07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ŞU3AT 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYR EKONOMI 13 Dr. Abbasoğlu, tasannın işçiyi bir makine gibi görerek tehlikeye attığını belir İş Yasası sağlığazararlı• İş Yasası içerisindeki düzenlemeler '^tıbbi açıdan" değerlendirildiğinde, tasa- ranuı hastalıklı bir işgücü vaat ettiği orta- y a çıkryor. Doktorlar işçinin sağhksız yaşamaya mahkûm edileceğüıi soylüyor. GTJLŞAH KARADAĞ Bugiroe kadar. esnek çalışnıa saah uygulama- sı sonucu sendikal haklan kullanılmaz hale ge- tirmesiyle eleştirilen Iş Yasası tasansı sağlığa da zararlı çıktı. Doktorlar, esnek çalışmayla gün- de 15 saate kadar işe bağlanacak olan işçinin sağlıksızyaşamaya mahkûm edileceğüıi söylü- yor. Iş Yasası içerisindeki düzenlemeler "tıbbi açıdan" değerlendirildiğinde, geleceğin hasta- lıklı bir ısgücü vaat ettiği anlaşılıyor. Türk Tabiplen Birliği (TTB) bünyesinde ya- yımlanan Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi, son sayısında Esneklik ve îş Yasası'nın işçi sağ- lığana etkilenni ele aldı. tşyen hekımi Dr. Se- dat Abbasoğlu tarafından hazırlanan araştır- mada, Iş Yasası \e Kıdem Tazmınatı Fon Tasa- nsı 'nın işçi sağlığı açısından kabul edilemez olduğu vurgulanarak sendikalara, "İş Güven- cesi Yasası karşılığında kıdem tazminatı hak- kından vazgeçmek asla savunulmamalıdır" uyansında bulunuldu. MESS Başkanı Tuğrul Kutadgubilik ın "İş Yasası'nın işçiyi koruma ilkesi ve buna da- ya/ı dûzenlemeler. sanayinin ihliyaçları ile hıç bağdaşmayan, rekabet gticünü olumsuz etkiieyen hususlardır" sözlerini hatırlatan Ab- basoğlu, "çağdaş bir iş yasası, haftalık çalış- ma saatlerini azaltan, işçi sağlığı ve iş güven- liğini önceleyen bir yasa olmalıdır" yorumu- nu yaptı. Esnek çalışmada günlük çalışma sii- resinın 12 saate kadar çıkanlmasıyla, işe gidiş geliş süresı hesap edildiğinde işçinin 15 saati- ni işe ayırmak zorunda kalacağını belirten Ab- basoğlu. "İşçinin bir sonraki çalışma günü- ne hazırlanması için gerekli olan dinlenme, uyku süresi tıbbın kabul edemeyeceği smır- lara çekilecektir" dıye yazdı. Dinlenmeye ola- nak tanımayan ve yoğun çalışmanın ış kazala- nnda artış getireceğıne dikkat çeken Abbasoğ- lu, meslek nedenıyle ortaya çıkan hastalıklann da artacağını vurguladı. Part-time (kısmi) çalışma ile çalışanlann ye- mek, servis, dinlenme gibi olanaklardan da mahrum kalacağı belirtilen araştırmada, bu şe- kilde. aynca çalışanlara yönelik, iş sağlığı eği- timi gibi sağlıkhizmetlerinin de aksayacağı vur- gulandı. Tasannın, 50'nin altında işçi çalıştın- lan yerlerde ortak sağlık birimi kurulmasını keyfiyete bıraktığını da belirten Abbasoğlu, "işyerlerinin yüzde 98'inin 50'nin altında işçi çahştırdığı ve taşeronlaştırmayla oranın daha da yükseleceği" bir ortamda tasanda boşluk nedenıyle "işçi sağiığının hiçe sayıl- dığını" ifade etti. Dünya Bankası şim sendika dostu oldu Ekonomi Servisi - Başta Çok Taraflı Yatınm Anlaş- tnası (MAI) olmak üzere alınan uluslararası yaptınm kararlanyla sendikal haklan kullanılamaz hale getiren li- beral ekonomi, artık işçi sendikalanndan korkmuyor. Küresel sistemde IMF'yle birlikte, gelişmekte olan ül- ke ekonomilerini denetJeme ve yenileme rolünü üstle- nen Dünya Bankası, bir rapor hazırlayarak bir ûlkede sendikalaşma oranuun yûkselmesiyle işsizlik ve enilas- yon oranlannın düşeceğini, verimlilik arhşıyla ekonomik şoklara daha süratli uyum sağlanabileceğini biidirdi. Dün yayımlanan "Sendikalar ve Toplu Pazarlık: Global Ortamda Ekonomik Etkileri" raporu hakkın- da Reuters'a bilgi veren Dünya Bankası sosyal koruma direktörü Robert Holz- mann, "Banka geçmişte bei- ki sendikalara dûşman ola- bilir, bu kitapla, geçmişteltin- den farklı. çok açık ve nûansta bîr yaklaşım isteniyor, yani, sen- dikalara açık çek verilmiyor, fakat, hayati önemde olduklarından onlarla çaiışmak için önemli bir teklif sunu- luyor" dedi. Rapora göre, zengin ya da faİdr, her ülkede sendikah çalışanlann ortalama ücretleri sendikalı olmayan- iara göre önemli oranda daha yüksek. Hesaplamalara göre son üç yılda dünya borsalarındaki kayıp toplamı 13 trilyon dolara ulaştı Hisse senedinden kaçatı kaçana • Dünya borsalan 1999 yı- lındaki zirve noktasından bu yana yan yanya değer kaybet- ti. Bu düşüş II. Dünya Sava- şı'ndan sonra kaydedilen en uzun süreli satış eğilimi. Ekonomi Servisi -Dünya piyasa- lannda 9O'lı yıllann başında hısse se- netlerine olan talebın doruğa çıkma- sıyla rekor yükselişler yaşanan bor- salarda gen dönüş tüm hızıyla sürü- yor. ABN Amrobank ve London Bu- sıness School (LBS) tarafindan ya- yımlanan, Dünya Yatınm Yıllığı'na göre. son üç yılda dünya borsalann- da hisse senetlerindeki kayıp 13 tril- yon dolara ulaştı. Raporda hisse senetlerinin 1999 yılındaki zirve noktasından bu yana yan yanya değer kaybma uğradığı- na dikkat çekilırken, bu düşüşün II. Dünya Savaşı'ndan bu yana en uzun süreli satış eğilimi olduğu kaydedil- di Yapılan değerlendirmede. 1999- 20O2 dönemindekı kayıplar, büyük buhranın yaşandığı 1929-32 döne- mJideki rekor zararlann üçte biri dü- zeyıne ulaştı. Raporda, borsalann lÇ90'Iardaki yüksek performasına gen dönmesi için en az 15 yıl gere- keceği ifade edildi. jıgıliz Financial Times gazetesine gore borsalarda yaşanan bu çöküş hise senetlerinin en önemli müşte- nkri olan yatınm fonlan, şirketler \e3ireysel yatınmcılann, Hazine bo- noan, nakit ve alrına yönelmesinin SOÎUCU. f ABD ve İngiltere borsalan 4000 2000 1000 l 1970 1975 * Yom Kippur Savaşı 1980 t Iran Devrimi 1985 1990 1995 2000 '03 1. Körfez Savaşı J Dünya Yatınm Yıllığı'na göre, son üç yılda dünya borsalannda hisse senetlerindeki kayıp 13 trilyon dolara ulaştı. Raporda, borsalann 1990'lardaki yüksek performasına geri dönmesi için en az 15yıl gerekeceği ifade edildi. Internet ve telekomünikasyon şir- ketlerinın önderlığinde tüm gelişmiş ülke piyasalannda yaşanan yükselış- ler, son yıllara kadar yatınmcılara hayal bile edemeyecekleri kazançlar sağlamıştı. Ingilız ve ABD borsala- nndakı yükselişlerin 1990-98 döne- minde yüzde 200'lere ulaşması, bor- salarda işlem gören şirketlerin piya- sa değerlerinı de rekor seviyelere çı- karmış, bu durum ülkelerin gelişme hızlannı da olumlu etkılemişti. ABD'de 6 trilyon dolan a§an bir büyüklüğe sahip yatınm fonlanna para yatıranlar,1990'lı yıllarda yüz- de 20'lere varan yıllık reel kazançlar elde ederken. 2002 yılında bu fonJa- nn yüzde 90'ı yatırımcısına kaybet- tirdi. Tahminlerin çok üstünde yükselen borsalar, 1997 yılından ifıbaren Uzakdoğu ve Rusya krizleriyle hu- zursuz olmaya başlamıştı. ABD"de dünya çapındaki şirketlerde yaşanan muhasebe skandallanyla devam e- den süreç 11 Eylül olaylanylahızlan- mış, Irak savaşırun giderek yaklaş- masıyla doruğa çıkmıştı. Uzmanlar, hisse senetlerinden ka- çışın bu yıl sona ereceğini ve olası I- rak savaşından sonra borsalann bir toparlanma sürecine girebileceğini belirtiyorlar. Ancak gelişmiş ekono- milerde hisse senedi seçiminde en önemli kriter olan şirketlerin gele- cekteki kâr payı ödemelerinin nasıl gelişeceği şüphe uyandınyor. Savas ve durgunluk kıskacmdaki dünya ekonomisinde şirket kârlannın da es- ki hızında artmayacağını bekleyen uzmanJar, yatınmcılann hisse sene- di yenne petrol, altın, soya fasulyesi gibi mallara yöneldiğine dikkat çe- kiyorlar. PROF. DR. ADNAN AKYARLI: Tiirkiye yeniden kömüre dönmeJi 32CAN ÖZGÜR MUĞLA - Türkiye'nin )ünn kömürlerinin kıreçle carştınlarak hava kirliliği antmadan ısınmada ve merjı üretıminde kullamla- nleceğini savunan Dokuz :ylil Üniversitesi eski öğ- etın üyelerinden Prof. Dr. \dıan Akyarlı, "Ancak )onı doğalgaz ve ithal kö- ni-ü lobileri engelliyor" ied Pof. Dr. Akyarh, "Ülke- nie vılda 10 miryon ton ci- ırnda kömür ithal edili- tırBu nereden bakarsa- uz350-400 milvon dolar 4e. Bu dünvada görül- ıfit bir şey değil. Ustelik liı edilen kömür ısınma- \t kullanılan kömür. »Orierin ilk 10 yılında it- ahdilecek tüm enerjive aşağı yukarı 50 milyar do- lar gerekecek. Türkiye üre- rim yapmadan bu kaynağı nereden bulabilir?" diye konuşfu. Türkiye'nin 8.4 milyar ton kömürrezervineve bu rezer- vin 70 yıllık bir ömre sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Akyarlı, "Enerji politi- kası yanljş. Doğalgaz evler- de ısıtma amacına yönelik yüzde 70 oranında kulla- nılır. Türkiye'de bu tersine döndü. Büyük kömür poransiye- limiz dururken doğalgazın sanayide yüzde 60'a varan oranda kullanılması çok yanlış polirika. Doğalgaza 60-70 yıl statik, 35-40 yıl dinamik ömür biçiliyor. Türkiye bu makastan ken- di kaynaklarına, kömürü- ne dönmeli" dedi. thracathedefı4 milyardolar Otomotiv rekorpeşinde İSTANBUL (AA) - Türk otomotiv sanayii firtnalan bu yıl yeni ihracat rekorlan kırmayı hedefliyor. Geçen yıl 17 üretici fîrmarun toplam ihracatı 2.6 milyar dolar düzeyinde gerçekJeşirken bu yıl sadece Tofaş, Oyak Renault, Ford Otosan, Toyote, Hyundai Assan ve Mercedes- Benz Türk'ün ihracatJan 4 milyar dolar sırunnı zorlayacak. 6 üretici kuruluşun 2003 yıhna ılişkın dolar üzerinden hesaplanmış ihracat hedefleri 3 milyar 900 milyon dolar seviyesinde bulunuyor. Sektörde büyük hacimli ihracat yapan Tofaş ve Renault'un ardından, yatınm ve hazırlıklannı tamarrüayan Ford Otosaıı, Toyota ve Hyundai Assan, yatınmlannın meyvelerini ihracat geliri olarak loplanıaya başlayacak. EPDK BAŞKANI GÜNAY'DAN tTlRAF: Elektrikte fîyat aıtışı olacak ANKARA (ANKA) - Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Yu- suf Günay, 3 Mart'tan itiba- ren elektrikte bölgesel tarife sistemine geçilmesiyle birlik- te bazı bölgelerde fiyat arfış- lannın yaşanacağını söyledi. Günay, PetroGas'a yaptığı açıklamada, bölgesel tarife sistemine geçilmesiyle bir- likte özellikle kayıp-kaçak oranının diğer bölgelere oranla daha yüksek olduğu Doğu ve Güney Doğu Ana- dolu"da, elektnk fiyatlann yükseleceği konusundaki İcaygı ve tartışmalara açıklık getirdi. Günay, Elektrik Piya- sası Yasası (EPY) ile elektn- ğin yeterli, kaliteli ve uyum- lu bir bıçımde tüketicilerin kullanımına sunulmasının hedeflendığını söyledi. Bu- nun için rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine gö- re faaliyet gösterecek, mali açıdan güçlü, ıstikrarlı ve saydam bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulmasının öngörüldüğünü anımsattı. Yasada. elektrik üretim, iletim ve dağıtım faaliyetleri- nın birbirinden aynlarak, toptan ve perakende satış alanlannın oiuşturuhnasmm öngörüldüğünü kaydeden Günay. "Fiyat yapısı içinde, piyasa faaliyetleri ile doğ- rudan ilişkiİi olmayan hiç- bir unsur yer almayacak. Tek tip ulusal tarifeden, maliyetleri yansıtan bölge- sel tarife yapısına geçile- cek" dedi. Doğalgaz fiyatlannın petrol ve dövız kuruna bağlı olarak değişeceğınin alhnı çızen Gü- nay, "2003 yıiındaki doğal- gaz fiyatlannın seyrini de bu çerçevede değerlendirmek gerekeceğini" belu-tti. ) ÎŞÇİNİNEVRENİNDE3N ŞÜKRAN SONER Tek Ayak Üstünde Koca koca devlet başkanlan, başbakanlar, büyüke/çiler, siyasetin liderleri, mikrofonların önünde, Irak savaşı ekseninde sabahtan akşa- ma bize koca koca yalanlar söylüyorlar. Kürsüle- rin arkasından, masaJarın altından baksak tek ayak üstünde yemin ettiklerini belki de görebile- ceğiz. Ama onlar dünyayı yöneten siyasetçiler, ço- cuklar kadar masum olamazlar, yalan söylerken tek ayak üstünde durmazlar.Yalan makinesine oturtup itiraf ettirsek, ülkelerinin, ınsanlığın ali çı- karlarına yalanlarının beyaz olduğuna yemin edebilirier. Irak savaşı üzerinden en taze gelişmeler NA- TO'daki çatlak gündemlj. Dün Fransa Büyükel- çisinin Ankara'daki basın toplantısı bile tek başı- na çok öğretici.. NATO'nun işlevinin tartışılır ha- le gelmesini doğruluyor, ancak bu sonuçtan ABD'den bile daha çok Türkiye'yi sorumlu tutu- yordu.. Türkiye'nin tehdit altında olmadığının Türk resmi makamlan tarafından bile sık sık doğru- landığını anımsatıyor, barış umutlannın ortadan kalkmadığı bir aşamada Türkiye'nin 4. maddeye dayanarak NATO'den destek istemesinin çok erken olduğunun döne dolaşa altını çiziyordu. NATO'dan Türkiye'nin yardım istemine Fran- sa, Almanya, Belçika eksenli gelen red yanıtının, Türkiye'nin doğrudan saldırı tehdidi altında ol- madığı gerekçesı ile verildiği söyleniyordu. Şu aşamada savaşın gündemde olamıyacağı, barış koşullannın zorlanması gerektiğı vurgulanıyordu. Tabii ki bu noktada Fransa, Almanya, Rus- ya'nın imzaladıkları, Çin'in dışardan desteklediği çözüm çağrısı gündeme geliyordu.. Buna göre Irak'ta savaş değil, barış koşullan dayatılmalıy- dı..Bırleşmiş Milletler'in denetim elemanlan di- lendiği, gerektiği kadar çok sayıda artırılabilir, BM'nin Irak'taki askeri gücü yine gereken ölçü- lerde arttırılabilirdi. Tabii uçuş denetimleri de.. Böylece savaşılmadan Irak'ın, Saddam'ın dün- yayı tehdit etme olasılığı ortadan kalkardı.. Irak'ta savaşı istemeyen dünya insanlığının çoğunluğu olarak bu çağn ile rahat nefes alabi- lir, arkasında durabilir miyiz? Sonuçta Zengin Kuzey'in, ABD- AB ülkelerinin siyasal iktidar, ekonomik, sosyal çıkar çatışmalan bizim için ikincil planda kalabilir, savaşın çıkmaması için ortaya at/lan her çözüm, kötünün iyisi olarak sa- vunulabilir değil mi? Birinci Körfez Savaşı ve anbargonun ardından, Irak'la ekonomik ilişkilerde, petrol şirketleri an- laşmalarında ABD'nin devre dışı kaldığını, başta Fransa, Rusya, Almanya diğer ülkelerin avantaj- lı konuma geçtiklerini görmezlikten gelebiliriz. Onların gelişmeleri son dakikaya kadar bekleyip, ABD'nin tek yanlı, yanında İngiltere olmak üzere bölgeyi ele geçirme p/anına karşı durma amaç- lannı yok sayabiliriz. Ortada "Ne de olsa savaş çıkmayacak, insan- lar ölmeyecek" gibi kutsal bir sonuç var gibi gö- züküyor. Ama Irak bu çözüm önerisine de aynı şiddetle karşı çıkıyor. Acaba neden? Isterseniz çağnnın metnini bir daha dikkatle, satır aralan ile okuyalım. Irak bu kez, belki kansız görünümde ama çok ağır bir biçimde yine işgal ediliyor. Ba- ğımsıziığı ayak/ar altına adnıyor. Zaten Saddam ve Irak, ABD'nin istemlerine karşı çıkmasalar aynı sonuç o/acak. Yine kansız bu kez Irak'ı ABD ve Ingiliz güçleri işgal edecek. Irak açısından bugünkü ekonmik anlaşmalann geçerli olduğu ülkeler dahil hep birlikte BM şem- siyesi altında bir işgal mi, yoksa ABD-lngiliz iş- gali mı daha şık, kabul edilebilir olabilir? Seç, seç, beğen. Irak'ta yabancı askeri, siya- sal, ekonomik, toplumsal uzun süreli, sonuçları kalıcı işgali kabul ettikten sonra, gerıye "kanlı mı kansız mı?"türünden iki seçenek kalıyor. Iraklılar ABD'nin bombalı müdahalesinden daha insancıl görünen ikinci seçeneği seçme şansına sahip olsalar, sonra da ikinci formüllü işgalin sonuçla- rına dayanamayıp ayaklansalar, yine kanları aka- cak. Bu arada bizi ilgılendiren satır arasına döne- lim. ABD'den çok Türkiye'nin NATO'yu haksız zorlamasına ilişkin suçlama ne anlama geliyor. Hele de Ankara, ABD ile NATO'nun Avrupalı üyeleri arasında Türkiye üzerinden yürütülen güç gösterisine isyan eden çıkış yapmışken. Birinci şık, AB ülkeleri ABD ile ilişkilerini sert- leştirmekten korkuyorlar, Türkiye üzerinden ABD'yı yanıtlıyorlar. İkinci şık, bizim hükümet bi- zi aldatıyor. Irak'taki savaşta taraf olmak isteme- diği tümden yalan. ABD'nin yanında oynuyor. Bizim bilmediğimızi bilen AB ülkeleri işte asıl bu nedenle Türkiye'ye kızıyor. İşte size savaş stresinde, gelecek kaygısında evlere kapandığımız bayram günleri için bir sürü bilmeceli bir sürü yeni tartışma konusu. Yanıt aramaya kalkıştığımızda, ateşli tartışma/arın içinde, saatlerin nasıl geçtiğinin ayınmına vara- mıyacağımız garanti.. [email protected] TCDD luzlı tren setleri alacak • ANKARA (AA) - Devlet Demiryollan (TCDD) Genel Müdürlüğü, modernizasyon çalışmalan çerçevesinde programına aldığı yük- sek hızlı tren projesi kapsamında, 15 adet yük- sek hızh tren seti alımı konusunda etüt çalışmalan başlattı. Daha önce TCDD Genel Müdürlüğü'nün 5 adet olarak alımını planladığı hızlı tren seti projesinin arttınlmasına yönelik yapılan çalışmalann olumlu sonuçlanması halüıde bu miktar 15 adete çıkanlacak. BKONOMİ 1S2& Savurganltkla mûcadele amacıyla, Men-i Is- rafat Kanunu kabul edi/di. 1964: Karabük Demir Çelik Fabrikalan Düo Profil Haddehanesi hizmete girdi. 2001- Iş-Tim ortaklığı olan Aria (0 555) tanrtıldı. Is- bankası lisans bedelinin son taksiti olan 2 mılyor 25 milyon dolar ile 233.7 trilyon lira tutanndaki KDV'yi ödedi. 2001: Deppler, Türk Telekom'un özelteştirme şartlannın daha cazip hale getırilmesini ıster- ken ekonomik program uygulamasının, öngö- rülerinin ilerismde oldugunu açıkiadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle