04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 7 ARALIK 2003 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denizli Y Y Y Y Y Y Y Y 7 6 9 5 16 14 15 12 Sinop Y 13 Adana Samsun Y 15 Mersin Y 20 Trabzon PB 15 Dıyarbakır Y Gıresun PB 15 Şanlıurfa Ankara Y 10 Mardın Eskişehir Y -2 Siırt Konya Y 12 Hakkâri PB Sıvas Zonguldak Y 10 Antalya 7 Van PB Y 19 Kars PB Butun bolgeter parça- I yer yer çok bulutlu, Marmara. Ege, Akdenız, |-Anadolu'nunguney ve batısı. Batı ve Orta Kara- Helsinkl A_ denız, Dogu Anado- Stockriolm B DIS MERKEZLER B 2 Bertın Y 2 Moskova K Budapeşte Y 3 Aşkabat Madrıd Y 10 Astana B 16 K Londra B 5 gışlı geçecek Yağışlar Amsterdam Y gt.ney Ege, Doğu Akde- Brüksel Y -ızdeyer yeretkılıolmak p a r , s y~ zere yurdun kuzeybatı _K 1 Taşkent Belgrad J_ 4 Roma 5 Bakû PB 12 Sofya _Y 1_ Bişkek Y 14 Tiflis kesımlennde karla kan- Bonn şık yağmurlu olacak MÜnih 0 Atına PB 17 Kahire 4 Zürih K -2 Şam Y 13 Açık Parçalı btılutlu ^ Çok bulutlu ^ M Yağmurlu > Gok gürultulu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada mak istemediği, bombalı saldırıların El Kaide ile bağlantısını bir türlü söylemediği bir gerçek de- ğil mi? RTE'nin, devleti AKP'lileştirmek yolunda kadrolaşmayı hızla sürdürdüğü, irticai faaliyetle- rin il ve ilçelerde parti yöneticileri tarafından teş- vik edildiği, hatta bu noktada (RTE'nin iftar saat- lerinde siyasal nutuklar attığı YAŞ'ta dile getirildi mi acaba) ramazan ayının kullanıldığı ve bu ayın böylece siyasallaştırıldığı yalan mı? Toplum üzerinde etkisini bildiği TSK'den gelen eleştirilerin açıklanması RTE'yi sinirlendiriyor ve TSK'nin hükümeti uyardığını içeren (Cumhuri- yet'teki) habere "Belden aşağıya vurmayı çok iyi biliyorlar" diye yükleniyor. Ne ki, belden aşağı vurmak bu hükümete uy- gun düşüyor. RTE'ye göre, YAŞ'taki irdelemelerin "bir cüm- lesi bile orada geçmemiş" ve işte tam bu sırada Kasımpaşalı ortaya çıkıyor; "Ne uyarısı ya" diye hiddet gösterisinde bulunuyor. "Ben" diyor, "askerimle ülkemin iç ve dış me- selesini konuşmuşum." Bu noktada bir nebze durarak, yalantamadaki sinirii edayı yorumlamak gerek: Şimdilik TSK ile ters düşmemeye gayret ediyor. Sivil sektördeki davranışlarını askerlere uygulayacağını sandığı gün, -hiç kuşkunuz olmasın- TSK ile uyumlu bir ilişki içinde olduğunu yadsıyacak söylemde de, davranışlarda da bulunacak. TSK'yi okşayan sözlerinin nedeni; halkın büyük çoğunluğunun TSK'ye güven duymasından kay- naklanıyor. Şu cümle bu nedeni, korkuyu, sıkın- tıyı açığa vuran kanıt: "Benim vatandaşım bunla- n okuduğunda orduyla hükümet arasında sıkıntı var zannedecek." • • • Askerlerin dediği gibi, sayesinde "irticai faali- yetler REFAHYOL'dan daha belirgin" duruma gel- medi mi? 28 Şubat'ın ilkögretim çocuklanna makul ge- rekçeyle yasakladığı yatılı Kuran kurslarını daha geniş olanaklarla yeniden açma girişimi bu sap- tamaya son örnek değil mi? Kuran kurslarını yeni olanaklarla genişletmesi yetmiyormuş gibi, 11-12 yaşlarındaki ilkögretim çocuklarının yatılı eğitim yasağına da son verildi. Bu yaşlardaki çocuklara, 12 Eylül döneminde de bir türlü kapatılamayan tarikatlara bağlı pansi- yonlarda yatılı öğrenim görmeleri sağlanıyor. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, din eğitimi- nin -böylece- devletin gözetiminde yapılacağını söyleyerek yönetmeliğe destek veriyor. Diyanet Işlerı Başkan Yardımcısı Mehmet Gör- mez, hükümetten talimat almadıklarını söylerken acaba bir ayağını kaldırarak mı konuştu? Zira Diyanet'in başında bir devlet bakanı var, o bakan da ilim irfan sahibi bir Prof. Mehmet Ay- dın. Ona sormadan, hükümete danışmadan bü- yük tepkilere yol açacağı önceden bilinen bir ola- ya girişildiğini söylemek, inandıncı olmuyor. Neyi gördüğü, neyi görmezden geldiği bilinme- yen Mehmet Görmez, "halkın masum taleplerine sırtçevirmelerinin görevleriniihmal, inkâranlamı- na" geldiğini söylüyor. "Masum" talepler, askerlerin YAŞ'ta RTE'nin yüzüne altını çizerek söylediği gibi; "irticai faali- yetleri teşvik eden AKP'li il ve ilçe yöneticilerin- den gelmiş" olmasın? • • • RTE'nin değişerek, gelişerek bugünlere geldi- ği savı doğru galiba. Yasaklanan Kuran kurslan- nı geliştirip değiştirmesi bu savı kanıtlıyor. Ve hâlâ... RTE'nin laik cumhuriyete bağlılığını savunanlara şaşmaz mısınız? Ve sormaz mısınız: Nerede sivil toplum örgüt- leri, parlamento dışı muhalefet, nerede? Peynir tenekesinde C-4• Baştarafı 1. Sayfada mesajıru vermeye çalıştığı dile getirildi Saldı- nyı gerçekleştirenlerin aile tipi hücre yapısmda örgütlendiklen belirlenirken, bir hücreden 4 in- tihar eylemcisi çıkmasının dikkat çekici oldu- ğu vurgulandı. Güvenlik birimleri. kasım ayında Istanbul'da gerçekleştirilen dört bombalı saldmnın arduı- dan, yaptığı durum değerlendirmesinde ilginç sonuçlara ulaştı. Güvenlik kaynaklannın değer- lendirmelerinde öne çıkan konular satır başla- nyla şöyle: Iran özentisi:Türkiye'den sayılan on bin ci- vannda olan kışi, Afganistan, Çeçenistan ve Bosna'ya savaşmaya gitti. Kaynaklar, bunlardan bir kısmının pişman olarak döndüğüne işaret et- tı. Sorunlann temelinde pişman olmayanlann yattığına işaret ediliyor. Bunlardan bir İasmı da tran'daki rejime özenti duydular. Bu gruplann varlığı halen sürüyor. Kartvizit EI Kaide: Saldınlar, daha önceki terör örgütlerinde olduğu gibi gençlik heyeca- nıyla gerçekleştirilmiyor. Saldırganlar, tekno- lojiyi ve iletişimi çok iyi kullanıyor, eğitim se- viyeleri de klasik örgütlerdekinin aksine yüksek Saldınlarla El Kaide, Türkiye'ye "Sen de be- nim savaş sabam içindesin, Türk unsurları- nı da kullanacak kapasiteye sahibim" mesa- juıı veriyor. Türkiye rahatsızlığı: Türkiye Cumhuriye- ti'nin rejimi, sistemi, El Kaide anlayışı açısın- dan Müslüman dünyaya kötü örnek oluyor. Tür- kiye'de yakalanarak ülkelerine teslim edilen çok sayıda El-Kaide üyesi bulunuyor. Bu nedenle ör- güt, Türkiye 'den rahatsızlık duyuyor. Aile tipi örgüt: Saldınyı gerçekleştirenlerde, aile tipi örgütlenme öne çıktı. Bir hücreden 4 in- tihar eylemcisinin çıkması dikkat çekiyor. Af- ganistan'da eğitilen bir kişi, "Ülkende hücre kur, eylemi planla ve yap" talimatıyla Türki- ye'ye gönderiliyor. Klasik örgütlerdeki gibi ül- ke, kent sorumlusu bulunmuyor. Lojistik desteklenni dışardan ama eylem pla- nını hücre kendisı yapıyor. Başka hücrelerle hiç ilişki kurmuyor. Türkiye, uluslararası terör teh- didinin etkisi altına girdi. Türkiye de diğer Av- rupa ülkelerinde olduğu gibi küresel terör teh- ditiyle karşı karşıya kaldı. Türkiye'nin 11 EylüJ'ü: Istanbul'daki bom- balı saldınlarTürkiye'nin 11 Eylül 'ü olarak ka- bul ediliyor. Saldınlarla, değişik kesimlere bir- çok mesaj verilmek ıstendi. Bombalar p«ynir tenekesinde: Yapılan ope- rasyonlarda çok sayıda örgüt üyesı ele geçiril- di. Bunlann içerisinde ülkelerinin Öcalan'ı ola- rak nitelendirilenler de var. Türkiye'ye peynir te- nekelennde C-4 patlayıcısının sokulduğu anla- şıldı. Istanbul'daki saldınlann gerçekleştirile- bilmesi için 400 bin dolar civannda harcama yapıldığı tahmin ediliyor. Bu pararun yurtdışuı- dan uluslararası kargo paketleriyle getirildiği belirlendi. Istanbul lojistik merkezi: tstanbul son dö- nemde. bazı terör örgütlerinin lojistik merkezi konumuna geldi. Türkiye'ye bir yılda kaçak yol- larla 100 kişinin girdiği belirlendi. Şüphelflerde AKP bagLantısı VaMfin 'bulmaea'oyunu ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Köktendinci Vakit gazetesi, bulmaea aracığıyla da Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Keraal Atatürk ile 2. Curnhurbaşkanı İsmet İnönü ve aılelerini hedef al- dı. Vakit gazetesinin dünkü sayısuun 14. sayfasında editörlüğünü Fatih Uğuıiu'nun yaptığı "Haftahk Bulmaca"da, Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım, eşi Latife Hanım ile İsmet tnönü'nün eşi Mevhibe lnönü'nün başörtülü fotoğraflanna yer verilerek adlan soruldu. Bulmacanın tünıü çözüldüğünde "Vaşasalardı Çanka- ya'ya giremezlerdi" tümcesinin ortaya çıkması dikkat çekti. EBRU TOKTAR ANKARA - tstanbul'daki bomba- lı saldınlarla ilgili olarak Suriye'de yakalandıktan sonra, "örgüte yar- dım ve yataklık suçundan" tutuk- lanarak cezaevine gönderilen ve ey- lemlerin miman Azad Ekinci'yi ta- nıdığı saptanan HilmiTuğluoğlu'un kayınbiraderinin AKP Konya-Kulu tlçe Başkan Yarduncısı Murat Ün- ver olduğu ortaya çıktı. Hilmi Tuğ- luoğlu'na sahip çıkan AKP'li Ünver, saldınlann CIA ve MOSSAD tara- fından yapıldığını savundu. Ankara Devlet Güvenlik Mahke- mesi'nce tutuklanan Hilmi Tuğluoğ- lu'nun eşi Ley la Tuğluoğlu'nun ağa- beyinin AKP'li olduğu belirlendi. AKP tlçe Başkan Yardımcısı ve tlçe Yönetim Kurulu asil üyesi oian Ün- ver, olaylann hemen ardından Anka- ra'ya geldi. DGM önünde 3 günbek- leyen Ünver, serbest bırakılan karde- şi ve çocuklanm Kulu'daki evine ge- tirdi. Kulu'da müteahhitlik işi yapan ve bölgenin zenginleri arasında gös- terilen Ünver'in, bu olaylardan önce yerel seçimlerde Kulu'dan belediye başkanlığı için aday olmaya hazır- landığı öğrenildi. Ünver, Cumhuri- yet ın sorulanna şu yanıtlan verdi: - Enişteniz Hilmi Tuğluoğ- lu'nun, saldınlann planlayıcısı Azad Ekinci ile bağlantısı ortaya çıkanldı ve tutuklandı. Tuğluoğ- lu'nun bu bağlanrılannı nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? - Serbest bırakılacağuıa inanıyo- rum. Onun suçsuz olduğuna kalben inanıyonım. Azad Ekinci'nin bom- balama olaylanrun ilk günlerinde, D- NA tespiri ile öldüğü belirtiliyordu. AL GÖZÜ1VI SEYRETLE/IŞILÖZGENTÜRK Nasıl azılı bir milliyetçi oldum? Meğer bende neler varmış da ben bil- miyormuşum. Bu yaşımda hayanmın hiç- bir zamarunda olrnadığım kadar koyu bir mühyetçi oldum. Bumumdan soluyorum. Yani kardeşim el insaf! Önce UEFA'nın Türkiye'yi tehlikeli ülke kabul edip Ga- latasaray ve Beşiktaş maçlarını tarafsız sahaya alması. Yani mevcutlu Türk düş- manlığı bu kadar da açık edilmez! Neyse ki, UEFA'nın bilmediği bir şey vardı: TürkJerin genetik kodlan ve Avrupa Bir- liği'ne almmasa da kahraman Türk yurt- taşlannın çoktan Avrupa'yı fethetmiş ol- malan. Dönercisi, patronu, öğrencisi, eğitmeni. ev kadım, işçisi tüm Avrupalı Türkler paralannı çatır çaür ödeyip bizim şu Almanya eyaletimizde stat- lan rıklım tıklım doldurdular. Çok iyi oldu, böylece yaşlı Avrupa en genç Avrupa nüfusunun Türk yurttaşlann- dan oluştuğunu pek bir açık biçımde öğrendi. Biliyorsunuz, Avrupa'nm hemen her ülkesinde çok ciddi bir nüfiıs so- runu var. Nüfus artışı sürekli ekside. Nereden bakarsanız bakın, Avru- pa'nın en zenginlerinden Almanya iki yıl sonra en az 500 bin kalifiye dünya vatan- daşım topraklanna çekmek zorunda. Di- ğerlerinde de durum pek farkJı değil. Dü- şünüp duruyorum, acaba TürkJerin böy- lesine genç bir nüfusa sahip olmalan tüm Avrupa'da "ezeli ve ebedi mevcutlu" Türk düşmanlığını daha da arttınyor ol- masm? Hadi UEFA yöneticileri bazı konular- da gaza getirilmiş olabilir. peki Avrupa Birliği'nin gelişmelerden sorumlu komi- seri Günter Verheugen'in bu hafta için- deki muhteşem konuşmasına ne demeli 9 "Kıbns'taki seçimi muhalefet kazan- mazsa kabul etmeyi/! Ordu Türk hal- kını yanlış yönlendiriyor" gibi hiçbir diplomasiye, hiçbir kurala uymayan söz- ler. Ben duyduğumda kulaklanma inana- madım. Balkona çıkıp sokaklara baktım, acaba ben bilmeden bir savaş mı çıktı, Türkiye düşman işgaline mi uğradı? Ney- se sokaklar pek bir sakindi, içeri girip bir Avrupalmın böylesüıe koyu bir Türk düş- mam olmasuıın nedenlerini duşünmeye başladım? Acaba bunun altmda bu- gönül yarası mı var? Bir Avrupa yurttaşıyla bir Türk yurttaşının herhangi bir yerde karşılaş- maları ve aralannda bir aşk doğması pe- kâlâ mümkün. Belki böyle bir şeydir, bel- ki bir terk ediliş, bir aldatılma. her şey in- sanoğlu için. Verheugen de bir insan. Başka şeyler de olabilir, kendinizi sa- kin sıcak cafelerde harikulade pastalar ye- meye, çok düzenli ve sessiz parklarda uzun uzun yürümeye alışık biri olduğu- nuzu düşünün. Ve birden o cafelerin gü- rültücü Türklerle dolduğunu ve yürüme yolunuzun hemen yani başmdaki yeşülik- te mangalda et çe\Tİldiğinı ve cümbür ce- maat bir kalabahğın rakı içıp en acıh ma- kamda şarkılar söylediğini düşünün. Bütün rahatınız kaçar. kendinizi adeta bir bombardımana uğramış gibi hisseder- siniz, koşarak evınıze kapanır ve bu gü- rültücü milletın topraklannızı işgal ettiği- ni düşünürsünüz. Bu böyle, Verheugen de bizi tam bir işgalci gibi görüyor, ben- den söylemesi. Bu öflcenin altmda başka ne olabilir? Aklıma acayip cin fıkirler geliyor ama bu fikirler eş dost arasında konuşulur, cid- di bir köşeye aktanlamaz, artık sizin ya- ratıcı gücünüze bırakıyonım ama şımu söylemeden geçemem. Almanya'da yaşayan bir arkadaşm hi- kâyesi. Arkadaşun kadın, yıllar önce Al- manya'ya gitti. Sıradan bir işçi olarak çok çahştı, ıki İcocaman erkek evlat yetiştirdi. Sonra evlatlar Almanya'da sosisli ekme- ği geçen dönerin nimetlerinden yararlan- dılar. Birer dönerci dükkânı açtılar ve kö- şeyi döndüler. Biz Türklerin faiz konusunda da gözleri acayip kara olduğundan şak diye kredi alıp altlanna birer tane spor Mercedes çektiler. Işte hikâyenin can ahcı noktası burası. o güne kadar bır- ükte aynı apartmanda yaşayan Al- man komşular, spor Mercedesle- ri görünce arkadaşunla selarm sa- bahı kesiyorlar. Arkadaşım merak ediyor, bu ani davTanışın nedeni- ni soruyor. Biri öfkeyle yanıthyor: "Biz Almanız, bunca yü burada yaşıyoruz, çahşıyoruz ama spor Mercedes alanıı- yoruz, siz bizim ülkemizin nimetJerini sömürüyorsunuz. Bizi sömürüyorsu- nuz." Tabii arkadaşun bu yanıt karşısm- da donup kalıyor ve o da bankaya başvu- rup şak diye konut kredisi çekiyor, ardın- dan bol miktarda Mercedesli Türk'un oturduğu zengin bir semtte yeni bir ev alı- yor. Şimdi Verheugen bize lazmasın da kime kızsın? Bakar mısınız, yazuun ba- şında azılı bir milliyetçiydim, şımdi ne- redeyse adamlara hak verir hale geldim. En ıyısi bu yazıyı burada kesmek. seyTeyleisiKrryahoo.com isilozgentürk(a süperonline İSÇİLER İRAN'I İSTEMEDİ • Baştarafı 1. Sayfada sırasmda polisin müdahalesi üzerine olay çıktı.Olaylann AJi- ağa Emniyet Müdürü Yaşar Öz- demirin silahını çekerek Işyeri Baştemsilcisi Haydar Dur- geç'in boğazmı sıkmasıyla baş- ladığı öne sürüldü. Sendika yö- neticilerinin, 'alzheimer' hasta- sı olduğunu belirttikleri Özcan Karakaya'nın Emniyet Müdürü Özdemir'e yumruk atmasıyla alevlenen olaylann ardından aralannda Petrol-lş Aliağa Şube Başkanı tbrahim Doğangül ve sendika yöneticilerinin de bu- lunduğu 19 kişi gözaltına alındı. Eylem sırasında meydana gelen olaym "kişisel" olduğunu kay- deden Petrol-lş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, gö- zaltına alınanlarla görüşerek du- rumlanyla ilgili işçilere bilgi verdi. ODP Genel Başkanı Hay- ri Kozanoğlu, işçi temsil- cilerinin gözaltına aluımasmı "kınayarak" bir an önce ser- best bırakılmalannı istedi. 1 Kİ5İYE 847 MİLYAR LİRA ANKARA (AA) - Sayısal Lo- to'nun bu haftaki çekilişinde, ka- zanan numaralar, '2,9,10,20, 35,38' olarak beiirlenırken 6 bi- len 1 kişi, 847 milyar 139 milyon 250 bin lira ikramiye kazandı. Çekilişte, 5 bilenler 1 milyar 658 milyon 50 biner, 4 bilenler 15 milyon, 3 bilenler ise 1 milyon 500 biner lira ikramiye kazandı. 3-5 gün sonra planlayıcısı olduğu ya- zıldı. Şimdi anyorlar, Azad Ekinci diye birisi var mı, yok mu diye. Bu- nu kimse bilmiyor. Ama Hilmi Tuğ- luoğlu ıfadesinde onu tanıdığını soy- lemiş. "Bingöl'den mal geririyor, ben de ahyordum, sarıyordum" de- miş. Ben de gazetelerden okudum, bu ifadelerini Ama Azad Ekinci'yi tanıyor olması, HilmiTuğluoğlu'nun örgüte yardım ve yataklık etmesi an- lamına gelir mi? - Hilmi Tuğluoğlu'nu gerçekten yakından tanıyor musunuz? - Tabii ki tanıyorum. Hihni Tuğlu- oğlu, Kululu. Ben de Kululuyum. Belki siz de Konyalısınız. Tamşık fa- lan cıkanz, size de bulaşır bu iş! - Ifadesine karşın Hilmi Tuğlu- oğlu'nun suçsuz olduğunu neye da- yanarak savunuyorsunuz? - Bu olaylarla alakası kesinlikle yok. Ben buna eminim. Istanbul'da- ki olaylann yapılmış olmasından ger- çekten üzgünüm. Bu olaylann Türki- ye'de Müslümanlar tarafından yapıl- dığuıı zannetmiyorum. Saldırdarı MOSSAD ve CLVnın yaptığını savundu - Saldınlan sizce Idm yaptı? - CIA ve MOSSAD tarafından ya- pıldjğını düşünüyorum. Komplo te- orisi deyin, ne dersiniz deyin. - Kardeşiniz Leyla Tuğluoğlu ve eşinin şeriat eğirimi almak üzere Suriye'ye gitmesini makul karşılı- yor musunuz? - Eğitim amaçlı gittiler, doğru. Ta- bii ki makul karşıhyorum. Ama bu- raya şeriat değil, Islami eğitim için gittiler. Zaten Suriye'de şeriat düze- nine dayalı bir okula, Hafiz Esad re- jimi kesinlikle müsaade etmez. Isla- mi eğitim deyin ona. Orası Müslü- man bir ülke. Müslüman bir ülkede, böyle bir okulun açılmış olması ga- yet normal. Bunlar resmi yollardan. pasaportlanyla gittiler Suriye'ye... - Çocuklannın Türkiye'deki okullarından kayıtlarını sildirip gitmelerini nasıl değeriendiriyor- sunuz? - Bize "Çocukları orada okula kayıt ettireceğiz" dediler. Bildiği- miz bu. Sizce makul değil mi? Siz Amerika'ya gitmediniz mi? Ayıp mı bu? Bence Suriye'ye gitmelerinde bir şey yok. tmkânım olsa ben de Amerika'da okurdum. 'Tuğluoğlu yakında serbest bırakılacak' - Bu olaylann sizin siyasi gelece- ğinizi olumsuz etkileyeceğini dü- şünüyor musunuz? Daha önce be- lediye başkanlığına aday olmayı düşünüyormuşsunuz. Şimdi mi vazgeçtiniz? - Benim siyasetten bir beklentim yok. Yani benim akrabalanmdan bi- risinin herhangi bir şekilde bir yere üye olması, kayıt olması, bilmem Su- riye'ye gitmesi. bunlar benim için hiç önemli şeyler değil. Benim şah- sımla bu olayın uzaktan yakından hiçbir alakası yok. Bunda ne Kulu- lulann bir suçu, ne benim bir suçum, ne de başkasının bir suçu var. AKP ile de hiç alakası yok. Kulu'dan ar- kadaşlar. hemşehrilerim aday olma- mı istediler. Ben ise bir ay önce be- lediye başkanlığına aday olmayaca- ğımı söyledım ve olayı kapattım. - Hilmi Tuğluoğlu'nun suçsuz ol- duğuna inandığınız için Anka- ra'da girişimleriniz olacak mı? - Ben olaya müdahil falan olma- yı düşünmüyorum. Türkiye'de bir hukuki düzen var. Bu adamın suçsuz bulunduğu ortaya çıkacak ve yakın- da da serbest bırakılacak. Ben böy- le düşünüyorum. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ki, konu deşildikçe benim siyasi tabanıma da yö- nelecekler, hemen taş koydum: - Kimse teröre sıfat bulmaya kalkmasın! Yöntem tuttu. Insanlar, terörü, nedenlerini tar- tışmak yerine, sıfat koymanın gerekli olup olma- dığını tartışmaya başladı. Benim de istediğim buydu zaten... Sıfat tüke- nirse çare tükenmez. Bu sefer özne bulmayın de- rim. O biterse, fiil var, yüklem var, ünlem var... Mo- ralimi bozmadan açıklamalarıma devam ederim. Türkçede kural bende moral biter mi! Zaten kimi sözcüklerin tümce içinde kullanılma- sını yasaklamayı planlıyorum. Şu sözcükleri tüm- cede kullanmayın da nerede kullanırsanız kulla- nın diyeceğim... Avrupa'yla ilişkilerimiz mükemmel. Formül şu: Türkiye'nin durumu kötü ama partim çok iyi! Siyasetten anlamayanlar, böyle şey mi olur, bir parti ülkeyi yönetmekten sorumlu olacak... O ül- kenin durumu kötü, parti iyi olacak, gibi şeyler söyleyecek... Işe yararsa izah edeyim; Avrupalı dostlarımızın bizden istedikleri var. Onların için- den işime gelenleri seçip alıyorum, gereğini yapı- yorum. Hemen içeriden bazı sesler yükseliyor. Onlara çıkışıyorum: "Kardeşim, bu Avrupa kriterlerinin içinde. Sen AB 'yi istemiyor musun?" Durumu AB'ye aynen bildiriyoruz. Onlar da bi- ze, "Aferin, biraz daha hız verin" diyorlar. Türki- ye'ye, "Böyle şey olmaz kardeşim, reformların önünü kesmeyin" diyorfar... 'Halkı da kayıt dışına alsak!' önümüzdeki yılın hemen başında ABD'ye gide- ceğim. Başkan Bush daha başbakan olmadan, ba- na başbakan muamelesı yapmıştı. Nasıl unuturum... Şimdi gerçek başbakan olarak gideceğim. Aradan geçen bir yılda pek çok sorun yaşadık ama, Bush'a da Avrupa yöntemi uyguladım; Türkiye onu üzdü, ben üzmedim! Amerikalı dostlarımızın istediği bazı şeyleri yeri- ne getiremediysek; bu, Türkiye'deki engelleri aşa- mamamızdan kaynaklandı! Dış politikaya yön vermek ıç politıdaki kadar ko- lay olmuyor. Işin bir sürü formalitesı var. Yok ulus- lararası hukuk, yok devlerten devlete ilişkilerin ge- leneğı... Bana ne bunlardan? ABD ile ilişkileri düzen- lemek için Dışişleri Müsteşarımız VVashington'a gi- diyor, o sıkıcı rutin işleri yapıyor. Ben de partim adı- na çiçek gibi bir bakan gönderiyorum, o da benim adıma görüşmeleri yürütüyor. Parti ile devlet işleri- ni ayırmak diye buna denir! Sanıyorum laikliğin ta- rifide böyle bir şey... Bir de şu Kıbns işi var. Iç mesele mi, dış mesele mi tam olarak kestiremedim. Avrupalılar da "çöz" diyorlar, başka bir şey demiyorlar. Ada küçük ama düğüm büyük. Çaktırmadan, muhalefetin kazan- masını sağlasam... Onlar ne diyorsa o, deyip Avru- pa'nm da istediğini yapmış olsam. Içeride laf eden olursa da, "size ne oluyor, orada özgürirade var" de- sem, diyorum! Ekonomide işler iyi gidiyor. Zaten ekonominin üç kahramanı var: Borsa, döviz, faiz... Bunlarda sorun yoksa ekonomide de yok. Bir de halkın ekonomisi var ama o genel gidişe dahil edil- miyor. Bunu sadece ben böyle görmüyorum, anlı şanlı ekonomistler de öyle diyor. Memlekette çok büyük bir terör eylemi olsa bile, borsa düşmüyor- sa, rahatlıyoruz... Memleketin başına borsa düş- mesin de ne düşerse düşsün! Bir de enflasyon var. 0 da istikrarlı biçimde dü- şüyor. Halkın alım gücü kalmadığı için talep de yok, o yüzden enflasyon düşüyor diyorlar ama, ben hal- ka değil, sonuca bakarım. Zaten ekonominin yarı- dan çoğu kayıt dışıyken varsın halk da bunun için- de yer alsın... Onümüzde yerel seçimler var. Şimdiden hazırlığa başladık. Devletimizin hizmetlerini önce partimize, oradan halkımıza aktaracağız. Böylece, devletin yapması gerekenleri biz yapmış olacağız... Memleket çok hareketli olduğu için insanlarolay- lann peşinde koşmaktan durup nasıl yönetiliyoruz diye duşünmeye bile fırsat bulamıyor. Ne güzel? Varsa olay, yönetmek kolay... ankcum'i ktv.ttnet.net.tr AKP'nin 1YTLLIK KARNESÎ • 'Yeni efsun': Muhafazakar Demokrasi • Hangi adalet, hangi kalkınma? • Bombalar bu sefer bizim evde • 'Gelir dağılımı iyileşti' safsatası • Şimdi çiftçiler örgütleniyor • İsrail'de barış hareketi • Genetik ve medeniyet • Futbol'da kamusal alan... ARALIK 15.SAYI CIKTI Abdullah Aysu, Ahmet Bekmen, AJper Ftomano, Aydm Engm, Fahrettin Erdoğan, Foti Benlısoy, Gûkhan Kaya, Gülay Batur, Hayri Kozanoğlu, \ İsmet Akça, Kıvanç Eliaçtk, Mehmet Metiner, \ Mustafa Sönmez, 3 Osman özturV ömer Fıkret Sezai Temellı, Şükrü Hatun, Tan Morgül, Taylan Coşkun, Un Anvery, Yüksel T^kın... Aylık Siyaset ve Kûttür Dergisi gelecek©tumusol.net
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle