Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 2003 CUMARTESİ
8 HABERLERÎN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Iznir
Manisa
Aydın
Denizti
Y
PB
Y
PB
PB
PB
PB
PB
13
11
14
12
19
18
19
17
Sinop Y 14 Adana Y 26
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
PB
PB
PB
PB
12
14
13
16
12
13
10
Zonguldak Y 11 Antalya PB 26 Kars
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkân
Van
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
24
17
22
20
19
13
10
11
Yurdun kuzey ve do§u ke-
sımlen parçal. çok bulutlu,
Marmara'nın doğusu, Ba-
tı ve Orta Karadenız kıy- USİO
DIS MERKEZLER
PB 2 Berlin PB 10 Moskova
ian Doğu Karaden.z Do- Helsmkı PB 5
Stockholm PB 4
Budapeşte PB 11 Aşkabat
Madrid
geten yağmur ve yer yer Londra PB 10 Viyana
_ Amsterdam PB 11 Belgrad
Hava sicaiöıg! kîizey'ke- BrÜkSel P B 11 Spfya
sımlerde hıssedılır dere- PariS
cede olmak uzere kuzey. p
ıç ve doğu bolgetenmızde
p o n n
azalacak. Münih
Y 18 Astana
PB 10 Taşkent
PB 10 Bakû
PB 8 Roma
PB 8 Bişkek
Y 19 Tiflıs
PB 9 Atina PB 18 Kahire
PB 12 Zünh PB 12 Şam
Taşkent
'Tahran
Parçal' buıuthj i S sn ^ Çok buluttu ı Yagmuriu
»AAa.JJ
Karlı SUu kar i Gok günjttuİL
G U N C E L CÜNEYT ARCAYtREK
• Baştarafı 1. Sayfada
şapka çıkarmaktan sabıkalı ama AKP iktidanna
uygun görüldükleri için holding medyasının her
ekranda, gazetede baş köşeye oturttuğu bir iki
yazar çizerden ne idüğü belirsiz derin devletin
marifetlerini dinledik. Hele saçını başını siyaset-
te ağartmış kamuoyu araştırmacısının "ver kur-
tul" ifadesini "demagoji" diye tarif etmesine ne
demeli?
Fakat ne de olsa AB ve AB'yi temsilen Verhe-
ugen denilen ikiyüzlü komisyon memurunun le-
himize görünen, aleyhimize çalışan çıkışlanna
karşı yorumlar, hatta bu adamın cibilliyetini orta-
ya koyacak irdelemeler insanı rahatlatıyor.
Verheugen'in Türkiye'nin "katılım beklentileri
ile Kıbns arasında bağlantı kurduklannı, bunun
sryasal bir tercih olduğunu" söylemesi, örneğin
"tipik birdünjstlükten nas/p almamış Avrupalı tav-
n" diye yoaımlanıyor.
Telefon görüşmelerinde "ifadeyiyumuşatacak-
lannı" söyleyen, tabii bu sözünü yerine getirme-
yen genişlemeden sorumlu üyenin tutumunu Dı-
şişleri Bakanı Gül'ün; "Verheugen'le bu iş olmu-
yor" diye nitelediğini duyuran haber, artık Anka-
ra'nın da adamın ne ma) olduğunu anladığına ışa-
ret sayılabilir.
Yunanistan Hükümet Sözcüsü Protopapas ın
"AB yolunun Kıbns'tan geçtiğini" söylemesini,
RTE'nin "bu yaklaşım doğru değil, üslup çirkin"
diyeterslemesi, "Kıbns sorunu Kopenhag kriter-
lerinde yok. Olmayan bir şeyi Türkiye'nin önüne
getirmeye kimsenin hakkı yoktur" diye sert kar-
şılaması son günlerin fazta dikkat çekmeyen ge-
lişmesi.
Bu tutum hükümetin, -aman nazar değmesin-
AB dayatmasına ilk kez sesini yükselttiğini, eğer
türlü nedenler icat ederek geri adtm atmazsa Kıb-
ns sorunu ile AB'yi birbirinden ayrı tutan, Kopen-
hag ölçütleri dışında ödün vermeyen bir politika
izleyeceğini mi gösteriyor? Görmek için bekle-
mek gerek!
• • •
Kuşkusuz, Kıbns'ı AB koşuluna dönüştüren ge-
lişmelerin gerçek failleri dünkü ve bugünkü yö-
neticilerimiz.
örneğin dün Çiller'in AB ile Gümrük Birliği An-
laşması imzalayabilmek için "Güney Kıbns'ın AB
üyesi yapılmasına göz yumacağız" anlamına ge-
len dokundurmaları bugünkü sonucun başlangı-
cı değil mi? Ingiltere'nin de imzası bulunan, dev-
let olarak tanınmasına, BM'de temsil edilmesine
olanak sağlayan Londra ve Zürih uluslararası an-
laşmalarmdaki "AB'ye Türkiye ûye alınmadıkça
Kıbns devletinin bu biriiğe giremeyeceğini" sap-
tayan hüküm nerede? Savunana rastladınız mı?
• • •
Gelelim bugünlere: Seçimlerden önce RTE ile
Gül, çözümsüzlük çözüm değildir sloganı ile bir
yıl öncesine kadar Türk'ıye'nin yürüttüğü Kıbrıs
politikalarını bir kenara attılar.
AB'den tarih alabilmek için Kıbns'ta çözüm ko-
şulunu kabul ettiklerini içe ve dışa duyurdular.
Denktaş'a karşı başlatılan kampanyayı destek-
lediler.
Çözüm önünde ABD'nin, AB'nin engel gördü-
ğü Denktaş'ı "bertaraf edeceklerini" içeren me-
sajlar verdiler. O kadar ki, 14 Aralık'ta KKTC se-
çimleri sonrası -yeni iktidarla- Kıbns sorununu
AB'nin istediği doğrultuda çözeceklerini duyum-
sattılar.
Çözüm nasıl olacak? RTE'nin seçimden önce
ve sonra sık sık bire bir görüştüğü, kendi görüş-
mezse Cüneyd Zapsu gibi adamlarıyla temas
kurduğu, elbette bir şeyler vaat ettiği koltuk aş-
kıyla yanıp tutuşan Mehmet Ali Talat aportta
bekliyor. Ona Annan Planı'nı imza ettirecekler...
ve sonra, Kıbns görüşmeleri sürerken, AB ile üye-
lik müzakerelerine oturacaklar! Ne hayal gücü a-
ma!
Sami Kohen son analizde: "Bizce Türk tarafı-
nın yeni bir diplomatik girişimde bulunması ve
çözüm sürecini başlatması işini KKTC'deki se-
çimlere endekslemesi doğru değil. Denktaş'sız
bir çözüm düşünülemeyeceğine (veya mümkün
olamayacağına) göre, muhalefetin kazanması da-
hi, fiilen fazla birşey değiştirmeyecektir. Do/ayısı
ile Ankara 'nın çözüm yönünde ne yapacaksa şim-
diden yapması iyi olur" diye yazıyor.
RTE'nin -nedir ne değildir belli olmayan- "Ka-
lıcı ve adil bir çözümü sonuna kadar sürdüre-
ceğiz" içerikli son demeçleri de yeterli değil.
Çözümün boyunu bosunu görmemiz lazım!
22 kişi gözaltında
Jandarmadan
Köprü-1 operasyonu
NEVŞEHÎR /
SAMSUN (Cumhu-
riyet) - Jandarmanın
Samsun, îstanbul, An-
kara ve Nevşehir'de
düzenlendiği operas-
yonlarda çıkar amaçlı
suç örgütü içinde fa-
aliyet gösterdikleri id-
dia edilen 22 kişi gö-
zaltına alındı.
thbar üzerine çahş-
ma başlatan Samsun 11
Jandarma Komutanlı-
ğı ekipleri, bazı kişile-
rin Samsun'un Vezir-
köprü ilçesi başta ol-
mak üzere değişik il-
lerde çıkar amaçh suç
örgütü kapsanunda fa-
aliyet gösterdiğini be-
lirledi. Bunun üzerine
"Köprül"adıverilen
operasyon başlatan gü-
venlik güçleri; Sam-
sun, Istanbul, Ankara
ve Nevşehir'de gerçek-
leştiren çalışmalar so-
nucu "tehdit ve baskı
ile suç işledikleri ve
tefecilik yaptıkları"
iddiasıyla 22 kişiyi gö-
zaltına aldı.
Zanlılarla birlikte 2
tabanca ve 26 mermi
ile çeşitli kişiler aduıa
düzenlenmiş 178 tapu
senedi, 117 çek, 6895
senet, 124 banka cüz-
danı, 5 alacak defteri
ele geçirilirken yakla-
şık 20 milyar lira tuta-
nndaki döviz ve Türk
Lirası'na da el konul-
du. Olayla ilgili soruş-
turma sürüyor.
Hükümet dış politikada, birliğin Kıbns koşulunu kabul eden bir çizgi izliyor
AB'ye güvercin evde salıiıı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Hükümet, AB'nin üyelik
için öne sürdüğü Kıbns koşulu-
n a . ^ nezdinde ciddi itırazlarda
bulunmazken, iç politikaya dö-
nük sert mesajlar veriyor. AB
çevTeleri, strateji belgesine ekle-
nen "Kıbns'ta çözümsüzlük,
Türkiye'nin AB beklentilerine
ciddi engel olabilir" ifadesinin,
hükümetin Kıbns'ta çözüm için
işinı kolaylaştıracağını belirtir-
ken hükümetin takındığı pasif tu-
tum da Brüksel ile "sessiz bir
anlaşma" olduğu yorumlanna
neden oluyor. AB'li diplomatla-
ra göre Türkiye'nin üyeliğinin
Kıbns'la ilişkilendirilmesi, Kıb-
ns'ta çözüm istemeyen bazı tu-
tucu çevrelere karşı, hükümetin
elini güçlendireeek.
Hükümet, AB' nin ilerleme ra-
poru ile birlikte açıkladığı stra-
teji belgesinde Türkiye'nin üye-
liği için Kıbns koşulunun getiril-
diğinin ortaya çıkmasının ardın-
dan "Bakanlar Kurulu" açıkla-
masıyla tepki göstermek yerine
yumuşak ifadeler kullanmayı
tercih etti. Açıklamada raporun
genel olarak olumlu bulunduğu
belirtilirken "Belgedeki Kıbns
ile ilgili ifadelere gelince. Tür-
kiye'nin sorunun çözümüne
ilişkin görüşleri bütün taraf-
larca bilinmektedir. Kıbns so-
rununuo çözümü, Kopenhag
siyasi kriterleri bağlamında
bir yiikümlülük teşkil etme-
nıektedir. Bununla birlikte,
Türkiye, Kıbns'ta adil ve kalı-
cı bir çözümü arzu etmekte-
dir" denildi. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, bu gelişmele-
rin yaşandığı günlerde Ankara'da
bulunmamayı ve sorulara muha-
tap olmamayı tercih etti.
AB'li diplomatlar strateji bel-
gesinin açıklandığı dakikalarda
gazetecilere, hükümet üyelerin-
den buna "çelişkili açıklama ve
tepkiler gelmemesini arzu et-
tiklerini" dile getiriyorlardı.
AB'nin bu beklentisi yapılan
"Bakanlar Kunılu" açıklama-
sı ile karşılandı. Hem AB'li dip-
lomatlar hem de hükümet çevre-
lerinin Türkiye'nin üyeliğinin
Kıbns'la ilişkilendirilmesi hak-
kında yorum yaparken "bu ha-
yatın gerçeği,yeni bir şey değil
ama şimdi belgeye yansıdı,
sürpriz değil" gibi benzer ifade-
leri kullanmalan da dikkat çek-
ti. AB kaynaklan ve hükümet
çevreleri. çözüm için KKTC'de
aralık ayında yapılacak seçim so-
nuçlannın bekleneceğine de işa-
ret ederek, Rauf Denktaş üze-
rinde baskı oluşturmaya çalıştı-
lar.
Hükümet, dış politikada
AB'nin Kıbns koşulunu kabul e-
den bir çizgi izlerken, iç politika-
ya dönük sert mesajlar vermeyi
ihmal etmedi. Başbakan Erdo-
ğan'ın dış temaslan hakkında
hükümet çevrelerince basına sız-
dınlan bilgilerde, özellikle de
Yunanistan'tan gelen mesajlara
karşı sert tepkiler verdiği kayde-
dildi. Ancak Başbakan Erdoğan,
bu açıklamalan kamuoyu önün-
de yapmaktan kaçındı.
80. YIUNWV TÜRK
NÜfUS MÜBADELESİ
SEMPOZYUMU
Mübadillerin yaşadığı sosyal ve kültürel sılanülar sempozvnmda ele alındı. (EVRİM KAYA)
Belleklerden sitinmeyeceksüreç
Turkiye-Avrupa vakfı
'İlerleme
Raporu talihsiz
bir girişim'
tstanbul Haber Servisi - Türkiye-Avnı-
pa Vakfi, Avnıpa Komısyonu'nun îlerle-
me Raporu'nda Kıbns ile ilgili yaklaşı-
mın Türkiye-AB ilişkilerinm bu aşama-
suıda "talihsiz" bir gınşım olarak gö-
rüldüğünü behrtti. Vakfın açıklamasında
"Ancak Türkiye-AB ilişkilerinden ba-
ğımsu olarak da Kıbns sorununun
çözülmesinin artık ertelenemez oldu-
ğu bir gerçektir" denildi. Vakıf açıkla-
masında, 2004'ün Türkiye'nin AB ilişki-
lerinde bir atılun yıh obnası gerektiğini
ifade edilerek 2004'ü "Avnıpa Yıü"
olarak kabul ettikleri bildirildi. Turkiye-
Avrupa Vakfi, Avnıpa Komisyonu tarâ-
findan açıklanan îlerleme Raporu'nda
yasal düzenlemelerin yapılmasından
memnuniyet duyulduğunu, ancak bunla-
nn uygulamaya geçirilmesi ile ilgili en-
dişelerin henüz giderihnediğinin ifade
edildiğine dikkat çekti. Vakfin açıklama-
sında, bu yönleri ile tlerleme Rapo-
nı'nun objektif saptamalan ve olumlu
değerlendınneleri içerdiği belirtildi.
Türkiye'nin AB kriterlerini her alanda
uygulamaya devam etmesi gerektiği ifa-
de edilen açıklamada, şu görüşlere yer
verildi: "Hükümetin 2004 yılının uy-
gulama ve eksiklikleri tamamlama yılı
olacağını açıklamış olması, Uişkilerde-
Id bu tür engellerin zaman içinde so-
run olmaktan çıkacağı inancını pekiş-
tirmektedir." Kıbns sorununun çözül-
mesi için taraflann üzerlerine düşen tüm
sonımluluklan yerine getirmesi gerekti-
ği ifade edilen açıklamada, Kıbns soru-
nunun kahcı ve adil bir çerçevede çözü-
münde daha geniş bir perspektif ile ha-
reket edilmesi gerektiğınin unutulmama-
sı gerektiği vurgulandı.
Fin Bakan Tuomioja, AB Komisyonu'nun Türkiye'yi cesaretlendirdiğini söyledi
6
Kıbrıs bağı kriter değil gerçek9
tstanbul Haber Servisi - "80. Yılında
Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi Sempoz-
yumu"nda, büyük süontılar içinde ve kayıp-
lar vererek ülkelerine dönen mübadillerin
yaşadığı ekonomik, sosyal ve kültürel sıkın-
tılar ele alındı. Lozan MübadilleriVakfı Baş-
kanı Ümit tşler, mübadele ile 2 miryon in-
sanın doğduğu toprağı terk etmek zorunda
kaldığını belirterek "Bu süreçte yaşanan-
lar belleklerden silinmeyecek" dedı
Lozan Mübadilleri Vakfi tarafından Tak-
sim'deki Nippon Otel'de gerçekleştirilen
sempozyumun açıhş konuşmasını yapan îş-
ler, "Vakfın amacı mübadeleyi bilimsel
olarak araştırmak, önyargısız ve objektif
olarak değerlendirmek" dedı. OxfordÜni-
versitesi Oğretim Üyesi Prof. Dr. Renee
Hirschon da mübadillerden öğrenilecek 3
önemli unsurun bulunduğunu belirterek
şunlan söyledi:"Bunlar, gelişmiş bir koz-
mopolit anlayış, farklı geleneklere saygı ve
derin bir hümanizmdir. Bu temel değer-
ler, çağdaş dünyada işimize en çok yara-
yan değerler olmalıdır."
'Yunanlaştıramadık'
Sempozyumun "Siyasi ve Sosyoekono-
mik Açıdan Nüfus Mübadelesi" konulu
orurumunda konuşan Makedonya Üniversi-
tesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nikos Marant-
zidis deYunanistan'daTürkçe konuşan mü-
badillerin entegrasyon sorununu anlattı.
Mübadillere yerli Yunanlılar tarafından düş-
manca davranıldığım ve bu tutumun ırkçüı-
ğa kadar dayandığım anlatan Marantzidis,
devlet tarafından gerçekleştirilen tüm çaba-
ya rağmen mübadillerin 1950'li yıllann so-
nuna kadar "Yunanlaştınlamadıklannı"
ifade etti.
Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Cevat Çapan da "Edebiyatta Nüfus
Mübadelesi" ile ilgili yaptıgı değerlendir-
mede, Türiaye'deki mübadillerin yeterince
eğitim olanağı bulamadıklanm, bu nedenle
tanm ve ticaretle uğraştıklanm kaydetti.
Edebiyaün bilinç ve duyarhlık istediğıni be-
lirten Çapan, bilinç düzeyi arttınlamayan
mübadillerin edebiyatla ilgilenmediklerini
söyledi. Sempozyuma dinleyici olarak katı-
lan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek
Komiserligi (BMMYK) Dış flişkilcr Sorum-
lusu Metin Çorabatır da yapnğı açıklama-
dasempozyumun, zorunlu göçün yarattığı
acılann dile getirilmesi açısuıdan önemli bir
etkisi olduğunu söyledi. Yazar Yaşar Ke-
mal' in de dinleyici olarak katıldığı sempoz-
yum, bugün düzenlenecek oturumlann ar-
dından sona erecek.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Finlandiya Dışişleri Ba-
kanı Erkki Tuomioja, Kıbns'ın
Türkiye'nin AB üyeliği için
"kriter" olmadıgını, ancak artık
çözümün gerekliliğinin de "ger-
çek" olduğunu söyledi. AB'nin,
"Strateji Belgesi"nde Türki-
ye'nin üyeliğini Kıbns ile ilişki-
lendirmesinin, çözüm için Türk
tarafını cesaretlendireceğini, çö-
zümün herkesin çıkanna olaca-
ğuıı savunan Tuomioja, "Eminiz
ki Türkiye Avnıpa ülkeleri ai-
lesine katılacaktır" dedı.
Dışişleri Bakanı Abdullah
Gül ise AB'nin çözüm için yal-
nızca Türkiye'ye çağnda bulun-
masını eleştirdi. Dışişleri Bakam
Abdullah Gül ile Türkiye'yi res-
men ziyaret eden ilk Finlandiya
Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja,
görüşmelerinin ardından ortak
basın toplantısı düzenleyerekha-
bercilerin sorulan yanıtladılar.
tki bakamn, Türkiye'nin AB sü-
reci ve Kıbns'ta çözüm konula-
nnda çelişen mesajlar vermesi
dikkat çekti.
'İfadeler olumlu'
Finlandiya Dışişleri Bakanı,
1999 Helsinki zirvesi sırasmda,
Finlandiya Başbakanı Paavo
Lipponen'in AB Dönem Başka-
nı olarakyazdığı mektupta "Kıb-
ns'ın çözümünün bir kriter ol-
madığına" işaret ettiğinin anım-
satılarak "Strateji Belgesi"nde
"Türkiye'nin üyeliğiyle Kıb-
ns'ın Uişkilendinlmesinin" çe-
lişki oluşturup oluşturmadığının
sorulması üzerine, tutarlı bir ya-
nıt vermekte zorlandı. Bakan Tu-
omioja, "Strateji BelgesF'nde
Kıbns'a ilişkin yer alan ifadele-
rin olumsuz değil, "çözüm için
fırsat penceresi açması bakı-
mından" olumlu değerlendiril-
mesi gerektiğini savunurken AB
Komisyonu'nun bu ifadeyle so-
runun çözümü konusundaTürki-
Öcalanlar'dan oturma eylemi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - îmralı Cezaevi'nde
tutuklu bulunan Abdullah
Öcalan'ın kardeşleri Meh-
met Öcalan ile Fatma Öca-
lan. Adalet Bakanlığı'nın
randevu vermemesi üzerine
oturma eylemi yaptı.
Öcalan'ın kardeşleri Meh-
met ve Fatma Öcalan ile Ba-
nşAnneleri înisiyatifi üyesi 4
kadın ve avukat Baran Do-
ğan dün sabahAdalet Bakan-
lığı binası önüne geldiler. Po-
lis, sadece avukat Doğan ile
Mehmet Öcalan'ın Adalet
Bakanlığı'na girmesine izin
verdi. Bir süre Adalet Bakan-
lığı'nda kalan Mehmet Öca-
lan ile avukat Doğan, Adalet
Bakam Çiçek'in randevu ta-
leplerine yanıt vermediğini,
Müsteşar Fahri Kasırga'nm
da kendileriyle görüşmediği-
ni bildirdi.
Açıklamanın ardından, ba-
kankğın önünde oturma ey-
lemi yapacağmı bildiren
Mehmet Ocalan'a polis mü-
dahale ederek, önce diğer ki-
şilerin beklediği dolmuş du-
rağma götürdü. Daha sonra
gruptan Güvenpark'a geçme-
leri, aksi takdirde işlem yapı-
lacağı bildirildi. Mehmet
Öcalan ise, "Buradan ayrd-
mayacağız" diyerek, bulun-
duklan yerde bekleyecekleri-
ni söyledi. Grup akşam saat-
lerinde eylemini bitirdi.
ye'yi cesaretlendirdiğini, çözü-
mün herkesin çıkanna olacağını
söyledi.
"Uzlaşma Avrupa'nın bir
parçasıdır, uzlaşüacaksa her i-
ki tarafm bir araya gelip uzlaş-
ması gerekir" dıyen Gül sözle-
rini şöyle sürdürdü: "Sadece
Türk tarafından fedakârhk
beklemek doğru olmaz. Rum
tarafuun da nasıl olsaAB'ye gi-
riyonım diye rahat hareket et-
memesi gerekir. Dolavısıyla sa-
dece Türk tarafına değil, Rum
tarafına da aynı çağnlann ya-
pılması gerekir. Ümit ediyoruz
ki Mayıs 2004'ten önce otunı-
lur, konuşulur ve karşılıklı tat-
min edici bir neticeye ulaşdır.
Türkiye, bunu her zaman arzu
etmektedir."
Finlandiyah Bakan Tuomioja
ise habercilerin sorulan üzerine,
PKKTCADEK konusunda yapı-
lan görüşmelere karşın AB ülke-
leri arasında göriiş birliği sağla-
namadığını bildirdi. "Şiddet,ci-
nayet ve terorizm tabii ki kabul
edilebilir şeyler değil" diye ko-
nuşan Tuomioja, bunun yanında
ülkesinin de PKK/KADEK'in te-
rör örgütü olaraktanınması konu-
sunda nihai bir karan henüz ala-
madığım kaydetti.
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Amerikalı, "Tamamen yıkılan yerieri çokuluslu
şirketlere bedava verir, az hasariı yerleri onarma-
lannı isterim" demiş.
Fransız, "Tamamen yıkılan yerleri aslına uygun
olarak yeniden inşa ederim. Hasariı yerleri de res-
tore ederim. Kentiaynen korurum" demiş.
Alman, "Tamamen yıkılmış yerleri temizler, göz-
den çıkannm; yeni binaiar inşa ederim. Hasariı
yerleri restore ederim" demiş.
Sıra Türk'e gelmiş. Kararlı bir ifadeyle şu yanı-
tı vermiş:
"Sağlam çürük diye uğraşmam... Kenti tama-
men dümdüz eder, yeniden inşa ederim..."
Pek çok işimiz buna benziyor.
Kamu Yönetimi Temel YasaTasarısı, adı üstün-
de kamu yönetimindeki sorunlann giderilmesi ge-
rektiği görüşünden hareketle hazırtanmış bir ça-
lışma. Ancak, bunu yaparken öylesine toptancı bir
yola girilmiş ki, gerek hafta başında kamuoyuna
duyurulan taslak gerekse bunun eki olarak gele-
cek yeni yasa çalışmalan bir araya getirilince şu
tanımı yapmak abartma sayılmaz:
Korsan anayasa!
Devlet yönetimini tümüyle değiştirmeyi amaç-
layan taslak, sorunlardan yola çıkıyor ama, deva-
mı öyle gelmiyor. Arkadaşımız Işık Kansu. uz-
manlann görüşlerini de alarak bütün aynntılan gün
ışığına çıkardı. Bu değişiklere kamu yönetimi re-
formu denmez, dense dense kamu yönetimi de-
formu denir...
Hükümetin memuru!
Siyasetimizin temel hastalığı, kadrolaşma. ik-
tidara gelen illa ki, kendi vücut dilinden anlayan,
kendi takımından insanlan üst kadrolara taşıya-
cak. Eskiden bu kadrolaşma kurum içindeki in-
sanlan yükselterek, sürerek olurdu. AKP döne-
minde kurum içi-dışı dinlenmiyor, neresi boşaltı-
labilirse, öncelik eski Istanbul Belediyesi kadro-
su olmak üzere, takımdan biri atanıyor.
Getirilen taslak, bu işi tamamen kolaytaştırıp
kurumlaştırmayı amaçlıyor. Üst görev alacak olan-
lann hükümetlerle birlikte gelip gitmesi hedefle-
niyor. Üst göreve gelen kişi, altını da kendine gö-
re dolduracağınagöre, artık "devletmemuru"' kav-
ramının yerine şu gelecek demektir:
Hükümet memuru!
Mevcut sistemin eksikliklerini kabul ediyoruz a-
ma, devlet memurunun yerini hükümet memuru-
nun alması daha mı iyi?
Yeni bir moda var:
Her şey yerelleşecek!
Daha dün açıklandı, gelirdağılımındaki uçurum
devam ediyor, bir ölçüde azaltılmış, o kadar. Böl-
gesel farklılıklann hâlâ sürdüğü bir coğrafyadaye-
rellik çözüm mü, yoksa sorunlann düğümlenme-
si mi?
Yaşadıklanmız, ikinci şıkkın öne çıktığını gös-
termiyor mu?
Yerelleşme reformu yapan ülkeler, bunu usul
usul denemişler. Hataları yolda düzeltip yer yer
geri adımlar atmışlar. En somut örnek Fransa...
Bir ilçeyi il yapmanın maliyeti bile 4-5 trilyonu
buluyor. Tüm Türkiye'yi altüst etmenin maliyeti
hesaplandı mı?
Denetim mekanizmalarının tümüyle kaldınlma-
sı evlere şenlik bir deform. Dünyada kamu yöne-
timinde yenilik yapanlar önce denetimi sağlam-
laştırmışlar. Zira, yepyeni bir uygulama ve kimin
neyi ne kadar yaptığı, nasıl yaptığı çok önemli.
AKP'nin öngördüğü denetim mekanizmasının ta-
rifı şu:
"Benim denetimimde bir denetim!"
Ahmet Taner Kışlalı'nın sık yaptığı bir tanım-
lama vardı:
"Ulus devletlerin ruhu şudur; aynlıklan mı, or-
tak yanlan mı öne çıkaracaksınız? Aynlıklan çıka-
nrsanız Yugoslavya 'yı yaşarsınız. Ortakyönleri öne
çıkanrsanız Türkiye'yi..."
Bu hükümet ya Türkiye'den vazgeçti ya da "u-
lus" sözcüğünü tersinden okuyup her şeyi sulan-
dırıyor, bizimle dalga geçiyor!
ankcum(a ktv.ttnetnettr
Boru hattında yangm
• KERKÜK (AA) - Irak'ın kuzeyindeki Kerkük
kentı yakınlannda bir petrol boru hattında meydana
gelen patlamanın ardından önemli bir yangın çıktığı
bildirildi. North Oil Company'den (NÖC) yapılan
açıklamada. patlayıcı maddenın yol açtığı yangının
El Debs petrol yataklanru bağlayan bonı hattında
hasara yol açtığı belirtildi.
Türkçehartistemi
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hollan-
da'daki resmi bir sendika, Hollanda hükümetine
gönderdiği mektupta, Türkçe harflerin Hollanda al-
fabesine alınmasıru istedi. Hollanda Göçmen Yaşlı-
lar Sendikası'ndan yapılan açıklamada, Başbakan
Jan Peter Balkenende'ye gönderilen mektupta. 'Ç,
Ğ, 1, Ö, Ş" ve 'Ü' harflerinin Hollanda alfabesüıe
resmen alınmasının talep edildiği belirtildi. Açıkla-
mada, bu harflerin Hollanda alfabesinde yer alma-
ması nedeniyle çok sayıda Türkçe ismin yanlış ve
eksik yazıldığı ve eksik telaffuz edildiği belirtildi.
Meddah hikâyelerine koruma
• PARİS (AA) - BM'nin Kültür Eğitim ve Bilim
Örgütü (UNESCO), somut olmayan mirasın ko-
runması amacıyla yürüttüğü çalışmalar çerçeve-
sinde Türkiye'deki meddah hikâyelerini koruma
altına aldı. UNESCO Genel Sekreteri Koichiro
Matsuura, Türkiye'nin UNESCO'daki Daimi
Temsilcisi Büyükelçi Bozkurt Aran'a, koruma
dıplomasını verdi.
Bakrköy'de innâz gösteri
• Istanbul Haber Servisi - Bakırköy Özgürlük
Meydanı'nda toplanarak terör örgütü lehine slogan
atan 28 kadın gözaltına alındı. Yeraltı Çarşısı önün-
de toplanan eylemciler. caddeyi yaya trafiğine kapa-
tarak PKK/
KADEK ile örgüt elebaşısı lehine pan-
kart açtı. Gruba müdahale eden polis, 28 kadım gö-
zaltına alarak güvenlik şube müdürlüğüne götürdü.