23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 8 KASIM 2003 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALt SİRMEN Bir Beştiri Mektubu Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasarısı ile ilgili yazım üzerine, düşünceme katılmadığını belirten dcstum. Prof. Dr. Mete Tapan'dan bir mektup aldım. Tapan, Nurettin Sözen döneminde Istan- bıi Anakent Belediyesi'nde önemli görevler üst- lermiş bir kişi olduğundan, bu konudaki görüş- lerni sizinle paylaşmak istiyorum. Söz Prof. Dr. Mete Tapan'ırv. '04.11.2003 tarihlı yazınızdaki kamu yöneti- mi reformuyla ilgili yasa taslağı konusundaki endişelerinizin tümüne maalesef katılamıyo- rum.... ...Kendi deneyimlerime ve Batı demokrasile- nndeki örnekleri de dikkate aldığımda bu tas- lakSa ilgili endişelerin odağını oluşturan 'ulus devletin bu yasa ile yıpranacağı' varsayımı ka- nımca tartışılması gereken bir konudur. Yerel yönetimlerin daha etkin, daha güçlü ol- ması bir üniter devlet yapısını tehlikeye sokar, savına da inanmak olanaklı değildir. Aynca Avus- turya veya Almanya gibi federal devlet yönetim biçimiyle yönetilen ülkelerde ulus kavramının, oralarda uzun yıllar yaşamış bir kişi olarak, za- yıfladığını kabul etmem de olası değildir. Kuş- kusuz yukanda değinilen ülkelerin koşullanyla ülkemizin koşullan eşit değildir. Dolayısıyla ora- daki uygulama sonuçlannın bizim ülkede de benzer uygulamalann sonuçlanyla üst üste ça- kışacağı anlamına gelmez. Bu konuda gerekli önlemlerin alınması gerektiğine de inanıyorum. 0 ülkelerde benzer yasalann koşullartmıza gö- re, yeniden ele alınması ve yine ülke koşullan- na göre adapte edilmesi gerekebilir. Esas tar- tışılması gereken sorun 'sağlıklı bir demokrasi' için yerelyönetimlerin daha etkin ve daha güç- lü olması olumlu mudur, yoksa değil midir?" • • • Yerel yönetimlerin çağımızın keşfi olmadığını, ama Batı demokrasilerinde, demokrasinin geliş- mesine katkıda bulunduğunu da söyleyen Tapan şöyle devam ediyor: "Merkezi yönetime de yerel yönetimlerin ya- nında herzaman gereksinme duyulduğu da, yi- ne Batı demokrasilerinde görülmüştür. Aynca hiç kimsenin yerelyönetim güçlenince, merkeziyö- netime gerek kalmayacaktır, diye bir savı yok- tur. Bir 'masal' diye nitelendirseniz de, yerel yö- netimlerin güçlenmesişeffaflıkiçin gerekSidir. Mer- keziyönetimlerde yolsuzluk olmaz, buna karşın yerel yönetimlerde yolsuzluk olağandır, gibi bir görüşü kabul edeceğinize inanmıyorum. Ülke- mizdeki, son yıllardaki yolsuzluklann büyük bir bölümûnün merkezi yönetimdeki yöneticilerce yapıldığını iddia etmek herhalde yanlış değildir. önemli olan ülke bireyinin denetim mekanizma- sı içinde daha etkin hale nasıl gelebileceğidir. Bireyin yerel yönetime daha kolay erişebilece- ği herhalde tartışılmaz..." Prof. Dr. Tapan, yeni tasarı ile Milli Eğitim'de eğitim birliğinin zedelenebileceği konusundaki endişelerimi paylaştığını, aynı şekilde, yeni ya- sayla yerel yönetimlerdeki kadrolaşmalarda sı- kıntılarolabileceğini, bu konularda yoğun çalış- malara gereksinme duyulacağını söyledikten sonra "sonuç olarak, kamu yönetimi reformu ya- sa taslağı anayasamız da dikkate alınarak, bü- tün boyutlanyla tartışılmalı ve demokrasim'ıze kat- kıda en fazla rol oynayacak biçimde değerien- dirilmelidir" diyerek noktalıyor mektubunu. ••• Aziz dostum Mete Tapan'ın mektubu, söz ko- nusu yazımda meramımı ifadede acze düştüğü- mün kanıtı galiba. Oysa yazıda, kendisini halkın hizmetkân ola- rak görmek yerine amiri gibi algılayan memurti- piyle, yaygınlaşan rüşvet ve yolsuzluğuyla çağ- dışı ve ceberrut formaliteleriyle, bugün yürür- lükte olan düzeni savunmadığımı belirtmeye özen göstermiştim. Hiçbir şekilde, ulus devlet zayıflayacak diye ye- rel yönetimlerin gelişmemesini savunmadım. Yerel yönetimlerin safi yolsuzluk, merkezi yö- netimin sadece dürüstlük oiduğu görüşünü sa- vunmam bu ülkede yaşayan biri olarak mümkün değildir. Ancak, ülkemizde yerel yönetim efsanesinin de içinin biraz boş oiduğu, yerel yönetimlerin de, bu ekonomik yapı ve kliantelist politika ortamında yeni birer rant paylaşım odağına dönüştüğü de yadsınamaz. Aynca tasarı, yerel yönetimlerdeki denetim mekanizmalannı zayıflatarak, şeffalık ilkesini cid- di olarak zedelemektedir. öte yandan tasarıdaki yerelleştirmeyi, özel- leştirme ile birlikte ele almak gerekir. Asıl amaç yereli güçlendirmek değil, kamu hiz- metini özellestirmektir ki, bu da sosyal devlet il- kesini çiğnemektir. Bilmem aziz dostum Mete Tapan, ücretli ka- mu hizmeti kavramına nasıl bakar? Açıklama: Emekli Yargıç Yargıtay Daire Başkanı Naci Ün- ver, üç gün önce, Kanal-6'da tetefonla katıldığım bir haber programında kendi hakkında ileri sürülen- lerle ilgili olarak aradı. Haberi yapanların kötü niyet- le yanlış bir görüntü çizmeye çalıştıklannı, kendisi- nin Akın Birdal'ı mahkûm etmediğini, tam tersine, davası önüne geldiğinde beraatyönünde oy kullan- dığını, Birdal'ın mahkûmiyetinin bidayet mahkeme- sinin direnmesi üzerine genel kuruldan çıktığını, Eş- ber Yağmurdereli ile ilgili davanın da kendisine hiçbir zaman gelmediğini açıkladı. Sayın Ünver'in açıklamalannı bilginize sunanm. TEMA ÇELENK HATTI Sevdiklerinizi fidanla yaşatın Tel: (O212) 284 8O OO Faks: CO212) 284,80 O9 Maliye müfettişleri, 'Kamu Yönetimi Tasansı'na karşı hazırladıklan raporu Genelkurmay'a gönderecek içindeyanhşaranıyor'tLHANTAŞCI ANKARA - Mahye Teftiş Kurulu müfettişleri, Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı'na ilişkin görüşlerini, hazırladıklan bir raporla ortaya koy- du. Raporda, tasannın yasalaşma- sıyla, hayali ihracat, ihale yolsuz- luklan, gümrük kaçakçılığının soruş- turulmasında boşluk doğacağına işa- ret edilerek iç denetçilerin "siyasi meraur" olduklan vurgulandı. Ha- zırlanan raporun, Cumhurbaşkanlı- ğı da dahil konuyla ilgili kamu ku- rum ve kuruluşlaruıa iletilecek. Müfettişlerin görüşleri şöyle: Denetçiler slyasi memur: Iç denetçilerin bağlı oiduğu müste- şarlar hükümet ile gelip hükümet ile giden yarı siyasi memurlardır. tç de- Dünyadan örnekler Avrupa teftişini koruyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Maliye müfettişlerinin hazırladıgı rapor, Türkiye'nin hedef olarak önünde duran AB ülkelerinin, teftiş ve denetim birimini siyasi yapılanmadan bağımsız olarak koruduklannı da ortaya koyuyor. Avrupa ülkelerinde mali suç oranının daha düşük olmasına karşın, teftiş kurullannı korunduğu vurgulanan raporda, yolsuzluklann hiç bitmediği Türkiye'de teftişin kurullannın kaldınlma gerekçesinin açıklanamayacağı belirtildi. Rapora göre, AKP hükümetinin lağv etmeye çalışüğı teftiş kurullannın ABD ve AB ülkelerindeki uygulamalan şöyle: Anglosakson model (ABD): Soruşturma, yolsuzluk ve usulsüzlükleri belirlemek amacıyla Genel Müfettiş Ofisi kuruldu. Her türlü belgeyi almaya yetkili genel müfettiş, soruşturma ve inceleme yapacağı alanı kendi belirliyor. Fransa: Denetim, bakanlıklar bünyesinde bulunan teftiş kurullan tarafından yapılıyor. Mali denetim ise Ekonomi, Maliye ve Sanayi BakanhğYnda doğrudan bakana bağlı olarak Maliye Teftiş Kurulu taranndan yapılıyor. Parlamento adına kamu harcamalannın en üst hesap mahkemesi olarak denetimini yapan merkezde ve bölgelerde örgütlenmiş Sayıştay bulunuyor. İtalya*. Denetim görevi Kamu Mali Denetim Birimi tarafından yapılmakta. Bu birim, konular ve bölgeler itibanyla 148 teftiş ve denetim görevlisinden oluşuyor. Bu görevlilerin 62'si mali ve idari teftiş, 86'sı rutin teftiş yapıyor. Birim, Mali Denetim Birimi ve Merkezi Vergi Denetim Birimi olmak üzere iki grup olarak çalışmaktadır. İSpanya: Ekonomi ve Maliye Bakanlığı içinde örgütlenmiş olan Kamu Kurumlar Arası Yönetim Birimi merkezi hükümetin bütün mali işlemlerini denetlemekle yetkili kılındı. Mali denetim dışında, her bakanlığın teftiş, denetim ve inceleme programlannı hazırlayan Kamu Yönetimi Genel Teftiş Kurumu bulunmaktadır. • "Yolsuzluk sürerken teftiş kurulu kapatılamaz" denilen maliye müfettişlerinin raporunda "Zayıf denetimle güçlü yönetim olmaz. Siyasallaşan denetimle teftiş yapılamaz. Ekonomik suçlarda boşluk doğacak" değerlendirmeleri yer aldı. netçiler siyasi bir memur haline ge- len kişilere bağlı ve sorumlu olarak çalışacaklardır. Yolsuzlukla mücadeleye darbe: Müfettişlerin kaldınlması ve yerine üst yöneticinin emir ve ta- limatına bağlı iç denetçilik sistemi- nin kurulması, ülkemizin öncelikli ihtiyacı durumunda olan yolsuzluk- la mücadeleye büyük darbe indire- cek. Meslekı garantisi olmayan iç denetçilerin bağımsız çahşabilmele- ri, objektif rapor yazabilmeleri, yol- suzluklarla mücadele edebilmeleri mümkün değildir. Performans denetimi ol- maZ: Ekonomik ve tıcari faaliyet- lerin yanya yakını devletin bılgisı dı- şında iken salt performans denetimi uygulamasına geçmek yalan içinde yanlış aramaktan başka bir şey de- ğildir. îç denetçilerin görevi hortum- lanan kamu kaynaklarından arta ka- lan miktann performans kriterleri- ne uygun kullanılıp kullanılmadığı- nı ölçmekten başka bir şey olmaya- caktır. çetelerle mücadele blter: Hayali ihracat, ıhale yolsuzluklan, gümrük kaçakçılığı gibi toplumun vicdanında büyük tahribat yaratan suçlann soruşturulmasında ciddi boşluk doğacak. Bu suçlann soruş- turuhnası müsteşar gibi hükümetle gelip hükümetle gitmesi öngörülen ve bunlara bağlı yetkisiz ve bağım- lı iç denetçiler tarafından yapılamaz. Terörle mücadele: İç denet- çiler aracılığıyla terörün mali kay- naklanna nüfuz etmenin zorluğu or- tadadır. Kendi bakanhğının sınırh işlemleri dışında bir perspektif edi- nemeyecek durumda olan danışman niteliğindeki ıç denetçilerin ulusla- rarası nitelikteki kara para ve suç organizasyonlan ile nasıl mücadele edecekleri tamamen belirsizdir. Karmaşık suçlar araştırı- lamaZ: Haksız katma değer vergi- si iadesi olayında ya da bir gümrük kaçakçılığında hem kara para akla- ma, hem kaçakçılık, hem vergi ka- çakçılığı hem de memurlar tarafın- dan işlenen rüşvet ve görevi kötüye kullanma suçlan bir arada olabil- mektedir. Triryonluk haksız KDV iadeleri, or- ganize şekilde çahşan rüşvet çetele- ri, hayali ihracat ve kaçakçılık şebe- keleri. vergi daırelennden dosya kay- beden menfaat gruplan ile mücade- lenin müfettişler yerine amir- memur tarzı denetçilerle önlenmesi mümkün değildir. ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Rötuş yapılması düşünülüyor Kamu Yönetimi Yasa Tasansı 'bekleme odasında' EBRU TOKTAR Cumhurbaşkanı dünküprogramını da iptal etti Sezer'inrahatsızlığı sürüyor ANKARA - Hükümet, "Her değişim zordur ve muhaiefetle karşılaşır. Ancak iktidar bu değişimi yapmaya muktedirctir ve değişimi vapacak siyasi irade bu hükümette mevcuttur* söylemıyle açıkladığı "Kamu Yönetimi Temel Yasa TasansTnı, kamuoyundan yükselen sesler üzerine bekleme karan aldı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, kamuoyundan gelen eleştiri ve görüşlen değerlendırdıklerini belirterek "Imzalar tamam olmasına karşın MecKs'e sevk etmedik. Maksadımız hâlâ görüş ve düşünceleri olanlar varsa onlan da alanm, en mükemmd şektiyle MecBs'e sevk edeibn" dedi. Hükümetin, özellikle devlet kademelerinden gelen eleştıriler üzerine, tasanda rötuş yapabileceği belirtildi. Devletin örgütlenme yapısından merkezi idareye kadar tüm kurumlannı altüst eden Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı, Bakanlar Kurulu'nda imzalar tamamlanmasına karşın devletin üst katmanlanndan ve toplumdan gelen _____^_____^__ tepkiler üzerine bekleme odasına alındı. Bu konudaki resmi açıklama ise Şener'den geldi. Ekonomik Sosyal Konsey toplantısından sonra açıklama yapan Şener, tasanyla ilgili görüşlerin toplantıda ele alındığını bıldirdi. tmzalann tamam olmasına karşın Meclis'e sevk etmediklerine dikkat çeken Şener. "Buradaki maksat, hâlâ görüş ve düşünceleri olanlar varsa onlan da alahm. Tasanyı en mükemmel şekilde sevk edetim. Avnca, • Hükümet, Bakanlar Kurulu'nda imzalann tamamlanmasına karşın Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı 'nı TBMM'ye gönderme sürecini erteledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Belini inciten Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer, evinde dinleniyor. Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan ile önceki gün yapacağı haftalık görüşme- yi rahatsızlığı nedeniyle iptal eden Sezer. dün de Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomi- oja ile görüşme programını iptal etti. Iç ve dış gelişmeleri değerlen- Cumhurfoaşkanı Sezer tılamayacağını Sezer'e aktarmış- tı. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında önceki gün planlanan gö- rüşme de bu kez Sezer'in belin- deki rahatsızlığm artması üzerine iptal edildi. Çankaya Köşkü, gö- rüşme öncesinde Başbakanhk özel kalemini arayarak, Sezer'in sağ- lık sorunu nedeniyle görüşmeyi ya- pamayacağını ıletti. Belinden rahatsız olan Sezer, dirmek üzere her hafta Cumhurbaşkanı Se- zer ile Başbakan Erdoğan arasında yapılan "haftahk görûşme", yaklaşık 5 haftadır ger- çekleştirilmiyor. Erdoğan, dış temaslan ve yurtiçindeki programlan nedeniyle Sezer ile yaptığı haftalık görüşmelere 2 Ekim'den bu yana katılmamıştı. Erdoğan, Çankaya Köş- kü'ndeki 29 Ekim resepsiyonunda da Kars'taki temaslamıı gerekçe göstererek, ertesi gün gerçekleştirilecek görüşmeye ka- geçen hafta Genelkurmay Başkanı Orgene- ral HilmiÖzkök ile ikili görüşmesini de ip- tal etmek zorunda kalmıştı. Sezer, dün de Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomi- oja ile görüşme programını iptal etti. Spor yaparken belini inciten Sezer, ağn- lannın artması üzerine 28 Ekim'i 29 Ekim'e bağlayan gece hastaneye kaldınlmış. bura- dabelinde u diskkaymasr saptanmıştı. Se- zer'in, evinde dinlendiği öğrenildi. kaühmcüardan konuyla ilgili görüşlerini talep ettik" dedi. Denetim mekanizmasını yerle bir ederek teftiş kurullannı kaldıran tasanya Maliye ve Gümrük Teftiş Kurulu'ndan sert eleştıriler gelmişti. Başbakanlık Teftiş Kurulu da Başbakan Tayyip Erdoğan a bir yazı göndererek AB'nın kendi ülkesinde uygulamadığı modeli Türkiye'ye dayattığını ifade etti. Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu, dün Kamu thale Kurulu Başkanı Sener Akkaynak ın de katıhmıyla "izfcnecek stratejrye ilişkin*' geniş kapsamlı bir toplantı yaptı. Maliye'nin eski Teftiş Kurulu Başkanı olan Akkaynak'ın önerilerini de dinleyen müfettişler. ortak hareket etme karan aldı. Tasanya, hükümetin kendi içınden de tepki geldi. Devletin tüm kurumlan ile birlikte 3 bin 212 belediyenin denetimini Sa>ıştay'a bırakan tasanya gerekçeleriyle itiraz eden Milli Savunma Bakanı Vecdi GönüL Başbakanlık'a bir yazı gönderdi. Itırazlannı 10 başlıkta toplayan Gönül yazısında, Maliye ve Içışlen Bakanlığı teftiş kurullannın tasfiye edilmesinin doğru olmayacağını vurguladı. Merkezi yönetimın yetkilerini yerel yönetime devreden tasannın üzerinde çok iyi düşünülmesi gerektiğini kaydeden Gönül, taşra bölgelerindekı belediyelerin kendilerine de\Tedılecek işleri kaldıramayacağını ifade etti. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr VVfemicke Korsakof hastalığını ölüm oruçları nedeniyle öğrendik. ölüm oruçları sırasında beyinleri hasara uğrayan kişiler, giderek kendilerini idare edemez hale geldiler. Çok sa- yıda tutuklu ve hükümlü, ölüm oruç- lan sırasında beyin hasarına uğradı. Bu beyin hastalığı nedeniyle yüzler- ce tutuklu ve mahkûm Adli Tıp Ku- rumu'na sevk edildiler. Çoğunluğu hakkında "içeride kendisini idare edemez" raporu verildi ve savcılıklar bu raporla onlan serbest bıraktılar. Bu raporlan alan tutuklu ve mah- kûmlar üçer ay ara ile yeniden sağ- lık muayenesinden geçtiler. Bazılan için o dönemde "kalıcı rahatsızlık" oiduğu gerekçesiyle takibat kaldınl- dı, tamamen serbest kaldılar. Huku- ki ve tıbbi gerçek de buydu zaten. Türkiye'de hiçbir konu hukuki ve tıb- bi kalıcılığa sahip olamaz diye bir inancımız varya, işte bu anlayış, Wer- nicke Korsakof hastalığında kendisi- Wernicke Korsakof lulan Tutuklamak ni gösterdi. VVernicke Korsakof has- talığı kalıcı bir beyin hastalığı, geriye dönüşü mümkün olmayan bir hasta- lık. Doktorlar, bu hastalıktan kurtul- manın mümkün olmadığını söylüyor- lar. Bu konuda bir tıbbi tesptt yapıl- mışsa, yeniden "iyileşmiştir" tespiti yapılamaz. Çünkü mümkün değildir. Gelin görün ki, bu gerçeğe rağmen son dönemde garip ve tehlikeli bir uy- gulama başladı. Dışanya çıkan ve tedavileri ile uğ- raşan tutuklu ve hükümlülerson 4-5 aydır yeni bir tehditle yüz yüze gel- diler. Çünkü Adli Tıp kurumlan, daha önce "Wemicke Korsakofhastasıdır" dediği kişiler hakkında bu kez de ne- redeyse hiç firesiz "sağlamdır" ra- poru vermeye başladılar. Böyle bir rapor, VVernicke Korsakof hastaları için tam anlamıyla ölümcül birtehdit içeriyor. Çünkü yeniden tutuklanıp hapse atılacaklar. Bu ise beyin has- tası kışilerin tek kişilik ya da üç kişi- lik hücrelerde ölüme terk edilmesi anlamına geliyor. Peki neden böyle biryol tercih edil- di? Daha önce ölüm oruçlan yaygın- ken, bu oruçlan durdurmak amacıy- la böyle bir siyasi tercihte mi bulunuI- muştu? Şimdi yeni bir karar alındı ve "Onlan yeniden içeri atın" mı denili- yor? Böyle birşeyi düşünmek ve uy- gulamak, Türkiye'nin bir hukuk dev- leti olmadığını kabul etmek demek- tir. Şu anda bu uygulamaya yol gös- teren, bu uygulamaya ortak olan dok- torlar, hukuk insanları ve idareciler suç işliyorlar. Bir doktor, daha önce VVernicke Korsakof hastalığı teşhisi konmuş bir kişinin daha sonra F tipi hapishane- lerin hücrelerinde yatabilecek kadar sağlam olduğuna yeniden nasıl hük- medebilir? Bu nasıl bir hukuk anla- yışıdır, bu nasıl tıbbi etik anlayışıdır? Her konu bu kadar keyfi bir hale ge- tirilebilir mi? Şu anda kendilerini topluma adap- te etmeye çalışan, sürekli tedavi gö- ren, yardım gören tutuklu ve hüküm- lüler bir anda hapse atılıverecekler. Bir kısmı zaten tutuklanmaya başladı bi- le. Bu konuda Adalet Bakanı'nın dik- katini çekiyorum. Çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. Kendilerini topluma uydurmaya çalışan ve kendilerine ye- ni bir hayat kurma çabası içinde olan örselenmiş bu insanları içeriye ata- rak Türkiye devleti ne kazanacak? • • • Önümde bir rapor duruyor; Ismi bende saklı tutuklu hakkındaki ra- porda şunlarbelirtiliyor "Adli Tıp Ku- rumu 4. Ihtisas Kurulu'nda 30.4.2003 tarihindeyapılan muayenesinde; tes- pit hafıza bozukluğu, izharhafıza ile- ri bozukluğu, yakın hafıza bozuklu- ğu, kognüsyon bozukluğu, dreamy state, jamu vu, deja vu ile kendisini gösteren KorsakofSendromu tespit edildiği, Adli Tıp Kurumu 4. Ihtisas Kurulu Klinik Psikoloji Laboratu- an'nda; 29.05.2003 tarih ve 383 pro- tokol ile yapılan psikolojik değerien- dirmede; Benton skoru 7/15, yakın hafıza ve evocation hafızasında ileri derecede yetersizlik oiduğu..." Bu raporun ardından neler oluyor? Cezaevine tutuklunun durumu soru- luyor ve sonra yeniden toplanan Ad- li Tıp Kurumu heyeti "cezaevinde ya- tabilir" raporu veriyor. Bütün bunları anlamak mümkün değil. Belki de mümkün. Ancak bu uy- gulamanın hukuk devletiyle bir ilgisi olmadığını da görüyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle