Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK 2003 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADABUGUIV
JLLİ SİRMEN
Aman Dikkat! Hoşgörü
rchlikeli Kavramdır
Doğu felsefesinde, Batı'ya oranla soyut kavram-
lar daha azdır. Belki feodal kültürün ürünü olduğu
için somutlamalarla düşünülür.
Darb-ı meseller, atasözleri gibi, Nasrettin Hoca
bilgeliğinin öyküleri de bu olgunun örnekleridir.
Belki dekavramlar üzerinde tartışmaya başJama-
dan önce, onun tanımını doğru yapma alışkanlığı-
mız olmaması da buradan kaynaklanmaktadır.
Son yıllann pek sözü edilen moda kavramlann-
dan biri de 'hoşgörü'. özeilikle belirii çevreler, de-
mokrasimizi salt hoşgörü temeline oturtmak için ol-
madık hünerler gösteriyorlar.
önceki günkü Vatan'ın beşinci sayfasındaki "Fet-
tulâh Hoca'nm önsözü Toktamış Hoca'dan" baş-
lıklı haberde de hoşgörü kavramı başköşeyi işgal
ediyordu.
Burada Toktamış Ateş - Fethullah Gülen iliş-
kisini tartışmayacağım.
Toktamış Ateş'in iki cihanda birden aziz olmak
için bu yolu tuttuğu kanısında da değilim.
Toktamış Ateş, bu gibi ilişkılerden kaçınmayı şi-
ar edinmiş olan ben ve benim gibiler gibi davran-
mak zorunda değildir. Bunu da saygıyla karşılanm.
Diyeceğim, amacım Toktamış Ateş'i ne eleştir-
mek ne de savunmak.
Üzerinde durmak istediğim, hınzırca kullanıldığın-
da çok tehlikeli olan 'hoşgörü' kavramı.
• • •
Resmi Türk Dil Kurumu'nun 1988 tarihli Söz-
lük'üne bakıyorum, 'hoşgörü' şöyle tanımlanmış:
Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş
görme durumu, müsamaha, tolerans.
Doğrusu pek doyurucu olmayan ve hoşgörüyü,
hoş görme durumu olarak açıklayan satırlar, bizi ya-
bancı kökenli 'tolerans' sözcüğüne yönlendirdiği-
ne göre, bir de ona bakalım dedim.
Societe Du Nouveau Littre'nin Paul Robert ta-
rafından hazırianan 1968 basımlı Petit Robert'inin
1790. sayfasında bu sözcüğün Latince 'tolerabi-
lis'ten geldiği belirtildikten sonra, ilk anlamı olarak
şu karşılık veriliyor
"Aksine davranmak mümkün olduğu halde hoş
görrnek, müsamaha ile yaklaşmak, yasaklamakve
herhangi bir talepte bulunmamak ile bundan do-
ğan özgüriük."
Ardından da örnek olarak ekleniyor: "Bu birhak
değil, toleranstır."
Sanınm bu küçücük göz atış bile konuyu aydın-
latmaya yetiyor.
Açıkça görülüyor ki tolerans ya da hoşgörü, sa-
hibinin vazgeçebileceği, geri alabileceği birdavra-
nış biçimidir. Kısacası, demokrasi öncesi bir er-
demdir ki demokrasi kişisel ilişkilerde hoşgörüyü
pekiştirmiştir.
Başka bir deyişle hoşgörü, günümüzde de kişi-
sel ilişkilerde geçerlidir, ama kamu alanında yer al-
maz.
Demokrasilerde, devlet - vatandaş veya kurum-
lar arası ilişkiler, hoşgörünün ötesinde, özüne kim-
senin dokunamayacağı hak ve özgüriük kavram-
\anna dayanır.
•••
Temeline dokunulamayacak özgüriükler derken
bir yanlış anlamaya yol açmak istemem.
Bu özgürlüklerin özüne, yalnız devlet değil, ku-
ruluşlar ve kişiler de dokunamazlar. Bu sonucun el-
de edilebilmesi ve özgürlüklerin korunabilmesi için
kaçınılmaz olarak kimi yasaklar ve yaptınmlar da
getirilmiştir. Bu yaptınmlar, hem yerel yönetimleri,
hem idareyi, hem de pariamentoyu, başka bir de-
yişle hem devleti hem de milli iradenin kendisini kap-
sar.
Hatta, çağdaş dünyada devletleri yaptınm güç-
leri olmasa bile yine de zorlayan uluslararası kuru-
luşlar da söz konusudur.
Ama son zamanlarda, demokratik düzenin bu ya-
pısının üzerinde durmak yerine, daha çok demok-
rasi öncesinin erdemi olan hoşgörü öne çıkanl-
makta.
Üstelik bunu öne çıkaranlann takıyyeci geçmiş-
leri ve bunu kanıtlayan eylemleri, insanı uzun uzun
düşünmeye sevk etmektedir.
Doğrusu ya bu gibi çevreler karşısında ben ken-
di tavnmı netleştirdim.
- Alın hoşgörünüzü başınıza çalın, ben demok-
ratik haklanmı isterim, diyorum.
Vatan gazetesinde yayımlanan yazıda da Tokta-
mış Ateş'in açıklamalannda da hoşgörü sözcüğü-
nün fazlaca geçtiğini gördüm.
Toktamış Ateş bir bilim adamıdır. Sanmam ki bu
hoşgörü çağnlan, kimi çevrelerin hoşgöfü - hak ça-
tışması yaratabilecek, hoşgörü yutturmacasının bir
parçası olsun.
Ama yine de eskilerin deyimiyle "Bu mübayenet
kimizihinleri teşviş etmektedir". "Hoca 'nın bu ko-
nuya biraçıklama getirmesi belki deyerinde olur"
derim.
Siz ne dersiniz?
YÖK Başkanlığı'na veda etti
Kemal Gürüz'den
siyasete yeşil ışık
ANKARA (Gumhuri-
yet Bürosu) - YÖK Baş-
kanlığı görevini 1995 yı-
hndan bu yana sürdüren
Prof. Dr. Kemal Gü-
rüz'ün görev süresi dün
sona erdi. Gürüz," Türk
miDetine hiznıetin en yü-
ceyolu siyasettir* diyerek
siyasete atılacağı sinya-
li verdi.
YÖK'teki makamına
dün son kez gelen Gü-
rüz, burada uzun süre
üyelerle görüşmesinin ar-
dından kurumdan aynl-
dı. Gürüz, akşam saatle-
rinde ise bir televizyon
kanalında açıklamalarda
buhındu. "Hicbirpişman-
bğnn yok. Çok gururiu-
yum" diyen Gürüz, ken-
di başkanlığı yıllannda
yükseköğretimin çokpar-
lak olduğunu bugün için
yükseköğretim sistemin-
de mutlaka değişiklikle-
re gidilmesi gerektiğini
kaydetti.
Gürüz Türkiye'yehiz-
met etmeyi sürdüreceği-
ni söyledi. Gürüz, "Ben
siyasetçilere büyük saygı
duyuyorum, yetenekle-
rim el verir mi bttmiyo-
rum ama, Türk milletine,
devietine hizmetedevam
edeceğim. Türk milleti-
ne hizmedn en yüce yohı
siyasettir" diye konuştu.
Yerel seçimler sonrası genel başkanlığı bırakacak olan Bülent Ecevit'in yerine 5 kişinin ismi geçiyor
DSP'debaşkanlıkyanşıMUSTAFAÇAHR
ANKARA-DSP Genel Başkanı Bü-
lent Ecevit'in yerel seçimlerin ardın-
dan gerçekleştirilecek kurultayda aday
olmayacağını açıklamasının ardından
partide adaylık kulisleri de başladı.
Genel başkanlık için adaylığı ko-
nuşulan 5 isim gelişmeleri gazetemi-
ze değerlendirdi. Olası genel başkan
adaylannın liderliğe ilişkin düşünce-
leri şöyle:
Şükrü Sina Gürel: Partide bir şekil-
de genel başkanhk boş kal-
maz. Biz aramızda işbirli-
ği yapanz. Ben de üstüme
düşen herhangi bir görev
varsa yapanm. Ecevit'in
yeri elbette dolduruJamaz.
Yahıız partide değil Türk siyasetinde
Ş Sina CÜrel: Üzerime düşeni vapanm. Yllmaz BÜyÜkerşen: Teklif
geliyor. Henüz değerlendirmedim. Tayfllli İÇİİ: Ben yerimi ve görevimi bilirim.
Zekerİya TemİZel: Çok aday, zenginliği gösterir.
MaSUIH TÜrker: Hedefim îstanbul. ErdOgan Toprak: Önemli olan seçim.
doldurulamaz. Ama DSP'de genel baş-
kanJık boş kalacak değildir. DSP ol-
gunJuğunu ve Türk siyasetinde kalı-
cılığını kanıtlamış birparti olarak kad-
rolannın arasından kendi yonetimini
belirleyecektir. Biz de üzerimize dü-
şen bir şey varsa yapanz.
Yılmaz Büyükerşen: Bu söylentiler
anladığım kadanyla parti
teşkilatlannda, çeşitli yer-
lerde, o konudaki arzula-
nn basına yansıması. Bana
da bu konuda istekJer ge-
liyor, konuşuluyor.
Tayfiın Içü: Benim görevim Anka-
ra Büyükşehir Belediye
Başkan Adaylığı. Genel
başkan ve partili arkadaş-
lar, beni Ankara'da seçimi
kazanmam için görevlen-
dirdiler. Onun için aklım-
dan genel başkanlık gibi bir şey geç-
mediği gibi, ben uzun yıllar Ecevit'in
yanında çalışan biriyim.
Ben her zaman yerimi, görevimi bil-
miş biriyim. Benim bütün çabam An-
kara Belediye Başkanlığı'nıkazanmak
ve partinin eskisi gibi güçlü yere gel-
mesidir.
Zekeriya Temizel: Partililerin gön-
lünde birçok insan vardır.
Bu partinin kadrolan da
vardır. Partililer, şimdiye
kadar yaratmış olduklan
demokratik sol ideolojiyi
sürdürebilecek, yeniden
toplumda onu talep edilebilir bir hale
getirebilecek insanlann olduğunu söy-
lüyorlardır.
Bu sırada da ne kadar çok aday çı-
karsa, ne kadar çok isim çıkarsa bu,
partinin zenginliğini gösterir.
Masum Türker: Şu an-
da gündemimde Îstanbul
Büyükşehir Belediye Baş-
kan Adaylığı var. Şu aşama-
da parti olarak, yerel se-
çimlere odaklanmalıyız.
Şimdi genel başkanlık için yola çıkmak
doğru olmaz. Adımızı arkadaşlanmız,
partililer söylüyorlar. Halktan isteyen-
ler de var. Şu anda tstanbul Büyükşe-
hir Belediye Başkanlığı'na hazırlanma-
yı daha önemli görüyorum.
Erdoğan Toprak: Önemli olan par-
tinin önündeki yerel seçimlerdir.
DSP'nin birinci önceliği,
yerel seçimlerden başan ile
çıkmaktır. Bunun için el
birliği edilmeli ve bu, se-
çimlerde beklenen başan
ile sağlanmalıdır.
CHP SEÇlM STRATEJÎStNÎ BELÎRLEDÎ
'İktidar tarikat
dayanışmasıyla
yükseliyor'
BAHAR TANRISEVER
ANKARA - CHP, yerel seçimler için yürüteceği
seçim kampanyasında, AKP'yi kamu yönetimine
ilişkin yasal değişiklik çalışması ile vurmaya
hazırlanıyor. Kamu yönetimine ilişkin projenin
AKP'nin gizli gündeminin bir parçası olduğunu
belirtecek olan CHP, "Cemaat/tarikat dayamşması
üzerinde >1ikseien bugünkü iktidar, sözde kamu
yönetimi reformunu miIH görüşcü kadrolaşmanın
firsan olarak görmektedir" görüşünü savunacak.
CHP, 2004 Mart ayında gerçekleştirilecek yerel
seçimler için stratejilerini taslak halinde belirledi.
Söz konusu metin bugün Yenimahalle Dört Mevsim
Tiyatro Salonu'nda CHP'li 395 belediye başkanı ile
81 il başkaru, parti yönetimi
ve milletvekillerinin
katılacağı toplantıda
değerlendirilecek.
Toplantıda, Antakya
Bağımsız Belediye Başkanı
Iris Şentürk de törenle CHP
rozetini takacak. CHP'nin
u
Yerel Seçimler İçin Temei
tlkeler ve Çözüm Önerüeri"
başlıklı metninde şunlara yer
verildi:
^ Türkiye'nin yapısal
reformlan, dış telkinler ve
dayatmalarla değil, kendi
koşullanmızın gerektirdiği
biçimlerde yapılmalı.
Türkiye'de kamu yonetimini
altüst edecek ve bir kaosa
götürecek olan yaklaşım
reform olarak sunulamaz.
—^—~—
m
—^— • İl özel idarelerine
böylesine görev ve yetki aktaran bir sistemin doğal
siyasal uzantısı, bir vade sonra seçilmiş valiler ve
bölge valileri sistemine geçiş olacaktır.
• Kamu hizmetleri piyasa merkezli anlayışlara terk
edilmek istenmektedir. Bu, hak sahibi yurttaş
kavramından hizmet pazarlanan müşteriye geçiştir.
• Tehlikeli olan Türkiye'nin bugünkü siyasal
konjonktüründe, içerde fethedemediği cumhuriyet
kalelerini almak için dış dünyayla teslimiyetçi bir
ilişki geliştirmeyi hiç duraksamadan kabullenen bir
iktidar olmasıdır.
i/ Gene tehlikeli olan yerelleşme anlayışının
cemaat/tarikat dayamşması üzerinde yükselen
bugünkü iktidarm hâkim ideolojisiyle bugün için
örtüşüyor ohnasıdır.
• Laik cumhuriyet değerlerine karşıt bir ortamda
uzun süre ümmet ideolojisinden beslenen milli görüş
anlayışı, henüz tamamlanmamış Kemalist uluslaşma
sürecinin kınbnasından yanadır.
• Seçim
kamparryasında
kamu yönetimine
ilişkin projenin
AKP'nin gizli
gündeminin bir
parçası olduğunu
belirtecek olan
CHP, "iktidar,
sözde kamu
yönetimi reformunu
Milli Görüşçü
kadrolaşmanın
firsatı olarak
görmektedir"
görüşünü
savunacak.
Iliescu'dan Şisli'ye tiyaret" 300.doğumgünükut-
lanan Romam-alı devlet adamı Dimitri Cantemir anısına yapönlan anıOn açıb-
şuıı yapmak üzeregeldiği tstanbul'da, CHP'li Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sa-
ngül'ü zn aret etti. Başkan SarıgüL, Cumhurbaşkanı Iliescu'ya ilçenin anahtan-
nı armağan etti. Daha sonra Maçjka Parkı'na geçen konuk Cumhurbaşkanı ve
beraberindeki heyet, Romanyah devletadanu, tarihçi, biiün adamı, fflozof ve mü-
zisyen Romanya prensi Dimitri Cantemir anısına >iapılan anran açıhşını yaptılar.
Birlesme icin ilk adım
3parti ortak
hareket edecek
Seçmeveseçilmehakknın verilişinin 69. yıldönümü
Kadmlarhaklannasahipçıkmalı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Mümtaz
Sojsal'ın liderliğindeki
Bağımsız Cumhuriyet
Partisi (BCP), Yekta
Güngör Ozden'in genel
başkan olduğu Cumhuri-
yetçi Demokrasi Partisi
(CDP) ve Sadettin Tan-
tan'ın liderliğindeki Yurt
Partisi (YP) ortak hare-
ket etme karan aldılar.
Partilerin bu karan
u
Bir-
leşme için ilk adım aüMT
biçımınde yorumlandı.
CDP lideri Yekta Gün-
gör Özden, parti olarak
BCP, YP ve LiuçGürkan
grubu ile bir araya gelme-
yi uygun bulduklarını
söyledi. YP ve BCP ile
bu kapsamda görüşmele-
rinin devam ettiğini an-
latan Yekta Güngör Öz-
den, birleşmeyi ilke ola-
rak uygun bulduklannı
ancak hangi partinin ça-
tısı altında bir araya ge-
lineceği konusunun he-
nüz netleşmediğini be-
lirtti.
Özden, başkalanna da
açık olduklannı vurgu-
larken "4 grubun bir ara-
ya geimesi birşeyikurtar-
maz. Bu iktidar belasm-
dan kurtulmak istiyor-
sak yerel seçimlerde,
DYP'si,ANAP'ı dahU bir
araya gehp,hangi il ve ü-
çede kim kuvvetüyse
onun adaymı desteldeme-
Kyiz" dedi.
"BCP,CDPVeYP,işbir-
Iiğin ilk somut adımını da
dün Kıbns konusunda
yapnklan açıklamayla at-
tılar.
3 lider, AB Komisyo-
nu'nun genişlemeden so-
rumlu üyesi Günter Ver-
heugene, ortak imzayla
yaptıkları açıklamayla
tepki gösterdiler.
ANKARA (CumhuriyetBürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer,
seçme ve seçilme hakkının verilişi-
nin 69. yıldönümünde kadınlardan sa-
hip olduklan haklann "•bflincinde"
olmalannı istedı.
Cumhurbaşkanı Sezer, Türkkadı-
nına seçme ve seçilme hakkının ve-
rilişinin 69. yıldönümü nedeniyle bir
mesaj yayımladı. Sezer, çağdaş uy-
garlığın, hiçbir aynm gözetilmeksi-
zin, tüm insanlann yaşamın her ala-
nında eşit haklara sahip olduğu an-
layışına dayandığma işaret ederek
insanlığın uzun tarihsel deneyimler
sonucu ulaştığı demokrasinin olmaz-
sa olmaz koşulunun, eşitlik ilkesi ol-
duğunu vurguladi
Atatürk önderliğinde kurulan Tür-
kiye Cumhuriyeti'ninhedefınin, çağ-
daş uygarlık düzeyine ulaşmak, ka-
dın- erkek tüm yurttaşlannı hak et-
tiği yaşam düzeyine kavuşturmak
olduğunu kaydeden Sezer, "Demok-
rasi kültürünün yerleşmesi ve çağ-
daşeğitim Uketerinin benimsenmesiy-
le kadndannuz, kendflerine güvenen,
üreten ve tophımsal yaşamı yönlen-
diren bireyler durumuna geîmişler-
dh-" dedi. Sezer, kadınlann sahip ol-
duklan hak ve özgürlüklerine ve so-
runlanna sahip çıkmalan, yaratıcı
güçlerini ortayakoymalan ve toplum-
sal yaşamda etkin rol üstlenmeleri-
nin ülkenin eğitim düzeyiyle yakın-
dan ilgili olduğunu vurguladı. Se-
zer, kadınlann ekonomik ve sosyal
yaşama katılımda, karar verme sü-
reçlerinde daha etkin rol oynaması,
siyasal alanda daha yüksek oranlar-
da temsil edilmesi gerektiğini kay-
detti.
TBMM Başkanı BülentAnnç me-
saj ında. dünya parlamentolannda
görev alan kadın parlamenterlerin
sayılan dikkate alındığında
TBMM'deki kadm parlamenter sa-
yısının düşük olduğunu ifade etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
mesaj mda, bir toplumun medeniyet
yolunda gösterdiği gelişmenin, ka-
dına ayırdığı yer, saygı, verilen hak
ve sorumluluklarla paralellik gös-
terdiğini kaydetti.
CHP'de tiirban tartısması
Baykal: Talihsiz ve
zamansız açıklama
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP hderi De-
nizBaykaL partili milletve-
killeri Kemal Derviş ve
Zülfii UvaneB'nin türban
ile ilgili açıklamalanna tep-
ki göstererek bunlann *te-
Bhsizvçzamansız' olduğu-
nu söyledi.Livaneli ise
"Başörtüsü üniversitede
serbest olmak. bunun adı-
mını da CHP atmah" ifa-
desinin kendisine ait ol-
madığını açıkladı.
Yerel seçimlerde izlene-
cek stratejiyi belirlemek
üzere 81 ılden gelen tem-
silciler dün CHP Genel
Merkezi'nde toplandı.
Baykal, basına kapalı ger-
çekleştirilen toplantının
açılışında yaptığı konuş-
mada, îstanbul milleU'e-
killeri Livaneli ve Derviş'in
türbanın üniversitelerde
serbest olmasını savunan
açıklamalanna tepki gös-
terdi. Baykal, "Taühsizve
zamansızbiraçıklama. Bu
ortamda bu tür açüdama-
lan hoş karşüamıyorum"
diye konuştu.
Livaneli ise dün yaptığı
açıklamada, birkaç gün-
dür gazetelerde türbanın
üniversitelerde serbest bı-
rakılması gerektiği konu-
sunda kendi ağzından ha-
berier yazıldığını ammsa-
tarak şunlan kaydetti:
"Haberlere kaynakhk
eden ve bir gazetenin sür-
manşetinde yayımlanan
'Başörtüsü üniversitede
serbest olmalı, bunun adı-
mını da CHP atmalı' sö-
zü bana ait değiL Zaten ga-
zetedeyayımlanansöyleşi-
de de bö\1e bir ciimle yer
alnrnor."
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyetcom.tr
Kıbns'ta ilk gecemizi Girne'de Dom
Otel'de geçirdik. Deniz kenanndaki
otel odasında, gece boyu vahşi dal-
galann sesini dinledim. Gecenin ses-
sizliğinde kr/ıya vuran dalgalar insan-
da hüzünlü ve ürpertici bir yalnızlık
duygusu yaratıyordu. Kıbns sorunu,
Türkiye'yi yalnızlığa doğru götüren bir
yolculuk olarak sürecek miydi?
Dom Otel, 1974 harekâtı sırasında
bir Ruma aitmiş. Otelin sahibi 1974'ten
sonra uzun süre otelini terk etme-
mek üzere direnmiş. Başaramaya-
cağını anlayınca Lefkoşa'nın Rum
kesimine yeni bir Dom Otel inşa et-
miş. Otelin personeli, 1939 yılında
yapıldığı söylenen ve nice tarihi top-
lantıya ev sahipliği yapan otelin lokan-
tasında kullanılan sandalyelerin bile
o dönemden kaldığını söylediler. Otel
sahibi artık hayatta değil dediler. Ge-
çenlerde torunları oteli ziyarete gel-
mişlerdi.
Kıbns'ta seçime katılacak partile-
ri dolaşıyoruz. Partiler seçim kam-
panyalannı yürütürken Türkiye'den
Kıbns'tayız Ama Türkiye'de Gibi...
gelen seslere de kulak kabartıyorlar.
Kıbns iseTürkiyeli heyetlerin akınına
uğramış durumda. Kamplaşma Av-
rupa Birliği noktasında düğümleni-
yor. Ankara Ticaret Odası Başkanı
Sinan Aygün, tüm yönetim kurulu-
nutoplayarakKıbns'agelmiş. "AB'ci-
ler oyununa gelmeyin" diye çağrılar
yaparak Denktaş a destek veriyor.
Hürriyet gazetesinin, AKP'nin de
Denktaş yanlılarının yanına geçtiği
havası yaratan haberleri, burada se-
çimleri etkilemeye yönelik bir çaba ola-
rak değertendiriliyor. Kıbnslılar bu se-
çimi; Annan Planı'nın oylanmasının ve
Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle müza-
kere tarihi almasının kilidi olarak gör-
düklerini söylüyorlar.
Seçimlere çok kısa bir süre kala
AKP Hükümeti, Kıbns konusunda ta-
vır mı değiştiriyor? Tayyip Erdo-
ğan'ın, yaptığı seçim çıkarmasının
ardından Denktaş'a destek veren bir
tutum içine gırmesi; ardından yaptı-
ğı açıklamalar ve son olarak üç AKP'li
bakanın Kıbns'a gelerek Denktaş yö-
netimine destek veren bir tutum içi-
ne girmeleri, çeşitli sorulan berabe-
rinde getiriyor.
Kıbns üzerinde AKP Hükümeti'nin
hesaplannın ne olduğu sorusuna şöy-
le bircevap veriliyor AKP, statüko ile
hesaplaşmayı göze alamadı. Iktida-
nnı sürdürebilmek için Kıbns'ta orta
yolcu çözümlere razı oldu. Bu orta yol-
cu çözüm, Kıbns'ta seçimlerden son-
ra hükümeti muhalefetle iktidarm or-
taklaşa oluşturması. Bu amaçla ön-
de giden muhalefetteki Cumhuriyet-
çi Türk Partisi'ne karşı Eroğlu hükü-
metini destekleyerek bir denge yarat-
mak. Sonra bu dengeli hükümetle
yeni çözüm yollan bulmak.
Peki Kıbns'ta orta yolcu bir çözüm
mümkün mü? Muhalefet liderierinin
hemen hepsinin ortak görüşü şöyle:
Kıbns'ta iki türiü çözüm var. Birisı An-
nan Planı temelinde Kıbns'ta yeni bir
sayfa açıp hem Kıbns Türklerinin AB
yurttaşı olmasını sağlamak hem de
Türkiye'nin AB'de önünü açmak. Ikin-
cisi, Kıbrıs'ta statükoyu aynen koru-
mak. Onlara göre; bunun ikisi dışın-
da bir üçüncü çözüm yolu yok. Bu ne-
denle AKP sonuç olarak ya statüko-
ya boyun eğecek ya da çözüm yan-
lısı formülleri destekleyecek.
Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin
kuruluşunun 20. yılı vesilesiyle KKTC
Enformasyon Dairesi'nin çıkardığı
"Kıbns" başlıklı broşürü inceliyorum.
Broşürün arka kapağında ses sanat-
çısı Ercan Saatçi'nin söz, müzik ve
düzenlemesini yaptığı bir şarkının
sözleri yer alıyor. Türkiye'den bura-
ya yönelik bir eğilimi ifade eden bu
şarkı sözlerinden iki dörtlüğü buraya
alıyorum. Şöyle diyorSaatçi: "Bizim
için savaşanlar, çokçalışanlar/Bizden
zafer bekiiyoharl Bayrak bizde, sıra
bizde arkadaşlar/Hepimizin bu top-
raklar...
Duman tüter köyün bacaların-
dan/Kudret yağar şehre/lzindeyiz
Atam sen merak etme/Kuzey Kıbns
el ele"
•••
Bu yazıyı Milliyetçi Barış Partisi zi-
yaretinin ardından geldiğimiz, Mus-
tafa Akıncı'nın lideıiiğini yaptığı Ba-
nş ve Demokrasi Hareketi'nin mer-
kezinden yazıyorum. Gün boyu diğer
partilerin merkezlerine ziyaretimiz sü-
recek. Kıbns'ta seçimler yaklaştıkça
Türkiye ile Batı arasındaki gerilim tır-
manıyor. Şu küçük adanın Türkiye
açısından minnacık nüfusunun ya-
pacağı tercihler sanki bir milli mese-
ie haline gelmiş durumda.
Kıbns'ta ılık ve yumuşak bir rüzgâr
esiyor. Havagüneşli. Kıbnslılar yumu-
şak karakterli, ılımlı insanlar. Seçim ise
vahşi bir yanşa dönüştürülmek iste-
niyor. Bakalım önümüzdeki günler
nelergösterecek?..