08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2003 PERŞEMBE OLAYLAK VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Bu Utanç Hepimizin! "Gel bıze sığın" demışler "Gel bıze, sana tam güvenlık sağlanz " Saddam meydan okuyor' Hıç açık vermıyor' BM'n/nded/klenneuyuyor İnsansızuçaklardagel- sın, havadan ıstedığı ıncelemeyı yapsın" dıyor Arria halkının çoğunluk oylannı bıle alamamış bır Bush, "Hayır, ılle Saddam 'ı yıkacağım, ulkesını, pet- rollennı elıme geçıreceğım, Irak adlı bağımsız ül- keyı parçalara ayıracağım Tutmayın elımı' Gelın yardım edın" dıye tepınıyor' Ne Almanlar, ne Ruslar, ne Fransızlar, ne Belçı- kalılar, ne Japonlar, ne Çıniıler Hıçbın yardımcı de- ğıl, ustelık hepsı ABD'nın karşısında1 Bır ingılte- re, bırde Tayyip'lenn, Gül'lenn Turkıye'sı' Gunun bınnde bıryabancj ulkegelıpfilolan, uçak- lan ıle kapımıza dayanırsa, yonetım başındakılen, dıyelım Tayyıp'len Gul'len, Annç lan yok etmeye kal- kışırsa, bır komşu ulke, orneğın Iran, ya da Yuna- nıstan "Gelın bızım ülkemıze sığının, ne dıye dıre- neceksınız, ne dıye savaşacaksınız? En tyısı canı- nızı kurtarmak" onerısı yaparsa1 Saddam'a boyle ganp, haksız, acemıce, epey- ce guiunç bır önen sunan Gul'ler, Tayyıp'ler o za- man ne yapariar dıye duşundum Kalkıp gıderler mı, kaçarlar mı? Yoksa sonuna kadar dırenırier, onurla, gururia olum yolunu mu seçerler? Sen, ulke topraklanna on bınlerce Amenkan as- kennı konuşlandın lımanlannı, uslennı teslım et, haksız bır savaşa goz yum, sonra da NATO'dan "Gel yardımıma" dıye bır ıstekte bulun' NATO'dan "Sen saldınya uğramıyorsun, tam tersını yapıyorsun, bızden sana yardım yok" yanıtını alınca da ne ya- pacağını bılme' Ustelık TV'lerde halkın karşısına çıkıp "Bız savaş ıstemıyoruz, bız savaşa da gırmıyonız" dıyerekgo- zu goren, kulağı duyan, dunyayı bılen kamuoyunu aldatmayı surdur' Bu bır oyun mu, bır acıklı ko- medya mı, çırkın bır musamere mı? "ödun Ustune ödun' " Değerlı araştırmacı, emeklı asken yargıç Emın Değer'ın sorduğu gıbı "Atatürk tam bağımsızlığı tanımlarken Tam ba- ğımsızlık demek' dıye başlar ve, 'sıyaset, ıktısat, adalet, askerfık, kuftur' öğelennı saydıktan sonra 'bu saydıklanmdan herhangı bınnden, bağımsız- lıktan yoksunluk, ulusun ve ulkenın butun bağım- sızlığından yoksunluğu demektır' der Şoyle bır düşunelım, bız bunlardan hangısıne sahıbız?" SuçyalnızAKP'nındegıl'Dahaoncekıhukumet- lenn, lıderlenn de payı var bu yoksunlukta, bu acı durumda Ama son çızgıyı, son noktayı koyan Gul-Tayyıp ıktıdandır Komşu bır Musluman ulke- ye yapılacak saldında Bush'a herturiu desteğı ve- ren, tam çogunlukta olduğu TBMM'de teslımıye- tın ılk adımlannı atan şımdı ışbaşında olan bu kad- ro değıl mı? Kuzey Irak'ta bır Kurt devletı kurdurmaya kalkan, Tıirk askennı de bu bolgeye sokmayan, gelecekTurk Sılahlı Kuvvetlen'nı de kendı komutası altına al- mak ısteyen," Amenka'ya nıye bu denlı bağımlı- yız" dıye sormak hepımızın hakkıdır Bugun Irak, yann Turkıye mı? 1920'nın Mutare- ke Istanbulu nda "Aman ABD 'ye bağlanalım onun manda'sma gırelım" dıyenler haklı mı çıktı? "Tam bağımsızlık benım ılkemdır" dıyen Mustafa KemaJ haksız mı? "ödün Üstüne ödûn" veren bır ulkenın yurttaşı olmanın utancı hepımızındır Feodal Sürecin Kıskacında Can Çekişen Demokrasimiz... VEFAT Yusuf Selahattin Esat eşı BEDİA NEVRUZ ESAT annemizi, anneannemizi kaybettik. O'nu ebedi uykusuna özlemle uğurlayıp, sevgilerimizde ve anılarımızda alıkoyacağız. Kızlan: Serpıl Esat, Fusun Kırman, Nıtufer Esat Damadı: Can Kırman Torunlan: Burçak Bolukbaşı, Başak Bölukbaşı, Burak Bölukbaşı, Denız Kırman, Engın Kırman ve Bahri Bayram Belen Cenazesı 13 Şubat 2003 Perşembe günu (bugün) Erenkoy, Bağdat Cad. Galıppaşa Camıı'nde kılınacak oğle namazından sonra Kartal Mezartığı'na defnedilecektır. ANMA 1943-1997 Tarsuslu'ların sevgılı Müdurü, Sosyalıstlerın kadım dostu M. YILMAZ TARGAN, aramızdan ayrılışının 7 yılında sevgı ve ozlemle anıyoruz. Eşı GûlşenTargan Kıa Stdıka Targan Oğlu Reşat Targan Annesı Sıdıka Targan Babası M. Reşat Targan Kardeşı Sönmez Targan ve Tum Dostlan Demokratık soylemlı kıtlesel mekanızmalartn yonetı- mındekı, "derebey" zıhrnyeth tıran ve ohgarşılenn tasfiyesı surecı, bızzat bunlann tebaası tarafından başlatılmazsa, çok kısa bır gelecekte, ulke gundemınde, sağlıklı demokratık yapılanmalann oluşturulması ve ışleyışı olanakJı gozukmuyor KaZUTI K I L I Ç Inşaat Muhendısı • deolojık anlamda demok- I rası olgusunun, gunumuz toplumsal yaşantısma uyarlandığı bıçımıyle bu- lunduğu duzey, tahmınen 24-25 yuzyıla yayılmış bır ta- nhsel gelışım surecının urunu olarak karşımıza çıkmaktadır Tanhsel \enlere, ana başlıklan ıle bakıldığında bahsettığımız bu sureç, Turk toplumunun ha- len olgunlaştırmaya ugraştığı v e uzennde yaz-boz tahtası gıbı ça- lıştığı, halkın ıktıdan modehne ılışkın bırzaman dıhmını adres- lemez Batı uygarhgının, dıya- lektık felsefeyı çozumJemeye başladığı Eskı Yunan fılozof \e Roma dev let adamlan çağların- dan. Reform ve Rönesans top- lumsal tepkımelennı ıçeren A>- dmlanma Devrimi'ne kadar ya- şanan sancılar doğrular, yanlış- lar, teokratık duzen v e engızıs- yonlan, ote yandan monarşık v e olıgarşık yonetım baskılan gıbı yaşanan gerçek olgular, bugun- ku Batı'yı demokrasıyı yetenn- ce ozumsemış kılmaktadır Turk toplumunun, gunumuze gore sahıp olduğu demokrasısı- nın altyapı eksıklığıne yonelık eleştırel yaklaşımlar ıçensınde bakılması gereken ozellıklerden bınsı \ e başta gelenı Turklenn Islam dınını kabulunden. Mus- tafa Kemalın 1923 MiBi Devrim başlangıcına kadar geçen sure- de, musbet (pozıtıf) bıhmlere yonelık araştırma ve gelıştırme çalışmalan ıle sosyal bılım etut- len uzennde yoğunlaşamayan ustelık bunlann çoğu ıle uğraş- mayı "haram" ya da "mekruh" sayan bır zıhnıyetın topluma yer- leşmesıyle bırhkte, yanşırcası- na ıbadet eden, uretmeyı değıl su- reldı tuketmeyı duşunen v e mut- lak guç olan padışahın tahtını kolayhkla surdurebılmesı ıçın her bıreyın pervane olduğu bır ya- pı oluşturulmuşken, Batı her ne kadar faşıst uygulamalarla des- teklenmış "feodal" bır yapıda yonetımlendınlmışse de tum bı- lım alanlannda ozellıkle de fel- sefe bıhmı alanında gızlıce de ol- sa bellı aşamalara ulaşmış ve boş. durmamıştır Obur yandan, Ba- tı kısmen Yenıçağ \ e Yalançağ'ın başlangıç donemlennde, sana- yıleşmesının temel taşlannı bır bıroluştururken "devietiû-kuT ıhşkısının renklendırdıgı ve um- metçı anlayışın egemen olduğu Osmanlı Imparatorluğu, haJJana, bahsı geçen tanh aralığında, dog- malann oncehkh baskıladığı şukredıcı vekabulJenıcı bırman- tık ışığında mutluluk dağıtmak- la meşgul olmakta ıdı Bır baş- ka gerekçe Her ne kadar Turk toplumunun tanhın yakın denn- lıklennde fslamıyet oncesı dın- sel ınanış donemlennden Şama- nızm ın etkısınde ıken, demok- rasının kınntılannı gozlemlıyor olsak da, toplum katmanJannda baskın olan ataerkıl aıle yapısı \e buna bağlı mutlak vol goste- ncı bır lıdere duyulan onlene- mez arzu. ıster ıstemez topluluk yonetımlennde feodal yapılan- malan berabennde getınyor ger- çeğıdır Roma Hukuku. Magna Car- ta (Bırvnk Berat), AvTupa'nın a>- dmlannıa surecinı meşrulaşöran Fransız \y dınlanma Devrimi ve temelleri, 1917 Bolşevik De\Tİmi gibi buyiık tarihsel \ e toplumsal vaşannnşhklar, hıç kuşkusuz Ata- tork'un uzerinde uzun viflar ka- fa \orduğn ve felsefe kurduğu deneyimler olarak algılanmalı- dır. Bu donemler sonucu ve 1 Dünya Sa\aşı'nın hemen ardın- dan toplumun kendısını bırden- bıre ıçınde bulduğu Ku\ayı Mıl- hye dırenışının mutlu sonla bıt- mesının de ardından. Osmanlı Imparatorluğu nun yıkık dokuk mırası uzenne kurgulanan yenı Cumhunyet ıle bırhkte Ataturk. endustnleşme surecmı gunluk yaşama \onehk e\ altı atolye aşamasından ılen goturememış, bu sureetn kazandıracağı hertur- lu katma değere gerek ve yeter koşullan ıtıbanyla bıle enşeme- mış, ınsanını ınsan yapan değer- len on plana çıkarma v e olgun- laştırma anlamında onemh bır aşama sağlatan Rönesans Do- nuşumlen nı yaşayan Batı'ya karşm buna benzer toplumsal yeteneklennı hıç denememış (test etmemış) ve açıga çıkarmamış bıhnçsız bır tophıluğu adeta ıte- leyerek, Sanayı ve Kultur Dev- nmı'nı bır arada ve yoğunlukla uygulamış, Turk toplumuna be- nımsetmeyı başarmıştır Ilk Mechs'ın gızlı oturumla- nnda, Anadolu halkının muhte- şem desteğını arkasına alan, fa- kat Meclıs'te azınlıkta bulunan Ataturk, ulusun kurtuluşu ıçın gereklı olan karar v e kanunlann Meclıs ten geçmesıne dırenen kışıler karşısında, kursuden, "Bu kararlar çıkmazsa, bazı arka- daşlar bu Meclıs kapısuıdan kel- lesizolarak çıkariar-." anlamın- da çıkışıyla net tavnnı koyan, kararlı ve acımasız bır kışılık sergılerken, ekonomık ve top- lumsal sorunlann, kendı onder- lığınde kurduğu Cumhunyet Halk Fırkası'nın oluşturduğu hu- kumetın Meclıs'tekı denetım- sızlığınden çıktığı ve bır muha- lefet partısının bu hukumetı u> a- rabıleceğı duşuncesıyle Serbest Cumhunyet Fırkası'nın kurul- masuıa onayak olması da son derece demokrat v e sadece hal- kının yukselmesını duşleyen bır kışılığın dışa vurumu olarak or- tava çıkmaktadır 2 Dunya Sa- vaşı sonrası, Cumhunyet'ı kuran- lann a>Tiı şekılde çok partılı do- neme geçılmesı surecınde sarf edılen cıddı ve ıçten gayretlen- nın de toplumun demokratık alt- yapısının oluşturulması adına yadsınmaması gerekhlığı uze- nnde onemle durmak gerekır Bu surece kadar olan yapılanma- yı, Turk toplumunun, genç Cum- hunyetının temehnın uzenne ku- rulacak olan demokrasısuıuı alt- yapı hazırlığı çalışmalan ya da "aîtj'apı sûreci" dıye tanımlan- dırabılınz Butun bunlara karşın, gunu- muz Turkıye'sıne gelınceye ka- darkı zaman dılımınde toplum- sal > aşantımıza kattığımız bırçok "demokratikvönetim kurgulu" dıye soz etmemızın uygun ola- cağı kurum ve kuruluş, toplu- mun demokratık altyapısının he- nuz "prematflre" duzeyde sey- retmesı zafiyetınden yararlana- rak, "feodal" bır duzen ıçensın- de yaşamlannı kolayca surdüre gelmektedırler Sozu edılen bu kurum ve ku- ruluşlan sadece demokratık sıs- temlenn vazgeçılmez oğelenn- den bın olan sıyasal partıler ola- rak algılamamakta da yarar var- dır Zıra, aynı turden yapılanma- lar ışçıvememursendıkalan, sı- vıl toplum kuruluşlan, vakıflar ıle abartı sayılmazsa. okul aıle bırhklennde bıle vardır Ote >an- dan, bu feodal yapılann başın- da bulunan "derebeyler''uı, ege- menlıklennın surdurulebılırlığı konusunda, son yanm yuzyıl ıçe- nsınde muhteşem bırdeneyım sa- hıbı olduklannı soylemek. hıç de gerçekdışı bır saptama olma- yacaktır Dolayısıyla, demokra- sımızın buraya kadar olan anla- tımla yennı bulan ve halen ışle- yen surecinı, "feodal sureç" ola- rak adlandırmak yennde olsa ge- rek Bugun kurulmuş olan ya da yenı kurulan, halkın kurtancıh- ğma soyunmuş tum sıyasal par- tılenmızın, topluma gerçek an- lamda mal olmaya çahşan. yuk- sek ulkulu(') dernek v e vakjfla- nmızın, ışçılenmızın v e memur- lanmızın haklannı savunmayı sozde kendılenne en onemlı erek sayan sararmış sendıkalanmızın yonetım kademelen ve ışleyış- lenne şoyle bır goz gezdırdığı- nızde, ya muhteşem bır ekıp ru- huyla çahşan olıgarşık çetelen, ya efendı- kul, ımam-cemaat ılış- kılı guruhlan, ya'her şeyin en iyi- sini ben bflirinı' v e 'en iyiben vö- netirim'cı ınsanustu şansolye kı- şılıklen. ya da okuyan, çahşan, ureten, sağduvulu, genç dına- mık, aydın ınsanlan budayan, boylece sıstemı baltalayan ha- ınlen bulursunuz PENCERE Toplumumuzun demokratık altyapısının ne olçude olgunlaş- tıgı ulkenın sıyasal ve sosyal guncelıne ne kadanyla ındırgen- dığı ardammda çıkanlacak onem- h bulgulara varacak olursak, bun- lardan ılkını, kısa ve orta enm- de, Turk toplumunun demokra- sıyı kolayca ozumseyemeyecek ve sıyasal ışleyışını olabıldığın- ce az sıyasal partılı, tek ve guç- lu ıktıdara karşın yıne tek v e guç- lu muhalefete sahıp, sorunlan- na çozum uretebılen parlamen- tosunu oluşturamayacak ohnası -dolayısıyla bugun kısırdongu- sel bır konumda suregelen gun- luk sıyasal tartışmalan grupsal ya da kışısel çıkarlara donuk konjonkture uygun pohtıkalan daha uzunca bır sure gundemuı- de tutucak ohnası- olarak sapta- yabıhnz Bırbaşkayargı yıne ay- nı şekılde toplumun demokra- tık altyapısının yıne toplumun kendısıne endekslı olduğu çıka- nmına ulaşılabılecektır kı, top- lumun ülke genelınde "okuma- yazma-anlama- anladığını usa vurma'' oransal değerlen ne den- lı hızla artarsa, bır başka tanım- la aydın taban oluşumu ne den- lı hızla gehşırse, demokrasının urunu olan msanlann huzur v e mutluluğu o denlı çabuk yeşenr demokrat dımağlarda Ote yandan, bu demokratık soylemh kıtlesel mekanızmala- nn yonetımındekı, "derebey" zıhnıyeth tıran ve ohgarşılenn tasfiyesı surecı, bızzat bunlann tebaası tarafından başlatılmazsa, çok kısa bır gelecekte, ulke gun- demınde, sağlıklı demokratık yapılanmalann oluşturulması v e ışleyışı olanaklı gozukmuyor Somut başka bır sonuç da ulus- lararası olçekte yennı buknuş ve tanımlanmış sağ ve sol sıya- sal vapılanmalann ulkemız pro- jeksıyonlan olan tum sıvasal par- tılenmızın, vıne kısa ve orta enm- de bırbutunluk ıçınde, ınvedı- n olarak. partı ıçı ve dışı uyum sorunlannı çozmuş, ulke sorun- lanna programlannda aynı duyar- hlu\Ja yaklaşan, uüce çıkarlannı kışısel ve grupsal çıkarlannın çok ustune taşımış, sorun odak- lı değıl çozum odakh sıyaset ure- ten yapılar olarak goremeyece- ğımız gerçeğıdır Miislümanlık Ham Ervahlık Değildir... Mehmet Barlas dunku 'Akşam'da Prof Ber- nard Levvis'ten bır alıntı yapmıştı "Amenka 'dayerfıler ve A vrupa 'da Ortaçağ var- ken, Bağdat, müspet ılımler ve felsefe alanında Aydınlanma Çağı'nıyaşıyordu Ne olduda, Ba- tı Rönesans'a geçerken Bağdat'ta 'Bab-ı Içtı- hat' kapatılıp karanlık çağa geçıldı? Tanh Batı'da neden ılen ve Ortadoğu'da genye doğru çalış- tl7" Camılenmıze bır bakın! Bır yenılere bakın Bır de eskılere Mınarelerı bır kıyaslayın, eskı mumınler geç- mış donemlenn ılkel yapım koşullannda oyle mı- nareler yapmışlar kı ruzgârda soğut ağacı gıbı nazlı nazlı salınıyor, 'a/em'lennın ızduşumu bulut- lara vuruyor, şerefelen dua ıçın goge açılmış avuç- lar gıbı duruyor Uç şerefelı kımı mınarede uç muezzın ezan okumak ıçın uç ayn merdıvenden tırmanabılıyor, yûzlerce yıl ınıle çıkıla aşınmış basamaklan ruz- gâr gulünun ortasında bırteşen yapraklar gıbı do- nerek yukselıyor Incelığın, mımarlık sanatının, estetığın ornek- len eskı mınareler Ve camıler Ya yenılen? • Yenılere çıkarcı polıtıkacı gozuyle baktın mı ca- mı kışla bınası, mınareler sungu, kubbeler mığ- fer gıbı gorunur, bu tur ham ervahlık, ancak ıktı- dar pıyasasında sıyasetın pazartanmasına yarar Ancak yapı dunyasında ve mımarlık sanatında bu kadar ılerleyen bır çağdaş dunyada yenı ca- mılenn zevksız, orantısız, estetıkten yoksun gd- runtulen nasıl açıklanabılır? Muslumanlık tıcaret aracı mı? Camılenn altına dukkânlar dızerek, Islamcı şır- ketlerkurarak, yeşıl sermaye numarasına gırerek, Muslumanlığı koltuk sevdasına alet ederek dın- cılık yapmanın kutsal ınançla ne ılışkısı var? Pekı, Musluman nasıl Musluman olacak? Ömer Hayyam'ın rubaısındekı gıbı olacak "Incıyı ısteyen dalgıç olacak, Van yoğu dosta venp salacak Canı avucunda, soluğu goğsünde, Ayağı baş olacak, başı ayak " * Bayram gunlen televızyonlarda sergılenen go- runtuler ırkıltıcıydı Develenn, okuzlenn sığırlann ve sözum ona ın- sanlann kameralara takılan acıklı fotoğraflann- dakı ışkembelerie bağırsaklann yanı sıra polıtıka- cılanmızın suretlennı de yansıtan ham ervahlığın sınemasında Muslumanlığın soylu ıncelığını ara kı bulasın 1 Eskı zaman bılgesı bugunku ham ervahlan gör- se, Hayyam'a nazıre, şu dortluğu yazmaz mıydı Gırme şu alçalışın hızmetıne Konma sınek gıbı pıslık ustune Istamı kullanma bır koltuk ıçın Yazık kutsal dının ıncelığıne • Islamı yuceltmek ıstıyorsak, bayram namazını sıyaset reytıngı yolunda pazariayan polıtıkacı ham ervahına 'yuh' demesını bılmelıyız Savaştan Çıkar Umanlar... Gaüp BU\XTCYILDIRIM A BD'nın Irak'a saldınsının kaçınıhnaz ve karşı durulamaz bır gereklıhk olarak toplum bılıncme yerleştınlmesıne yonelık çabalar gıderek yoğunlaşıyor 'Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'a olası müdahalesLJ sozcuklen bu amaçla seçılmış bır savsoz (slogan) gıbı her gun bınlerce kez medyada yınelenıyor Burada 'muhtenıeJ' anlamında kullanılıyor gıbı gorunse de 'olası' sozcuğu Turkçemızde ıstek ve dılek belırtır Opulesı eller, gorulesı yerler yıkılası meyhane gıbı Turkçe sozcuklerle alay edenler, 'olası' sozcuğunu hıçbır yerde, hıçbır zaman kullanmayanlar ABD'nın mudahalesı soz konusu olunca bu sozcuğu seçıyorlar Arapça 'müdahale' ıle Türkçe 'olası' sozcuklennın aynı cumlede yan yana getınlmesmdekı zorlama da bu deyış bıçunının rastlantı olmadığı, bılınçlı bır dûzenlemenın soz konusu olduğu duşuncesını guçlenduıyor Nıçın 'muhtemel müdahale' ya da 'olası sakbn' değıl9 ABD ıle bırhkte ulkemızın de bır savaşa suruklenmesınden yarar umanlar 'olası müdahalenin' olmamasından, gecıkmesınden huzursuzluk duyuyor, savaş ozlemlennı gıderek daha kışlartıcı soylemle ve açıkça dıle getınyorlar Boyle bır ortamda, çok geç kalınmış ya da anlamsız gıbı gorunse de 'olmayası müdahale, çıkmayası savaş' bızun gerçek v e ıçten dıleğımızdır Çunku Turk ulusu, Ataturk'ün 'Yurtta sulh, cıhanda sulh ilkesine yıirekten bağbdır. Turkhe Cumhuriyeti banşçı pob'tikasmı Kurtuiuş Savaşı'ndan bu yana nke baskı ve zoriamalara karşın inatla surdurmuş, bugıinkünden çok daha ohınısuz koşullarda bile savaştan kaçınmayı başarabilmiştir. Örnegin -kımılen kızsa da- İsmet Inonu'nun öndeıiiğindeki T ürkrye dunyayı kasıp kavııran HitJer Almanya'sırun ve daha sonra ChurchiU'in baskılanna bovTin eğmemiş; 2. Dünya Savaşı'nm dışuıda kalabihniştir. 1992 yılında da ABD'nın baskılanna ve donemın cumhurbaşkanmm 'bir koyiıp üç afanak' polıtıkasuıa karşuı, Genelkurmay Başkam savaş karşıü tutumunu gorevinden aynlarak açıkça ortaja koymuş; f ürkiye Cumhuriyeti ABD'nin Irak saldınsına kaülmanıışür. Yakın geçmışte Ataturkçü dış pohtüca çızgısuıden sapmalann yarattığı olumsuz sonuçlar henuz belleklerden sıhnmemıştır Örneğın, Turk hukumetuıın 1950'h yıllarda Fransa'ya karşı bağımsızlık savaşı veren Cezayır halkının yanında yer almaması, Suveyş bunalımında Mısır'a karşı Ingıltere ve Fransa'yı desteklemış ohnası bu ulkelenn halklannda ve yonetımlennde yıllarca surecek duş kınklıklan yaratmış, tepkılere yol açmıştır Bu coğrafyada banş ıçensınde yaşamak ıçın geçmışte komşulan ıle bırhkte Balkan Antantı'm, Bağdat Paktı'nı kuran Turkıye Cumhunyetı bugun duşsel kazançlar uğruna Bağdat'a saldınnın merkezı olmamaiıdır Bıze ve bolgemıze hıçbır yaran bulunmayan bu savaşın mahyetı her zaman olduğu gıbı banşı korumanın malıyetınden çok daha yuksek olacaktır Turkıye bu bunalımh gunlerde de sonuna değın banşı savunmak, ABD'nın Irak saldınsının destekçısı olmamak ıçın gereken her şeyı yapmak zorundadır VEFAT Merhume Kamile Kemal Uluğ, merhum Ahmet Sabri Uluğ'un oğulları, merhume Naciye Ergun, merhum Veli Ergun'un damatları, merhume Nevin Uluğ'un kardeşi, Aysan Uluğ'un biricik sevglli eşi, Fatma Müberra Rizo, Ahmet Sabri Uluğ'un birlcik babalan, Vladko Rizo, Oya Uluğ'un sevgili kayınpederleri, Daniel Alp Rizo, Erk Engin Uluğ, Andre Tan Rizo, Ediz San Uluğ'un sevgili dedeleri. SULEYMAN ENCİN ULUĞ11 Şubat 2003 tarihinde Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Aziz naaşı yann 14 Şubat 2003 Cuma günü Ataköy Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığfna defnedilecektır. AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle