Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Z 3 ARALIK 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
AHLAKARANIYOR TURHAN SELÇUK
İ Q T
TJLBlAÎLî
İSTANBÜL
2FEKDÎSİ
ABDÜLCAKBAZ
1
' IN
EASÎ.KÜLADE
MACERALAHI
Erdoğan'ın başkanlığı döneminde, irticai faaliyetler nedeniyle soruşturma geçiren 52 kişi işe alınmış
Belediye'de IslamcıkadrolaşmaMtYASE İLKNUR
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan'ın Istanbul Büyükşehır
Belediye başkanlığı dönemin-
de belediyesi bünyesinde ts-
lamcı kadrolaşmaya gittiği Içiş-
leri Bakanlığı müfettişlerince
kanıtlandı. Istanbul Büyükşe-
hir Belediyesi'ne bağlı 17 şir-
kette irticai faaliyetler nede-
niyle geçmışte haklannda so-
ruşturma yapılmış 52 kişinin
istihdam edildigi ortaya çıktı.
Içişleri Bakanlığı Mülkiye mü-
fettişlerince yapılan inceleme-
ler sonucunda Istanbul Büyük-
şehir Belediyesı'nin iştirakı
durumunda bulunan 17 şirke-
tin kapsam dışı olarak göre\' ya-
pan ve irticai faaliyetlere ka-
tılmış 52 personelden 14'ünü
Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) ka-
ranyla ordudan atılmış subay
ve astsubaylar oluşturuyor.
•şerlat fetvası'
Müfettışlenn ınceleme so-
nuçlanna göre, belediyede işe
yerleştirilen kadroda ÎBDA-C,
Islami Hareket, tslami Çağn,
Müslüman Gençlik ve Hizbul-
lah'la ilışkili isimler de yer alı-
yor. Raporda ismı geçen 5 ki-
şi hakkında mahkûmiyet kara-
n bulunuyor. Cezalannı ta-
mamladıktan sonra Erdoğan
tarafindan belediye ıştiraklerin-
de istihdam edilen bu kişiler-
denitorgayTaş'ın, 1982'deşe-
riat esasına dayalı bir düzen
kurulması amacıyla fetva ver-
mek suretiyle adam öldürme-
ye azmettirmek ve 6136 ve
1402 sayılı kanuna muhalefet-
ten yakalanıp hüküm giydiği ve
1991 'de şarth tahlıye edıldığı.
Mehmet Sadık Taktak ın Ga-
zıantep Emniyet Müdürlü-
ğü'nce yasadışı tBDA-C ör-
güt üyesi olmak suçundan ve
Bolvadin Ağır Ceza Mahkeme-
sı'nce gıyabi tevkifli olarak
aranması nedeniyle 22.6.2000
tarihmde yakalanıp tstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı'nca
rutukJandığı ve mahkûm ola-
rak cezasının uygulandığı bil-
_ stanbul Büyükşehir Belediyesı'nin ıştiraki olan 17 şirketin kapsam
W dışı görev yapan personeli hakkında îçişleri Bakanlığı müfettişlerince
m yapılan inceleme sonucunda YAŞ karanyla ordudan atılmış 14 subay
-A. ve astsubay dışında irticai faaliyetler nedeniyle poliste kaydı bulunan
31 kişinin istihdam edildigi ortaya çıktı. Belediye şirketlerinde işe alınanlar
arasında ÎBDA-C, Hizbullah, Islami Çağn, Islami Hareket ve Müslüman
Gençlik örgütleriyle ilişkili kişiler de bulunuyor.
gileri de raporda yer alıyor.
Mahkûm olan diğer üç kişi-
den Beyazıt Heivacıoğlu, Nus-
ret Battal ve Mehmet Ağır-
man'ın ise başörtüsü karannı
protesto, tslami bildiri dağıt-
mak gjbi suçlardan mahkûm ol-
duğu belirtiliyor.
Usulsüz ödemeler
Raporda aynca o tarihte Ula-
şım AŞ Genel Müdürlüğü gö-
revinde bulunan ve halen THY
Genel Müdürü olarak görev
yapan Abdurrahman Gündoğ-
du, BlMTAŞ Genel Müdürü
Nejat Yancı. Ağaç AŞ Genel
Müdürü Ahmet Erorhan ile
Spor AŞ Genel Müdürü Ay-
han Bölükbaşı'nın kapatılan
RP'ye yandaş şırketlere usul-
süz ödeme yapmak, RP ilçe
yöneticilerine şirket araçlannın
tahsis etmek, telefon faturala-
rıru ödemek ve başka şirketle-
re reklam adı alunda kaynak ak-
tarmak suretiyle başında buhın-
duklan şirketleri zarara uğrat-
maktan dolayı haklannda so-
ruşturma açıldığı bilgilerine
yer veriliyor. Bu dört kişi, ay-
m zamanda Islami kadrolaş-
maya göz yummakla da suç-
lanıyor.
Hepsl üst düzeyde
Rapora göre kamu kurum-
lannda görev alması sakınca-
lı 52 kişiden 7 sinin belediye
iştiraklerinde genel müdür. ge-
nel müdür yardımcısı ve fab-
rika müdürü gibi üst görevle-
re getirildiği görülüyor. Son
MGK toplantısında irticai fa-
liyetler ve disiplinsızlik nede-
niyle orduyla ilişkisi kesilmek
istenen askeri personel hak-
kındaki karara muhalefet şer-
hi koyan Erdoğan'ın belediye
başkanlığı döneminde YAŞ ka-
ranyla orduyla ilişkisi kesil-
miş 14 kişiden 9'u belediye iş-
tiraklerinde istihdam edilmiş.
îştiraklerde görev verilen
YAŞ karanyla 1997 yıhnda or-
dudan atılmış 9 kişiden AK
Biiyükdalı ile Halil tbrahim
Arikan ISFALT AŞ'de avu-
kat olarak işe alınmış ancak
daha sonra iş akitleri feshedil-
miş. Aynı yıl YAŞ karanyla
ordudan atılan Mustafa Oz-
türk KlPTAŞ AŞ'de lojistık
müdürü, Mustafa Kaya, Ula-
şım AŞ'de personel şefi, Ha-
kan Üzmezoğlu tramvay şefı,
AKİhsanÇorbacı büro perso-
neli, Yılmaz Çelik tSBAK
AŞ 'de kalite-güvence uzmanı,
TahirKarataş BELBtM AŞ'de
teknık eleman, Nejat Özden
ise Halk Ekmek AŞ'de sevkı-
yat şefı olarak görevlendirümiş.
ESKÎ MÜDÜRÜ, ŞtMDİ THY'NÎN BAŞINDA
En gözde kurum
UlaşımAŞ
Geçmişte irticai
faaliyetlere katılmakla
suçlanan ısimlerin en
çok Ulaşım AŞ'de
görevlendirildıkleri görülüyor.
AKP iktidan döneminde THY
Genel Müdürlüğü görevine
getirilen Abdurrahman
Gündoğdu'nun genel müdür
olarak görev yaptığı Ulaşım
AŞ'de, raporda ismi geçen 11
kişi mühendis. şef, danışman
ve teknik eleman olarak görev
yapıyor. Bu 11 kişiye başında
bulunduğu şirkette işe alan
genel müdür Abdurrahman
Gündoğdu hakkında da şu
bilgilere yer veriliyor:
"1994 tarihinden itibaren
Ulaşım AŞ'de sırasıyla genel
müdür yardımcısı ve gend
müdür olarak görev yapar,
şirket ana sözieşmesjne aykın
olarak şirket dışında birçok
personel çauşünlması. şirkete
ahnan otomobilleri şirket
işlerinde çahşmayan kişikre
tahsis ederek şirket zaranna yol
açüğu yapünlan genel
müdürlük binasına bilirkişi
raporunda belirrildiği gibi fazla
ve usulsüz ödemede bulunduğu
ve bu hususlarda hakkında
tstanbul Cumhuriyet
BaşsavcıhğTna tevdi raporu
düzenlendiği. yine Alba> raklar
Holding'in bir şirketi olan
Metro-Tem ile \apılan temizük
sözleşmesinde aksine hüküm
olmasına rağmen erken
ödemeler yapürarak şirketi
zarara uğrattığı, 1997 vıhnda iki
adet Opel Vectra araç ve 2000
yıhnda deprem seti Istanbul
Büyükşehir Beledhesine hibe
edümiş, 1995 yıhndan 2001 >ıh
sonuna kadar 10 adet vönetîm
Abdurrahman Gündoğdu.
kuruhı karanyla tstanbul
Büyükşehir Belediyesi Spor
Kuİübü'ne 643 miİyar TL.
tutaruıda reklam gideri aduıa
kaynak aktanlmış, Istanbul
Büyükşehir Bdedhesinden
Idralanan helikopterin sadece
beledhelere yüzde 50 indirimk
hizmet vermesi karar alûna
ahnmışken kapanlan Refah
Paıüsi'ne de >1izde 50 indûim
uygulanarak yine şirketi zarara
uğratmış, 2000 vıhnda şirket
yönetim kurulu üyesi denerek
genel sekreter \'arduncısı
Mahmut Kuş'un Nispetiye
Caddesi'nde bulunan lojmanı,
1996-97 >ıUannda Başkanhk
konutunun tamir ve tefrişi
sağlanmış, şirketin reklam
işlerinin fiktif olarak Kanal
7 ve onun bağhsı Yurt Haber
Ajansı'na verilerek zarara
uğraülnuş, sonuç olarak
ödenmiş sermayesi faizle
birtikte 128.706.000 Amerikan
Dolan olan şirketin net aktif
değeri 72^00.000 Amerikan
Dolan'm gerilemiş, bir diğer
deyişle yapünlan her 1
Amerikan Dolan'nın 56 sent
sesivesine düşmesine neden
ENTERNET /MEHMET SUCU mehmetfa cumhuriyet.com.tr
Irak'ta Saddam Hüseyin in yaka-
lanmasının ardından propaganda sa-
vaşı da iyice hız kazandı. Bir hafta bo-
yunca devrik Irak liderinin bir çukurda
saklandığı ve ihbar üzerine yakalandı-
ğ bilgisi beyinlerimize kazıldı durdu.
A3D marıreçli haberlerde o koskoca ti-
rsnın, muhaliflerini tir tir titreden ada-
mn karanlık izbe bir çukurda neredey-
se tek başına yakalandığını öğrendik!
Hatta askerler tarafindan darmadağın
edilmiş kulübe irisi çiftlik evinin içinde-
k görüntülerde de reçel, hurma, pilav
gbi sıradan besinlerle yetinmek zo-
runda kalan Saddam Hüseyin'in pis
rrutfağını ve Isa peygamberin resmi-
nn bulunduğu takvimi de "kazara" ek-
nnayansıyan görüntülerde izledik. Son
oarak da Saddam Hüseyin'in kendisi-
n ele geçiren askerlere tükürdüğünü,
onlann da buna karşılık kendisini yum-
akladıklarını okuduk.
Duvarlardan birinde asılı duran can-
yeleği de görüntülere şöyle bir takılıp geç-
t Ev, Dide Nehri'nin kıyisındaydıya, an-
leşılan Saddam çaresiz kalırsayüzerek
kaçacaktı herhalde.
Hepimiz, Baas Partisi rejimi döne-
minde nehirleri kilornetrelerce yüzerek
ffiçtiği resmi parti propagandalannın
taş malzemesi olan Saddam Hüseyin.
aılaşılan kendinı güvence altına almak
iâemiş diye düşündük. Ama hiçbirimiz
Irak liderinin artık geçmişte ka-
Propaganda Savaşları
lan nehirde yüzen Baas partisinin pro-
paganda görüntülerini anımsamadık.
Bir zamanlann bu güçlü üçüncü dün-
ya liderinin yakalandıktan sonraki saçı
sakalı birbirine kanşmış Robinson Cru-
ose benzeri görüntüleri ABD'li komu-
tan tarafindan basın mensuplanna gös-
terilirken devrik liderin yakalandığı sıra-
da hiçbir direnişte bulunmadığı vurgu-
landı. Ancak TV'ye yansıyan Saddam
Hüseyin'in alnında ilginç yaralar göze
çarpıyordu. Kim bilir belki de çukurdan
çıkarken daracık kapakta kafasını sa-
ğa sola çarpmıştı. önemli bir aynntı da-
ha TV'lere yansıyan Saddam Hüseyin
görüntülerinde pek dikkat çekmiyordu.
Hırpani bir kılıkta kameralann karşısına
geçirilen Saddam Hüseyin'in tımaklan
manikürden geçmişçesine tertemizdi.
Bütün bu görüntülerin üzerinden bir-
kaç gün geçtikten sonra ABD kaynak-
lı başka haberler de yağmaya başladı.
Bu haberler ashnda bir önceki ha-
berlerle yer yer çelişiyordu. Saddam
Hüseyin'in yanında kişisel bakım ürün-
leri de ele geçirilmişti. Lacoste Pour
Homme AfterShave, doğaJ sabun, Do-
ve kremli şampuan, nemlendirici krem,
Lacoste stick deodaranttan oluşan ki-
şisel bakım seti, bir gün önce perperi-
şan görüntüleri ekrana yansıyan ada-
mın aslında lüksünden vazgeçmediği-
ni anımsatıyordu. Bu kişisel bakım se-
tini yanında taşıyan adam, bu izbe yer-
de bize anlatıldığı gibi mi saklanıyordu
sorusunu yine çoğumuz sormadık. Her-
halde mezar gibi bir delikte saklanan
Saddam Hüseyin, burada Dove şam-
puanla yıkanıyor, sonra uzanmadan ön-
ce nemlendirici kremlerini sürüyor, tıraş
olduktan sonra After Shave kullanıyor-
du (her ne kadar sakallannı aylardır kes-
'www.damarhastaliklapimepkezi.com'Türkiye'nin llk Da-
mar Hastalıklan Mer-
kezi'ni 1993'tekuran
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Do-
ğan'ın intemet sitesi konu ile ilgilenenlerin ziyaretini bek-
liyor. Prof. Doğan www.darnartiastalikJerimerkezi.corn
isimli s'ıtesini bize şöyie anlattı:
"Biz kalp-damar cerrahlan biraz megaloman oluruz.
Hastanın kalbini durdurur, ameliyat ile tamir eder, son-
ra yine çalıştınnz. Yani damaria uğraşacak vaktimizyok-
tur. öyle olunca da bazı genel cerrahlaryetkileri olma-
dığı halde damarameliyatlan yaparlar. Çünkü ortada bir-
çok sahipsiz damar hastası vardır. Geçen on yılda bin-
lerce damarhastası gördük bu merkezde ve onlan sağ-
lıklanna kavuştur-
maya çalıştık. Artık
kalp hastalanna da
bakıyoruz. Çünkü bu işi çalıştığımız hastanelerde zaten
yapıyoruz. Damar hastalannın, varislehn yanında bir de
nereye gideceğini bilemeyen, yaralı, kangrenli ayaklar-
la kapı kapı dolaşan diyabetii hastalar var bizim sahip
çıkmaya çalıştığımız. Güvenilir bir merkez olunca tele-
fonla sorulargelmeye başladı Türkiye'nin heryerinden.
Ama merkezde çalışan benim dışımda iki kalp-damar
cerrahı ve birkardiyolog arkadaşımın bu telefonlara ce-
vap verecek vakti olmadığından bir web sayfası yapa-
lım ve 7 gün 24 saat insanlar, hiçbir ücret ödemeden,
sorulanna yanıt arayabilsinler diye düşündük."
mediği belli olsa da). İyice temizlenen
ve kişisel bakımını yapan Saddam Hü-
seyin, herhalde daha sonra geceliğini
giyip mezarına giriyor ve ABD askerie-
rini bekliyordu.
Bir atasözümüz "Insan aklı nisyan ile
maluldür" der. Günümüz Türkçesine
"Insan aktı unutmakla sakattır" diye
çevrilebilecek olan deyim belki de ne ka-
dar doğru olduğunu bu olayla kanıtlıyor.
ABD kaynaklı haberler bize "Saddam
Hüseyin 7 yakaladık hem de çok peri-
şan bir halde ele geçirdik, bize dı'ren-
medi bile, izbe birmezarda saklanıyor-
du, kendi lüksünden vazgeçmemişti"
mesajlannı veriyorve "Savaş suçlusu ola-
rakyargılanacak" diyor. Bu noktadabir
soru dahasoımak gerekiyor. ABD, Irak'ı
işgal ederken büyük bir direnişle karşı-
laşmadı. Saddam Hüseyin'e bağlı as-
kerler savaş alanında çocuklan öldür-
medi. Pazaryerterini bombalamadı. Si-
vil halka ateş açmadı. O zaman hangi
savaş suçundan bahsediyoruz.
Eğer Halepçe katliamından veya mu-
haliflere uygulanan baskılardan söz edi-
yorsak bunlar savaş suçlan değil, insan-
lık suçlandır.
Irak'ta bir savaş suçlusu aranacak-
sa akıllı bombalarta pazar yerlerindekı
sivil halkı vuranlar veya çocuklara ateş
açanlar aranmalı. Belki de savaş esir-
lerini propaganda aracı olarak kulla-
nanlar yargılanmalı.
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Gittikçe Artan
'Ahlaksız Baskı'
VVashington'ın Kıbrıs için taraflann görüşme ma-
sasına oturması için öne sürdüğü takvimin son ta-
rihinin 28 Ocak 2004 olduğunu, Beyaz Saray'da bir
tür embeddet gazetecilik yaptığı anlaşılan Yase-
min Çongar'ın dünkü yazısı ortaya koyuyor. 28
Ocak, Başkan Bush'un Başbakan Erdoğan'ı ka-
bul edeceği tarih. O görüşme, iki ülke arasındaki
ilişkilerin baş başa biçimlendirilmesi için yapılacak.
Ancak Çongar'ın, dünkü yazısında ortaya konulan
temel öğe Kıbns için Denktaş ile Papadopulos'un
Annan Planı için masa başı yapmış olmaları ya da
en azından hangi tarihte bir araya geleceklerini
saptamaları gerekiyor. Oysa Denktaş dün, gaze-
tecilerin "Türkiye Annan Planı zeminindekj görüş-
melere devam edilmesiyönünde bir kararalırsa ma-
saya oturacak mısınız" sorusu karşısında "son nok-
tayı" koyan kesin yanıtını veriyor: "Annan Planı'nı
görüşmek için masaya oturmak, bu planı Kıbns Türk-
lerine yaptığı haksızlıklarla referanduma sunmak-
tır."
KKTC Cumhurbaşkanı ile Ankara'nın Kıbns so-
runu üzerindeki çözüm arayışları üstündeki görüş-
leri hiç bu kadar taban tabanazıtlaşmamıştı. Ama,
sorunun çözümünde BM Genel Sekreteri'nin adı-
nı taşıyan planının esas alınmasında ısrarlı olan Er-
doğan hükümeti, Denktaş'ın dünkü sözlerini -en azın-
dan sıcağı sıcağına- yanıtlamak yerine öyle anla-
şılıyor ki, süre kazanma yolunu seçecektir. Süre
kazanmanın yöntemi olarak da Cumhurbaşkanı
Sezer'in ev sahipliğini yapacağı söylenilen biryu-
vartak masa toplantısının beklenilmesi esas alına-
bilir. önce, Denktaş'ın -çoğu bilinse de- dünkü açık-
lamasından bazı ana başlıklan yinelemekte yarar
var. "Planı referanduma sunmak haritasını kabul
etmek demektir."
Bir ay kadar önce Gazi Magusa'da Yakın Doğu
Üniversitesi'ndeki yönetim odalanndan birisinde,
planı ele alan yetkili bir kişi beni pencereye götü-
rerek kampusta bazı binaların Annan Planı saye-
sinde Rum tarafında bırakılacağını, bazı binaları
ise adeta ikiye bölen bir çizim yapılmış olduğunu
söyiedi. Sonra ekledi:
"Adadaki Türkaskerlerinin banndığı binalarda ay-
nı biçimde ortadan kaldınlıyor. Böylesine maharet-
li bir çizimi BM Genel Sekreteri'nin gerçekleştir-
mesi için kadastro tekniği ile donanmış bir ekibi
adaya göndermesi gerekirdi. Işte biz buradayız ve
o türbirekibin geldiğini görmedik, duymadık. Za-
ten gereği de yok. Çünkü çizimi Rum tarafının
yaptığı apaçık ortada.
Söz yine Denktaş'ta.
"Planın kabulü ile adada kalacak 6 bin Türk as-
kerin BM'nin kontrolü altında bulunması ve Türki-
ye AB'ye girdiğinde bunların da adadan çıkması-
nın öngörüldüğü birplan.."
Bülent Ecevrt in 18Aralık'taverdiğidemeçte, bir
kez daha vurguladığı gibi, Doğu Akdeniz'in güven-
liği, öylece Yunanistan'a bırakılmış olmayacak mı-
dır böytelikle? Acaba bugünkü Türk hükümeti, özel-
likledış politikave ülkenin stratejik savunması üze-
rindeki deneyimleri çok iyi bilinen eski başbakanın
bu sözleri için ne tür bir değerlendirme yapmakta-
dır?
AB'ye değil, haksızlığa karşı olmak
"Rumlann AB'ye başvurulan Türkiye'nin Kıbns
üzerinden haklannı kaidırmak ve adadaki Türkle-
rin çırçıplak kalmasını sağlamak amacıyla yapılmış
bir hiledir."
Denktaş bu sözlerini, Türkiyenin AB'ye girmesi-
ni önlemek gibi bir amaç taşıdıkları biçiminde yo-
rumlanmasını da "ne haddimize" diye yanıtlıyor.
KKTC Cumhurbaşkanı'nın dünkü açıklamalan-
nın Türkiye'de bilinen lobi tarafindan nasıl ağır suç-
lamalara uğrayacağını elbette şaşırmadan izleye-
ceğiz. O lobi, tıpkı adadaki eşdeğerleri gibi, 14 Ara-
lık seçimlerini salt kendi görmek istedikleri biçim-
de yorumlamayı sürdüreceklerdir. O seçimlerin,
KKTC seçim sistemindeki ilginç abartmalı hüküm-
lere karşın elbette birinci partisi olan CTP'yi henüz
hükümet kurmayönünde bir milimlik bir mesafe al-
dırtmadığını unutmadan söyleyelim. KKTC seç-
meni, kimilerininiddialannıntersine 14 Aralık'ta An-
nan Planı'na evet oyu için sandığa gitti ise sandık
sonuçlannda yüzde 51.09'luk bir oy plan için Cum-
hurbaşkanı gibi düşünenlerce verilmiştir. Dün Kıb-
nslı bir Türk gazeteci, Neşe Düzel ile Radikal'de-
ki söyleşisinde yan çanak kokan bir soruyu yanıt-
layarak "Denktaş'ın yakını Türkiye'den bazı gaze-
teci, politikacı, diplomat ve profesöıiere de sırf
yönetimi tutuyor diye, Rum evlerinin verildiğini
duyduğunu" söylüyordu. Bugünkü KKTC yöneti-
mini tutmak karşılığında o yönetimden ulufe ola-
rak gazeteci, politikacı, diplomat gibi kişilerin ha ta-
şınmaz mal alması, ha başka türlü çıkar sağlamış
olduklannı Metin Münir gibi deneyimli bir gazete-
ci hem duyduğunu söyleyecek, hem de kendi de-
yimi ile "gidip araştırmamış olacak." Şayet Metin
Münir bu açıklamasında samimi ise böylesine çar-
pıcı bir duyumu belgelemediği için gazeteciliğin-
den kuşku duymak gerekiyor. Değilse, bildiklerini
söylememekle bence çok ayıp ediyor. Oylesine kar-
maşık bir yanıtı, çanak soru gibi yöneten meslek-
taşımız da söyleşisini sekiz sütunluk bir "Bazı ga-
zetecilere Rum malı verildi" başlığı altında bir ikin-
ci başlıkla oylesine güçlendirmek istemiş ki, gaze-
tedeki fotoğrafına baktım. Acaba elindeki soru kâ-
ğıdı mı, yoksa çamur torbası mı ayırt edemedim.
Neşe Hanım gibi eski bir gazeteci, haftada bir de
olsa kapısını çaldığı gazetenin bağlı olduğunu ilan
ettiği medya yayın ilkelerini bir zahmet okuyuver-
se...
Ahlaksız baskılar giderek hem çoğalıyor hem de
artıyor.
Faks: 0212- 677 07 62 obirgit@e-kolay.net
TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ
BASIN MÜZESİ
Sanat Galerisi'nde 6 ayn sergi salonuyla sanatseverierin,
Küttür-Sanat Etkinlikteri'nde 13 ayn seminerieri ile gelişmek
isteyenlerin ve diğer birimleri ile herkesin yeni dönemde de
hizmetindedir.
Aynntlı bilgi için:
Baan Müzesi, Divanyolu Cad. No: 84 34410 -
Çemberlitaş/lstanbul
Tel: (0212) 513 84 58 - 511 08 75 Faks: (0212) 513 84 57
Web: www.tgc.org.tr E-Posta: basinmuzesiwtgc.org.tr
TR-H 106485 No'lu
pasaportumu yitirdun
Geçersızdir.
HAŞlMAĞCA
Nufus cuzdammı
kaybettun
Hükümsüzdür
BEKİR PAŞAHAN