27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ARALIK 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA JY. U \_J J. \j M\ kultur(Ş cumhuriyet.com.tr 15 Bedri Baykam 'tualdışı ve ötesi Bedri Baykam' adlı kitabında küratörleri kıyasıya eleştiriyor Artistin manifestosuGAMZE AKDEMİR 'Küratoryal şizofreninin rad- yoskopisi'... Bu. Bedri Baykam ın Eylül 2003'te Istanbul Asken Mü- zesi'ndekatıldığı 'Ve...' adhkarma sergide yer alan yapıtlannın tema- sıydı. Bu vesileyle Piramid Yayın- lan'ndan çıkan 'tuvaldışı ve ötesi Bedri Baykam' adlı ve kimi fotoğ- raf, gösteri ve yerleştirmelerini bir araya getiren kitabında bazı küra- törleri kıyasıya eleştiriyor Baykam, lehte aleyhte tepkiler alacağını bi- le bıle. "Konsepti belirlemek, işlerin dialarını beklemek ya da komed- yen-sanatçı sürüsünden seçeceği isimlere karar vermek için atöl- yedcn atölyeye koşuyorlar. Çok kurnazlar. Seçilmek yerjne sen seç. Yönetmen ol, hakem ol, yıl- dız ol. Yaratmakla ne uğraşaca- ğız? Kalkar, ortaya en iyi felsefi tıraş sonrası losyonlarla sprey- lenmiş derin birkaç tema atıveri- riz olur biter. Biitiin sanat tarihini, felsefeyi, geçmiş ve bugünkü (ve tabii ki ge- lecekteki!) tünı sanatçıları, Sid- ney'den Kâbil'e, Chicago'dan Zü- rih'e ezbere bildiklerini sandıkla- rını gözlemlerimden biliyorum." Yaratıcılığın merkezinde olduk- lanna inanan genç küratörlerin çok- lukla egolannı kanıtlamaya çabala- dığına dikkat çekiyor Baykam. Sa- dece isim seçmekle kalmadıklannı. konuyu. sınırlan ve çahşmayı belir- leyip eserin sergi salonundaki geçi- ci yaşamında nasıl/nerede duraca- ğını gösterdiklerini söylüyor: "Sanatçılar küratörlerin kav- ramlarına sipariş illüstrasyon üreten bağımlı 'küratristler' du- rumuna itilmişlerdir. 'Bağımsız sanatçı' kavranııyla ilişkileri kal- mamıştır. Tuvalden apar topar kurtulma çabasının gerisinde de bağımsız sanatçının tüm öznel iz- lerini yok etme çabası vardır". Küratokahraman Ona göre, gerek ülkemizde gerek dünyada 'küratörlerin' unuttuğu noktalar; varlıklannın sanatçılann- kine bağlı olduğu, buna karşın kü- ratörler olmadan da sanat ve sanat- çımn var olabileceği. îstanbul'dan bir örnek veriyor sanatçı. Baykam'a göre bu küratörler, sanatçının eserini özgürce tamamlaması için geçmesi gereken son bariyerdir. Küratörlerin çoğu grup sergilerinde bir konu belirlerler. Ve kimi 'küratristler'in de tam da bu konuya uyan fikirlerinin var olması ne komik ve ilginçtir!. "'Küratörize' sanat dünyasının patlama yaptığı günlerde, genç bir adam, temalı sergilerin de ötesinde, dünyaya kendisinin Amerika'dan Türkiye'ye (ikinci) dönüşünden (1997) önce ülkede dikkate değer hiçbir şey yapıltna- dığı mesajını yaymaya başladı! Yabancılar zaten pek bir şey bil- miyor ve her söylenene inanma- ya yatkınlardı -hele bu kişi bir uz- man gibi görünüyorsa-. Türk genç sanatçılar da, 'dış ilişkile- ri 'yle kendilerini uluslararası ala- na taşıyacak kürato-kahramanın koruyuculuğunda, her şeyin ken- dileriyle başladığına inanmaya hazırlardı. Şimdi kontrol ettiği iki sergi mekânında küratokahramanı- mız kendini dünya haritasının içine yerleştirebilmek için her ay davet ettiği Batılı küratör ve mü- zecilerin beynini yıkayabiliyordu. •Sanatçı özgür yaratıcıdır' İstanbul Bienali'nin (Vah ne yazık ki bu girişim de kendilerin- den önce başlamıştır!) ve dünya- daki çokkültürlülük modasının yükselişiyle bu taktik, Türkiye'de çağdaş sanat denince akla bazı çevrelerde sadece 'Küratokahra- man'ın gelmesini sağlamak açı- sından başanlı da oldu. Hikâyesini canlı tutmak için ts- tanbul'a gelen yabancılara belir- li yerleri gezmesini, şu şu isimle- re kesinlikle uğramamasım(!) söylediğine inanabiliyor musu- nuz? Genç sanatçılarımızın -eğer Bay Küratökahraman'la ortak gelecekleri olsun istiyorlarsa- mesela diğer ünlü küratörümüz Beral Madra'yla çalışmaları ya- saklanmıştır.! Küratokahramanımız, iyice ileri giderek AICA'ya (Uluslara- rası Sanat Eleştirmenleri Derne- ği) açık bir mektup yazarak on- ları Madra'yla çalışmamalan ko- nusunda tehdit etmiştir! Çiinkü, Türk sanatı hakkındaki grotesk yargısının çürütülememesi için ülkesinde birçok kişinin ve özel- likle iki kişinin, gülünç iddiaları- na yanıt olarak duran Madra ve benim geçmişimizi yok edebilme- si gerekiyordu." Baykam'a göre bu küratörler, sa- natçının eserini özgürce tamamla- ması için geçmesi gereken son ba- riyerdir. Küratörlerin çoğu grup sergilerinde bir konu belirler. Ve ki- mi 'küratristler'in de tam da bu konuya uyan fikirlerinin var olma- sı ne komik ve ilginçtir! Baykam birçok genç sanatçının kişiliğinı küratöryal amalgamın sı- cağında erittiğini izlemenin. kor- kunç olduğunu söyleyerek "Bu 'küratrist' gençler neden bu denü hevesle bu küratörize dünyanın hâkimiyetine giriyorlar?" diye soruyor. "Oysa sanatçı özgür bir yara- tıcıdır. Düşünür, hayal kurar, or- talığı karıştırır, risk alır. Seçil- mek için onay beklemez. Sanatçı bir sergi, bir yerleştirme önerir ve küratör karar verir: Sergiye dahil olacak kadar ilginç ya da iyi mi? Yoksa fazla mı kışkırtıcı? tş sponsorları şok mu eder? Bu ürkütücü küratörler, sanatçının eserini özgürce tamamlaması için geçmesi gereken son duvarlardır. Ben hiçbir sanatsal adımım kü- ratörlerce onaylansın diye uğra- şan biri olmadım, hiçbir zaman da onaylanacak ya da reddedile- cek biri olmayı sevmedim. Batı dünyası; köktendinci fanatikler, insan hakları ihlalcileri veya fır- satçı anti-Kemalist aymazlarca kontrol edilen bir medya baskı- sında yaşamayı kolay kolay anla- yamaz. Batılı meslektaşlanm, ya- zar dostlarını teröre kurban ver- mediler. Burası başka bir dün- ya." sanatçı-tarlh-toplum köprüsü Sanatçıya haklannı geriye verme zamanının çoktan geldiğini söyle- yen Baykam, şu önerileri getiriyor: "Bence tüm dünyada küratörler her şeyden önce daha verimli iş- iere el atabilirler. Daha az kibir- li olup sımrlarım bilseler ve sa- natçıya, kişiliğine saygı duysalar, onlarla daha yapıcı çalışmalara imza atsalar, sanat dünyasının yararına olur. Esas işlerinin ken- di polisiye kariyerlerini cilala- mak değil, sanatçılarla tarih ve toplum arasında bir köprü oluş- turmak olduğunu hatırlamaları gerektir." Fay Hattı metni, sahneye konuluşu, oyunculukları, sahne ve giysi tasanmıyla oldukça başanlı bir oyun İnsan mı daha zalim, doğa mı? SEVGİSANLI Son zamanlarda insan eliyle yaratılan depremler, doğal afetleri bastıracak bo- yutlara ulaştı. Insanlığa gü- venimizi sarstığı için daha da yıkıcı oluyor. Homeros'un İlyada'sında ordular kıran kırana dövüşür. Odysseia'nın başkahramam doğa güçleriyle de başa çık- maya çalışan Ithaka krahdır. Troya Savaşf ndan ülkesüıe dönmesi yirmi yıl süren Odysseus denizler ve dep- remler tanrısı Posseidon'dan güçlükle canını kurtanr. Gel gelelim eşine. anayurduna, topraklanna göz diken kom- şu prenslerin hakkından gel- mek bir o kadar yorucu, bir o kadar yıpratıcıdır. Akıl gücü ile bilek gücünü bırleştiren kralın sadık Pene- lopesi, yaşh çobanı ve kendi- sini herkesten önce tanıyan köpeği vardır. Ne yazık Be- hiç Ak'ın Fay Hattı1 nda herkes yalnız, herkes başmm derdine düşmüş. Sadece mal rnülk. sadece para sahibi ola- rak, çekirdek aile kurarak güvence sahibi olmaya çalı- şan zavallüar... "Komşu komşunun külüne muh- • Fay Hattı, Genco Erkal'ın en başanlı rejilerinden biri. Oyunun gerek komedi, gerek eleştiri dozu kusursuz. Zamanlama ve hareketlilik bir an bile aksamıyor. Genco Erkal'ı sahnede her görüşümde 'Daha iyi oynaması olası mı?' diye düşünmüşümdür. Galiba olası. taç" sözünühiç işitmemişler san- lri. Kara komedi Yirmi yıl aynı yastığa baş koyan çift bile doğru dürüst tanımıyor birbirini. Evimizi çürük yapan nüteahhit ya da buna engel olma- mış devlet, güvence ihtiyacımıza sığınarak bize depremi para ile satmaya çalışabilir. Oyunun kara komedisi toplum- sal sistemin ters mantığıyla her olayın yanlış anlaşılmasına daya- nıyor. Behiç Ak gibı bir mizah ustası- nın tiyatroya yönelmesi bizler için büyük bir şans. Dostlar Tiyatro- su'nun bu yapıtı büyük bir özen- le sahneye koyması hem yazar hem seyirci için kı\anç verici. Fay Hattı, Genco Erkalın en başanlı rejilerinden biri. Oyunun gerek komedi, gerek eleştiri dozu kusursuz. Zamanlama ve hareket- lilik bir an bıle aksamıyor. Genco Erkal'ı sahnede her görüşümde daha iyi oynaması olası mı diye düşünmüşümdür. Galiba olası. Ahmet rolünde ulaştığı sadelik, yalınlık ve içtenlik Goethe'nin bir sözünü anımsatıyor: "Deha sami- miyettir." Sumru Yavrucuk ile Genco Er- kal ilkkez bırlikte oynadıklan hal- de şaşılacak bir anlaşma ve bütünlük sağhyorlar. Böy- lesine bir alışverişe bazen uzun yıllar birlikte oynayan oyunculardabile zor rastla- nır. Açık kalplilikle söyle- yeyim; Sumru Ya\Tucuk yirmi yaşından beri dikkat- le izlediğim, her oyununda gelişme gösteren. tiyatro- nun çeşitli dallannda yete- neğini kanıtlayan, eleştiri- len olumlu karşılayan bir oyuncu. On yıl süreyle Ses- siz Tiyatro adlı işitme en- gellilerin oluşturduğu top- luluğu yönetti, hem de ses- siz sedasız. En çok ses ge- tiren, kendisine ödül üstüne ödül kazandıran Leena- ne'in Güzellik Kraliçesi için iki satırlık bir övgü ya- zamayışım içimde bir ukde kalmıştır. İyi bir komedyen Oyunun çevirmeni oldu- ğum için bu utkudan söz et- mek bana düşmez diye dü- şünmüştüm. Fay Hattı'nda- ki Sibel rolüyle çok iyi bir komedyen olduğunu bir da- ha kanıtlıyor. Erdem Akakçe. bu iki usta ve deneyimli oyuncu- nun yanında kendi yeteneğini, kendi karizmasını rahatça ortaya koyuyor. Gözlenndeki zekâ panl- tısv. yüzündeki ifade değişiklikle- n faylar fazla oynasa da gözden kaçmaz. Barış Dinçel'in sahne tasanmı her zamanki gibi zevkli, her za- manki gibi işlevsel. Zerrin Te- kindor'un giysileri bu sanatçının çeşitli maharetlerinden birini orta- ya koyuyor. 76 ÜLKE ARASINDAN SEÇtLDl Müenyum fotoğrafçısı Türk akademisyen İstanbul Haber Servisi - îspanya Fotoğraf Konfederasyonu (CEF) tarafından desteklenen "Milenyum Sonu Fotoğrafçılan" projesüıde, Türkiye'den 6 fotoğraf sanatçısı da yer aldı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Özer Kanburoğlu, Ayhan Duman, Sadık Demiröz, Devrim Koç, Ahmet Selim Sabuncu, ve Lisami Otağ "Milenyum Sonu Fotoğrafçılan" adlı projede ödüle değer bulundu. 20. yüzyıhn son çeyreğinde kendi tarzlannı yaratan ve fotoğrafik değer olarak fotoğraf sanatına katkıda bulunan fotoğraf sanatçılannı kapsayan "Milenyum Sonu Fotoğrafçılan" 3 yülık süreçte 76 ülkeden on binlerce aday arasuıdan seçildi. Direktörlüğünü lspanyol fotoğrafçı Jose Francisco Ramos Delgado'nun yaptığı projede "Milenyum Sanatçısı" unvanını elde eden Yrd. Doç. Dr. Kanburoğlu'nun bugüne kadar yayımlanan 40'ın üzerinde makalesi, 3 kitabı, 100"ün üzerinde ödülü bulunuyor. Kanburoğlu aynı zamanda uluslararası başanlarından dolayı 2001 yılında Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu (FIAP) tarafından AFIAP (FIAP sanatçısı) unvanıyla ödüllendirilmişti. Üpgüp'te Sinema Günleri • NEVŞEHÎR (AA) - Dünya Kitle îletişim Vakfı'nca düzenlenen 15. Uluslararası Ankara Film Festivali'nde gösterime giren bazı filmler, Nevşehir'in Crgüp ilçesindeki sinema günlerinde ızleyiciyle buluşacak. 25 Aralık'ta başlayacak olan 'Ürgüp Sinema Günleri' kapsamında 'Gurbet Kuşlan', 'Metropol Kâbusu', 'Abdülhamit Düşerken', 'Kolay Para', 'Inat Hikâyeleri' ve 'Çamur' adlı filmler gösterilecek. 'Suret - Beden ve KenT oyunu • Kültür Servisi - Stüdyo Drama Tiyatro Topluluğu, yarın saat 20.30'da Muammer Karaca Tiyatrosu'nda yeni yapımlarından biri olan 'Suret - Beden ve Kent'i tiyatroseverlerle buluşturacak. Onur Bayraktar'ın sahneye koyduğu oyunun dekor ve sahne tasanmı Hande Tomris Kuzu'ya ait. Büyük kentlerin anonim yığınlan içerisinde, doğuştan taşıdığı, kendisine takılan isme, yalnızca o isimle belirlenen, biricik bir varlık, başkalannınkiyle kanştınlamayacak bir suret, ancak benzersizliği, biricikliği ölçüsünde var olabilecek bir çehre kazandtrmak peşindeki insanın sonrasız çabasını işleyen oyunda Gökçe Ayyıldız, Gürgen Öz, Özlem Güçlü, Işıl Sönmez ve Onur Bayraktar rol alıyor. llk kez 15 Eylül akşamı Bulgaristan'ın Plovdiv kentinde, topluluğun davetli olduğu Uluslararası Tiyatro Festivali'nde sergilenen oyun yerel basında övgüyle karşılanmıştı. Andante'nin yeni sayısı • Kültür Servisi - tki ayda bir yayımlanan klasık müzik dergisi Andante'nin aralık-ocak sayısı çıktı. Feyzi Erçin'in Lang Lang ve Gary Graffman'la söyleşileri, 'ayınbestecisi" Ulvi Cemal Erkin üzerine iki yazı, ayrıca Emre Aracrnın Sultan Abdülaziz'in operanın kutsal mekânlanndan Bayreuth Festival Evi'nin yapımına parasal yardımda bulunmasmı anlatan 'Dolmabahçe'den Bayreuth'a uzanan yardım eli' ve Hasan Ersel'in 'Türk bankacıhğının (müzikli) öyküsü' adlı yazılan derginin ilgi çekicı yazılanndan birkaçı. Uluslararası Karikatüp Yanşması I Kültür Servisi - TRT ve Karikatür Vakfı'nın işbirliğiyle bu yıl ikincisi düzenlenen çocuklar arası 7-17 Uluslararası Karikatür Yanşması başvurulan başladı. Yanşma 7-17 yaşlan arasındaki tüm dünya çocuklanna açık. Konusu serbest olan yanşmaya katılmak isteyenler, A4 ya da A3 boyutlannda her tür kâğıda istendiği teknikle. siyah-beyaz ya da renkli olarak yapacağı, en çok üç karikatürle, en geç 5 Mart 2004 tarihine kadar "7-17 Karikatür Yanşması PK: 364 Yenişehir 06443 Ankara" adresine ya da internet üzerinden info(S,7-17.org elektronik posta adresine baş\ıırabilirler. Yanşmacılann karikatürlerinin arkasına ad-soyadlannı, doğum tanhlerini, okullannı, adreslenni yazmalan gerekiyor. Yanşmanın sonuçlan İ1 Nisan 2004 tarihinde belirlenecek. Klavuz'un yeni sayısı çıktı • Kültür Servisi - Ayhk kültür dergisi 'Klavuz'un yeni sayısı bayilerde yerini aldı. Derginin sinema sayfasında Halit RefiğTe yapılan geniş bir söyleşi yer alıyor. Klavuz Haberler bölümünda ülkemizde açılan belli başlı sergiler, konferanslan bulmak mümkün. Ayın kitabı bölümünde ise yeni yayımlanan kitaplar bulunuyor. Kemal Tahiri Okuma Kıla\Tizu başlıklı yazıda usta kalemin yaşamını, kitaplannın yanı sıra Baykan Sezer, Kurruluş Kayalı ve Halit Refiğ'in yazar hakkındaki görüşleri yer alıyor. BUGUN • YAPIKREDİ KÜLTÜR MERKEZİ SERMET ÇİFTER ŞALONU'nda 18.30'da Ayhan Kara, Aynur İlyasoğlu, Ferhat Kenterin konuşmacı olarak katılacağı 'Avrupa Avrupa Müslümanüğı' konulu 'Sah Toplantısı'. (0 212 252 4^ 00) M BİLGİ ÜNİVERSÎTESİ DOLAPDERE KAMPUSU nda '6. Uluslararası Uzakdoğu Fesrivali' kapsamında 14.00"te 'Not One Less', 16.30'da 'Nowhere To Hide', 19.00da 'Life on a String', 21.30'da 'The EeF filmlerinin gösterimi. (0 212 293 50 10) • CRR'de 19.30'da Erdal Erzincan ve Tolga Sağ'ın konseri. (0 212 232 98 30) • NARDIS JAZZ CLUB'da 21.30'da Akın Eldes'in konseri. (0 212 244 63 27)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle