28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 3 ARALIK 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türkiye'yl AlHM'de savunan avukatların, tttrbanı gericillğln sembolü' olarak nlteleyen görttsleri geri cekildi Hükümetten savunma skandalıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hûkümeti, Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nde (AÎHM) Türkiye aleyhine açılan türban davasında büyük skandala neden oldu. Türkiye'nin savunma avukatlannın kasım ayında AÎHM'e sunduklan "kamusal alanda türban yasağmı destekleyen" ek savunmalannın, hükümet tarafindan aralık ayında "geri çektirildiğT ortaya çıktı. AİHM tarihinde ilk kez yaşandığı belirtilen savunmanın geri çekilmesi olayı Türkiye'ye büyük prestij kaybettirdi. Hükümetin, davalı olduğu durumda Türkiye'iıin savunmasını zayıflatması da Dışişleri Bakanlıgı içerisinde büyük rahatsızlığa neden oldu. Dışişleri Bakanı AbduDah Gül, Meclis'te milletvekillerinin sorulannı yanıtlarken ek savunmanın geri çekildiğini doğruladı. Hükümetin bilgisi dışmda hukukçular tarafindan mahkemeye savunma verildiğini ileri süren Bakan Gül, "O savunmayı onaylanıadığımız yasaidardan değfl, özgürtükterden yana okhığumuz içm geri çektik. Bizim hükümetimizden önce verifcn savunma, hükümetin görüşü olduğu için oradadjr" diye konuştu. Gül, eşinin AlHM'de Türkiye aleyhine açtığı tüıban davasına ilişkin sorular üzerine de bundan vazgeçmeyi düşünmediklerine işaret etti. Cül basından berl blllyordu Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'ne sunulan Türkiye'nin savunmasından haberdar olmadıklannı ileri sürerken diplomat ve hukukçular bunun gerçeği yansıtmadığını kaydettiler. Leyla Şahin'in, türban yasağı konusunda AtHM'de açtığı dava 19 Kasım 2002 tarihinde AlHM'de görüşülmeye başlandı. Abdullah Gül'ün başbakan olduğu 58. hükümet ise 18 Kasım 2002 tarihinde kuruldu. Diplomatlar, o dönemdeki hükümetin davanın ertelenmesi ya da savunmanın değiştirilmesi yönünde bir talebinin olup olmadığının netleşmesinin beklendiğini belirtirken savunma hakkında da Başbakan Gül'e bilgi notu verildiğine işaret ettiler. Erdoflan. şahln'ln avukatlarından öflrendi Hükümet kaynaklannın verdiği bilgilere göre Başbakan Erdoğan, Şahin davasına ilişkin olarak bu yılın kasun ayında Türk hûkümeti adına iletilen ek görüşleri, Şahin'in avukatlan aracılığıyla öğrendi. Avukatlann AİHM aracılığıyla aldıklan Türk tarafinın görüşlerinde, "türbanın gericiMği teşvik ettiği, siyasal araç haBne getiriküği ve Cumburiyeün laiklik ilkesi De çetiştiğT ifadelerine yer verilmişti. Başbakan Erdoğan, 8 Aralık'ta yapılan Bakanlar Kurulu'nda bunlara Abdullah Gül'ün dikkatini çekerek eleştirilerde bulundu. Bakan Gül'ün de bunun ardından görüşlerin geri çekihnesi talimatını verdiği kaydedildi. Dışişleri Bakanı'na yakın kaynaklar, Strasbourg'da iletilen görüşlerden Bakan Gül'ün haberdar olmadığını iddia ederken burada görevli bulunan Büyükelçi Numan Hazar'a basın aracılığıyla suçlamalar yönelttiler. Strasbourg'daki diplomatik kaynaklar ise Ankara'nrn basından beri belirlenen görüşler hakkında bilgi sahıbı olduğunu ifade ederken birilerinin "ayasi çıkarian için sorunüıduğu bürokratlara yıkmaya çahjhğmı" kaydettiler. FransaCumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın 'laiklikilkesi'üzerine yaptığı konuşmanın tammetnini yayımlıyoruz 4 Laildiğin sınırı değişemez'Fransa Cumhurbaşkam Chirac: Cumhuriyetimizde, her birey farklılıklan ile birlikte saygı görmektedir, çünkü bireyler ortak kanuna saygı göstermektedirler. Fransa, işte bu nedenle, dünyamn her yerinde, insan haklannın beşiği olarak tanınmaktadır. Fakat dünya değişiyor, sınırlar ortadan kalkıyor, mübadeleler artıyor. Aynı zamanda, kimlikçi veya cemaatçi talepler dile getiriliyor veya bireyleri çoğunlukla egoizm ve hatta bazen hoşgörüsüzlük derecesine getirecek şekilde şiddetleniyor." ayın Başbakan, Sayın Meclis Başkanlan, Sayın Bakanlar, Sayın Parlamenterler, Hanımefendiler, Beyefendiler, Laiklik ilkesi üzerine yapılan tartışma, bılincımizin derinliklerinde yankı bulmaktadır. Ulusal birlığımızle, bir arada yaşama kabiliyetimizle, temel ilkeler çevresinde bir araya gelme kapasitemizle ilgılidır. Laiklik, geleneklerimizin bir parçasıdır. Cumhuriyetçi kimliğunizin merkezinde yer almaktadır. Bugün. artık laikliği yeniden tanımlamak ya da sınırlannı değiştirmek söz konusu değildir. Laikliği, oluşturduğumuz dengelere ve Cumhuriyetin değerlerine sadık kalarak yaşatmamız gerekmektedir. Cumhuriyetimiz, 200 yıh aşkın bir süredir, kendini inşa etmekte ve yenilemektedir. Bunu yaparken de özel çıkarlar, kadın ve erkek eşitliği, firsat, hak ve ödevlerin eşitliği, şartlan ve kökenleri ne olursa olsun tüm Fransız vatandaşlan arasındaki kardeşlik hakkındaki kanunun üstünlüğü ile garanti altına alınan özgürlük ilkesine dayanmaktadır. Cumhuriyetimizde, her birey farklılıklan ile birlikte saygı görmektedir, çünkü bireyler ortak kanuna saygı göstermektedirler. Fransa, işte bu nedenle, dünyamn her yerinde, insan haklannın beşiği olarak tanınmaktadır. Fakat dünya değişiyor, sınırlar ortadan kalkıyor, mübadeleler artıyor. Aynı zamanda, kimlikçi veya cemaatçi talepler dile getiriliyor veya bireyleri çoğunlukla egoizm ve hatta bazen hoşgörüsüzlük derecesine getirecek şekilde şiddetleniyor. Fransız toplumu bu gelişmelere nasıl cevap verecek? Bilgeliği seçerek ve tüm kökenlerle tüm inançlardan Fransızlan bir araya getirme yoluna giderek sonuca ulaşacağız. Tarihimizin önemli anlannda olduğu gibi, değerlerimize ve ilkelerimize bağlılık içinde yeni bir sıçrama gücünü arayarak sonuca ulaşacağız. Kültürümüzün ve Fransız modelinin özgünlüğünü ve büyüklüğünü gururla yeniden keşfetmek için bilinçlerin bir sıçrayış yapması gerekiyor. Firsat ve hak eşitliğini ve herkesin farklılıklara saygı göstererek entegrasyonunu Cumhuriyet antlaşmamızm merkezine yerleştirmek üzere bir eylem sıçraması yapmamız gerekiyor. Zenginliğımiz olan bu çeşıtliliğin gücü ile hep birlikte, bizi. bir güven, adalet ve ilerleme geleceğine doğru götürecek olan beraber yaşama isteğimizi, taahhüdümüzü ve arzumuzu ortaya koyacak ortak bir sıçrama yapmamız gerekıyor. Cumhuriyetin temel taşı ve ortak saygı, hoşgörü ve diyalog değerlerimizin bir demeti olan laiklik ilkesine bağlılık içinde, tüm Fransızlan bir araya gelmeye çağınyorum. Benlmscnen ortak deflerler Halkımız, Ulusumuz, Cumhunyetimiz ortak değerler ile birleşmiştır. Bu değerlerin benimsenmeleri kolay olmamıştır. Bu değerler, bazen, tekrar bir araya gelmelerine katkıda bulunmadan Önce Fransızlan bölmüştür. Tarihımizde meydana gelen ve belleğımize kazınan mücadelelerin acıh smavlanndan sık sık geçerek billurlaşmışlardır. Monarşinin ta basından, geçtiğimiz yüzyıl trajedilerine kadar birliğe doğru yapılan uzun yürüyüş, sınınmızı çizmiş ve devletimizi oluşturmuştur. Nantes Fermanı'ndan, kilise ile Devletin birbirlerinden aynlmasına dair kanunlara kadar, dini özgürlük ve hoşgörü, din savaşlan ISVEÇ'TE DEVLET KONTROLÜ Dini okullara uyan yapıldı GURHANUÇKAN STOCKHOLM-tsveç'te Devlet Okullar Idaresi, Stockholm'de 2, Uppsala'da da 1 Müslüman okuluna uyanda 1 bulundu. Okullar, daha önceden saptanan eksiklikleri gidermedikleri takdirde kapahlacaklar. Stockholm'deld The Modern School ve Uppsala"daki tmam Okulu, ekonomılerini düzeltmek ve öğrenim kadrosunu yeterli hale getirmek zorunda. tmam Okulu, çeşitli uyanlara ders programındaki eksiklikleri gidermemiş ve herhangi bir öğrenim programını Okullar Idaresi'ne iletmemişti. Daha çok Arap öğrencilerin devam ettığı okulda temel öğrenimin ilk 6 yılına dahil öğrenim yapılmakta. Stockholm'deki AI Mustafa adlı din okulu ise not sisteminin Isveç geneline uymamasuıdan dolayı uyanldı. Söz konusu üç okul en geç 2 Şubat 2004'te eksikliklerini gidermiş olacak. Isveç'te 9 adet Müslüman okulu bulunuyor. îspanya'da zorunlu din dersi geliyor Dış Haberler Servisi - Fransa'da dinsel simgelerin okullarda yasaklanmasına ilişkin yasa üzerine tartışmalar sürerken, Ispanya başbakanı Jose Maria Aznar'ın hûkümeti devlet okullanna zorunlu din eğitimini getiriyor. Papazlar komisyonu tarafindan hazırlanan ve gelecek yıl yasalaşması öngörülen din eğitimi programı, devlet okullannda "Katolik Kilisesi'nin varhğuu güçlendütneyi" amaçhyor. Yasaya şıddetle karşı çıkan öğretmenler, veli derneklen ve sol görüşlü gruplar anayasa mahkemesine yasanın durdurulması için dava açtılar. dergisi Fransa'daki türbanayasak kararını masayayatırdı: Paris'te Müslüman azmhgın yaşadığı semtkrde, bu egzotik ürünkrsatan dükkânın önündeki görüntülere sıkça rasrJannor- (FotoğrafDer Spiegel) 1 rl üslümaıı Çeviri Servisi - Devlet okullanna dini ve siyasi simgelerle girmenin yasaklanmasının gündemde olduğu Fransa'daki Müslümanlar, Avrupa'daki en kalabalık Müslüman azınlığı oluşturuyor. Nüfus sayımlannda inanca yönelik soru yöneltihnediği için kesin veri yok. Ancak, sayılannın 3.7-6 milyon arasında olduğu sanılıyor. Ahnanya'da yayımlanan Der Spiegel dergisine göre Cumhurbaşkanı Chirac'a rapor veren Stasi Komisyonu'nu yasak karanna iten temel unsur ülkedeki Müslümanlann ayncalık istemesi. Daha da ötesi "laildiğin anası" sayılan ülkede devletin din ve devlet işlerini ayıran yapısına başkaldınr durumda olması. Fransa, bu yasak karanru alırken Islama da diğer din ve mezheplerle aynı haklann tanınması isteğiyle küresel bir hareketin parçası olan "mflitan tslanTa kapı azuıbk ayrıcahk istiyor açmaya engel olma isteği arasmda ikilemde kalıyor. Ancak, cumhuriyetin üzerine kurulduğu temel unsurlardan olan laikliği hiçe sayan radikal Islamın yapılanmasının önünü kesmek konusunda kararlı gibi görünüyor. 'Entegre olannyortaı" Ülkede çoğunluğunu Cezayir, Fas ve Tunuslulann oluşturduğu Müslümanlann, Yahudi, Protestan ve Ortodoks azmlıktan farkı ikinci, üçüncü kuşaklannın bile topluma entegre olamaması. Yazıya göre Fransa'da yaşayan Müslümanlar sadece okullarda ayncalık istemiyor, toplumun her katmanında laik cumhuriyete karşı koyuyor. Geçen yıl yargılandığı mahkemedeki yargıcın adı Yahudi ismi olduğu için "Bana adil davranamaz" diyerek karan kabul ermeyeceğini söyleyen Tunuslu, bir örnek. Mahkemeye arkadaşlannı getirip yargıçlan tehdit eden gençler bir başka örnek. Bazı kadınlann erkek doktorlara muayene ohnak istememesi ve erkeklerin eşlerinin kürtaj olmasına karşı çıkması ise Müslüman azınlığın toplumun genel yapısma ters düşen diğer davranışlan. Fransa hükümetini en çok rahatsız eden noktalardan biri, Müslümanlann sayılan 600 bini bulan Yahudilere karşı güttüğü düşmanlık. Yazıda, "Pis Yahudi" sözünün yankılanmadığı okul bahçesi ohnadığı, sinagoglara saldınlar düzenlendiğine dikkat çekiliyor. Ve Fransız Içişleri Bakanlığı'nın verilerine göre geçen yıl 200 Yahudi'ye saldın düzenlendiği, 730 kişinin de tehdit edildiği belirtiliyor. ve zulümler arasında kendine bir yol açmıştır. tnsan haklan ve vatandaşlık haklan, 1789 Bildirgesi'nden 1946 Mukaddemesi'ne kadar olan sürede, yavaş yavaş benimsenmiş, sağlamlaşmış ve derinleşmiştir. Bu haklar, genel seçimlerin kabulü ve kadınlara oy hakkı tanınması, basın özgürlüğü, dernek kurma özgürlüğü ve tabii ki Yüzbaşı Dreyfus'un masumiyetinin tanınması için verilen mücadeleler sonucu elde edilmiştir. Sosyal adalet İçin mücadele Cumhuriyet, eşitliğe olan inancuu, 4 Ağustos gecesi imtiyazlann ortadan kaldınlmasından, 27 Nisan 1848 tarihinde köleliğin kaldınlmasına kadar, kuvvetle haykırmış ve sosyal adalet için aralıksız bir mücadele vermiştir. îşte bu tarihi mücadeleler sonucudur ki, ücretsiz ve zorunlu eğitim, grev hakkı, sendikal özgürlük ve sosyal güvenlik doğmuştur. Cumhuriyet, elini uzatmayı, firsat eşitliğini yaşatmayı, en mütevazı koşullardan gelme kadınlann ve erkeklerin liyakatını tanımayı ve onlara en üst görevlere kadar yükselme izni vermeyi bilmiştir. Bugün, kadın haklannı sağlamJaştırmak için kararlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyoruz. Bu değerler, Ulusumuzun eşsizliguıi oluşturmaktadır. Bu değerler sesimizi en tepelere ve dünyamn en uzak köşelerine kadar ulaştırmaktadır. Fransa'yı Fransa yapan işte bu değerlerdir. SÜRECEK * Fransa Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Jacques Chirac 'ın, 'Cumhuriyette laiklik ilkesi' üzerine yaptığı konuşma, 17 Aralık 2003 Elysee Sarayı Liberation'da yayımlandı Fransa'daki Türk kızm türban isyanı Dış Haberler Servisi - Fransa'da babası tarafindan örtünmeye zorlanan, bu yüzden dört yıl okula gidemeyen Türk kızı Nesli Liberation gazetesine yaşam öyküsünü anlattı. 5 yaşında ailesi ile göç ettiği Fransa'da babasının baskısı nedeniyle yıllarca türban takmak zorunda kalan Nesli, 21 yaşında bu baskıya isyan etmiş. Türbanı çıkaran ve babasını mahkemeye veren Nesli, gazeteye "Babam Fransa'da Türkiye'de yapmayacağınıyaptr şeklinde konuştu. Kız kardeşleriyle birlikte türban takmaya zorlanan Nesli, okul yönetiminin türbanla okula girmelerine izin vermemesi sonucu, okul yıllannı evde yemek ve temizlik yaparak geçirmiş. Babasının kendisi ve kız kardeşleri üzerindeki türban baskısı kızlann dört yıllık okul hayatına mal olduktan sonra laz kardeşler, babanın başlattığı yasal girişimler sonucunda, 1994 yılında tekrar okula yazılabilmişler. Liberation, Nesli'nin açtığı dava sonucu 1997 yılında 6 ay hapis cezası alan babasının Türkiye'deki ilk Islamcı partinin yandaşlanndan olduğunu vurguluyor. Babası kızlanna yaşadıklan bölgede diğer çocuklarla konuşmayı "domuz yedikleri için tehtiketi otabüecekleri" gerekçesiyle yasaklamış. Tüm bu yasaklara ragmen iki yıl derslere türbansız girmeyi başaran Nesli, "Okula geldiğhnizde ilk yapoğunız tuvalete gidip türbanı çıkarmakn, bunu okul çüaşında da yapryorduk* diyor. Nesli, jandarma, bir komşusu, sınıf arkadaşı ve El Ele Türk Kültür Derneği'nin yardımJanyla evden kaçmayı ve Pans'te liseyi bitirmeyi başarmış. Bugün özgür biri olan Nesli Fransa'da uygulanmak istenen türban yasağına destek veriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle