07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13ŞUBAT2003 PERŞEMBE CUMHURfYET HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK ABDÜICAK3A21 ı'j-ı1 £ AMA, <ATl-U«. KApı r^J-AR-i, Mp 'S BAT1 ü İ L f c £ L E f t i T YA^AYAM T<?PtwMl-APU N FAR^LI ı NANÇLAPJ, ü İ AYI ûEC£, /^LTf AY( Ayakkabılarm el emeği, göz nuruyla üretildiği küçük atölyeler var olma savaşı içinde UstaJıkiabrikasyona direniyor• Vitrinde görüp beğendiğiniz ama almak için fiyatına erişemediğiniz bir ayakkabı mı var. Aynı modeli daha ucuza yaptırmamz mümkün. Beyoğlu 'nun ara sokaklannda yaşarn savaşını sürdüren küçük ayakkabı atölyeJeri Istanbul'un hemen her kesiminm uğrak yeri olmaya başladı. ALPERİZBUL Ayakkabılann el emeği, göz nuruy- la üretıldıği, tiner ve boya kokusunun birbırine kanşarak kesifkşrıgı ayak- kabı atölyeJeri var olma savaşı ven- yor. BeyoğJu'nda Sadn AJışık Sokak'ta bulunan Sıbel Kundura Atölyesı de yok oluşa karşı dırenenlerden. Atölye sahibi Selahattin Başar yaptığı ışı. "Lambalaraltında,cüzüstünde.emek, yetenek ve yıllarca süren öz- veriyle sürdürülen meslek" olarak tanımlıyor. Sıbel KunduraAtöJyesi 'nin sahıbı, çalışanJann deyimiy- le "usta* Selahattin Başar. El- lı yaşında olduğunu ve 9 ya- şından ben bu ışı vaptığıru an- lanyor. "Bu sanatbizeErme- ni veRumlardan mirasür. fl- kokuiagiderken bu mesleğin efcane ustalanndan Bedros Kamer'in yanında başladını işe. Çırakhktan yetiştim" dı- yorBaşar. Eskıden ışler ıyiymış. Ama sonyıllarda, Özellıkle "Merterpiyasa- a r nda fabrikasyon üretım başladjğırı- dan ben ekonomıkdurumlan bozulmuş. 'Ayak kûJttirii yok' Başar bu dururaa bıraz kızgın. "Biz- ler bir sanatyapıyoruz. Yapögmuz işe estetik kaoyor ve sağfakb mal üretiyo- ruz. Ancak Türkiye insarıında ayak kültürüyok.Kıhkkryafete \vrilen önenı sıraayakkabrya gefince verilmrvor" dı - ye tepkisinı dıle getıren Başar, kendı- Jennin bir ayakkabıyı yaklaşık 3 gün- de, fabrikalann ıse 2 saatte ürettikle- nnı anlanyor Ayakkabıcılıgın Italya'da Rönesans"la birlıkte bir sanat haline geldığını behrten Başar, "Orada bu işin yüksekokuflan, akademiJeri bile var. Biz de isetekçare çırakhktan ye- tişmek" dıyor. Mesleğuu çok sevdiğinı her firsatta dıle getiren Başar, "\apügınuz iş her defaanda farkh birşeyümmek.Birınü- zfcyenin nofalan birarayagetirerekher seferinde değişik ünılar yaratmasına benzıj'or" dıye konuşuyor. Modeli çizileıı bir ayakkabı, sanatçı titizügi ile çaJışan eOerin uvguladığı aşamaJaria 3 günde ortava çıkryor. îstanbul Gedıkpaşa'da da ayakkabı atölyelen olduğundan bahseden Ba- şar. "Ancak onlaria hitapetrJgimiz ke- sûnJerfarkİLBujüzden bızkalitoi oa- lara göreyüksek tutuyonız. Bu neden- le fiyadannıız da artiyor" diyor. Ba- şar, genelde mağazalann sipanşlen üzenne çaJıştıklannı anlatarak "Sade- ceprvasada özelbirmodei. renk, numa- ra buluomadtğuıda ya da tanıdıklan- mız için perakende saüşınuz var" di- ye konuşuyor. "AvaJdannuzhergünkilolarcaağır- bğf kapab ortamda taşımaJda görevt'. Bedeninıizinbiitünkahnnıoniarçeki- vwr. Bu nedenle ayakkabı çok önem/i" diye anlatıyor Başar. ÜretrikJen ayak- kabının tamamınjn gerçek deriden ol- duğunu \-urgulayan Başar, "Fabrikas- yon üriinJerde vinleks adı verflen suni derikuüanıhr.Bu, saghgasondereceza- rariıdu*.Ayağı deforme eder ve siyatik, romaoztnagSıihastaiıldaranedenolur'' dıyor. Türkiye ınsanının ıthalmala me- rakı olduğunu da \oırgulayan Başar. " Yurttaşlanmız her şeyde olduğu gibi ayakkabıda da ithaJmarkayaönemve- rfvor. Ancak bu markalann asiında Tiirkhe"de, köfii maizemeden üredldi- gini ve sadece etiketten ibaret olduğu- nu bilnmor. Zaten Tiirkhe'deki kri- zin nedeni de bu" dıyor. Bir ayakkabı serûveni: Başarr la sohbenrruzın ardındanayak- kabı üretımınegözümüzle şahıt olmak ıçın atölye kısmına çıkıyoruz. Kırmı- zı duvarlı, ahşap döşemelı, ortasmda soba yanan salaş birmekân. Burada 15 yaşmdakı çıraktan 78yaşındakı kalfa- ya kadar 15 kişi çahşıyor. "Sa>a"nin (Deri) makıneyJe dikilmesı işmı ya- pan Zafer bize bir sayanın ayakkabı oluncaya kadar^eçriğı aşamalan an- latıyor Zafer, "Oncemodelçialir* dı- ye başlıyor sö'zlenne. Daha sonra çı- zılen modele göre saya kesılıyor. Cçün- cii aşama, kesilen parçalarm dıkılerek bırarayagenrilmesi Zafer, "Buişi ben vaprv'orum. Biz bu işe sayacıbk, işi va- pana da sayacı deriz" dıye anlatıyor. Den dıkıJdikten sonra ışlem kalfa- lann tezgâhJannda sürüyor. Sayanın kalıba geçmesı kalfalarca yapı- Jıyor. Birsonraki aşamada dev- reye giren "Fîrezed" ise ayak- kabıya makyaj yapan kışı ola- rak nitelenıyor. Firezeciden tek- rar kalfalara dönen ayakkabı, kalıbının çıkanlmasırun ardın- dan paketlenme öncesi son rö- tuşlar için temizlemeciye gön- denliyor. Burada temızlendik- ten sonra kutulanan ayakkabı- lar, mağazalara gitmeye hazır hafe gelıyor. Kunduracının 'kesadı' çok olur Bunlan öğrendıkten sonra atölye ça- lışanlanyla sohbetı sürdurüyoruz. Za- fer, "Kunduracının kesadı ve lakabı çokolur" dıyor. "Kesadı çok olur" la- fmı tam anlayamadığımızı fark edin- ce, "Yani 8 av çalışır. 4 a> vatar. Bu 4 aybmvncadakarnınıbiiezordm'UFur 7 ' diyeaçıklıyor. Temızlernecı "JBetMus- tafa" da eskiden ışlenn ıyı olduğunu beiırterek "Krtaraftan fabrtkalar, bir taraftan kriz bizi bitirdi. Arnk hafta- da 50 milvona şükredjKflruz" dıyor. GEÇMİŞTEN GELECEĞE OBHAN ERİNÇ Türtdye'yiPazariarhea Bilirsınız ama anımsatmak /stedim. Nasrettin H ca'nın pek de çirkin olmayan bir kızı varmış. Aı cak k/smetı mi bağlıymış nedir. Birtürlü kısmetı çıl mamış. Hoca merhum da evde kalacak diye koı kar, bir ayak önce evlendırmenin yollannı ararmı? Son görücü zıyaretinin ardından da sonuç ç/k mayınca, efkârfanıp yollara düşmıiş. Bakmış, pa zarda af buyurun düve/er (genç inekler) satılıyoı Izlemeye başlamış. Alıcılar ıçlerinden biri için, ha raretli bir pazarlık sürdürüyormuş. Sonunda satıl- mış. Hocanın da merakı büsbütün kabarmış. Yak- laşıp sahibıne nedenıni sorunca, "O, üç aylıkha- mıleydi" yanıtını almış. Alır almaz da yanrtı mim- lemiş. Günlerden bir gün yine görücüler gelmiş. Hoca da kızını överken fırsatı kaç/rmamış: - Kız oğlan kız, üç aylık hamiledir! Görücü takımı, yeldırmeleri ıle pabuçlarını bile gıymeden evden dışanya fıriamışlar. Düve ıle kızı arasındaki farkı unutan Hoca'nın el- len yine böğründe kalakalmış. Türk/ye'nin, kendıni pazarlama çabalannın so- nucu da galiba Hoca'nın kızına benziyor. Ama ne- dense, bizim yönetıciler kısmetsizlıği bir türfü ken- dılennde arama zahmetme katlanmıyorfar. • • • Amerıka Birleşik Devletleri'nin, Ikincı Dünya Sa- vaşı sırasında apa/ak çocukluktan gürbüz gençlı- ğe yükselmesi pek uzun surmedi. 4 Nisan 1949'da Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı'nı da (NATO) pazu/annı güçlendirmek için kurdu. ilk denemesı Kore Savaşı'ydı. Türkiye de ilk kez peşıne, bu savaşta takılıp sakalı kaptırdı. ABD şımdı Irak'a karşı babalanıyor. Irak dışın- dakı Arap ülkelennin çoğunu Kuveyt savaşı sıra- sında kafakola aldığı /çin, bütün zoru Türkiye ile. Kıyısından köşesinden de olsa Türkiye'yi bulaş- tırmanın yollannı anyor. Türkiye, Avrupa Birliği üyesi değil ama NATO üye- sı. Almanya ıle Fransa ise ikı örgüte de üye. SovyetlerB/riığı'nın dağılmasından sonra oluşan tek kutuplu dünyada, anılan ülkeler için dengele- rı yenıden kurmamn ilk başlangıç noktası da, ABD'nın Irak hırçınlığını gemleyebilmek. Bıraz da abartarak söylersek, kendilennı ciddiye almayan ABD'y hizaya getırmek için, birbiri ile çelışen si- yasal bir tutum izliyorlar. Almanya tam bir siyasal çalkantı içinde. SPD (Sosyal Demokrat Parti) lıderi Başbakan Schröderönce Türkiye'ye Patriotfüzeleri gönde- rılmesine karşı çık/yor. Sonra Münih'teki konfe- ransta "Doğrudan veremeyiz. Biz Hollanda'ya gönderelim, o da Türkiye'ye" diyor. Ardından NATO Konseyı'nin Brüksel'deki top- lantısında Fransa ve Belçika ile biriikte "veto'an- lamına gelen ret oyu kullanıyor. Şaşmayın ama, dostumuz(!) Schröder'ın bu tu- tumuna karşı çıkan da, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmasma kesınlikle karşı olan ve bu görüşü, partisinin programına çimentolarcasına geçiren muhalefet lideri Hınstıyan Demokrat Parti (CDU) Genel Başkanı Angelika Merkel Bir yandan ABD ile, bir yandan da kendi arala- rında, ama Türkiye'nin üzerinden kavga ediyorlar. Almanya'da gazetelenn çoğunluğu sadece ga- zetecilikle ilgilendıkleri için, yorumlan da bir baş- ka oluyor. Son gelişmeler nedenıyle, Schröder ile Dışişle- ri Bakanı Joshka Frscher'i zücacıye mağazasına gırmiş fillere benzetıyor ve kınlmadık şey bırakma- dıklannı belirterek görevlerinden aynlmalan gerek- tığini vurguluyoriar. * • • Schröder'ın tutumunu degerlendirirken, Türki- ye'ye Patriot füzelen verilmesi karannın, ABD'nin Irak saldınsına dolaylı onay vermek anlamına gel- diğını düşündüğünü söylemek mümkün. Müm- kün ama, Ho/landa aktarmalı karariçin yorum yap- mak da zor. • • • Dış politıka uzmanlan, gelışmelerin hem Birleş- miş Mılletler'ı (BM), hem Avrupa Bırliğrnı (AB), hem de Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı'nı (NATO) çatırdattığının altını çıziyorlar. Görülüyor ki siyaset her ülkede benzer kişilerve benzer yöntemlerle yapılmaya çalışılıyor. oerinc(S cumhuriyet.com.tr. MerakJılan tarafından hiç unutulmadı ama yeni nesil ilgi göstermiyor Kasket kültürü ınmiıılmava yüz tııitıı ALPERKIZILTAN Kasket ve Şapka Imalatçılan Esnafı Odası Başkanı İsmailDe- mirbaş, Türkıye'de artık kasket külrürünûn yerini yavaş yavaş "berclerin" aldığını belirterek "Atatürk'ün ölümüyle birükte her gün bir başka inJaiabuun unutulduğunu ya da değiştirü- diğini, bunun en so- mutörneğinin de kasket olduğu- nu" söy- ledı. Me- rakhları tarafından hiç unutul- mayan ve önce- len kırsal kesım ınsanının değişmez aksesuan olan kas- ket. daha sonralan modaya ayak uydurarak büyük şe- hırlerde kullanılmaya baş- landı. Gerekkoruma işlevi göz önünde bulundurularakge- rekse modaya ayak uydur- mak için giyılen kasketler Türkiye de de önemli bir ış sahası yarattı Önceleri tamamen elde dı- kilen kasketler yavaşyavaş atol- • KırsaJ kesim insanının vazgeçilmez aksesuan okn ve bir dönem büyük şehirlerde de rağbet gören kasket, bereye yenildi. Kasket imalatı artık birkaç atöJyede ve sayılı muşterilere yapılan bir işkolu haline geldi. yelere taşınmaya başlandı. 1950 yılından bu yana takım elbısenin ve sporkıyafetlerin değişmez ak- sesuan olan kasket, son zaman- larda Batı kültürünün etkisıyle unutulmaya yüz tuttu. Kasket ve Şapka Imalatçılan Esnafı Odası Başkanı Ismail De- mirbaş, "Törkije'de kaskef üre- ten çokaz kişi kaldık. Mesela be- niın yanımda çabşan el işçisi ba- yan Türkiye'de son el işçisi kas- ketçi. O da bu işi bırakınca Tür- kiye'de el işi kasket diken kimse kalmayacak" dedı. Yaklaşık45 yıldır yazlık ve kış- lık şapka ımalatı yaptığını belir- ten Demirbaş. müştenlerinin hep- suıin sıralı oidugunu söyledi. Cre- timini yaptığı markalann Duman ve Ose olduğunu anlatan /sma- il Demirbaş, ıkısinın de tescilli markalar olduğunu belirtti. Demirbaş şöyle konuşru; "Bu şapkaJann sahtesnüpiyasada bu- lama/smız.Birkasketin ortalama maüyeti 2 ^ mihon lira. Ürettiğj- miz bu şapkaiar pnasada pera- kendeolarak 6-10 rnîrvonBraara- suıda saülrvor." Ahşap oymacılığı ve dokumacılık Kostamonuürünleti Miamıpazannda HAYRİ ARSLAN Şapkanın tarihçesi Şapka, TüriayeCumhunyeti'ne Atahîrk'ün cumhunyeti ılanından sonrageldi Kurtuluş SaN'aşı'ndan sonra Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyıne çıkarmak, çağdaş Avru- pa ile bütûnleşmek, demokrasının Türkiye'deyerleşmesını sağlamak, Osmanlı Devlennden kalma ve haüan ıhtıyaçlanna cevap verme- yen kuruluşlann yerine çağdaş ku- ruluşlar kurmak amacıyla bu^ dı- zi mkılap hareketleri gerçekleşti- rildi. Bunlardan bin de "şapkain- Jolabı''ydı. Şapka ınkılabının Ağustos 1925'te ılanıyla bırhkte ilk fötr şapkalar Kastamonu ve tnebolu'da takıldı. Şapka inJalabınınKastamonu'da yapılmasının en büyük sebebı ıse Kurtuluş Savaşı sırasında Anado- lu'nunhemen her yerinde ıç ayak- lanmalar çıkarken Kastamonu ve çevresınin güvenlı bölge olarak bilinmesıydi Bu nedenle şapka inkılabı Kastamonu'da gerçekleş- tınldı. ABD'u'Expar şirketi, Kastamo- nu £J Sanadan Araşnrma Ensti- tüsö'ne 27 parça ahşap. 70 parça da dokuma sipa- rişi verdi. El sa- natlan ve ahşap oymacılığı konu- sunda araştınna yapan şirket, Kastamonu'da karar kılarken 'Imparator- luklann Mirası' isımli birka- taloghazırlayarak tanıtımı da üstlendi. Şirket, 15milyarli- ralık ilk parö ürünJeri 18 Şu- bat'ta Mianu'ye göhînnek üzere teslim aJacak. ABD'ye ihreç edilecek olan ürünleri inceleyenKas- tamonu Valısi Enis leter, amaçlanrunEl Sanatlan Ens- titüsü 'nden mezun olan öğ- rencilerin iş bulmalannı ya da kendi işlerini kurmalan- m sağlamak olduğunu be- lirterek "Enstitüye gekn si- Van'EnisYeter parişferinbirbö- lümü fason ola- rak özel sektöre yapfınbyor. Bo- radakaınuveâzd sektöriin örnek bir işbirliği için- de olduklan da görülüyor. Özel teşebbüs daba çok kazansın ki yeni ç vçrteriaçd- mMödtiriükde eğitim görevini yürntsünvephasay-a yetismis eleman sağJasm. Şu an el sa- natianndan mezun olup da boşta kalan kimse yok. Va kemiatölvefcrmiaçrvorbrya da mevcutişyerlerinde çaib- şıyor" diye konuştu. Yeter, ekonomik krizden etfdlelenmeyen teksektöriin ahşap oymacılığı ve el doku- macılığı olduğunu kaydetti. \eter, Ankara Keçiören Be- lediyesi tarafindan yapılan Estergon Kalesi'nin 30par- çadan oluşan ahşapişinin de Kastamonu'daki atölyeler- de yapıldığını hatırlatn. OLAYYARATANDİZİ 28 ŞÜBAT'A ILK ADIM Büyüklere Masallar - Küçüklere Gerçekler» 9 Cüneyt ARCAYÜREK TurJaye "2S Şubafa adım adım ılerledj. Aîafjrk devrımlen ve iaık Cumhunyetle ılgılı kaygıJar 1995 erken seçımlerınden sonra yoğuıüaftı. Çaülcaya'mn, Refah Partısı ıun hukumet kunnasını engelJerae çabaları; TSK'nın olası RP hukuroetme bakif açısı, ve bir sabah Sıncanüları uyandıran "tank seslerı"ıle sımgeleşen bir u)3n . îşte, demofcrası tarıhımize damgasını vuran 28 Şubat olayına doğru ük adıınlar Dizinîn öteki kitapları 1. DEMOKRASI DÖNEMECINDE ÛÇ ADAM (3 bs ) 1 lOOOooo 2. BİR GIDEN - BİR GELEN - BİR BEKLEYEN (2 b s ) 11OOO000 3. KRI2 DOĞURAN SAVAŞ (2 bs j 13000ooo 4. BEKLEYEN ADAMIN GERÇEKLEŞEN DUŞU {3 DS) 13000ooo 5. ETEKLf DEMOKRASI (3.bs) 13000ooo 6. BABA'SININ KIZJ (2 b s ) 13OOO0OD - 7. SESS/ZDARB£(4bs) 13000ooo 8. ÇANKAYA MUHALEFETI (2 bs) 13000ooc 9. 28 ŞUBAFA İLK ADIM 19000ooo Yayınevı: 0 312 434 49 99 / FafcrO 312 431 77 58 Dağıtım: 0 212 522 52 01 / Faks 0 212 52741 19 Kitabevı: 0 312 434 41 06 / Faks 0.312 433 19 36 www.bilgiyayinevi.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle