24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK 2003 CUMARTESİ 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKİYE Edirne _Y 8 Sinop PB 3 Samsun Y 14 Adana Kocaeli Y 11 Trabzon Y 15 Mersin Çanakkale PB 1 Giresun Izmir Y 10 Dıyarbakır K PB 11 Ankara _Y 12 Şaniturfa Manısa K 4 Mardin Aydın PB 9 Eskışehır K 1 Siirt Denizli PB 11 Konya K 1 Hakkân PB 11 Sıvas K 2 Van Zonguldak Y 13 Antalya PB 10 Kars 0 Aç k £^\ Parçalı bulutlu Butun Dolgelenmız çokbulutlu Marmara'nın doğusu IçEge DoğuAk- denız Iç Anadolu. Kara- denızıleDoğu^eGuney- dopü Anadolu bolgeler yağışlı geçecek Yagışlar Karadenız ın ıç Kesımlen IçEge Iç Anadolu ıle Do- ğu Anadolu da kar yağış alan dığer yerlerde ıse yağmur şeMınde olacak Haı. a sıcaklığı yıırdurt ba- tı kesımlennde azalacak DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brükse! Parıs Bonn K K K Y Y Y Y Y 4 1 5 10 8 OO 7 co Berlin Y 8 Moskova Budapeşte PB 1 Aşkabat Madrıd B 10 Astana Viyana B K -10 PB 2 Taşkent PB 8 Belgrad PB 5 Bakû Sofya PB 6 Bışkek PB -1 Roma PB 13 Tıflıs Atına Y 12 Kahıre Münıh PB 8 Zürıh PB 8 Şam Y 11 Bulutlu t Çok bulutlu ulu > Gök gurultulû \BaŞt araf,l. Sayfada G U N C E L CÜNEYT ARCAYİREK Oysa, değişmeyenlerin başında RTE geliyor. Örneğin, islamcı bir rejimin temellerini na- sıl atacaklarını birlikte tezgâhla- dığı bir profesörü müsteşarlıga atayarak değişmediğini, geliş- mediğini kanıtlamadı mı? Erbakan'la arasındaki fark sa- dece üslup ve uygulamada. Tek başına iktidara gelseydi bugün yapılanları, yapılacakları kısasü- reye sığdırmaya çalışacaktı Er- bakan; RTE ise yavaş yavaş, la- ik rejime duyarlı çevreleri ürküt- meden eski liderinin 1970'lerden beri söyleyegeldiği kuralları uy- gulamaya koyuyor. Tabii bizdeki zamane dönekle- rinin bağlı olduğu holdıng bası- nının bugün artık gözünü yum- duğu gericiliğe dönüş yolunda- ki eylemlere sesi çıkmıyor. • • • Cumhurbaşkanı Sezer'in in- celemelerden sonra titizlendiği, duyarlı olduğu konularda kendi- sine koşut bir ilim adamı gördü- ğü için YÖK başkanlığına getir- diği Prof. Erdoğan Teziç'in ilk kez toplanan kurumun genel ku- rulunda yaptığı konuşmayı "bir kısım" holding basını "YÖK'te yeni dönem" diye takdim etti. Teziç toplantıyı açmadan ön- ce -Cumhuriyet dışında medya- mızda fazla değerlendirilmeyen, şöyle bir haber olarak verilip ge- çilen- Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın "Cumhuriyette Laiklik llkesi" başlıklı konuşmasının tam metnini üyelere dağıtıyor. Prof. Teziç ise bu konuşmay- la Türkiye'deki tartışmaların benzerliğine değinerek RTE'nın cumhuriyetin temel ilkelerine ters düşen politikalarına karşı görüşlerini söylüyor: "Laiklik ve türban konusu şu andaki konumuz değil. Bu konu yargı organlannca, hatta ulusla- rarası yargılama makamlarınca çözülmüş bir konudur. Bizim, hükümet üyelerinin ve Cumhur- başkanı'nın, yargı kararlanna uy- maktan başka hiçbir sorumlulu- ğumuz yok. Yeni bir kural ihdas edemeyiz. Bizim, hükümet üye- lerinin ve Cumhurbaşkanı'nın yargı kararlanna uymaktan baş- ka bir sorumluluğumuz yok." Doğru, YÖK'te yeni bir dönem açıldı. Kavgalı gürültülü tartışmalar dönemi yerini; soğukkanlı ama - örneğin türban konusunda ol- duğu gibi- temel kurallarda geri adım atmayacağı izlenimi veren bir döneme bıraktı. • • • Değişmeyeni değişti, değişi- yor gibi gösterme merakı; med- yanın, başta ver kurtulcu tayfa- sının bir numaralı görevi. CHP li- deri Baykal'ı; Denktaş ı silen, Annan Planı'nı müzakere edile- cek bir metin gibi gösteren uy- durma söylemlerini yayımlamak tayfanın son marifeti. Merkez yönetim toplantısında böyle demişmiş diye haberler uyduruldu. Olaydaki inceliği kavramadığı için uydur- ma haberlere karşıdan bakan muhabirlere kar- şın; Baykal, yalanlardaki amacı sezinleyen gazetecilere politika- sını yinelemek zorunda kaldı. "Annan Planı'nda köklü değişik- likler istenmediğini, sadece makyajla bir şeyler yapılsın ama sonuçta bu aynen kabul edilsin denildiğini, kabul edilmez yığın- la madde varken, makyajla bu sonuca gidilemeyeceğini" söy- ledi. CHP lideri sorunun püf nokta- sına yine değindi. "Kuzeyi Türk- Rum toplumu haline getiren bir plana kim evet diyebilir?" diye soruyor. Kim mi? Içimizdekilerin sayısı saymakla bitmez. Ada'da ise AB ve ABD buyruğundaki Talat'la Akıncı dışardan gelecek emri hazırolda bekliyor. Buraya gelince: sorun hükü- met deyince başlıyor. Papado- pulos bile (güvenlik ve asker gi- bi) kimi koşullar öne sürerek pla- nı imzalamayacağını, Annan'ın baş koşulu referanduma gitme- yeceğini açıklıyor. Bizimkiler dut yemiş bülbül. Yumurta kapıya gelmiş, ne diye- cekler, plan üzerinde -koşullar demeyelim. Zira bu ikilinin tes- lim olduklan AB'ye, ABD'ye ko- şul öne süreceğini düşünmek bi- le abes- görüşmeleri başlatacak ne gibi önerilerde bulunacaklar, -emreamadeUğurZiyal'leçev- resindeki dar kadro dışında-... Bilen varsa parmağını kaldır- sın. Ankara'dan, federasyonu dayatan Kürt aşiretlere uyan 'Bölge maceraya sürüklenmesin' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye. Irak'ta demokratik sürecin dı- şına çıkarak "Kürdistan federasyonu- nu" dayatmaya çalışan Kürt aşiretlen- ni "bölgeyi yeni maceralara sürükle- memeleri" konusunda uyardı. Ankara, Irak'ın gelecekteki anayasal yapısının, ancak tüm Iraklılann özgür iradesıyle behrlendiği zaman bölge ve uluslarara- sı toplum ıçın olumlu bir örnek oluştu- racağını kaydettı. CelalTalabani ve Mesud Barzani lı- derlığindeki Kürt gruplann Kürt-Arap federasyonu öngören anayasa taslakla- nnı Geçicı Hükümet Konseyi'ne sun- ması, Ankara' nın tepkisine neden oldu. Dışişlen Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Irak'ın toprak büfünlüğü ve Irak hallanın huzurunun Türkiye'yi yakından ilgilendirdıği vurgulanırken "Müstakbel Irak anayasası ve buna yol göstererek öncülük edecek yasal düzenlemeler tüm Irak halkının mu- tabakatı ile oluşmalıdır. Bazı grup- larca geçtiğimiz günlerde açıklanan projeler bu gerçekle uyumlu değil- dir" denildi. Açıklamada Kürt grupla- nnın federasyon öngören anayasa tas- laklan eleştirilirken şu görüşlere yer ve- nldı: "Buyaklaşım, 19Mart 2003gü- nii Ankara'da Türkiye ve halen Irak'taki koalisyonun liderliğini yü- rüten \BD ile Iraklı muhalif grupla- nn birlikte yayımlamış olduklan or- tak açıklamada vurgulanan anlayış- la da taban tabana zıttır." ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Toslaşan Delikanlılar. KULTU* • SANAT • Baştarafı 3. Sayfada bu toslaşmayı anlayacağım, ama kendilerı- ne sembol olarak kurdu seçtıkten sonra, toslaşmalarını anlamak mümkün değil. Bundan birkaç sene önce; kımi üniversite- lerımizde, müstakbel akademısyenlerın ya- www.perareklam.com.h- • (0212) 293 89 78 YONETMEN OMER KAVUR AFS Film sunar bir Ferzan ÖZPETEK Hmi Giovanna Massimo Raoul Filippo Serra MEZZOdORNO GIROTTI BOVA NIGRO YHMAZ ycncerc39 Uluslararası Odül "iyi bir itaJyon filrm ızlemek için onu bir Türlc'c çekmesini mi beklecnek gerekiyordu?" Tulıo Kezich, Corriere Della Sera "Bir kez görmenin zenginliklerini keşfetmeye yelmeyeceği efkıleyicı bir filmle karşı karşıynyız." Sungu Çapan, Cumhuriyet "Ferzan Ozpelek'in duygular ve yaşomdaki seçimlerle ılgılı bu usta işifilminikaçırmayın."' Çtğdem Kömürcüoğlu, Tempo CAHADOTTOM HnityöAlpMliAMMEAaU&ANTl monttj iGIAfnrKKOimCEUKAIG kenuotscnvyoGUktMltOMOUvcFERZAM BEYOĞLU AVŞAR LALE OSMANBEY GAZı MECıDıYEKOY ODEON CıNEP1_EX KADIKOY TEPE CINEMAXX KADıKOY OCAK 249 25 24 247 96 55 216 37 90 339 65 85 336 37 71 12 00 14 30 17 00 19 15 21 30 11 30-14 OO-16 30-19.OO-21 45 10 30-15 25-20 1 5-C CTS' OO 15 11 15-13 45-16 15-18 45-21 15-C CTS 23 45 11 30-14 00-16 30-19 00-21 15 FERZAM 2003 CANNES UDJSIARARASI FILM FÎSTtVALİ YARIŞıViAHBOLÜM^SMlSEÇİM D0İ ATAKİY ATfMUH AMKÖY GALLEntA PRESTtGE BAK'flKÖY AVŞAfl BErOGLU AFMFTTAŞ BE VOĞLJ ALKAZAft ETILEP PCUGEOT ONCCrTY f.OHVA OMEBONUS IC€ALT.PE AFH (ST1NYE ClmMALL KADIKOY HOLLYWOOO KJO KOY TEPE C*£MA)U KCTTATAG BONUSCCTRIO HCZ>«TAGI ONEPOt LE1 . EVT SMEUA TURSAK UAÇKA CMEBONUS G-HALLj UECICIVEKCT OOEONCMEPLEK OflTAKGV FERTYE UMRANfYE AFM CARREFOUR 559*8 62 560-^56 583 *6 02 251 K12C 293 24 ğ£ 26" '3 "3 662 96 *C 483:8 56 3Z3 58BO 33-90 62 339 35 35 315 'ı t . 362 5" M 325 43 3 1 232 44 40 216 3-90 236286* 230 44 38 525 U 44 •2 30-14 'S- •2 '5-1 30- '2 00-14 30- 1 15--34İ- •2 ûO-14 '5- •t 45- 1 5-* t 45- 4 ı5-- '0 45-1 *5- •* 3O--345- i'30-1400- "• -5-1330 '" 45-1 11 45-1 1120-1 1255-1 3 1J 15-- 45-- 1 5-* JO-1 iS-' 5C- 11 15-14 -5- «3fr'S45-î 6*5 •9Û0-Z 6 45-19 15-2 645-15 15-2 6 30-13 *5-' 6 45-19 -5-2 6-15-1:, 15-2 15 3C 30 45 00 2 15 45 Z. Z121 JQ 45 645-18 15-2 00 İ C 2 3 3C 6 00-18 '5-2C 63C-i9X-2 5 45-'S 15-2 C ; 45 Prş 6 45-1 9 -5-2 5 15-'8 45-2 - '3-1S3O-2 6 45--9'5-î 30 '5 CCT23 45 5*5-13 ı5-2i 15 '5 CCT23 45 50 45 5 50-18 05-22.15 6 30-19 15-^t *î -10-1930-2 5 30-19 0C-2 45C-CT24-0 15 AOANA ARlf*LEX RE^ATBEt A0ANA t P E C*JÖ*AX^ ANKARA *RUADA AHKAfU *T*ON TOSVER AHKJUU CINEBONUS AMKAAA METT1OPOL ANKAftA OÜEON C1NEP1-£X ANKAAA TEPE C«©*AXX ANKARA TÜZE ON ANTALYA CINE BONüS BURSA AFU CARREFOUR EStaŞEHRAFU GJUOEP =>RESTXİE (ZMRAÛC^A rnan IZVIP GEMR KAflŞ!YAKA D£f*2 İZMR )OPA CVCCfrv IZHRŞAN 4578 2-1 03 S2 219'6 00 441 14 14 241 12 41 425 T 4 T 8 541 13 33 266 16 r 2*534 X 230 14 14 452 33X 225 35 5- 22C -6 56 2~B 1D 10 421 426" 366 56 38 483-511 43 -20C- - 4 • 00-1 2 y>- 2 30-1 20O-1 5 45-1 1 40-1 1 30-1 1 *0-l 2-5-1 1 D0-- 15- 2 •:> 1 3C 2 '5-1 23C-- ' 00-1 215-' 45> «00- 15-- 0C P 00-1 ı-O-i 4 3O-- 30 1 CV 1 30 4 * 30-• 15-'64S-19 6 '5- 5 40 5 -5-' 6 30-' RŞ14 6 30-1 6 30-1 6 30-1 6 40-1 6 45-- 45-2 M-2 45 2 45-î 00-2- 10 1 S '5 C.'C""23 3C OCCRS 13 3C 15-16 30-'8 45-21 00 X 00^21 25 CCT23 55 0O-2 10-2 oc-r 6 30 ' B 30-2 6*5 -9 X 2 5X 15 CO- 2 645-- -30-- S 00-' 6 45-1 \n> c -15-2 4fi-2*l Î0O-2 30 CCT24 X 20 45CCT24 15 X Z CT23 45 3C 3C • 5 CCT24 15 Beyoğlu ALKAZAR Nışantaşı MOVIEPl_EX Kadîkoy Ankara Ankara Ankara KADİKOY KIZIL1RMAK MOVIEPOL ODEON {293 (219 (337 (425 (496 (451 2 4 O 9 7 4 5 3 11 1 3 6 6 ) 6 O ) O O ) 9 3 ) 6 6 ) 3 3 ) 1 1 1 1 2 1 O 2 1 2 1 1 OO 1 OO-1 3O 1 45-1 15-1 5O-1 5 3 3 5 5 4 OO 3O- 1 5 - 3O- 1 5 - 5O- 18 6 OO-21 oo-i a ıe-oo-18 18 18 8 1 5-21 15 21 1O-21 OO 45-21 -45-21 OO 1 5 3O 3O 1O Cuma- C u m Ctes a-Ctesı 24 OO 00c30 KARŞI PENCERE Filnı, günumuz Roma'sıncü geçen bir aşk oyküsü. Dokuz \illık evli, ikı çocuk annesı, duşkrinden vazgeçmış genç bir kadınla ı Giovanna ı karşı apirtmanda oturan ve akşaralan penceredcn gozetledıği genç bir adamın (Lorenzol aşkı. CK'künün bir de yaşlı kahramanı var. BeUeğjni yitinniş, saygın ve yaşlı bir adam bu. Giovanna ve kocasının tesadüfen yolda buldukian bu yaşlı adamın gızemi, gençlık yıllannda yaşadığı bir aşk hıkayesi. Gio\ anna ve Lorenzo yaşlı adamın geçmişini araşönrken. birbirine yakınkşıyor. Aşklannın derınleşmesı Gıovanna'vı bir seçımle baş başa bırakıyor. Bir Türklyell "Yüksel Yavuz", bir Kürt hikayesi Küçük Ozgüriük" ile Cannes Film Festivali nde Almanya adına yanştı. BEYOGLUPERA ÇEMERLrAŞ ŞAFAK UOVIPLEX KADIKOY BROADWAf ;=1 ''2 4C 1133 "5 30 1930 516 26 6C 11 "5 '3 15 1515 '7 15 19 00 2' 00 3461481 1115 13 1 5 - 1 5 1 5 - 1 7 1 5 - 1 9 1 5 - 2 1 1 5 • •• nı araştırma görevlilennın, hatta kimi genç akademisyenlerin, sabahlan toslaştıklannı duyduğumda, çok şaşırmış ve ayıplamış- tım. Hatta bu konu ile ilgili bir de yazı yaza- rak, mealen; "Bunlann sembolü kurt oldu- ğuna göre, toslaşmalan değil, bırbırierinı münasip yerlerinden ısırmalan gerekir" demiştim. Bu ifadem, hem kimi siyasal Islamcılan, hem de kimi ülkücü- lerı çok yaralamış. Türkiye'de "hoşgörü ve uzlaşma" şampı- yonluğu yapan bir vakfın yayın yöneticısi, benden rıca minnet bir derieme koparttıktan sonra, yukarıdakı ıfadeyi sansürtemeye kalkmış ve elbette hak ettiği ya- nıtı almıştı. Neymiş efendim, "bu konuda duyariılık varmış". Ne di- yelim, Allah hoşgörü sahibi kıl- sın. Bizim fakülteden bir akade- misyen, (kendileri Aydınlar Oca- ğı Başkanlığı da yapmıştııj aynı ıfadeye çok takılmış. Hatta, De- rin Yayınlan, bu zatın bana çatan ve dayanaksız eleştıriler getiren bir yazısının da bulunduğu bir ki- tap yayımladığı için, Der Yayınla- rı ve sahibi ıle her türlü iş ve ar- kadaşlık ilişkilerimi kestim. Be- nım haberim olmadan çoğalttığı kıtapları yayımlamayı sürdürebi- leceğinı zannediyor ama, çok yanılıyor. Işin doğrusu Pir Suttan Abdal'ın dediği gibi; "Yağmur gibi yağar başıma taşlar I llle dostun gülü yareler beni". • • • Faşistlerin dünya genelinde hayvan sembollerine sarılmalan, açıklanabilir bir olay. Bu türden hayvan sembolleri, ilkel toplum- larda yaygın bir biçimde kullanıl- dığından, o toplumlann heye- canlannı duyan faşistlerin de, benzer sembollere sanldığını gö- rürüz. örneğin Ispanya'da Fran- co'cular, "Arriba Espana" (Şah- lan Ispanya) sloganını kullanırlar- dı. Diğer faşıst partı ve rejımler- de de benzer hayvan sembol ve sloganları vardı. Fakat bunlann hıçbirınde üyelerinin toslaşarak selamlaştığını duymadık ve oku- madık. Kaldı ki; her sabah üç beş arkadaşıyla toslaşan bir gencin, beyin yapısının zedele- neceğıne de emınim. Ve "Birbir- lerini münasip yerlehnden ısır- sınlar" gibısınden şakalar bir ya- na, toslaşarak selamlaşmalarını anlamak gerçekten çok güç. Bu arada erkek arkadaşları toslaşırken. genç hanımların toslaşmamalan galiba bir eksik- lik oluyor. Acaba onlar nasıl se- lamlaşıyorlar? Doğrusu ben, ül- kücü kızlanmızın da eşitlikçi ol- duğunu zannederdim. Erkeklerin yaptığı bir şeyi yapamamalan, kendilen açısından büyük eksik- lik! • • • Geçenlerde bir yazımda da vurguladığım üzere, 3 Kasım 2002'de halktan müthiş bir tokat yiyen MHP'nin ve MHP sempatı- zanı ülkücülerın, yenıden ayran- larının kabardığını görüyoruz. örneğin; eskıden asker uğuria- ması gibi, galibiyet kutlaması gi- bi, toplumsal sevinç gösterilerin- de üç aylı flamalannı çekerek se- vinç gösterilerine sahip çıkarlar ve 0 görüşü paylaşmayan ınsan- ların sevıncini gölgelerlerdı. 3 Kasım'da bu işe son vermişlerdi. Fakat kaldınlan flamalann yenı- den ortaya çıktığını biraz da üzü- lerek görüyorum. Hiç kimsenin ortak bir sevinç ya da heyecanı kendisıne mal etmemesı lazım. Kaldı ki, bu durumda ortada ne sevinç kalıyor, ne de heyecan... Milliyetçiler, ulusal heyecan ve sevınçlerın çoğalmasını ve yay- gınlaşmasını ve hatta ulusal bir coşkuya dönüşmesini isterler. Bu türden çıkışlar, bu heyecan- lara engel oluyor. Acaba sürekli toslaştıklan için zekâlannda bir eksilme mi var?.. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Modern Çarşı! Başkentin ilk yürüyen merdiveni buraya kurulmuş- tu... Modern Çarşı çarşamba sabahı başlayıp, ancak dün tamamen söndürülebilen yangınla kullanılamaz hale geldi. 250 dükkânın bulunduğu, yüzlerce kişi- nin ekmek yediğı çarşı artık yok. Çarşı esnafına bü- yük geçmış olsun diyoruz. En kısa sürede bu kez gerçekten modern bir çarşıya kavuşmalannı diliyo- ruz. Benzer acıların yaşanmaması için gelin şu Modern Çarşı'nın yangından önceki son haiinı sütuna yatı- ralım... Çarşıda yüzlerce, hatta binlerce ürünün, toptan- perakende satışı yapılıyor. Sadece Ankara'ya değil, tüm Iç Anadolu'ya sesleniyor. Çarşının rantı artınca yönetim, genişleme kararı alıyor. Ama çevre binalar- la dolu. Ne yapmak lazım? Binanın ara boşluğunu şöyle bir düzenleyip, yeni dükkânlar yaptılar... Orası doluncayangın merdive- ninin olduğu bölümü gözlerine kestirdiler. Oradan da 3-5 dükkân çıktı. Böyleceçarşımız genişlemiş oldu. Genişledi de... Ekonomi "arz-talep dengesi" de- ğil mi? Yeni işyeri istemleri gelmeye devam edince bu kez otopark bölümünü "değerlendirmeyi" dü- şündüler. Oradan da 3-5 kelepir dükkân çıktı! Böylece çarşı neredeyse yüzde 150'lik kapasite kullanım oranıyla rekor düzeyde hizmet vermeye başladı... Derin soruşturma! Olağanüstü kullanım kendisini heralanda hisset- tiriyordu. En çok da elektrikte. Mevcut hatlar yeter- siz kaldığı için sürekli anzalar meydana geliyordu. Derken, ayn bir trafo gündeme geldi. O da yetmi- yordu. Geçen yıl çarşı çok ciddi bir yangın tehlikesi at- lattı. Bereket, büyümeden söndürüldü. Tehlike ucuz atlatılmıştı. Zaten Türkıye'de hiçbir felaket pahalı atlatılmaz. Hep ucuz atlatılır. Işte bu yaşadığımız son facia da başta sıyasılerimız olmak üzere pek çok kişiye gö- re ucuz atlatıldı. Neden? Sadece bir kişi öldüğü için... Yangın öğle saatlerinde olsaydı, pek çok insan yaşamını yitirebilirdi... Her neyse konuyu dağıtma- yalım... 15 gün önce çarşının kablo sisteminde yan- gın çıktı. Hemen müdahale edildi. Ucuz atlatıldı! Elektrik kesintileri fazla olunca esnaf hemen pra- tik bir çözüm buldu: Jeneratör! Merkezi sıstemden elektrik alırken o kesilince he- men jeneratörü devreye sokmak, "modern" bir çö- züm. .dü! 24 Aralık Çarşamba sabahı, jeneratörü çalıştıran çarşı çalışanı, yakıtı az bulunca, bidonu aldı, doldur- mayagiriştı... Çarşı kısa sürede alevler içinde kaldı. Yanıcı ne ka- dar madde varsa, tümü çarşıda satılıyordu. Üstelik toptan! Art arda meydana gelen patlamalar yangını daha da büyütürken hava boşluğundaki, yangın merdivenindeki dükkânlar da alevler içindeydi. Yangın muslukları da çalışmıyordu! Yangın 2 günde tamamen söndürüldükten sonra Anakent Belediyesı Itfaıye Daire Başkanı Faruk Ku- rutuz, kısa bir değerlendirme yaptı. Son tümcesi şu oldu: "Burada yangın çıkmasından korkuyordum. Kork- tuğum başıma geldi!" Bu felaketin neresini düzeltmeli! Yangın geliyo- rum demiş, birkaç kez kepenkleri vurup gitmiş, al- dıran olmamış... Ankara'nın göbeğindeki çarşı böyleyse, acaba Anadolu'nun öteki kentlerındekiler nasıl?.. Çarşı es- nafına bir kez daha geçmiş olsun diyoruz. En iyi on- lar biliyor kı, bu yangın ucuz atlatılmadı... Şimdi yangınla ilgili soruşturma başlatıldı. Yuka- rıdaki nedenlerın tümünü gömmek için bu soruştur- mayı çok derin açmak gerekir! Çok derin... ankcumfa ktv.ttnet.net.tr 900 milyarlık sahte bitet I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara'da jandarmanın operasyonunda 900 mılyar lira değerinde sahte Mıllı Piyango bileti ele geçirildi. Olayla ilgili olarak 1 kişi gözaltına alındı. Yetkililer. bugüne kadarki en yüksek miktarda sahte bıletin ele geçirildığini, biletlenn sayırrunın sürdüğünü ve sahte biletlenn gerçeğinden ayırt edilemeyecek kalıtede olduğvmu söyledi. Bonozede yasasına onay • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, îmarbank mudilerine yapılacak ödemelerde "bonozedeleri' kapsam dışında tutan yasa>ı onayladı. Yasayla. bonolar ödeme kapsamından çıkanlıp tıcari ve diğer mevduat kapsama almırken tican mevduata ticari faiz uygulanması hükme bağlanıyor. Yasaya göre, ödemelerle ilgili takvım ve dığer konular Bakanlar Kurulu tarafmdan belırlenecek. Şirket, TBMM gindeminde • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Ta\ r vip Erdoğan'ın. Ülker'in dağıtım grubunda >eni bır şirket kurmasıyla ilgili tartışma TBMM gündemine taşındı. CHP Konya MilleU ekili Atilla Kart, TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, girişimin, "nüfuz suiistimali' ile kamu yetkisinin kötüye kullanılması anlamına geldiğıni belirterek Erdoğan'ın "siyasi etikle' ilgili sonılan yanıtlamasını istedi. bdnci el taşıt tasarısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yabancılara ikinci el taşıt satışı, devn ile ihracatına olanak sağlayan tasan TBMM'ye sunuldu. .\macı "Ülke ekonomisine canlılık kazandırmak" olarak tanımlanan tasan ile tescilli taşıtlann yabancı, gerçek ve tüzelkişilere ikinci el olarak satışı ve devn ile ihracatı düzenleniyor. Buna göre, aracın motorlu taşıtlar vergisi borcu bulunmadığma ilişkm belgenin ibraz edilmesi üzerine yabancı, gerçek ve tüzelkişilere satış ve devirler aracın tescilli olduğu trafik tescil müdürlüğünce yapılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle