04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARALIK 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZIK AHLAKARANIYOR TURHAN SELÇUK DÜHüST TABlAÎLî -STANBÜL EAFI.KULABE MACERALARI JOSIM TEKMİ1İ yî, HAN/M , ı M P\ t>E 0 M U N YATAfrl NA Cazınanavatanında Türkiyeli bir müzisyen az dinleyicilerinin tanıdığı bir isim olan Baysal, kendini ABD'de eğitim almış bir sentez olarak tanımlıyor HATtCETUNCER Cengiz Baysal, caz müzık dinleyicilerinin yakından tanıdığı bir ısim. Türkiye'nın önde gelen cazcılannın gruplannda davulcu olarak yer almasının yanı sıra değışık yaklaşımlan olan projelere de "açık" bır caz müzısyeru Kendı deyışıyle "Türkiye'de doğup büyümüş, Amerika'da caz eğitimi almış bir sentez". Yıllarca caz eğıtımı ahp müzik yazmaya başladığında mınldandığı melodı, kendısını yansıtan bır ayna gıbı karşısında durmuş. Aynada "Cazın anavatanında kendini getiştirmeye çahşan TürkrveB bir müzisyen'' görmüş. ^Jsta-çırak ilişkisi Baysal'ın davul sevdası, Saint Joseph Lısesi'nde okurken okulda grup kurma hevesınde olan gıtanst Sarp Maden'ın teklifıyle başlar. Boğaziçi Üniversıtesi'nde hazırhk eğitimini tamamlayıp 6 ay okula gıttıkten sonra "müzik''ten başka bır şey yapmak ıstemediğıne karar verir. 20 yaşındayken 1990 yılında ABD'de istediği gibı performans uzenne yoğunlaşan "Müzisyenler Enstitüsü"ne (Musıcıans Instıtute) kaydolur Baysal okula 1.5 yıl devam ettıkten sonra Türkiye'ye döner: "21- 22 yaş arası Türkiye'de konserlerde, kulüpkrde çok çabştun. Önder Focan, Kerem Görsev, îmer Demirer ve daha birçok cazcının yanında çaldım. Caza giriş dönemimde bu çahşmalar benim için ayn bir okul oklu. tnsan çalarak, usta-çırak Oişkisinde okulda öğrenemediği çok şeyi öğreniyor." Qerklee'den burs Bir yıl sonra Amenka'ya dönen Baysal'ın aklında bu kez müzığin değışık yönlerıne gırmek vardır. Davulculuğu kadar bestecılığını de gelıştırmek, müzık yazmak ısteyen Baysal kendini gelıştırebileceğı bır okul arar. Los Angeles kentınde çok pahalı olmayan Şehir Ünıversıtesı'ne (City College) başlar. Los Angeles'ta bır yıllık bırikımıyle 2 5 yıl okuyan Baysal, bant kayıtlannı gönderdığı Berklee Müzık Okulu'ndan (Berklee College of Musıc) burs kazanır. Türkiye'de 8 ay kaldıktan sonra ABD'ye donen Baysal. 1996-1998 yıllan arasında eğıtım gördüğü Berklee den en üst mezunıyet derecesıyle mezun olur: "Berklee'nin sağladığı dünyanın her tarafindan gehniş insanlan buluşturup iyi bir sistem içerisine sokmak. Öğrenciden uzak- akadenuk bir ortam değil de daha çok usta-çırak ilişkisi içinde öğrencileıie çahşmasL Enstrümanına «ni başlayandan dün>-a staruıa her seviyeden öğrenci bulunur. Kendi seviyenizde mûzisyenlerie bir araya gelip projeler başlatabilirsiniz. Bir dünya stanyla suuf arkadaşı olup bir şeyler yapabilirsiniz." aysal: "Caz müziğinde dinleyicinin gözü korkutuluyor. 'Cazı anlamak lazım, tarihçesini bilmek lazım' gibi sözlerle çok ciddi gösteriliyor. Bence bunlar ikinci planda. Dinleyici benim ne hissettiğimi düşünerek dinlemek zorunda değil. Hatta dinleyicinin 'Acaba müziği anlıyor muyum' endişesi vardır. Bence bu yersiz bir endişe. Çalınan notalar sizde nasıl bir his yaratıyor? Samimiyetle 'Hoşuma gitti, ya da hoşuma gitmedi' diyebilmek, hoşunuza gittiyse bunun da keyfine varmak... Müzığin değeri de orada zaten." Önder Focan ve Kerem Görsev'in birçok projesinde yer alan Baysal, Duman Grubu'nun "Belki Ahşman Lazım" albümünde de yer aldı: "Çokdeğişikşejier >apma\ı seviyorunL Bazı müzisyenlerle değişik durumlarda bir arada ohınca birbirinizi i>i tanımaya başhyorsunuz. Örneğin Bdertik yaparken grubumdaki müzisyenlerin benden ne bekleyeceğini bOryorum. Bir müzisyen olarak bir liderin müziğini yaparken benden ne bekkveceğini bflryorum. Iki rolü de üstlenmek bana çahşmalanmda yardımcı oluyor." Cengiz Baysal, 2000 yıhndan bu yana juyanoda Serkan Öz\ıhnaz, bas gıtarda tlkel Ozalp ve trompette İmer Demirer. e1 *irda Ercüment Ateş \e vokalde SibelGürsoy'dan oluşan "Cengiz Baysal Grup"la çeşıtli projelere imza ahyor. i korkutuluyor "Yeni bir parça bestelediğimde gruptaki elemanlara iki-üç cümkden fazla sarf etmem gerekmiyor. Zaten pro\ada getirdiğiniz parça>ı 5 dakika içinde müzisyene aktaramnorsanız grubunuzda doğru insan yok demektir. Ben bu müzis\enlerie çalışmaktan çok mutluvıım, çok da şanshyım. Nereve ghmek istediğhni anhyoriar." Baysal, Amerıka'dan Türkiye'ye döndüğunde bazı projelennı, eskıden tanıdığı bır müzisyenın yöneticisi olduğu müzik şirketine götürmüş. Arkadaşmın "Senin manken ya da ünlü şarkıcı sç\gilin vok ki biz nhe senin albümü çıkarahm" sözlen karşısında donup kalmış. "Kendini Mıles Davıs mi zannedhorsun da 7-8 dakikahk parçalar yaptm? Pbp gibi olmalı. Üç-üç buçuk dakikada bütün mesajmı verip binrmelisin" sözlenyle karşılaşmış: "Caz bu müzik endüstrisinin içinde \aşayamadı. Caz müziğinde dinleyicinin gözü korkutuluyor bence. "Cazı anlamak lazım, tanhçesıni bilmek lazım' gibi sözlerle, çok ciddi gösteriliyor. Bence bunlar ik'nci planda. Belli bir düşüncenin arkasuıdan müzUderi yazıyorsunuz.. ama yaraıacagı etki herkeste farkh olabilir. Dinle>ici benim ne hissetrigimi düşünerek dinlemek zorunda değiL Hatta dinleyicinin Acaba muzığı anlıyor muyum'endişesi vardır. Bence bu yersiz bir endişe. Çahnan notalar sizde nasıl bir his yaraüyor? Samimiyetle 'Hoşuma gıtti, ya da hoşuma gitmedi' diyebilmek. Hoşunuza gittiyse bunun da keyfine varmak. Bu beğeninin en basit, ama en önemli hali. Müzığin değeri de orada zaten. Yazarlar, şaiıier ketimeterle birtakım hisler yaratmaya çahşıyorlar. Ressamlar şekUÎerle bir his vermeye çahşıyorlar. Bizim amacımız da notalaria yaratüğınuz hisler tophıhığunun içine dinleyiciyi sokabilmek." üzik öğretmeni Bilgi Ünıventesı Müzık Bölümü'nde ders veren Cengiz Baysal, öğrencide yeni yeni pencereler açmaya önem veriyor: "Bir söz söylersiniz, bu fıkir öğrencinin dünyasını değiştirir. Ogretmennğin bu tarafi da hoşuma gidiyor. Ama 'her şeyı hızh yapalım' köşedönmeci manbğı müzik öğrencilerinde bile var. Okuduğum okuliarda hiçbir öğretmenin ögrenchi motrve etmek için takla attığını görmedim. 'Akşam bir programda çaldık, uyanamadık' diye dersi kaçım orlar. Ben de çahşıyorum ama sabah dersime gidryorum. Oğrencilerimin bazdanm motrve etmekte zorianıyorum." Y l l d ı z l a r ı n Üstünde Baysal, geçen günlerde yayınlandığı ılk albümü "Yıknzlann Üstünde" de doğaçlama öğesını ön planda tutarken bestelenne de yer venyor. Bestelen, evı olarak kullandığı Hollywood'dakı bır stüdyodan müzık okuluna kaldınma yerleştırilmiş ^ıküzlann üzerinden" yürürken belırmış. Cazın anavatanı Amenka'da notalara dökülen eserlerinde Türkiye'nın kokusunu almış: "Üközlenen insanlan arkadaşlar. se\ r diklerimiz. Çok gidip geldim ama.. 1990'dan 2000'e kadar Amerika'da kaldım. Özlemle bağdaşürdığım müzikler çıkü. Eğitim hayatun boyunca caz çevresinde benim kiUtürümün dışından gelen bir stili öğrenmeye çahşıyorum. Konsantre olup içine giriyorum. Tarihçesi, armonik yapısıyla öğreniyorum. O stil içerisinde müzik yazabiİiyorum ama.. bu yürü>üşte akhma gelen melodi senelerce okulda öğrendiğim şe> lerle çok ilgili değil. Daha çok içinde büyüdüğüm kültürie ilgili şeyler. Demek ki benim içimde bu var. Bu melodi kendimi bana ayna gibi gösterdL" ik öğeler Baysal, çalışmalannda etnık öğelen "üstüne basmadan" kullanmaya çalışıyor: "Ben kendimi bir sentez olarak düşünüyorum. Sentez olan biri müzik yazdığmda, doğal olarak çıkan da sentez olacakür. tnsanın büyüdüğü ülkenin müziğinin etkileri, eğer özeüikle saklamaya çahşmazsa yazdıklannda ortaya çıkar. Benim yazdığım müziklerde de etnik melodik elemanlar \-ar. Ancak etnik melodikr müzikte baskuı durduğu için dengeh' bir ifade yaratmak çok zordur. Etnik enstrüman yerine vokal kuüanıyorum. O melodiyi zurnayla vermek zorunda değilim, piyano da çalabihr. Etnik öğeler benim müziğimde üzerine basümamış durumdaJ" Akkiraz'ın yeni albümü Anadolu'dan hazineler sunuyor H alk müziğinin geleneklere en bağlı seslennden Sabahat Akkiraz yeni albümü Kaygusuz'da Anadolu'dan, uçsuz bucaksız hazınelennden deyışler, türküler sunuyor. Tunceli'den "HarputtanÖtesine'', Sıvas'tan "Şikâyetim Sana Tannm"la başlayan albüm adını Kahramanmaraş Narlı Halkaçayır köyünden ahnan Akkiraz'ın düzenlemelerini yapnğı, sözleri Aşjk DertM'ye ait olan "Kumarbaz/Kaygusuz" türküsünden alıyor. Hatay Kınkhan'dan bir barak olan "Şavun", Alevi cemlerinden önce çalınan Arguvan'dan "Tevhıt" halk kültürüne büyük sevgiyle yaklaşan Akkiraz'ın özenli çalışmalannın en güzel örneklerinı oluşturuyor, Stüdyoda canlı olarak çalmıp söylenen "Bu Yıl Bu Dağlann Kan Erünez", "Sabah Erken V\TUI Yar", "Saki'' de Akkiraz "otantik ses ve tarn"yla bir kez daha parhyor. Yapımcıhğını Kemal Akkiraz ve Hasan Akkiraz'ın üstlendiği Kaygusuz albümün müzik yönetmenliğini Erol Parlak yapmış. Banş Güney Bağlamacının ilk Tohum'u Genç bağlamacılardan Banş Güney ilk albümü "Tohum"da entsrümantal çalışmalanyla dinleyicinin karşısına çıkıyor. Erzincan'dan Izmir'e göç etmış bir ailenin çocuğu olan Banş Güney küçük yaşlarda bağlamayla tanışh. Izmir'de bağlama kurslanna devam eden ve kendini geliştirmeye çalışan Güney, daha sonra Istanbul Teknik Ûniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvan'a girdi. Konservatuvarda son suuf öğrencisi iken Erol Parlak veErdal Erzincan atölyelennde bağlama dersleri verdi. ArifSağ'aTekfen Filarmoni Orkestrası'yla verdiği konserde perküsyonla eşlik etti. Sağ ve Lübnanlı ünlü sanatçı Marcel Khatife'nın Açıkhava Tiyatrosu'nda birlikte verdikleri konserde de perküsyon çalan Güney, çeşıtli albümlerde yönetmenlik yaptı. 1997yılındanberi "Kendmce" besteler yapan Güney "Bağiamam gefiştikçe meJodier de bütünleşmeye başfauh* dryor. Banş Güney ilk bestesi "Tohum"un adını taşıyan albümünde Anadolu çalgılanyla yorumladığı 7 enstrümantal eserine yer veriyor. "Amacım bağlama Ue müzik yapmak. Bağlamayı mümkün olduğu kadar çahnabilecek her şekOde çalmak. Kendi müziğini en i>i şekflde icra etmek'' diye konuşan Banş Güney, albümünü Sıvas katliamuıda yaşamını yitıren HasretGühekin'e adamış. Güney albümde bağlamalan şelpe ve arpej teknıği ile çalıyor. Ertan Tekin albüme balaban, mey ve zurna ile katkıda buluyor. ASM Müzik Yapım etiketiyle çıkan albümde Güney'in besteleri dışında Erzurum yöresinden "Keşkem", "Göynük Zeybeği'' ve geleneksel "Halaylar'' yer alıyor. Konser... Turne... Parti Pop müziğİn sevilen seslerinden Nîlüfer yann (8 Aralık Pazartesi) Beşiktaş Kültür Merkezi konserlerine başlayacak. Her pazartesi tekrar edilecek konserlerinde Nilüfer, dillerden düşmeyen eski şarkılaruun yanı sua yeni çalışmalanna da yer verecek. DJ Arkuı ADen (diğer adıyla Mercan Dede) yeni plaklanru dinletmek üzere başladığı turnesini 10 Aralık Çarşamba günü saat 19.30'da Diyarbakır Demirok Tesisleri'nde başlatacak. Allen'in turnesi Malatya, Gaziantep, Kütahya ve Niğde'de devam edecek. (Tel: 0212 292 97 72) Son yıllann sevilen kadın şarkıcılanndan Dklo'nun son albümü "Iife For Renfin yayımlanması nedeniyle 11 Aralık Perşembe akşamı saat 21.00'den itibaren Manhattan Kulüp'te bir parti verilecek. Beyoğlu'nda bulunan Manhattan'daki partiye öğrenci girişi 5 milyon, tam bilet 7.5 milyon lira. (Tel: 0212 244 04 42)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle