Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 ŞU3AT 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYR
EKONOMI 13
Dr. Abbasoğlu, tasannın işçiyi bir makine gibi görerek tehlikeye attığını belir
İş Yasası sağlığazararlı• İş Yasası içerisindeki düzenlemeler
'^tıbbi açıdan" değerlendirildiğinde, tasa-
ranuı hastalıklı bir işgücü vaat ettiği orta-
y a çıkryor. Doktorlar işçinin sağhksız
yaşamaya mahkûm edileceğüıi soylüyor.
GTJLŞAH KARADAĞ
Bugiroe kadar. esnek çalışnıa saah uygulama-
sı sonucu sendikal haklan kullanılmaz hale ge-
tirmesiyle eleştirilen Iş Yasası tasansı sağlığa da
zararlı çıktı. Doktorlar, esnek çalışmayla gün-
de 15 saate kadar işe bağlanacak olan işçinin
sağlıksızyaşamaya mahkûm edileceğüıi söylü-
yor. Iş Yasası içerisindeki düzenlemeler "tıbbi
açıdan" değerlendirildiğinde, geleceğin hasta-
lıklı bir ısgücü vaat ettiği anlaşılıyor.
Türk Tabiplen Birliği (TTB) bünyesinde ya-
yımlanan Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi,
son sayısında Esneklik ve îş Yasası'nın işçi sağ-
lığana etkilenni ele aldı. tşyen hekımi Dr. Se-
dat Abbasoğlu tarafından hazırlanan araştır-
mada, Iş Yasası \e Kıdem Tazmınatı Fon Tasa-
nsı 'nın işçi sağlığı açısından kabul edilemez
olduğu vurgulanarak sendikalara, "İş Güven-
cesi Yasası karşılığında kıdem tazminatı hak-
kından vazgeçmek asla savunulmamalıdır"
uyansında bulunuldu.
MESS Başkanı Tuğrul Kutadgubilik ın "İş
Yasası'nın işçiyi koruma ilkesi ve buna da-
ya/ı dûzenlemeler. sanayinin ihliyaçları ile
hıç bağdaşmayan, rekabet gticünü olumsuz
etkiieyen hususlardır" sözlerini hatırlatan Ab-
basoğlu, "çağdaş bir iş yasası, haftalık çalış-
ma saatlerini azaltan, işçi sağlığı ve iş güven-
liğini önceleyen bir yasa olmalıdır" yorumu-
nu yaptı. Esnek çalışmada günlük çalışma sii-
resinın 12 saate kadar çıkanlmasıyla, işe gidiş
geliş süresı hesap edildiğinde işçinin 15 saati-
ni işe ayırmak zorunda kalacağını belirten Ab-
basoğlu. "İşçinin bir sonraki çalışma günü-
ne hazırlanması için gerekli olan dinlenme,
uyku süresi tıbbın kabul edemeyeceği smır-
lara çekilecektir" dıye yazdı. Dinlenmeye ola-
nak tanımayan ve yoğun çalışmanın ış kazala-
nnda artış getireceğıne dikkat çeken Abbasoğ-
lu, meslek nedenıyle ortaya çıkan hastalıklann
da artacağını vurguladı.
Part-time (kısmi) çalışma ile çalışanlann ye-
mek, servis, dinlenme gibi olanaklardan da
mahrum kalacağı belirtilen araştırmada, bu şe-
kilde. aynca çalışanlara yönelik, iş sağlığı eği-
timi gibi sağlıkhizmetlerinin de aksayacağı vur-
gulandı. Tasannın, 50'nin altında işçi çalıştın-
lan yerlerde ortak sağlık birimi kurulmasını
keyfiyete bıraktığını da belirten Abbasoğlu,
"işyerlerinin yüzde 98'inin 50'nin altında
işçi çahştırdığı ve taşeronlaştırmayla oranın
daha da yükseleceği" bir ortamda tasanda
boşluk nedenıyle "işçi sağiığının hiçe sayıl-
dığını" ifade etti.
Dünya Bankası şim
sendika dostu oldu
Ekonomi Servisi - Başta Çok Taraflı Yatınm Anlaş-
tnası (MAI) olmak üzere alınan uluslararası yaptınm
kararlanyla sendikal haklan kullanılamaz hale getiren li-
beral ekonomi, artık işçi sendikalanndan korkmuyor.
Küresel sistemde IMF'yle birlikte, gelişmekte olan ül-
ke ekonomilerini denetJeme ve yenileme rolünü üstle-
nen Dünya Bankası, bir rapor hazırlayarak bir ûlkede
sendikalaşma oranuun yûkselmesiyle işsizlik ve enilas-
yon oranlannın düşeceğini, verimlilik arhşıyla ekonomik
şoklara daha süratli uyum sağlanabileceğini biidirdi.
Dün yayımlanan "Sendikalar ve Toplu Pazarlık:
Global Ortamda Ekonomik Etkileri" raporu hakkın-
da Reuters'a bilgi veren Dünya Bankası sosyal koruma
direktörü Robert Holz-
mann, "Banka geçmişte bei-
ki sendikalara dûşman ola-
bilir, bu kitapla, geçmişteltin-
den farklı. çok açık ve nûansta
bîr yaklaşım isteniyor, yani, sen-
dikalara açık çek verilmiyor, fakat,
hayati önemde olduklarından onlarla
çaiışmak için önemli bir teklif sunu-
luyor" dedi. Rapora göre, zengin ya da
faİdr, her ülkede sendikah çalışanlann
ortalama ücretleri sendikalı olmayan-
iara göre önemli oranda daha yüksek.
Hesaplamalara göre son üç yılda dünya borsalarındaki kayıp toplamı 13 trilyon dolara ulaştı
Hisse senedinden kaçatı kaçana
• Dünya borsalan 1999 yı-
lındaki zirve noktasından bu
yana yan yanya değer kaybet-
ti. Bu düşüş II. Dünya Sava-
şı'ndan sonra kaydedilen en
uzun süreli satış eğilimi.
Ekonomi Servisi -Dünya piyasa-
lannda 9O'lı yıllann başında hısse se-
netlerine olan talebın doruğa çıkma-
sıyla rekor yükselişler yaşanan bor-
salarda gen dönüş tüm hızıyla sürü-
yor. ABN Amrobank ve London Bu-
sıness School (LBS) tarafindan ya-
yımlanan, Dünya Yatınm Yıllığı'na
göre. son üç yılda dünya borsalann-
da hisse senetlerindeki kayıp 13 tril-
yon dolara ulaştı.
Raporda hisse senetlerinin 1999
yılındaki zirve noktasından bu yana
yan yanya değer kaybma uğradığı-
na dikkat çekilırken, bu düşüşün II.
Dünya Savaşı'ndan bu yana en uzun
süreli satış eğilimi olduğu kaydedil-
di Yapılan değerlendirmede. 1999-
20O2 dönemindekı kayıplar, büyük
buhranın yaşandığı 1929-32 döne-
mJideki rekor zararlann üçte biri dü-
zeyıne ulaştı. Raporda, borsalann
lÇ90'Iardaki yüksek performasına
gen dönmesi için en az 15 yıl gere-
keceği ifade edildi.
jıgıliz Financial Times gazetesine
gore borsalarda yaşanan bu çöküş
hise senetlerinin en önemli müşte-
nkri olan yatınm fonlan, şirketler
\e3ireysel yatınmcılann, Hazine bo-
noan, nakit ve alrına yönelmesinin
SOÎUCU.
f ABD ve İngiltere borsalan
4000
2000
1000
l
1970 1975
*
Yom Kippur
Savaşı
1980
t
Iran
Devrimi
1985 1990 1995 2000 '03
1. Körfez
Savaşı
J
Dünya Yatınm
Yıllığı'na göre,
son üç yılda
dünya
borsalannda
hisse
senetlerindeki
kayıp 13 trilyon
dolara ulaştı.
Raporda,
borsalann
1990'lardaki
yüksek
performasına geri
dönmesi için en
az 15yıl
gerekeceği ifade
edildi.
Internet ve telekomünikasyon şir-
ketlerinın önderlığinde tüm gelişmiş
ülke piyasalannda yaşanan yükselış-
ler, son yıllara kadar yatınmcılara
hayal bile edemeyecekleri kazançlar
sağlamıştı. Ingilız ve ABD borsala-
nndakı yükselişlerin 1990-98 döne-
minde yüzde 200'lere ulaşması, bor-
salarda işlem gören şirketlerin piya-
sa değerlerinı de rekor seviyelere çı-
karmış, bu durum ülkelerin gelişme
hızlannı da olumlu etkılemişti.
ABD'de 6 trilyon dolan a§an bir
büyüklüğe sahip yatınm fonlanna
para yatıranlar,1990'lı yıllarda yüz-
de 20'lere varan yıllık reel kazançlar
elde ederken. 2002 yılında bu fonJa-
nn yüzde 90'ı yatırımcısına kaybet-
tirdi.
Tahminlerin çok üstünde yükselen
borsalar, 1997 yılından ifıbaren
Uzakdoğu ve Rusya krizleriyle hu-
zursuz olmaya başlamıştı. ABD"de
dünya çapındaki şirketlerde yaşanan
muhasebe skandallanyla devam e-
den süreç 11 Eylül olaylanylahızlan-
mış, Irak savaşırun giderek yaklaş-
masıyla doruğa çıkmıştı.
Uzmanlar, hisse senetlerinden ka-
çışın bu yıl sona ereceğini ve olası I-
rak savaşından sonra borsalann bir
toparlanma sürecine girebileceğini
belirtiyorlar. Ancak gelişmiş ekono-
milerde hisse senedi seçiminde en
önemli kriter olan şirketlerin gele-
cekteki kâr payı ödemelerinin nasıl
gelişeceği şüphe uyandınyor. Savas
ve durgunluk kıskacmdaki dünya
ekonomisinde şirket kârlannın da es-
ki hızında artmayacağını bekleyen
uzmanJar, yatınmcılann hisse sene-
di yenne petrol, altın, soya fasulyesi
gibi mallara yöneldiğine dikkat çe-
kiyorlar.
PROF. DR. ADNAN AKYARLI:
Tiirkiye yeniden
kömüre dönmeJi
32CAN ÖZGÜR
MUĞLA - Türkiye'nin
)ünn kömürlerinin kıreçle
carştınlarak hava kirliliği
antmadan ısınmada ve
merjı üretıminde kullamla-
nleceğini savunan Dokuz
:ylil Üniversitesi eski öğ-
etın üyelerinden Prof. Dr.
\dıan Akyarlı, "Ancak
)onı doğalgaz ve ithal kö-
ni-ü lobileri engelliyor"
ied
Pof. Dr. Akyarh, "Ülke-
nie vılda 10 miryon ton ci-
ırnda kömür ithal edili-
tırBu nereden bakarsa-
uz350-400 milvon dolar
4e. Bu dünvada görül-
ıfit bir şey değil. Ustelik
liı edilen kömür ısınma-
\t kullanılan kömür.
»Orierin ilk 10 yılında it-
ahdilecek tüm enerjive
aşağı yukarı 50 milyar do-
lar gerekecek. Türkiye üre-
rim yapmadan bu kaynağı
nereden bulabilir?" diye
konuşfu.
Türkiye'nin 8.4 milyar ton
kömürrezervineve bu rezer-
vin 70 yıllık bir ömre sahip
olduğuna dikkat çeken Prof.
Dr. Akyarlı, "Enerji politi-
kası yanljş. Doğalgaz evler-
de ısıtma amacına yönelik
yüzde 70 oranında kulla-
nılır. Türkiye'de bu tersine
döndü.
Büyük kömür poransiye-
limiz dururken doğalgazın
sanayide yüzde 60'a varan
oranda kullanılması çok
yanlış polirika. Doğalgaza
60-70 yıl statik, 35-40 yıl
dinamik ömür biçiliyor.
Türkiye bu makastan ken-
di kaynaklarına, kömürü-
ne dönmeli" dedi.
thracathedefı4 milyardolar
Otomotiv rekorpeşinde
İSTANBUL (AA) - Türk otomotiv sanayii firtnalan
bu yıl yeni ihracat rekorlan kırmayı hedefliyor.
Geçen yıl 17 üretici fîrmarun toplam ihracatı 2.6
milyar dolar düzeyinde gerçekJeşirken bu yıl sadece
Tofaş, Oyak Renault, Ford Otosan, Toyote, Hyundai
Assan ve Mercedes- Benz Türk'ün ihracatJan 4
milyar dolar sırunnı zorlayacak. 6 üretici kuruluşun
2003 yıhna ılişkın dolar üzerinden hesaplanmış
ihracat hedefleri 3 milyar 900 milyon dolar
seviyesinde bulunuyor. Sektörde büyük hacimli
ihracat yapan Tofaş ve Renault'un ardından, yatınm
ve hazırlıklannı tamarrüayan Ford Otosaıı, Toyota ve
Hyundai Assan, yatınmlannın meyvelerini ihracat
geliri olarak loplanıaya başlayacak.
EPDK BAŞKANI GÜNAY'DAN tTlRAF:
Elektrikte fîyat
aıtışı olacak
ANKARA (ANKA) -
Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu (EPDK) Başkanı Yu-
suf Günay, 3 Mart'tan itiba-
ren elektrikte bölgesel tarife
sistemine geçilmesiyle birlik-
te bazı bölgelerde fiyat arfış-
lannın yaşanacağını söyledi.
Günay, PetroGas'a yaptığı
açıklamada, bölgesel tarife
sistemine geçilmesiyle bir-
likte özellikle kayıp-kaçak
oranının diğer bölgelere
oranla daha yüksek olduğu
Doğu ve Güney Doğu Ana-
dolu"da, elektnk fiyatlann
yükseleceği konusundaki
İcaygı ve tartışmalara açıklık
getirdi. Günay, Elektrik Piya-
sası Yasası (EPY) ile elektn-
ğin yeterli, kaliteli ve uyum-
lu bir bıçımde tüketicilerin
kullanımına sunulmasının
hedeflendığını söyledi. Bu-
nun için rekabet ortamında
özel hukuk hükümlerine gö-
re faaliyet gösterecek, mali
açıdan güçlü, ıstikrarlı ve
saydam bir elektrik enerjisi
piyasasının oluşturulmasının
öngörüldüğünü anımsattı.
Yasada. elektrik üretim,
iletim ve dağıtım faaliyetleri-
nın birbirinden aynlarak,
toptan ve perakende satış
alanlannın oiuşturuhnasmm
öngörüldüğünü kaydeden
Günay. "Fiyat yapısı içinde,
piyasa faaliyetleri ile doğ-
rudan ilişkiİi olmayan hiç-
bir unsur yer almayacak.
Tek tip ulusal tarifeden,
maliyetleri yansıtan bölge-
sel tarife yapısına geçile-
cek" dedi.
Doğalgaz fiyatlannın petrol
ve dövız kuruna bağlı olarak
değişeceğınin alhnı çızen Gü-
nay, "2003 yıiındaki doğal-
gaz fiyatlannın seyrini de bu
çerçevede değerlendirmek
gerekeceğini" belu-tti.
)
ÎŞÇİNİNEVRENİNDE3N
ŞÜKRAN SONER
Tek Ayak Üstünde
Koca koca devlet başkanlan, başbakanlar,
büyüke/çiler, siyasetin liderleri, mikrofonların
önünde, Irak savaşı ekseninde sabahtan akşa-
ma bize koca koca yalanlar söylüyorlar. Kürsüle-
rin arkasından, masaJarın altından baksak tek
ayak üstünde yemin ettiklerini belki de görebile-
ceğiz.
Ama onlar dünyayı yöneten siyasetçiler, ço-
cuklar kadar masum olamazlar, yalan söylerken
tek ayak üstünde durmazlar.Yalan makinesine
oturtup itiraf ettirsek, ülkelerinin, ınsanlığın ali çı-
karlarına yalanlarının beyaz olduğuna yemin
edebilirier.
Irak savaşı üzerinden en taze gelişmeler NA-
TO'daki çatlak gündemlj. Dün Fransa Büyükel-
çisinin Ankara'daki basın toplantısı bile tek başı-
na çok öğretici.. NATO'nun işlevinin tartışılır ha-
le gelmesini doğruluyor, ancak bu sonuçtan
ABD'den bile daha çok Türkiye'yi sorumlu tutu-
yordu..
Türkiye'nin tehdit altında olmadığının Türk
resmi makamlan tarafından bile sık sık doğru-
landığını anımsatıyor, barış umutlannın ortadan
kalkmadığı bir aşamada Türkiye'nin 4. maddeye
dayanarak NATO'den destek istemesinin çok
erken olduğunun döne dolaşa altını çiziyordu.
NATO'dan Türkiye'nin yardım istemine Fran-
sa, Almanya, Belçika eksenli gelen red yanıtının,
Türkiye'nin doğrudan saldırı tehdidi altında ol-
madığı gerekçesı ile verildiği söyleniyordu. Şu
aşamada savaşın gündemde olamıyacağı, barış
koşullannın zorlanması gerektiğı vurgulanıyordu.
Tabii ki bu noktada Fransa, Almanya, Rus-
ya'nın imzaladıkları, Çin'in dışardan desteklediği
çözüm çağrısı gündeme geliyordu.. Buna göre
Irak'ta savaş değil, barış koşullan dayatılmalıy-
dı..Bırleşmiş Milletler'in denetim elemanlan di-
lendiği, gerektiği kadar çok sayıda artırılabilir,
BM'nin Irak'taki askeri gücü yine gereken ölçü-
lerde arttırılabilirdi. Tabii uçuş denetimleri de..
Böylece savaşılmadan Irak'ın, Saddam'ın dün-
yayı tehdit etme olasılığı ortadan kalkardı..
Irak'ta savaşı istemeyen dünya insanlığının
çoğunluğu olarak bu çağn ile rahat nefes alabi-
lir, arkasında durabilir miyiz? Sonuçta Zengin
Kuzey'in, ABD- AB ülkelerinin siyasal iktidar,
ekonomik, sosyal çıkar çatışmalan bizim için
ikincil planda kalabilir, savaşın çıkmaması için
ortaya at/lan her çözüm, kötünün iyisi olarak sa-
vunulabilir değil mi?
Birinci Körfez Savaşı ve anbargonun ardından,
Irak'la ekonomik ilişkilerde, petrol şirketleri an-
laşmalarında ABD'nin devre dışı kaldığını, başta
Fransa, Rusya, Almanya diğer ülkelerin avantaj-
lı konuma geçtiklerini görmezlikten gelebiliriz.
Onların gelişmeleri son dakikaya kadar bekleyip,
ABD'nin tek yanlı, yanında İngiltere olmak üzere
bölgeyi ele geçirme p/anına karşı durma amaç-
lannı yok sayabiliriz.
Ortada "Ne de olsa savaş çıkmayacak, insan-
lar ölmeyecek" gibi kutsal bir sonuç var gibi gö-
züküyor. Ama Irak bu çözüm önerisine de aynı
şiddetle karşı çıkıyor. Acaba neden? Isterseniz
çağnnın metnini bir daha dikkatle, satır aralan ile
okuyalım. Irak bu kez, belki kansız görünümde
ama çok ağır bir biçimde yine işgal ediliyor. Ba-
ğımsıziığı ayak/ar altına adnıyor.
Zaten Saddam ve Irak, ABD'nin istemlerine
karşı çıkmasalar aynı sonuç o/acak. Yine kansız
bu kez Irak'ı ABD ve Ingiliz güçleri işgal edecek.
Irak açısından bugünkü ekonmik anlaşmalann
geçerli olduğu ülkeler dahil hep birlikte BM şem-
siyesi altında bir işgal mi, yoksa ABD-lngiliz iş-
gali mı daha şık, kabul edilebilir olabilir?
Seç, seç, beğen. Irak'ta yabancı askeri, siya-
sal, ekonomik, toplumsal uzun süreli, sonuçları
kalıcı işgali kabul ettikten sonra, gerıye "kanlı mı
kansız mı?"türünden iki seçenek kalıyor. Iraklılar
ABD'nin bombalı müdahalesinden daha insancıl
görünen ikinci seçeneği seçme şansına sahip
olsalar, sonra da ikinci formüllü işgalin sonuçla-
rına dayanamayıp ayaklansalar, yine kanları aka-
cak.
Bu arada bizi ilgılendiren satır arasına döne-
lim. ABD'den çok Türkiye'nin NATO'yu haksız
zorlamasına ilişkin suçlama ne anlama geliyor.
Hele de Ankara, ABD ile NATO'nun Avrupalı
üyeleri arasında Türkiye üzerinden yürütülen
güç gösterisine isyan eden çıkış yapmışken.
Birinci şık, AB ülkeleri ABD ile ilişkilerini sert-
leştirmekten korkuyorlar, Türkiye üzerinden
ABD'yı yanıtlıyorlar. İkinci şık, bizim hükümet bi-
zi aldatıyor. Irak'taki savaşta taraf olmak isteme-
diği tümden yalan. ABD'nin yanında oynuyor.
Bizim bilmediğimızi bilen AB ülkeleri işte asıl bu
nedenle Türkiye'ye kızıyor.
İşte size savaş stresinde, gelecek kaygısında
evlere kapandığımız bayram günleri için bir sürü
bilmeceli bir sürü yeni tartışma konusu. Yanıt
aramaya kalkıştığımızda, ateşli tartışma/arın
içinde, saatlerin nasıl geçtiğinin ayınmına vara-
mıyacağımız garanti..
[email protected]
TCDD luzlı tren setleri alacak
• ANKARA (AA) - Devlet Demiryollan
(TCDD) Genel Müdürlüğü, modernizasyon
çalışmalan çerçevesinde programına aldığı yük-
sek hızlı tren projesi kapsamında, 15 adet yük-
sek hızh tren seti alımı konusunda etüt
çalışmalan başlattı. Daha önce TCDD Genel
Müdürlüğü'nün 5 adet olarak alımını planladığı
hızlı tren seti projesinin arttınlmasına yönelik
yapılan çalışmalann olumlu sonuçlanması
halüıde bu miktar 15 adete çıkanlacak.
BKONOMİ
1S2& Savurganltkla mûcadele amacıyla, Men-i Is-
rafat Kanunu kabul edi/di.
1964: Karabük Demir Çelik Fabrikalan Düo Profil
Haddehanesi hizmete girdi.
2001- Iş-Tim ortaklığı olan Aria (0 555) tanrtıldı. Is-
bankası lisans bedelinin son taksiti olan 2 mılyor
25 milyon dolar ile 233.7 trilyon lira tutanndaki
KDV'yi ödedi.
2001: Deppler, Türk Telekom'un özelteştirme
şartlannın daha cazip hale getırilmesini ıster-
ken ekonomik program uygulamasının, öngö-
rülerinin ilerismde oldugunu açıkiadı.