02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 11 ŞUBAT2003SALI DIZI m m Odünüstüneödün^/ Amerika Birleşik Devletleri, çıkarlarının güvenliği için yeni istemlerle gelecek ve bunlar kçin direnecektir. Bu direnç, bağımlılığı arttıracak, yeni adımlarıyeni ödünler izleyecektir... • ' Türkiye ABD için önemli an- Unlan olart yeni bır oluşumun mer- lerindedır: Yeni 'güvenlik düzenleri- riri yikselişi, ya da krıtıkbölgelerde yztı itnfaklarla.. (hrail gıbı) ılişkıle- fru kunetlendirmektedır... Ameri- ia nınâışpolitikası, çıkariar sorunu- ra (gemş ve dar anlamda/ ve hareket şıkülenne (çok taraflı ya da tek taraf- lj odatianmıştır... Yalnızcaendarkap- sımlı (anayurdun savunması) ABD çı- hriarı açısındanyaklaşım, Türkjye'yi cnemlı bir müttefik lammlamaşımn dı- şnia bırakır." lan O. Lesser *•' • 'Türkler hlam karşıtı kabul edi- kbilecekolan politikalarla ışbırliğı et- nek isteyebilirler... Müslüman dün- yasında olan bır ülkenin gürenliğiyle Gtomatık bir sorumluluk konusunda giderek ısteksiz hale gelebihr. güven- Lkilişhlerinin bu doğruituda gelişme göstermesi Türldye 'yefelaketgetirecek. ABD-Türk ışbirliğı umutlarını cıddi tirşekiide kısıtlayacak ve burtun uzan- t.sı olarak, ABD 'nin Kajkaslar ve Or- tadoğu daki hareket serbestısmi azal- tacaknr." Graham Fuller(.*) rürkiye karanlık ve tehlikeli bir dönemeçte; cumhuriyet tarihinin çok ağır sorunlany- la karşı karşıya getirildi. Amerika'mn stratejik ortaklığı, ba- ğımsızlığımızı ipotek eden anlaşma- lar derken, BustT un öncelikle Or- tadoğu'yu hedef alan, giderek dün- yaya yeniden biçim verme ama- cına hızmet etme çağnsının ya- rattığı karmaşa bizi uçuruman ba- şma geririp bıraktı. Görsel ve yazılı basında 11-12 Ocak'ta başlayan ve birbinni iz- leyenhaberler ve yorumlar bu teh- liİcenın ipuçlanna işaret edyor! Görsel ve yazıh basına göre, Bush'un Irak'a saldın hazrlıkla- nrun Türkiye "deki alryapısnı ha- zırlamak üzere, 150 Arnerüalı as- keruzmanla 150 Türk Silahj Kuv- vetleri uzmarundan oluşaı ekip- le, havaalanlan ve limanljnmız- da yapılacak çalışmalann iüzeni için gerekli hukuk sorunu ajilmış. Anlaşmanın koşuHarı... FikretBüa, 11 Ocak gürü, Mil- üyet'teki haber yonımuncı; "tn- celeme yapacak Amerikdılann aralanndaki anlaşmazhkar için AfiD hukuk sisteminin gçerBB- ği; Amerikah uzmanlaıiı Tûrk yetkililerin anlaşmazhkbnnda Türk hukuk sisteminin ugulan- ması konusunda anlaşmana varü- dı* diyor. Bilaayncaalınan kararda Tiirk Sflahh Kuvvetieri'nin hukıkuna. işleyişine, disipKn mekaniznasma siyasihesaplara müdahaledilme- mesL\ıpranlmaması ve öznle tar- nşmalann dışmda tutuİRisrmn hükme bağlandığuu yazı or. Oktay Ekşi, 11 Ocak taihli başya- zısında' 1950 ve 60'lardaiı kimi olay- lara değiniyor, ve o yıllarla ülkemiz- de suç işleyen ABD'üleri xırgılayama- dığımızı yazıyor. Evet, kjpitülasyon- ları kaldıran Lozan'ı tanmayan Ame- rika, 1960larda, ülkemLdeki görev- lilerini, işledikleri suçlanr »ruşturma- sı için Türk adaletıne tesım etmiyor- du. Bir başka deyimle, T j k hukûku- nu ve Türkiye Cumhuri\;tı yargısını tanımıyordu. Bu tutum, Amerika'nı bizimle il- gili değer yargısının göstrgesidir. Bu satırlann yazan 60"lı yiarda görevi gereği, Savunma Işbirlii Anlaşma- sı'run hazırlık çahşmalatnda Türk ve Amerikalı uzmanlar kcoisyonunun üyesi olarak, bağımsız Vıe devletin ül- kesinde işlenen suçlan kedi hukuk dü- zeni içinde yargüama halcını, uzun tar- tışmalar sonunda da ^X-D"ye kabul ettirilemediğinin taruğıcr. Bu yargı- lama ayncalığı yalruz _grevliler için değildir, yakınlannı da Ispsar. Bunun içine hizrnetçileri de girr. (1) Oze» kurallar düasnleme E\Tensel bir hukuk krualının işleyi- şini, uzun uğraşlar sormtıda da kabul etmeyen bir sistemin, rı topraklara, kendi hukuk kurumlan a gelmek is- temesi, üzerinde önemltiüşünülecek bir sorundur. Kaldı ki, bir inceleme :ın gelen 150 ABD'li asker uzmanırı &ç ışleyeceği- ni varsayarak. onlar içiıozel kurallar düzenleme, egemenlilıiaklanmızın tanınmaması değil mic±' Hem kendi amacın için kendiliğirien bu ülkeye geleceksin, hem de bıu ıkenin hukuk sistemini güvensiz buLaıksın. Sonra, senın stratejik ortağın oaığuma ınan- dıracaksın, beni ve dikrayı öyle mi? Oktay Ekşi, yakın g-;mişin, cum- hunyetin hukuk sistemuıi yok sayan A tatürk bağımsızlığı tanımlarken ^M "Tam bağımsızlık demek" diye X M başlar ve "siyaset, iktisat, adalet, ^ L JL askerlik, kültür" öğelerini sıraladıktan sonra "bu saydıklanmdan herhangi birinde bağımsızhktan yoksunluk, ulusun ve ülkenin bütün bağımsızlığmdan yoksunluğu demektir" der. Şöyle bir düşünelim, biz bunlardan hangisine sahvbiz... Amerika T**-**- Türiaye'yi işgale hazırlanıyor dostlukla bağdaşmayan uygulamala- nna değinerek, limanlanmızı ve hava alanlanmızı inceleme çalışmalannda uyulacak hukuk kurallannı düzenle- meyi "Modusopcrendi (2)-Yapılacak bir işle ilgili anlaşnıa" olarak niteliyor ve diyor ki: 'Ben güçlüyüm'... M. Emin D Emeklı Hakım Albay • ^ konomisi IMF'ye, kültürü m J ABD'ye endeksli medya M 7 tarafından yönlendirilen; JL^t siyaseti ve askerlıği stratejik ortağımız Amerika'nın çıkarlanna bağlanmış bir ülkenin adaletinin bağımsızlığmdan söz edilebilir mi? Bu koşullarda egemenliğimizin ve ulusal bütünlüğümüzün tartışmaya açılmaması düşündürücüdür. U ABD, biküğiniz gibt, kendi vatan- daşlan söz konusu olunca, başka ül- kelerden istedikkrini onlara vermez. Bu ben güçlüyüm' dayatmaohğının sonucudur. O nedenle önemli olan, şimdi 150 kişiiçin yapuan bu anlaşma- nın yann "ona verdiniz bana da ve- rin'lere -örneğin- Kuzey Irak'a gir- Hadi diyelim ki, Irak bizim dostu- muz değil ama komşumuz. Irak'ın bi- ze karşı düşmanca bir turumu görül- müş değil. Nasıl olur da komşumuza savaş açan bir başka ülkenin askerine, bu saldın için geçiş izni verilir? Birbaşka ülkeyeyapılacak saldın için topraklanmızda başka bir ülke askeri konuşlandınlır ya da vıırucu güç ol- duğu bilinerek geçiş izni veriUrse, bı- rakın komşulanmızı, dünyanın bize güveni kalır mı? Bunun ne savaş hu- kukuna ne de uluslararası güven ve ahlakkurallanna uyaryanı var mıdır? Bu koşullarda Irak'ın bizi düşman say- ve bunlar için direnecektir. Bu di- renç bağımldığı artnracak, yeni adım- lan yeni ödünleT izleyecekür. Bu nok- taya nasıl geldik sorusunun yanıtı ta- sa ve öz olarak, egemenliğimizi ko- rumayı bilmediğimizden olacaktır. Yeni Istekler... ABD görevlilerine uygulanacak hukuk düzeni için verilen ödünü ye- ni istekler izleyecek ödünler giderek ABD askerinin ülkemizde konuşlan- dınlmasına yol açacaktır. Amerika'nın bu modusoperendiu>- TÜRKtVE UÇURUMUN KIYISINDA - Bush'un Ortadoğu'yu hedef alan giderek dünyaya yeniden biçim ver- me amacına hizmet etme çağnsının yararöğı karmaşa Türkiye'yi uçununun başına getirip bırakü. (REUTERS) mekiçûıTürkiye^egetirflmesindensöz ediknAmerika'nın askerierine de uy- gulanmasına nasıl karşı çıkacağunız- dır. Çünkü bir büyük devlete bir kere odün vtrinee onu geri almak fe%1üüa- de zordur." Oktay Ekşı'nın görüşle- rine kahhnamak elde değil. Irak harekâtı için, topraklanmıza Amerikan askerinin konuşlandınlma- sı, gündemdeki yerini koruyor. 29 Ocak günlühaberler, 20bin Amerikan askerinin, ülkemizden transit olarak ge- çeceği ve bunların Irak'a kuzeyden saldıracağına ilişkindi. ması yanlış olurmu? Şuhalde, liman- lanmızın, navaalanlanmızın savaş ha- zırlıklan için incelenmesi de komşu- luk hukukuna aykındn-... Madalyonun ötelcl yüzü Bu, madalyonun bir yüzü; öteki yüzü, egemenlik haklarımızı strate- jik ortağın istemlerine uygun olarak askıya almamızdır ki, o dâ yeni so- runlara açılacak kapıdır. ABD bu kapıdan çıkarlanrnn gü- venliği için yeni istemlerle gelecek gulaması deneyimi görülüyor ki ye- ni ödünlere ve tartışmalara neden ol- maktadu-. Amerika böylece bir büyük engeli aşma noktasına gelmiş görü- lüyor. Çünkü venlen ödün üstüne ödüne karşın şu son hukuk ayncahğımn beklenen tepkiyi görmemesi üzerin- de önemle durulacak bir konudur. Atatürk'ün bağımsızlığı tanımlar- ken "Tam bağımsızlık demek" diye başlar ve "siyaset, iktisat, adalet, as- kerfik,kültûr" öğelerini sıraladıktan sonra "bu saydıklanmdan herhangi birinde bağımsızhktan yoksunluk, ulusun ve ülkenin bütün bağımsızh- ğından yoksunluğu demektir,'" der. Şöyle bir düşünelim, bız bunlardan hangisine sahibiz.. Ekonomisi IMF'ye, kültürü ABD'ye endeksli medya tarafından yönlendirilen; siyaseti ve askerliği stratejik ortağımız(!) Amerika'nın çıkarlanna bağlanmış bir ülkenin ada- letinin bağımsızlığmdan söz edile- bilir mı? Bu koşullarda egemenliği- mizin ve ulusal bütünlüğümüzün tar- tışmaya açılmaması düşündürücü- dür. RAND'm yukanda sözünü etti- ğimiz Raporuna göre, Amerika bizim egemenlik haklanmıza sahip çıkma- mızdan hoşnut değildir. Örneğin, ABD ve Türkiye iliş- kilerini Amerika'mn çıkarlan açısından değerlendiren rapor- da, Türkiye'ninjeopoliuk açıdan ABD için önemı değerlendirilir- ken şu noktalardaki duyarhğı- mızdan yakınılmaktadır. Kaynaklar-. (.) Z. Khalılzad -lan O. Les- ser-F. Staphan Larrabe Türk ve Batı tlişkilerininGeleceği: Stra- tejik Bir Plana Doğru, A\Tasya Yayınlan. l Çeviri: Işık Kuşçu 200l,syf: 59-60 (.*) Graham E. Fuller ve lan O Lesser, Kuşatılanlar tslam ve Batının Jeopolitiği Sabah Ki- taplan Özden Ankan çevirisı, Bırincı. Bask, 1996 syf: 152-153 (1) Burada söz edilen çalış- ma sonunda kabul edilen ve 3 Temmuz 1969 tarihinde yürür- lüğe giren Türk-Amerikan Sa- \Tinma tşbirliği Anlaşması'nın 4. maddesi bu ayncalığı göste- rir: u İşbu anlaşmanın amaçlan için TürkiyeYle buhınan ya da Türkne'ye atanan, ku\>et\« si- vil unsuıian ve bunlann yakuı- lan, 19 Haziran 1951 tarihn, Ku- TSŞ AttantikAndaşması'na taraf devletler arasında kuvAetlerin statüsüne dair sözleşmeye tabi olacaklardır.." Prof. Dr. Fahir Armaoğlu, Belgelerle Türk Amerikan Münasebetleri, Ata- türk Kültür. Dil Ve Tarih Kurumu yayınlan, 1991. syf:280 M. Emin DEĞER Oltadaki Balık Türkiye Ek- lerbölümü... (2) Oktay Ekşi'nin, açıklamasında yapılacak işleflguianlaşma"- Mo- dus Operendi' olarak geçen kavram, Türk Hukuk Lügatında Modus vi- vendi olarak yer alryor. Anlamı da: (Bir devletin diğer bir devletle kesin sözleşme yapıncaya değin aralann- da kararlaştınlan geçici hükümler) olarak gösteriliyor. Türk Hukuk Lü- gatı, Maarif Vekaleti' (Milli Eğitim Bakanlığı) Yayınlan 1944 syf: 240i Yann-. NATO ve Irak savasına Amerika'dan bakmak SALI Kitle imha silahları bulunduran baska ülkeler de varken neden Irak? Onydönceahnamamiş biröcünrövanşı AKAYŞAKMAN Emekli Korgeneral Dünyada diktatörlükve benzeri sistemler ile yö- netilen onlarca devlet var iken, Ortadoğu'da Isra- U-Filistin çatışması gibi kangren olmuş bir ihtilaf sahası mevcut iken, eünde kitle imha silahlan bu- lunduran -Israil başta olmaküzere- birkaç ülke da- ha var iken... Neden Irak?! Acaba on sene evvel alınamamış bir öcün rövan- şı mı ahnmak isteniyor? Yoksa stoklannı eritmek isteyen silah endüstrisinin tahriki ile mi böyle bir savaşa giriüyor? Ortadoğu petrollerinin, söylendi- ğine göre, Allah vergisi enkalitelisinin oradan çık- tığından dolayı mı Irak? Muhakkak surette, bunlann hepsinin beliıii öl- çüde payı olmakla birlikte, ABD, bu saydıklanmı- zın tümünün ötesinde, uzunvadeli ve dünyanınje- opolitık geleceğinin oluşmasında, bugünden etki- liolmaküzere, Irak'tave dolayısıyla Ortadoğuböl- gesinde jeopolitik açıdan hâİdmiyet kurmak isti- yor. Kanaatimizce, ABD, Soğuk Savaş sonrası stra- tejisini, on sene gecikme ile de olsa, oluşturmak ve geüştirmek yolunda kararlı ve kendine göre haklı adımlar atıyor. Acaba ABD'nin Soğuk Savaş son- rası genelve uzun vadeli stratejisi nedir? Beyaz Saray'ın kıdemli ve etkin stratejistlerin- denbirisiolanBrzezinski'nin "BüyükSatrançTah- taa" isimli kitabı derinlemesıne incelenip değer- lendirüdiğinde; 21. yüzyılda ABD'nin hedef ve gayesinin; esasen tek kutuplu bugünkü dünya or- tamını gelecek için garantiye almak suretiyle Dûn- ya hâkimiyetini elde etmeye çahşmak ve bunu de- vam ettirmek olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi, Soğuk Savaş dönemi ve öncesin- de dünyarun jeostratejik görüş açısından kalpgâhı, Rusya ve doğu bölgesi idi. Jeostratejik bir yakla- şım olarak, Sovyetler Birliği'nin çökmesi sonucun- da tekkutuplubir dünya ile başlayan 21. yüzyıl sü- recinde bu kalpgâh, güneye doğru, geleceğin bü- yük gücü olacağından kimsenin şüphesi olmayan Çin'e doğru, Avrasya'ya ve doğudaHimalayalar'a doğru kaymışttr. Bu yaklaşım uyannca, geleceğin büyük gücü Çin'in Rusya'nın da desteği ile sıcak denizlere çıkışını şimdiden önleme çabasına giren ABD, kanimızca,jeostratejik olarak onu yani Rus- ya destekli Çin' i,hem Ortadoğuve Avrasya'dan hem de Hint Okyanusu ve Okyanusya'dan uzak tutmak için jeostratejik bir deyim olan "Kenar-Kuşak Te- oria" uyannca tedbir almaya başlamış görünmek- tedir. Ancak, ABD'nin bu uzun vadeli öngörüsü- nün, görebildiğimiz kadan ile farkında olan çok az devlet ve yönetim mevcut bulunmaktadır. S Ü R E C E K ORHAN BURSALI Kadın, Din ve Türban Geçenlerde Erol - Leylâ Tümer'leri ziyaret ettiğimde, Leylâ bir ara, bak sana ne göstere- ceğim, dedi ve gitti içerden bir fotoğraf getirdi. Hayretle baktırn, bu benim için yeni bir bilgiy- di... Yerin darlığı ne^beniyle fotoğrafın sadece sağ yarısını yukarıya koyabildik, yoksa yüzleri seçmek mümkün olmayabilirdi. Fotoğraf mutlu bır günde çekilmış, nikah-dü- ğün-bayram.. Yıl 1947. Fotoğrafın ilginçliği nedir, diye soracaksınız. Atatürk Cumhuriyeti döneminde kadınlanmızın başlarının açık olması yeni bir olay mı ki! Çoğu- muzun albümünde böyle resimler bol sayıda var.. Fotoğrafın sağında ayakta duran bey Hiisnü Helvacı. Burdurlu tüccar. Yanında ayakta du- ran, eşi Sıdıka Hanım. Ev kadını. Hüsnü Bey de Sıdıka Hanım da hacı. Orta sıranm başındaki hanım Atiye Özdoğan. Ev kadını. Yanındaki bey, eşi, kaymakam Rıfat Özdo- ğan. Rrfat Bey iki kez hacı. Yerde oturan Leylâ Tümer. Hadi olmuş ola- cak, fotoğrafta görülen diğer kişilerin isimlerini de belirteyim: Üst sırada üçüncü dördüncü ki- şiler, Talat ve Mücellel Özdoğan. Orta sırada sağdan üçüncü ise Saliha Hanım. • • • Ne Hacı Hüsnü Bey, hacı eşine "türban" tak- tırmış.. Ne Hacı Sıdıka Hanım başını örtme gereği duymuş. Cumhuriyet'in temelleri böyle sağlam atılmış, kadını erkeğin yanında toplumun özgür ve eşit bireyi olarak sahneye çıkartmıştı. Zaten Cum- huriyet, Avrupa'nın bile bir çok ülkesinden daha önce kadına oy kullanma hakkı tanımamış mıy- dı? Zaten, dinci-tarikatçı kesimin Atatürk düş- manlığının temelinde de daha çok bu yatıyor. Kadınlanmız bu özgürlüklerine dört elle sanl- dılar ve özgür iradeleriyle, Türkiye Cumhuriye- ti'nin yurttaşları olarak. bütün haklarını kullan- maya başladılar. Meclis Başkanı Bülent Annç'ın eşinin de ba- şı açıktı. Bülent Bey, kendisini eş seçince başını örttürdü. Bülent Annç'ın annesinin de başı açık fotoğrafını görmüştük. Kımisi "sosyolog" bayan ve erkek köşe yazar- lan, kadının türban takmasını "kadın - düşünce - özgür1öğü"nün gereği olarak görmüyor mu? Insan kendini enayi yerine konmuş hissediyor. Kadınlar özgür bırakıldığında ve üzerlerinde hiç bir baskı uygulanmadığında büyük bir ço- ğunlukla ne türban takarlar ne baş örtüsü. "Tunban"ın tamamen erkek dayatması, "erkek özgürfüğü"nün simgesi olduğu, sosyolojik ola- rak çok açık değil mi? Egemen erkek, toplumdaki egemen konumu- na dayanarak, kadına başını örttürmektedir. Kadının özgür din yorumu, başını örtmemek- tir. Acaba Taha Akyol ve türbanı savunan diğer yazarlar bunu bilmiyoriar mı dersiniz?! "Türban/ı kadınlann bireyselleşmeleri, 'mo- demite'ye uyum sağlamalan görülmüyor" diye- rek, hele bizim toplumu tanımayan yabancı ya- zar ve yorumculara referanslar vererek "sosyo- loji yorumlan" yapmadan önce, kadınlara tür- ban taktıranlann kimler olduğu somut olgusuna biryorum getirelim... öyle değil mi? • • • Hiç tartışmadıkları ve yorumlamaktan kaçın- dıkları bir diğer olgu da şu: Kadınlara türban taktıran erkeklerin hemen hepsi cemaat, tarikat vb üyesi.. Yani, her biri bir din örgütünün bireyi. Sık sık "bilimsel durmayı" seven yazarlanmıza sormayalım mı: Türban taktırma olayı, tepeden tırnağa, tabandan tavana tamamen erkeklerden oluşan bu cemaatlerin, din örgütlerinin kolektif bir hareketi mi, değil mi? Cemaat, tarikat eylemi, anlayışı, kadınları "türbanlamak" mı, değil mi? Kadının türban takması, onun kendi özgür iradesiyle mi gerçekleşiyor, yoksa, ilişkide oldu- ğu cemaatçi erkeklerin ve cemaatlerin ortak- kolekttf iradesiyle mi? Din ve modernite üzerine dış kaynaklı yorum- lan köşelerimize almadan önce, türban sorunu- na toplumumuzun bu somut gerçeklerinden bakarak ve biraz düşünme cesareti göstererek yaklaşılsa, esas bilimsel olunmaz mı? Pseuda ilim mi, gerçek bilim mi? Mutlu bayramlar... obursaliCa cumhuriyet.com.tr. Başka Türkiye Yok Haydi Fidan Dikelim ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE ERQZ\'QN KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle