Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 2003 PAZAR
HABERLER
DIMYADABUGÜN
ALİ StRMEN
Bir İnsan, Bir Olay
Sevgili,
Orhan Koloğlu'nu altmışlı yıllann sonlannda Pa-
ris'te doktora öğrencisi ve aynı zamanda da gaze-
teci köşe yazan olduğum günlerde tanıdım.
Paris'e basın ataşesi olarak gelmiş olan Orhan
Koloğlu Galatasaray'dan büyüğümdü, futbol takı-
mında da ağabeyi ve o sıralarda Akşam'ın Genel
Yayın Müdürü Doğan Koloğlu kadar ünlü olmasa
da oynamıştı.
Orhan Koloğlu kültüriü, davranışlanyla olduğu
kadar görünüşüyle de uygar bir insandı.
Paris yıllannda doktorasını yaptı.
Doğrusu onun deti gibi çalışması, kimilerine çok
ters geliyordu.
Sonra Türkiye'ye döndü. Ecevit'in danışmanlı-
ğını yaptı, Basın Yayın Genel Müdürtüğü'nde yö-
netici oldu.
Sonralan tarih alanında uzmanlaştı, yorulmak bil-
meyen bir çalışma gücü olan, şan şöhret, para pul
gibi kavramlann yanından bile geçmeyen Orhan Ko-
loğlu'nun çalışmalan, kitaplan birbirini izledi.
Ama siyasi geçmişi, tok sözlülüğü ve hiçbir ye-
re bağlı olmaması yüzünden zaman zaman can sı-
kıcıolaylardayaşadı.
Türk basınının, Orhan Koloğlu'nun değerini kav-
rayıp ondan yeterince yararlanmadığını düşünmü-
şümdür hep.
Tıpkı değerini yine kimsenin tartışma konusu bi-
le etmediği Hıfzı Topuz gibi...
Sonlan bu düşüncemi değiştirdim ve "iyi ki de
öyle olmuş "dedim.
Delikanlı Hıfzı Topuz gibi Orhan Koloğlu da ga-
zeteciliğin günlük çalışmalan yerine daha kalıcı ya-
pıtlan birbirleri ardından inanılmaz bir enerjiyle sı-
ralıyoriar.
•••
Eski dostum ve ağabeyim Orhan Koloğlu'nu an-
mamın nedeni, 4 Aralık günü Cumhuriyet'in 15.
sayfasında çıkan, "Demokrasiye adım atarken, ilk
deneme: 1945 Tan Olayı" adlı yazıs oldu.
Kısa, objektif yazı çok ilginç gözlemleri içeriyor-
du.
Orhan Koloğlu, Türkiye'nin girmeye hazırlandığı
çok partili yaşamın nasıl geçeceğinin daha Tan ola-
yından belli olduğunu söylüyor.
Bizde kimi çevreler, Türkiye'deki kınlma noktası-
nın 1950 yılında iktidara gelmiş olan Demokrat Par-
ti'nin ödüncü ve gerici politikalanyla başladığını sa-
nırlar.
Oldukça yaygın bir kanıdır bu.
Oysa, Demokrat Parti iktidannın tomurcuklan bir
zamanlann tek partisi CHP içinde daha kırklı yılla-
nn ortalannda yeşermeye başlamıştı bile.
Orhan Koloğlu'nun büyük bir isabetle belirttiği gi-
bi, Tan Olayı bunlardan biriydi.
Nitekim, Uğur Mumcu da "Kırklann Cadı Kaza-
m" adlı yapıtında bu gerçeği vurguluyordu.
• • •
Demokrat Parti'nin iktidara gelişi, gerici ırkçt akım-
lara ivme kazandırdı kuşkusuz.
Ve Türk çok partili yaşamı "tahkimatta yapılan ha-
ta" yüzünden birtürtü, katılımcı, çoğulcu gerçek bir
demokrasiye dönüşemedi, yalnızca yanlış yorum-
lanan bir milli irade kavramı yüzünden, bir çoğun-
luk, hatta zaman zaman da tıpkı bugün olduğu gi-
bi bir azınlık diktası olarak kaldı.
Araştırmacı yazarCan Dündar'ın Tan Matbaası
olayı ile ilgili belgeselini ne yazık ki göremedim.
Ama, dünkü yazısından bilmediğim bir noktayı öğ-
rendim, olaya katılanlar arasında, genç bir İTÜ öğ-
rencisi olan Süleyman Demirel de varmış.
Demek ki, Süleyman Bey'in o garip demokrasi
kültürünün biçimlenmesinde bu türolaylann daet-
kisi olmuş.
Bilmem Can Dündar belgeselinde o noktaya do-
kundu mu? Eğer dokunmadıysa onu da ben belir-
teyim:
4 Aralık 1945 günü göstericiler, Galatasaray ü-
sesi'nin kapılanna dayanıp, öğrencileri kendileriy-
le birlikte bu vandalizme katılmaya çağırdıklannda,
okulun efsanevi müdürü Behçet Gücer (Baba Beh-
çet) haber gönderir:
- Kimse katılmayacak, kimse okuldan çıkmaya-
cak!
öğrenciler bu çağnya harfiyen uyarlar.
Galatasaraylılar için tıpkı Tevfik Fikret'in Abdül-
hamid'in hafiyelerine öğrencilenni teslim etmeme-
si gibi, bu olay da tarihlerinin bir övünç öğesidir.
Tarihin şu garip tecellisine bakın ki, 1945 Tan ola-
yını yazısıyla kışkırtıp kotaran Hüseyin Cahrt Yal-
çın da, çarpık oluşmasına katkıda bulunduğu, çok
partili rejimde, seksen yaşında Menderes iktidan
tarafından hapse atılacaktir.
"Eee, etme bulma dünyası" demeye de pek di-
lim varmıyor Sevgili.
Kamu yönetimi tasarısına eleştiri
Öymen: Reform
rönesanssız olmaz
tstanbul Haber Servi-
si - CHP Genel Başkan
Yardımcısı Onur Öy-
men, reformların top-
lumda ortak bir anlayış
oluşturularak yapılabi-
leceğini belirterek "Ka-
mu Yönetimi Temel Ka-
nunu Tasansı bir reform
nMiği taşırrmor. Bu met-
ni yeni baştan yazmak
lazun" dedi.
tstanbul Yüksek Tica-
ret ve Marmara Üniver-
sitesi (MÜ) îktisadi Ida-
ri Bilimler Fakültesi Me-
zunlan Derneği'nce dü-
zenlenen "Kamunun Ye-
nidenYapılandınlmasm-
da Yerel Yönetimler ve
Harcamalann Denetim
ve Şeffaflığı" konulu
sempozyum, Sultanah-
met'teki MÜ Rektörlük
Binası'nda gerçekleştiril-
di. Sempozyumun açı-
lışında konuşan dernek
başkanı Sabri Tümer,
Türkiye'nin yönetim ya-
pısını tümden değiştire-
cek olan "Kamu Yöne-
timi Temel Kanunu" ile
"Kamu Mali Yönetimi
ve Kontrol Kanunu" ta-
sanlannın kamuoyunda
yeterince tartışılmadığı
için böyle bir toplantı
düzenlediJderini söyle-
di. OnurÖymen toplan-
tıdaki konuşmasında ta-
sannın reform niteliği
taşımadığını ifade ederek
"Uhı ÖnderAtatürk'ün
gerçekleştirdiği hareket-
ler reformdu. Reform,
rönesanssız olmaz. Bu
metinde iki çağdaşlaştir-
ma hareketi de birbirin-
den kopuk olarak işli-
yor" dedi.
KESK'in 11 Aralık'ta yapacağı bir günlük uyan eylemine hekimler de destek verecek
ATD: SabırtaşıçatladıANKARA/ÎZMİR (Cumhuriyet) -
Kamu Emekçileri Sendikalan Konfe-
derasyonu (KESK) Ankara Şubeler
Platformu, Kamu Yönetimi Temel Ya-
sası Tasansı'nı protesto etmek ama-
cıyla AKP Ankara ll Başkanhğf na si-
yah çelenk bıraktı. Partinin il başkan-
lığı binası önünde toplanan grup, elle-
rinde pankartlarla AKP iktidan aley-
hinde slogan attılar. Ankara Tabip Oda-
sı (ATO), KESK'ın 11 Aralık'ta yapa-
cağı 1 günlük uyan eylemine destek ve-
receğini bildirdi.
AKP 11 Başkanlığı'na siyah çelenk
bırakan KESK Ankara Şubeler Platfor-
mu adına açıklama yapan Dönem Söz-
cüsü Erkan Sümer, hükümetin "ser-
mayenin sesnden" başka bir sesi duy-
mak ıstemediğini belirterek, "Ekono-
mik göstergeler yansraldığı gibi iyi de-
• KESK Ankara Şubeler Platformu, AKP Ankara îl Başkanlığı önüne siyah çelenk bırakarak
Kamu Yönetimi Temel Yasası Tasansı'nı protesto etti. Platform adına konuşan dönem sözcüsü
Erkan Sümer, hükümetin 'sermayenin sesinden' başka bir sesi duymak istemediğini söyledi.
ğfl. Emekçiler saün aiamıyor. Kiiçükes-
naf ve çiftçi vahim durumda. Yoksul-
lukarüyor" dedi. Herkese eşit nitelik-
li parasız sağlık hizmeti ve eğitim ta-
lep ettiklerini vurgulayan Sümer, AKP
hükümetinin 2004 bütçesini ve Kamu
Yönetimi Temel Yasa Tasansı'nı pro-
testo ettiklerini kaydetti.
Ankara Tabip Odası (ATO), KESK'in
11 Aralık'ta yapacağı bir günlük uya-
n eylemine destek vereceğini bildirdi.
Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr.
SinanAdıyaman, sabır taşının çatladı-
ğını belirterek, hekimlerin ve sağlık
çalışanlannın olmazsa olmaz taleple-
ri gerçekleşinceye, sonuç alıncaya ka-
dar eylemlerin süreceğini bildirdi. Adı-
yaman, hekimleri aklıselime davet eden
Sağlık Bakanlığı Müsteşan Necdet
Ünüvarın açıklamalannı talihsizlik
olarak nitelendirerek, "AKP iktidan-
nın çoksestüige, örgüthi kesimlerin var-
hğma ve görüşlerine tahammülü yok"
dedi.
AKP iktidannın uyguladığı sağlık
politikalan ile insanı ortadan kaldırma-
yı yerine "müşteri yurttaş'' kavramı-
nı koymayı amaçladığına dikkat çe-
ken Adıyaman, Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan'm hekimlere ve sağlık
çalışanlanna yönelik önyargıh tutu-
mundan vazgeçmesi gerektiğini kay-
detti.
Sağlık Bakanlığf ndan beklenilen
tutumun sağlığa genel bütçeden ayn-
lan kaynağın arttınlmasını sağlayarak,
sağlık çalışanlannın özlük haklannı
iyileştirmek ve toplumun sağlık hak-
kını koruyucu düzenlemeler yapmak
olduğuna dikkat çeken Ankara Tabip
Odası Başkan Sinan Adıyaman, talep-
lerinin ve uyanlannın AKP hüküme-
ti tarafından dikkate alınmamasının
Türkiye'yi sağlık alanında uçuruma
sürüklediğini kaydetti.
KESK üyeleri tarafından tzmir Ko-
nak Alanı'nda da "KamuReformu Al-
datmacasma Karşı İşimize, tş Güven-
cemizeve Geleceğimize Sahip Çıkmak
için'' adıyla halka yönelik bülten da-
ğıtıldı.
Burada basın açıklaması yapan
KESK Izmir Şubeler Platformu Dönem
Sözcüsü Ergün Demir, 10 Aralık'ta
viziteye çıkacaklannı, 11 Aralık'ta da
iş bırakarak Konak Alanı' nda toplana-
caklannı bildirdi.
AKP'nin kamu hizmetlerini şirket-
lere açmanın planlannı yaptığını belir-
ten Demir, "\urttaşlara paran varsa
oku, paran varsa tedavi oL, paran var-
sa hizmet al diyoıiar. Denetim yok, ka-
üfamyok, halkm veemekçilerin söz hak-
kı \ine yok. Çiinkü onlar söz hakkını
şirkedere, yandaşlara tanıyorlar" dedi.
tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇlN
Erdoğan: Terörist yalnız bırakılmalı
Istanbul için 100
trilyonluk ek ödenek
ANKARA(CumhuriyetBüro-
su) - Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan, "en büyük aşkun" diye
nitelediğı Istanbul için 2004 yı-
lında 100 trilyon lıra ek ödenek
ayıracaklannı söyledi.
Başbakan Erdoğan, TÜR-
SABın 16. Olağan Genel Ku-
rulu'nda yapüğı konuşmada Tür-
kiye'nin sahip olduğu zengin
olanaklarla gücünü topladığını
savunarak "Ihracattan turizme
cumhuriyet tarihinin rekorian-
nı kuTyoruz" dedi. Erdoğan, ts-
tanbul'da yaşanan terör saldın-
lannuı ardından Ingiltere'nin,
vatandaşlanna yaptığı "Türld-
ye'yegtaneyin" uyansını kaldır-
dığını ifade ederek bu doğru yak-
laşımın diğer Avrupa ülkelerine
de örnek olmasını istedı. Erdo-
ğan, birçok zeminde, AB ülke-
leri ve aday ülkelerin büyükel-
çilerine verdiği yemekte, "Bizi
ikinci bir terör olayı ile baş başa
bırakmamahsınE. 1eröriin ekme-
^ne yağ sürmemeysiniz" dedi-
ğini vurgulayarak "Terörüvıete-
röristi yalnız bırakmak lazun.
Bunun için birfiktehareketeüne-
Byiz" diye konuştu.
Bir "Istanbul çocuğu" olarak,
Istanbul için özel bir başlık aç-
mak istediğini kaydeden Erdo-
ğan, şunlan söyledi:
"Ziratstanbulbenimen büyük
aşkundır. Benim için Türkiye'nin
özetidir. Çünkü ortasından deniz
geçen bir başka şehir yoktur.
Dünyanmgözbebeği tstanbuliçin
daha çok şey y apmalıyız. İstan-
buCu görmeden bu dünyadan
göç eden herkes adına hayiflanı-
nm. Bir dünya başkenti olan ts-
tanbul'un en az Paris ve Lond-
ra kadar ziy^retçiye ulaşması-
nın hayatini kuranm. Hükümet
olarak2004yıhnda tstanbul için
fla\« 100trilyonfirahkek bir öde-
nek öngörüyoruz."
Başbakan Erdoğan, Istan-
bul 'daki "yıkık-dökük'' tarihi bi-
nalan tespit edeceklerini ve bun-
lan restore ederek otel olarak
hizmet vermesini sağlayacakla-
nnı kaydetti. Erdoğan, "Hedefi-
miz turizm getiıierini ilk 5 yılda
30 milyar dolara çıkarmaktır,
önümüzdeki 10 yılda da 60 mil-
yar dotan yakalamakür" dedi.
îstanbul'dan 25 otobüsle Ankara'ya giden DSP'liler 'Meydanı komploculara, ihanetçilere bırakmayın' dediler
Ecevit'e 'sitme' baskısı
AINKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Siyaseti bırakacağını açıklayan DSP
Genel Başkam Bülent Ecevit'i,
Istanbul'da 25 otobüsle gelen partililer
ziyaret etti. Partililer, Ecevit'in
siyaseti bırakmamasını istedi. Ecevit,
"DSP, bize ihtiyaç
duymadan sorumluluklanm
yerine getireböecek
durumdadır" dedi. Sabah
saatlerinde bir süre DSP
Genel Merkezi önünde
slogan atarak bekleyen ^ ^ ^ ^ _
partililer, Ecevit ve eşi
Rahşan Ecevit'i "Halkçı Ecevit,
Türkiye laiktir, laik kalacak"
sloganlanyla karşıladı. DSP Istanbul II
Başkam Soydal Sıdal, ziyareti Ecevit'e
bağlılık andı sunmak amacıyla
gerçekleştirdiklerini bildirdi. Sıdal,
Ecevit'in genel başkanlık görevini
bırakacağına ilişkin açıklamasmın
kendilerini üzdüğünü belirterek,
"Toplumumuz sizlere yapılan
haksıziıklan, ihanetleri, yeni yeni
anlamay a başladL Mey dam
• Demokratik sol kültürün yaşaması için kendisinin
genel başkan olmasının şart olmadığını belirten Ecevit,
"DSP bize ihtiyaç duymadan, sorurnluluklannı yerine
getirebilecek durumdadır" dedi.
komploculara, sivil darbecilere,
ihanetçilere bırakmayınız" dedi.
Demokratik sol kültürün yaşaması
için kendisinin genel başkan
olmasının şart olmadığını belirten
Ecevit, "DSP bize ihtiyaç duymadan.
sonımluhıklannı yerine getirebilecek
durumdadır. Bunu vatandaşlanma
kanıüamak istiyorunr dedi. "Türidye
seninle gurur duyuyor" sloganlanna
"Ben de demokratik solcularla kıvanç
duyTiyorum" karşılığıru veren Ecevit,
genel başkan olmasa bile
DSP'lilerle birlikte olacağını
ve partinin güçlenmesi için
çaba harcayacağını bildirdi.
AKP'nin Türkiye'nin başına
büyük sorunlar açacağı
_ _ _ _ _ uyanlannın haklı çıkmaya
başladığını söyleyen Ecevit,
"Atatürk'ün çağdaş Türkiyesi ciddi
tehüke ile karşı karşrya" dedi.
Ece\'it'in konuşması sırasında bir kişi,
"Kader mahkûmlan sizinle gurur
duyııyor. Onlara affı siz çıkardııuz,
emrinle ölürüz'' diye bağırdı. Ecevit çifnni partililer, "Halkçı Ecevif'sloganjyJa karşıladı. (AA)
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Iran'a eylül ayında yaptığımız ziya-
ret sırasında ülkenin tanınmış gazete-
ci ve yazartan bizlere "Burada yürüt-
tüğümüz özgüriük mücadelesine des-
teğinizi bekliyorvz" çağnsında bulun-
muşlardı. Görüştüğümüz bazı yazar-
lar hapisten yeni çıkmışlardı, bir kısmı
ise cezaevine girmek üzereydiler. Dü-
şünce açıklamak yüzünden tutuklan-
manın ne demek olduğunu iyi biliyor-
duk. Yurtdışından meslek örgütlerimiz-
den gelen destek mesajlan bizler için
önemli bir moral kaynağı oluyordu...
Yazariann uluslararası örgütü PEN ge-
çen günlerde, Iran'daki gazeteci ve ya-
zariann durumuyla ilgili bir kampanya
başlattı. 1 Aralık'ta başlayan kampan-
ya 20 Aralık'a kadar sürecek. Kam-
panya ile ilgili PEN'in açıklamasını oku-
yunca, Iranlı meslektaşlarımıza verdi-
ğimiz sözü anımsadım. Iran'da önem-
li bir demokrasi ve düşünce özgürlü-
ğü mücadelesi yürütülüyor. Bu müca-
delenin en ön saflannda da gazeteci-
ler ve yazarlar bulunuyor. Bu yüzden
onlartutuklanıyorlar ve cezaevinde çok
kötü koşullarda tutuluyorlar.
İran'daki Tutuklu Gazeteciler
Uluslararası PEN Yazarlar örgütü,
Iran'da gazetecilere ve yazartara uygu-
lanan baskılara karşı kampanyayı baş-
latırken şunları açıkladı: Iran'da ifade
özgürlüğüne yönelik baskılar giderek
artıyor. Uluslararası PEN'in 2002 yılı
Mayıs ayında Iran'la ilgili yürüttüğü
kampanyadan bu yana 7 yazar ve ga-
zeteci daha düşüncelerini açıkladıkla-
n için tutuklandılar, mahkûm edildiler
ve uzun süreli cezalara çarptırıldılar.
Uluslararası PEN, 14 gazeteci veya-
zann serbest bırakılması için kampan-
ya yürütürken halen mahkûm olmuş ve
cezaevine girmeyi bekleyen 11 yazar
ve gazetecinin durumunu da izlediği-
ni belirtiyor... Düzinelerce yazar da da-
ha önce mahkûm edilip tutuklanmış-
tı.
PEN, yazartara ve yayıncılara uygu-
lanan baskıların artmasından duydu-
ğu endişeleri şöyle dile getirdi: Cum-
hurbaşkanı Hatemi'nin reform hareke-
tinin 2000 yılındaki Parlamento seçim
zaferinin ardından tutucu yargı siste-
mi, önde gelen reformcu ve bağımsız
isimleri baskı altına almak için tutuk-
luyor. Yazarfar, gazeteciler ve yayıncı-
lar hedef alınmış durumda. Bu süre
içinde 90'ın üzerirîde reformcu yayın ka-
patıldı. Sertlik yanlısı dinciler, 'yasadı-
şı' saydıkları web sitelerini kontrol et-
mek amacıyla bu yıl yeni bir komisyon
kurdular. Bu komisyon, son üç yılda çok
sayıda reformcu gazetenin kapatılma-
sı üzerine gelişen ve yaygınlaşan ha-
ber sitelerini hedef aldı. Bu nedenle iki
intemet gazetecisi tutuklandı.
Şubat 2003 tarihinde Iran'ı yedi yıl-
dan beri ilk kez ziyaret eden Birleşmiş
Milletler İnsan Hakları Komisyonu'nun
beş üyesi, keyfi tutuklamalan araştır-
dılar. Çok sayıda insan keyfi biçimde
gözaltına alınmıştı. Siyasi muhalifler
mahkemeye çıkârılmadan uzun süre
tecritte tutulmaktaydılar. Komisyon,
bu iki durumdan ciddi endişe duyduk-
larını açıkladı. Haziran 2003'te Tahran
caddelerinde binlerce protestocunun
öğrenciler önderliğinde yaptıkları yö-
netim aleyhindeki gösteriler şiddetle
bastınlırken, orada bulunan çok sayı-
da gazeteci de tutuklandı. PEN, sert-
lik yanlısı dincilerle, reform yanlısı libe-
raller arasında artan gerilimin gazete-
ci ve yazariann durumu üzerinde ya-
rattığı etkilerden ciddi olarak endişe
duyuyor. Kampanya, Iranlı yetkilileri
uyarmak amacını taşıyor.
PEN'in yürüttüğü kampanyanın ilk
aşamasında uzun süredir cezaevinde
yatan gazetecilerin durumu ele alınıyor.
Aralannda 11 yıldır hapiste yatanlann
da bulunduğu gazeteci ve yazariann
isimleri şöyle: Abbas Abdi, Haşim
Aghaceri, Rıza Alicani, Hüccetülis-
lam Hasan Yusufı Eşkevari, Amir
Abbas Fakhravar, Ekber Genci, Hü-
seyin Gaziyan, Ali Rıza Cabari, Si-
amak Pourzand, Taki Rahmani, Ha-
lil Rüstemhani, Hoda Saber, Said
Sadr ve Nasır Zarafşan.
Kampanyanın ikinci aşamasında ise
cezaevinde kötü muameleye uğrayan
ve tecritte tutulanlann durumu dile ge-
tiriliyor. özellikle uzun süredir Evin Ce-
zaevi hücrelerinde tek başlarına tutu-
lan Ekber Genci ve Abbas Abdi'nin
durumuna dikkat çekiliyor. Amir Abbas
Fakhravar'ın gözaltında iken uğradığı
kötü muamele nedeniyle oluşan yara-
ları ise tecrit nedeniyle tedavi edilmi-
yordu. Kampanyanın üçüncü aşama-
sında ise adil yargılama konusundaki
endişeler vurgulanıyor. PEN, 14 Hazi-
ran 2003 tarihinden bu yana tutuklu bu-
lunan ve kapalı kapılar ardında yargı-
lanan Taghi Rahmani, Rıza Alicani ve
Hoda Saber'in mahkûmiyet süreleri,
haklanndaki iddialar üzerine kamuoyu-
na hiçbir bilgi verilmemesine dikkat
çekiyor.
Iran'da hapiste ve baskı altında tu-
tulan gazeteci ve yazariann bir an ön-
ce özgüriüklerine kavuşmasını diliyo-
rum. Onlarla sıcak bir dayanışma için-
de bulunduğumuzu belirtmek istiyorum.
Umarım, Türkiye'deki meslek örgüt-
leri de bu kampanyaya destek verir.