03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
I5UBAT2003SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur a cumhuriyet.com.tr 15 I evhiz Tanyeli'nin 'retrospektif sergisi, Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde sürüyor Görsel niteliktebir günlükK ¥ A ÖZSEZGİN ilinenle bılinmez, görünenle gö- rirnez aıasındaki gelgitlerin nabzı- ru*ıtmayı amaçladığmda, sanatın ö m e , tuketılmeyi bekleyen bir ko- n u r zincıri çıkmış demektir. Bu zin- c i n bir halkasuıdan ötekine atlarken, saatçının gözden uzak tutmaması gerken olgu, bilinenin bilinmeyenle bauıtısım irdelemeye girişirken, pe- ş i r n kabullenilmiş şeylere bile kuş- lcula yaklaşmanın, zorunlu bir tavır olağu gerçeğidir. Sanatsal gerçekli- giıkaypak zemini, çoğu zaman sanat- çıj, bir noktadan ötekine taşırken, adıa "gerçeklik" dediğımiz şeyin, astıda sanatçının yorumuna ihtiyaç göteren yanılsatıcı bir kavram oldu- ğxı;ıkar ortaya: Gerçeklik, yeni bir ışıiama boyutuyla sanatsal ifade bi- çiıinin olanaklanyla özdeşleşır o an- daı itibaren; bilinmeyen, bilinırlık düsyine taşınır, görünmeyen şey say- danlaşır. Ancak bu dönüşüm, birden- birı olmadığı gibi, neden-sonuç iliş- kil<ri açısından da. içgüdüsel bir ko- şulanmayı peşinden getirir. Olaylann içiıde yaşamak, olgulara bizzat ta- nıkık yapmak, derindeki anlamsallı- ğı caha yakından kavramaya yönlen- dirr sanatçıyı. Claemll ve dramatHc boyutlar >evhiz Tanyeli'nin yaşam ve ölüm terralan çevresinde yoğunlaşan. pe- şi ara cinsellik sorununu gündeme taşıyan resimleri, bu kavramlara yük- leyegeldiğimiz anlamlann ötesınde. sanatçının deyımiyle "sayha" (çığ- lık) olabilecek gizemli ve dramatık boyutlarla bezeli. Anlamaya çalış- mak, sormak, yaşamın dar kapılannı zorlamak, sırlarla diyalog kurmak, kendinı çağnşımlann özgür akışına bırakmak, Nevhiz'in resımlerini oluşruran temel izlekler. O, bu izlek- lerle, daha öğrencilik yıllannda kur- duğu ilişkinin süremselliğine ınan- mış olduğundan, bugüne kadar sık sergilemekten kaçındığı bir üretım ortamında, hep soru sormuş, sorduk- lanna yanıt aramış. bulduğu yanıtlar- la yetinmemenin gereğine inandığı için, çizimlerini, birbiriyle ilişkili saptamalar düzeyinde sürdürmüş. Çi- zimler diyorum, çünkü onun resim- leri, farkh tekniklerde çahşılmış ol- A/e salar bile, çızgının kavrayıcı etkısıni başat düzeye çıkaracak bir sanatçı et- kinliğinin ürünleri. İnsanın umutsuz çırpınışı Günübirliğine kâğıt üzerine düşül- müş bu insan ve yaşam izlenimleri- ne, görsel nitelikte bir günlük gözüy- le de bakılabilir o nedenle. Ölüme ya da yok oluşa karşı dırenen insanın umutsuz çırpınışı, boşluğa düşen be- denin karşı konulmaz yazgısı, bir tür karabasana dönüşen cinselliğin bilin- çaltına itilmiş saplantılan, insanın kendine bile ıtıraf etmekten kaçına- cağı kişısel dürtülen, ancak düşleri- mize girebilecek gerçek-dışı fantaz- yalar... Bütün bu "intim" çelişkiler kaosu, resimleri, bir baştan ötekine dolaşıyor, kımi noktalarda ısrarlı vur- gular oluşturuyor, kimi yerde de bi- evhiz Tanyeli'nin yaşam ve ölüm temalan çevresinde yoğunlaşan, peşi sıra cinsellik sorununu gündeme taşıyan resimleri, sanatçının deyimiyle çığhk olabilecek gizemli ve dramatik boyutlarla bezeli. Anlamaya çalışmak, sormak, yaşamın dar kapılannı zorlamak, sırlarla diyalog kurmak, kendini çağnşımlann özgür akışına bırakmak, Nevhiz'in resimlerini oluşruran temel izlekler. lıncimizi yaralayıp geçiyor. Bütün bu insan manzaralan, Türki- ye'de 1970'li yıllarda yaşanan ve top- lumsal belleğimızde izler bırakan, a- ma zamanla unutulan olgulann resim- sel tanıklan aynı zamanda. Bunlann toplum psikolojisinde yarattığı izleri, sosyoloji kitaplarında satırlara dökül- müştür elbet, ama onlann görsel bel- geleri sayılacak bu saptamalar, sana- tın tanıkhğuun, olay ve olgulann dar sınırlannı aşarak çok daha derinde tortulandığını gösteriyor. Nevhız Tanyeli, sanatı, insan ve toplum gözleminın karşı konulamaz ve ihmal edilemez bir tanıklığı olarak görüyor. Ama onu, sloganlaştırmak- tan da titizlıkle kaçmıyor. Resim sa- natınnı, kendi ifade yöntemleriyle ba- ğımlı kaldığı ve ucuzluğa düşmediği sürece, asli amaçlanndan uzaklaşma- yacağına inanmış olduğundan, ınsa- nı ve onun içinde yaşadığı toplumsal ortamı, sanatsal bir perspektiften gö- rüyor doğal olarak. Sanatsal bıldiri- min algılanmasını, salt sanat yapıtına değil, izleyiciye de bağlı olan "kar- şüıklı etkileşimi içeren bir süreç" olarak gördüğünden, iletmek ıstediği mesajın evrensellik boyutunu gün- demde tutuyor, izleyiciyi sanat yapı- tının tamamlayıcısı olma düzeyinde algılamaktan yana bir tutum sergili- yor. sanatı üzerine toplu bir flklr Yapıtlannın bir bölümünün, bır baş- ka galeride sergilenmek üzere planla- mışken, nasıl kaybolduğu hâlâ bir so- ru işareti olarak zihinlerdeki yerini koruyor. Ama bu talihsiz gelişme, ser- ginin retrospektif özelliğine fazlaca gölge düşürmüyor gene de. Resimlerin farklı dönemlerde çah- şılmış olması, yağhboyadan kâğıt üzerine ekolin, suluboya ve desen, tü- kenmez kalem gıbi farklı türleri içer- mesi, Nevhiz'in sanatı üzerine toplu bir fikir edinmek isteyen izleyicinin beklentilerini karşılayacaktır. Öte yandan bu sergi, bir süre önce yaşa- nan ve etkisini bugün de yitirmemiş olan açılım yönündeki gelişmelere, özgün bir halka eklemesi bakımından ılginç bir olgu özelliği taşımaktadır. Nevhiz'in de içinde bulunduğu bır sa- natçı kuşağı, insan psikolojisini bi- reysel ve toplumsal ilişkiler bağla- mında ele alarak özgün içerikli yo- rumlara varmakta ve bunu, çağdaş sa- nat sorunsallığının odak çizgilerin- den biri olarak resimlere yansıtmak- tadır. Nevhiz Tanyeli'nin bu sanatçılar arasında hümanist yaklaşımı boyut- landıncı bir işlevle yer aldığını söy- leyebilirim. (Sergi, 1 Mart 'a kadar görülebilir. Tel: 0 212 230 19 76) EN İYÎLER ALBÜMÜ ÇIKTI Masallar, efsaneler şiirselliğin yarattığı mitsel düzenlemelerden başka birşey değildir Oyunlann dramatik yapılan Will Smith 'in kariyer özeti Kültür Servisi - Tüm dünyada ızlenme rekorlan kıran 'Bad Boys', 'Independence Day', 'Men in Black', 'Enemy Of The State', 'Wild Wild Vest' ve 'Ali' gibi filmlerdeki rollenyle hiyük bir hayran kitlesi yaratan Will Smith, aynı zamanda yıllardır albüm çkaran bir şarkıcı. Eugüne kadar: 'Big VVillie Stjie', 4 WilIennium' ve geçen yıl piyasaya sirülen 'Born To Reign' gibi her biri mlyonlarca satan üç solo albüm }îyımlayan, 'Men in Black1 , 'Wild VYild Vest' filmleri için muhteşem şarkılar bydeden Will Smith'in 'en iyiler' clbtmü piyasada. .5 yıllık müzik kariyeri olan Smith, ilk solo albümü 'Big Willie Style'ı I997'de rçyımladı. Albümde yer alan 'Getting jiggy Wit It','Just The Two Of Us', •Men in Black' ve 'Miami' şarkılan imıth'e muhteşem bir satış getirdi. Yeni *ır milenyumun karşılandığı günlerde ayımlanan ikinci albüm 'VVillennium' ve sçen yıl piyasaya çıkan 'Born To Reign' ıvnıbaşanyı tekrarladı. Will Smith anyerini özetleyen 'Greatest Hits', rşhlerde bulunması gereken bir soleksiyon olarak Sony Müzik Türkiye aketiyle vitrinlerde. HALUK ŞEVKET ATASEVEN Oyun evrensel bir kavTamdır. Tann insana önce kendini, sonra evreni tanıması için, oyun ya da oyuncu nıtemını vermıştir. insanın asal kimlığıdir oyun, bu kimlik sı- luımez; babadan oğula soyağacı ha- linde sürüp gıder. ÇevTemizi kuşa- tan nesneler dünyası, içinden kolay çıkamayacağımız kadar tuzaklarla doludur. İnsan bunlardan birini ge- çer, ama ardından bir başkasıyla karşılaşır.. bu da soyağacı gibi sü- regiden ve aynı özelliklere sahip zorunlu bir uğraştır. Bilımsel veriler, msanı bir duygu ' ve düşünce varlığı olarak tanımlar ve düşünce dünyasının merkezine oturtur. Her şey ınsanla başlar, in- sanda özümlenir, insandan yola çı- kar. olanaklar dünyasında öz ve bi- çim değiştirir ve yeniden insana ge- ri döner... Bütün bunlar insanın önce kendi- siyle, sonra bütün bir evrenle girdi- ği sonu olmayan bir savaşım, bir ovun'dur.. Bu bir amaçtır ve insanın zihin- sel etkinlikleri sonucunda ortaya çı- kardığı bir üst dil, bir üstün sanat olan şiir sanatıdır. Öyle sanıyorum ki şiirde, insanın çocuksu ruhunun, hareketlerinin ciddiye alınmadığı, ancak düşünsel bir ortamda ciddı- yetinı koruduğunu kabul etmemız gerekir. Bunu bir raslantı sonucun- da gözlemlediğim kadarıyla anlat- maya çalışacağım.. Oyun içinde oyun Çocuk iki yaşındadır, önüne çe- şitli oyuncaklar konmuştur, 0 bun- lan bir bir elden geçırir, bazen zor- lanır ve kızanr. anlamı olmayan sesler çıkanr, bazen durup onlan seyretmeye başlar, sonra hepsini parçalar ve bozar, bu görünüm onu ağlatmaya başlamıştır, daha sonra onlan yeniden monte etmeye baş- lar. Ne ki oyuncaklann hepsi birbi- rine girmiştir: Bir bebeğin başı baş- ka bir bebekte, birinın bacaklan bir Dramatik oluşumlann tümü, oyunlan içinde saklar; oyunlar, gerçekle gerçek dışının içinde eridiği kavramlar dünyasıdır. Ve onlan dramatolojik yapılan içinde değerlendirmek gerekir. arabanın içinde, arabanın tekerlek- leri başka bir arabadadır. Ciddiyet- sizliğin cıddıyete dönüştüğü bu or- tamda, yeni biçimler ve onlara değ- gin yeni anlamlar içeren özleriyle bırlikte şiir doğmuştur. Çocuk on- lan yeniden seyreder, yüzünde bel- li belirsız bir gülüş ve rahathk var- dır; kollannı ve ellerim çırpmaya başlar... Ve şiir artık oyun içinde oyun- dur... Böylece çocuk bilge, sezgile- ri çahşmaya başlayan büyükleri pa- rantez içinden çıkararak, onlan im- gesel zenginliğinın odak noktasına oturtur. Antık çağlardan günümü- ze, geçen zaman içinde gelişen şı- irsellik insanlık tarihine paralel ola- rak kendı tarihini de kendi yazar. Masallar, efsaneler şiirselliğin ya- rattığı mitsel düzenlemelerden baş- ka bir şey değildir. Bizlerden yüz- yıllar öncesinde her şey, her şeyin içindedir bütünlemesini, Yunus ne güzel söylemiştir: "Ete kemiğe buründüm, Yunus diye görün- düm." Bizler de acaba şöyle mi söylesek: "Uyudum uyandım düşlere buründüm, şair diye gö- ründüm." Dramatik oluşumlann tümü, oyunlan içinde saklar; oyunlar, ger- çekle gerçek dışının içinde eridiği kavramlar dünyasıdır. Ve onlan dramatolojik yapılan içinde değerlendirmek gerekir. Bu- gün tiyatro sanatı şiir sanatımızın çok gerüennde kalmıştır. Çünkü in- san varhğını araştınp incelemıyo- nız, ona verdiğimiz değer ölçüleri son derecede yüzeysel kahyor.. ve insandan kaçıyor, sevgi nedir, tanı- mıyoruz; bütün ruhsal ölçümler doğadan kopanldı, dış nesneler sa- dece niteliksel ölçümlerden ibaret kaldı, insan varlığı bencil ve saldır- ganlık ruhu taşıyan içi boşalmış çöp bıdonlanna döndü.. bu neden- lerden ötürü korkulann iirettiği in- san, kendini, dışındaki dünyalara kapadı... Yine kadın araç kıhna- cak; hem yetışkin çocuğunun ölü- müne yanacak, hem de o boşluğu doğurganlığıyla kapayacak ve ye- ni doğanlann geleceğine ağlaya- cak... Değişen insan ve toplum Her konuda olduğu gibi, toplum- lann yaşam biçimlerinde de reka- bet ön plandadır. Ancak ölümün karşısında, 0 saldırganlığı asımile edecek bir yüksek sanatı devreye sokmamız gerekecektir. Şimdiye kadar çeşitli firmalar, şirketler ve holdingler, kendı iç re- kabetlerinin dozunu artırarak, seç- tikleri bir sanat dalını bünyelerine ahnışlar; hem o sanat dalını daha etkin kılmışlar, hem de rekabet alanlannı genişletmişlerdir. Ayn- ca finna olmuş kulüplere ve kendi kuruluşlan olan spor dallanna da sahip çıkmışlardır. Böylece hol- dinglerin rekabet alanlan bellı bir düzeyin üzerine çıkmış; ne var ki, sahip olma tutkusu Ben Merkezci insanın insanlaşma evresini belir- siz bir noktaya getırip bırakmıştu-. tçinde yaşadığnnız toplumda oyunlann, oynatanlann ve oyna- yanlann bağlı olduklan nesneler ve kavramlar ve onlann üzerinde yapılacak araştırmalar günümüz ti- yatrosunun henüz başlangıcında olduğumuzu göstermektedır... Çünkü insan değişmıştir, çünkü toplum değişmiştir, çünkü estetik ve etik yapı değişmıştir, çünkü ya- şam biçimimiz değişmiştir. Bu ge- riye bırakılmışlığm nedeni bütün bu yokluklar mıdır? Bu sorunun yanıtını ancak çocuğun doğayla özdeş olan ruhunda bulup öğrene- bileceğiz. 22. İSTANBU FİLM FESTtVALl Ulusal Yarışma jürisi belirlendi Kültür Servisi - Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından 12-27 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek olan 22. Uluslararası tstanbul Film Fesrivalinin Ulusal Yanşma Jürisi belirlendi. Tunç Başaran'ın başkanlığını yapacağı jüride, Sezer Sezin, Cahit Berkay, Ercüment Akman ve Londra Fihn Festivali'nin sanat direktörü Sandra Hebron bulunuyor. Ulusal Yanşma jürisi, festivalin ikinci haftasında Beyoğlu Sineması'nda izleyiciye sunulacak olan yanşma filmlerini değerlendirerek aralanndan Yıhn En lyi Türk Filmi ıle Yılın En lyi Yönetmeni'ni seçecek. 22. Uluslararası Istanbul Film Festivali'nin Ulusal Yanşması'na katılması kesinleşen 10 fihn ise Mustafa Altıoklar'ın 'O Şiradi Asker', Ravin Asaf uı 'Sarı Günler', Nuri Bilge Ceylan'm 'Uzak', Handan tpekçijıin 'Büyük Adam Küçük Aşk', Ömer Kavur'un 'Karşılaşma', Yusuf Kurçenli'nin 'Gönderilmemiş Mektuplar', Ahmet Küçükkayah nın 'tçerideki', Bülent Pelit'in 'Martılar Açken', Elisabeth Rygaard'ın 'Gönlümdeİd Köşk Olmasa' ve Aydın Sayman ile Ümit Cin Güven'in 'Sır Çocuklan' adlı filmleri.Handan Ipekçi'nin 'Büyük Adam Küçük Aşk' adlı filmı, geçen yıl 21. Uluslararası Istanbul Fıhn Festivali'nin Ulusal Yanşması'na Üst Denetim Kurulu tarafından işletme belgesinin iptal edilmesi ve gösterim izninin kaldınlması nedeniyle katılamamıştı. Yargıda işletme belgesi ve gösterim iznini alan Handan Ipekçi'nin filmi Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı yönetiminin karanyla bu yılki 22. Uluslararası Istanbul Film Festivali'nin Ulusal Yanşma bölümünde diğer 9 filmle birlikte yanşacak. "fielecek Program'a bayramda devam • Kültür Servisi - Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi'nde yer alan 'Gelecek Program' adlı video çalışmalanndan oluşan sergi, 16 Şubat'ta sona enyor. îstiklal Caddesi'ndeki müzik mağazalanndan yükselen 'melodilere' atıfta bulunarak videolardaki müzıklerin caddeden de duyulduğu sergide, müzik ve video çalışmalan yapan 6 uluslararası sanatçının, kendi besteledikleri müzikleri içeren videolan, yaygm deyimle 'top 10" listeleri yer alıyor. Küratörlüğünü November Paytner'in üstlendiği sergi, 'pop videosu' ve 'sanat videosu' arasındaki sınınn belirsizleştiği popüler kültür ortamında, 'sanat'ınhangi bileşenlerle yaratıldığını sorgulatmayı hedefliyor. Sergi, bayram tatili içinde perşembe, cuma, cumartesi günleri 13.00- 20.00 saatleri arasında açık. İZDOB'da Tausf yeniden sahneleniyop • İZMİR (AA) - Izmir Devlet Opera ve Balesi (IZDOB). 18 Şubat Salı günü 'Fausf operasını yeniden sahneliyor. Ünlü Ahnan şairi Goethe'nin tiyatro yapıtından Fransız besteci Charles Gounod'un bestelediği 'Fausf operası, Fransızca olarak saat 20.00'de sahnelenecek. Beş perdelik opera, ilk üç perde birinci bölümde, dördüncü ve beşinci perdeler ikinci bölümde olmak üzere iki bölüm halinde sunulacak. Şef Alexandre Samoila yönetıminde, Mehmet Ergüven'in rejısi ile sahnelenecek olan operanın librettosu Jules Barbier ve Michel Carre tarafından yazıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle