlerde hükümetin "dip-
lomatikanlamdaatak" ol-
ması gerektiğine ilişkin
görüş bildirdiklerini hatır-
latan Ağar, ancak hükü-
metin ve Dışişleri Bakanlığı'nm
inisiyatifi elinden kaçırdığını öne
sürdü.
Ağar, görüşmelerin Mısır'ın li-
derliğinde Arap Birliği kapsamı-
na dönüştüğünü savundu.
ÖNCELtKLÎ HEDEFt GENÇLÎK
Terör, dini
kullanıyor
ALPER TURGUT
Terör uzmanı komiser psikolog Necati Alkan'ın
yazdığı "Gençfik ve Terör" adlı kitapta, ülkede
1960Tı yıllardan bu yana sürekli şekil değiştiren
terörün, 1990'lardan itibaren dini değerleri
isrismar etmeye başladığı vurgulanarak. "Şeriatçı
terör örgütleri sayısız insanımızı öldürerek mezar
evlere gömmüştür" deniliyor. Emniyet Genel
Müdürlüğünce "Türldye'deki terör örgüüerinin
eleman kazanma faaUyetlerine karşı" gençleri,
aileleri ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla
hazırlatılan "GençBk ve Terör" adlı kitap, 10 bin
adet basılarak 81 ildeki kütüphanelere gönderildi.
Terörle Mücadele ve Harekât Daire Başkanlığı'na
(TEMÜH) bağh Psikolojik Harekât Şube
Müdürlüğü'nde görevli Necati Alkan'ın yüksek
lisans tezinden oluşan araştırmanın, alanında bir
ilk olduğu öne sürülüyor. Daha önce de
u
Psikolojik Harekât, Terorizm ve PoKs" adlı bir
kitap yazan Alkan'm yeni kitabmda, "Gençfiği
_ ^ ^ ^ _ ^ ^ - ^ ^ ^ _ kazanmak amacıyla
faaliyet yürüten terör
örgütleri ve bu örgütkrin
özeOikle gençüği hedef
ahnasmdaki nedenler,
gençügi kazanmada
kullandıgı yöntemler ve
bir gencin 'kendinden
fedakârlık davranışrnı' ve
bir terör örgütüne
bağhhğmı artOran
psikolojik faktöıierin"
incelendiği belirtiliyor.
Kitapta, terör
örgütlerinin, Türk
^^^^—^^^—^^^ insanmı laik- anti laik
çatışmasımn içerisine çekmek istediği,
Hizbullah'ın işlediği cinayetleri öğrenen
yurttaşlann ise büyük bir tedirginlik yaşadığı
kaydediliyor. Araştırmada, dini motifli terör
örgütlerinin faaliyetlerinin henüz tam anlamıyla
sona erdirilemediği ifade ediliyor. Terör
örgütlerinin birinci hedefinin "gençHk" olduğu
vurgulanarak,
M
Örgütler, okul faaliyetkrini
yüksekögretim ve ortaöğretim şeldmde yürütüyor.
Ünrversiten vefiseh'öğrendler dışmda örgütlerin bir
başka hedefl de okul dışı gençükl. Örneğin
HizbuDah, okul sorumhüan ve cami sorumhılan
aracıhğryla yeni elemanlar kazanmaktadır"
deniliyor. Kitapta, sol örgüt üyelerinin yüzde
65'inin 14-25 yaş gnıbunda, PKK'lilerin yüzde
54'ünün yine aynı yaş gnıbunda, sağ ve şeriatçı
örgüt elemanlannın ise yüzde 72.5'inin 15-25 yaş
gnıbunda olduğu ifade ediliyor. Alkan'ın
araştırmasmda, güvenlik güçleri ile giriştüderi
çatışma sonucunda yaşamlannı yitiren 216
PKK'liden yüzde 77. 4'ünün öldüklerinde henüz
14-25 yaşlannda olduklan kaydediliyor.
• Emniyet Genel
Müdürlüğü,
" Türkiye'deki terör
örgütlerinin eleman
kazanma
faaliyetlerine karşı"
gençleri, aileleri ve
kamuoyunu
bügilendirmek
amacıyla kitap
hazırladı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr
Emekli Orgeneral Faik Türün
90 yaşında öldü. Gazeteter, ha-
beri onun askeri kariyerini anla-
tarak ve "Faik Türün vefat etti"
başlıklanyla verdi. Faik Türün,
12 Mart 1971 askeri darbesi sı-
rasında Istanbul Sıkıyönetim Ko-
mutanı'ydı. FaikTürün'ün ölüm
haberi, bizim kuşağı -çok iyi bi-
liyorum ki-, geçmişe uzun bir
yolculuğa çıkarmıştır. 0 dönemin
haksızlıklannı, işkencelerini.top-
luma dayatılmak istenen baskı-
cı rejimi ve 1961 Anayasası'nın
yokedilmesini hatırlayacaklardır.
Deniz Gezmiş, Hüseyin Inan ve
Yusuf Aslan 1972 yılında aske-
ri yönetim altındaAnkara'da yar-
gılandılar ve idam edildiler. Idam
karannı veren mahkemenin baş-
kanı da bir generaldi, onun adı
da Ali Elverdi'ydi. Bu dönemin
bir başka ünlüsü de Deniz'lerin
idamını isteyen askeri savcı Yüz-
başı Baki Tuğ'du.
Ulaş Bardakçı, Istanbul'da
öldürüldüğünde sanınm 23 ya-
şındaydı. Onu evinde kıstıran Is-
tanbul Sıkryönetim Komutanlığı
emrindeki güçler Ulaş'ı acıma-
sızca taramış ve delik deşik et-
mişlerdi. Kızıldere'de MahirÇa-
Bir Darbecinin Ölümü
yan ve arkadaşlannı kıstıran An-
kara Merkez Komutanı bir baş-
ka general Tevfik Türün de, Fa-
ik Türün'ün kardeşiydi.
12 Mart döneminde, Mamak
Askeri Cezaevi'nin ünlü dokto-
ru Metin Denli o zamanlaryüz-
başıydı. Metin Denli'nin solcu
tutuklularayaptklan nedeniyle 12
Mart döneminde tırtuklular aç-
lık grevi yapmışlar ve onun ce-
zaevinden gönderilmesini iste-
mişlerdi. Uğur Mumcu'nun kö-
şesinde en çok sözünü ettiği su-
baylardan birisi Metin Denli'ydi.
Metin Denli şimdi tuğgeneral.
• • •
Yaşam devam etti. Faik Tü-
rün emekli oldu. Deniz'lerin ida-
mına karar veren Ali Elverdi
emekli oldu. Idamı isteyen Baki
Tuğ emekli oldu. Bu üç ünlü su-
bay daha sonra Süleyman De-
mirel'in partisinden milletvekili
seçildiler. Faik Türün, Demirel
tarafından cumhurbaşkanlığına
da aday gösterildi. Faik Türün,
aralarında llhan Setçuk, Çetin
Artan, Yaşar Kemal gibi birçok
ünlü aydını tutuklatbrmasıyla dik-
kat çekmişti. O dönemin Ziver-
bey Köşkü bir işkence köşkü
olarak ün yapmış, "Kontrgerilla"
sözcüğü ilk kez bu köşkte telaf-
fuz edilmişti.
Faik Türün'ün öldüğü saatler-
de, Türkiye'de savaş aleyhtarı
gösterileryapılıyordu. Bu göste-
rilere katılanların bir kısmı, Faik
Türün döneminde işkenceden
geçenterdi. Polis eskisinden fark-
lı değildi. Dünya çapında yapı-
lan savaş aleyhtan gösterilerde,
göstericileri hedef alan polis sal-
dınsının bu kadaryoğun yaşan-
dığı bir başka ülke yoktu. önce-
ki gece dünya televizyon kanal-
ları yerkürenin dört biryanından
savaş aleyhtan gösterileri aktar-
dılar. SıraTürkiye'ye gelince po-
lis coplan, sokaklarda kovala-
nan insanlarön planaçıkryordu.
• • •
Geçen yıl bir gezideyken Atı-
na'daki Türk Büyükelçiliği'ni de
ziyaret etmiştik. Kabul salonun-
daki masanın üzerinde Kenan
Evren'in imzalı birfotoğrafı du-
ruyordu. 12 Eylül askeri darbe-
sinin üzerinden yirmi yıldan faz-
la bir zaman geçmişti. Türkiye,
pariamenter bir rejimle yöneti-
iiyordu. Sivil biryönetim tarafın-
dan atanan büyükelçinin ma-
sasında bir darbeci generalin
fotoğrafı öne çıkıyordu.
Atina'yı ziyaret ettiğimiz gün-
lerde Yunanistan'da darbe ya-
pan ve 1974 yılında demokra-
tik bir hareketle devrilen darbe-
ciler hapisteydi. Aradan 28 yıl
geçmişti, darbenin iki liderinden
birisi cezaevinde ölmüş dtgeri ise
akli dengesini yitirmişti. Buna
rağmen hapiste yatıyordu. Yu-
nanistan 1974'ten bu yana de-
mokratik bir sistemle yönetili-
yordu, darbecilerin fotoğrafla-
rının büyükelçı masalannda yer
alması, kimsenin aklından bile
geçiremeyeceği kadar uzakta
kalmıştı.
• • •
Faik Türün 90 yaşına kadar
yaşadı. Yaptığı hizmetler inanı-
yorum ki, hep "saygryla"Ç) anı-
lacak... Biliyorum ki büyük bir
askeri törenle toprağa verilecek.
Muhtemelen eski cumhurbaş-
kanlanndan Süleyman Demirel
de cenazesine katılacak.
Deniz Gezmiş 24 yaşında 12
Mart döneminin askeri mahke-
melerinde Faik Türün'lerin tale-
bi, Süleyman Demirel ve arkadaş-
lannın oylanyla ıdam edilmişti.
• • •
Ben hâlâ Yunanistan'da bü-
yükelçilik masasındaki Kenan
Evren fotoğrafını anımsıyorum.
O ülkenin darbecileri 29 yıldır
cezaevindeler. Bizde ise kimi
ressam, kimi büyük şirket yö-
neticisi. Hepsi saygıdeğer bir
konumdalar. Son 20 yılda Yu-
nanistan demokrasiyi kökleştir-
di, adam başına milli gelirini
2500 dolardan 17 bin dolara
çıkardı. Türkiye'de ise adam
başına milli gelir son yirmi yıl-
da 3000 dolardan 2000 dolara
düştü.
Faik Türün'ler yaşryor ve sis-
temimize yol göstermeye devam
ediyor. Onu unutmamız müm-
kün mü!
2000
?
Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Sevgililer Günü...
14 Şubat bu yıl "Aşk Kurbanlan Günü" olarak
kutlanmalıydı. Her yıl "Sevgililer Günü" olarak
kutlanan 14 Şubat, bu yıl aynı zamanda "Kurban
Bayramı"n\n içinde kalmıştı. Böylece bizim
kültürümüze daria uygun bir kutiama gerçekleşirdi.
Artunizade Kapitol'de büyük bir iç dekorasyon
yapılmış, güllerden ve kırmızı kalplerden oluşmuş
zincirier her tarafı doldurmuştu. Romantik bir
süslemeydi, "Sevgililer Günü"ne yakışıyordu.
Ama daha "realist" bir çalışma güllerle kalplerin
yanına bıçaklar, tabancalar, hapishane parmaklıklan
ve mezarfigürleri de koyardı. Çünkü, bizim "sevda
kültürümüz"de aşk, sahip olma güdüsüyle şiddet
dürtüsünü de içerir.
"Aşkına karşılık bulamayan..." diye başlayan
sözlerin arkası sevdiğini kurban olarak gören bir
erkeğin yaptıklannı anlatır. Erkek âşık olmuştur
ama ya kızın haberi yoktur ya da kızın gönlü
yoktur. Erkek âşık olmuştur ama kız "haytr"
demişfr. Vay sen misin haberi olmayan ya da gönlü
olmayan ya da hayır diyen ya da ona benzer bir
şey yapan... Arkası erkeğin kendini haklı gördüğü
şiddettir, bıçaktır, tabancadır, yaralamadır,
öldürmedir...
Erkeğin aşkına karşılık veren kızın yazgısını da
erkeğin şiddete yönelik sahip olma güdüsü belirler.
Artık kızın ne yapacağına, nasıl giyineceğine,
kimlerie görüşüp kimlerie görüşmeyeceğine, neyi
isteyip neyi istemeyeceğine sahibi olan erkek (ve
erkeğin yakınlan olan annesi, babasj, erkek ve kız
kardeşleri...) karar verecektir.
Arabalannın arkasına köpekbalığı, akrep, kobra
çıkartmalan koyarak başkalanna gözdağı vermeye
çalışan bir toplumun şiddet kültürünün "aşk ve
sevgi" gibi duygu alanlanna yansımaması elbette
olanaksızdır.
"Sevg/"yi, onun için her şeyi yapma, kendini
ona adama, onun yoluna kurban olma olarak
tanımlayan bir kültürde "as/c"ta da sahip olma,
artık ona her şeyi yapma hakkını kendinde görme
tutumuna şaşmamak gerekir.
Duyguları olgunlaşamadan yaşamak kadar
tehlikeli bir durum olamaz.
"Sevgi"y\ öğrenememiş birisinin sevmesi de son
derece tehlikelidir. Bu durumdaki kişi kendini
sevmeyi bilemediği gibi başkasını sevmenin ne
olduğunu da bilemeyecektir. Olgunlaşmamış
duygularda sevgi büyük olasılıkla bağımlılığa
dönüşecek, sevgi sanılan bağımlılık ise sevdiğini
sananı da sevildiğini sananı da çeşitli sıkıntılara
sürükleyecektir.
Hele de "aşk" gibi karmaşık bir duygu bileşkesini
olgunlaşmamış duygularla yaşamak, kurban
olmakla kurrjan etmek arasındaki büyük trajedinin
doğmasına yol açar.
Bizim kültürümüzde "sevgi"n\r\ de, "aşk"\r\ da
üzerinde çok durulması, bu duygulann başkalanna
hükmetmek, zarar vermek, yaşamlannı karartmak
olmadığının anlatılması gerekir.
Bu da "duygulann eğitilmesi" demektir.
Duygulan eğitilmemiş, duygulan olgunlaşmamış
insanlann toplumunda en çok görülen de şiddet
eğilimidir. Çünkü, eğitilmeyen, olgunlaşmayan
duygularla ne yapılacağı, nasıl yapılacağı
bilinmemektedir. Duygular açıklanamamakta,
sınırlar bilinmediği için nerede durulacağı
bilinmemektedir, böylece de duygusal saldınlar,
alan çiğnemeler, hükmetme hırslan birbirinin içine
girer, brbirini kışkırtır. Bunun sonu da saldırganlıktır,
şiddettir. Duygusal olgunluğa erişmemiş kişiler
kendi uyguladığı şiddeti haklı ve meşru görür. En
önemlisi, aynı duygu bilinçsizliği içindeki kişiler
de onu haklı bulmaktadır. Bu da şiddetin toplumsal
onayını oluşturur. Bu durumda bir genç kızın en
büyük dileği, böyle birinin kendine âşık
olmamasıdır. Çünkü, en kısa zamanda bu âşık tam
bir belaya dönüşecektir.
"Sevgililer Günü", tek bir kırmızı gülden De
Beer's pıriantalanna kadar uzanan ticari bant
üzerinde alışverişi hızlandınrken işin bu yanına hiç
değinilmemektedir.
Bir yanda 'tek taraflı aşklar'm yol açtığı çeşitli
felaketler yaşanırken öbür yanda birbirini seven
çiftlerin önüne çıkanlan aile engelleri, törelerin
kapalı kapıları, din ve mezhep ayrılıklarının
günümüzde bile yaşayan tabuları insanlann
yaşamlannı karartmaktadır.
Asiında böyle bir gün, hele de birbiriyle çakışan
'SevgililerGünü' ile 'Kurban Bayramı' bu konulann
tartışılması için değerlendirilebilirdi.
Ama insanlar aldanmayı ve aldatmayı daha
çok seviyor.
Gerçekler insanlara 'sert' geliyor.
Aşkın 'kurban olmak' ite 'kurban etmek' arasında
yolculuk olmadığını, tam tersine insanı daha insan
yapan, birbiriyle daha zengin kılan bir yaşam
ortaklığı olduğunu anlamak bu denli zor olmamalı.
'Belki bir gün' o da olur...
e-mail: erdalatak@ superonline.com
fax:0212-513 90 98
36 milyarlık ihale açıldı
Meclis, vekile kol
düğmesi yaptıracak
ANKARA (ANKA)-
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Vakfı
Başkanlığı,
milletvekillerinin de
kullandıgı TBMM
armalı kol düğmesi,
zarf açacağı ve
anahtarlıklardan biner
adet satın almak
amacıyla ihale açtı.
TBMM Vakfı
Başkanlığı, biner adet
kol düğmesi takımı,
zarf açacağı ve
Atatürk resimli
zincirli anahtarlık
satın alacak. Vakıf
aynca oval, beyaz ve
san anahtarlıklardan
da biner adet satm
almayı planlıyor.
Tahmini bedeli 36
milyar lira olarak
saptanan 7 bin parça
malzemenin ihalesine
katılmak isteyenlerin
10 Mart'a kadar
TBMM'ye
başvurması gerekiyor.