Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
+
CUMHURİYET 8 KASIM 2003 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Bir Beştiri Mektubu
Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasarısı ile ilgili
yazım üzerine, düşünceme katılmadığını belirten
dcstum. Prof. Dr. Mete Tapan'dan bir mektup
aldım. Tapan, Nurettin Sözen döneminde Istan-
bıi Anakent Belediyesi'nde önemli görevler üst-
lermiş bir kişi olduğundan, bu konudaki görüş-
lerni sizinle paylaşmak istiyorum. Söz Prof. Dr.
Mete Tapan'ırv.
'04.11.2003 tarihlı yazınızdaki kamu yöneti-
mi reformuyla ilgili yasa taslağı konusundaki
endişelerinizin tümüne maalesef katılamıyo-
rum....
...Kendi deneyimlerime ve Batı demokrasile-
nndeki örnekleri de dikkate aldığımda bu tas-
lakSa ilgili endişelerin odağını oluşturan 'ulus
devletin bu yasa ile yıpranacağı' varsayımı ka-
nımca tartışılması gereken bir konudur.
Yerel yönetimlerin daha etkin, daha güçlü ol-
ması bir üniter devlet yapısını tehlikeye sokar,
savına da inanmak olanaklı değildir. Aynca Avus-
turya veya Almanya gibi federal devlet yönetim
biçimiyle yönetilen ülkelerde ulus kavramının,
oralarda uzun yıllar yaşamış bir kişi olarak, za-
yıfladığını kabul etmem de olası değildir. Kuş-
kusuz yukanda değinilen ülkelerin koşullanyla
ülkemizin koşullan eşit değildir. Dolayısıyla ora-
daki uygulama sonuçlannın bizim ülkede de
benzer uygulamalann sonuçlanyla üst üste ça-
kışacağı anlamına gelmez. Bu konuda gerekli
önlemlerin alınması gerektiğine de inanıyorum.
0 ülkelerde benzer yasalann koşullartmıza gö-
re, yeniden ele alınması ve yine ülke koşullan-
na göre adapte edilmesi gerekebilir. Esas tar-
tışılması gereken sorun 'sağlıklı bir demokrasi'
için yerelyönetimlerin daha etkin ve daha güç-
lü olması olumlu mudur, yoksa değil midir?"
• • •
Yerel yönetimlerin çağımızın keşfi olmadığını,
ama Batı demokrasilerinde, demokrasinin geliş-
mesine katkıda bulunduğunu da söyleyen Tapan
şöyle devam ediyor:
"Merkezi yönetime de yerel yönetimlerin ya-
nında herzaman gereksinme duyulduğu da, yi-
ne Batı demokrasilerinde görülmüştür. Aynca hiç
kimsenin yerelyönetim güçlenince, merkeziyö-
netime gerek kalmayacaktır, diye bir savı yok-
tur. Bir 'masal' diye nitelendirseniz de, yerel yö-
netimlerin güçlenmesişeffaflıkiçin gerekSidir. Mer-
keziyönetimlerde yolsuzluk olmaz, buna karşın
yerel yönetimlerde yolsuzluk olağandır, gibi bir
görüşü kabul edeceğinize inanmıyorum. Ülke-
mizdeki, son yıllardaki yolsuzluklann büyük bir
bölümûnün merkezi yönetimdeki yöneticilerce
yapıldığını iddia etmek herhalde yanlış değildir.
önemli olan ülke bireyinin denetim mekanizma-
sı içinde daha etkin hale nasıl gelebileceğidir.
Bireyin yerel yönetime daha kolay erişebilece-
ği herhalde tartışılmaz..."
Prof. Dr. Tapan, yeni tasarı ile Milli Eğitim'de
eğitim birliğinin zedelenebileceği konusundaki
endişelerimi paylaştığını, aynı şekilde, yeni ya-
sayla yerel yönetimlerdeki kadrolaşmalarda sı-
kıntılarolabileceğini, bu konularda yoğun çalış-
malara gereksinme duyulacağını söyledikten
sonra "sonuç olarak, kamu yönetimi reformu ya-
sa taslağı anayasamız da dikkate alınarak, bü-
tün boyutlanyla tartışılmalı ve demokrasim'ıze kat-
kıda en fazla rol oynayacak biçimde değerien-
dirilmelidir" diyerek noktalıyor mektubunu.
•••
Aziz dostum Mete Tapan'ın mektubu, söz ko-
nusu yazımda meramımı ifadede acze düştüğü-
mün kanıtı galiba.
Oysa yazıda, kendisini halkın hizmetkân ola-
rak görmek yerine amiri gibi algılayan memurti-
piyle, yaygınlaşan rüşvet ve yolsuzluğuyla çağ-
dışı ve ceberrut formaliteleriyle, bugün yürür-
lükte olan düzeni savunmadığımı belirtmeye
özen göstermiştim.
Hiçbir şekilde, ulus devlet zayıflayacak diye ye-
rel yönetimlerin gelişmemesini savunmadım.
Yerel yönetimlerin safi yolsuzluk, merkezi yö-
netimin sadece dürüstlük oiduğu görüşünü sa-
vunmam bu ülkede yaşayan biri olarak mümkün
değildir.
Ancak, ülkemizde yerel yönetim efsanesinin de
içinin biraz boş oiduğu, yerel yönetimlerin de, bu
ekonomik yapı ve kliantelist politika ortamında
yeni birer rant paylaşım odağına dönüştüğü de
yadsınamaz.
Aynca tasarı, yerel yönetimlerdeki denetim
mekanizmalannı zayıflatarak, şeffalık ilkesini cid-
di olarak zedelemektedir.
öte yandan tasarıdaki yerelleştirmeyi, özel-
leştirme ile birlikte ele almak gerekir.
Asıl amaç yereli güçlendirmek değil, kamu hiz-
metini özellestirmektir ki, bu da sosyal devlet il-
kesini çiğnemektir.
Bilmem aziz dostum Mete Tapan, ücretli ka-
mu hizmeti kavramına nasıl bakar?
Açıklama:
Emekli Yargıç Yargıtay Daire Başkanı Naci Ün-
ver, üç gün önce, Kanal-6'da tetefonla katıldığım
bir haber programında kendi hakkında ileri sürülen-
lerle ilgili olarak aradı. Haberi yapanların kötü niyet-
le yanlış bir görüntü çizmeye çalıştıklannı, kendisi-
nin Akın Birdal'ı mahkûm etmediğini, tam tersine,
davası önüne geldiğinde beraatyönünde oy kullan-
dığını, Birdal'ın mahkûmiyetinin bidayet mahkeme-
sinin direnmesi üzerine genel kuruldan çıktığını, Eş-
ber Yağmurdereli ile ilgili davanın da kendisine
hiçbir zaman gelmediğini açıkladı.
Sayın Ünver'in açıklamalannı bilginize sunanm.
TEMA
ÇELENK HATTI
Sevdiklerinizi
fidanla yaşatın
Tel: (O212) 284 8O OO
Faks: CO212) 284,80 O9
Maliye müfettişleri, 'Kamu Yönetimi Tasansı'na karşı hazırladıklan raporu Genelkurmay'a gönderecek
içindeyanhşaranıyor'tLHANTAŞCI
ANKARA - Mahye Teftiş Kurulu
müfettişleri, Kamu Yönetimi Temel
Yasa Tasansı'na ilişkin görüşlerini,
hazırladıklan bir raporla ortaya koy-
du. Raporda, tasannın yasalaşma-
sıyla, hayali ihracat, ihale yolsuz-
luklan, gümrük kaçakçılığının soruş-
turulmasında boşluk doğacağına işa-
ret edilerek iç denetçilerin "siyasi
meraur" olduklan vurgulandı. Ha-
zırlanan raporun, Cumhurbaşkanlı-
ğı da dahil konuyla ilgili kamu ku-
rum ve kuruluşlaruıa iletilecek.
Müfettişlerin görüşleri şöyle:
Denetçiler slyasi memur:
Iç denetçilerin bağlı oiduğu müste-
şarlar hükümet ile gelip hükümet ile
giden yarı siyasi memurlardır. tç de-
Dünyadan örnekler
Avrupa
teftişini
koruyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Maliye müfettişlerinin hazırladıgı
rapor, Türkiye'nin hedef olarak
önünde duran AB ülkelerinin, teftiş
ve denetim birimini siyasi
yapılanmadan bağımsız olarak
koruduklannı da ortaya koyuyor.
Avrupa ülkelerinde mali suç
oranının daha düşük olmasına
karşın, teftiş kurullannı korunduğu
vurgulanan raporda, yolsuzluklann
hiç bitmediği Türkiye'de teftişin
kurullannın kaldınlma gerekçesinin
açıklanamayacağı belirtildi. Rapora
göre, AKP hükümetinin lağv etmeye
çalışüğı teftiş kurullannın ABD ve
AB ülkelerindeki uygulamalan
şöyle:
Anglosakson model (ABD):
Soruşturma, yolsuzluk ve
usulsüzlükleri belirlemek amacıyla
Genel Müfettiş Ofisi kuruldu. Her
türlü belgeyi almaya yetkili genel
müfettiş, soruşturma ve inceleme
yapacağı alanı kendi belirliyor.
Fransa: Denetim, bakanlıklar
bünyesinde bulunan teftiş kurullan
tarafından yapılıyor. Mali denetim
ise Ekonomi, Maliye ve Sanayi
BakanhğYnda doğrudan bakana
bağlı olarak Maliye Teftiş Kurulu
taranndan yapılıyor. Parlamento
adına kamu harcamalannın en üst
hesap mahkemesi olarak denetimini
yapan merkezde ve bölgelerde
örgütlenmiş Sayıştay bulunuyor.
İtalya*. Denetim görevi Kamu Mali
Denetim Birimi tarafından
yapılmakta. Bu birim, konular ve
bölgeler itibanyla 148 teftiş ve
denetim görevlisinden oluşuyor. Bu
görevlilerin 62'si mali ve idari teftiş,
86'sı rutin teftiş yapıyor. Birim, Mali
Denetim Birimi ve Merkezi Vergi
Denetim Birimi olmak üzere iki
grup olarak çalışmaktadır.
İSpanya: Ekonomi ve Maliye
Bakanlığı içinde örgütlenmiş olan
Kamu Kurumlar Arası Yönetim
Birimi merkezi hükümetin bütün
mali işlemlerini denetlemekle yetkili
kılındı. Mali denetim dışında, her
bakanlığın teftiş, denetim ve
inceleme programlannı hazırlayan
Kamu Yönetimi Genel Teftiş
Kurumu bulunmaktadır.
• "Yolsuzluk sürerken teftiş kurulu kapatılamaz" denilen maliye müfettişlerinin
raporunda "Zayıf denetimle güçlü yönetim olmaz. Siyasallaşan denetimle teftiş
yapılamaz. Ekonomik suçlarda boşluk doğacak" değerlendirmeleri yer aldı.
netçiler siyasi bir memur haline ge-
len kişilere bağlı ve sorumlu olarak
çalışacaklardır.
Yolsuzlukla mücadeleye
darbe: Müfettişlerin kaldınlması
ve yerine üst yöneticinin emir ve ta-
limatına bağlı iç denetçilik sistemi-
nin kurulması, ülkemizin öncelikli
ihtiyacı durumunda olan yolsuzluk-
la mücadeleye büyük darbe indire-
cek. Meslekı garantisi olmayan iç
denetçilerin bağımsız çahşabilmele-
ri, objektif rapor yazabilmeleri, yol-
suzluklarla mücadele edebilmeleri
mümkün değildir.
Performans denetimi ol-
maZ: Ekonomik ve tıcari faaliyet-
lerin yanya yakını devletin bılgisı dı-
şında iken salt performans denetimi
uygulamasına geçmek yalan içinde
yanlış aramaktan başka bir şey de-
ğildir. îç denetçilerin görevi hortum-
lanan kamu kaynaklarından arta ka-
lan miktann performans kriterleri-
ne uygun kullanılıp kullanılmadığı-
nı ölçmekten başka bir şey olmaya-
caktır.
çetelerle mücadele blter:
Hayali ihracat, ıhale yolsuzluklan,
gümrük kaçakçılığı gibi toplumun
vicdanında büyük tahribat yaratan
suçlann soruşturulmasında ciddi
boşluk doğacak. Bu suçlann soruş-
turuhnası müsteşar gibi hükümetle
gelip hükümetle gitmesi öngörülen
ve bunlara bağlı yetkisiz ve bağım-
lı iç denetçiler tarafından yapılamaz.
Terörle mücadele: İç denet-
çiler aracılığıyla terörün mali kay-
naklanna nüfuz etmenin zorluğu or-
tadadır. Kendi bakanhğının sınırh
işlemleri dışında bir perspektif edi-
nemeyecek durumda olan danışman
niteliğindeki ıç denetçilerin ulusla-
rarası nitelikteki kara para ve suç
organizasyonlan ile nasıl mücadele
edecekleri tamamen belirsizdir.
Karmaşık suçlar araştırı-
lamaZ: Haksız katma değer vergi-
si iadesi olayında ya da bir gümrük
kaçakçılığında hem kara para akla-
ma, hem kaçakçılık, hem vergi ka-
çakçılığı hem de memurlar tarafın-
dan işlenen rüşvet ve görevi kötüye
kullanma suçlan bir arada olabil-
mektedir.
Triryonluk haksız KDV iadeleri, or-
ganize şekilde çahşan rüşvet çetele-
ri, hayali ihracat ve kaçakçılık şebe-
keleri. vergi daırelennden dosya kay-
beden menfaat gruplan ile mücade-
lenin müfettişler yerine amir- memur
tarzı denetçilerle önlenmesi mümkün
değildir.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Rötuş yapılması düşünülüyor
Kamu Yönetimi
Yasa Tasansı
'bekleme odasında'
EBRU TOKTAR
Cumhurbaşkanı dünküprogramını da iptal etti
Sezer'inrahatsızlığı sürüyor
ANKARA - Hükümet, "Her değişim zordur ve
muhaiefetle karşılaşır. Ancak iktidar bu değişimi
yapmaya muktedirctir ve değişimi vapacak siyasi irade
bu hükümette mevcuttur* söylemıyle açıkladığı
"Kamu Yönetimi Temel Yasa TasansTnı,
kamuoyundan yükselen sesler üzerine bekleme karan
aldı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Abdüllatif Şener, kamuoyundan gelen eleştiri ve
görüşlen değerlendırdıklerini belirterek "Imzalar
tamam olmasına karşın MecKs'e sevk etmedik.
Maksadımız hâlâ görüş ve düşünceleri olanlar varsa
onlan da alanm, en mükemmd şektiyle MecBs'e sevk
edeibn" dedi. Hükümetin, özellikle devlet
kademelerinden gelen eleştıriler üzerine, tasanda
rötuş yapabileceği belirtildi. Devletin örgütlenme
yapısından merkezi idareye kadar tüm kurumlannı
altüst eden Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı,
Bakanlar Kurulu'nda imzalar tamamlanmasına karşın
devletin üst katmanlanndan ve toplumdan gelen
_____^_____^__ tepkiler üzerine bekleme
odasına alındı. Bu konudaki
resmi açıklama ise Şener'den
geldi. Ekonomik Sosyal
Konsey toplantısından sonra
açıklama yapan Şener,
tasanyla ilgili görüşlerin
toplantıda ele alındığını
bıldirdi. tmzalann tamam
olmasına karşın Meclis'e sevk
etmediklerine dikkat çeken
Şener. "Buradaki maksat,
hâlâ görüş ve düşünceleri
olanlar varsa onlan da alahm.
Tasanyı en mükemmel şekilde
sevk edetim. Avnca,
• Hükümet,
Bakanlar
Kurulu'nda
imzalann
tamamlanmasına
karşın Kamu
Yönetimi Temel
Yasa Tasansı 'nı
TBMM'ye
gönderme
sürecini erteledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Belini inciten Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet Sezer,
evinde dinleniyor. Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan ile önceki
gün yapacağı haftalık görüşme-
yi rahatsızlığı nedeniyle iptal
eden Sezer. dün de Finlandiya
Dışişleri Bakanı Erkki Tuomi-
oja ile görüşme programını iptal
etti.
Iç ve dış gelişmeleri değerlen-
Cumhurfoaşkanı Sezer
tılamayacağını Sezer'e aktarmış-
tı.
Cumhurbaşkanı ile Başbakan
arasında önceki gün planlanan gö-
rüşme de bu kez Sezer'in belin-
deki rahatsızlığm artması üzerine
iptal edildi. Çankaya Köşkü, gö-
rüşme öncesinde Başbakanhk özel
kalemini arayarak, Sezer'in sağ-
lık sorunu nedeniyle görüşmeyi ya-
pamayacağını ıletti.
Belinden rahatsız olan Sezer,
dirmek üzere her hafta Cumhurbaşkanı Se-
zer ile Başbakan Erdoğan arasında yapılan
"haftahk görûşme", yaklaşık 5 haftadır ger-
çekleştirilmiyor. Erdoğan, dış temaslan ve
yurtiçindeki programlan nedeniyle Sezer ile
yaptığı haftalık görüşmelere 2 Ekim'den bu
yana katılmamıştı. Erdoğan, Çankaya Köş-
kü'ndeki 29 Ekim resepsiyonunda da
Kars'taki temaslamıı gerekçe göstererek,
ertesi gün gerçekleştirilecek görüşmeye ka-
geçen hafta Genelkurmay Başkanı Orgene-
ral HilmiÖzkök ile ikili görüşmesini de ip-
tal etmek zorunda kalmıştı. Sezer, dün de
Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomi-
oja ile görüşme programını iptal etti.
Spor yaparken belini inciten Sezer, ağn-
lannın artması üzerine 28 Ekim'i 29 Ekim'e
bağlayan gece hastaneye kaldınlmış. bura-
dabelinde u
diskkaymasr saptanmıştı. Se-
zer'in, evinde dinlendiği öğrenildi.
kaühmcüardan konuyla ilgili görüşlerini talep ettik"
dedi. Denetim mekanizmasını yerle bir ederek teftiş
kurullannı kaldıran tasanya Maliye ve Gümrük Teftiş
Kurulu'ndan sert eleştıriler gelmişti. Başbakanlık
Teftiş Kurulu da Başbakan Tayyip Erdoğan a bir yazı
göndererek AB'nın kendi ülkesinde uygulamadığı
modeli Türkiye'ye dayattığını ifade etti. Maliye
Bakanlığı Teftiş Kurulu, dün Kamu thale Kurulu
Başkanı Sener Akkaynak ın de katıhmıyla "izfcnecek
stratejrye ilişkin*' geniş kapsamlı bir toplantı yaptı.
Maliye'nin eski Teftiş Kurulu Başkanı olan
Akkaynak'ın önerilerini de dinleyen müfettişler. ortak
hareket etme karan aldı. Tasanya, hükümetin kendi
içınden de tepki geldi. Devletin tüm kurumlan ile
birlikte 3 bin 212 belediyenin denetimini Sa>ıştay'a
bırakan tasanya gerekçeleriyle itiraz eden Milli
Savunma Bakanı Vecdi GönüL Başbakanlık'a bir yazı
gönderdi. Itırazlannı 10 başlıkta toplayan Gönül
yazısında, Maliye ve Içışlen Bakanlığı teftiş
kurullannın tasfiye edilmesinin doğru olmayacağını
vurguladı. Merkezi yönetimın yetkilerini yerel
yönetime devreden tasannın üzerinde çok iyi
düşünülmesi gerektiğini kaydeden Gönül, taşra
bölgelerindekı belediyelerin kendilerine de\Tedılecek
işleri kaldıramayacağını ifade etti.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
VVfemicke Korsakof hastalığını ölüm
oruçları nedeniyle öğrendik. ölüm
oruçları sırasında beyinleri hasara
uğrayan kişiler, giderek kendilerini
idare edemez hale geldiler. Çok sa-
yıda tutuklu ve hükümlü, ölüm oruç-
lan sırasında beyin hasarına uğradı.
Bu beyin hastalığı nedeniyle yüzler-
ce tutuklu ve mahkûm Adli Tıp Ku-
rumu'na sevk edildiler. Çoğunluğu
hakkında "içeride kendisini idare
edemez" raporu verildi ve savcılıklar
bu raporla onlan serbest bıraktılar.
Bu raporlan alan tutuklu ve mah-
kûmlar üçer ay ara ile yeniden sağ-
lık muayenesinden geçtiler. Bazılan
için o dönemde "kalıcı rahatsızlık"
oiduğu gerekçesiyle takibat kaldınl-
dı, tamamen serbest kaldılar. Huku-
ki ve tıbbi gerçek de buydu zaten.
Türkiye'de hiçbir konu hukuki ve tıb-
bi kalıcılığa sahip olamaz diye bir
inancımız varya, işte bu anlayış, Wer-
nicke Korsakof hastalığında kendisi-
Wernicke Korsakof lulan Tutuklamak
ni gösterdi. VVernicke Korsakof has-
talığı kalıcı bir beyin hastalığı, geriye
dönüşü mümkün olmayan bir hasta-
lık. Doktorlar, bu hastalıktan kurtul-
manın mümkün olmadığını söylüyor-
lar. Bu konuda bir tıbbi tesptt yapıl-
mışsa, yeniden "iyileşmiştir" tespiti
yapılamaz. Çünkü mümkün değildir.
Gelin görün ki, bu gerçeğe rağmen
son dönemde garip ve tehlikeli bir uy-
gulama başladı.
Dışanya çıkan ve tedavileri ile uğ-
raşan tutuklu ve hükümlülerson 4-5
aydır yeni bir tehditle yüz yüze gel-
diler. Çünkü Adli Tıp kurumlan, daha
önce "Wemicke Korsakofhastasıdır"
dediği kişiler hakkında bu kez de ne-
redeyse hiç firesiz "sağlamdır" ra-
poru vermeye başladılar. Böyle bir
rapor, VVernicke Korsakof hastaları
için tam anlamıyla ölümcül birtehdit
içeriyor. Çünkü yeniden tutuklanıp
hapse atılacaklar. Bu ise beyin has-
tası kışilerin tek kişilik ya da üç kişi-
lik hücrelerde ölüme terk edilmesi
anlamına geliyor.
Peki neden böyle biryol tercih edil-
di? Daha önce ölüm oruçlan yaygın-
ken, bu oruçlan durdurmak amacıy-
la böyle bir siyasi tercihte mi bulunuI-
muştu? Şimdi yeni bir karar alındı ve
"Onlan yeniden içeri atın" mı denili-
yor? Böyle birşeyi düşünmek ve uy-
gulamak, Türkiye'nin bir hukuk dev-
leti olmadığını kabul etmek demek-
tir. Şu anda bu uygulamaya yol gös-
teren, bu uygulamaya ortak olan dok-
torlar, hukuk insanları ve idareciler
suç işliyorlar.
Bir doktor, daha önce VVernicke
Korsakof hastalığı teşhisi konmuş bir
kişinin daha sonra F tipi hapishane-
lerin hücrelerinde yatabilecek kadar
sağlam olduğuna yeniden nasıl hük-
medebilir? Bu nasıl bir hukuk anla-
yışıdır, bu nasıl tıbbi etik anlayışıdır?
Her konu bu kadar keyfi bir hale ge-
tirilebilir mi?
Şu anda kendilerini topluma adap-
te etmeye çalışan, sürekli tedavi gö-
ren, yardım gören tutuklu ve hüküm-
lüler bir anda hapse atılıverecekler. Bir
kısmı zaten tutuklanmaya başladı bi-
le. Bu konuda Adalet Bakanı'nın dik-
katini çekiyorum. Çok tehlikeli bir
oyun oynanıyor. Kendilerini topluma
uydurmaya çalışan ve kendilerine ye-
ni bir hayat kurma çabası içinde olan
örselenmiş bu insanları içeriye ata-
rak Türkiye devleti ne kazanacak?
• • •
Önümde bir rapor duruyor; Ismi
bende saklı tutuklu hakkındaki ra-
porda şunlarbelirtiliyor "Adli Tıp Ku-
rumu 4. Ihtisas Kurulu'nda 30.4.2003
tarihindeyapılan muayenesinde; tes-
pit hafıza bozukluğu, izharhafıza ile-
ri bozukluğu, yakın hafıza bozuklu-
ğu, kognüsyon bozukluğu, dreamy
state, jamu vu, deja vu ile kendisini
gösteren KorsakofSendromu tespit
edildiği, Adli Tıp Kurumu 4. Ihtisas
Kurulu Klinik Psikoloji Laboratu-
an'nda; 29.05.2003 tarih ve 383 pro-
tokol ile yapılan psikolojik değerien-
dirmede; Benton skoru 7/15, yakın
hafıza ve evocation hafızasında ileri
derecede yetersizlik oiduğu..."
Bu raporun ardından neler oluyor?
Cezaevine tutuklunun durumu soru-
luyor ve sonra yeniden toplanan Ad-
li Tıp Kurumu heyeti "cezaevinde ya-
tabilir" raporu veriyor.
Bütün bunları anlamak mümkün
değil. Belki de mümkün. Ancak bu uy-
gulamanın hukuk devletiyle bir ilgisi
olmadığını da görüyoruz.